Surah Taha Verse 40 - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
Surah Tahaإِذۡ تَمۡشِيٓ أُخۡتُكَ فَتَقُولُ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ مَن يَكۡفُلُهُۥۖ فَرَجَعۡنَٰكَ إِلَىٰٓ أُمِّكَ كَيۡ تَقَرَّ عَيۡنُهَا وَلَا تَحۡزَنَۚ وَقَتَلۡتَ نَفۡسٗا فَنَجَّيۡنَٰكَ مِنَ ٱلۡغَمِّ وَفَتَنَّـٰكَ فُتُونٗاۚ فَلَبِثۡتَ سِنِينَ فِيٓ أَهۡلِ مَدۡيَنَ ثُمَّ جِئۡتَ عَلَىٰ قَدَرٖ يَٰمُوسَىٰ
Kızkardesin (seni izleyerek) yuruyordu. (Seni saraya aldıkları zaman onlara soyle) diyordu: “Size, ona kefil olacak (emzirip, bakacak) birisine delil olayım mı (bulmanızda yardım edeyim mi)? Boylece seni, annene dondurduk. Onun, gozu aydın olsun ve mahzun olmasın diye. Ve birisini oldurmustun. O zaman (da) seni, gamdan (uzuntuden) kurtarmıstık. Ve seni, sınavlarla imtihan ettik. Boylece Medyen halkı icinde senelerce kaldın. Sonra kaderin geregi (takdir edilen zamanda buraya) geldin ya Musa