Surah Hud Verse 116 - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
Surah Hudفَلَوۡلَا كَانَ مِنَ ٱلۡقُرُونِ مِن قَبۡلِكُمۡ أُوْلُواْ بَقِيَّةٖ يَنۡهَوۡنَ عَنِ ٱلۡفَسَادِ فِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّنۡ أَنجَيۡنَا مِنۡهُمۡۗ وَٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مَآ أُتۡرِفُواْ فِيهِ وَكَانُواْ مُجۡرِمِينَ
Sizden onceki devirlerde (insanları) yer yuzunde fesad (cıkarmak) dan vaz gecirmiye calısacak (bu suretle onları helakden kurtaracak) fazilet saahibleri bulunmalı degil miydi? (O devirlerin insanları) icinden (vazifelerini yapdıkları icin) kurtardıgımız (kimseler) ancak (pek) azdır. Zaalim olanlar ise yalınız kendilerine verilen (dunyevi) refahın ardına dusduler, gunahkar insanlardı onlar