UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Isra - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr


سُبۡحَٰنَ ٱلَّذِيٓ أَسۡرَىٰ بِعَبۡدِهِۦ لَيۡلٗا مِّنَ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ إِلَى ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡأَقۡصَا ٱلَّذِي بَٰرَكۡنَا حَوۡلَهُۥ لِنُرِيَهُۥ مِنۡ ءَايَٰتِنَآۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ

Ayetlerimizi gostermek icin, kulunu geceleyin Mescid-i Haram´dan, etrafını mubarek kıldıgımız Mescid-i Aksa´ya yuruten Allah, Subhan´dır (butun noksanlıklardan munezzehtir). Muhakkak ki O, en iyi isiten, en iyi gorendir
Surah Al-Isra, Verse 1


وَءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَجَعَلۡنَٰهُ هُدٗى لِّبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ أَلَّا تَتَّخِذُواْ مِن دُونِي وَكِيلٗا

Ve Musa (A.S)´a kitap verdik. Ve O´nu, “Benden (Allah´tan) baskasını vekil edinmeyin (tevekkul etmeyin).” diye Israilogullarına hidayetci kıldık
Surah Al-Isra, Verse 2


ذُرِّيَّةَ مَنۡ حَمَلۡنَا مَعَ نُوحٍۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَبۡدٗا شَكُورٗا

(Ey) Nuh (A.S) ile beraber tasıdıklarımızın zurriyyeti (onların soyundan olanlar)! Muhakkak ki O (Nuh A.S), cok sukreden bir kul idi
Surah Al-Isra, Verse 3


وَقَضَيۡنَآ إِلَىٰ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ لَتُفۡسِدُنَّ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَرَّتَيۡنِ وَلَتَعۡلُنَّ عُلُوّٗا كَبِيرٗا

Israilogullarına kitapta (Tevrat´ta), “Yeryuzunde iki kere fesat cıkaracaksınız.” diye bildirdik. Ve gercekten, buyuk bir ustunlukle galip geleceksiniz
Surah Al-Isra, Verse 4


فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ أُولَىٰهُمَا بَعَثۡنَا عَلَيۡكُمۡ عِبَادٗا لَّنَآ أُوْلِي بَأۡسٖ شَدِيدٖ فَجَاسُواْ خِلَٰلَ ٱلدِّيَارِۚ وَكَانَ وَعۡدٗا مَّفۡعُولٗا

Artık ikisinden birincisinin vadesi (zamanı) geldigi zaman, (cok cetin) kuvvet sahibi kullarımızı sizin uzerinize gonderdik. Boylece evlerin aralarına girip (sizi) aradılar ve vaadedilen, yapılmıs oldu
Surah Al-Isra, Verse 5


ثُمَّ رَدَدۡنَا لَكُمُ ٱلۡكَرَّةَ عَلَيۡهِمۡ وَأَمۡدَدۡنَٰكُم بِأَمۡوَٰلٖ وَبَنِينَ وَجَعَلۡنَٰكُمۡ أَكۡثَرَ نَفِيرًا

Sonra sizi, onlara karsı tekrar (yeniden zafere) dondurduk. Mallarla ve ogullarla, size imdat (yardım) ettik. Ve sizi, nefer (cemaat) olarak daha cok kıldık
Surah Al-Isra, Verse 6


إِنۡ أَحۡسَنتُمۡ أَحۡسَنتُمۡ لِأَنفُسِكُمۡۖ وَإِنۡ أَسَأۡتُمۡ فَلَهَاۚ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ ٱلۡأٓخِرَةِ لِيَسُـُٔواْ وُجُوهَكُمۡ وَلِيَدۡخُلُواْ ٱلۡمَسۡجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٖ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوۡاْ تَتۡبِيرًا

Eger ahsen davranırsanız, kendi nefsiniz icin en iyisi olur. Eger kotu davranırsanız, artık (o da) ona (nefsinize) aittir. Boylece sonrakinin (ikinci fesadınızın) vadesi geldigi zaman yuzunuzu karartsınlar ve mescide ilk defa girdikleri gibi girsinler. Ve ustunluk sagladıgınız seyleri mahvedip, helak etsinler (yok etsinler)
Surah Al-Isra, Verse 7


عَسَىٰ رَبُّكُمۡ أَن يَرۡحَمَكُمۡۚ وَإِنۡ عُدتُّمۡ عُدۡنَاۚ وَجَعَلۡنَا جَهَنَّمَ لِلۡكَٰفِرِينَ حَصِيرًا

Rabbinizin size rahmet (merhamet) etmesi umulur. Ve sayet siz (fesada) donerseniz, Biz de (cezalandırmaya) doneriz. Ve cehennemi, kafirler icin kusatıcı kıldık
Surah Al-Isra, Verse 8


إِنَّ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ يَهۡدِي لِلَّتِي هِيَ أَقۡوَمُ وَيُبَشِّرُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٱلَّذِينَ يَعۡمَلُونَ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ أَنَّ لَهُمۡ أَجۡرٗا كَبِيرٗا

Muhakkak ki Bu Kur´an, en kuvvetli olanı hidayete erdirir (Allah´a ulastırır). Ve amilussalihat (nefsi ıslah edici ameller) yapan mu´minlere, onlar icin buyuk ecir oldugunu mujdeler
Surah Al-Isra, Verse 9


وَأَنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ أَعۡتَدۡنَا لَهُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا

Ve onlar, muhakkak ki ahirete (Allah´a mulaki olmaya ve kıyamet gunune) inanmayan (kalplerinde iman yazmayan) kimselerdir. Onlar icin elim azap hazırladık
Surah Al-Isra, Verse 10


وَيَدۡعُ ٱلۡإِنسَٰنُ بِٱلشَّرِّ دُعَآءَهُۥ بِٱلۡخَيۡرِۖ وَكَانَ ٱلۡإِنسَٰنُ عَجُولٗا

Insan, (sanki) onun duası hayırmıs (gibi) serre dua eder. Insan, cok aceleci olmustur
Surah Al-Isra, Verse 11


وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ ءَايَتَيۡنِۖ فَمَحَوۡنَآ ءَايَةَ ٱلَّيۡلِ وَجَعَلۡنَآ ءَايَةَ ٱلنَّهَارِ مُبۡصِرَةٗ لِّتَبۡتَغُواْ فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكُمۡ وَلِتَعۡلَمُواْ عَدَدَ ٱلسِّنِينَ وَٱلۡحِسَابَۚ وَكُلَّ شَيۡءٖ فَصَّلۡنَٰهُ تَفۡصِيلٗا

Senelerin adedini ve hesabını bilmeniz icin geceyi ve gunduzu iki ayet (vasıta, alamet) kıldık. Gecenin ayetini (belirtisini) (gecenin icindekileri) gorunmez kıldık. Rabbinizden fazl istemeniz icin gunduzun ayetini (belirtisini) (gunduzun icindekileri) gorunur kıldık. Ve herseyi detaylı olarak tafsil ettik (acıkladık)
Surah Al-Isra, Verse 12


وَكُلَّ إِنسَٰنٍ أَلۡزَمۡنَٰهُ طَـٰٓئِرَهُۥ فِي عُنُقِهِۦۖ وَنُخۡرِجُ لَهُۥ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ كِتَٰبٗا يَلۡقَىٰهُ مَنشُورًا

Butun insanların kusunu (kazandıkları ve kaybettikleri dereceleri) boynunda bagladık (boynuna astık). Ve kıyamet gunu ona, nesredilmis kitabı (uc boyutlu olarak boslukta oynayan hayat filmini) cıkarırız
Surah Al-Isra, Verse 13


