Surah Al-Isra - Turkish Translation by Adem Ugur
سُبۡحَٰنَ ٱلَّذِيٓ أَسۡرَىٰ بِعَبۡدِهِۦ لَيۡلٗا مِّنَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ إِلَى ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡأَقۡصَا ٱلَّذِي بَٰرَكۡنَا حَوۡلَهُۥ لِنُرِيَهُۥ مِنۡ ءَايَٰتِنَآۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ
Bir gece, kendisine ayetlerimizden bir kısmını gosterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Haram´dan, cevresini mubarek kıldıgımız Mescid-i Aksa´ya goturen Allah noksan sıfatlardan munezzehtir; O, gercekten isitendir, gorendir
Surah Al-Isra, Verse 1
وَءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلۡنَٰهُ هُدٗى لِّبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ أَلَّا تَتَّخِذُواْ مِن دُونِي وَكِيلٗا
Biz, Musa´ya Kitab´ı verdik ve Israilogullarına: "Benden baskasını dayanılıp guvenilen bir rab edinmeyin" diyerek bu Kitab´ı bir hidayet rehberi kıldık
Surah Al-Isra, Verse 2
ذُرِّيَّةَ مَنۡ حَمَلۡنَا مَعَ نُوحٍۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَبۡدٗا شَكُورٗا
(Ey) Nuh ile birlikte (gemide) tasıdıgımız kimselerin nesli! Sunu bilin ki Nuh, cok sukreden bir kul idi
Surah Al-Isra, Verse 3
وَقَضَيۡنَآ إِلَىٰ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ لَتُفۡسِدُنَّ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَرَّتَيۡنِ وَلَتَعۡلُنَّ عُلُوّٗا كَبِيرٗا
Biz, Kitap´ta Israilogullarına: Sizler, yeryuzunde iki defa fesat cıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik
Surah Al-Isra, Verse 4
فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ أُولَىٰهُمَا بَعَثۡنَا عَلَيۡكُمۡ عِبَادٗا لَّنَآ أُوْلِي بَأۡسٖ شَدِيدٖ فَجَاسُواْ خِلَٰلَ ٱلدِّيَارِۚ وَكَانَ وَعۡدٗا مَّفۡعُولٗا
Bunlardan ilkinin zamanı gelince, uzerinize guclu kuvvetli kullarımızı gonderdik. Bunlar, evlerin arasında dolasarak (sizi) aradılar. Bu, yerine getirilmis bir vaad idi
Surah Al-Isra, Verse 5
ثُمَّ رَدَدۡنَا لَكُمُ ٱلۡكَرَّةَ عَلَيۡهِمۡ وَأَمۡدَدۡنَٰكُم بِأَمۡوَٰلٖ وَبَنِينَ وَجَعَلۡنَٰكُمۡ أَكۡثَرَ نَفِيرًا
Sonra onlara karsı size tekrar (galibiyet ve zafer) verdik; servet ve ogullarla gucunuzu arttırdık; sayınızı daha da cogalttık
Surah Al-Isra, Verse 6
إِنۡ أَحۡسَنتُمۡ أَحۡسَنتُمۡ لِأَنفُسِكُمۡۖ وَإِنۡ أَسَأۡتُمۡ فَلَهَاۚ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ ٱلۡأٓخِرَةِ لِيَسُـُٔواْ وُجُوهَكُمۡ وَلِيَدۡخُلُواْ ٱلۡمَسۡجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٖ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوۡاْ تَتۡبِيرًا
Eger iyilik ederseniz kendinize etmis, kotuluk ederseniz yine kendinize etmis olursunuz. Artık diger cezalandırma zamanı gelince, yuzunuzu kara etsinler, daha once girdikleri gibi yine Mescid´e (Suleyman Mabedi´ne) girsinler ve ellerine gecirdikleri her seyi busbutun tahrip etsinler (diye, basınıza yine dusmanlarınızı musallat kıldık)
Surah Al-Isra, Verse 7
عَسَىٰ رَبُّكُمۡ أَن يَرۡحَمَكُمۡۚ وَإِنۡ عُدتُّمۡ عُدۡنَاۚ وَجَعَلۡنَا جَهَنَّمَ لِلۡكَٰفِرِينَ حَصِيرًا
Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz eger yine (fesatcılıga) donerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kafirler icin bir hapishane yaptık
Surah Al-Isra, Verse 8
إِنَّ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ يَهۡدِي لِلَّتِي هِيَ أَقۡوَمُ وَيُبَشِّرُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٱلَّذِينَ يَعۡمَلُونَ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمۡ أَجۡرٗا كَبِيرٗا
Suphesiz ki bu Kur´an en dogru yola iletir; iyi davranıslarda bulunan muminlere, kendileri icin buyuk bir mukafat oldugunu mujdeler
Surah Al-Isra, Verse 9
وَأَنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ أَعۡتَدۡنَا لَهُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا
Ahirete inanmayanlara gelince, onlar icin de elemli bir azap hazırlamısızdır
Surah Al-Isra, Verse 10
وَيَدۡعُ ٱلۡإِنسَٰنُ بِٱلشَّرِّ دُعَآءَهُۥ بِٱلۡخَيۡرِۖ وَكَانَ ٱلۡإِنسَٰنُ عَجُولٗا
Insan hayrı istedigi kadar serri de ister. Insan pek acelecidir
Surah Al-Isra, Verse 11
وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ ءَايَتَيۡنِۖ فَمَحَوۡنَآ ءَايَةَ ٱلَّيۡلِ وَجَعَلۡنَآ ءَايَةَ ٱلنَّهَارِ مُبۡصِرَةٗ لِّتَبۡتَغُواْ فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكُمۡ وَلِتَعۡلَمُواْ عَدَدَ ٱلسِّنِينَ وَٱلۡحِسَابَۚ وَكُلَّ شَيۡءٖ فَصَّلۡنَٰهُ تَفۡصِيلٗا
Biz, geceyi ve gunduzu birer ayet (delil) olarak yarattık. Nitekim, Rabbinizin nimetlerini arastırmanız, ayrıca, yılların sayı ve hesabını bilmeniz icin gecenin karanlıgını silip (yerine, esyayı) aydınlatan gunduzun aydınlıgını getirdik. Iste biz, her seyi acık acık anlattık
Surah Al-Isra, Verse 12
وَكُلَّ إِنسَٰنٍ أَلۡزَمۡنَٰهُ طَـٰٓئِرَهُۥ فِي عُنُقِهِۦۖ وَنُخۡرِجُ لَهُۥ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ كِتَٰبٗا يَلۡقَىٰهُ مَنشُورًا
Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bagladık. Insan icin kıyamet gununde, acılmıs olarak onune konacak bir kitap cıkarırız
Surah Al-Isra, Verse 13
ٱقۡرَأۡ كِتَٰبَكَ كَفَىٰ بِنَفۡسِكَ ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكَ حَسِيبٗا
Kitabını oku! Bugun sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter
Surah Al-Isra, Verse 14
مَّنِ ٱهۡتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهۡتَدِي لِنَفۡسِهِۦۖ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيۡهَاۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰۗ وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّىٰ نَبۡعَثَ رَسُولٗا
Kim hidayet yolunu secerse, bunu ancak kendi iyiligi icin secmis olur; kim de dogruluktan saparsa, kendi zararına sapmıs olur. Hicbir gunahkar, baskasının gunah yukunu uslenmez. Biz, bir peygamber gondermedikce (kimseye) azap edecek degiliz
Surah Al-Isra, Verse 15
وَإِذَآ أَرَدۡنَآ أَن نُّهۡلِكَ قَرۡيَةً أَمَرۡنَا مُتۡرَفِيهَا فَفَسَقُواْ فِيهَا فَحَقَّ عَلَيۡهَا ٱلۡقَوۡلُ فَدَمَّرۡنَٰهَا تَدۡمِيرٗا
Bir ulkeyi helak etmek istedigimizde, o ulkenin zenginlik sebebiyle sımarmıs elebasılarına (iyilikleri) emrederiz; buna ragmen onlar orada kotuluk islerler. Boylece o ulke, helake mustahak olur; biz de orayı darmadagın ederiz
Surah Al-Isra, Verse 16
وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِنَ ٱلۡقُرُونِ مِنۢ بَعۡدِ نُوحٖۗ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرَۢا بَصِيرٗا
Nuh´tan sonraki nesillerden nicelerini helak ettik. Kullarının gunahlarını bilen ve goren olarak Rabbin yeterlidir
Surah Al-Isra, Verse 17
مَّن كَانَ يُرِيدُ ٱلۡعَاجِلَةَ عَجَّلۡنَا لَهُۥ فِيهَا مَا نَشَآءُ لِمَن نُّرِيدُ ثُمَّ جَعَلۡنَا لَهُۥ جَهَنَّمَ يَصۡلَىٰهَا مَذۡمُومٗا مَّدۡحُورٗا
Her kim bu carcabuk gecen dunyayı dilerse ona, yani diledigimiz kimseye diledigimiz kadarını dunyada hemen verir, sonra da onu, kınanmıs ve kovulmus olarak girecegi cehenneme sokarız
Surah Al-Isra, Verse 18
وَمَنۡ أَرَادَ ٱلۡأٓخِرَةَ وَسَعَىٰ لَهَا سَعۡيَهَا وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَأُوْلَـٰٓئِكَ كَانَ سَعۡيُهُم مَّشۡكُورٗا
Kim de ahireti diler ve bir mumin olarak ona yarasır bir caba ile calısırsa, iste bunların calısmaları makbuldur
Surah Al-Isra, Verse 19
كُلّٗا نُّمِدُّ هَـٰٓؤُلَآءِ وَهَـٰٓؤُلَآءِ مِنۡ عَطَآءِ رَبِّكَۚ وَمَا كَانَ عَطَآءُ رَبِّكَ مَحۡظُورًا
Hepsine, onlara da bunlara da (dunyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmıs degildir
Surah Al-Isra, Verse 20
ٱنظُرۡ كَيۡفَ فَضَّلۡنَا بَعۡضَهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖۚ وَلَلۡأٓخِرَةُ أَكۡبَرُ دَرَجَٰتٖ وَأَكۡبَرُ تَفۡضِيلٗا
Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl ustun kılmısızdır! Elbette ki ahiret, derece ve ustunluk farkları bakımından daha buyuktur
Surah Al-Isra, Verse 21
لَّا تَجۡعَلۡ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَقۡعُدَ مَذۡمُومٗا مَّخۡذُولٗا
Allah ile birlikte bir ilah daha tanıma! Sonra kınanmıs ve kendi basına terkedilmis olarak kalırsın
Surah Al-Isra, Verse 22
۞وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّآ إِيَّاهُ وَبِٱلۡوَٰلِدَيۡنِ إِحۡسَٰنًاۚ إِمَّا يَبۡلُغَنَّ عِندَكَ ٱلۡكِبَرَ أَحَدُهُمَآ أَوۡ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُل لَّهُمَآ أُفّٖ وَلَا تَنۡهَرۡهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوۡلٗا كَرِيمٗا
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir sekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaslanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de guzel soz soyle
Surah Al-Isra, Verse 23
وَٱخۡفِضۡ لَهُمَا جَنَاحَ ٱلذُّلِّ مِنَ ٱلرَّحۡمَةِ وَقُل رَّبِّ ٱرۡحَمۡهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرٗا
Onları esirgeyerek alcakgonullulukle uzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Kucuklugumde onlar beni nasıl yetistirmislerse, simdi de sen onlara (oyle) rahmet et!" diyerek dua et
Surah Al-Isra, Verse 24
رَّبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِمَا فِي نُفُوسِكُمۡۚ إِن تَكُونُواْ صَٰلِحِينَ فَإِنَّهُۥ كَانَ لِلۡأَوَّـٰبِينَ غَفُورٗا
Rabbiniz sizin kalplerinizdekini cok iyi bilir. Eger siz iyi olursanız, sunu bilin ki Allah, kotulukten yuz cevirerek tevbeye yonelenleri son derece bagıslayıcıdır
Surah Al-Isra, Verse 25
وَءَاتِ ذَا ٱلۡقُرۡبَىٰ حَقَّهُۥ وَٱلۡمِسۡكِينَ وَٱبۡنَ ٱلسَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرۡ تَبۡذِيرًا
Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de sacıp savurma
Surah Al-Isra, Verse 26
إِنَّ ٱلۡمُبَذِّرِينَ كَانُوٓاْ إِخۡوَٰنَ ٱلشَّيَٰطِينِۖ وَكَانَ ٱلشَّيۡطَٰنُ لِرَبِّهِۦ كَفُورٗا
Zira boylesine sacıp savuranlar seytanların dostlarıdırlar. Seytan ise Rabbine karsı cok nankordur
