Surah Al-Anaam - Turkish Translation by Elmal L Sadelestirilmis
ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَجَعَلَ ٱلظُّلُمَٰتِ وَٱلنُّورَۖ ثُمَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمۡ يَعۡدِلُونَ
Hamd, gokleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlıgı var eden Allah´a mahsustur. Yine de hakkı tanımayanlar bunları kendilerini yaratana denk tutuyorlar
Surah Al-Anaam, Verse 1
هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَكُم مِّن طِينٖ ثُمَّ قَضَىٰٓ أَجَلٗاۖ وَأَجَلٞ مُّسَمًّى عِندَهُۥۖ ثُمَّ أَنتُمۡ تَمۡتَرُونَ
O, oyle bir yaratıcıdır ki, sizi camurdan yarattı, sonra bir eceli bitirdi. Bir ecel de O´nun katında adlandırılmıstır. Sonra da siz daha suphe mi ediyorsunuz
Surah Al-Anaam, Verse 2
وَهُوَ ٱللَّهُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَفِي ٱلۡأَرۡضِ يَعۡلَمُ سِرَّكُمۡ وَجَهۡرَكُمۡ وَيَعۡلَمُ مَا تَكۡسِبُونَ
Halbuki goklerde de yerde de Allah O´dur. Icinizi de dısınızı da bilir. Daha ne yapıp kazanacagınızı da bilir
Surah Al-Anaam, Verse 3
وَمَا تَأۡتِيهِم مِّنۡ ءَايَةٖ مِّنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِمۡ إِلَّا كَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ
Boyle iken onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmez ki, ondan yuz cevirmis olmasınlar
Surah Al-Anaam, Verse 4
فَقَدۡ كَذَّبُواْ بِٱلۡحَقِّ لَمَّا جَآءَهُمۡ فَسَوۡفَ يَأۡتِيهِمۡ أَنۢبَـٰٓؤُاْ مَا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Bunun icin apacık hak kendilerine geldigi vakit ona yalan dediler. Fakat alay etmekte oldukları seyin haberi yakında kendilerine gelecek
Surah Al-Anaam, Verse 5
أَلَمۡ يَرَوۡاْ كَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِن قَبۡلِهِم مِّن قَرۡنٖ مَّكَّنَّـٰهُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَا لَمۡ نُمَكِّن لَّكُمۡ وَأَرۡسَلۡنَا ٱلسَّمَآءَ عَلَيۡهِم مِّدۡرَارٗا وَجَعَلۡنَا ٱلۡأَنۡهَٰرَ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهِمۡ فَأَهۡلَكۡنَٰهُم بِذُنُوبِهِمۡ وَأَنشَأۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِمۡ قَرۡنًا ءَاخَرِينَ
Onlerinde kac nesil, kendilerinden once nice milletleri helak ettigimizi gormediler mi? Bu yerde onlara, size vermediklerimizi vermis, uzerlerine gogu bol bol bırakmıs, ırmakları ayaklarının altından akar bir duruma getirmistik. Oyle iken onları gunahları yuzunden helak ettik ve arkalarından yeni bir nesil yarattık
Surah Al-Anaam, Verse 6
وَلَوۡ نَزَّلۡنَا عَلَيۡكَ كِتَٰبٗا فِي قِرۡطَاسٖ فَلَمَسُوهُ بِأَيۡدِيهِمۡ لَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٞ
Sana kagıt uzerine yazılmıs bir kitap indirseydik, onlar da onu elleriyle yoklasaydılar, muhakkak o kufurlerinde inat edenler yine «Bu apacık bir buyuden baska bir sey degildir.» diyeceklerdi
Surah Al-Anaam, Verse 7
وَقَالُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ مَلَكٞۖ وَلَوۡ أَنزَلۡنَا مَلَكٗا لَّقُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ ثُمَّ لَا يُنظَرُونَ
Bir de «Suna bir melek indirilse de gorsek?» diyorlar. Eger oyle bir melek indirseydik muhakkak is bitirilmis olur, kendilerine bir an bile goz actırılmazdı
Surah Al-Anaam, Verse 8
وَلَوۡ جَعَلۡنَٰهُ مَلَكٗا لَّجَعَلۡنَٰهُ رَجُلٗا وَلَلَبَسۡنَا عَلَيۡهِم مَّا يَلۡبِسُونَ
Kendisini bir melek de yapsaydık, yine onu bir erkek kılacak ve onları yine dustukleri supheye dusurecektik
Surah Al-Anaam, Verse 9
وَلَقَدِ ٱسۡتُهۡزِئَ بِرُسُلٖ مِّن قَبۡلِكَ فَحَاقَ بِٱلَّذِينَ سَخِرُواْ مِنۡهُم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Andolsun ki, senden once gonderilen peygamberlerle de eglenildi, ancak o eglendikleri hak, o maskaralıgı yapanları cepecevre kusatıverdi
Surah Al-Anaam, Verse 10
قُلۡ سِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ ثُمَّ ٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُكَذِّبِينَ
De ki: «Yeryuzunde dolasın da peygamberlere yalancı diyenlerin sonunun nasıl oldugunu bir gorun
Surah Al-Anaam, Verse 11
قُل لِّمَن مَّا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ قُل لِّلَّهِۚ كَتَبَ عَلَىٰ نَفۡسِهِ ٱلرَّحۡمَةَۚ لَيَجۡمَعَنَّكُمۡ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ لَا رَيۡبَ فِيهِۚ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
De ki: «Goklerde ve yerde ne varsa kimindir?» «Allah´ındır!» de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlıgında suphe olmayan kıyamet gununde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler
Surah Al-Anaam, Verse 12
۞وَلَهُۥ مَا سَكَنَ فِي ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Oysa gecede, gunduzde barınan hersey O´nundur. Isiten ve bilen ancak O´dur
Surah Al-Anaam, Verse 13
قُلۡ أَغَيۡرَ ٱللَّهِ أَتَّخِذُ وَلِيّٗا فَاطِرِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَهُوَ يُطۡعِمُ وَلَا يُطۡعَمُۗ قُلۡ إِنِّيٓ أُمِرۡتُ أَنۡ أَكُونَ أَوَّلَ مَنۡ أَسۡلَمَۖ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
De ki: «Goklerin ve yerin yaratanı olan Allah´tan baskasını mı dost edinecegim? Oysa O, yedirip besler, kendisi ise beslenmekten munezzehtir.» De ki: «Ben ehl-i Islamın birincisi olmakla emrolundum ve sakın Allah´a ortak kosanlardan olma!» buyuruldu
Surah Al-Anaam, Verse 14
قُلۡ إِنِّيٓ أَخَافُ إِنۡ عَصَيۡتُ رَبِّي عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ
De ki: «Ben Rabbime isyan edecek olursam, buyuk bir gunun azabından korkarım.»
Surah Al-Anaam, Verse 15
مَّن يُصۡرَفۡ عَنۡهُ يَوۡمَئِذٖ فَقَدۡ رَحِمَهُۥۚ وَذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡمُبِينُ
O gun kimden azap giderilirse, iste Allah onu bagıslamıstır. Ve iste apacık kurtulus budur
Surah Al-Anaam, Verse 16
وَإِن يَمۡسَسۡكَ ٱللَّهُ بِضُرّٖ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَۖ وَإِن يَمۡسَسۡكَ بِخَيۡرٖ فَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
Eger Allah sana bir keder dokundurursa (verirse), onu O´ndan baska acacak yoktur. Ve eger sana bir iyilik dokundurursa (verirse), yine O, herseye gucu yetendir
Surah Al-Anaam, Verse 17
وَهُوَ ٱلۡقَاهِرُ فَوۡقَ عِبَادِهِۦۚ وَهُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡخَبِيرُ
Kullarının ustunde tam hakim O´dur. Herseyden haberdar O´dur
Surah Al-Anaam, Verse 18
قُلۡ أَيُّ شَيۡءٍ أَكۡبَرُ شَهَٰدَةٗۖ قُلِ ٱللَّهُۖ شَهِيدُۢ بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡۚ وَأُوحِيَ إِلَيَّ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانُ لِأُنذِرَكُم بِهِۦ وَمَنۢ بَلَغَۚ أَئِنَّكُمۡ لَتَشۡهَدُونَ أَنَّ مَعَ ٱللَّهِ ءَالِهَةً أُخۡرَىٰۚ قُل لَّآ أَشۡهَدُۚ قُلۡ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ وَإِنَّنِي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُشۡرِكُونَ
De ki: «Sahitlikce hangi sey daha buyuktur?» De ki: «Allah benimle sizin aranızda sahittir. Ve bu Kur´an bana vahyolundu ki, sizi ve onun ulastıgı herkesi uyarayım. Gercekten siz, Allah´tan baska tanrılar olduguna sahitlik mi ediyorsunuz?» De ki: «Ben sahitlik etmem!» De ki: «O birtek ilahtır ve gercekten ben ortak tuttugunuz seylerden uzagım!»
Surah Al-Anaam, Verse 19
ٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يَعۡرِفُونَهُۥ كَمَا يَعۡرِفُونَ أَبۡنَآءَهُمُۘ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Kendilerine kitap verdigimiz milletlerin bilginleri, Peygamber´i kendi ogullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler ancak iman getirmezler
Surah Al-Anaam, Verse 20
وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوۡ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلظَّـٰلِمُونَ
Allah´a iftira ederek yalan uyduran veya O´nun ayetlerine yalan diyen kimseden daha zalim kim olabilir? Suphe yok ki zalimler kurtulusa ermezler
Surah Al-Anaam, Verse 21
وَيَوۡمَ نَحۡشُرُهُمۡ جَمِيعٗا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذِينَ أَشۡرَكُوٓاْ أَيۡنَ شُرَكَآؤُكُمُ ٱلَّذِينَ كُنتُمۡ تَزۡعُمُونَ
Hepsini mahserde toplayacagımız, sonra da o Allah´a ortak kosanlara: «Hani nerede o Allah´a ortak saydıgınız ortaklarınız?» diyecegimiz gun
Surah Al-Anaam, Verse 22
ثُمَّ لَمۡ تَكُن فِتۡنَتُهُمۡ إِلَّآ أَن قَالُواْ وَٱللَّهِ رَبِّنَا مَا كُنَّا مُشۡرِكِينَ
Sonra baska care bulamayacaklar ve sadece soyle diyecekler: «Rabbimiz Allah´a yemin ederiz ki, vallahi bizler Allah´a sirk kosanlar degildik.»
