UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Hud - Turkish Translation by Fizilal Il Kuran


الٓرۚ كِتَٰبٌ أُحۡكِمَتۡ ءَايَٰتُهُۥ ثُمَّ فُصِّلَتۡ مِن لَّدُنۡ حَكِيمٍ خَبِيرٍ

Elif, Lam, Ra. Bu Kur´an, her isi yerinde ve her seyden haberdar olan Allah tarafından muhkem, uyumlu cumlelerle orulen, sonra ayrıntılı bicimde acıklanan ayetlerden olusmus bir kitaptır
Surah Hud, Verse 1


أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّا ٱللَّهَۚ إِنَّنِي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ وَبَشِيرٞ

(Iceriginin ozu sudur): Allah´dan baskasına kulluk sunmayınız. Ben, O´nun size gonderdigi bir uyarıcı ve mujdeleyiciyim
Surah Hud, Verse 2


وَأَنِ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِ يُمَتِّعۡكُم مَّتَٰعًا حَسَنًا إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗى وَيُؤۡتِ كُلَّ ذِي فَضۡلٖ فَضۡلَهُۥۖ وَإِن تَوَلَّوۡاْ فَإِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٖ كَبِيرٍ

Rabbinizden af dileyiniz, pismanlık duygusu ile O´na yoneliniz ki, belirli bir surenin sonuna kadar sizi mutlu yasatsın ve her erdemli kisiye erdemli davranıslarının odulunu versin. Eger O´na sırt donerseniz, sizin hesabınıza buyuk gunun azabından korkarım
Surah Hud, Verse 3


إِلَى ٱللَّهِ مَرۡجِعُكُمۡۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ

Donus yeriniz Allah´ın huzurudur. O´nun gucu her seye yeter
Surah Hud, Verse 4


أَلَآ إِنَّهُمۡ يَثۡنُونَ صُدُورَهُمۡ لِيَسۡتَخۡفُواْ مِنۡهُۚ أَلَا حِينَ يَسۡتَغۡشُونَ ثِيَابَهُمۡ يَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَۚ إِنَّهُۥ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ

Haberiniz olsun ki, musrikler kendilerine Kur´an okunurken Allah´dan gizlenmek icin baslarını goguslerine yapıstırarak iki buklum olurlar. Haberiniz olsun ki, Allah baslarını elbiselerinin altında sakladıklarında gerek gizli tuttukları ve gerekse acıga vurdukları tum duygularını bilir. O kalplerin ozunu bilir
Surah Hud, Verse 5


۞وَمَا مِن دَآبَّةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِ رِزۡقُهَا وَيَعۡلَمُ مُسۡتَقَرَّهَا وَمُسۡتَوۡدَعَهَاۚ كُلّٞ فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٖ

Yeryuzundeki butun canlı turlerinin beslenmelerini ve gecinmelerini saglamak Allah´ın garantisi altındadır. O, onların ilk barınma yerleri ile gecis yerlerini bilir. Butun bunlar acık bir kitapta yazılıdır
Surah Hud, Verse 6


وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ وَكَانَ عَرۡشُهُۥ عَلَى ٱلۡمَآءِ لِيَبۡلُوَكُمۡ أَيُّكُمۡ أَحۡسَنُ عَمَلٗاۗ وَلَئِن قُلۡتَ إِنَّكُم مَّبۡعُوثُونَ مِنۢ بَعۡدِ ٱلۡمَوۡتِ لَيَقُولَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٞ

Sizi sınavdan gecirerek hanginizin daha iyi isler yapacagınızı belirlemek icin gokleri ve yeri altı gunde yaratan O´dur. Bu yaratılıs sureci sırasında O´nun Ars´ı su uzerinde idi. Boyleyken eger kafirlere «Oldukten sonra dirileceksiniz» diyecek olsan, «Bu iddia, apacık bir buyuden baska bir sey degildir» diyeceklerdir
Surah Hud, Verse 7


وَلَئِنۡ أَخَّرۡنَا عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابَ إِلَىٰٓ أُمَّةٖ مَّعۡدُودَةٖ لَّيَقُولُنَّ مَا يَحۡبِسُهُۥٓۗ أَلَا يَوۡمَ يَأۡتِيهِمۡ لَيۡسَ مَصۡرُوفًا عَنۡهُمۡ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ

Eger onların azabını belirli bir surenin sonuna ertelersek, ´Bu azabı bizden alıkoyan nedir?´ derler. Haberleri olsun ki, azabımızla yuzyuze geldiklerinde onu hic kimse baslarından savamaz, boylece alay konusu ettikleri akıbetin pencesine duserler
Surah Hud, Verse 8


وَلَئِنۡ أَذَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِنَّا رَحۡمَةٗ ثُمَّ نَزَعۡنَٰهَا مِنۡهُ إِنَّهُۥ لَيَـُٔوسٞ كَفُورٞ

Eger insana once rahmetlerimizi tattırıp sonra onu elinden alsak, o mutsuz bir nankore donusur
Surah Hud, Verse 9


وَلَئِنۡ أَذَقۡنَٰهُ نَعۡمَآءَ بَعۡدَ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُ لَيَقُولَنَّ ذَهَبَ ٱلسَّيِّـَٔاتُ عَنِّيٓۚ إِنَّهُۥ لَفَرِحٞ فَخُورٌ

Eger insanın basına gelen bir sıkıntının ardından kendisine mutluluk tattıracak olursak, kesinlikle «Kotu gunler artık geride kaldı» diyecektir. Insan gercekten kendini begenmis bir sımarıktır
Surah Hud, Verse 10


إِلَّا ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَأَجۡرٞ كَبِيرٞ

Yalnız sıkıntılı gunlerde sabreden ve iyi ameller isleyenler bu iki kategorinin dısındadırlar; onları bagıslanma ve buyuk odul bekliyor
Surah Hud, Verse 11


فَلَعَلَّكَ تَارِكُۢ بَعۡضَ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيۡكَ وَضَآئِقُۢ بِهِۦ صَدۡرُكَ أَن يَقُولُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ كَنزٌ أَوۡ جَآءَ مَعَهُۥ مَلَكٌۚ إِنَّمَآ أَنتَ نَذِيرٞۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ وَكِيلٌ

Musriklerin «Muhammed´e gokten bir hazine inseydi ya, ya da kendisi ile birlikte bir melek gelseydi ya» seklindeki sozleri canını sıkabilir ve bu yuzden sana indirdigimiz vahyin bir bolumunu onlara duyurmaktan vazgecebilirsin. Oysa sen sadece bir uyarıcısın. Her seyin yonlendiricisi Allah´dır
Surah Hud, Verse 12


أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰهُۖ قُلۡ فَأۡتُواْ بِعَشۡرِ سُوَرٖ مِّثۡلِهِۦ مُفۡتَرَيَٰتٖ وَٱدۡعُواْ مَنِ ٱسۡتَطَعۡتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

Yoksa onlar «Muhammed, bu Kur´an´ı kendi uydurdu» mu diyorlar. Onlara de ki, «Oyleyse Kur´an´ın surelerine benzeyen on sure de siz uydurun bakalım. Eger soylediginiz dogru ise, bu konuda Allah dısında yardıma cagırabileceklerinizi de yardıma cagırın.»
Surah Hud, Verse 13


فَإِلَّمۡ يَسۡتَجِيبُواْ لَكُمۡ فَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّمَآ أُنزِلَ بِعِلۡمِ ٱللَّهِ وَأَن لَّآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ فَهَلۡ أَنتُم مُّسۡلِمُونَ

Eger bu cagrına karsılık vermezlerse anlayınız ki, bu Kur´an Allah´ın bilgisi altında indirilmistir ve O´ndan baska ilah yoktur. Nasıl, artık musluman oldunuz mu
Surah Hud, Verse 14


مَن كَانَ يُرِيدُ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا وَزِينَتَهَا نُوَفِّ إِلَيۡهِمۡ أَعۡمَٰلَهُمۡ فِيهَا وَهُمۡ فِيهَا لَا يُبۡخَسُونَ

Sadece dunya hayatını ve bu hayatın cekici guzelliklerini isteyenlere calısmalarının karsılıgını orada tam olarak veririz, onlar orada hicbir odul kısıntısına ugratılmazlar
Surah Hud, Verse 15