Surah Al-Isra, Verse 27
وَإِمَّا تُعۡرِضَنَّ عَنۡهُمُ ٱبۡتِغَآءَ رَحۡمَةٖ مِّن رَّبِّكَ تَرۡجُوهَا فَقُل لَّهُمۡ قَوۡلٗا مَّيۡسُورٗا
Eger Rabbinden umdugun (beklemek durumunda oldugun) bir rahmet icin onların yuzlerine bakamıyorsan, hic olmazsa kendilerine gonul alıcı bir soz soyle
Surah Al-Isra, Verse 28
وَلَا تَجۡعَلۡ يَدَكَ مَغۡلُولَةً إِلَىٰ عُنُقِكَ وَلَا تَبۡسُطۡهَا كُلَّ ٱلۡبَسۡطِ فَتَقۡعُدَ مَلُومٗا مَّحۡسُورًا
Eli sıkı olma; busbutun eli acık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini ceker durursun
Surah Al-Isra, Verse 29
إِنَّ رَبَّكَ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُۚ إِنَّهُۥ كَانَ بِعِبَادِهِۦ خَبِيرَۢا بَصِيرٗا
Rabbin rızkı diledigine bol verir, diledigine daraltır. Suphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) cok iyi gorur
Surah Al-Isra, Verse 30
وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَوۡلَٰدَكُمۡ خَشۡيَةَ إِمۡلَٰقٖۖ نَّحۡنُ نَرۡزُقُهُمۡ وَإِيَّاكُمۡۚ إِنَّ قَتۡلَهُمۡ كَانَ خِطۡـٔٗا كَبِيرٗا
Gecim endisesi ile cocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları oldurmek gercekten buyuk bir suctur
Surah Al-Isra, Verse 31
وَلَا تَقۡرَبُواْ ٱلزِّنَىٰٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ فَٰحِشَةٗ وَسَآءَ سَبِيلٗا
Zinaya yaklasmayın. Zira o, bir hayasızlıktır ve cok kotu bir yoldur
Surah Al-Isra, Verse 32
وَلَا تَقۡتُلُواْ ٱلنَّفۡسَ ٱلَّتِي حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۗ وَمَن قُتِلَ مَظۡلُومٗا فَقَدۡ جَعَلۡنَا لِوَلِيِّهِۦ سُلۡطَٰنٗا فَلَا يُسۡرِف فِّي ٱلۡقَتۡلِۖ إِنَّهُۥ كَانَ مَنصُورٗا
Haklı bir sebep olmadıkca Allah´ın muhterem kıldıgı cana kıymayın. Bir kimse zulmen oldurulurse, onun velisine (hakkını alması icin) yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacagını almıstır
Surah Al-Isra, Verse 33
وَلَا تَقۡرَبُواْ مَالَ ٱلۡيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ حَتَّىٰ يَبۡلُغَ أَشُدَّهُۥۚ وَأَوۡفُواْ بِٱلۡعَهۡدِۖ إِنَّ ٱلۡعَهۡدَ كَانَ مَسۡـُٔولٗا
Yetimin malına, rusdune erinceye kadar, ancak en guzel bir niyetle yaklasın. Verdiginiz sozu de yerine getirin. Cunku verilen soz, sorumlulugu gerektirir
Surah Al-Isra, Verse 34
وَأَوۡفُواْ ٱلۡكَيۡلَ إِذَا كِلۡتُمۡ وَزِنُواْ بِٱلۡقِسۡطَاسِ ٱلۡمُسۡتَقِيمِۚ ذَٰلِكَ خَيۡرٞ وَأَحۡسَنُ تَأۡوِيلٗا
Olctugunuz zaman tastamam olcun ve dogru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha guzeldir
Surah Al-Isra, Verse 35
وَلَا تَقۡفُ مَا لَيۡسَ لَكَ بِهِۦ عِلۡمٌۚ إِنَّ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡبَصَرَ وَٱلۡفُؤَادَ كُلُّ أُوْلَـٰٓئِكَ كَانَ عَنۡهُ مَسۡـُٔولٗا
Hakkında bilgin bulunmayan seyin ardına dusme. Cunku kulak, goz ve gonul, bunların hepsi ondan sorumludur
Surah Al-Isra, Verse 36
وَلَا تَمۡشِ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَرَحًاۖ إِنَّكَ لَن تَخۡرِقَ ٱلۡأَرۡضَ وَلَن تَبۡلُغَ ٱلۡجِبَالَ طُولٗا
Yeryuzunde boburlenerek dolasma. Cunku sen (agırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de daglarla ululuk yarısına girebilirsin
Surah Al-Isra, Verse 37
كُلُّ ذَٰلِكَ كَانَ سَيِّئُهُۥ عِندَ رَبِّكَ مَكۡرُوهٗا
Butun bu sayılanların kotu olanları, Rabbinin nezdinde sevimsizdir
Surah Al-Isra, Verse 38
ذَٰلِكَ مِمَّآ أَوۡحَىٰٓ إِلَيۡكَ رَبُّكَ مِنَ ٱلۡحِكۡمَةِۗ وَلَا تَجۡعَلۡ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتُلۡقَىٰ فِي جَهَنَّمَ مَلُومٗا مَّدۡحُورًا
Iste bunlar, Rabbinin sana vahyettigi hikmetlerdir. Allah ile birlikte baska ilah edinme; sonra kınanmıs ve (Allah´ın rahmetinden) uzaklastırılmıs olarak cehenneme atılırsın
Surah Al-Isra, Verse 39
أَفَأَصۡفَىٰكُمۡ رَبُّكُم بِٱلۡبَنِينَ وَٱتَّخَذَ مِنَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنَٰثًاۚ إِنَّكُمۡ لَتَقُولُونَ قَوۡلًا عَظِيمٗا
(Ey musrikler!) Rabbiniz, erkek cocukları sizin icin ayırdı da, kendisi meleklerden kız cocuklar mı edindi! Gercekten siz, (vebali) cok buyuk bir soz soyluyorsunuz
Surah Al-Isra, Verse 40
وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَا فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ لِيَذَّكَّرُواْ وَمَا يَزِيدُهُمۡ إِلَّا نُفُورٗا
Biz, onların akıllarını baslarına toplamaları icin bu Kur´an´da (cesitli ikaz ve ihtarları) turlu sekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kacıp uzaklasmaktan baska bir sey saglamıyor
Surah Al-Isra, Verse 41
قُل لَّوۡ كَانَ مَعَهُۥٓ ءَالِهَةٞ كَمَا يَقُولُونَ إِذٗا لَّٱبۡتَغَوۡاْ إِلَىٰ ذِي ٱلۡعَرۡشِ سَبِيلٗا
De ki: Eger soyledikleri gibi Allah ile birlikte baska ilahlar da bulunsaydı, o takdirde bu ilahlar, Ars´ın sahibi olan Allah´a ulasmak icin careler arayacaklardı
Surah Al-Isra, Verse 42
سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوّٗا كَبِيرٗا
Allah, onların soyledikleri seylerden munezzehtir; son derece yucedir ve uludur
Surah Al-Isra, Verse 43