ٱقۡرَأۡ كِتَٰبَكَ كَفَىٰ بِنَفۡسِكَ ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكَ حَسِيبٗا

Kitabını oku (hayat filmini izle)! Bugun hasib (hesap gorucu) olarak (hayat filmindeki) nefsin(in cennete veya cehenneme gidecegini gosteren negatif ve pozitif derecelerinin neticeleri) sana kafi oldu
Surah Al-Isra, Verse 14


مَّنِ ٱهۡتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهۡتَدِي لِنَفۡسِهِۦۖ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيۡهَاۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰۗ وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّىٰ نَبۡعَثَ رَسُولٗا

Kim hidayete erdiyse, sadece kendi nefsi icin (nefsini tezkiye ettigi icin) hidayete erer. Oyleyse kim dalalette ise sorumlulugu sadece kendi uzerinde olarak dalalette kalır. Yuk tasıyan (gunahı yuklenen) bir kimse, bir baskasının yukunu (gunahını) yuklenmez. Ve Biz, bir resul gondermedikce azap edici olmadık
Surah Al-Isra, Verse 15


وَإِذَآ أَرَدۡنَآ أَن نُّهۡلِكَ قَرۡيَةً أَمَرۡنَا مُتۡرَفِيهَا فَفَسَقُواْ فِيهَا فَحَقَّ عَلَيۡهَا ٱلۡقَوۡلُ فَدَمَّرۡنَٰهَا تَدۡمِيرٗا

Bir ulkeyi helak etmek istedigimiz zaman onun (o ulkenin) mutrafilerine (refah icinde olan ileri gelenlerine, zenginlerine) emrettik. Buna ragmen orada fesat cıkardılar. Boylece (Allah´ın) soz(u) uzerlerine hak oldu. Ve onu (o ulkeyi ve halkını) helak ederek, yok ettik (dumura ugrattık)
Surah Al-Isra, Verse 16


وَكَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِنَ ٱلۡقُرُونِ مِنۢ بَعۡدِ نُوحٖۗ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرَۢا بَصِيرٗا

Nuh (A.S)´tan sonra asırlarca nice nesiller helak ettik. Ve senin Rabbin, kullarının gunahlarını goren ve (onlardan) haberdar olarak kafidir
Surah Al-Isra, Verse 17


مَّن كَانَ يُرِيدُ ٱلۡعَاجِلَةَ عَجَّلۡنَا لَهُۥ فِيهَا مَا نَشَآءُ لِمَن نُّرِيدُ ثُمَّ جَعَلۡنَا لَهُۥ جَهَنَّمَ يَصۡلَىٰهَا مَذۡمُومٗا مَّدۡحُورٗا

Kim acele (bu dunyada acil) olarak isterse, istedigimiz kimseye, diledigimiz seyi ona orada acele verdik. Sonra onu cehennem ehli kıldık. Zemmedilmis (ayıplanmıs) ve (rahmetten) kovulmus olarak, ona (cehenneme) atılır
Surah Al-Isra, Verse 18


وَمَنۡ أَرَادَ ٱلۡأٓخِرَةَ وَسَعَىٰ لَهَا سَعۡيَهَا وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَأُوْلَـٰٓئِكَ كَانَ سَعۡيُهُم مَّشۡكُورٗا

Kim mu´min olarak ahireti istedi ise ve onun (ahiret) icin, onun gerektirdigi sekilde calıstı ise iste onların calısması, boylece meskur (sukrun, karsılıgını hakeden) oldu
Surah Al-Isra, Verse 19


كُلّٗا نُّمِدُّ هَـٰٓؤُلَآءِ وَهَـٰٓؤُلَآءِ مِنۡ عَطَآءِ رَبِّكَۚ وَمَا كَانَ عَطَآءُ رَبِّكَ مَحۡظُورًا

Bunları herkese (dunyayı isteyene de ahireti isteyene de) veririz. Ve bunlar, Rabbinin ata (ihsan)larındandır. Rabbinin ataları (ihsanları) mahzur (sınırlı, kısıtlı, men edilmis) degildir
Surah Al-Isra, Verse 20


ٱنظُرۡ كَيۡفَ فَضَّلۡنَا بَعۡضَهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖۚ وَلَلۡأٓخِرَةُ أَكۡبَرُ دَرَجَٰتٖ وَأَكۡبَرُ تَفۡضِيلٗا

Bak, nasıl onların bir kısmını bir kısmına ustun kıldık. Muhakkak ki ahiret, dereceler bakımından daha buyuktur ve ustunluk bakımından da daha buyuktur
Surah Al-Isra, Verse 21


لَّا تَجۡعَلۡ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَقۡعُدَ مَذۡمُومٗا مَّخۡذُولٗا

Allah ile beraber baska bir ilah kılma! O zaman zemmedilmis (kınanmıs) ve hor gorulmus olarak kalırsın
Surah Al-Isra, Verse 22


۞وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّآ إِيَّاهُ وَبِٱلۡوَٰلِدَيۡنِ إِحۡسَٰنًاۚ إِمَّا يَبۡلُغَنَّ عِندَكَ ٱلۡكِبَرَ أَحَدُهُمَآ أَوۡ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُل لَّهُمَآ أُفّٖ وَلَا تَنۡهَرۡهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوۡلٗا كَرِيمٗا

Rabbin, ondan baskasına kul olmamanızı ve anne ve babaya ihsanla davranmanızı kaza etti (taktir etti, hukmetti). Eger ikisinden birisi veya her ikisi senin yanında yaslanırlarsa onlara (ikisine) “of” deme. Ve onları (ikisini) azarlama ve onlara kerim (guzel, yumusak) soz soyle
Surah Al-Isra, Verse 23


وَٱخۡفِضۡ لَهُمَا جَنَاحَ ٱلذُّلِّ مِنَ ٱلرَّحۡمَةِ وَقُل رَّبِّ ٱرۡحَمۡهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرٗا

Ve onlara (ikisine), merhamet ederek ve tevazu ile kanat ger! Ve “Rabbim, onların beni yetistirdigi gibi ikisine de merhamet et!” de
Surah Al-Isra, Verse 24


رَّبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِمَا فِي نُفُوسِكُمۡۚ إِن تَكُونُواْ صَٰلِحِينَ فَإِنَّهُۥ كَانَ لِلۡأَوَّـٰبِينَ غَفُورٗا

Rabbiniz, nefslerinizde olanı (niyetinizi) daha iyi bilir. Eger salihler olursanız, o taktirde muhakkak ki O, evvab olanlar (O´na yonelip, tovbe ederek ulasanlar) icin magfiret edici olur
Surah Al-Isra, Verse 25


وَءَاتِ ذَا ٱلۡقُرۡبَىٰ حَقَّهُۥ وَٱلۡمِسۡكِينَ وَٱبۡنَ ٱلسَّبِيلِ وَلَا تُبَذِّرۡ تَبۡذِيرًا

Akrabaya, miskinlere (calısamayacak durumda olan ihtiyarlara) ve yolda olanlara hakkını ver! Ve savurarak, israf etme
Surah Al-Isra, Verse 26


إِنَّ ٱلۡمُبَذِّرِينَ كَانُوٓاْ إِخۡوَٰنَ ٱلشَّيَٰطِينِۖ وَكَانَ ٱلشَّيۡطَٰنُ لِرَبِّهِۦ كَفُورٗا

Muhakkak ki israf edenler (gereksiz yere savuranlar, haksızlık ve fesat cıkarmak icin kullananlar), seytanların kardesleri oldular. Ve seytan, Rabbine (karsı) cok nankor oldu
Surah Al-Isra, Verse 27


