Surah Aal-e-Imran Verse 164 - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
Surah Aal-e-Imranلَقَدۡ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ إِذۡ بَعَثَ فِيهِمۡ رَسُولٗا مِّنۡ أَنفُسِهِمۡ يَتۡلُواْ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتِهِۦ وَيُزَكِّيهِمۡ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَإِن كَانُواْ مِن قَبۡلُ لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ
And olsun ki Allah, muminleri, "Onların aralarında (kendi zamanlarında, kendi kavimleri icinde), kendilerinden bir resul beas ederek (baslarının uzerine devrin imamının ruhu bir nimet olmak uzere)" nimetlendirdi (lutufda bulundu). Onlara, O´nun (Allah´ın) ayetlerini tilavet eder, onları tezkiye eder, onlara kitap ve hikmeti ogretir. Ondan evvel ise (resule tabi olmadan evvel), onlar elbette apacık dalalet icinde idiler