تُسَبِّحُ لَهُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ ٱلسَّبۡعُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهِنَّۚ وَإِن مِّن شَيۡءٍ إِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمۡدِهِۦ وَلَٰكِن لَّا تَفۡقَهُونَ تَسۡبِيحَهُمۡۚ إِنَّهُۥ كَانَ حَلِيمًا غَفُورٗا
Yedi gok, yer ve bunlarda bulunan herkes O´nu tesbih eder. O´nu ovgu ile tesbih etmeyen hicbir sey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, halimdir, bagıslayıcıdır
Surah Al-Isra, Verse 44
وَإِذَا قَرَأۡتَ ٱلۡقُرۡءَانَ جَعَلۡنَا بَيۡنَكَ وَبَيۡنَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ حِجَابٗا مَّسۡتُورٗا
Biz, Kur´an okudugun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir ortu cekeriz
Surah Al-Isra, Verse 45
وَجَعَلۡنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ أَكِنَّةً أَن يَفۡقَهُوهُ وَفِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَقۡرٗاۚ وَإِذَا ذَكَرۡتَ رَبَّكَ فِي ٱلۡقُرۡءَانِ وَحۡدَهُۥ وَلَّوۡاْ عَلَىٰٓ أَدۡبَٰرِهِمۡ نُفُورٗا
Ayrıca, onu anlamamaları icin kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir agırlık veririz. Sen, Kur´an´da Rabbinin birligini yadettiginde onlar, canları sıkılmıs bir vaziyette, gerisin geri donup giderler
Surah Al-Isra, Verse 46
نَّحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَا يَسۡتَمِعُونَ بِهِۦٓ إِذۡ يَسۡتَمِعُونَ إِلَيۡكَ وَإِذۡ هُمۡ نَجۡوَىٰٓ إِذۡ يَقُولُ ٱلظَّـٰلِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلٗا مَّسۡحُورًا
Biz, onların seni dinlerken ne maksatla dinlediklerini, kendi aralarında fısıldasırlarken de o zalimlerin: "Siz, buyulenmis bir adamdan baskasına uymuyorsunuz!" dediklerini cok iyi biliriz
Surah Al-Isra, Verse 47
ٱنظُرۡ كَيۡفَ ضَرَبُواْ لَكَ ٱلۡأَمۡثَالَ فَضَلُّواْ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ سَبِيلٗا
Baksana; senin icin ne turlu benzetmeler yaptılar! Bu yuzden, (oyle bir) saptılar ki, artık (dogru) yolu bulamayacaklardır
Surah Al-Isra, Verse 48
وَقَالُوٓاْ أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا وَرُفَٰتًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ خَلۡقٗا جَدِيدٗا
Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yıgını ve kokusmus bir toprak olmus iken, yepyeni bir hilkatte diriltilecegiz, oyle mi
Surah Al-Isra, Verse 49
۞قُلۡ كُونُواْ حِجَارَةً أَوۡ حَدِيدًا
De ki: "Ister tas olun, ister demir
Surah Al-Isra, Verse 50
أَوۡ خَلۡقٗا مِّمَّا يَكۡبُرُ فِي صُدُورِكُمۡۚ فَسَيَقُولُونَ مَن يُعِيدُنَاۖ قُلِ ٱلَّذِي فَطَرَكُمۡ أَوَّلَ مَرَّةٖۚ فَسَيُنۡغِضُونَ إِلَيۡكَ رُءُوسَهُمۡ وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هُوَۖ قُلۡ عَسَىٰٓ أَن يَكُونَ قَرِيبٗا
Isterse aklınıza (yeniden dirilmesi) imkansız gibi gorunen herhangi bir yaratık! (Bunlar, Allah´ın sizi yeniden diriltmesini guclestirmez.) Diyecekler ki: "Bizi tekrar (hayata) kim dondurecek?" De ki: Sizi ilk kez yaratan. Bunun uzerine onlar sana alaylı bir tarzda baslarını sallayacak ve "Ne zamanmıs o?" diyecekler. De ki: Yakın olsa gerek
Surah Al-Isra, Verse 51
يَوۡمَ يَدۡعُوكُمۡ فَتَسۡتَجِيبُونَ بِحَمۡدِهِۦ وَتَظُنُّونَ إِن لَّبِثۡتُمۡ إِلَّا قَلِيلٗا
Allah sizi cagıracagı gun, kendisine hamdederek cagrısına uyarsınız ve (dirilmeden onceki halinizde) cok az kaldıgınızı sanırsınız
Surah Al-Isra, Verse 52
وَقُل لِّعِبَادِي يَقُولُواْ ٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُۚ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ يَنزَغُ بَيۡنَهُمۡۚ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ كَانَ لِلۡإِنسَٰنِ عَدُوّٗا مُّبِينٗا
Kullarıma soyle, sozun en guzelini soylesinler. Sonra seytan aralarını bozar. Cunku seytan, insanın apacık dusmanıdır
Surah Al-Isra, Verse 53
رَّبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِكُمۡۖ إِن يَشَأۡ يَرۡحَمۡكُمۡ أَوۡ إِن يَشَأۡ يُعَذِّبۡكُمۡۚ وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ وَكِيلٗا
Rabbiniz, sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder; dilerse sizi cezalandırır. Biz, seni onların ustune bir vekil olarak gondermedik
Surah Al-Isra, Verse 54
وَرَبُّكَ أَعۡلَمُ بِمَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۗ وَلَقَدۡ فَضَّلۡنَا بَعۡضَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ عَلَىٰ بَعۡضٖۖ وَءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ زَبُورٗا
Rabbin, goklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gercekten biz, peygamberlerin kimini kiminden ustun kıldık; Davud´a da Zebur´u verdik
Surah Al-Isra, Verse 55
قُلِ ٱدۡعُواْ ٱلَّذِينَ زَعَمۡتُم مِّن دُونِهِۦ فَلَا يَمۡلِكُونَ كَشۡفَ ٱلضُّرِّ عَنكُمۡ وَلَا تَحۡوِيلًا
(Resulum!) De ki: "Allah´ı bırakıp da (ilah oldugunu) ileri surduklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklastırabilir, ne de degistirebilirler
Surah Al-Isra, Verse 56