وَإِمَّا تُعۡرِضَنَّ عَنۡهُمُ ٱبۡتِغَآءَ رَحۡمَةٖ مِّن رَّبِّكَ تَرۡجُوهَا فَقُل لَّهُمۡ قَوۡلٗا مَّيۡسُورٗا

Rabbinden umit ettigin rahmeti isterken, onlardan (mecbur kalarak) yuz cevirirsen (bir sey veremezsen), o zaman onlara yumusak soz soyle
Surah Al-Isra, Verse 28


وَلَا تَجۡعَلۡ يَدَكَ مَغۡلُولَةً إِلَىٰ عُنُقِكَ وَلَا تَبۡسُطۡهَا كُلَّ ٱلۡبَسۡطِ فَتَقۡعُدَ مَلُومٗا مَّحۡسُورًا

Ve boynuna elini baglama (cimrilik yapma) ve hepsini acıp sacma (israf etme)! Aksi halde kınanmıs ve malı tukenmis olarak kalırsın
Surah Al-Isra, Verse 29


إِنَّ رَبَّكَ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُۚ إِنَّهُۥ كَانَ بِعِبَادِهِۦ خَبِيرَۢا بَصِيرٗا

Muhakkak ki Rabbin, diledigine rızkı genisletir ve (olcusunu) taktir eder (daraltır). O, mutlaka kullarını goren ve (onlardan) haberdar olandır
Surah Al-Isra, Verse 30


وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَوۡلَٰدَكُمۡ خَشۡيَةَ إِمۡلَٰقٖۖ نَّحۡنُ نَرۡزُقُهُمۡ وَإِيَّاكُمۡۚ إِنَّ قَتۡلَهُمۡ كَانَ خِطۡـٔٗا كَبِيرٗا

Yoksulluk korkusu ile evlatlarınızı oldurmeyin! Onları ve sizleri sadece Biz rızıklandırırız. Muhakkak ki onların oldurulmesi, (kasıtla islenen) buyuk suc oldu
Surah Al-Isra, Verse 31


وَلَا تَقۡرَبُواْ ٱلزِّنَىٰٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ فَٰحِشَةٗ وَسَآءَ سَبِيلٗا

Ve zinaya yaklasmayın! Cunku o, fuhus (hayasızlık) ve kotu bir yoldur
Surah Al-Isra, Verse 32


وَلَا تَقۡتُلُواْ ٱلنَّفۡسَ ٱلَّتِي حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۗ وَمَن قُتِلَ مَظۡلُومٗا فَقَدۡ جَعَلۡنَا لِوَلِيِّهِۦ سُلۡطَٰنٗا فَلَا يُسۡرِف فِّي ٱلۡقَتۡلِۖ إِنَّهُۥ كَانَ مَنصُورٗا

Allah´ın haram kıldıgı bir nefsi (kisiyi), haksız yere oldurmeyin! Kim mazlum olarak (haksız yere) oldurulurse, o taktirde onun velisini sultan (hak sahibi) kıldık. Artık oldurmede haddi asmasın. Cunku o, yardım gormus olandır
Surah Al-Isra, Verse 33


وَلَا تَقۡرَبُواْ مَالَ ٱلۡيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ حَتَّىٰ يَبۡلُغَ أَشُدَّهُۥۚ وَأَوۡفُواْ بِٱلۡعَهۡدِۖ إِنَّ ٱلۡعَهۡدَ كَانَ مَسۡـُٔولٗا

En kuvvetli cagına (buluga) erisinceye kadar, yetimin malına en guzel sekilde olmadıkca yaklasmayın! Ve ahdi ifa ediniz (yerine getiriniz)! Muhakkak ki ahd, mes´ul (sorumlu) kılar
Surah Al-Isra, Verse 34


وَأَوۡفُواْ ٱلۡكَيۡلَ إِذَا كِلۡتُمۡ وَزِنُواْ بِٱلۡقِسۡطَاسِ ٱلۡمُسۡتَقِيمِۚ ذَٰلِكَ خَيۡرٞ وَأَحۡسَنُ تَأۡوِيلٗا

Ve olctugunuz zaman, olcuyu tam ifa edin (yerine getirin)! Dogru olarak ve adaletle (dogru olcu ile) tartın! Iste bu, daha hayırlı ve tevil (yorum) bakımından daha guzeldir
Surah Al-Isra, Verse 35


وَلَا تَقۡفُ مَا لَيۡسَ لَكَ بِهِۦ عِلۡمٌۚ إِنَّ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡبَصَرَ وَٱلۡفُؤَادَ كُلُّ أُوْلَـٰٓئِكَ كَانَ عَنۡهُ مَسۡـُٔولٗا

Ve (hakkında) ilmin olmayan bir seyin ardına dusme (karısma) (acıklamaya calısma)! Muhakkak ki isitme, gorme ve idrak, onların hepsi, ondan (takfu´dan) mesul (sorumlu) oldu (mesuldurler)
Surah Al-Isra, Verse 36


وَلَا تَمۡشِ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَرَحًاۖ إِنَّكَ لَن تَخۡرِقَ ٱلۡأَرۡضَ وَلَن تَبۡلُغَ ٱلۡجِبَالَ طُولٗا

Ve yeryuzunde azametle (gururla) yurume! Muhakkak ki sen, yeryuzunu asla tahrik edemezsin (hareket ettiremezsin). Ve asla dagların boyuna erisemezsin (dag kadar yuksek olamazsın)
Surah Al-Isra, Verse 37


كُلُّ ذَٰلِكَ كَانَ سَيِّئُهُۥ عِندَ رَبِّكَ مَكۡرُوهٗا

Iste butun bu seyyiatler (derecat kaybettirici seyler), Rabbinin indinde (katında) mekruh (kerih) oldu
Surah Al-Isra, Verse 38


ذَٰلِكَ مِمَّآ أَوۡحَىٰٓ إِلَيۡكَ رَبُّكَ مِنَ ٱلۡحِكۡمَةِۗ وَلَا تَجۡعَلۡ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتُلۡقَىٰ فِي جَهَنَّمَ مَلُومٗا مَّدۡحُورًا

Iste bunlar, Rabbinin sana hikmetten vahyettigi seylerdendir. Allah ile beraber baska ilah kılma (edinme)! Yoksa kınanmıs ve kovulmus olarak cehenneme atılırsın
Surah Al-Isra, Verse 39


أَفَأَصۡفَىٰكُمۡ رَبُّكُم بِٱلۡبَنِينَ وَٱتَّخَذَ مِنَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنَٰثًاۚ إِنَّكُمۡ لَتَقُولُونَ قَوۡلًا عَظِيمٗا

Rabbiniz, ogulları size mi secti ve meleklerden kadınlar (kızlar) mı edindi? Muhakkak ki siz, gercekten buyuk soz soyluyorsunuz
Surah Al-Isra, Verse 40


وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَا فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ لِيَذَّكَّرُواْ وَمَا يَزِيدُهُمۡ إِلَّا نُفُورٗا

Ve andolsun ki Biz, tezekkur (idrak) etsinler diye, bu Kur´an´da tekrar tekrar (hakikatleri) acıkladık. Oysa bu (acıklamalar), nefretlerinden baska bir seyi artırmadı
Surah Al-Isra, Verse 41


قُل لَّوۡ كَانَ مَعَهُۥٓ ءَالِهَةٞ كَمَا يَقُولُونَ إِذٗا لَّٱبۡتَغَوۡاْ إِلَىٰ ذِي ٱلۡعَرۡشِ سَبِيلٗا

De ki: “Eger onların soyledikleri gibi onunla beraber (baska) ilahlar olsaydı, o zaman onlar da (baska ilahlar da) mutlaka arsın sahibine (ulasmak icin) bir yol ibtiga ederlerdi (ararlardı).”
Surah Al-Isra, Verse 42


سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يَقُولُونَ عُلُوّٗا كَبِيرٗا

O (Allah), onların soylediklerinden Subhan´dır (munezzehtir) ve Ustun´dur, Yuce´dir, Buyuk´tur
Surah Al-Isra, Verse 43


تُسَبِّحُ لَهُ ٱلسَّمَٰوَٰتُ ٱلسَّبۡعُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهِنَّۚ وَإِن مِّن شَيۡءٍ إِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمۡدِهِۦ وَلَٰكِن لَّا تَفۡقَهُونَ تَسۡبِيحَهُمۡۚ إِنَّهُۥ كَانَ حَلِيمًا غَفُورٗا

kat gokler ve yeryuzu ve onlarda bulunanlar, O´nu (Allah´ı) tesbih ederler. O´nu hamd ile tesbih etmeyen bir sey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz fıkıh edemezsiniz (anlayamazsınız, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Hakim´dir, Gafur´dur (magfiret edendir)
Surah Al-Isra, Verse 44


وَإِذَا قَرَأۡتَ ٱلۡقُرۡءَانَ جَعَلۡنَا بَيۡنَكَ وَبَيۡنَ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ حِجَابٗا مَّسۡتُورٗا

Sen Kur´an´ı kıraat ettigin (okudugun) zaman, seninle ahirete (olmeden evvel Allah´a ulasmaya ve kıyamet gunune) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gozlerinin uzerine, seni peygamber olarak gormelerini engelleyen bir perde koyduk)
Surah Al-Isra, Verse 45


وَجَعَلۡنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ أَكِنَّةً أَن يَفۡقَهُوهُ وَفِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَقۡرٗاۚ وَإِذَا ذَكَرۡتَ رَبَّكَ فِي ٱلۡقُرۡءَانِ وَحۡدَهُۥ وَلَّوۡاْ عَلَىٰٓ أَدۡبَٰرِهِمۡ نُفُورٗا

O´nu (Kur´an´ı), fıkıh (idrak) etmelerine karsı, (fıkıh edemesinler diye) kalplerinin uzerine ekinnet ve onların kulaklarına vakra (isitme engeli) kıldık. Ve sen, Kur´an´da Rabbinin tekligini zikrettigin zaman nefretle arkalarına donduler
Surah Al-Isra, Verse 46


نَّحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَا يَسۡتَمِعُونَ بِهِۦٓ إِذۡ يَسۡتَمِعُونَ إِلَيۡكَ وَإِذۡ هُمۡ نَجۡوَىٰٓ إِذۡ يَقُولُ ٱلظَّـٰلِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلٗا مَّسۡحُورًا

Onların dinledikleri seyi ve seni dinliyorlarken, zalimlerin “Buyulenmis bir adama tabi oluyorsunuz.” diyerek fısıldastıklarını Biz cok iyi biliyoruz
Surah Al-Isra, Verse 47


ٱنظُرۡ كَيۡفَ ضَرَبُواْ لَكَ ٱلۡأَمۡثَالَ فَضَلُّواْ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ سَبِيلٗا

Bak, senin icin nasıl misaller getirdiler (sana buyulenmis, mecnun, deli, sair dediler) ve boylece dalalette kaldılar. Artık yola (Sıratı Mustakim´e) ulasmaya gucleri yetmez
Surah Al-Isra, Verse 48


وَقَالُوٓاْ أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا وَرُفَٰتًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ خَلۡقٗا جَدِيدٗا

Ve “Biz, kemik ve kırıntı (ufalanmıs toprak) oldugumuz zaman mı? Gercekten biz, mutlaka yeni bir yaratılısla mı beas edilecegiz (diriltilecegiz)?” dediler
Surah Al-Isra, Verse 49


۞قُلۡ كُونُواْ حِجَارَةً أَوۡ حَدِيدًا

De ki: “Tas veya demir olun (olsanız bile)!”
Surah Al-Isra, Verse 50


أَوۡ خَلۡقٗا مِّمَّا يَكۡبُرُ فِي صُدُورِكُمۡۚ فَسَيَقُولُونَ مَن يُعِيدُنَاۖ قُلِ ٱلَّذِي فَطَرَكُمۡ أَوَّلَ مَرَّةٖۚ فَسَيُنۡغِضُونَ إِلَيۡكَ رُءُوسَهُمۡ وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هُوَۖ قُلۡ عَسَىٰٓ أَن يَكُونَ قَرِيبٗا

“Veya gonlunuzde buyuyen (daha buyuk ve cok kuvvetli, guclu olarak hayal ettiginiz) baska bir yaratılıs olsun. O zaman da bizi, kim (hayata) geri cevirecek?” diyecekler. “Sizi ilk defa yaratan.” de! Bunun uzerine sana baslarını (alaylı bir tarzda) sallayarak: “O, ne zaman?” diyecekler. De ki: “(Onun) yakın olması muhtemeldir.”
Surah Al-Isra, Verse 51


يَوۡمَ يَدۡعُوكُمۡ فَتَسۡتَجِيبُونَ بِحَمۡدِهِۦ وَتَظُنُّونَ إِن لَّبِثۡتُمۡ إِلَّا قَلِيلٗا

(Allah´ın) sizi cagıracagı gun, hemen O´nun hamdi ile (O´na hamd ile) icabet edeceksiniz. Ve ancak (kabirde) pek az kaldıgınızı zannedeceksiniz
Surah Al-Isra, Verse 52


وَقُل لِّعِبَادِي يَقُولُواْ ٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُۚ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ يَنزَغُ بَيۡنَهُمۡۚ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ كَانَ لِلۡإِنسَٰنِ عَدُوّٗا مُّبِينٗا

Ve kullarıma de ki: “En guzeli (sozu) soylesinler!” Muhakkak ki seytan, onların aralarını bozar (fesat cıkarır). Muhakkak ki o, insana apacık dusmandır
Surah Al-Isra, Verse 53


رَّبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِكُمۡۖ إِن يَشَأۡ يَرۡحَمۡكُمۡ أَوۡ إِن يَشَأۡ يُعَذِّبۡكُمۡۚ وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ وَكِيلٗا

Rabbiniz, sizi iyi bilir. Dilerse size rahmet eder (Rahim esması ile tecelli eder) veya dilerse size azap eder. Ve seni, onlara vekil olarak gondermedik
Surah Al-Isra, Verse 54


وَرَبُّكَ أَعۡلَمُ بِمَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۗ وَلَقَدۡ فَضَّلۡنَا بَعۡضَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ عَلَىٰ بَعۡضٖۖ وَءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ زَبُورٗا

Ve Rabbin, semalarda (7 kat goklerde) ve yeryuzunde olan kimseleri iyi bilir. Andolsun ki bir kısım nebileri, digerlerine ustun kıldık. Ve Davut (A.S)´a Zebur´u verdik
Surah Al-Isra, Verse 55


قُلِ ٱدۡعُواْ ٱلَّذِينَ زَعَمۡتُم مِّن دُونِهِۦ فَلَا يَمۡلِكُونَ كَشۡفَ ٱلضُّرِّ عَنكُمۡ وَلَا تَحۡوِيلًا

(Onlara) de ki: “O´ndan (Allah´tan) baska (ilah edinerek) zanda bulunduklarınızı cagırın.” Oysa onlar, sizden bir darlıgı giderme ve onu degistirme gucune malik (sahip) degillerdir
Surah Al-Isra, Verse 56


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ يَبۡتَغُونَ إِلَىٰ رَبِّهِمُ ٱلۡوَسِيلَةَ أَيُّهُمۡ أَقۡرَبُ وَيَرۡجُونَ رَحۡمَتَهُۥ وَيَخَافُونَ عَذَابَهُۥٓۚ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ كَانَ مَحۡذُورٗا

