Surah Al-Araf Verse 37 - Turkish Translation by Muhammed Esed
Surah Al-Arafفَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوۡ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓۚ أُوْلَـٰٓئِكَ يَنَالُهُمۡ نَصِيبُهُم مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِۖ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتۡهُمۡ رُسُلُنَا يَتَوَفَّوۡنَهُمۡ قَالُوٓاْ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡ تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِۖ قَالُواْ ضَلُّواْ عَنَّا وَشَهِدُواْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ أَنَّهُمۡ كَانُواْ كَٰفِرِينَ
Kendi asılsız uydurmalarını Allaha yakıstıran ya da Allahın ayetlerini yalanlamaya kalkısan kimselerden daha zalim kim olabilir? Onlara (hayatta) nasip olarak her ne ki yazılmıssa kendilerini bulacaktır; ta ki, canlarını almak icin elcilerimiz gelip (de) onlara: "Hani, nerde Allahtan baska cagırıp durdugunuz varlıklar?" deyinceye kadar. Ve (gunahkarlar): "Bizi yuzustu bıraktılar!" diye karsılık verecekler; ve (boylece), hakkı inkar eden kimseler oldukları konusunda kendi aleyhlerine tanıklık etmis olacaklar