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ يَبۡتَغُونَ إِلَىٰ رَبِّهِمُ ٱلۡوَسِيلَةَ أَيُّهُمۡ أَقۡرَبُ وَيَرۡجُونَ رَحۡمَتَهُۥ وَيَخَافُونَ عَذَابَهُۥٓۚ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ كَانَ مَحۡذُورٗا
Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O´nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Cunku Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır
Surah Al-Isra, Verse 57
وَإِن مِّن قَرۡيَةٍ إِلَّا نَحۡنُ مُهۡلِكُوهَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ أَوۡ مُعَذِّبُوهَا عَذَابٗا شَدِيدٗاۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَسۡطُورٗا
Ne kadar ulke varsa hepsini kıyamet gununden once ya helak edecek veya en cetin bir sekilde azaplandıracagız. Bu, Kitap´ta (levh-i mahfuz´da) yazılıdır
Surah Al-Isra, Verse 58
وَمَا مَنَعَنَآ أَن نُّرۡسِلَ بِٱلۡأٓيَٰتِ إِلَّآ أَن كَذَّبَ بِهَا ٱلۡأَوَّلُونَۚ وَءَاتَيۡنَا ثَمُودَ ٱلنَّاقَةَ مُبۡصِرَةٗ فَظَلَمُواْ بِهَاۚ وَمَا نُرۡسِلُ بِٱلۡأٓيَٰتِ إِلَّا تَخۡوِيفٗا
Bizi, ayetler (mucizeler) gondermekten alıkoyan tek sey, oncekilerin bu ayetleri yalanlamıs olmasıdır. Nitekim Semud kavmine, acık bir mucize olmak uzere bir disi deve vermistik. Onlar ise, (bu deveyi bogazladılar ve) bu yuzden zalim oldular. Oysa biz ayetleri ancak korkutmak icin gondeririz
Surah Al-Isra, Verse 59
وَإِذۡ قُلۡنَا لَكَ إِنَّ رَبَّكَ أَحَاطَ بِٱلنَّاسِۚ وَمَا جَعَلۡنَا ٱلرُّءۡيَا ٱلَّتِيٓ أَرَيۡنَٰكَ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلنَّاسِ وَٱلشَّجَرَةَ ٱلۡمَلۡعُونَةَ فِي ٱلۡقُرۡءَانِۚ وَنُخَوِّفُهُمۡ فَمَا يَزِيدُهُمۡ إِلَّا طُغۡيَٰنٗا كَبِيرٗا
Hani sana: Rabbin, insanları cepecevre kusatmıstır, demistik. Sana gosterdigimiz o goruntuleri ve Kur´an´da lanetlenen agacı, ancak insanları sınamak icin meydana getirdik. Biz onları korkuturuz da, bu onlara, buyuk bir azgınlıktan baska bir sey saglamaz
Surah Al-Isra, Verse 60
وَإِذۡ قُلۡنَا لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ ٱسۡجُدُواْ لِأٓدَمَ فَسَجَدُوٓاْ إِلَّآ إِبۡلِيسَ قَالَ ءَأَسۡجُدُ لِمَنۡ خَلَقۡتَ طِينٗا
Meleklere: Adem´e secde edin! demistik. Iblis´in dısında hepsi secde ettiler. Iblis: "Ben, dedi, camurdan yarattıgın bir kimseye secde mi ederim
Surah Al-Isra, Verse 61
قَالَ أَرَءَيۡتَكَ هَٰذَا ٱلَّذِي كَرَّمۡتَ عَلَيَّ لَئِنۡ أَخَّرۡتَنِ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ لَأَحۡتَنِكَنَّ ذُرِّيَّتَهُۥٓ إِلَّا قَلِيلٗا
Dedi ki: "Su benden ustun kıldıgına da bir bak! Yemin ederim ki, eger beni kıyamete kadar yasatırsan, pek azı dısında, onun neslini kendime baglayacagım
Surah Al-Isra, Verse 62
قَالَ ٱذۡهَبۡ فَمَن تَبِعَكَ مِنۡهُمۡ فَإِنَّ جَهَنَّمَ جَزَآؤُكُمۡ جَزَآءٗ مَّوۡفُورٗا
Allah buyurdu: Git! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki hepinizin cezası cehennemdir. Tam bir ceza
Surah Al-Isra, Verse 63
وَٱسۡتَفۡزِزۡ مَنِ ٱسۡتَطَعۡتَ مِنۡهُم بِصَوۡتِكَ وَأَجۡلِبۡ عَلَيۡهِم بِخَيۡلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكۡهُمۡ فِي ٱلۡأَمۡوَٰلِ وَٱلۡأَوۡلَٰدِ وَعِدۡهُمۡۚ وَمَا يَعِدُهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ إِلَّا غُرُورًا
Onlardan gucunun yettigi kimseleri davetinle sasırt; suvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya bog; mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Seytan, insanlara, aldatmadan baska bir sey vadetmez
Surah Al-Isra, Verse 64
إِنَّ عِبَادِي لَيۡسَ لَكَ عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٞۚ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ وَكِيلٗا
Surası muhakkak ki, benim (ihlaslı) kullarım uzerinde senin hicbir agırlıgın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter
Surah Al-Isra, Verse 65
رَّبُّكُمُ ٱلَّذِي يُزۡجِي لَكُمُ ٱلۡفُلۡكَ فِي ٱلۡبَحۡرِ لِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ كَانَ بِكُمۡ رَحِيمٗا
(Kullarım!) Rabbiniz, lutfuna nail olmanız icin denizde gemileri sizin icin yuzdurendir. Dogrusu O, sizin icin cok merhametlidir
Surah Al-Isra, Verse 66
وَإِذَا مَسَّكُمُ ٱلضُّرُّ فِي ٱلۡبَحۡرِ ضَلَّ مَن تَدۡعُونَ إِلَّآ إِيَّاهُۖ فَلَمَّا نَجَّىٰكُمۡ إِلَى ٱلۡبَرِّ أَعۡرَضۡتُمۡۚ وَكَانَ ٱلۡإِنسَٰنُ كَفُورًا
Denizde basınıza bir musibet geldiginde, O´ndan baska butun yalvardıklarınız kaybolup gider. O sizi kurtarıp karaya cıkardıgında, (yine eski halinize) donersiniz. Insanoglu cok nankordur
Surah Al-Isra, Verse 67
أَفَأَمِنتُمۡ أَن يَخۡسِفَ بِكُمۡ جَانِبَ ٱلۡبَرِّ أَوۡ يُرۡسِلَ عَلَيۡكُمۡ حَاصِبٗا ثُمَّ لَا تَجِدُواْ لَكُمۡ وَكِيلًا
O´nun, sizi kara tarafında yerin dibine gecirmeyeceginden, yahut basınıza tas yagdırmayacagından emin misiniz? Sonra kendinize bir koruyucu da bulamazsınız
Surah Al-Isra, Verse 68
أَمۡ أَمِنتُمۡ أَن يُعِيدَكُمۡ فِيهِ تَارَةً أُخۡرَىٰ فَيُرۡسِلَ عَلَيۡكُمۡ قَاصِفٗا مِّنَ ٱلرِّيحِ فَيُغۡرِقَكُم بِمَا كَفَرۡتُمۡ ثُمَّ لَا تَجِدُواْ لَكُمۡ عَلَيۡنَا بِهِۦ تَبِيعٗا