Surah Al-Anaam, Verse 23
ٱنظُرۡ كَيۡفَ كَذَبُواْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡۚ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
Bak vicdanlarına karsı nasıl yalan soylediler! O uydurdukları putlar da kendilerinden kaybolup gitti
Surah Al-Anaam, Verse 24
وَمِنۡهُم مَّن يَسۡتَمِعُ إِلَيۡكَۖ وَجَعَلۡنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ أَكِنَّةً أَن يَفۡقَهُوهُ وَفِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَقۡرٗاۚ وَإِن يَرَوۡاْ كُلَّ ءَايَةٖ لَّا يُؤۡمِنُواْ بِهَاۖ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءُوكَ يُجَٰدِلُونَكَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Iclerinden bazıları da seni Kur´an okurken dinlerler, fakat Biz, kalplerine onu zevkiyle anlamalarına engel kabuklar gecirmisizdir. Kulaklarında da bir agırlık vardır. Butun mucizeleri gorseler de iman etmezler. Hatta sana geldiklerinde, seninle tartısmaya kalkısarak, o hak tanımaz kafirler: «Bu, eskilerin masallarından baska birsey degildir.» derler
Surah Al-Anaam, Verse 25
وَهُمۡ يَنۡهَوۡنَ عَنۡهُ وَيَنۡـَٔوۡنَ عَنۡهُۖ وَإِن يُهۡلِكُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمۡ وَمَا يَشۡعُرُونَ
Digerleri ise hem ona yaklasmaktan alıkorlar hem de kendileri ondan uzaklasırlar. Boylece sadece kendilerini mahvederler, ama farkına varmazlar
Surah Al-Anaam, Verse 26
وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذۡ وُقِفُواْ عَلَى ٱلنَّارِ فَقَالُواْ يَٰلَيۡتَنَا نُرَدُّ وَلَا نُكَذِّبَ بِـَٔايَٰتِ رَبِّنَا وَنَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Atesin basında durdurulduklarında: «Ah! Ne olurdu geri dondurulsek de Rabbimizin ayetlerini inkar etmeyip, mu´minlerden olsaydık!» dediklerini bir gorsen
Surah Al-Anaam, Verse 27
بَلۡ بَدَا لَهُم مَّا كَانُواْ يُخۡفُونَ مِن قَبۡلُۖ وَلَوۡ رُدُّواْ لَعَادُواْ لِمَا نُهُواْ عَنۡهُ وَإِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Hayır, daha once gizleyip durdukları karsılarına cıktı da ondan. Geri cevrilselerdi yine o yasaklandıkları fenalıga mutlaka doneceklerdi. Suphesiz onlar yine yalancıdırlar
Surah Al-Anaam, Verse 28
وَقَالُوٓاْ إِنۡ هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنۡيَا وَمَا نَحۡنُ بِمَبۡعُوثِينَ
Yine donup: «Hayat sadece dunya hayatımızdan ibaret; biz bir daha dirilecek degiliz.» diyeceklerdi
Surah Al-Anaam, Verse 29
وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذۡ وُقِفُواْ عَلَىٰ رَبِّهِمۡۚ قَالَ أَلَيۡسَ هَٰذَا بِٱلۡحَقِّۚ قَالُواْ بَلَىٰ وَرَبِّنَاۚ قَالَ فَذُوقُواْ ٱلۡعَذَابَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ
Hem gorsen onları, Rablerinin huzuruna durdukları zaman! O: «Nasıl su gordugunuz gercek degil miymis?» diyecek, onlar da: «Evet Rabbimiz hakkı icin gercek!» diyecekler. O zaman: «Kufrettiginizin cezası olarak azabı tadın!» buyuracak
Surah Al-Anaam, Verse 30
قَدۡ خَسِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِلِقَآءِ ٱللَّهِۖ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتۡهُمُ ٱلسَّاعَةُ بَغۡتَةٗ قَالُواْ يَٰحَسۡرَتَنَا عَلَىٰ مَا فَرَّطۡنَا فِيهَا وَهُمۡ يَحۡمِلُونَ أَوۡزَارَهُمۡ عَلَىٰ ظُهُورِهِمۡۚ أَلَا سَآءَ مَا يَزِرُونَ
Allah´ın karsısına cıkacaklarını inkar eden kimseler gercekten husrana ugramıstır. Nihayet kıyamet gunu gelip ansızın kendilerini bastırıverince: «Hayatta yaptıgımız hatalardan dolayı vah bize!» derler; o an ki, gunahlarını sırtlanmıs goturuyorlardır. Bak ne kotu yukler goturuyorlar
Surah Al-Anaam, Verse 31
وَمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَآ إِلَّا لَعِبٞ وَلَهۡوٞۖ وَلَلدَّارُ ٱلۡأٓخِرَةُ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
Dunya hayatı bir oyundan, bir oyalanmadan baska birsey degildir. Ahiret yurdu ise muhakkak Allah´tan korkanlar icin daha hayırlıdır. Hala akıllanmayacak mısınız
Surah Al-Anaam, Verse 32
قَدۡ نَعۡلَمُ إِنَّهُۥ لَيَحۡزُنُكَ ٱلَّذِي يَقُولُونَۖ فَإِنَّهُمۡ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلَٰكِنَّ ٱلظَّـٰلِمِينَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ يَجۡحَدُونَ
Andolsun ki, soyledikleri lafın seni gercekten incittigini biliyoruz. Ancak onların yalancı dedikleri sen degilsin. Fakat zalimler Allah´ın ayetlerini inkar ediyorlar
Surah Al-Anaam, Verse 33
وَلَقَدۡ كُذِّبَتۡ رُسُلٞ مِّن قَبۡلِكَ فَصَبَرُواْ عَلَىٰ مَا كُذِّبُواْ وَأُوذُواْ حَتَّىٰٓ أَتَىٰهُمۡ نَصۡرُنَاۚ وَلَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَٰتِ ٱللَّهِۚ وَلَقَدۡ جَآءَكَ مِن نَّبَإِيْ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Andolsun ki, senden once gonderilen peygamberler de yalanlandılar. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet edilmeye karsı sabrettiler. Allah´ın sozlerini degistirebilecek hicbir kuvvet yoktur! Allah biliyor ya, sana peygamberlerin kıssalarından haber de geldi
Surah Al-Anaam, Verse 34
وَإِن كَانَ كَبُرَ عَلَيۡكَ إِعۡرَاضُهُمۡ فَإِنِ ٱسۡتَطَعۡتَ أَن تَبۡتَغِيَ نَفَقٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ أَوۡ سُلَّمٗا فِي ٱلسَّمَآءِ فَتَأۡتِيَهُم بِـَٔايَةٖۚ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَمَعَهُمۡ عَلَى ٱلۡهُدَىٰۚ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ
Eger onların omuz donmeleri sana agır geliyorsa, haydi kendi kendine yerin dibine inecek bir baca veya goklere cıkacak bir merdiven arayıp da onlara bambaska bir mucize getirmeye gucun yettigi takdirde hic durma, bunu yap! Allah dileseydi, elbette onları hidayet uzere toplardı. O halde sakın cahillerden olma
Surah Al-Anaam, Verse 35
۞إِنَّمَا يَسۡتَجِيبُ ٱلَّذِينَ يَسۡمَعُونَۘ وَٱلۡمَوۡتَىٰ يَبۡعَثُهُمُ ٱللَّهُ ثُمَّ إِلَيۡهِ يُرۡجَعُونَ
Sade isitmesi olanlar davete icabet eder. Olulere gelince, onları Allah diriltir, sonra hepsi O´nun huzuruna cıkarılırlar
Surah Al-Anaam, Verse 36
وَقَالُواْ لَوۡلَا نُزِّلَ عَلَيۡهِ ءَايَةٞ مِّن رَّبِّهِۦۚ قُلۡ إِنَّ ٱللَّهَ قَادِرٌ عَلَىٰٓ أَن يُنَزِّلَ ءَايَةٗ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Durmuslar: «Ona bambaska bir mucize indirilse ya!» diyorlar. De ki: «Suphesiz Allah´ın oyle bir mucize indirmeye gucu yeter, fakat cokları bilmezler!»
Surah Al-Anaam, Verse 37
وَمَا مِن دَآبَّةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا طَـٰٓئِرٖ يَطِيرُ بِجَنَاحَيۡهِ إِلَّآ أُمَمٌ أَمۡثَالُكُمۚ مَّا فَرَّطۡنَا فِي ٱلۡكِتَٰبِ مِن شَيۡءٖۚ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ يُحۡشَرُونَ
Yerde debelenen hicbir hayvan ve iki kanadı ile ucan hicbir kus yoktur ki, sizin gibi birer ummet olmasınlar! Biz kitapta hicbir eksik bırakmamısızdır. Sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar
Surah Al-Anaam, Verse 38
وَٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا صُمّٞ وَبُكۡمٞ فِي ٱلظُّلُمَٰتِۗ مَن يَشَإِ ٱللَّهُ يُضۡلِلۡهُ وَمَن يَشَأۡ يَجۡعَلۡهُ عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Ayetlerimize yalan diyenler karanlıklar icinde bir suru sagırlar ve dilsizlerdir. Kim dilerse Allah onu sasırtır, diledigi kimseyi de dogru bir yol uzerinde bulundurur
Surah Al-Anaam, Verse 39
قُلۡ أَرَءَيۡتَكُمۡ إِنۡ أَتَىٰكُمۡ عَذَابُ ٱللَّهِ أَوۡ أَتَتۡكُمُ ٱلسَّاعَةُ أَغَيۡرَ ٱللَّهِ تَدۡعُونَ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
De ki: «Kendinizi bir dusunur musunuz, Allah´ın azabı basınıza gelse veya kıyamet basınıza kopsa Allah´tan baskasına mı dua edersiniz? Eger dogru soyluyorsanız soyleyin bakalım!»
Surah Al-Anaam, Verse 40
بَلۡ إِيَّاهُ تَدۡعُونَ فَيَكۡشِفُ مَا تَدۡعُونَ إِلَيۡهِ إِن شَآءَ وَتَنسَوۡنَ مَا تُشۡرِكُونَ
Dogrusu yalnız O´na dua edersiniz. O dilerse yalvardıgınız belayı uzerinizden kaldırır ve o an O´na kostugunuz ortakları unutursunuz
Surah Al-Anaam, Verse 41
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٖ مِّن قَبۡلِكَ فَأَخَذۡنَٰهُم بِٱلۡبَأۡسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ لَعَلَّهُمۡ يَتَضَرَّعُونَ
Andolsun ki, senden once bir takım ummetlere de peygamberler gonderdik; dinlemediler. Biz de onları yalvarıp yakarsınlar diye darlık ve sıkıntı ile cezalandırdık
Surah Al-Anaam, Verse 42
فَلَوۡلَآ إِذۡ جَآءَهُم بَأۡسُنَا تَضَرَّعُواْ وَلَٰكِن قَسَتۡ قُلُوبُهُمۡ وَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Hic olmazsa kendilerine baskımız geldigi vakit yalvarsaydılar bari. Fakat kalpleri katılasmıs, seytan da butun yaptıklarını kendilerine guzel gostermisti
Surah Al-Anaam, Verse 43
فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِۦ فَتَحۡنَا عَلَيۡهِمۡ أَبۡوَٰبَ كُلِّ شَيۡءٍ حَتَّىٰٓ إِذَا فَرِحُواْ بِمَآ أُوتُوٓاْ أَخَذۡنَٰهُم بَغۡتَةٗ فَإِذَا هُم مُّبۡلِسُونَ
Vakta ki yapılan uyarıları unuttular, uzerlerine herseyin kapılarını acıverdik. Nihayet kendilerine verilen bu bolluk ve serbestlik ile tam ferahlandıkları, duzluge cıktıkları sırada ansızın kendilerini yakalayıverdik! Hepsi bir anda butun umitlerinden mahrum kaldılar
Surah Al-Anaam, Verse 44
فَقُطِعَ دَابِرُ ٱلۡقَوۡمِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْۚ وَٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Artık o zulmedip duran kavmin koku kesilmisti. Hamdolsun o alemlerin Rabbi olan Allah´a
Surah Al-Anaam, Verse 45
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِنۡ أَخَذَ ٱللَّهُ سَمۡعَكُمۡ وَأَبۡصَٰرَكُمۡ وَخَتَمَ عَلَىٰ قُلُوبِكُم مَّنۡ إِلَٰهٌ غَيۡرُ ٱللَّهِ يَأۡتِيكُم بِهِۗ ٱنظُرۡ كَيۡفَ نُصَرِّفُ ٱلۡأٓيَٰتِ ثُمَّ هُمۡ يَصۡدِفُونَ
De ki: «Soyleyin bakayım, eger Allah, kulaklarınızı ve gozlerinizi alır, kalplerinizi muhurleyiverirse, Allah´tan baska hangi tanrı onu size iade edecek?» Bak Biz delillerimizi nasıl evirip cevirip turlu turlu acıklıyoruz! Sonra da onlar nasıl (yuz cevirip) geciveriyorlar
Surah Al-Anaam, Verse 46
قُلۡ أَرَءَيۡتَكُمۡ إِنۡ أَتَىٰكُمۡ عَذَابُ ٱللَّهِ بَغۡتَةً أَوۡ جَهۡرَةً هَلۡ يُهۡلَكُ إِلَّا ٱلۡقَوۡمُ ٱلظَّـٰلِمُونَ
De ki: «Kendinizi gordunuz mu? Sayet Allah´ın azabı ansızın yahut acıktan basınıza geliverse, zalimler toplulugundan baskası mı helak olur?»
Surah Al-Anaam, Verse 47
وَمَا نُرۡسِلُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ إِلَّا مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَۖ فَمَنۡ ءَامَنَ وَأَصۡلَحَ فَلَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ
Biz o gonderilen peygamberleri rahmetimizin mujdecileri ve azabımızın habercileri olmak uzere gondeririz. Onun icin kim iman edip durustluk yolunu tutarsa, onlara korku yoktur ve mahzun da olmayacaklardır
Surah Al-Anaam, Verse 48
وَٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا يَمَسُّهُمُ ٱلۡعَذَابُ بِمَا كَانُواْ يَفۡسُقُونَ
Ayetlerimize yalan diyenlere, yapmayı adet edindikleri fenalık yuzunden azap dokunacaktır
Surah Al-Anaam, Verse 49
قُل لَّآ أَقُولُ لَكُمۡ عِندِي خَزَآئِنُ ٱللَّهِ وَلَآ أَعۡلَمُ ٱلۡغَيۡبَ وَلَآ أَقُولُ لَكُمۡ إِنِّي مَلَكٌۖ إِنۡ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰٓ إِلَيَّۚ قُلۡ هَلۡ يَسۡتَوِي ٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡبَصِيرُۚ أَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ
De ki: «Ben size «Allah´ın hazineleri benim yanımdadır.» demiyorum; gaybı da bilmem, size «Ben melegim.» de demiyorum; ben ancak bana verilen vahye uyarım.» De ki: «Kor ile goren bir olur mu? Artık biraz dusunmez misiniz
Surah Al-Anaam, Verse 50
وَأَنذِرۡ بِهِ ٱلَّذِينَ يَخَافُونَ أَن يُحۡشَرُوٓاْ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ لَيۡسَ لَهُم مِّن دُونِهِۦ وَلِيّٞ وَلَا شَفِيعٞ لَّعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ
Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur´an´la uyar. Oyleki, kendileri icin O´nun huzurunda ne bir dost ne de bir sefaatcı vardır. Gerekir ki Allah´tan korkarlar
Surah Al-Anaam, Verse 51
وَلَا تَطۡرُدِ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ رَبَّهُم بِٱلۡغَدَوٰةِ وَٱلۡعَشِيِّ يُرِيدُونَ وَجۡهَهُۥۖ مَا عَلَيۡكَ مِنۡ حِسَابِهِم مِّن شَيۡءٖ وَمَا مِنۡ حِسَابِكَ عَلَيۡهِم مِّن شَيۡءٖ فَتَطۡرُدَهُمۡ فَتَكُونَ مِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Rablerinin rızasını isteyerek, sabah-aksam O´na dua edenleri yanından kovayım deme! Sen onların hesabından sorumlu degilsin, onlar da senin hesabından sorumlu degildirler ki, bicareleri kovup da zalimlerden olasın
Surah Al-Anaam, Verse 52
وَكَذَٰلِكَ فَتَنَّا بَعۡضَهُم بِبَعۡضٖ لِّيَقُولُوٓاْ أَهَـٰٓؤُلَآءِ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَيۡهِم مِّنۢ بَيۡنِنَآۗ أَلَيۡسَ ٱللَّهُ بِأَعۡلَمَ بِٱلشَّـٰكِرِينَ
Boylece bazılarını bazısıyla fitneye dusurmusuzdur ki: «A!.. Sunlar mı o Allah´ın aramızdan lutfunu layık gordugu kimseler?» desinler. Allah sukreden kullarını daha iyi bilen degil midir
Surah Al-Anaam, Verse 53
وَإِذَا جَآءَكَ ٱلَّذِينَ يُؤۡمِنُونَ بِـَٔايَٰتِنَا فَقُلۡ سَلَٰمٌ عَلَيۡكُمۡۖ كَتَبَ رَبُّكُمۡ عَلَىٰ نَفۡسِهِ ٱلرَّحۡمَةَ أَنَّهُۥ مَنۡ عَمِلَ مِنكُمۡ سُوٓءَۢا بِجَهَٰلَةٖ ثُمَّ تَابَ مِنۢ بَعۡدِهِۦ وَأَصۡلَحَ فَأَنَّهُۥ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
Ayetlerimize iman edenler, yanına geldikleri zaman de ki: «Selam sizlere! Rabbiniz kendine rahmeti yazdı. Sizden kim bir cahillikle bir kotuluk yapmıs, sonra arkasından tevbe edip duzelmis ise, ona karsı bagıslayan, esirgeyendir
Surah Al-Anaam, Verse 54
وَكَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ وَلِتَسۡتَبِينَ سَبِيلُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Daha boyle ayetlerimizi acıklayacagız hem de sucluların yolu secilsin diye
Surah Al-Anaam, Verse 55
قُلۡ إِنِّي نُهِيتُ أَنۡ أَعۡبُدَ ٱلَّذِينَ تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِۚ قُل لَّآ أَتَّبِعُ أَهۡوَآءَكُمۡ قَدۡ ضَلَلۡتُ إِذٗا وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُهۡتَدِينَ
De ki: «Ben sizin Allah´tan baska taptıklarınıza ibadet etmekten men edildim!» De ki: «Ben sizin carpık arzularınıza uymam. O zaman sasırmıs ve dogru yoldan gidenlerden olmamıs olurum.»
Surah Al-Anaam, Verse 56
قُلۡ إِنِّي عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَكَذَّبۡتُم بِهِۦۚ مَا عِندِي مَا تَسۡتَعۡجِلُونَ بِهِۦٓۚ إِنِ ٱلۡحُكۡمُ إِلَّا لِلَّهِۖ يَقُصُّ ٱلۡحَقَّۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلۡفَٰصِلِينَ
De ki: «Ben Rabbimden apacık bir delile dayanmaktayım, siz ise O´na yalan dediniz. Cabuk gelmesini istediginiz azap benim elimde degil; hukum ancak Allah´ındır. Gercegi O anlatır. Hem O, gercegi batıldan ayırt edenlerin en iyisidir
Surah Al-Anaam, Verse 57
قُل لَّوۡ أَنَّ عِندِي مَا تَسۡتَعۡجِلُونَ بِهِۦ لَقُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡۗ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِٱلظَّـٰلِمِينَ
De ki: «O cabuk gelmesini istediginiz azap benim elimde olsaydı, aramızdaki is coktan sonuclanmıs olurdu. Bununla beraber Allah haksızları daha iyi bilir.»
Surah Al-Anaam, Verse 58
۞وَعِندَهُۥ مَفَاتِحُ ٱلۡغَيۡبِ لَا يَعۡلَمُهَآ إِلَّا هُوَۚ وَيَعۡلَمُ مَا فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِۚ وَمَا تَسۡقُطُ مِن وَرَقَةٍ إِلَّا يَعۡلَمُهَا وَلَا حَبَّةٖ فِي ظُلُمَٰتِ ٱلۡأَرۡضِ وَلَا رَطۡبٖ وَلَا يَابِسٍ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٖ
Gaybın anahtarları O´nun yanındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde ne varsa yine O bilir. Bir yaprak dusmez ve yerin karanlıklarına bir tane gitmez ki O bilmesin. Yas ve kuru hicbir sey yoktur ki, o herseyi acıklayan kitapta bulunmasın
Surah Al-Anaam, Verse 59
وَهُوَ ٱلَّذِي يَتَوَفَّىٰكُم بِٱلَّيۡلِ وَيَعۡلَمُ مَا جَرَحۡتُم بِٱلنَّهَارِ ثُمَّ يَبۡعَثُكُمۡ فِيهِ لِيُقۡضَىٰٓ أَجَلٞ مُّسَمّٗىۖ ثُمَّ إِلَيۡهِ مَرۡجِعُكُمۡ ثُمَّ يُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
O´dur sizleri geceleyin kendinizden geciren, bununla beraber gunduz kazandıklarınızı bilen, sonra belirlenmis olan bir ecel (olum sureci) tamamlansın diye gunduzleri sizi uyandırıp kaldıran. Sonra O´nadır yine donusunuz. Sonra size neler yaptıgınızı haber verecektir
Surah Al-Anaam, Verse 60
وَهُوَ ٱلۡقَاهِرُ فَوۡقَ عِبَادِهِۦۖ وَيُرۡسِلُ عَلَيۡكُمۡ حَفَظَةً حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَحَدَكُمُ ٱلۡمَوۡتُ تَوَفَّتۡهُ رُسُلُنَا وَهُمۡ لَا يُفَرِّطُونَ
O, kulları uzerinde hukumranlıgını surdurur ve uzerinize hareketlerinizi kaydeden koruyucular gonderir. Sonunda birinize olum geldigi vakit, gonderdigimiz ve gorevlerinde kusur yapmayan melekler canını alırlar
Surah Al-Anaam, Verse 61
ثُمَّ رُدُّوٓاْ إِلَى ٱللَّهِ مَوۡلَىٰهُمُ ٱلۡحَقِّۚ أَلَا لَهُ ٱلۡحُكۡمُ وَهُوَ أَسۡرَعُ ٱلۡحَٰسِبِينَ
Sonra o vefat edenler Mevlaları Allah´a dondurulurler. Iyi bilin ki, hukum O´nundur ve O, hesap gorenlerin en sur´atlisidir
Surah Al-Anaam, Verse 62
قُلۡ مَن يُنَجِّيكُم مِّن ظُلُمَٰتِ ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِ تَدۡعُونَهُۥ تَضَرُّعٗا وَخُفۡيَةٗ لَّئِنۡ أَنجَىٰنَا مِنۡ هَٰذِهِۦ لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّـٰكِرِينَ
De ki: «Karanın, denizin karanlıklarından, gizliden gizliye yalvara yalvara: «Ahdimiz olsun eger bizi kurtarırsan, hic suphesiz sukredenlerden oluruz.» dediginizde kim kurtarır sizi
Surah Al-Anaam, Verse 63
قُلِ ٱللَّهُ يُنَجِّيكُم مِّنۡهَا وَمِن كُلِّ كَرۡبٖ ثُمَّ أَنتُمۡ تُشۡرِكُونَ
De ki: «Allah kurtarır sizi ondan ve her sıkıntıdan, sonra da siz yine ortak kosarsınız.»
Surah Al-Anaam, Verse 64
قُلۡ هُوَ ٱلۡقَادِرُ عَلَىٰٓ أَن يَبۡعَثَ عَلَيۡكُمۡ عَذَابٗا مِّن فَوۡقِكُمۡ أَوۡ مِن تَحۡتِ أَرۡجُلِكُمۡ أَوۡ يَلۡبِسَكُمۡ شِيَعٗا وَيُذِيقَ بَعۡضَكُم بَأۡسَ بَعۡضٍۗ ٱنظُرۡ كَيۡفَ نُصَرِّفُ ٱلۡأٓيَٰتِ لَعَلَّهُمۡ يَفۡقَهُونَ
De ki: «O´nun size ustunuzden veya altınızdan bir azap salıvermeye yahut sizi birbirinize katıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gucu yeter.» Bak, ayetlerimizi nasıl inceden inceye acıklıyoruz ki, geregi gibi anlasınlar
Surah Al-Anaam, Verse 65
وَكَذَّبَ بِهِۦ قَوۡمُكَ وَهُوَ ٱلۡحَقُّۚ قُل لَّسۡتُ عَلَيۡكُم بِوَكِيلٖ
Bu boyle gercek iken, kavmin bu (Kur´an)´a yalan dediler. De ki: «Ben sizin vekiliniz degilim.»
Surah Al-Anaam, Verse 66
لِّكُلِّ نَبَإٖ مُّسۡتَقَرّٞۚ وَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ
Her haberin kararlastırılmıs bir zamanı vardır. Artık ileride anlarsınız
Surah Al-Anaam, Verse 67
وَإِذَا رَأَيۡتَ ٱلَّذِينَ يَخُوضُونَ فِيٓ ءَايَٰتِنَا فَأَعۡرِضۡ عَنۡهُمۡ حَتَّىٰ يَخُوضُواْ فِي حَدِيثٍ غَيۡرِهِۦۚ وَإِمَّا يُنسِيَنَّكَ ٱلشَّيۡطَٰنُ فَلَا تَقۡعُدۡ بَعۡدَ ٱلذِّكۡرَىٰ مَعَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Ayetlerimiz hakkında munasebetsizlige dalanları gordugun vakit, kendilerinden yuz cevir, ta ki baska bir soze dalsınlar. Eger seytan bunu sana bir an unutturursa, hatırına geldigi gibi hemen kalk, o zalimler toplulugu ile beraber olma
Surah Al-Anaam, Verse 68
وَمَا عَلَى ٱلَّذِينَ يَتَّقُونَ مِنۡ حِسَابِهِم مِّن شَيۡءٖ وَلَٰكِن ذِكۡرَىٰ لَعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ
Allah´tan korkanlara onların hesabından bir sorumluluk yoktur, ancak bir uyarı olur da belki sakınırlar
Surah Al-Anaam, Verse 69
وَذَرِ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ دِينَهُمۡ لَعِبٗا وَلَهۡوٗا وَغَرَّتۡهُمُ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَاۚ وَذَكِّرۡ بِهِۦٓ أَن تُبۡسَلَ نَفۡسُۢ بِمَا كَسَبَتۡ لَيۡسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيّٞ وَلَا شَفِيعٞ وَإِن تَعۡدِلۡ كُلَّ عَدۡلٖ لَّا يُؤۡخَذۡ مِنۡهَآۗ أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أُبۡسِلُواْ بِمَا كَسَبُواْۖ لَهُمۡ شَرَابٞ مِّنۡ حَمِيمٖ وَعَذَابٌ أَلِيمُۢ بِمَا كَانُواْ يَكۡفُرُونَ
Dinlerini oyun ve eglence edinen ve dunya hayatının kendilerini aldattıgı kimseleri bırak! Bu vesile ile sunu da ihtar et ki: «Bir kimse yaptıkları yuzunden azabın pencesine dusmeye gorsun, o zaman Allah´ın yuce huzurunda O´ndan baska ne bir koruyucu, ne de bir sefaatci bulunur. Her turlu fidyeyi denklestirse bile kabul edilmez. Onlar azabın pencesine dusmus kimselerdir. Nankorluk ettiklerinden dolayı onlara kaynar sudan bir icecek ve gayet acı bir azap vardır
Surah Al-Anaam, Verse 70
قُلۡ أَنَدۡعُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُنَا وَلَا يَضُرُّنَا وَنُرَدُّ عَلَىٰٓ أَعۡقَابِنَا بَعۡدَ إِذۡ هَدَىٰنَا ٱللَّهُ كَٱلَّذِي ٱسۡتَهۡوَتۡهُ ٱلشَّيَٰطِينُ فِي ٱلۡأَرۡضِ حَيۡرَانَ لَهُۥٓ أَصۡحَٰبٞ يَدۡعُونَهُۥٓ إِلَى ٱلۡهُدَى ٱئۡتِنَاۗ قُلۡ إِنَّ هُدَى ٱللَّهِ هُوَ ٱلۡهُدَىٰۖ وَأُمِرۡنَا لِنُسۡلِمَ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
De ki: «Biz hic Allah´ı bırakıp da bize ne fayda, ne de zarar vermeyecek nesnelere yalvarır mıyız? Ve Allah bizi hidayetine kavusturmus iken ardımıza (sirke) doner miyiz? Arkadasları, bize gel, diye dogru yola cagırdıkları halde yeryuzunde saskın saskın dolasıp, seytanların ayartarak ucuruma cektikleri o avanak kimse gibi. De ki: «Allah´ın hidayet yolu dogru yolun ta kendisidir. Ve biz alemlerin Rabbine teslimiyet gostermekle emrolunduk.»