Iste o cagırdıkları (da), kendi Rab´lerine “onların hangisi daha yakındır” diye (O´na en yakın) vesileyi ararlar ve O´nun rahmetini umit ederler, O´nun azabından korkarlar. Muhakkak ki Rabbinin azabı, hazer edilendir (korkulandır)
Surah Al-Isra, Verse 57


وَإِن مِّن قَرۡيَةٍ إِلَّا نَحۡنُ مُهۡلِكُوهَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ أَوۡ مُعَذِّبُوهَا عَذَابٗا شَدِيدٗاۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَسۡطُورٗا

Eger bir sehir (helak olacaksa), kıyamet gununden once onun helak edicisi ancak Biziz. Veya onun (sehir halkının) siddetli azap edicisi Biziz. Iste bu, Kitap´ta yazılıdır
Surah Al-Isra, Verse 58


وَمَا مَنَعَنَآ أَن نُّرۡسِلَ بِٱلۡأٓيَٰتِ إِلَّآ أَن كَذَّبَ بِهَا ٱلۡأَوَّلُونَۚ وَءَاتَيۡنَا ثَمُودَ ٱلنَّاقَةَ مُبۡصِرَةٗ فَظَلَمُواْ بِهَاۚ وَمَا نُرۡسِلُ بِٱلۡأٓيَٰتِ إِلَّا تَخۡوِيفٗا

Bizim ayet (mucize) gondermemize mani olan sey, ancak evvelkilerin onu (mucizeleri) yalanlamıs olmalarıdır. Semud kavmine (gozle) gorunen (bir mucize olarak) disi deve verdik. Sonra ona zulmettiler. Ve Biz, ayetleri (mucizeleri), korkutmaktan baska bir sey icin gondermeyiz
Surah Al-Isra, Verse 59


وَإِذۡ قُلۡنَا لَكَ إِنَّ رَبَّكَ أَحَاطَ بِٱلنَّاسِۚ وَمَا جَعَلۡنَا ٱلرُّءۡيَا ٱلَّتِيٓ أَرَيۡنَٰكَ إِلَّا فِتۡنَةٗ لِّلنَّاسِ وَٱلشَّجَرَةَ ٱلۡمَلۡعُونَةَ فِي ٱلۡقُرۡءَانِۚ وَنُخَوِّفُهُمۡ فَمَا يَزِيدُهُمۡ إِلَّا طُغۡيَٰنٗا كَبِيرٗا

Rabbinin, insanları muhakkak (rahmeti ve ilmiyle) ihata ettigini (kapladıgını) sana soylemistik. Sana (kalp gozu ile) gosterdigimiz o ruyeti ve Kur´an-ı Kerim´deki lanetlenmis agacı (zakkum agacı), insanlara sadece fitne (imtihan) kıldık. Ve Biz, onları korkutuyoruz. Fakat (bu) onların buyuk azgınlıklarından (buyuk gunahlarından) baska bir seyi arttırmıyor
Surah Al-Isra, Verse 60


وَإِذۡ قُلۡنَا لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ ٱسۡجُدُواْ لِأٓدَمَ فَسَجَدُوٓاْ إِلَّآ إِبۡلِيسَ قَالَ ءَأَسۡجُدُ لِمَنۡ خَلَقۡتَ طِينٗا

Ve meleklere: “Adem (A.S)´a secde edin!” dedigimiz zaman iblis haric hemen secde ettiler. (Iblis): “Ben, senin topraktan yarattıgın kimseye mi secde edeyim?” dedi
Surah Al-Isra, Verse 61


قَالَ أَرَءَيۡتَكَ هَٰذَا ٱلَّذِي كَرَّمۡتَ عَلَيَّ لَئِنۡ أَخَّرۡتَنِ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ لَأَحۡتَنِكَنَّ ذُرِّيَّتَهُۥٓ إِلَّا قَلِيلٗا

(Iblis) dedi ki: “Senin gorusune gore, benim uzerime (benden daha) mukerrem (ikram edilmis, serefli) kıldıgın kimse bu mu? Eger beni kıyamet gunune (kadar) tehir edersen (ertelersen), onun zurriyetinden (neslinden) pek azı haric, mutlaka bana (kendime) tabi kılacagım.”
Surah Al-Isra, Verse 62


قَالَ ٱذۡهَبۡ فَمَن تَبِعَكَ مِنۡهُمۡ فَإِنَّ جَهَنَّمَ جَزَآؤُكُمۡ جَزَآءٗ مَّوۡفُورٗا

(Allahu Teala soyle buyurdu): “Git! Artık onlardan kim sana tabi olursa, o zaman muhakkak ki sizin cezanız, eksiksiz bir ceza olarak cehennemdir.”
Surah Al-Isra, Verse 63


وَٱسۡتَفۡزِزۡ مَنِ ٱسۡتَطَعۡتَ مِنۡهُم بِصَوۡتِكَ وَأَجۡلِبۡ عَلَيۡهِم بِخَيۡلِكَ وَرَجِلِكَ وَشَارِكۡهُمۡ فِي ٱلۡأَمۡوَٰلِ وَٱلۡأَوۡلَٰدِ وَعِدۡهُمۡۚ وَمَا يَعِدُهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ إِلَّا غُرُورًا

“Ve onlardan guc yetirdiklerini, sesinle aldat. Atlıların ve yayalarınla onları bagırarak yonlendir (cehenneme sevket). Evlatlarında ve mallarında onlara ortak ol. Ve onlara (yalan seyler) vaadet.” Seytanın vaadettikleri gurur (aldatma)dan baska bir sey degildir
Surah Al-Isra, Verse 64


إِنَّ عِبَادِي لَيۡسَ لَكَ عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٞۚ وَكَفَىٰ بِرَبِّكَ وَكِيلٗا

Muhakkak ki Benim kullarımın uzerinde, senin bir sultanlıgın (yaptırım gucun) yoktur. Ve senin Rabbin, vekil olarak kafidir (yeter)
Surah Al-Isra, Verse 65


رَّبُّكُمُ ٱلَّذِي يُزۡجِي لَكُمُ ٱلۡفُلۡكَ فِي ٱلۡبَحۡرِ لِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ كَانَ بِكُمۡ رَحِيمٗا

Sizin Rabbiniz ki; O, onun fazlından (nasip) arayasınız diye denizde gemileri sizin icin sevkeder (yuzdurur). Cunku O, size rahmet edicidir
Surah Al-Isra, Verse 66


وَإِذَا مَسَّكُمُ ٱلضُّرُّ فِي ٱلۡبَحۡرِ ضَلَّ مَن تَدۡعُونَ إِلَّآ إِيَّاهُۖ فَلَمَّا نَجَّىٰكُمۡ إِلَى ٱلۡبَرِّ أَعۡرَضۡتُمۡۚ وَكَانَ ٱلۡإِنسَٰنُ كَفُورًا

Ve size, denizde bir darlık (tehlike) dokundugu zaman, sadece o haric, dua ettikleriniz sapıp gider. Fakat sizi, karaya cıkarınca (kurtarınca) yuz cevirirsiniz. Ve insan cok nankordur
Surah Al-Isra, Verse 67


أَفَأَمِنتُمۡ أَن يَخۡسِفَ بِكُمۡ جَانِبَ ٱلۡبَرِّ أَوۡ يُرۡسِلَ عَلَيۡكُمۡ حَاصِبٗا ثُمَّ لَا تَجِدُواْ لَكُمۡ وَكِيلًا

Oyleyse sizi, kara tarafında yere gecirmesinden (gecirmeyeceginden) veya sizin uzerinize, tas yagdıran bir fırtına gondermesinden (gondermeyeceginden) emin mi oldunuz? Sonra sizin icin bir vekil (koruyucu) bulamazsınız
Surah Al-Isra, Verse 68


