Surah Hud Verse 17 - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
Surah Hudأَفَمَن كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّهِۦ وَيَتۡلُوهُ شَاهِدٞ مِّنۡهُ وَمِن قَبۡلِهِۦ كِتَٰبُ مُوسَىٰٓ إِمَامٗا وَرَحۡمَةًۚ أُوْلَـٰٓئِكَ يُؤۡمِنُونَ بِهِۦۚ وَمَن يَكۡفُرۡ بِهِۦ مِنَ ٱلۡأَحۡزَابِ فَٱلنَّارُ مَوۡعِدُهُۥۚ فَلَا تَكُ فِي مِرۡيَةٖ مِّنۡهُۚ إِنَّهُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤۡمِنُونَ
Bir mumin ki, Rabbi tarafından verilen acık bir delil (gercek davasını isbat eden selim bir akıl) uzeredir ve bunu, Allah’dan bir sahid olan Kur’an, bir de Kur’an’dan evvel kendisine uyulan ve buyuk bir nimet bulunan Musa’nın kitabı (Tevrat) da teyid ediyor; hic o, sırf dunya hayatını istiyen asiler gibi olur mu? Iste bu vasıfta olanlar, Kur’an’a iman ederler. Herhangi bir topluluk da Kur’an’ı inkar ederse, artık ates, onun vaadedilen yeridir. Sen de, sakın bunda bir supheye dusme. Cunku bu Kur’an ve onun vaadi. Rabbin tarafından hakdır. Fakat insanların cogu iman etmezler