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ لَيۡسَ لَهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ إِلَّا ٱلنَّارُۖ وَحَبِطَ مَا صَنَعُواْ فِيهَا وَبَٰطِلٞ مَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Ama ahirette onlar icin sadece cehennem atesi vardır, dunyada yaptıkları iyi isler bosa gider, isledikleri yararlı ameller gecersiz olur
Surah Hud, Verse 16


أَفَمَن كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّهِۦ وَيَتۡلُوهُ شَاهِدٞ مِّنۡهُ وَمِن قَبۡلِهِۦ كِتَٰبُ مُوسَىٰٓ إِمَامٗا وَرَحۡمَةًۚ أُوْلَـٰٓئِكَ يُؤۡمِنُونَ بِهِۦۚ وَمَن يَكۡفُرۡ بِهِۦ مِنَ ٱلۡأَحۡزَابِ فَٱلنَّارُ مَوۡعِدُهُۥۚ فَلَا تَكُ فِي مِرۡيَةٖ مِّنۡهُۚ إِنَّهُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤۡمِنُونَ

Bir de Rabbinden kaynaklanan acık belgelere dayanan kimseleri dusunelim. Bu belgeleri yine Allah katından gelen bir tanık izliyor. Bu kimseler onun da oncesinde Musa´nın onder ve rahmet nitelikli kitabının onayı ile desteklenmislerdir. (Boyleleri sırf dunya hayatı pesinde kosanlarla hic bir olur mu)
Surah Hud, Verse 17


وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًاۚ أُوْلَـٰٓئِكَ يُعۡرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمۡ وَيَقُولُ ٱلۡأَشۡهَٰدُ هَـٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ كَذَبُواْ عَلَىٰ رَبِّهِمۡۚ أَلَا لَعۡنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلظَّـٰلِمِينَ

Allah´a yalan yakıstırmalar yapanlardan daha zalim kim olabilir? Onlar Rabblerinin huzuruna cıkarıldıklarında, tanıklar «Bunlar Rabbleri hakkında yalan yakıstırmalar duzmuslerdir» derler. Haberiniz olsun ki, Allah´ın laneti zalimlerin uzerinedir
Surah Hud, Verse 18


ٱلَّذِينَ يَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَيَبۡغُونَهَا عِوَجٗا وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ كَٰفِرُونَ

Onlar insanları Allah yolundan alıkoyarlar. O yolu egri gostermeye yeltenirler ve ahireti de inkar ederler
Surah Hud, Verse 19


أُوْلَـٰٓئِكَ لَمۡ يَكُونُواْ مُعۡجِزِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا كَانَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِنۡ أَوۡلِيَآءَۘ يُضَٰعَفُ لَهُمُ ٱلۡعَذَابُۚ مَا كَانُواْ يَسۡتَطِيعُونَ ٱلسَّمۡعَ وَمَا كَانُواْ يُبۡصِرُونَ

Bunların, Allah´ın yapacaklarına engel olmaları sozkonusu degildir. Allah dısında dayanakları, destekcileri de yoktur. Azapları katlanır. Ne isitebilirler ve ne de gorebilirler
Surah Hud, Verse 20


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ

Bunlar kendilerini husrana dusurmusler ve uydurdukları ilahlar ortalıkta gorunmez olmuslardır
Surah Hud, Verse 21


لَا جَرَمَ أَنَّهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ هُمُ ٱلۡأَخۡسَرُونَ

Onlar, hic kuskusuz, ahirette en agır husrana ugrayacak kimseler olacaklardır
Surah Hud, Verse 22


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ وَأَخۡبَتُوٓاْ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Iman edip iyi ameller isleyenlere ve Allah´a gonulden saygı besleyenlere gelince, onlar cennetliklerdir ve orada ebedi olarak kalacaklardır
Surah Hud, Verse 23


۞مَثَلُ ٱلۡفَرِيقَيۡنِ كَٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡأَصَمِّ وَٱلۡبَصِيرِ وَٱلسَّمِيعِۚ هَلۡ يَسۡتَوِيَانِ مَثَلًاۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Bu iki grup kor ve sagır ile gorebilen ve isitebilen kimselere benzer. Hic bu iki grubun durumu bir olur mu? Acaba ibret dersi almaz mısınız
Surah Hud, Verse 24


وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوۡمِهِۦٓ إِنِّي لَكُمۡ نَذِيرٞ مُّبِينٌ

Biz Nuh´u soydaslarına peygamber olarak gonderdik. (O onlara dedi ki); «Ben sizin icin acık bir uyarıcıyım.»
Surah Hud, Verse 25


أَن لَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّا ٱللَّهَۖ إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ أَلِيمٖ

Sırf Allah´a kulluk sununuz. Yoksa sizin hesabınıza acıklı bir gunun azabından korkarım
Surah Hud, Verse 26


فَقَالَ ٱلۡمَلَأُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن قَوۡمِهِۦ مَا نَرَىٰكَ إِلَّا بَشَرٗا مِّثۡلَنَا وَمَا نَرَىٰكَ ٱتَّبَعَكَ إِلَّا ٱلَّذِينَ هُمۡ أَرَاذِلُنَا بَادِيَ ٱلرَّأۡيِ وَمَا نَرَىٰ لَكُمۡ عَلَيۡنَا مِن فَضۡلِۭ بَلۡ نَظُنُّكُمۡ كَٰذِبِينَ

Soydaslarının ileri gelen kafirleri O´na dediler ki, «Biz senin sadece bizim gibi bir insan oldugunu goruyoruz. Sana uyanların da aramızdaki ilkel dusunceli, ayak takımı oldugunu goruyoruz. Sizin bize karsı herhangi bir ustunluk tasıdıgınız gorusunde degiliz. Tersine sizlerin yalan soylediginiz kanısındayız
Surah Hud, Verse 27


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كُنتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَءَاتَىٰنِي رَحۡمَةٗ مِّنۡ عِندِهِۦ فَعُمِّيَتۡ عَلَيۡكُمۡ أَنُلۡزِمُكُمُوهَا وَأَنتُمۡ لَهَا كَٰرِهُونَ

Nuh dedi ki; «Ey soydaslarım, baksanıza, eger ben Rabbimden gelen acık belgelere dayanıyorsam, eger O bana kendi katından bir rahmet verdi ise de siz bunu gormekten yoksun bırakıldı iseniz, istemediginiz halde sizi bu acık belgeleri ve bu rahmeti kabul etmeye mi zorlayacagız?»
Surah Hud, Verse 28


وَيَٰقَوۡمِ لَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مَالًاۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِۚ وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْۚ إِنَّهُم مُّلَٰقُواْ رَبِّهِمۡ وَلَٰكِنِّيٓ أَرَىٰكُمۡ قَوۡمٗا تَجۡهَلُونَ

Ey soydaslarım, bu uyarı cabalarıma karsılık sizden maddi bir karsılık istemiyorum, benim ucretimi verecek olan Allah´dır, mu´minleri yanımdan kovacak degilim, cunku onlar Rabblerine kavusacaklardır. Fakat sizin gerceklerden habersiz bir toplum oldugunuzu goruyorum
Surah Hud, Verse 29


وَيَٰقَوۡمِ مَن يَنصُرُنِي مِنَ ٱللَّهِ إِن طَرَدتُّهُمۡۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Ey soydaslarım, eger o mu´minleri yanımdan kovacak olursam, Allah´a karsı beni kim savunabilir? Bunu hic dusunmuyor musunuz
Surah Hud, Verse 30


وَلَآ أَقُولُ لَكُمۡ عِندِي خَزَآئِنُ ٱللَّهِ وَلَآ أَعۡلَمُ ٱلۡغَيۡبَ وَلَآ أَقُولُ إِنِّي مَلَكٞ وَلَآ أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزۡدَرِيٓ أَعۡيُنُكُمۡ لَن يُؤۡتِيَهُمُ ٱللَّهُ خَيۡرًاۖ ٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا فِيٓ أَنفُسِهِمۡ إِنِّيٓ إِذٗا لَّمِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Size ´Allah´ın hazineleri benim elimin altında da´ demiyorum, gayp alemini de bilemem, ´Ben bir melegim´ de demiyorum. Sizin gozlerinize hor gorunen kimselere Allah´ın hicbir hayır vermedigini de soyleyemem, kalplerinde neler oldugunu herkesten iyi bilen Allah´dır. Yoksa zalimlerden biri olurum
Surah Hud, Verse 31


