Surah Taha Verse 40 - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
Surah Tahaإِذۡ تَمۡشِيٓ أُخۡتُكَ فَتَقُولُ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ مَن يَكۡفُلُهُۥۖ فَرَجَعۡنَٰكَ إِلَىٰٓ أُمِّكَ كَيۡ تَقَرَّ عَيۡنُهَا وَلَا تَحۡزَنَۚ وَقَتَلۡتَ نَفۡسٗا فَنَجَّيۡنَٰكَ مِنَ ٱلۡغَمِّ وَفَتَنَّـٰكَ فُتُونٗاۚ فَلَبِثۡتَ سِنِينَ فِيٓ أَهۡلِ مَدۡيَنَ ثُمَّ جِئۡتَ عَلَىٰ قَدَرٖ يَٰمُوسَىٰ
Hani kız kardesin, (denize atılmandan sonra seni takip ederek Firavun’un sarayına) gidip (hic bir meme kabul etmedigini isitince) diyordu ki: “Size, ona iyi bakacak birini buluvereyim mi” Boylece seni tekrar annene verdik ki, gozu aydın olsun da, kederlenmesin. Hem (sen cocukken) bir adam (kıpti bir kafir) oldurdun de seni gamdan (kısasdan) kurtardık. Seni cesitli belalarla imtihan ettik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkı icinde kaldın. Sonra da bir takdire gore (kırk yasına vararak Firavun’a) geldin, ey Musa