أَمۡ أَمِنتُمۡ أَن يُعِيدَكُمۡ فِيهِ تَارَةً أُخۡرَىٰ فَيُرۡسِلَ عَلَيۡكُمۡ قَاصِفٗا مِّنَ ٱلرِّيحِ فَيُغۡرِقَكُم بِمَا كَفَرۡتُمۡ ثُمَّ لَا تَجِدُواْ لَكُمۡ عَلَيۡنَا بِهِۦ تَبِيعٗا

Baska bir sefer sizi oraya (geri) dondurmesinden boylece sizin uzerinize kasif (siddetli, deviren) bir fırtına gonderip, inkarlarınızdan dolayı sizi (denizde) bogmasından emin mi oldunuz? Sonra Bize karsı (bogulmamanız) icin (sizi koruyacak) bir yardımcı bulamazsınız
Surah Al-Isra, Verse 69


۞وَلَقَدۡ كَرَّمۡنَا بَنِيٓ ءَادَمَ وَحَمَلۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِ وَرَزَقۡنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَفَضَّلۡنَٰهُمۡ عَلَىٰ كَثِيرٖ مِّمَّنۡ خَلَقۡنَا تَفۡضِيلٗا

Ve andolsun ki; Ademoglunu kerem sahibi (serefli) kıldık. Onları karada ve denizde tasıdık. Ve onları helal seylerden rızıklandırdık. Ve onları yarattıklarımızın cogundan fazilet (acısından) ustun kıldık
Surah Al-Isra, Verse 70


يَوۡمَ نَدۡعُواْ كُلَّ أُنَاسِۭ بِإِمَٰمِهِمۡۖ فَمَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَقۡرَءُونَ كِتَٰبَهُمۡ وَلَا يُظۡلَمُونَ فَتِيلٗا

O gun butun insanları, (Allah´ın tayin ettigi) imamları ile cagırırız. O zaman kitabı sagdan verilen kimseler, boylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlıga ugratılmaz)
Surah Al-Isra, Verse 71


وَمَن كَانَ فِي هَٰذِهِۦٓ أَعۡمَىٰ فَهُوَ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ أَعۡمَىٰ وَأَضَلُّ سَبِيلٗا

Ve burada (bu dunyada), kim kor ise artık o ahirette de kordur. Ve yoldan daha cok sapmıstır
Surah Al-Isra, Verse 72


وَإِن كَادُواْ لَيَفۡتِنُونَكَ عَنِ ٱلَّذِيٓ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ لِتَفۡتَرِيَ عَلَيۡنَا غَيۡرَهُۥۖ وَإِذٗا لَّٱتَّخَذُوكَ خَلِيلٗا

Ve neredeyse sana vahyettigimiz seyden baskası ile Bize iftira etmen icin gercekten seni fitneye dusuruyorlardı. Ve o taktirde seni mutlaka dost edinirlerdi
Surah Al-Isra, Verse 73


وَلَوۡلَآ أَن ثَبَّتۡنَٰكَ لَقَدۡ كِدتَّ تَرۡكَنُ إِلَيۡهِمۡ شَيۡـٔٗا قَلِيلًا

Ve seni sebat ettirmeseydik, andolsun ki sen, onlara biraz meylederdin
Surah Al-Isra, Verse 74


إِذٗا لَّأَذَقۡنَٰكَ ضِعۡفَ ٱلۡحَيَوٰةِ وَضِعۡفَ ٱلۡمَمَاتِ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ عَلَيۡنَا نَصِيرٗا

O taktirde, elbette hayatın ve olumun di´fasını (sıkıntılarını, uzuntulerini, acılarını) kat kat sana tattırırdık. Sonra senin icin Bize karsı bir yardımcı bulunmazdı
Surah Al-Isra, Verse 75


وَإِن كَادُواْ لَيَسۡتَفِزُّونَكَ مِنَ ٱلۡأَرۡضِ لِيُخۡرِجُوكَ مِنۡهَاۖ وَإِذٗا لَّا يَلۡبَثُونَ خِلَٰفَكَ إِلَّا قَلِيلٗا

Neredeyse gercekten, seni dunyada bulundugun yerden cıkarmak icin tedirgin ediyorlardı (edeceklerdi). Ve eger oyle olsaydı, onlar da senden sonra sadece az bir sure kalabilirlerdi
Surah Al-Isra, Verse 76


سُنَّةَ مَن قَدۡ أَرۡسَلۡنَا قَبۡلَكَ مِن رُّسُلِنَاۖ وَلَا تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحۡوِيلًا

Senden once de gonderdigimiz resullerimizin sunneti (sunnetullah: Allah´ın kanunu) budur. Ve sunnetimizde (kanunumuzda) bir degisiklik bulamazsın
Surah Al-Isra, Verse 77


أَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِدُلُوكِ ٱلشَّمۡسِ إِلَىٰ غَسَقِ ٱلَّيۡلِ وَقُرۡءَانَ ٱلۡفَجۡرِۖ إِنَّ قُرۡءَانَ ٱلۡفَجۡرِ كَانَ مَشۡهُودٗا

Gunesin donmesinden, gecenin kararmasına kadar namaz kıl. Fecrin Kur´an´ını (fecr vakti okunan Kur´an´ı) ikame et (yerine getir)! Cunku fecrin Kur´an´ı sahitlidir
Surah Al-Isra, Verse 78


وَمِنَ ٱلَّيۡلِ فَتَهَجَّدۡ بِهِۦ نَافِلَةٗ لَّكَ عَسَىٰٓ أَن يَبۡعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامٗا مَّحۡمُودٗا

Gecenin bir kısmında uyan ve sana ozel nafile (ilave) olarak O´nunla (Kur´an´la) teheccud namazı kıl! Rabbinin seni Makam-ı Mahmut´a beas etmesi (ulastırması) yakındır
Surah Al-Isra, Verse 79


وَقُل رَّبِّ أَدۡخِلۡنِي مُدۡخَلَ صِدۡقٖ وَأَخۡرِجۡنِي مُخۡرَجَ صِدۡقٖ وَٱجۡعَل لِّي مِن لَّدُنكَ سُلۡطَٰنٗا نَّصِيرٗا

Ve de ki: “Rabbim beni sıdk ile dahil et ve beni sıdk ile cıkar. Ve bana senin katından (gizli ilminden) bir yardımcı sultan kıl.”
Surah Al-Isra, Verse 80


وَقُلۡ جَآءَ ٱلۡحَقُّ وَزَهَقَ ٱلۡبَٰطِلُۚ إِنَّ ٱلۡبَٰطِلَ كَانَ زَهُوقٗا

De ki: “Hak geldi, batıl zail oldu (yok oldu). Muhakkak ki batıl yok olacaktır (yok olmaya mahkumdur).”
Surah Al-Isra, Verse 81


وَنُنَزِّلُ مِنَ ٱلۡقُرۡءَانِ مَا هُوَ شِفَآءٞ وَرَحۡمَةٞ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ وَلَا يَزِيدُ ٱلظَّـٰلِمِينَ إِلَّا خَسَارٗا

Kur´an´dan indirdigimiz seyler, mu´minler icin sifadır ve rahmettir. Ve zalimlerin sadece husranını (kaybettigi dereceleri) arttırır
Surah Al-Isra, Verse 82


وَإِذَآ أَنۡعَمۡنَا عَلَى ٱلۡإِنسَٰنِ أَعۡرَضَ وَنَـَٔا بِجَانِبِهِۦ وَإِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ كَانَ يَـُٔوسٗا

Ve insanı ni´metlendirdigimiz zaman yuz cevirir ve yan cizerek uzaklasır. Ve ona bir serr dokundugu zaman yeise duser
Surah Al-Isra, Verse 83


قُلۡ كُلّٞ يَعۡمَلُ عَلَىٰ شَاكِلَتِهِۦ فَرَبُّكُمۡ أَعۡلَمُ بِمَنۡ هُوَ أَهۡدَىٰ سَبِيلٗا

De ki: “Herkes kendi sekline (huviyetine, karakterine) gore amel eder.” Oyleyse kimin daha cok hidayet yolunda oldugunu en iyi Rabbiniz bilir
Surah Al-Isra, Verse 84


وَيَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلرُّوحِۖ قُلِ ٱلرُّوحُ مِنۡ أَمۡرِ رَبِّي وَمَآ أُوتِيتُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِ إِلَّا قَلِيلٗا

Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: “Ruh, Rabbimin emrindendir.” Ve size, (ruha ait) ilimden sadece az bir sey verildi
Surah Al-Isra, Verse 85


وَلَئِن شِئۡنَا لَنَذۡهَبَنَّ بِٱلَّذِيٓ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ بِهِۦ عَلَيۡنَا وَكِيلًا

Ve eger Biz dileseydik, sana vahyettiklerimizi mutlaka giderirdik (silip yok ederdik). Sonra onu (yok etmememiz icin) Bize karsı sana (seni mudafaa edecek) bir vekil bulamazsın
Surah Al-Isra, Verse 86


إِلَّا رَحۡمَةٗ مِّن رَّبِّكَۚ إِنَّ فَضۡلَهُۥ كَانَ عَلَيۡكَ كَبِيرٗا

(Bu) sadece Rabbinden bir rahmettir. Muhakkak ki O´nun (Rabbinin), senin uzerindeki fazlı buyuktur
Surah Al-Isra, Verse 87


قُل لَّئِنِ ٱجۡتَمَعَتِ ٱلۡإِنسُ وَٱلۡجِنُّ عَلَىٰٓ أَن يَأۡتُواْ بِمِثۡلِ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ لَا يَأۡتُونَ بِمِثۡلِهِۦ وَلَوۡ كَانَ بَعۡضُهُمۡ لِبَعۡضٖ ظَهِيرٗا

De ki: “Eger ins ve cin (insanlar ve cinler) bu Kur´an´ın bir benzerini getirmek icin ictima etseler (biraraya gelseler); onların bir kısmı, bir kısmına yardımcı olsa bile onun bir benzerini getiremezler.”
Surah Al-Isra, Verse 88


وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ مِن كُلِّ مَثَلٖ فَأَبَىٰٓ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ إِلَّا كُفُورٗا

Ve andolsun ki Biz, bu Kur´an´da butun meselelerden (misallerden) acıklama yaptık. Buna ragmen insanların cogu sadece inkar ederek direndi
Surah Al-Isra, Verse 89


وَقَالُواْ لَن نُّؤۡمِنَ لَكَ حَتَّىٰ تَفۡجُرَ لَنَا مِنَ ٱلۡأَرۡضِ يَنۢبُوعًا

Ve dediler ki: “Sen, bize yerden bir memba (pınar) cıkarmadıkca (fıskırtmadıkca) sana asla inanmayız.”
Surah Al-Isra, Verse 90


أَوۡ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٞ مِّن نَّخِيلٖ وَعِنَبٖ فَتُفَجِّرَ ٱلۡأَنۡهَٰرَ خِلَٰلَهَا تَفۡجِيرًا

Veya senin, hurma ve uzum baglarından bir bahcen olsun. Oyle ki onun aralarından, fıskırarak akan nehirler akıt (cıkar)
Surah Al-Isra, Verse 91


أَوۡ تُسۡقِطَ ٱلسَّمَآءَ كَمَا زَعَمۡتَ عَلَيۡنَا كِسَفًا أَوۡ تَأۡتِيَ بِٱللَّهِ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ قَبِيلًا

Veya iddia ettigin gibi semayı parca parca uzerimize dusurursun. Veya Allah´ı ve melekleri acıkca (karsımıza) getirirsin
Surah Al-Isra, Verse 92


أَوۡ يَكُونَ لَكَ بَيۡتٞ مِّن زُخۡرُفٍ أَوۡ تَرۡقَىٰ فِي ٱلسَّمَآءِ وَلَن نُّؤۡمِنَ لِرُقِيِّكَ حَتَّىٰ تُنَزِّلَ عَلَيۡنَا كِتَٰبٗا نَّقۡرَؤُهُۥۗ قُلۡ سُبۡحَانَ رَبِّي هَلۡ كُنتُ إِلَّا بَشَرٗا رَّسُولٗا

Veya senin altından bir evin olsun veya semaya yuksel. Bize okuyacagımız bir kitap indirmedikce senin yukselisine (miracına) asla inanmayız. De ki: “Benim Rabbim, Subhan´dır (O, noksan sıfatlardan munezzehtir). Ben, insan resulden baska bir sey miyim?”
Surah Al-Isra, Verse 93


وَمَا مَنَعَ ٱلنَّاسَ أَن يُؤۡمِنُوٓاْ إِذۡ جَآءَهُمُ ٱلۡهُدَىٰٓ إِلَّآ أَن قَالُوٓاْ أَبَعَثَ ٱللَّهُ بَشَرٗا رَّسُولٗا

Onlara hidayet geldigi zaman insanların inanmalarına, “Allah, insan resul mu gonderdi?” demelerinden baska bir sey mani olmadı
Surah Al-Isra, Verse 94


قُل لَّوۡ كَانَ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَلَـٰٓئِكَةٞ يَمۡشُونَ مُطۡمَئِنِّينَ لَنَزَّلۡنَا عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ مَلَكٗا رَّسُولٗا

De ki: “Eger yeryuzunde mutmain olarak yuruyenler melekler olsaydı, elbette onlara semadan melek resul indirirdik.”
Surah Al-Isra, Verse 95


قُلۡ كَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدَۢا بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡۚ إِنَّهُۥ كَانَ بِعِبَادِهِۦ خَبِيرَۢا بَصِيرٗا

De ki: “Benimle sizin aranızda, Allah sahit olarak yeter.” Muhakkak ki O, kullarından haberdar olandır, (onları) gorendir
Surah Al-Isra, Verse 96


وَمَن يَهۡدِ ٱللَّهُ فَهُوَ ٱلۡمُهۡتَدِۖ وَمَن يُضۡلِلۡ فَلَن تَجِدَ لَهُمۡ أَوۡلِيَآءَ مِن دُونِهِۦۖ وَنَحۡشُرُهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ عُمۡيٗا وَبُكۡمٗا وَصُمّٗاۖ مَّأۡوَىٰهُمۡ جَهَنَّمُۖ كُلَّمَا خَبَتۡ زِدۡنَٰهُمۡ سَعِيرٗا

Ve Allah, kimi (Kendisine) ulastırırsa, artık o hidayete ermistir. Ve kimi dalalette bırakırsa (kim Allah´a ulasmayı dilemezse), o taktirde onlar icin O´ndan (Allah´tan) baska dostlar bulamazsın. Ve kıyamet gunu onları kor, dilsiz ve sagır olarak yuzustu (surunerek) hasrederiz (edecegiz, toplayacagız). Onların me´vası (kalacakları yer) cehennemdir. Ve Biz, onlara (atesin) her sonmeye yuz tutusunda (alevli atesi) arttırdık (arttıracagız)
Surah Al-Isra, Verse 97


ذَٰلِكَ جَزَآؤُهُم بِأَنَّهُمۡ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَقَالُوٓاْ أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا وَرُفَٰتًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ خَلۡقٗا جَدِيدًا