قَالُواْ يَٰنُوحُ قَدۡ جَٰدَلۡتَنَا فَأَكۡثَرۡتَ جِدَٰلَنَا فَأۡتِنَا بِمَا تَعِدُنَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

Soydasları dediler ki; «Bizimle tartıstın, ustelik bu tartısmayı cok uzattın, eger soylediklerin dogru ise, ileride karsımıza cıkacak diye bizi korkuttugun azabı simdi basımıza getir de gorelim.»
Surah Hud, Verse 32


قَالَ إِنَّمَا يَأۡتِيكُم بِهِ ٱللَّهُ إِن شَآءَ وَمَآ أَنتُم بِمُعۡجِزِينَ

Nuh dedi ki; «O azabı eger dilerse yalnız Allah basınıza getirebilir. Siz O´nun yapacaklarına engel olamazsınız.»
Surah Hud, Verse 33


وَلَا يَنفَعُكُمۡ نُصۡحِيٓ إِنۡ أَرَدتُّ أَنۡ أَنصَحَ لَكُمۡ إِن كَانَ ٱللَّهُ يُرِيدُ أَن يُغۡوِيَكُمۡۚ هُوَ رَبُّكُمۡ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ

Eger Allah, sizin azmanızı istiyorsa, size nasihat etmek istesem de benim nasihatim size yararlı olmaz. O´dur sizin Rabbiniz ve O´nun huzuruna doneceksiniz
Surah Hud, Verse 34


أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰهُۖ قُلۡ إِنِ ٱفۡتَرَيۡتُهُۥ فَعَلَيَّ إِجۡرَامِي وَأَنَا۠ بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُجۡرِمُونَ

Ey Muhammed -salat ve selam uzerine olsun- yoksa sana «Bu Kur´an´ı sen uydurdun mu?» diyorlar. Onlara de ki; «Eger onu ben uydurdumsa, sucu bana aittir. Ben sizin suclarınızın sorumlulugundan uzagım.»
Surah Hud, Verse 35


وَأُوحِيَ إِلَىٰ نُوحٍ أَنَّهُۥ لَن يُؤۡمِنَ مِن قَوۡمِكَ إِلَّا مَن قَدۡ ءَامَنَ فَلَا تَبۡتَئِسۡ بِمَا كَانُواْ يَفۡعَلُونَ

Nuh´a vahiy yolu ile bildirildi ki; «Daha once inananlar dısında soydaslarından baska inanan olmayacaktır. Onların yaptıklarından dolayı uzulme.»
Surah Hud, Verse 36


وَٱصۡنَعِ ٱلۡفُلۡكَ بِأَعۡيُنِنَا وَوَحۡيِنَا وَلَا تُخَٰطِبۡنِي فِي ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ إِنَّهُم مُّغۡرَقُونَ

Bizim gozlerimiz onunde ve vahyimiz uyarınca gemiyi yap, zalimler konusunda bana basvurma, cunku onlar kesinlikle bogulacaklardır
Surah Hud, Verse 37


وَيَصۡنَعُ ٱلۡفُلۡكَ وَكُلَّمَا مَرَّ عَلَيۡهِ مَلَأٞ مِّن قَوۡمِهِۦ سَخِرُواْ مِنۡهُۚ قَالَ إِن تَسۡخَرُواْ مِنَّا فَإِنَّا نَسۡخَرُ مِنكُمۡ كَمَا تَسۡخَرُونَ

Nuh, gemiyi yapar. Ileri gelen soydaslarının yanından gecen her grubu kendisini alaya alır. Nuh da onlara dedi ki; «Siz bizimle alay ediyorsunuz, ama simdi siz bizimle nasıl alay ediyorsanız. Ilerde biz sizinle alay edecegiz.»
Surah Hud, Verse 38


فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ مَن يَأۡتِيهِ عَذَابٞ يُخۡزِيهِ وَيَحِلُّ عَلَيۡهِ عَذَابٞ مُّقِيمٌ

Perisan edici azabın hangimizin basına gelecegini, hangimizin surekli azaba ugrayacagını yakında ogreneceksiniz
Surah Hud, Verse 39


حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَمۡرُنَا وَفَارَ ٱلتَّنُّورُ قُلۡنَا ٱحۡمِلۡ فِيهَا مِن كُلّٖ زَوۡجَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِ وَأَهۡلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيۡهِ ٱلۡقَوۡلُ وَمَنۡ ءَامَنَۚ وَمَآ ءَامَنَ مَعَهُۥٓ إِلَّا قَلِيلٞ

Nihayet emrimiz gelip tandır kaynamaya (her taraftan sular fıskırmaya) baslayınca Nuh´a «Her canlı turunun birer ciftini, bogulacagına iliskin hukmumuzun kesinlestigi kimse dısında kalan aile bireylerini ve mu´minleri gemiye bindir» dedik. Zaten O´na az sayıda kisi inanmıstı
Surah Hud, Verse 40


۞وَقَالَ ٱرۡكَبُواْ فِيهَا بِسۡمِ ٱللَّهِ مَجۡرٜىٰهَا وَمُرۡسَىٰهَآۚ إِنَّ رَبِّي لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ

Nuh dedi ki; «Haydi gemiye bininiz. Onun sular icinde yol alması da, bir yerde durması da Allah´ın adı ile gerceklesecektir. Hic suphesiz Rabbim affedicidir, merhametlidir.»
Surah Hud, Verse 41


وَهِيَ تَجۡرِي بِهِمۡ فِي مَوۡجٖ كَٱلۡجِبَالِ وَنَادَىٰ نُوحٌ ٱبۡنَهُۥ وَكَانَ فِي مَعۡزِلٖ يَٰبُنَيَّ ٱرۡكَب مَّعَنَا وَلَا تَكُن مَّعَ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Gemi, icindeki yolcularla birlikte dag gibi dalgalar arasında akıyor, yol alıyordu. O sırada Nuh, bir kenarda duran ogluna «Yavrum, bizimle birlikte gemiye bin, kafirler arasında kalma» diye seslendi
Surah Hud, Verse 42


قَالَ سَـَٔاوِيٓ إِلَىٰ جَبَلٖ يَعۡصِمُنِي مِنَ ٱلۡمَآءِۚ قَالَ لَا عَاصِمَ ٱلۡيَوۡمَ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِ إِلَّا مَن رَّحِمَۚ وَحَالَ بَيۡنَهُمَا ٱلۡمَوۡجُ فَكَانَ مِنَ ٱلۡمُغۡرَقِينَ

Oglu «Beni sulardan koruyacak bir daga sıgınacagım» dedi. Nuh, ona «Bugun Allah´ın emrinden kurtaracak hicbir guc yoktur, sadece O´nun esirgedikleri kurtulabilir» dedi. Tam bu sırada aralarına bir dalga girdi de Nuh´un oglu bogulanların arasına katıldı
Surah Hud, Verse 43


وَقِيلَ يَـٰٓأَرۡضُ ٱبۡلَعِي مَآءَكِ وَيَٰسَمَآءُ أَقۡلِعِي وَغِيضَ ٱلۡمَآءُ وَقُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ وَٱسۡتَوَتۡ عَلَى ٱلۡجُودِيِّۖ وَقِيلَ بُعۡدٗا لِّلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Bir sure sonra yere «Ey yer, suyunu yut» ve goge «Ey gok, yagmurunu tut» dendi. Bunun uzerine sular cekildi, Allah´ın emri gerceklesti ve gemi Cudi´ye oturdu. Bu sırada «Kahrolsun zalimler guruhu» diyen bir ses duyuldu
Surah Hud, Verse 44


وَنَادَىٰ نُوحٞ رَّبَّهُۥ فَقَالَ رَبِّ إِنَّ ٱبۡنِي مِنۡ أَهۡلِي وَإِنَّ وَعۡدَكَ ٱلۡحَقُّ وَأَنتَ أَحۡكَمُ ٱلۡحَٰكِمِينَ

Nuh, Rabbine seslenerek dedi ki; «Ey Rabbim, oglum ailemin bir bireyi idi, senin vaadin de gercektir ve sen kesinlikle hukum verenlerin en yerinde hukum verenisin.»
Surah Hud, Verse 45