Yahut O´nun, sizi bir kez daha oraya (denize) gonderip uzerinize bir kasırga yollayarak, inkar etmis olmanız sebebiyle sizi bogmayacagından emin misiniz? Sonra, bundan dolayı kendinize (intikamınızı almak icin) bizi arayıp soracak bir destekci de bulamazsınız
Surah Al-Isra, Verse 69
۞وَلَقَدۡ كَرَّمۡنَا بَنِيٓ ءَادَمَ وَحَمَلۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِ وَرَزَقۡنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَفَضَّلۡنَٰهُمۡ عَلَىٰ كَثِيرٖ مِّمَّنۡ خَلَقۡنَا تَفۡضِيلٗا
Biz, hakikaten insanoglunu san ve seref sahibi kıldık. Onları, (cesitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde tasıdık; kendilerine guzel guzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın bircogundan cidden ustun kıldık
Surah Al-Isra, Verse 70
يَوۡمَ نَدۡعُواْ كُلَّ أُنَاسِۭ بِإِمَٰمِهِمۡۖ فَمَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَقۡرَءُونَ كِتَٰبَهُمۡ وَلَا يُظۡلَمُونَ فَتِيلٗا
Her insan toplulugunu onderleri ile birlikte cagıracagımız o gunde kimlerin amel defteri sagından verilirse, onlar, en kucuk bir haksızlıga ugramamıs olarak amel defterlerini okuyacaklar
Surah Al-Isra, Verse 71
وَمَن كَانَ فِي هَٰذِهِۦٓ أَعۡمَىٰ فَهُوَ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ أَعۡمَىٰ وَأَضَلُّ سَبِيلٗا
Bu dunyada kor olan kimse ahirette de kordur; ustelik iyice yolunu sasırmıstır
Surah Al-Isra, Verse 72
وَإِن كَادُواْ لَيَفۡتِنُونَكَ عَنِ ٱلَّذِيٓ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ لِتَفۡتَرِيَ عَلَيۡنَا غَيۡرَهُۥۖ وَإِذٗا لَّٱتَّخَذُوكَ خَلِيلٗا
Musrikler, sana vahyettigimizden baska bir seyi yalan yere bize isnat etmen icin seni, nerdeyse, sana vahyettigimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi
Surah Al-Isra, Verse 73
وَلَوۡلَآ أَن ثَبَّتۡنَٰكَ لَقَدۡ كِدتَّ تَرۡكَنُ إِلَيۡهِمۡ شَيۡـٔٗا قَلِيلًا
Eger seni sebatkar kılmasaydık, gercekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin
Surah Al-Isra, Verse 74
إِذٗا لَّأَذَقۡنَٰكَ ضِعۡفَ ٱلۡحَيَوٰةِ وَضِعۡفَ ٱلۡمَمَاتِ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ عَلَيۡنَا نَصِيرٗا
O zaman, hic suphesiz sana hayatın ve olumun sıkıntılarını kat kat tattırırdık; sonra bize karsı kendin icin bir yardımcı da bulamazdın
Surah Al-Isra, Verse 75
وَإِن كَادُواْ لَيَسۡتَفِزُّونَكَ مِنَ ٱلۡأَرۡضِ لِيُخۡرِجُوكَ مِنۡهَاۖ وَإِذٗا لَّا يَلۡبَثُونَ خِلَٰفَكَ إِلَّا قَلِيلٗا
Yine onlar, seni yurdundan cıkarmak icin nerdeyse dunyayı basına dar getirecekler. O takdirde, senin ardından kendileri de fazla kalamazlar
Surah Al-Isra, Verse 76
سُنَّةَ مَن قَدۡ أَرۡسَلۡنَا قَبۡلَكَ مِن رُّسُلِنَاۖ وَلَا تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحۡوِيلًا
Senden once gonderdigimiz peygamberler hakkındaki kanun (da budur). Bizim kanunumuzda hicbir degisiklik bulamazsın
Surah Al-Isra, Verse 77
أَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِدُلُوكِ ٱلشَّمۡسِ إِلَىٰ غَسَقِ ٱلَّيۡلِ وَقُرۡءَانَ ٱلۡفَجۡرِۖ إِنَّ قُرۡءَانَ ٱلۡفَجۡرِ كَانَ مَشۡهُودٗا
Gunduzun gunes donup gecenin karanlıgı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Cunku sabah namazı sahitlidir
Surah Al-Isra, Verse 78
وَمِنَ ٱلَّيۡلِ فَتَهَجَّدۡ بِهِۦ نَافِلَةٗ لَّكَ عَسَىٰٓ أَن يَبۡعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامٗا مَّحۡمُودٗا
Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak uzere namaz kıl. (Boylece) Rabbinin, seni, ovguye deger bir makama gonderecegini umabilirsin
Surah Al-Isra, Verse 79
وَقُل رَّبِّ أَدۡخِلۡنِي مُدۡخَلَ صِدۡقٖ وَأَخۡرِجۡنِي مُخۡرَجَ صِدۡقٖ وَٱجۡعَل لِّي مِن لَّدُنكَ سُلۡطَٰنٗا نَّصِيرٗا
Ve soyle niyaz et: Rabbim! Girecegim yere durustlukle girmemi sagla; cıkacagım yerden de durustlukle cıkmamı sagla. Bana tarafından, hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver
Surah Al-Isra, Verse 80
وَقُلۡ جَآءَ ٱلۡحَقُّ وَزَهَقَ ٱلۡبَٰطِلُۚ إِنَّ ٱلۡبَٰطِلَ كَانَ زَهُوقٗا
Yine de ki: Hak geldi; batıl yıkılıp gitti. Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur
Surah Al-Isra, Verse 81
وَنُنَزِّلُ مِنَ ٱلۡقُرۡءَانِ مَا هُوَ شِفَآءٞ وَرَحۡمَةٞ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ وَلَا يَزِيدُ ٱلظَّـٰلِمِينَ إِلَّا خَسَارٗا
Biz, Kur´an´dan oyle bir sey indiriyoruz ki o, muminler icin sifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır
Surah Al-Isra, Verse 82
وَإِذَآ أَنۡعَمۡنَا عَلَى ٱلۡإِنسَٰنِ أَعۡرَضَ وَنَـَٔا بِجَانِبِهِۦ وَإِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ كَانَ يَـُٔوسٗا
Insana nimet verdigimiz zaman (bizden) yuz cevirip yan cizer; ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlıga duser
Surah Al-Isra, Verse 83
قُلۡ كُلّٞ يَعۡمَلُ عَلَىٰ شَاكِلَتِهِۦ فَرَبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِمَنۡ هُوَ أَهۡدَىٰ سَبِيلٗا
De ki: Herkes, kendi mizac ve mesrebine gore is yapar. Bu durumda kimin dogru bir yol tuttugunu Rabbiniz en iyi bilendir
Surah Al-Isra, Verse 84
وَيَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلرُّوحِۖ قُلِ ٱلرُّوحُ مِنۡ أَمۡرِ رَبِّي وَمَآ أُوتِيتُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِ إِلَّا قَلِيلٗا
Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmistir
Surah Al-Isra, Verse 85
وَلَئِن شِئۡنَا لَنَذۡهَبَنَّ بِٱلَّذِيٓ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ بِهِۦ عَلَيۡنَا وَكِيلًا
Hakikaten, biz dilersek sana vahyettigimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karsı hicbir koruyucu bulamazsın
Surah Al-Isra, Verse 86
إِلَّا رَحۡمَةٗ مِّن رَّبِّكَۚ إِنَّ فَضۡلَهُۥ كَانَ عَلَيۡكَ كَبِيرٗا
Ancak Rabbinin rahmeti (sayesinde Kur´an baki kalmıstır). Cunku O´nun sana lutufkarlıgı cok buyuktur
Surah Al-Isra, Verse 87
قُل لَّئِنِ ٱجۡتَمَعَتِ ٱلۡإِنسُ وَٱلۡجِنُّ عَلَىٰٓ أَن يَأۡتُواْ بِمِثۡلِ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ لَا يَأۡتُونَ بِمِثۡلِهِۦ وَلَوۡ كَانَ بَعۡضُهُمۡ لِبَعۡضٖ ظَهِيرٗا
De ki: Andolsun, bu Kur´an´ın bir benzerini ortaya koymak uzere insu cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler
Surah Al-Isra, Verse 88
وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ مِن كُلِّ مَثَلٖ فَأَبَىٰٓ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ إِلَّا كُفُورٗا
Muhakkak ki biz, bu Kur´an´da insanlara her turlu misali cesitli sekillerde anlattık. Yine de insanların cogu inkarcılıktan baskasını kabullenmediler
Surah Al-Isra, Verse 89
وَقَالُواْ لَن نُّؤۡمِنَ لَكَ حَتَّىٰ تَفۡجُرَ لَنَا مِنَ ٱلۡأَرۡضِ يَنۢبُوعًا
Onlar: "Sen, dediler, bizim icin yerden bir kaynak fıskırtmadıkca sana asla inanmayacagız
Surah Al-Isra, Verse 90
أَوۡ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٞ مِّن نَّخِيلٖ وَعِنَبٖ فَتُفَجِّرَ ٱلۡأَنۡهَٰرَ خِلَٰلَهَا تَفۡجِيرًا
Veya senin bir hurma bahcen ve uzum bagın olmalı; oyle ki, iclerinden gurul gurul ırmaklar akıtmalısın
Surah Al-Isra, Verse 91
أَوۡ تُسۡقِطَ ٱلسَّمَآءَ كَمَا زَعَمۡتَ عَلَيۡنَا كِسَفًا أَوۡ تَأۡتِيَ بِٱللَّهِ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ قَبِيلًا
Yahut, iddia ettigin gibi, uzerimize gokten parcalar yagdırmalısın veya Allah´ı ve melekleri gozumuzun onune getirmelisin
Surah Al-Isra, Verse 92
أَوۡ يَكُونَ لَكَ بَيۡتٞ مِّن زُخۡرُفٍ أَوۡ تَرۡقَىٰ فِي ٱلسَّمَآءِ وَلَن نُّؤۡمِنَ لِرُقِيِّكَ حَتَّىٰ تُنَزِّلَ عَلَيۡنَا كِتَٰبٗا نَّقۡرَؤُهُۥۗ قُلۡ سُبۡحَانَ رَبِّي هَلۡ كُنتُ إِلَّا بَشَرٗا رَّسُولٗا
Yahut da altından bir evin olmalı, ya da goge cıkmalısın. Bize, okuyacagımız bir kitap indirmedigin surece (goge) cıktıgına da asla inanmayız. De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beser bir elciyim
Surah Al-Isra, Verse 93
وَمَا مَنَعَ ٱلنَّاسَ أَن يُؤۡمِنُوٓاْ إِذۡ جَآءَهُمُ ٱلۡهُدَىٰٓ إِلَّآ أَن قَالُوٓاْ أَبَعَثَ ٱللَّهُ بَشَرٗا رَّسُولٗا
Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiginde, insanların (buna) inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir beseri mi gonderdi?" demeleri engellemistir
Surah Al-Isra, Verse 94
قُل لَّوۡ كَانَ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَلَـٰٓئِكَةٞ يَمۡشُونَ مُطۡمَئِنِّينَ لَنَزَّلۡنَا عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ مَلَكٗا رَّسُولٗا
Sunu soyle: Eger yeryuzunde yerlesmis gezip dolasan melekler olsaydı, elbette onlara gokten, peygamber olarak bir melek gonderirdik
Surah Al-Isra, Verse 95
قُلۡ كَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدَۢا بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡۚ إِنَّهُۥ كَانَ بِعِبَادِهِۦ خَبِيرَۢا بَصِيرٗا
De ki: Benimle sizin aranızda gercek sahit olarak Allah kafidir. Zira O, kullarını hakikaten bilip gormektedir
Surah Al-Isra, Verse 96
وَمَن يَهۡدِ ٱللَّهُ فَهُوَ ٱلۡمُهۡتَدِۖ وَمَن يُضۡلِلۡ فَلَن تَجِدَ لَهُمۡ أَوۡلِيَآءَ مِن دُونِهِۦۖ وَنَحۡشُرُهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ عُمۡيٗا وَبُكۡمٗا وَصُمّٗاۖ مَّأۡوَىٰهُمۡ جَهَنَّمُۖ كُلَّمَا خَبَتۡ زِدۡنَٰهُمۡ سَعِيرٗا
Allah kime hidayet verirse, iste dogru yolu bulan odur; kimi de hidayetten uzak tutarsa, artık onlara, Allah´tan baska dostlar bulamazsın. Kıyamet gununde onları kor, dilsiz ve sagır bir halde yuzukoyun hasrederiz. Onların varacagı ve kalacagı yer cehennemdir ki, atesi yavasladıkca onun alevini artırırız
Surah Al-Isra, Verse 97
ذَٰلِكَ جَزَآؤُهُم بِأَنَّهُمۡ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَقَالُوٓاْ أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا وَرُفَٰتًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ خَلۡقٗا جَدِيدًا
Cezaları iste budur! Cunku onlar, ayetlerimizi inkar etmisler ve: "Sahi bizler, bir kemik yıgını ve kokusmus toprak olduktan sonra yeni bir yaratılısla diriltilmis mi olacagız?" demislerdir
Surah Al-Isra, Verse 98
۞أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّ ٱللَّهَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ قَادِرٌ عَلَىٰٓ أَن يَخۡلُقَ مِثۡلَهُمۡ وَجَعَلَ لَهُمۡ أَجَلٗا لَّا رَيۡبَ فِيهِ فَأَبَى ٱلظَّـٰلِمُونَ إِلَّا كُفُورٗا
Dusunmediler mi ki, gokleri ve yeri yaratmıs olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar icin bir vade takdir etti. Bunda suphe yoktur. Ama zalimler, inkarcılıktan baskasını kabullenmediler
Surah Al-Isra, Verse 99
قُل لَّوۡ أَنتُمۡ تَمۡلِكُونَ خَزَآئِنَ رَحۡمَةِ رَبِّيٓ إِذٗا لَّأَمۡسَكۡتُمۡ خَشۡيَةَ ٱلۡإِنفَاقِۚ وَكَانَ ٱلۡإِنسَٰنُ قَتُورٗا
De ki: Rabbimin rahmet hazinesine eger siz sahip olsaydınız, harcanır korkusuyla kıstıkca kısardınız. Insanoglu da pek eli sıkıdır
Surah Al-Isra, Verse 100
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَىٰ تِسۡعَ ءَايَٰتِۭ بَيِّنَٰتٖۖ فَسۡـَٔلۡ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ إِذۡ جَآءَهُمۡ فَقَالَ لَهُۥ فِرۡعَوۡنُ إِنِّي لَأَظُنُّكَ يَٰمُوسَىٰ مَسۡحُورٗا
Andolsun biz, Musa´ya acık acık dokuz ayet verdik. Haydi Israilogullarına sor. Musa onlara geldiginde Firavun ona, "Ey Musa! dedi, senin buyulenmis oldugunu sanıyorum
Surah Al-Isra, Verse 101
قَالَ لَقَدۡ عَلِمۡتَ مَآ أَنزَلَ هَـٰٓؤُلَآءِ إِلَّا رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ بَصَآئِرَ وَإِنِّي لَأَظُنُّكَ يَٰفِرۡعَوۡنُ مَثۡبُورٗا
(Musa Firavun´a:) "Pek ala biliyorsun ki, dedi, bunları, birer ibret olmak uzere, ancak, goklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de senin hakikaten mahvoldugunu sanıyorum
Surah Al-Isra, Verse 102
فَأَرَادَ أَن يَسۡتَفِزَّهُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ فَأَغۡرَقۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ جَمِيعٗا
Derken, Firavun onları ulkeden cıkarmak istedi. Bu yuzden biz onu ve maiyyetindekilerin hepsini (denizde) bogduk
Surah Al-Isra, Verse 103
وَقُلۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِۦ لِبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱسۡكُنُواْ ٱلۡأَرۡضَ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ ٱلۡأٓخِرَةِ جِئۡنَا بِكُمۡ لَفِيفٗا
Arkasından da Israilogullarına: "O topraklarda oturun! Ahiret vadi tahakkuk edince, hepinizi toplayıp bir araya getirecegiz" dedik
Surah Al-Isra, Verse 104
وَبِٱلۡحَقِّ أَنزَلۡنَٰهُ وَبِٱلۡحَقِّ نَزَلَۗ وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا مُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا
Biz Kur´an´ı hak olarak indirdik; o da hakkı getirdi. Seni de ancak mujdeleyici ve uyarıcı olarak gonderdik
Surah Al-Isra, Verse 105
وَقُرۡءَانٗا فَرَقۡنَٰهُ لِتَقۡرَأَهُۥ عَلَى ٱلنَّاسِ عَلَىٰ مُكۡثٖ وَنَزَّلۡنَٰهُ تَنزِيلٗا
Biz onu, Kur´an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (ayet ayet, sure sure) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik
Surah Al-Isra, Verse 106
قُلۡ ءَامِنُواْ بِهِۦٓ أَوۡ لَا تُؤۡمِنُوٓاْۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ مِن قَبۡلِهِۦٓ إِذَا يُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ يَخِرُّونَۤ لِلۡأَذۡقَانِۤ سُجَّدٗاۤ
De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; su bir gercek ki, bundan once kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur´an) okununca, derhal yuz ustu secdeye kapanırlar
Surah Al-Isra, Verse 107
وَيَقُولُونَ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِن كَانَ وَعۡدُ رَبِّنَا لَمَفۡعُولٗا
Ve derlerdi ki: Rabbimizi tesbih ederiz. Rabbimizin vadi mutlaka yerine getirilir
Surah Al-Isra, Verse 108
وَيَخِرُّونَ لِلۡأَذۡقَانِ يَبۡكُونَ وَيَزِيدُهُمۡ خُشُوعٗا۩
Aglayarak yuz ustu yere kapanırlar. (Kur´an okumak) onların saygısını artırır
Surah Al-Isra, Verse 109
قُلِ ٱدۡعُواْ ٱللَّهَ أَوِ ٱدۡعُواْ ٱلرَّحۡمَٰنَۖ أَيّٗا مَّا تَدۡعُواْ فَلَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ وَلَا تَجۡهَرۡ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتۡ بِهَا وَٱبۡتَغِ بَيۡنَ ذَٰلِكَ سَبِيلٗا
De ki: "Ister Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. Cunku en guzel isimler O´na hastır." Namazında yuksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma; ikisinin arası bir yol tut
Surah Al-Isra, Verse 110
وَقُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي لَمۡ يَتَّخِذۡ وَلَدٗا وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ شَرِيكٞ فِي ٱلۡمُلۡكِ وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ وَلِيّٞ مِّنَ ٱلذُّلِّۖ وَكَبِّرۡهُ تَكۡبِيرَۢا
Cocuk edinmeyen, hakimiyette ortagı bulunmayan, acizlikten oturu bir dosta da ihtiyacı olmayan Allah´a hamdederim de ve tekbir getirerek O´nun sanını yucelt
Surah Al-Isra, Verse 111