Surah Al-Anaam, Verse 71
وَأَنۡ أَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّقُوهُۚ وَهُوَ ٱلَّذِيٓ إِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ
Bir de: «Namazı kılın ve O´ndan korkun!» Hasrolunup varacagınız O
Surah Al-Anaam, Verse 72
وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّۖ وَيَوۡمَ يَقُولُ كُن فَيَكُونُۚ قَوۡلُهُ ٱلۡحَقُّۚ وَلَهُ ٱلۡمُلۡكُ يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِۚ عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِۚ وَهُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡخَبِيرُ
Gokleri ve yeri yerli yerince yaratan O! «Ol!» diyecegi gun, o da oluverir. O´nun sozu haktır. Sura uflenecegi gun de mulk O´nundur. Gorulmeyeni de, goruleni de bilen, hikmet sahibi O´dur. Herseyden haberdar da O´dur
Surah Al-Anaam, Verse 73
۞وَإِذۡ قَالَ إِبۡرَٰهِيمُ لِأَبِيهِ ءَازَرَ أَتَتَّخِذُ أَصۡنَامًا ءَالِهَةً إِنِّيٓ أَرَىٰكَ وَقَوۡمَكَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
Vaktiyle Ibrahim babası Azer´e: «Sen putları bir suru tanrılar ediniyorsun oyle mi? Dogrusu ben seni ve kavmini acık bir sapıklık icinde goruyorum.» demisti
Surah Al-Anaam, Verse 74
وَكَذَٰلِكَ نُرِيٓ إِبۡرَٰهِيمَ مَلَكُوتَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلِيَكُونَ مِنَ ٱلۡمُوقِنِينَ
Boylece Ibrahim´e goklerin ve yerin melekutunu gosteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun
Surah Al-Anaam, Verse 75
فَلَمَّا جَنَّ عَلَيۡهِ ٱلَّيۡلُ رَءَا كَوۡكَبٗاۖ قَالَ هَٰذَا رَبِّيۖ فَلَمَّآ أَفَلَ قَالَ لَآ أُحِبُّ ٱلۡأٓفِلِينَ
Uzerini gece kaplayınca bir yıldız gordu: «Bu imis Rabbim!» dedi. Batıverince de: «Ben boyle batanları sevmem.» dedi
Surah Al-Anaam, Verse 76
فَلَمَّا رَءَا ٱلۡقَمَرَ بَازِغٗا قَالَ هَٰذَا رَبِّيۖ فَلَمَّآ أَفَلَ قَالَ لَئِن لَّمۡ يَهۡدِنِي رَبِّي لَأَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلضَّآلِّينَ
Ay´ı dogarken gorunce: «Bu imis Rabbim!» dedi. Batınca da: «Yemin ederim ki, Rabbim bana dogru yolu gostermemis olsaydı, muhakkak ki, su saskın topluluktan biri olacakmısım.» dedi
Surah Al-Anaam, Verse 77
فَلَمَّا رَءَا ٱلشَّمۡسَ بَازِغَةٗ قَالَ هَٰذَا رَبِّي هَٰذَآ أَكۡبَرُۖ فَلَمَّآ أَفَلَتۡ قَالَ يَٰقَوۡمِ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُشۡرِكُونَ
Gunesi dogmak uzere gorunce: «Bu imis Rabbim, bu hepsinden buyuk!» dedi. O da batınca: «Ey kavmim, haberiniz olsun, ben sizin sirk kostugunuz seylerden uzagım!»
Surah Al-Anaam, Verse 78
إِنِّي وَجَّهۡتُ وَجۡهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ حَنِيفٗاۖ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
«Ben, her dinden gecip yalnız hakka egilerek yuzumu o gokleri ve yeri yaratana cevirdim. Ve ben, Allah´a ortak kosanlardan degilim.» dedi
Surah Al-Anaam, Verse 79
وَحَآجَّهُۥ قَوۡمُهُۥۚ قَالَ أَتُحَـٰٓجُّوٓنِّي فِي ٱللَّهِ وَقَدۡ هَدَىٰنِۚ وَلَآ أَخَافُ مَا تُشۡرِكُونَ بِهِۦٓ إِلَّآ أَن يَشَآءَ رَبِّي شَيۡـٔٗاۚ وَسِعَ رَبِّي كُلَّ شَيۡءٍ عِلۡمًاۚ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ
Kavmi de onunla tartısmaya kalkıstı. O da dedi ki: «Bana hakikatı dogrudan dogruya gosterdigi halde Allah hakkında benimle mucadeleye mi kalkısıyorsunuz? Sizin O´na ortak kostugunuz seylerden ise, ben hicbir zaman korkmam. Rabbim dilemedikce onlar bana hicbir sey yapamaz. Rabbimin ilmi, herseyi kusatmıstır. Artık iyice bir dusunmez misiniz
Surah Al-Anaam, Verse 80
وَكَيۡفَ أَخَافُ مَآ أَشۡرَكۡتُمۡ وَلَا تَخَافُونَ أَنَّكُمۡ أَشۡرَكۡتُم بِٱللَّهِ مَا لَمۡ يُنَزِّلۡ بِهِۦ عَلَيۡكُمۡ سُلۡطَٰنٗاۚ فَأَيُّ ٱلۡفَرِيقَيۡنِ أَحَقُّ بِٱلۡأَمۡنِۖ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Hem nasıl olur da ben Allah´a kostugunuz ortaklardan korkarım; baksanıza siz, Allah´ın, hakkında hicbir delil indirmedigi seyleri O´na ortak kosmaktan korkmazken! Su halde korkudan emin olmaya iki taraftan hangisi daha layık? Eger biliyorsanız soyleyin
Surah Al-Anaam, Verse 81
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَلَمۡ يَلۡبِسُوٓاْ إِيمَٰنَهُم بِظُلۡمٍ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلۡأَمۡنُ وَهُم مُّهۡتَدُونَ
Iman edip de imanlarını bir haksızlıkla karıstırmayan kimseler, iste korkudan emin olmak onların hakkıdır ve hidayete erenler de onlardır
Surah Al-Anaam, Verse 82
وَتِلۡكَ حُجَّتُنَآ ءَاتَيۡنَٰهَآ إِبۡرَٰهِيمَ عَلَىٰ قَوۡمِهِۦۚ نَرۡفَعُ دَرَجَٰتٖ مَّن نَّشَآءُۗ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٞ
Bu, kavmine karsı Bizim Ibrahim´e vermis oldugumuz huccetimizdir. Biz diledigimizi derecelerle yukseltiriz. Suphesiz Rabbin hikmet sahibidir, herseyi bilendir
Surah Al-Anaam, Verse 83
وَوَهَبۡنَا لَهُۥٓ إِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۚ كُلًّا هَدَيۡنَاۚ وَنُوحًا هَدَيۡنَا مِن قَبۡلُۖ وَمِن ذُرِّيَّتِهِۦ دَاوُۥدَ وَسُلَيۡمَٰنَ وَأَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسَىٰ وَهَٰرُونَۚ وَكَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Bundan baska ona Ishak ve Ya´kub´u ihsan ettik ve herbirini hidayete erdirdik. Nuh´u da daha once hidayete erdirmistik, onun soyundan Davud´u, Suleyman´ı, Eyyub´u, Yusuf´u, Musa´yı, Harun´u da... Iste iyi isler yapanları boyle mukafatlandırırız
Surah Al-Anaam, Verse 84
وَزَكَرِيَّا وَيَحۡيَىٰ وَعِيسَىٰ وَإِلۡيَاسَۖ كُلّٞ مِّنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
Zekeriyya´yı, Yahya´yı, Isa´yı ve Ilyas´ı da... Hepsi iyilerdendir
Surah Al-Anaam, Verse 85
وَإِسۡمَٰعِيلَ وَٱلۡيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطٗاۚ وَكُلّٗا فَضَّلۡنَا عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ
Ismail´i, Elyesa´ı, Yunus´u ve Lut´u da... Herbirini alemlerin ustune gecirdik
Surah Al-Anaam, Verse 86
وَمِنۡ ءَابَآئِهِمۡ وَذُرِّيَّـٰتِهِمۡ وَإِخۡوَٰنِهِمۡۖ وَٱجۡتَبَيۡنَٰهُمۡ وَهَدَيۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Atalarından, soylarından ve kardeslerinden bir kısmını da... Bunların hepsini sectik ve bir dogru yola hidayetci kıldık
Surah Al-Anaam, Verse 87
ذَٰلِكَ هُدَى ٱللَّهِ يَهۡدِي بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦۚ وَلَوۡ أَشۡرَكُواْ لَحَبِطَ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Iste bu yol Allah yoludur. O, kullarından diledigine hidayet eyler. Eger bunlar Allah´a ortak kosmus olsalardı, butun yaptıkları bosa gitmis olurdu
Surah Al-Anaam, Verse 88
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحُكۡمَ وَٱلنُّبُوَّةَۚ فَإِن يَكۡفُرۡ بِهَا هَـٰٓؤُلَآءِ فَقَدۡ وَكَّلۡنَا بِهَا قَوۡمٗا لَّيۡسُواْ بِهَا بِكَٰفِرِينَ
Iste bunlar, kendilerine kitap, hukum ve peygamberlik verdigimiz kimseler! Simdi su karsıdakiler buna inanmıyorlarsa, yerlerine bunları inkar etmeyen bir milleti getirmisizdir
Surah Al-Anaam, Verse 89
أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ هَدَى ٱللَّهُۖ فَبِهُدَىٰهُمُ ٱقۡتَدِهۡۗ قُل لَّآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ أَجۡرًاۖ إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرَىٰ لِلۡعَٰلَمِينَ
Iste o peygamberler, Allah´ın kendilerini dogrudan yola eristirdigi kimselerdir. Sen de onların gittigi yoldan yuru! De ki: «Ben buna karsılık sizden bir ucret istemiyorum. O Kur´an sadece alemleri irsad icin ilahi bir hatıradır.»