قَالَ يَٰنُوحُ إِنَّهُۥ لَيۡسَ مِنۡ أَهۡلِكَۖ إِنَّهُۥ عَمَلٌ غَيۡرُ صَٰلِحٖۖ فَلَا تَسۡـَٔلۡنِ مَا لَيۡسَ لَكَ بِهِۦ عِلۡمٌۖ إِنِّيٓ أَعِظُكَ أَن تَكُونَ مِنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ

Allah dedi ki; «Ey Nuh, o oglun senin ailenden degildi. Cunku o kotu isler yaptı. Icyuzunu bilmedigin bir seyi yapmamı benden isteme. Sana cahillerden olmamanı ogutlerim.»
Surah Hud, Verse 46


قَالَ رَبِّ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِكَ أَنۡ أَسۡـَٔلَكَ مَا لَيۡسَ لِي بِهِۦ عِلۡمٞۖ وَإِلَّا تَغۡفِرۡ لِي وَتَرۡحَمۡنِيٓ أَكُن مِّنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ

Nuh dedi ki; «Icyuzunu bilmedigim bir seyi yapmanı istemekten sana sıgınırım. Eger sen beni affetmez, bana merhamet etmezsen husrana ugrayanlardan olurum.»
Surah Hud, Verse 47


قِيلَ يَٰنُوحُ ٱهۡبِطۡ بِسَلَٰمٖ مِّنَّا وَبَرَكَٰتٍ عَلَيۡكَ وَعَلَىٰٓ أُمَمٖ مِّمَّن مَّعَكَۚ وَأُمَمٞ سَنُمَتِّعُهُمۡ ثُمَّ يَمَسُّهُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٞ

Bu sırada soyle bir ses duyuldu; «Ey Nuh, sana ve yanındakilerden meydana gelecek ummetlere sunacagımız esenligin ve bereketlerin esliginde gemiden in. Yanındakilerin soyundan baska ummetler de gelecektir. Bunlara bir sureye kadar dunya nimetlerini tattırdıktan sonra kendilerini acıklı azabımıza carptıracagız.»
Surah Hud, Verse 48


تِلۡكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهَآ إِلَيۡكَۖ مَا كُنتَ تَعۡلَمُهَآ أَنتَ وَلَا قَوۡمُكَ مِن قَبۡلِ هَٰذَاۖ فَٱصۡبِرۡۖ إِنَّ ٱلۡعَٰقِبَةَ لِلۡمُتَّقِينَ

Ey Muhammed, bu anlatılanlar sana vahiy yolu ile bildirdigimiz gaybe iliskin haberlerdir. Bundan once ne sen ve ne de soydasların bu olayları bilmiyordunuz. Musriklerin olumsuz tepkilerine karsı sabret; sonuc, kotuluklerden sakınanlarındır
Surah Hud, Verse 49


وَإِلَىٰ عَادٍ أَخَاهُمۡ هُودٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۖ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا مُفۡتَرُونَ

Adogullarına da kardesleri Hud´u peygamber olarak gonderdik. Hud dedi ki; «Ey soydaslarım, sadece Allah´a kulluk sununuz, O´ndan baska ilahınız yoktur. Baska ilahlara taptıgınız icin sizler birer iftiracısınız, uydurmaların pesinden gidiyorsunuz.»
Surah Hud, Verse 50


يَٰقَوۡمِ لَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ أَجۡرًاۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱلَّذِي فَطَرَنِيٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

Ey soydaslarım, bu uyarı cabalarıma karsılık sizden herhangi bir ucret istemiyorum. Benim ucretimi, beni yoktan vareden Allah verecektir. Acaba aklınızı basınıza toplamayacak mısınız
Surah Hud, Verse 51


وَيَٰقَوۡمِ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِ يُرۡسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيۡكُم مِّدۡرَارٗا وَيَزِدۡكُمۡ قُوَّةً إِلَىٰ قُوَّتِكُمۡ وَلَا تَتَوَلَّوۡاْ مُجۡرِمِينَ

Soydaslarım, Rabbinizden af dileyiniz, arkasından O´na yoneliniz ki, size gokten bol yagmur gondersin, gucunuze guc katsın, suc islemekte ısrar ederek cagrıma sırt cevirmeyiniz
Surah Hud, Verse 52


قَالُواْ يَٰهُودُ مَا جِئۡتَنَا بِبَيِّنَةٖ وَمَا نَحۡنُ بِتَارِكِيٓ ءَالِهَتِنَا عَن قَوۡلِكَ وَمَا نَحۡنُ لَكَ بِمُؤۡمِنِينَ

Soydasları dediler ki; «Ey Hud, bize somut bir mucize getirmis degilsin. Sırf oyle diyorsun diye ilahlarımızı bırakmayız, sana kesinlikle inanmıyoruz.»
Surah Hud, Verse 53


إِن نَّقُولُ إِلَّا ٱعۡتَرَىٰكَ بَعۡضُ ءَالِهَتِنَا بِسُوٓءٖۗ قَالَ إِنِّيٓ أُشۡهِدُ ٱللَّهَ وَٱشۡهَدُوٓاْ أَنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُشۡرِكُونَ

Sana soyleyecegimiz tek soz sudur: «Seni ilahlarımızdan biri carpmıs olmalı.» Hud dedi ki; «Ben Allah´ı sahit tutuyorum, ayrıca siz de sahit olunuz ki, ben O´na kostugunuz ortaklardan uzagım.»
Surah Hud, Verse 54


مِن دُونِهِۦۖ فَكِيدُونِي جَمِيعٗا ثُمَّ لَا تُنظِرُونِ

Siz ve Allah dısında O´na ortak kostugunuz ilahlar hep birlikte bana istediginiz tuzagı kurunuz, sonra da bana hic muhlet vermeyiniz
Surah Hud, Verse 55


إِنِّي تَوَكَّلۡتُ عَلَى ٱللَّهِ رَبِّي وَرَبِّكُمۚ مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلَّا هُوَ ءَاخِذُۢ بِنَاصِيَتِهَآۚ إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

Ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah´a dayandım. Hicbir canlı yoktur ki, percemi O´nun avucu icinde olmasın. Hic kuskusuz benim Rabbim, dogru yoldadır
Surah Hud, Verse 56


فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَقَدۡ أَبۡلَغۡتُكُم مَّآ أُرۡسِلۡتُ بِهِۦٓ إِلَيۡكُمۡۚ وَيَسۡتَخۡلِفُ رَبِّي قَوۡمًا غَيۡرَكُمۡ وَلَا تَضُرُّونَهُۥ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٍ حَفِيظٞ

Eger benim cagrıma sırt donecek olursanız, ben size gonderilen mesajı duyurdum. Rabbim, sizin yerinize baska bir toplum getirir. Siz O´na hicbir zarar dokunduramazsınız. Hic kuskusuz, her sey Rabbimin gozetimi ve denetimi altındadır
Surah Hud, Verse 57


وَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا نَجَّيۡنَا هُودٗا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ بِرَحۡمَةٖ مِّنَّا وَنَجَّيۡنَٰهُم مِّنۡ عَذَابٍ غَلِيظٖ

Azaba iliskin emrimiz geldiginde Hud´u ve beraberindeki mu´minleri, rahmetimizin sonucu olarak, kurtardık; onları agır azaptan koruduk
Surah Hud, Verse 58


وَتِلۡكَ عَادٞۖ جَحَدُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ وَعَصَوۡاْ رُسُلَهُۥ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَمۡرَ كُلِّ جَبَّارٍ عَنِيدٖ

Iste sana o Adogulları; onlar Rabblerinin ayetlerini yalanladılar, O´nun peygamberlerine karsı geldiler ve ne kadar kustah zorba varsa hepsinin emirlerine uydular
Surah Hud, Verse 59


وَأُتۡبِعُواْ فِي هَٰذِهِ ٱلدُّنۡيَا لَعۡنَةٗ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ أَلَآ إِنَّ عَادٗا كَفَرُواْ رَبَّهُمۡۗ أَلَا بُعۡدٗا لِّعَادٖ قَوۡمِ هُودٖ

Gerek bu dunyada gerek kıyamet gununde Allah´ın lanetine ugradılar. Haberiniz olsun, Adogulları Rabblerini inkar ettiler. Hey, kahrolsun Hud´un soydasları olan Adogulları
Surah Hud, Verse 60