Iste bu, onların ayetlerimizi inkar etmelerinden ve “Biz kemik ve toz haline gelmis (toprak) oldugumuz zaman mı? Biz mi gercekten yeni (bir) yaratılısla mutlaka beas edilecegiz (diriltilecegiz)?” demeleri sebebiyle onların cezasıdır
Surah Al-Isra, Verse 98


۞أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّ ٱللَّهَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ قَادِرٌ عَلَىٰٓ أَن يَخۡلُقَ مِثۡلَهُمۡ وَجَعَلَ لَهُمۡ أَجَلٗا لَّا رَيۡبَ فِيهِ فَأَبَى ٱلظَّـٰلِمُونَ إِلَّا كُفُورٗا

Ve onlar; Allah´ın, semaları ve yeryuzunu yarattıgını ve onların bir mislini daha yaratmaya kaadir (muktedir) oldugunu gormuyorlar mı? Onlar icin, onda (hakkında) suphe olmayan bir ecel kıldı (belli bir sure taktir etti). Buna ragmen zulmedenler, sadece inkar ederek direndiler
Surah Al-Isra, Verse 99


قُل لَّوۡ أَنتُمۡ تَمۡلِكُونَ خَزَآئِنَ رَحۡمَةِ رَبِّيٓ إِذٗا لَّأَمۡسَكۡتُمۡ خَشۡيَةَ ٱلۡإِنفَاقِۚ وَكَانَ ٱلۡإِنسَٰنُ قَتُورٗا

De ki: “Eger siz, Rabbimin rahmet hazineleri(ne) malik (sahip) olsaydınız, o zaman infak (harcanıp tukenecek) korkusu ile (onu) mutlaka (elinizde) tutardınız.” Insan cok cimridir
Surah Al-Isra, Verse 100


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَىٰ تِسۡعَ ءَايَٰتِۭ بَيِّنَٰتٖۖ فَسۡـَٔلۡ بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ إِذۡ جَآءَهُمۡ فَقَالَ لَهُۥ فِرۡعَوۡنُ إِنِّي لَأَظُنُّكَ يَٰمُوسَىٰ مَسۡحُورٗا

Andolsun Biz, Musa (A.S)´a apacık 9 ayet (mucize) verdik. Bunları beni Israile (Israilogullarına) sor. Onlara (Musa A.S) gelmisti. O zaman firavun soyle demisti: “Ey Musa! Ben, sana mutlaka sihir yapıldıgına kesin sekilde inanıyorum.”
Surah Al-Isra, Verse 101


قَالَ لَقَدۡ عَلِمۡتَ مَآ أَنزَلَ هَـٰٓؤُلَآءِ إِلَّا رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ بَصَآئِرَ وَإِنِّي لَأَظُنُّكَ يَٰفِرۡعَوۡنُ مَثۡبُورٗا

““Andolsun bunları (9 mucizeyi), gorunur bir sekilde, semaların ve arzın Rabbinden baskasının indirmedigini sen biliyordun. Ve ey firavun! Muhakkak ki ben, senin helak olacagına kesin sekilde inanıyorum.” dedi
Surah Al-Isra, Verse 102


فَأَرَادَ أَن يَسۡتَفِزَّهُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ فَأَغۡرَقۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ جَمِيعٗا

Bundan sonra onları arzdan (bulundukları yerden) cıkarmak istedi. Bunun uzerine Biz, onu ve beraberindekilerin hepsini bogduk
Surah Al-Isra, Verse 103


وَقُلۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِۦ لِبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱسۡكُنُواْ ٱلۡأَرۡضَ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ ٱلۡأٓخِرَةِ جِئۡنَا بِكُمۡ لَفِيفٗا

Ondan sonra beni Israile, “Arzda (orada) iskan olun (yerlesin)!” dedik. Ahiretin vadesi (vaadi) gelince sizi biraraya getirecegiz
Surah Al-Isra, Verse 104


وَبِٱلۡحَقِّ أَنزَلۡنَٰهُ وَبِٱلۡحَقِّ نَزَلَۗ وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا مُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا

Ve Hakk´ı (Kur´an´ı), O´nu, Biz indirdik. Ve Hakk ile indi. Seni, mujdeleyici ve uyarıcı olmandan baska bir sey icin gondermedik
Surah Al-Isra, Verse 105


وَقُرۡءَانٗا فَرَقۡنَٰهُ لِتَقۡرَأَهُۥ عَلَى ٱلنَّاسِ عَلَىٰ مُكۡثٖ وَنَزَّلۡنَٰهُ تَنزِيلٗا

Ve Kur´an-ı Kerim; onu kısımlara (sure sure ve ayet ayet) ayırdık. Insanlara, onu muksin olarak (uzun surede) okuman icin tenzilen (kısımlara ayırıp, uzun surede okunabilecek sekilde), bir indirisle indirdik
Surah Al-Isra, Verse 106


قُلۡ ءَامِنُواْ بِهِۦٓ أَوۡ لَا تُؤۡمِنُوٓاْۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ مِن قَبۡلِهِۦٓ إِذَا يُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ يَخِرُّونَۤ لِلۡأَذۡقَانِۤ سُجَّدٗاۤ

De ki: “O´na inanılsın veya inanılmasın, O´ndan once kendilerine ilim verilen kimseler, onlara (Kur´an´ın secde ayetleri) okundugu zaman, secde ederek ceneleri (alınları) ustune kapanırlar.”
Surah Al-Isra, Verse 107


وَيَقُولُونَ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِن كَانَ وَعۡدُ رَبِّنَا لَمَفۡعُولٗا

Ve derler ki: “Rabbimiz, Subhan´dır (herseyden munezzehtir). Eger Rabbimiz vaadettiyse, (o) mutlaka ifa edilmistir.”
Surah Al-Isra, Verse 108


وَيَخِرُّونَ لِلۡأَذۡقَانِ يَبۡكُونَ وَيَزِيدُهُمۡ خُشُوعٗا۩

Ve ceneleri (alınları) ustune kapanırlar. Ve husuları artarak aglarlar
Surah Al-Isra, Verse 109


قُلِ ٱدۡعُواْ ٱللَّهَ أَوِ ٱدۡعُواْ ٱلرَّحۡمَٰنَۖ أَيّٗا مَّا تَدۡعُواْ فَلَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ وَلَا تَجۡهَرۡ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتۡ بِهَا وَٱبۡتَغِ بَيۡنَ ذَٰلِكَ سَبِيلٗا

De ki: “Allah diye cagırın veya Rahman diye cagırın. Nasıl cagırırsanız hepsi O´nun Esmaul Husnası´dır (Allah´ın en guzel isimleridir).” Namazında (sesini) yukseltme ve onu (sesini) alcaltma. Bu ikisi arasında bir yol tut
Surah Al-Isra, Verse 110


وَقُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي لَمۡ يَتَّخِذۡ وَلَدٗا وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ شَرِيكٞ فِي ٱلۡمُلۡكِ وَلَمۡ يَكُن لَّهُۥ وَلِيّٞ مِّنَ ٱلذُّلِّۖ وَكَبِّرۡهُ تَكۡبِيرَۢا

Ve de ki: “Hamd, cocuk edinmeyen Allah´a mahsustur ve O´nun mulkte ortagı olmamıstır (yoktur). Ve (O, zillete dusmez) O´nun, Kendisini zilletten (kurtaracak) bir dosta (ihtiyacı) yoktur.” O´nu tekbir ile (ustun kılarak) yucelt (buyuklugunu ifade et)
Surah Al-Isra, Verse 111


Author: Iskender Ali Mihr


<< Surah 16
>> Surah 18

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai