Surah Aal-e-Imran Verse 44 - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
Surah Aal-e-Imranذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهِ إِلَيۡكَۚ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ يُلۡقُونَ أَقۡلَٰمَهُمۡ أَيُّهُمۡ يَكۡفُلُ مَرۡيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ
Iste bu Meryem, Zekeriyya ve Yahya (Aleyhisselam) kıssaları, sana vahyetmekte oldugumuz gayb haberlerindendir. Ey Rasulum, yoksa Meryemi hangisi himayesine alacak diye, Tevrat yazdıkları kalemleriyle kur’a atarlarken, sen onların yanlarında degildin; cekisirlerken de yanlarında bulunmuyordun