۞وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمۡ صَٰلِحٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ هُوَ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَٱسۡتَعۡمَرَكُمۡ فِيهَا فَٱسۡتَغۡفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِۚ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٞ مُّجِيبٞ

Semudogulları´na da kardesleri Salih´i peygamber olarak gonderdik. Salih dedi ki; ´´Soydaslarım, sadece Allah´a kulluk sununuz, O´ndan baska bir ilahınız yoktur. Sizi topraktan yaratan ve yeryuzune yerlestirerek burayı kalkındırmakla gorevlendiren O´dur. O´ndan af dileyiniz, O´na yoneliniz. Cunku Allah, kullarına yakındır ve dileklerin kabul edicisidir
Surah Hud, Verse 61


قَالُواْ يَٰصَٰلِحُ قَدۡ كُنتَ فِينَا مَرۡجُوّٗا قَبۡلَ هَٰذَآۖ أَتَنۡهَىٰنَآ أَن نَّعۡبُدَ مَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُنَا وَإِنَّنَا لَفِي شَكّٖ مِّمَّا تَدۡعُونَآ إِلَيۡهِ مُرِيبٖ

Soydasları dediler ki; «Ya Salih, bundan once sen kendisine umut bagladıgımız bir kisi idin. Simdi bize atalarımızın taptıkları ilahlara tapmayı mı yasaklıyorsun? Bizi benimsemeye cagırdıgın ilkeler konusunda koyu bir kusku icindeyiz.»
Surah Hud, Verse 62


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كُنتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَءَاتَىٰنِي مِنۡهُ رَحۡمَةٗ فَمَن يَنصُرُنِي مِنَ ٱللَّهِ إِنۡ عَصَيۡتُهُۥۖ فَمَا تَزِيدُونَنِي غَيۡرَ تَخۡسِيرٖ

Ey soydaslarım, baksanıza, eger ben Rabbimden gelen acık bir belgeye dayanıyorsam, O bana kendi katından bir rahmet bagısladı ise, emrine karsı geldigim taktirde beni O´ndan kim kurtaracak? Sizin bana zararımı arttırmaktan baska hic bir katkınız olamaz
Surah Hud, Verse 63


وَيَٰقَوۡمِ هَٰذِهِۦ نَاقَةُ ٱللَّهِ لَكُمۡ ءَايَةٗۖ فَذَرُوهَا تَأۡكُلۡ فِيٓ أَرۡضِ ٱللَّهِۖ وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٖ فَيَأۡخُذَكُمۡ عَذَابٞ قَرِيبٞ

Ey soydaslarım, bu Allah´ın devesidir, size bir mucize olarak gonderildi; bırakın onu Allah´ın topragında dolasıp yesin icsin; ona bir kotuluk dokundurmayın, yoksa yakın vadeli bir azaba carpılırsınız
Surah Hud, Verse 64


فَعَقَرُوهَا فَقَالَ تَمَتَّعُواْ فِي دَارِكُمۡ ثَلَٰثَةَ أَيَّامٖۖ ذَٰلِكَ وَعۡدٌ غَيۡرُ مَكۡذُوبٖ

Buna ragmen onu kesip devirdiler. O zaman: “Yurdunuzda uc gun daha kalın, bu yalanlanmayacak sozdur.”
Surah Hud, Verse 65


فَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا نَجَّيۡنَا صَٰلِحٗا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ بِرَحۡمَةٖ مِّنَّا وَمِنۡ خِزۡيِ يَوۡمِئِذٍۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلۡقَوِيُّ ٱلۡعَزِيزُ

Azaba iliskin emrimiz geldiginde Salih ile beraberindeki mu´minleri helak olmaktan ve o gunku onur kırıcı perisanlıktan, rahmetimizin sonucu olarak, kurtardık. Hic suphesiz senin Rabbin gucludur, ustun iradelidir
Surah Hud, Verse 66


وَأَخَذَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلصَّيۡحَةُ فَأَصۡبَحُواْ فِي دِيَٰرِهِمۡ جَٰثِمِينَ

O zalimleri muthis bir gurultu yakaladı da evlerinde, oldukları yerde yıgılıp kalıverdiler
Surah Hud, Verse 67


كَأَن لَّمۡ يَغۡنَوۡاْ فِيهَآۗ أَلَآ إِنَّ ثَمُودَاْ كَفَرُواْ رَبَّهُمۡۗ أَلَا بُعۡدٗا لِّثَمُودَ

Sanki az once o evlerde yasayanlar onlar degildi. Haberiniz olsun ki, Semudogulları Rabblerini inkar ettiler. Hey, kahrolsun Semudogulları
Surah Hud, Verse 68


وَلَقَدۡ جَآءَتۡ رُسُلُنَآ إِبۡرَٰهِيمَ بِٱلۡبُشۡرَىٰ قَالُواْ سَلَٰمٗاۖ قَالَ سَلَٰمٞۖ فَمَا لَبِثَ أَن جَآءَ بِعِجۡلٍ حَنِيذٖ

Hani elcilerimiz Ibrahim´e mujdeli haberi getirdiklerinde ona, «Selam sana» dediler. O da onlara «Selam size» dedi. Az sonra onlerine kızarmıs bir buzagı getirdi
Surah Hud, Verse 69


فَلَمَّا رَءَآ أَيۡدِيَهُمۡ لَا تَصِلُ إِلَيۡهِ نَكِرَهُمۡ وَأَوۡجَسَ مِنۡهُمۡ خِيفَةٗۚ قَالُواْ لَا تَخَفۡ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمِ لُوطٖ

Ibrahim, elcilerin kızarmıs buzagıya dogru el uzatmadıklarını gorunce, konukları tuhafına gitti, icine onlardan kaynaklanan bir korku dustu. Bu sırada konukları «Korkma, biz Lut´un soydaslarına gonderildik» dediler
Surah Hud, Verse 70


وَٱمۡرَأَتُهُۥ قَآئِمَةٞ فَضَحِكَتۡ فَبَشَّرۡنَٰهَا بِإِسۡحَٰقَ وَمِن وَرَآءِ إِسۡحَٰقَ يَعۡقُوبَ

O sırada ayakta duran Ibrahim´in karısı bu haberi duyunca guldu. Biz de ona o elciler aracılıgı ile oglu Ishak´ın ve Ishak´ın arkasından da torunu Yakub´un mujdesini ilettik
Surah Hud, Verse 71


قَالَتۡ يَٰوَيۡلَتَىٰٓ ءَأَلِدُ وَأَنَا۠ عَجُوزٞ وَهَٰذَا بَعۡلِي شَيۡخًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عَجِيبٞ

Aman Allah´ım! Dogum mu yapacagım? Oysa ben yaslı bir kadınım, su esim de ihtiyar bir adamdır. Bu sasılacak bir sey
Surah Hud, Verse 72


قَالُوٓاْ أَتَعۡجَبِينَ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِۖ رَحۡمَتُ ٱللَّهِ وَبَرَكَٰتُهُۥ عَلَيۡكُمۡ أَهۡلَ ٱلۡبَيۡتِۚ إِنَّهُۥ حَمِيدٞ مَّجِيدٞ

Konuklar, kadına «Allah´ın isine mi sasıyorsun? Ey hane halkı, Allah´ın rahmeti ve bereketi uzerinizdedir. Hic kuskusuz O, ovguye ve yuceltilmeye layıktır» dediler
Surah Hud, Verse 73


فَلَمَّا ذَهَبَ عَنۡ إِبۡرَٰهِيمَ ٱلرَّوۡعُ وَجَآءَتۡهُ ٱلۡبُشۡرَىٰ يُجَٰدِلُنَا فِي قَوۡمِ لُوطٍ

Ibrahim´in korkusu gecip de mujdeli haberi alınca, Lut´un soydasları hakkında elcilerimiz ile tartısmaya giristi
Surah Hud, Verse 74


إِنَّ إِبۡرَٰهِيمَ لَحَلِيمٌ أَوَّـٰهٞ مُّنِيبٞ

Ibrahim, gercekten hosgorulu, yumusak kalpli ve kendini Allah´a adamıs bir kimse idi
Surah Hud, Verse 75


