Surah Yusuf Verse 101 - Turkish Translation by Elmalili Hamdi Yazir
Surah Yusuf۞رَبِّ قَدۡ ءَاتَيۡتَنِي مِنَ ٱلۡمُلۡكِ وَعَلَّمۡتَنِي مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِۚ فَاطِرَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ أَنتَ وَلِيِّۦ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِۖ تَوَفَّنِي مُسۡلِمٗا وَأَلۡحِقۡنِي بِٱلصَّـٰلِحِينَ
Ey Rabbim! Sen bana dunya mulkunden nasip verdin ve bana ruyaların tabirinden bir ilim ogrettin. Ey gokleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı musluman olarak al ve beni salih kulların arasına kat!" {*} Hasılı, ne zamanki, Yusuf'a vardılar, yani Yusuf'un daha once kardeslerine tenbih edip istedigi gibi, basta babaları olmak uzere butun aile bireyleri topluca Mısır'a gelip Yusuf'un yanına vardılar. Rivayet olunur ki, Yusuf ve Melik, yanlarında dort bin asker, birtakım devlet adamları ve Mısır halkından cok sayıda insan, gelen kafileyi karsılamaya cıkmıslardı. Yakub Aleyhisselam, oglu Yahuda'ya dayanarak yuruyordu, karsıdan gelen kafileye ve atlılara bakıp, "Ey Yahuda, su karsıdaki adam Mısır'ın Firavun'u mu?" diye sordu. O da "Hayır, Firavun degil, oglun" dedi. Yaklastıkları zaman Yusuf'dan once Yakup selam verdi ve "Selam sana ey huzunleri gideren" dedi{*}ilh