Surah Al-Anaam, Verse 90
وَمَا قَدَرُواْ ٱللَّهَ حَقَّ قَدۡرِهِۦٓ إِذۡ قَالُواْ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَىٰ بَشَرٖ مِّن شَيۡءٖۗ قُلۡ مَنۡ أَنزَلَ ٱلۡكِتَٰبَ ٱلَّذِي جَآءَ بِهِۦ مُوسَىٰ نُورٗا وَهُدٗى لِّلنَّاسِۖ تَجۡعَلُونَهُۥ قَرَاطِيسَ تُبۡدُونَهَا وَتُخۡفُونَ كَثِيرٗاۖ وَعُلِّمۡتُم مَّا لَمۡ تَعۡلَمُوٓاْ أَنتُمۡ وَلَآ ءَابَآؤُكُمۡۖ قُلِ ٱللَّهُۖ ثُمَّ ذَرۡهُمۡ فِي خَوۡضِهِمۡ يَلۡعَبُونَ
Allah insana hicbir sey indirmemistir. demekle, Allah´ı geregi gibi tanıyamadılar. De ki: «Musa´nın insanlara bir nur ve hidayet olmak uzere getirdigi Kitab´ı kim indirdi? -Ki siz onu parca parca kagıtlar haline getiriyor ve bunları ortaya atıyorsunuz ama bir cogunu gizliyorsunuz.- Bununla beraber simdi size -ne sizin, ne atalarınızın- bilmedigi hakikatler ogretilmekte. (Onlara cevaben): «Allah.» de, sonra bırak onları daldıkları batakta oynayıp dursunlar
Surah Al-Anaam, Verse 91
وَهَٰذَا كِتَٰبٌ أَنزَلۡنَٰهُ مُبَارَكٞ مُّصَدِّقُ ٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِ وَلِتُنذِرَ أُمَّ ٱلۡقُرَىٰ وَمَنۡ حَوۡلَهَاۚ وَٱلَّذِينَ يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ يُؤۡمِنُونَ بِهِۦۖ وَهُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ يُحَافِظُونَ
Iste bu da bizim indirdigimiz bir kitap! Feyiz bereketi dunyayı tutacak; bu tasdik etmedikce onceki kitaplar muteber olmayacak. Bir de Mekke ve cevresindekileri uyarsın diye indirmisizdir. Ahirete inananlar, buna da iman ederler. Ve onlar namazlarını devamlı kılarlar
Surah Al-Anaam, Verse 92
وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوۡ قَالَ أُوحِيَ إِلَيَّ وَلَمۡ يُوحَ إِلَيۡهِ شَيۡءٞ وَمَن قَالَ سَأُنزِلُ مِثۡلَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُۗ وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّـٰلِمُونَ فِي غَمَرَٰتِ ٱلۡمَوۡتِ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ بَاسِطُوٓاْ أَيۡدِيهِمۡ أَخۡرِجُوٓاْ أَنفُسَكُمُۖ ٱلۡيَوۡمَ تُجۡزَوۡنَ عَذَابَ ٱلۡهُونِ بِمَا كُنتُمۡ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ غَيۡرَ ٱلۡحَقِّ وَكُنتُمۡ عَنۡ ءَايَٰتِهِۦ تَسۡتَكۡبِرُونَ
Allah´a karsı yalan uyduran veya kendisine birsey vahyedilmisken: «Bana vahiy geliyor!» diyen kimseden, bir de: «Allah´ın indirdigi ayetler gibi ben de indirecegim!» diyenden daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini olumun siddetli dalgaları icinde bogulurken bir gorsen! Melekler, ellerini kendilerine uzatıp: «Haydi bakalım cıkarın canınızı! Bugun zillet azabı ile cezalandırılacaksınız; Allah´a karsı dogru olmayanı soylediginizden ve Allah´ın ayetlerine karsı kibirli davranmanızdan dolayı!» derler
Surah Al-Anaam, Verse 93
وَلَقَدۡ جِئۡتُمُونَا فُرَٰدَىٰ كَمَا خَلَقۡنَٰكُمۡ أَوَّلَ مَرَّةٖ وَتَرَكۡتُم مَّا خَوَّلۡنَٰكُمۡ وَرَآءَ ظُهُورِكُمۡۖ وَمَا نَرَىٰ مَعَكُمۡ شُفَعَآءَكُمُ ٱلَّذِينَ زَعَمۡتُمۡ أَنَّهُمۡ فِيكُمۡ شُرَكَـٰٓؤُاْۚ لَقَد تَّقَطَّعَ بَيۡنَكُمۡ وَضَلَّ عَنكُم مَّا كُنتُمۡ تَزۡعُمُونَ
Andolsun ki Bize, ilk defa yarattıgımız gibi, iste teker teker geldiniz. Ve size verip hayaline daldırdıgımız servetleri arkalarınızın gerisine bıraktınız. Hani o sizin var olusunuzda Allah´ın ortakları oldugunu yanlıs yere sandıgınız sefaatcıları yanınızda gormuyoruz? Gordunuz ya aranızdaki baglar busbutun koptu ve guvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmistir
Surah Al-Anaam, Verse 94
۞إِنَّ ٱللَّهَ فَالِقُ ٱلۡحَبِّ وَٱلنَّوَىٰۖ يُخۡرِجُ ٱلۡحَيَّ مِنَ ٱلۡمَيِّتِ وَمُخۡرِجُ ٱلۡمَيِّتِ مِنَ ٱلۡحَيِّۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُۖ فَأَنَّىٰ تُؤۡفَكُونَ
Tane ve cekirdekleri Allah portletir. Oluden diri, diriden olu cıkarır. Iste size soyluyorum Allah O´dur. Simdi soyleyin nereden cevriliyorsunuz
Surah Al-Anaam, Verse 95
فَالِقُ ٱلۡإِصۡبَاحِ وَجَعَلَ ٱلَّيۡلَ سَكَنٗا وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَ حُسۡبَانٗاۚ ذَٰلِكَ تَقۡدِيرُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡعَلِيمِ
Tan attırıp sabahı cıkaran O´dur. Geceyi dinlenme zamanı, gunes ile ayı da vakit olcusu yapmıstır. Iste bu, o guclu ve herseyi bilenin takdiridir
Surah Al-Anaam, Verse 96
وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلنُّجُومَ لِتَهۡتَدُواْ بِهَا فِي ظُلُمَٰتِ ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِۗ قَدۡ فَصَّلۡنَا ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ
Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu dogrultmanız icin size yıldızları sebep kılan O´dur. Gercekten Biz ayetlerimizi, anlayan bir topluluk icin acıkladık
Surah Al-Anaam, Verse 97
وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَنشَأَكُم مِّن نَّفۡسٖ وَٰحِدَةٖ فَمُسۡتَقَرّٞ وَمُسۡتَوۡدَعٞۗ قَدۡ فَصَّلۡنَا ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَفۡقَهُونَ
Sizi bir tek candan yaratan O´dur. Demek ki, bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Gercekten, ayetlerimizi ince anlayıslı olanlar icin acıkladık
Surah Al-Anaam, Verse 98
وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَخۡرَجۡنَا بِهِۦ نَبَاتَ كُلِّ شَيۡءٖ فَأَخۡرَجۡنَا مِنۡهُ خَضِرٗا نُّخۡرِجُ مِنۡهُ حَبّٗا مُّتَرَاكِبٗا وَمِنَ ٱلنَّخۡلِ مِن طَلۡعِهَا قِنۡوَانٞ دَانِيَةٞ وَجَنَّـٰتٖ مِّنۡ أَعۡنَابٖ وَٱلزَّيۡتُونَ وَٱلرُّمَّانَ مُشۡتَبِهٗا وَغَيۡرَ مُتَشَٰبِهٍۗ ٱنظُرُوٓاْ إِلَىٰ ثَمَرِهِۦٓ إِذَآ أَثۡمَرَ وَيَنۡعِهِۦٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكُمۡ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Gokten su indiren de O´dur. Onunla her cesit bitkiyi cıkardık, ondan bir yesillik cıkardık, ondan da birbiri uzerine binmis taneler cıkarırız, hurma agacının tomurcugundan sarkan salkımlar, uzum bagları, zeytin ve narı da cıkardık. Bunların kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bakın herbirinin meyvesine, bir meyve verdigi zaman, bir de olgunlasmasına. Suphesiz su size gonderilende inananlar icin bir cok ibretler vardır
Surah Al-Anaam, Verse 99
وَجَعَلُواْ لِلَّهِ شُرَكَآءَ ٱلۡجِنَّ وَخَلَقَهُمۡۖ وَخَرَقُواْ لَهُۥ بَنِينَ وَبَنَٰتِۭ بِغَيۡرِ عِلۡمٖۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يَصِفُونَ
Bir de tutup cinleri (gizli yaratıkları) -onları yarattıgı halde- Allah´a ortak kostular. Bundan baska bir de O´na ogullar ve kızlar sacmaladılar, ne dediklerini bildikleri yok. O´nun yuce zatı, onların vasıflamalarından munezzeh ve yucedir
Surah Al-Anaam, Verse 100
بَدِيعُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُۥ وَلَدٞ وَلَمۡ تَكُن لَّهُۥ صَٰحِبَةٞۖ وَخَلَقَ كُلَّ شَيۡءٖۖ وَهُوَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ
Goklerin ve yerin orneksiz yaratıcısı O´dur. Esi olması mumkun degilken O´nun cocugu nasıl dusunulebilir. O, herseyi yaratmıstır ve herseyi bilendir
Surah Al-Anaam, Verse 101
ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ خَٰلِقُ كُلِّ شَيۡءٖ فَٱعۡبُدُوهُۚ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ وَكِيلٞ
Iste bu vasıflara sahip olan Allah´tır Rabbiniz. O´ndan baska tanrı yoktur. Herseyin yaratıcısı O´dur. O halde O´na kulluk edin, herseye karsı dayanılacak vekil de O´dur
Surah Al-Anaam, Verse 102
لَّا تُدۡرِكُهُ ٱلۡأَبۡصَٰرُ وَهُوَ يُدۡرِكُ ٱلۡأَبۡصَٰرَۖ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلۡخَبِيرُ
O´nu gozler algılamaz, O ise butun gozleri idrak eder. O oyle latif ve oyle herseyden haberdardır
Surah Al-Anaam, Verse 103
قَدۡ جَآءَكُم بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمۡۖ فَمَنۡ أَبۡصَرَ فَلِنَفۡسِهِۦۖ وَمَنۡ عَمِيَ فَعَلَيۡهَاۚ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِحَفِيظٖ
Gercekten Rabbinizden size bircok deliller geldi, artık kim gozunu acarak onları gorurse kendi lehine, kim de korluk ederse, kendi aleyhinedir. Ve o durumda ben sizin bekciniz degilim
Surah Al-Anaam, Verse 104
وَكَذَٰلِكَ نُصَرِّفُ ٱلۡأٓيَٰتِ وَلِيَقُولُواْ دَرَسۡتَ وَلِنُبَيِّنَهُۥ لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ
Iste ayetleri boyle cesitli sekillerde sunuyoruz ki, o korluk edenler sana: «Bunları bir yerlerden okuyup ogrenmissin.» desinler, hem de onu bilen bir toplum icin iyice acıklayalım
Surah Al-Anaam, Verse 105
ٱتَّبِعۡ مَآ أُوحِيَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ وَأَعۡرِضۡ عَنِ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Rabbinden sana ne vahyolunuyorsa ona uy! O´ndan baska tanrı yoktur. Sen musriklere bakma
Surah Al-Anaam, Verse 106
وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَآ أَشۡرَكُواْۗ وَمَا جَعَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ حَفِيظٗاۖ وَمَآ أَنتَ عَلَيۡهِم بِوَكِيلٖ
Allah dileseydi onlar Allah´a ortak kosmazlardı. Biz seni onların uzerine gozcu gondermedik, sen onlara vekil de degilsin
Surah Al-Anaam, Verse 107
وَلَا تَسُبُّواْ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ فَيَسُبُّواْ ٱللَّهَ عَدۡوَۢا بِغَيۡرِ عِلۡمٖۗ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمۡ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِم مَّرۡجِعُهُمۡ فَيُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Buna ragmen onların Allah´tan baska taptıklarına sovmeyin ki, onlar da cahillikle Allah´a sovmesinler. Her millete yaptıklarını boyle guzel gostermisizdir. Sonra hep donup Allah´a varacaklar. O zaman O, kendilerine ne yaptıklarını tamamen haber verecek
Surah Al-Anaam, Verse 108
وَأَقۡسَمُواْ بِٱللَّهِ جَهۡدَ أَيۡمَٰنِهِمۡ لَئِن جَآءَتۡهُمۡ ءَايَةٞ لَّيُؤۡمِنُنَّ بِهَاۚ قُلۡ إِنَّمَا ٱلۡأٓيَٰتُ عِندَ ٱللَّهِۖ وَمَا يُشۡعِرُكُمۡ أَنَّهَآ إِذَا جَآءَتۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Bir de onlar en agır yeminleriyle Allah´a yemin ediyorlar ki kendilerine bambaska bir mucize gelseymis, muhakkak ona inanacaklarmıs. De ki: «Mucizeler ancak Allah katındadır!» Onlara mucizeler geldiginde de iman etmeyeceklerini siz nereden bileceksiniz
Surah Al-Anaam, Verse 109
وَنُقَلِّبُ أَفۡـِٔدَتَهُمۡ وَأَبۡصَٰرَهُمۡ كَمَا لَمۡ يُؤۡمِنُواْ بِهِۦٓ أَوَّلَ مَرَّةٖ وَنَذَرُهُمۡ فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
Biz onların kalplerini ve gozlerini ters ceviririz. Onceden buna iman etmedikleri gibi bırakıveririz kendilerini azgınlıkları icinde koru korune bocalar giderler
Surah Al-Anaam, Verse 110
۞وَلَوۡ أَنَّنَا نَزَّلۡنَآ إِلَيۡهِمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ وَكَلَّمَهُمُ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَحَشَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ كُلَّ شَيۡءٖ قُبُلٗا مَّا كَانُواْ لِيُؤۡمِنُوٓاْ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ يَجۡهَلُونَ
Biz onlara, dedikleri gibi melekler indirmis olsak da oluler kendileriyle konussa da butun varlıkları karsılarında kumeler halinde toplasak da, Allah dilemedikce iman edecek degillerdi. Fakat onların cogu bu gercegi bilmezler
Surah Al-Anaam, Verse 111
وَكَذَٰلِكَ جَعَلۡنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوّٗا شَيَٰطِينَ ٱلۡإِنسِ وَٱلۡجِنِّ يُوحِي بَعۡضُهُمۡ إِلَىٰ بَعۡضٖ زُخۡرُفَ ٱلۡقَوۡلِ غُرُورٗاۚ وَلَوۡ شَآءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُۖ فَذَرۡهُمۡ وَمَا يَفۡتَرُونَ
Boylece Biz, her peygambere insanların ve cinlerin seytanlarını dusman etmisizdir; bunlar, aldatmak icin birbirlerine yaldızlı sozler fısıldarlar. Eger Rabbin dileseydi bunları yapmazlardı. O halde onları iftiraları ile basbasa bırak
Surah Al-Anaam, Verse 112
وَلِتَصۡغَىٰٓ إِلَيۡهِ أَفۡـِٔدَةُ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ وَلِيَرۡضَوۡهُ وَلِيَقۡتَرِفُواْ مَا هُم مُّقۡتَرِفُونَ
Bir de ahirete inanmayanların gonulleri o yaldızlı soze meyletsin, ondan hoslansınlar ve onların isledigi gunahları islesinler diye yaldızlı soz fısıldarlar
Surah Al-Anaam, Verse 113
أَفَغَيۡرَ ٱللَّهِ أَبۡتَغِي حَكَمٗا وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ إِلَيۡكُمُ ٱلۡكِتَٰبَ مُفَصَّلٗاۚ وَٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يَعۡلَمُونَ أَنَّهُۥ مُنَزَّلٞ مِّن رَّبِّكَ بِٱلۡحَقِّۖ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُمۡتَرِينَ
Simdi de Allah size kitabı, icinde hersey inceden inceye acıklanmıs olarak gondermisken Allah´tan baskasını mı hakem isteyecegim? Kendilerine kitap verdiklerimiz de bilirler ki, o tamamıyla gercek olarak Rabbin tarafından indirilmistir. Sakın suphelenenlerden olma
Surah Al-Anaam, Verse 114
وَتَمَّتۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدۡقٗا وَعَدۡلٗاۚ لَّا مُبَدِّلَ لِكَلِمَٰتِهِۦۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Rabbinin sozu, dogrulukca da adaletce de tam kemalindedir. O´nun sozlerini degistirebilecek yoktur. O, isitendir, bilendir
Surah Al-Anaam, Verse 115
وَإِن تُطِعۡ أَكۡثَرَ مَن فِي ٱلۡأَرۡضِ يُضِلُّوكَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنۡ هُمۡ إِلَّا يَخۡرُصُونَ
Yer(yuzun)dekilerin cogunluguna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar yalnızca zannın ardından gider ve sade atarlar
Surah Al-Anaam, Verse 116
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ مَن يَضِلُّ عَن سَبِيلِهِۦۖ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ
Suphesiz Rabbin kimin yolundan saptıgını en iyi bilendir, dogru yoldan gidenleri en iyi bilen de O´dur
Surah Al-Anaam, Verse 117
فَكُلُواْ مِمَّا ذُكِرَ ٱسۡمُ ٱللَّهِ عَلَيۡهِ إِن كُنتُم بِـَٔايَٰتِهِۦ مُؤۡمِنِينَ
O halde eger O´nun ayetlerine inanıyorsanız, uzerine Allah´ın adı anılmıs olanlardan yiyin
Surah Al-Anaam, Verse 118
وَمَا لَكُمۡ أَلَّا تَأۡكُلُواْ مِمَّا ذُكِرَ ٱسۡمُ ٱللَّهِ عَلَيۡهِ وَقَدۡ فَصَّلَ لَكُم مَّا حَرَّمَ عَلَيۡكُمۡ إِلَّا مَا ٱضۡطُرِرۡتُمۡ إِلَيۡهِۗ وَإِنَّ كَثِيرٗا لَّيُضِلُّونَ بِأَهۡوَآئِهِم بِغَيۡرِ عِلۡمٍۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُعۡتَدِينَ
O, size, caresiz kaldıgınız haller dısında, yasakladıgı seylerin tumunu ayrıntılı olarak bildirmisken, uzerine Allah´ın adı anılmıs olanlardan niye yemeyeceksiniz? Evet, bircokları bildiklerinden degil, yalnızca carpık arzularıyla insanları sapıklıga dusuruyorlar. Suphesiz o olcuyu asanları en iyi bilen Rabbindir
Surah Al-Anaam, Verse 119
وَذَرُواْ ظَٰهِرَ ٱلۡإِثۡمِ وَبَاطِنَهُۥٓۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكۡسِبُونَ ٱلۡإِثۡمَ سَيُجۡزَوۡنَ بِمَا كَانُواْ يَقۡتَرِفُونَ
Gunahın acıgını da gizlisini de bırakın, cunku gunah kazananlar, yarın kazandıkları gunahın cezasını kesinlikle cekeceklerdir
Surah Al-Anaam, Verse 120
وَلَا تَأۡكُلُواْ مِمَّا لَمۡ يُذۡكَرِ ٱسۡمُ ٱللَّهِ عَلَيۡهِ وَإِنَّهُۥ لَفِسۡقٞۗ وَإِنَّ ٱلشَّيَٰطِينَ لَيُوحُونَ إِلَىٰٓ أَوۡلِيَآئِهِمۡ لِيُجَٰدِلُوكُمۡۖ وَإِنۡ أَطَعۡتُمُوهُمۡ إِنَّكُمۡ لَمُشۡرِكُونَ
Uzerlerine Allah´ın adı anılmamıs olanlardan yemeyin; cunku o, kesinlikle Allah´ın emrinden cıkmaktır. Bununla birlikte seytanlar kendi dostlarına sizinle tartısmaları icin mutlaka telkinde bulunacaklardır. Eger onlara uyarsanız, suphesiz siz de Allah´a ortak kosanlardan olursunuz
Surah Al-Anaam, Verse 121
أَوَمَن كَانَ مَيۡتٗا فَأَحۡيَيۡنَٰهُ وَجَعَلۡنَا لَهُۥ نُورٗا يَمۡشِي بِهِۦ فِي ٱلنَّاسِ كَمَن مَّثَلُهُۥ فِي ٱلظُّلُمَٰتِ لَيۡسَ بِخَارِجٖ مِّنۡهَاۚ كَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِلۡكَٰفِرِينَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Olu iken dirilttigimiz, insanlar arasında yurumesini saglayan bir aydınlık verdigimiz kisi, icinden cıkamayacagı karanlıklarda kalan kisi gibi olur mu hic? Fakat kafirlere yaptıkları isler oyle yaldızlı gosterilmektedir
Surah Al-Anaam, Verse 122
وَكَذَٰلِكَ جَعَلۡنَا فِي كُلِّ قَرۡيَةٍ أَكَٰبِرَ مُجۡرِمِيهَا لِيَمۡكُرُواْ فِيهَاۖ وَمَا يَمۡكُرُونَ إِلَّا بِأَنفُسِهِمۡ وَمَا يَشۡعُرُونَ
Boylece her sehirde o sehrin gunahkarlarının buyuklerini, orada hilekarlık yapsınlar diye, isbasında bulundurmaktayız. Oysa onlar, hilekarlıgı baskalarına degil, kendilerine yapıyorlar da farkına varamıyorlar
Surah Al-Anaam, Verse 123
وَإِذَا جَآءَتۡهُمۡ ءَايَةٞ قَالُواْ لَن نُّؤۡمِنَ حَتَّىٰ نُؤۡتَىٰ مِثۡلَ مَآ أُوتِيَ رُسُلُ ٱللَّهِۘ ٱللَّهُ أَعۡلَمُ حَيۡثُ يَجۡعَلُ رِسَالَتَهُۥۗ سَيُصِيبُ ٱلَّذِينَ أَجۡرَمُواْ صَغَارٌ عِندَ ٱللَّهِ وَعَذَابٞ شَدِيدُۢ بِمَا كَانُواْ يَمۡكُرُونَ
Onlara bir ayet geldigi zaman, «Allah´ın peygamberlerine verilen peygamberlik aynen bizlere verilmedikce sana asla inanmayacagız.» diyorlar. Allah, peygamberligini kime verecegini en iyi bilendir. Hilekarlıklarından dolayı, oyle gunahkarlara, yarın Allah yanında hem bir kucukluk hem de cok cetin bir azap isabet edecek
Surah Al-Anaam, Verse 124
فَمَن يُرِدِ ٱللَّهُ أَن يَهۡدِيَهُۥ يَشۡرَحۡ صَدۡرَهُۥ لِلۡإِسۡلَٰمِۖ وَمَن يُرِدۡ أَن يُضِلَّهُۥ يَجۡعَلۡ صَدۡرَهُۥ ضَيِّقًا حَرَجٗا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي ٱلسَّمَآءِۚ كَذَٰلِكَ يَجۡعَلُ ٱللَّهُ ٱلرِّجۡسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ
Allah, her kimi dogru yola erdirmek isterse, onun gonlunu islama acar. Her kimi de sapıklıga bırakmak isterse onun kalbini daraltır, oyle sıkıstırır ki, sanırsın ofkesinden goge cıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık icinde hep boyle bırakır
Surah Al-Anaam, Verse 125
وَهَٰذَا صِرَٰطُ رَبِّكَ مُسۡتَقِيمٗاۗ قَدۡ فَصَّلۡنَا ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَذَّكَّرُونَ
Bu islamiyet, dogrudan dogruya Rabbinin yoludur. Gercekten aklını basına alacak bir kavme ayetleri ayrıntılarıyla acıkladık
Surah Al-Anaam, Verse 126
۞لَهُمۡ دَارُ ٱلسَّلَٰمِ عِندَ رَبِّهِمۡۖ وَهُوَ وَلِيُّهُم بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Rablerinin katında «Selam yurdu» onlarındır. Butun yapacakları islerde kendilerinin velisi de O´dur
Surah Al-Anaam, Verse 127
وَيَوۡمَ يَحۡشُرُهُمۡ جَمِيعٗا يَٰمَعۡشَرَ ٱلۡجِنِّ قَدِ ٱسۡتَكۡثَرۡتُم مِّنَ ٱلۡإِنسِۖ وَقَالَ أَوۡلِيَآؤُهُم مِّنَ ٱلۡإِنسِ رَبَّنَا ٱسۡتَمۡتَعَ بَعۡضُنَا بِبَعۡضٖ وَبَلَغۡنَآ أَجَلَنَا ٱلَّذِيٓ أَجَّلۡتَ لَنَاۚ قَالَ ٱلنَّارُ مَثۡوَىٰكُمۡ خَٰلِدِينَ فِيهَآ إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٞ
Onların hepsini toplayıp bir araya getirecegi gun: «Ey cin toplulugu, gercekten su insanlara cok cektirdiniz!» diyecek, insanlardan onların yardakcıları da: «Ey Rabbimiz, biz birbirimizden yararlandık ve bizim icin kararlastırdıgın ecele ulastık.» diyecekler. Allah: «Sizin ikametgahınız, Allah´ın diledigi zamanlardan baska, ebedi kalmak uzere atestir. Suphesiz Rabbin hikmet sahibidir, herseyi bilendir.»
Surah Al-Anaam, Verse 128
وَكَذَٰلِكَ نُوَلِّي بَعۡضَ ٱلظَّـٰلِمِينَ بَعۡضَۢا بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Iste Biz, isleyip kazandıkları gunahlardan dolayı zalimlerden kimini kimine dost ederiz
Surah Al-Anaam, Verse 129
يَٰمَعۡشَرَ ٱلۡجِنِّ وَٱلۡإِنسِ أَلَمۡ يَأۡتِكُمۡ رُسُلٞ مِّنكُمۡ يَقُصُّونَ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتِي وَيُنذِرُونَكُمۡ لِقَآءَ يَوۡمِكُمۡ هَٰذَاۚ قَالُواْ شَهِدۡنَا عَلَىٰٓ أَنفُسِنَاۖ وَغَرَّتۡهُمُ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا وَشَهِدُواْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ أَنَّهُمۡ كَانُواْ كَٰفِرِينَ
Ey cin ve insan toplulugu, size ayetlerimizi anlatan ve bu gununuzun gelecegini haber veren peygamberler gelmedi mi? Onlar: «Ey Rabbimiz, biz kendi aleyhimize sahitlik ederiz.» diyecekler. Dunya hayatı onları aldattı da kendi aleyhlerine kafir olduklarına sahitlik ettiler
Surah Al-Anaam, Verse 130
ذَٰلِكَ أَن لَّمۡ يَكُن رَّبُّكَ مُهۡلِكَ ٱلۡقُرَىٰ بِظُلۡمٖ وَأَهۡلُهَا غَٰفِلُونَ
Bu, Rabbinin ulkeleri onların halkı habersiz iken, yani onları uyarmadan haksız yere helak edici olmamasından ileri gelmektedir
Surah Al-Anaam, Verse 131
وَلِكُلّٖ دَرَجَٰتٞ مِّمَّا عَمِلُواْۚ وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا يَعۡمَلُونَ
Herkesin yaptıklarından dolayı dereceler vardır. Rabbin ne yaptıklarından habersiz de degildir
Surah Al-Anaam, Verse 132
وَرَبُّكَ ٱلۡغَنِيُّ ذُو ٱلرَّحۡمَةِۚ إِن يَشَأۡ يُذۡهِبۡكُمۡ وَيَسۡتَخۡلِفۡ مِنۢ بَعۡدِكُم مَّا يَشَآءُ كَمَآ أَنشَأَكُم مِّن ذُرِّيَّةِ قَوۡمٍ ءَاخَرِينَ
Rabbin zengindir, merhametlidir. Yoksa, dilerse, sizi ortadan kaldırır ve nasıl ki, sizi baska bir kavmin soyundan getirdi ise, arkanızdan yerinize diledigini getirir
Surah Al-Anaam, Verse 133
إِنَّ مَا تُوعَدُونَ لَأٓتٖۖ وَمَآ أَنتُم بِمُعۡجِزِينَ
Size yapılan tehdit, kesinlikle basınıza gelecektir; siz onun onune gecemezsiniz
Surah Al-Anaam, Verse 134
قُلۡ يَٰقَوۡمِ ٱعۡمَلُواْ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمۡ إِنِّي عَامِلٞۖ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ مَن تَكُونُ لَهُۥ عَٰقِبَةُ ٱلدَّارِۚ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلظَّـٰلِمُونَ
De ki: «Ey kavmim, yapacagınızı butun kuvvetinizle yapın, ben gorevimi yapıyorum. Artık yakında dunya evinin sonunun kimin olacagını bileceksiniz. Su kesindir ki, zalimler arzularına eremeyeceklerdir.»
Surah Al-Anaam, Verse 135
وَجَعَلُواْ لِلَّهِ مِمَّا ذَرَأَ مِنَ ٱلۡحَرۡثِ وَٱلۡأَنۡعَٰمِ نَصِيبٗا فَقَالُواْ هَٰذَا لِلَّهِ بِزَعۡمِهِمۡ وَهَٰذَا لِشُرَكَآئِنَاۖ فَمَا كَانَ لِشُرَكَآئِهِمۡ فَلَا يَصِلُ إِلَى ٱللَّهِۖ وَمَا كَانَ لِلَّهِ فَهُوَ يَصِلُ إِلَىٰ شُرَكَآئِهِمۡۗ سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ
Tutup Allah´ın yarattıgı ekin ve davardan ona bir pay ayırdılar ve kendi yanlıs kanaatlerince: «Bu Allah icin, bu da ortaklarımız icin.» dediler. Fakat ortakları icin olanlar Allah tarafına gecmez, Allah icin ayrılmıs olan ise, ortaklarının tarafına gecer. Ne kotu hukum yurutuyorlar
Surah Al-Anaam, Verse 136
وَكَذَٰلِكَ زَيَّنَ لِكَثِيرٖ مِّنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ قَتۡلَ أَوۡلَٰدِهِمۡ شُرَكَآؤُهُمۡ لِيُرۡدُوهُمۡ وَلِيَلۡبِسُواْ عَلَيۡهِمۡ دِينَهُمۡۖ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا فَعَلُوهُۖ فَذَرۡهُمۡ وَمَا يَفۡتَرُونَ
Yine bunun gibi, Allah´a ortak kosanlardan coguna cocuklarını oldurmeyi de o taptıkları ortaklar, hem onları helak etmek hem de dinlerini karma karısık etmek icin iyi birseymis gibi gosterdiler. Allah dileseydi, bunu yapmazlardı. O halde onları uydurdukları kanunlarla basbasa bırak ne halleri varsa gorsunler
Surah Al-Anaam, Verse 137
وَقَالُواْ هَٰذِهِۦٓ أَنۡعَٰمٞ وَحَرۡثٌ حِجۡرٞ لَّا يَطۡعَمُهَآ إِلَّا مَن نَّشَآءُ بِزَعۡمِهِمۡ وَأَنۡعَٰمٌ حُرِّمَتۡ ظُهُورُهَا وَأَنۡعَٰمٞ لَّا يَذۡكُرُونَ ٱسۡمَ ٱللَّهِ عَلَيۡهَا ٱفۡتِرَآءً عَلَيۡهِۚ سَيَجۡزِيهِم بِمَا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
Onlar bozuk kanaatleriyle: «Sunlar ilisilmez hayvanlar ve ekinlerdir. Onları, ancak diledigimiz kisilere yedirecegiz. Sunlar da sırtlarına binilmesi ve yuk tasınması haram edilmis hayvanlardır.» dediler. Diger bir takım hayvanları da Allah´ın adını anmadan keserler. Butun bunları Allah´a iftira ederek yaparlar. Iftira etmeleri yuzunden Allah yakında cezalarını verecek
Surah Al-Anaam, Verse 138
وَقَالُواْ مَا فِي بُطُونِ هَٰذِهِ ٱلۡأَنۡعَٰمِ خَالِصَةٞ لِّذُكُورِنَا وَمُحَرَّمٌ عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِنَاۖ وَإِن يَكُن مَّيۡتَةٗ فَهُمۡ فِيهِ شُرَكَآءُۚ سَيَجۡزِيهِمۡ وَصۡفَهُمۡۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٞ
Birde: «Su hayvanların karnındaki yavrular, sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır. Eger olu dogarsa hepsi ona ortaktırlar.» dediler. Allah, onlara bu isnatlarının cezasını yakında verecektir. Muhakkak O, hikmet sahibidir, herseyi bilendir
Surah Al-Anaam, Verse 139
قَدۡ خَسِرَ ٱلَّذِينَ قَتَلُوٓاْ أَوۡلَٰدَهُمۡ سَفَهَۢا بِغَيۡرِ عِلۡمٖ وَحَرَّمُواْ مَا رَزَقَهُمُ ٱللَّهُ ٱفۡتِرَآءً عَلَى ٱللَّهِۚ قَدۡ ضَلُّواْ وَمَا كَانُواْ مُهۡتَدِينَ
Bilgisizlik ve dusuncesizlikle cocuklarını oldurenler ve Allah´ın kendilerine rızık olarak verdigi nimetleri, Allah´a iftira ederek yasaklayanlar, kesinlikle zarar ettiler. Suphesiz onlar, yanlıs gittiler ve hicbir zaman muvaffak olamadılar
Surah Al-Anaam, Verse 140
۞وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَنشَأَ جَنَّـٰتٖ مَّعۡرُوشَٰتٖ وَغَيۡرَ مَعۡرُوشَٰتٖ وَٱلنَّخۡلَ وَٱلزَّرۡعَ مُخۡتَلِفًا أُكُلُهُۥ وَٱلزَّيۡتُونَ وَٱلرُّمَّانَ مُتَشَٰبِهٗا وَغَيۡرَ مُتَشَٰبِهٖۚ كُلُواْ مِن ثَمَرِهِۦٓ إِذَآ أَثۡمَرَ وَءَاتُواْ حَقَّهُۥ يَوۡمَ حَصَادِهِۦۖ وَلَا تُسۡرِفُوٓاْۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُسۡرِفِينَ
O cardaklı ve cardaksız cennet misali bagları, tatları ve yemisleri birbirinden farklı ekinleri, hurmaları, zeytinleri, narları, birbirine hem benzer hem benzemez bir sekilde yaratan hep O´dur. Her biri urun verdiginde meyvelerinden yiyin. Hasat ve toplama zamanında hakkını da verin, israf etmeyin; cunku O, israf edenleri sevmez
Surah Al-Anaam, Verse 141
وَمِنَ ٱلۡأَنۡعَٰمِ حَمُولَةٗ وَفَرۡشٗاۚ كُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ وَلَا تَتَّبِعُواْ خُطُوَٰتِ ٱلشَّيۡطَٰنِۚ إِنَّهُۥ لَكُمۡ عَدُوّٞ مُّبِينٞ
Hayvanlardan gerek yuk tasıyıcıları, gerekse sergi yapmakta yararlanılacakları yaratan da O´dur. Allah´ın size verdigi rızıklardan yiyin, fakat seytanın adımlarına uymayın; cunku o, sizin icin acık bir dusmandır
Surah Al-Anaam, Verse 142
ثَمَٰنِيَةَ أَزۡوَٰجٖۖ مِّنَ ٱلضَّأۡنِ ٱثۡنَيۡنِ وَمِنَ ٱلۡمَعۡزِ ٱثۡنَيۡنِۗ قُلۡ ءَآلذَّكَرَيۡنِ حَرَّمَ أَمِ ٱلۡأُنثَيَيۡنِ أَمَّا ٱشۡتَمَلَتۡ عَلَيۡهِ أَرۡحَامُ ٱلۡأُنثَيَيۡنِۖ نَبِّـُٔونِي بِعِلۡمٍ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Sekiz cift yarattı: Bir cift koyun, bir cift keci. De ki: «Iki erkegi mi, iki disiyi mi, yoksa iki disinin rahimlerindekini mi haram etti? Eger dogru soyluyorsanız, bana ilme dayalı bir bicimde haber verin!»
Surah Al-Anaam, Verse 143
وَمِنَ ٱلۡإِبِلِ ٱثۡنَيۡنِ وَمِنَ ٱلۡبَقَرِ ٱثۡنَيۡنِۗ قُلۡ ءَآلذَّكَرَيۡنِ حَرَّمَ أَمِ ٱلۡأُنثَيَيۡنِ أَمَّا ٱشۡتَمَلَتۡ عَلَيۡهِ أَرۡحَامُ ٱلۡأُنثَيَيۡنِۖ أَمۡ كُنتُمۡ شُهَدَآءَ إِذۡ وَصَّىٰكُمُ ٱللَّهُ بِهَٰذَاۚ فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبٗا لِّيُضِلَّ ٱلنَّاسَ بِغَيۡرِ عِلۡمٍۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Deveden bir cift sıgırdan da. De ki: «Iki erkegi mi, iki disiyi mi, yoksa iki disinin rahimlerindekini mi haram etti? Yoksa, Allah size bu yasaklamayı emrederken, siz orada mıydınız?» Oyle gercegi bilmeden insanları yoldan cıkarmak icin uydurdugu yalanı Allah´ın ustune atandan daha zalim kim olabilir? Kesinlikle Allah, zalimleri dogru yola cıkarmaz
Surah Al-Anaam, Verse 144
قُل لَّآ أَجِدُ فِي مَآ أُوحِيَ إِلَيَّ مُحَرَّمًا عَلَىٰ طَاعِمٖ يَطۡعَمُهُۥٓ إِلَّآ أَن يَكُونَ مَيۡتَةً أَوۡ دَمٗا مَّسۡفُوحًا أَوۡ لَحۡمَ خِنزِيرٖ فَإِنَّهُۥ رِجۡسٌ أَوۡ فِسۡقًا أُهِلَّ لِغَيۡرِ ٱللَّهِ بِهِۦۚ فَمَنِ ٱضۡطُرَّ غَيۡرَ بَاغٖ وَلَا عَادٖ فَإِنَّ رَبَّكَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
De ki: «Bana vahyolunanlar arasında, olu, dokulen kan, pisligin ta kendisi olan domuz eti veya Allah´tan baskasının adı anılarak acık bir gunahla kesilmis hayvandan baskasını, yiyecek bir adama haram kılınmıs birsey bulmuyorum. Her kim caresiz kalırsa, baska bir caresizin hakkına tecavuz etmek ve zorunlu miktarı asmamak sartıyla, bunlardan yiyebilir; cunku Rabbin gercekten bagıslayan ve merhamet edendir
Surah Al-Anaam, Verse 145
وَعَلَى ٱلَّذِينَ هَادُواْ حَرَّمۡنَا كُلَّ ذِي ظُفُرٖۖ وَمِنَ ٱلۡبَقَرِ وَٱلۡغَنَمِ حَرَّمۡنَا عَلَيۡهِمۡ شُحُومَهُمَآ إِلَّا مَا حَمَلَتۡ ظُهُورُهُمَآ أَوِ ٱلۡحَوَايَآ أَوۡ مَا ٱخۡتَلَطَ بِعَظۡمٖۚ ذَٰلِكَ جَزَيۡنَٰهُم بِبَغۡيِهِمۡۖ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ
Yahudilere butun tırnaklı hayvanları haram ettik. Bir de bunlara sıgır ve koyunun, sırtlarında, barsakları uzerinde veya kemiklere yapısık kuyruk kısmının dısındaki yaglarını da haram ettik. Bunu onlara azgınlıkları yuzunden bir ceza yaptık. Suphesiz Biz, her hususta dogru soyleriz
Surah Al-Anaam, Verse 146
فَإِن كَذَّبُوكَ فَقُل رَّبُّكُمۡ ذُو رَحۡمَةٖ وَٰسِعَةٖ وَلَا يُرَدُّ بَأۡسُهُۥ عَنِ ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Eger seni yalanlamaya yeltenirlerse, de ki: «Rabbiniz bitmez tukenmez bir rahmet sahibidir, fakat O´nun kahrı gunahkarlar toplulugundan geri cevrilemez
Surah Al-Anaam, Verse 147
سَيَقُولُ ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ لَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَآ أَشۡرَكۡنَا وَلَآ ءَابَآؤُنَا وَلَا حَرَّمۡنَا مِن شَيۡءٖۚ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ حَتَّىٰ ذَاقُواْ بَأۡسَنَاۗ قُلۡ هَلۡ عِندَكُم مِّنۡ عِلۡمٖ فَتُخۡرِجُوهُ لَنَآۖ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا تَخۡرُصُونَ
Allah´a ortak kosanlar diyecekler ki: «Allah dileseydi ne biz, ne de babalarımız O´na ortak kosardık; hicbir seyi de haram kılmazdık.» Bunlardan oncekiler de Bizim azabımızı tadıncaya kadar boyle yalanlamıslardı. Onlara de ki: «Ilim denilecek birseyiniz var mı ki, bize cıkarasınız? Siz sadece bir zannın ardından gidiyorsunuz ve siz yalnızca atıp tutuyorsunuz.»
Surah Al-Anaam, Verse 148
قُلۡ فَلِلَّهِ ٱلۡحُجَّةُ ٱلۡبَٰلِغَةُۖ فَلَوۡ شَآءَ لَهَدَىٰكُمۡ أَجۡمَعِينَ
De ki: «Kesin ve acık delil ancak Allah´ındır. O, dileseydi, sizi hep birden dogru yola iletirdi.»
Surah Al-Anaam, Verse 149
قُلۡ هَلُمَّ شُهَدَآءَكُمُ ٱلَّذِينَ يَشۡهَدُونَ أَنَّ ٱللَّهَ حَرَّمَ هَٰذَاۖ فَإِن شَهِدُواْ فَلَا تَشۡهَدۡ مَعَهُمۡۚ وَلَا تَتَّبِعۡ أَهۡوَآءَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمۡ يَعۡدِلُونَ
De ki: «Haydi, Allah´ın bunu haram kıldıgına sahitlik edecek sahitlerinizi getirin!» Eger gelir, sahitlik ederlerse, sen onlarla beraber sahitlik etme, ayetlerimizi yalanlayanların, o ahirete inanmayanların carpık arzularına uyma! Nasıl uyarsın ki, onlar Rablerine baskasını denk tutuyorlar
Surah Al-Anaam, Verse 150
۞قُلۡ تَعَالَوۡاْ أَتۡلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمۡ عَلَيۡكُمۡۖ أَلَّا تُشۡرِكُواْ بِهِۦ شَيۡـٔٗاۖ وَبِٱلۡوَٰلِدَيۡنِ إِحۡسَٰنٗاۖ وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَوۡلَٰدَكُم مِّنۡ إِمۡلَٰقٖ نَّحۡنُ نَرۡزُقُكُمۡ وَإِيَّاهُمۡۖ وَلَا تَقۡرَبُواْ ٱلۡفَوَٰحِشَ مَا ظَهَرَ مِنۡهَا وَمَا بَطَنَۖ وَلَا تَقۡتُلُواْ ٱلنَّفۡسَ ٱلَّتِي حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۚ ذَٰلِكُمۡ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ
De ki: «Gelin, size Rabbinizin neleri haram kıldıgını okuyayım! O´na hicbir seyi ortak kosmayın, babanıza annenize iyilikten ayrılmayın, yoksulluk yuzunden cocuklarınızı oldurmeyin; zira sizin de onların da rızkını Biz veririz, kotuluklerin acıgına da gizlisine de yanasmayın, Allah´ın muhterem kıldıgı cana haksız yere kıymayın. Iste duydunuz ya, O, size dusunesiniz diye bunları emretti!»
Surah Al-Anaam, Verse 151
وَلَا تَقۡرَبُواْ مَالَ ٱلۡيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ حَتَّىٰ يَبۡلُغَ أَشُدَّهُۥۚ وَأَوۡفُواْ ٱلۡكَيۡلَ وَٱلۡمِيزَانَ بِٱلۡقِسۡطِۖ لَا نُكَلِّفُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَاۖ وَإِذَا قُلۡتُمۡ فَٱعۡدِلُواْ وَلَوۡ كَانَ ذَا قُرۡبَىٰۖ وَبِعَهۡدِ ٱللَّهِ أَوۡفُواْۚ ذَٰلِكُمۡ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ
Yetimin malına, rusdune erinceye kadar en guzel sekilden baska turlu yaklasmayın; olcegi ve tartıyı tam ve denk tutun. Biz, hicbir kimseye gucunun yettiginden baskasını teklif etmeyiz. Soz sahibi oldugunuz zaman yakınlarınıza ait de olsa adaleti gozetin. Allah´a verdiginiz sozu yerine getirin. Duydunuz ya, O, dusunup tutasınız diye bunları size emretti
Surah Al-Anaam, Verse 152
وَأَنَّ هَٰذَا صِرَٰطِي مُسۡتَقِيمٗا فَٱتَّبِعُوهُۖ وَلَا تَتَّبِعُواْ ٱلسُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمۡ عَن سَبِيلِهِۦۚ ذَٰلِكُمۡ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ
Bir de bu Benim dosdogru yolumdur; hep onu takip edin, sizi onun yolundan saptırıp parcalayacak baska yolları takip etmeyin! Duydunuz ya, O, korunup takva sahibi olasınız diye bunları size emretti
Surah Al-Anaam, Verse 153
ثُمَّ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ تَمَامًا عَلَى ٱلَّذِيٓ أَحۡسَنَ وَتَفۡصِيلٗا لِّكُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لَّعَلَّهُم بِلِقَآءِ رَبِّهِمۡ يُؤۡمِنُونَ
Sonra Siz, Musa´ya, guzelce tatbik edene nimetlerimizi tamamlamak, herseyi detaylı acıklamak, dogru yolu gostermek ve rahmet olmak uzere o kitabı verdik ki, Rablerine kavusacaklarına inansınlar
Surah Al-Anaam, Verse 154
وَهَٰذَا كِتَٰبٌ أَنزَلۡنَٰهُ مُبَارَكٞ فَٱتَّبِعُوهُ وَٱتَّقُواْ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ
Bu ise indirdigimiz tam, cok mubarek bir kitaptır. Bundan boyle buna uyun ve korunun ki, rahmetimize eresiniz
Surah Al-Anaam, Verse 155
أَن تَقُولُوٓاْ إِنَّمَآ أُنزِلَ ٱلۡكِتَٰبُ عَلَىٰ طَآئِفَتَيۡنِ مِن قَبۡلِنَا وَإِن كُنَّا عَن دِرَاسَتِهِمۡ لَغَٰفِلِينَ
Ve: «Bizden once kitap yalnız iki topluluga indirildi. Dogrusu biz, onlar gibi okuyup anlamaktan habersiziz.» demeyesiniz
Surah Al-Anaam, Verse 156
أَوۡ تَقُولُواْ لَوۡ أَنَّآ أُنزِلَ عَلَيۡنَا ٱلۡكِتَٰبُ لَكُنَّآ أَهۡدَىٰ مِنۡهُمۡۚ فَقَدۡ جَآءَكُم بَيِّنَةٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞۚ فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَصَدَفَ عَنۡهَاۗ سَنَجۡزِي ٱلَّذِينَ يَصۡدِفُونَ عَنۡ ءَايَٰتِنَا سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِ بِمَا كَانُواْ يَصۡدِفُونَ
Yahut: «Eger bize kitap indirilmis olsaydı, herhalde onlardan daha cok muvaffak olurduk.» demeyesiniz diye. Iste size Rabbinizden apacık bir delil, bir hidayet ve rahmet geldi. Artık Allah´ın ayetlerini inkar edenden ve onlardan alıkoymaya kalkısandan daha zalim kim olabilir? Elbette Biz, o ayetlerimizi engellemeye yeltenenleri, bu sucları sebebiyle, en muthis bir azapla cezalandıracagız
Surah Al-Anaam, Verse 157
هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأۡتِيَهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ أَوۡ يَأۡتِيَ رَبُّكَ أَوۡ يَأۡتِيَ بَعۡضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَۗ يَوۡمَ يَأۡتِي بَعۡضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ لَا يَنفَعُ نَفۡسًا إِيمَٰنُهَا لَمۡ تَكُنۡ ءَامَنَتۡ مِن قَبۡلُ أَوۡ كَسَبَتۡ فِيٓ إِيمَٰنِهَا خَيۡرٗاۗ قُلِ ٱنتَظِرُوٓاْ إِنَّا مُنتَظِرُونَ
Onlar, ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rablerinin bir takım alametlerinin gelmesini gozetliyorlar. Rabbinin bazı alametleri geldigi gun, onceden iman etmemis veya imanında bir hayır kazanmamıs bir kimseye o gunku imanı hicbir yarar saglamaz. De ki: «Gozetin! Cunku biz de suphesiz gozetiyoruz.»
Surah Al-Anaam, Verse 158
إِنَّ ٱلَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمۡ وَكَانُواْ شِيَعٗا لَّسۡتَ مِنۡهُمۡ فِي شَيۡءٍۚ إِنَّمَآ أَمۡرُهُمۡ إِلَى ٱللَّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفۡعَلُونَ
Dinlerini parca parca edip ayrı ayrı gruplara ayrılanlarla senin hicbir alakan yoktur. Onların isi Allah´a kalmıstır. Sonra O, kendilerine ne yaptıklarını haber verir
Surah Al-Anaam, Verse 159
مَن جَآءَ بِٱلۡحَسَنَةِ فَلَهُۥ عَشۡرُ أَمۡثَالِهَاۖ وَمَن جَآءَ بِٱلسَّيِّئَةِ فَلَا يُجۡزَىٰٓ إِلَّا مِثۡلَهَا وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Kim bir iyilik ile gelirse, ona on katı verilir. Kim de bir kotuluk ile gelirse, yalnızca onun karsılıgı ile cezalandırılır ve hicbirine haksızlık edilmez
Surah Al-Anaam, Verse 160
قُلۡ إِنَّنِي هَدَىٰنِي رَبِّيٓ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ دِينٗا قِيَمٗا مِّلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۚ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
De ki: «Beni Rabbim, suphesiz dosdogru bir yola, gercek ve daima ayakta olan bir dine, baska dinlerden sıyrılıp yalnız hakka yonelen Ibrahim´in tertemiz dinine iletti. O, hicbir zaman Allah´a ortak kosanlardan olmadı.»
Surah Al-Anaam, Verse 161
قُلۡ إِنَّ صَلَاتِي وَنُسُكِي وَمَحۡيَايَ وَمَمَاتِي لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
De ki: «Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve olumum kesinlikle hep o alemlerin Rabbı olan Allah icindir
Surah Al-Anaam, Verse 162
لَا شَرِيكَ لَهُۥۖ وَبِذَٰلِكَ أُمِرۡتُ وَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
O´nun hicbir ortagı yoktur. Ben, bununla emrolundum ve ben muslumanların ilkiyim.»
Surah Al-Anaam, Verse 163
قُلۡ أَغَيۡرَ ٱللَّهِ أَبۡغِي رَبّٗا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيۡءٖۚ وَلَا تَكۡسِبُ كُلُّ نَفۡسٍ إِلَّا عَلَيۡهَاۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٞ وِزۡرَ أُخۡرَىٰۚ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُم مَّرۡجِعُكُمۡ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ فِيهِ تَخۡتَلِفُونَ
De ki: «Allah, herseyin Rabbı iken ben hic O´ndan baska Rab mi isterim? Herkesin kazandıgı ancak kendi boynuna gecer (sorumlulugunu gerektirir). Hicbir gunahkar baskasının gunahını tasımaz. Sonra hep donup Rabbinize varacaksınız. O vakit O, size ayrılıga dustugunuz gercegi haber verecektir
Surah Al-Anaam, Verse 164
وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَكُمۡ خَلَـٰٓئِفَ ٱلۡأَرۡضِ وَرَفَعَ بَعۡضَكُمۡ فَوۡقَ بَعۡضٖ دَرَجَٰتٖ لِّيَبۡلُوَكُمۡ فِي مَآ ءَاتَىٰكُمۡۗ إِنَّ رَبَّكَ سَرِيعُ ٱلۡعِقَابِ وَإِنَّهُۥ لَغَفُورٞ رَّحِيمُۢ
O, sizi yeryuzunun halifeleri yapan ve sizleri verdigi seylerle denemek icin kiminizi kiminize ustun kılandır. Suphe yok ki, Rabbin cabuk cezalandıran ve yine suphe yok ki, O tek bagıslayan, tek merhamet edendir
Surah Al-Anaam, Verse 165