يَـٰٓإِبۡرَٰهِيمُ أَعۡرِضۡ عَنۡ هَٰذَآۖ إِنَّهُۥ قَدۡ جَآءَ أَمۡرُ رَبِّكَۖ وَإِنَّهُمۡ ءَاتِيهِمۡ عَذَابٌ غَيۡرُ مَرۡدُودٖ

Konuk melekler ona dediler ki; «Ey Ibrahim, bu isten vazgec; cunku Rabbinin emri gelmistir. Onların baslarına geri cevrilmesi mumkun olmayan bir azap gelecektir.»
Surah Hud, Verse 76


وَلَمَّا جَآءَتۡ رُسُلُنَا لُوطٗا سِيٓءَ بِهِمۡ وَضَاقَ بِهِمۡ ذَرۡعٗا وَقَالَ هَٰذَا يَوۡمٌ عَصِيبٞ

Elcilerimiz Lut´un yanına vardıklarında kaygıya kapıldı, canı sıkıldı ve «bugun, zor bir gundur» dedi
Surah Hud, Verse 77


وَجَآءَهُۥ قَوۡمُهُۥ يُهۡرَعُونَ إِلَيۡهِ وَمِن قَبۡلُ كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ هَـٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِي هُنَّ أَطۡهَرُ لَكُمۡۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخۡزُونِ فِي ضَيۡفِيٓۖ أَلَيۡسَ مِنكُمۡ رَجُلٞ رَّشِيدٞ

Soydasları apar topar evine kostular. Daha once pis isler yapıyorlar, igrenc iliskilerde bulunuyorlardı. Lut onlara dedi ki; «Soydaslarım, iste kızlarım, onlarla eslesmek sizin icin daha temiz bir istir. Allah´dan korkun da beni konuklarım onunde rezil etmeyin. Icinizde aklı basında biri yok mu?»
Surah Hud, Verse 78


قَالُواْ لَقَدۡ عَلِمۡتَ مَا لَنَا فِي بَنَاتِكَ مِنۡ حَقّٖ وَإِنَّكَ لَتَعۡلَمُ مَا نُرِيدُ

Soydasları «Biliyorsun ki, bizim kızlarınla bir isimiz, onlara yonelik bir amacımız yok. Sen bizim ne istedigimizi iyi bilirsin» dediler
Surah Hud, Verse 79


قَالَ لَوۡ أَنَّ لِي بِكُمۡ قُوَّةً أَوۡ ءَاوِيٓ إِلَىٰ رُكۡنٖ شَدِيدٖ

Lut, melek konuklarına donerek dedi ki, «Keski siz bana dayanak olacak gucte olsaydınız, ya da himayelerine sıgınabilecegim gozupek adamlarım olsaydı!»
Surah Hud, Verse 80


قَالُواْ يَٰلُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَن يَصِلُوٓاْ إِلَيۡكَۖ فَأَسۡرِ بِأَهۡلِكَ بِقِطۡعٖ مِّنَ ٱلَّيۡلِ وَلَا يَلۡتَفِتۡ مِنكُمۡ أَحَدٌ إِلَّا ٱمۡرَأَتَكَۖ إِنَّهُۥ مُصِيبُهَا مَآ أَصَابَهُمۡۚ إِنَّ مَوۡعِدَهُمُ ٱلصُّبۡحُۚ أَلَيۡسَ ٱلصُّبۡحُ بِقَرِيبٖ

Konukları dediler ki; «Ey Lut, biz Rabbinin elcileriyiz; onlar sana ilisemeyecekler. Geceleyin bir ara aileni yanına alarak yola cık, hicbiriniz geride kalmasın. Yalnız esini yanına alma. Cunku soydaslarının basına ne gelecekse onun da basına gelecektir. Vadeleri tanyeri agarınca dolacaktır. Tanyerinin agarması yakın degil mi?»
Surah Hud, Verse 81


فَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا جَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهَا حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٖ مَّنضُودٖ

Azaba iliskin emrimiz geldiginde orayı altust ettik, oranın halkı uzerine, saganak halinde balcıkla kaplanmıs taslar yagdırdık
Surah Hud, Verse 82


مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَۖ وَمَا هِيَ مِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ بِبَعِيدٖ

Bunlar Rabbinin katında dokulup damgalanmıs taslardı. Bu tur bir azap, zalimlerin uzagında degildir
Surah Hud, Verse 83


۞وَإِلَىٰ مَدۡيَنَ أَخَاهُمۡ شُعَيۡبٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ وَلَا تَنقُصُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَۖ إِنِّيٓ أَرَىٰكُم بِخَيۡرٖ وَإِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٖ مُّحِيطٖ

Medyenogulları´na da kardesleri Suayb´ı peygamber olarak gonderdik. Suayb dedi ki; «Ey soydaslarım, sadece Allah´a kulluk sununuz, O´ndan baska ilahınız yoktur. Birsey olcer ya da tartarken eksik olcup tartmayınız. Bolluk icinde oldugunuzu goruyorum, ama sizin hesabınıza kıyamet gununun genis kapsamlı azabından korkuyorum.»
Surah Hud, Verse 84


وَيَٰقَوۡمِ أَوۡفُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَ بِٱلۡقِسۡطِۖ وَلَا تَبۡخَسُواْ ٱلنَّاسَ أَشۡيَآءَهُمۡ وَلَا تَعۡثَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُفۡسِدِينَ

«Ey soydaslarım, bir sey olcer ya da tartarken adalete uyarak olcuyu ve tartıyı tam tutunuz. Halkın mallarına dusuk deger bicmeyiniz. Yeryuzunde kargasa cıkarıp dirligi bozmayınız
Surah Hud, Verse 85


بَقِيَّتُ ٱللَّهِ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَۚ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِحَفِيظٖ

Eger mu´min kimseler iseniz, Allah´ın size bıraktıgı pay, hakkınızda daha hayırlıdır. Ben sizi gozetlemekle, korumakla gorevli degilim.»
Surah Hud, Verse 86


قَالُواْ يَٰشُعَيۡبُ أَصَلَوٰتُكَ تَأۡمُرُكَ أَن نَّتۡرُكَ مَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُنَآ أَوۡ أَن نَّفۡعَلَ فِيٓ أَمۡوَٰلِنَا مَا نَشَـٰٓؤُاْۖ إِنَّكَ لَأَنتَ ٱلۡحَلِيمُ ٱلرَّشِيدُ

Soydasları dedi ki; «Ey Suayb, atalarımızın taptıkları ilahlara tapmayı bırakmamızı ve mallarımız konusunda diledigimiz tasarrufları yapmaktan kacınmamızı emreden, empoze eden faktor, su kıldıgın namaz mıdır? Aslında sen yumusak huylu, uslu ve aklı basında bir adamsın.»
Surah Hud, Verse 87


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كُنتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَرَزَقَنِي مِنۡهُ رِزۡقًا حَسَنٗاۚ وَمَآ أُرِيدُ أَنۡ أُخَالِفَكُمۡ إِلَىٰ مَآ أَنۡهَىٰكُمۡ عَنۡهُۚ إِنۡ أُرِيدُ إِلَّا ٱلۡإِصۡلَٰحَ مَا ٱسۡتَطَعۡتُۚ وَمَا تَوۡفِيقِيٓ إِلَّا بِٱللَّهِۚ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُ وَإِلَيۡهِ أُنِيبُ

Suayb dedi ki; «Soydaslarım, baksanıza, ya ben Rabbimden gelen acık bir belgeye dayanıyorsam ve O bana kendi rahmetinin sonucu olarak temiz bir gecim kaynagı vermis ise? Yasakladıgım hareketleri kendim yaparak size ters dusmek istemiyorum. Tek istegim, gucumun yettigi oranda bozuklukları duzeltmektir. Basarım Allah´ın yardımına baglıdır. Yalnız O´na dayanıyor ve sadece O´na yoneliyorum.»
Surah Hud, Verse 88


وَيَٰقَوۡمِ لَا يَجۡرِمَنَّكُمۡ شِقَاقِيٓ أَن يُصِيبَكُم مِّثۡلُ مَآ أَصَابَ قَوۡمَ نُوحٍ أَوۡ قَوۡمَ هُودٍ أَوۡ قَوۡمَ صَٰلِحٖۚ وَمَا قَوۡمُ لُوطٖ مِّنكُم بِبَعِيدٖ

Soydaslarım, icinizdeki bana ters dusme, zıt cıkma tutkusu, Nuh´un, Hud´un ya da Salih´in soydaslarının basına gelen felaketler gibi bir felaketin sizin de basınıza gelmesine sakın yolacmasın. Ustelik Lut kavmi size pek uzak degil
Surah Hud, Verse 89


وَٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِۚ إِنَّ رَبِّي رَحِيمٞ وَدُودٞ

Soydaslarım, Rabbinizden af dileyiniz, sonra O´na yoneliniz. Hic suphesiz Rabbim kullarına karsı merhametlidir, sevecendir
Surah Hud, Verse 90


قَالُواْ يَٰشُعَيۡبُ مَا نَفۡقَهُ كَثِيرٗا مِّمَّا تَقُولُ وَإِنَّا لَنَرَىٰكَ فِينَا ضَعِيفٗاۖ وَلَوۡلَا رَهۡطُكَ لَرَجَمۡنَٰكَۖ وَمَآ أَنتَ عَلَيۡنَا بِعَزِيزٖ

Medyenogulları dediler ki; «Ey Suayb, soylediklerinin cogundan hicbir sey anlamıyoruz. Seni aramızda gucsuz goruyoruz. Eger asiretin olmasaydı, seni tasa tutarak oldururduk. Sen bizim gozumuzde saygın ve dokunulmaz bir kisi degilsin
Surah Hud, Verse 91


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَهۡطِيٓ أَعَزُّ عَلَيۡكُم مِّنَ ٱللَّهِ وَٱتَّخَذۡتُمُوهُ وَرَآءَكُمۡ ظِهۡرِيًّاۖ إِنَّ رَبِّي بِمَا تَعۡمَلُونَ مُحِيطٞ

Ey soydaslarım, asiretim sizin gozunuzde Allah´dan daha mı ustun, daha mı onemlidir ki, O´na sırt dondunuz, O´nu yabana attınız? Hic kuskusuz, yaptıgınız her hareket Rabbimin bilgisinin kapsamı icindedir
Surah Hud, Verse 92


وَيَٰقَوۡمِ ٱعۡمَلُواْ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمۡ إِنِّي عَٰمِلٞۖ سَوۡفَ تَعۡلَمُونَ مَن يَأۡتِيهِ عَذَابٞ يُخۡزِيهِ وَمَنۡ هُوَ كَٰذِبٞۖ وَٱرۡتَقِبُوٓاْ إِنِّي مَعَكُمۡ رَقِيبٞ

Soydaslarım, siz bildiginiz gibi hareket ediniz, ben de bildigim gibi hareket edeyim. Hangimizin perisan edici bir azaba ugrayacagını, hangimizin yalancı oldugunu yakında goreceksiniz. Bekleyiniz; ben de sizinle birlikte bekliyorum
Surah Hud, Verse 93


وَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا نَجَّيۡنَا شُعَيۡبٗا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ بِرَحۡمَةٖ مِّنَّا وَأَخَذَتِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلصَّيۡحَةُ فَأَصۡبَحُواْ فِي دِيَٰرِهِمۡ جَٰثِمِينَ

Azaba iliskin emrimiz geldiginde Suayb ile beraberindeki mu´minleri, rahmetimizin sonucu olarak kurtardık. O zalimler muthis bir gurultuye tutuldular da evlerinde, oldukları yerde yıgılıp kalıverdiler
Surah Hud, Verse 94


كَأَن لَّمۡ يَغۡنَوۡاْ فِيهَآۗ أَلَا بُعۡدٗا لِّمَدۡيَنَ كَمَا بَعِدَتۡ ثَمُودُ

Sanki az once o evlerde yasayanlar onlar degildi. Hey, Semudogulları nasıl kahroldularsa, Medyenogulları da oyle kahrolsunlar
Surah Hud, Verse 95


وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ

Musa´yı da ayetlerimizle ve somut mucizeler ile peygamber olarak gonderdik
Surah Hud, Verse 96


إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ فَٱتَّبَعُوٓاْ أَمۡرَ فِرۡعَوۡنَۖ وَمَآ أَمۡرُ فِرۡعَوۡنَ بِرَشِيدٖ

Onu Firavun´a ve yandaslarına gonderdik. Yandasları Firavun´un emrine uydular. Oysa Firavun´un emri dogruya iletici degildir
Surah Hud, Verse 97


يَقۡدُمُ قَوۡمَهُۥ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَأَوۡرَدَهُمُ ٱلنَّارَۖ وَبِئۡسَ ٱلۡوِرۡدُ ٱلۡمَوۡرُودُ

Kıyamet gunu, Firavun soydaslarının onune duserek onları cehenneme goturdu. Vardıkları yer ne fena bir yerdir
Surah Hud, Verse 98


وَأُتۡبِعُواْ فِي هَٰذِهِۦ لَعۡنَةٗ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۚ بِئۡسَ ٱلرِّفۡدُ ٱلۡمَرۡفُودُ

Carpıldıkları azaba ek olarak hem dunyada hem de ahirette lanete ugramıslardır. Paylarına dusen bu armagan ne fena bir armagandır
Surah Hud, Verse 99


ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡقُرَىٰ نَقُصُّهُۥ عَلَيۡكَۖ مِنۡهَا قَآئِمٞ وَحَصِيدٞ

Ya Muhammed, sana anlattıgımız bu olaylar, bu sehirlerin hikayeleridir. Bu sehirlerin kimisi hala duruyor, kimisi de bicilmis ekin tarlasına donusmustur
Surah Hud, Verse 100


وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن ظَلَمُوٓاْ أَنفُسَهُمۡۖ فَمَآ أَغۡنَتۡ عَنۡهُمۡ ءَالِهَتُهُمُ ٱلَّتِي يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٖ لَّمَّا جَآءَ أَمۡرُ رَبِّكَۖ وَمَا زَادُوهُمۡ غَيۡرَ تَتۡبِيبٖ

O sehirlerin halklarına biz zulmetmedik, tersine onlar kendilerine zalimlik ettiler. Allah´ın azaba iliskin emri geldiginde Allah dısında imdada cagırdıkları duzmece ilahları, hicbir dertlerine deva olmadılar, yıkımlarını arttırmaktan baska hicbir islerine yaramadılar
Surah Hud, Verse 101


وَكَذَٰلِكَ أَخۡذُ رَبِّكَ إِذَآ أَخَذَ ٱلۡقُرَىٰ وَهِيَ ظَٰلِمَةٌۚ إِنَّ أَخۡذَهُۥٓ أَلِيمٞ شَدِيدٌ

Iste Rabbin, zalim halkların sehirlerinin yakasından tutunca boyle tutar. Hic kuskusuz O´nun yakaya yapısması pek sert ve acıklıdır
Surah Hud, Verse 102


إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّمَنۡ خَافَ عَذَابَ ٱلۡأٓخِرَةِۚ ذَٰلِكَ يَوۡمٞ مَّجۡمُوعٞ لَّهُ ٱلنَّاسُ وَذَٰلِكَ يَوۡمٞ مَّشۡهُودٞ

Ahiret azabından korkanlar icin bu olaylardan cıkarılacak dersler vardır. O gun tum insanların toplantı gunudur, herkes o gunun canlı tanıgı olacaktır
Surah Hud, Verse 103


وَمَا نُؤَخِّرُهُۥٓ إِلَّا لِأَجَلٖ مَّعۡدُودٖ

Biz o gunu, sadece sayılı gunlerin sonuna kadar erteliyoruz
Surah Hud, Verse 104


يَوۡمَ يَأۡتِ لَا تَكَلَّمُ نَفۡسٌ إِلَّا بِإِذۡنِهِۦۚ فَمِنۡهُمۡ شَقِيّٞ وَسَعِيدٞ

O gun geldiginde Allah´ın izni olmadıkca hic kimse konusamaz. O gun kimi insanlar mutlu, kimisi ise bedbahttır
Surah Hud, Verse 105


فَأَمَّا ٱلَّذِينَ شَقُواْ فَفِي ٱلنَّارِ لَهُمۡ فِيهَا زَفِيرٞ وَشَهِيقٌ

Bedbahtların varacakları yer cehennem atesidir. Onların orada ahlandıkları, vahlandıkları, hırıltılı seslerle inledikleri duyulur
Surah Hud, Verse 106


خَٰلِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلۡأَرۡضُ إِلَّا مَا شَآءَ رَبُّكَۚ إِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ

Gokler ile yer durdukca, Rabbinin dilegi uyarınca cehennemlikler orada surekli kalacaklardır. Hic kuskusuz Rabbin neyi isterse onu yapar
Surah Hud, Verse 107


۞وَأَمَّا ٱلَّذِينَ سُعِدُواْ فَفِي ٱلۡجَنَّةِ خَٰلِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلۡأَرۡضُ إِلَّا مَا شَآءَ رَبُّكَۖ عَطَآءً غَيۡرَ مَجۡذُوذٖ

Mutluların varacakları yer ise cennettir. Gokler ile yer durdukca Rabbinin dilegi uyarınca cennetlikler kesintisiz bir bagıs olarak orada surekli kalacaklardır
Surah Hud, Verse 108


فَلَا تَكُ فِي مِرۡيَةٖ مِّمَّا يَعۡبُدُ هَـٰٓؤُلَآءِۚ مَا يَعۡبُدُونَ إِلَّا كَمَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُهُم مِّن قَبۡلُۚ وَإِنَّا لَمُوَفُّوهُمۡ نَصِيبَهُمۡ غَيۡرَ مَنقُوصٖ

Ey Muhammed, su musriklerin taptıkları ilahların duzmece oldukları konusunda sakın kuskun olmasın. Onlar vaktiyle atalarının yaptıkları gibi asılsız ilahlara tapıyorlar. Onlara hakettikleri karsılıgı eksiksiz olarak verecegiz
Surah Hud, Verse 109


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ فَٱخۡتُلِفَ فِيهِۚ وَلَوۡلَا كَلِمَةٞ سَبَقَتۡ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيۡنَهُمۡۚ وَإِنَّهُمۡ لَفِي شَكّٖ مِّنۡهُ مُرِيبٖ

Musa´ya kitap verdik, fakat bu kitap (Tevrat) hakkında insanlar gorus ayrılıgına dustuler. Eger Rabbinin daha once verilmis kesin hukmu olmasaydı, o anlasmazlıga dusenler hakkında coktan hukum verilirdi. Onlar Tevrat konusunda koyu bir kusku icindedirler
Surah Hud, Verse 110


وَإِنَّ كُلّٗا لَّمَّا لَيُوَفِّيَنَّهُمۡ رَبُّكَ أَعۡمَٰلَهُمۡۚ إِنَّهُۥ بِمَا يَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ

Kusku yok ki, Rabbin onların tumune davranıslarının karsılıgını tam olarak verecektir. Hic suphesiz, O, onların neler yaptıklarından haberdardır
Surah Hud, Verse 111


فَٱسۡتَقِمۡ كَمَآ أُمِرۡتَ وَمَن تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطۡغَوۡاْۚ إِنَّهُۥ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ

Ey Muhammed, sana emredildigi gibi dosdogru ol; yanındaki eski sapıklıklarından tevbe edenler de oyle olsunlar. Sakın olculeri asmayınız. Hic kuskusuz Allah butun yaptıklarınızı gorur
Surah Hud, Verse 112


وَلَا تَرۡكَنُوٓاْ إِلَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ ٱلنَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِنۡ أَوۡلِيَآءَ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ

Sakın zalimlere egilim, yakınlık gostermeyiniz. Yoksa cehennem atesi yakalar sizi; Allah´dan baska bir dostunuz, bir dayanagınız yoktur. O zaman O´nun yardımını goremezsiniz
Surah Hud, Verse 113


وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ طَرَفَيِ ٱلنَّهَارِ وَزُلَفٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِۚ إِنَّ ٱلۡحَسَنَٰتِ يُذۡهِبۡنَ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ ذَٰلِكَ ذِكۡرَىٰ لِلذَّـٰكِرِينَ

Gunduzun iki ucunda ve gecenin ilk saatlerinde namaz kıl ; iyi ameller kotulukleri giderirler. Bu hatırlatmalar ogut alacak yetenekte olanlar icin birer oguttur
Surah Hud, Verse 114


وَٱصۡبِرۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Musriklerin sana cektirdikleri sıkıntılara karsı sabret; cunku Allah, iyi davranısları odulsuz bırakmaz
Surah Hud, Verse 115


فَلَوۡلَا كَانَ مِنَ ٱلۡقُرُونِ مِن قَبۡلِكُمۡ أُوْلُواْ بَقِيَّةٖ يَنۡهَوۡنَ عَنِ ٱلۡفَسَادِ فِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّنۡ أَنجَيۡنَا مِنۡهُمۡۗ وَٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مَآ أُتۡرِفُواْ فِيهِ وَكَانُواْ مُجۡرِمِينَ

Sizden onceki kusaklardan, yeryuzunde bozgunculuktan sakındıran birtakım akıllı ve erdemli kimseler cıksaydı ya! Sadece toplu felaketlerden kurtardıgımız az sayıda kimse bu gorevi yerine getirdi. Zalimler ise kendilerini sımartan ihtiraslarına kapılarak agır suclara daldılar
Surah Hud, Verse 116


وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهۡلِكَ ٱلۡقُرَىٰ بِظُلۡمٖ وَأَهۡلُهَا مُصۡلِحُونَ

Sozkonusu sehirlerin halkları dogru yoldayken, Rabbin oraları haksızlıkla helak etmis degildir
Surah Hud, Verse 117


وَلَوۡ شَآءَ رَبُّكَ لَجَعَلَ ٱلنَّاسَ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗۖ وَلَا يَزَالُونَ مُخۡتَلِفِينَ

Eger Rabbin dileseydi, tum insanları tek bir ummet yapardı. Oysa insanlar surekli gorus ve inanc ayrılıgı icindedirler
Surah Hud, Verse 118


إِلَّا مَن رَّحِمَ رَبُّكَۚ وَلِذَٰلِكَ خَلَقَهُمۡۗ وَتَمَّتۡ كَلِمَةُ رَبِّكَ لَأَمۡلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ ٱلۡجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ أَجۡمَعِينَ

Yalnız Rabbinin merhametine mazhar olabilenler dogru yolda gorus ve inanc birligi saglayabiliyorlar. Zaten Allah insanları bunun icin yarattı. Rabbinin «cehennemi, mutlaka insanlarla ve cinlerle dolduracagım» seklindeki sozu coktan kesinlesti
Surah Hud, Verse 119


وَكُلّٗا نَّقُصُّ عَلَيۡكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلرُّسُلِ مَا نُثَبِّتُ بِهِۦ فُؤَادَكَۚ وَجَآءَكَ فِي هَٰذِهِ ٱلۡحَقُّ وَمَوۡعِظَةٞ وَذِكۡرَىٰ لِلۡمُؤۡمِنِينَ

Sana anlattıgımız, onceki peygamberlerin hayatına iliskin her olay, gonlunu ferahlatmayı ve azmini pekistirmeyi amaclıyor. Bu hikayeler sana gercegi ilettikleri gibi mu´minler icin de ogut ve hatırlatma niteligindedirler
Surah Hud, Verse 120


وَقُل لِّلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ ٱعۡمَلُواْ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمۡ إِنَّا عَٰمِلُونَ

Inanmayanlara de ki; ´Siz bildiginiz gibi hareket ediniz, biz de bildigimiz gibi hareket edelim. ´
Surah Hud, Verse 121


وَٱنتَظِرُوٓاْ إِنَّا مُنتَظِرُونَ

Bekleyiniz bakalım, biz de bekliyoruz
Surah Hud, Verse 122


وَلِلَّهِ غَيۡبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَإِلَيۡهِ يُرۡجَعُ ٱلۡأَمۡرُ كُلُّهُۥ فَٱعۡبُدۡهُ وَتَوَكَّلۡ عَلَيۡهِۚ وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

Goklere ve yere iliskin bilinmezliklerin (gaybın) bilgisi Allah´ın tekelindedir. Her isin kesin cozum mercii O´dur. Oyleyse sırf O´na kulluk sun, yalnız O´na dayan; Rabbın onların neler yaptıklarından habersiz degildir
Surah Hud, Verse 123


Author: Fizilal Il Kuran


<< Surah 10
>> Surah 12

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai