Surah Hud Verse 116 - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
Surah Hudفَلَوۡلَا كَانَ مِنَ ٱلۡقُرُونِ مِن قَبۡلِكُمۡ أُوْلُواْ بَقِيَّةٖ يَنۡهَوۡنَ عَنِ ٱلۡفَسَادِ فِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّنۡ أَنجَيۡنَا مِنۡهُمۡۗ وَٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مَآ أُتۡرِفُواْ فِيهِ وَكَانُواْ مُجۡرِمِينَ
Bu durumda, sizden onceki nesillerden bakiye sahiplerinden (asırlarca munkerden nehyedenler ve ma´rufla emredenler) onlardan kurtardıklarımızdan pek azı dısındakilerden de bir kısmı, yeryuzunde fesattan nehyetseler (men) olmaz mıydı? Zalim olanlar, onları sımartan seylere (mal, mulk) tabi oldular. Ve mucrimler (suclular) oldular