UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Hud - Turkish Translation by Suat Yildirim


الٓرۚ كِتَٰبٌ أُحۡكِمَتۡ ءَايَٰتُهُۥ ثُمَّ فُصِّلَتۡ مِن لَّدُنۡ حَكِيمٍ خَبِيرٍ

Elif, Lam, Ra. Bu oyle bir kitaptır ki ayetleri en kesin delillerle desteklenmis, sonra da guzelce acıklanmıs, tam hukum ve hikmet sahibi, her seyden haberdar olan (hakim ve habir) tarafından gonderilmistir
Surah Hud, Verse 1


أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّا ٱللَّهَۚ إِنَّنِي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ وَبَشِيرٞ

Bundan maksat, Allah'tan baskasına ibadet etmemenizdir.Gercek su ki: Ben sizi cennetle mujdelemek ve cehennemle uyarmak icin O’nun tarafından gonderilmis bulunuyorum
Surah Hud, Verse 2


وَأَنِ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِ يُمَتِّعۡكُم مَّتَٰعًا حَسَنًا إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗى وَيُؤۡتِ كُلَّ ذِي فَضۡلٖ فَضۡلَهُۥۖ وَإِن تَوَلَّوۡاْ فَإِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٖ كَبِيرٍ

Bir maksat da sudur: Rabbinizden magfiret dileyin. Sonra O'na tovbe edin!O’na donun ki belirlenmis bir omur suresinin sonuna kadar sizi nimetleriyle yasatsın ve faziletli bir hayat surenlere, lutuf ve fazlından mukafatlarını versin.Fakat imandan yuz cevirirseniz sizin tepenize inecek o muthis gunun azabından korkarım
Surah Hud, Verse 3


إِلَى ٱللَّهِ مَرۡجِعُكُمۡۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ

Zaten hepinizin toptan donecegi yer, O'nun huzurudur. O, istedigi her seyi yapmaya kadirdir
Surah Hud, Verse 4


أَلَآ إِنَّهُمۡ يَثۡنُونَ صُدُورَهُمۡ لِيَسۡتَخۡفُواْ مِنۡهُۚ أَلَا حِينَ يَسۡتَغۡشُونَ ثِيَابَهُمۡ يَعۡلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعۡلِنُونَۚ إِنَّهُۥ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ

Dikkat edin, isin farkına varın: O kafirler, egilip bukulerek haktan yan cizer, boylece Peygamberden gizlenmek isterler.(Aslında Allah'tan kacıp saklanmak isterler, ama nasıl saklanabilirler ki!)Onlar ortulerine burundukleri zaman dahi Allah onların iclerinde gizlediklerini de, acıga vurduklarını da pek iyi bilir.Cunku O butun sinelerin kokunu, kunhunu dahi bilir
Surah Hud, Verse 5


۞وَمَا مِن دَآبَّةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِ رِزۡقُهَا وَيَعۡلَمُ مُسۡتَقَرَّهَا وَمُسۡتَوۡدَعَهَاۚ كُلّٞ فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٖ

Yeryuzunde kımıldayan hicbir canlı yoktur ki onun rızkı Allah'a ait olmasın.Allah her canlının hayatını gecirdigi yeri de, olecegi yeri de bilir. Butun bunlar apacık bir kitaptadır.[2,44; 29,17; 6,59]{KM, Mezmurlar}
Surah Hud, Verse 6


وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ وَكَانَ عَرۡشُهُۥ عَلَى ٱلۡمَآءِ لِيَبۡلُوَكُمۡ أَيُّكُمۡ أَحۡسَنُ عَمَلٗاۗ وَلَئِن قُلۡتَ إِنَّكُم مَّبۡعُوثُونَ مِنۢ بَعۡدِ ٱلۡمَوۡتِ لَيَقُولَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ مُّبِينٞ

Hem O'dur ki gokleri ve yeri altı gunde yarattı. Bundan once ise Ars’ı su ustunde idi.Bu kainatı yaratması sizden hanginizin daha guzel is yapacagını ortaya koymak icindir. Boyle iken sen onlara “oldukten sonra elbette dirileceksiniz.” dersen, o kafirler bunu haber veren Kur’an’ı kasdederek “Bu, aldatıcı olma yonunden, besbelli bir buyuden baska bir sey degil!” derler. [23,115-116;]
Surah Hud, Verse 7


وَلَئِنۡ أَخَّرۡنَا عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابَ إِلَىٰٓ أُمَّةٖ مَّعۡدُودَةٖ لَّيَقُولُنَّ مَا يَحۡبِسُهُۥٓۗ أَلَا يَوۡمَ يَأۡتِيهِمۡ لَيۡسَ مَصۡرُوفًا عَنۡهُمۡ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ

Sayet Biz kendilerine azap gondermeyi belirli bir zamana kadar ertelersek: “Bu azabı alıkoyan sebep nedir?” derler.Iyi bilin ki o azap baslarına geldigi gun, artık onlardan geriye cevrilmez ve alaya aldıkları o azap, kendilerini cepecevre kusatmıs olur.”
Surah Hud, Verse 8


وَلَئِنۡ أَذَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِنَّا رَحۡمَةٗ ثُمَّ نَزَعۡنَٰهَا مِنۡهُ إِنَّهُۥ لَيَـُٔوسٞ كَفُورٞ

Eger insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra o nimeti geri alırsak o, son derece umitsiz, son derece nankor olur
Surah Hud, Verse 9


وَلَئِنۡ أَذَقۡنَٰهُ نَعۡمَآءَ بَعۡدَ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُ لَيَقُولَنَّ ذَهَبَ ٱلسَّيِّـَٔاتُ عَنِّيٓۚ إِنَّهُۥ لَفَرِحٞ فَخُورٌ

Fakat basına gelen bir dertten sonra kendisine bir nimet tattırırsak: “Artık butun dertler ve belalar bir daha gelmemek uzere bitti gitti!” der, sevinir, ovunur durur
Surah Hud, Verse 10


إِلَّا ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَأَجۡرٞ كَبِيرٞ

Ancak her iki halde de sabredip makbul ve guzel isler yapanlar baska! Iste onlar icin pek genis bir magfiret ve pek buyuk bir mukafat vardır
Surah Hud, Verse 11


فَلَعَلَّكَ تَارِكُۢ بَعۡضَ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيۡكَ وَضَآئِقُۢ بِهِۦ صَدۡرُكَ أَن يَقُولُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ كَنزٌ أَوۡ جَآءَ مَعَهُۥ مَلَكٌۚ إِنَّمَآ أَنتَ نَذِيرٞۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ وَكِيلٌ

Imdi, senin de muhatap oldugun imtihan icabı ey Resulum, o musriklerin: “Ona bir hazine indirilse ya!” veya “beraberinde bir melek gelse ya!” demelerinden oturu, belki de gogsun daralarak sana vahyolunanın bir kısmını terk edecek olursun.Fakat sen boyle yapmazsın ve yapma! Zira sen sadece uyaran bir elcisin. Butun isleri duzenleyen, herkese layık oldugu neticeyi verecek olan ise Allah Tealadır
Surah Hud, Verse 12


أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰهُۖ قُلۡ فَأۡتُواْ بِعَشۡرِ سُوَرٖ مِّثۡلِهِۦ مُفۡتَرَيَٰتٖ وَٱدۡعُواْ مَنِ ٱسۡتَطَعۡتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ

Yoksa “Kur'an’ı kendisi uydurmus.” mu diyorlar.De ki: “Iddianızda tutarlı iseniz, haydi belagatte onunkine benzer on sure getirin, isterse kendi uydurmanız olsun ve Allah’tan baska cagırabileceginiz herkesi de yardımınıza cagırın
Surah Hud, Verse 13


فَإِلَّمۡ يَسۡتَجِيبُواْ لَكُمۡ فَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّمَآ أُنزِلَ بِعِلۡمِ ٱللَّهِ وَأَن لَّآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ فَهَلۡ أَنتُم مُّسۡلِمُونَ

Eger bu davetinizi kabul etmezlerse, bilin ki o ancak Allah'ın ilmiyle indirilmistir ve O’ndan baska ilah yoktur. Nasıl, artık hakka teslim olup Musluman oluyorsunuz degil mi
Surah Hud, Verse 14


مَن كَانَ يُرِيدُ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا وَزِينَتَهَا نُوَفِّ إِلَيۡهِمۡ أَعۡمَٰلَهُمۡ فِيهَا وَهُمۡ فِيهَا لَا يُبۡخَسُونَ

Kim dunya hayatını ve dunyanın zinet ve satafatını isterse, Biz orada onların islerinin karsılıgını kendilerine tam tamına oderiz ve onlara dunyada asla haksızlık yapılmaz
Surah Hud, Verse 15


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ لَيۡسَ لَهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ إِلَّا ٱلنَّارُۖ وَحَبِطَ مَا صَنَعُواْ فِيهَا وَبَٰطِلٞ مَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Fakat onlara ahirette atesten baska bir sey yoktur.Onların dunyada yaptıkları butun isler hatta iyilikler bile heder olmustur, butun yaptıkları bosa gitmistir
Surah Hud, Verse 16


أَفَمَن كَانَ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّهِۦ وَيَتۡلُوهُ شَاهِدٞ مِّنۡهُ وَمِن قَبۡلِهِۦ كِتَٰبُ مُوسَىٰٓ إِمَامٗا وَرَحۡمَةًۚ أُوْلَـٰٓئِكَ يُؤۡمِنُونَ بِهِۦۚ وَمَن يَكۡفُرۡ بِهِۦ مِنَ ٱلۡأَحۡزَابِ فَٱلنَّارُ مَوۡعِدُهُۥۚ فَلَا تَكُ فِي مِرۡيَةٖ مِّنۡهُۚ إِنَّهُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤۡمِنُونَ

Rabbi tarafından gonderilen kesin delile (Kur'an’a) dayanan,pesinden de o delili destekleyen (diger mucizelerden sahitleri) bulunan, daha once de rehber ve rahmet olarak gonderilmis Musa’nın kitabı ile tasdik edilen kimse, yalnız dunya hayatını arzu eden gibi olur mu? Iste bu kesin delile dayananlar Kur’an’a iman ederler. Hangi zumre de onu reddederse bilsin ki varacagı yer atestir. Bunda hic suphen olmasın.Cunku o Rabbinden gelen hakikatin ta kendisidir; fakat insanların cogu buna iman etmezler.
Surah Hud, Verse 17


وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًاۚ أُوْلَـٰٓئِكَ يُعۡرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمۡ وَيَقُولُ ٱلۡأَشۡهَٰدُ هَـٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ كَذَبُواْ عَلَىٰ رَبِّهِمۡۚ أَلَا لَعۡنَةُ ٱللَّهِ عَلَى ٱلظَّـٰلِمِينَ

Uydurdugu bir yalanı Allah'a isnad edenden daha zalim kim olabilir?Onlar Rab’lerinin huzuruna getirilecek ve sahitler de: “Iste Rab’leri hakkında yalan uyduranlar! Iyi biliniz ki Allah’ın laneti zalimlerin uzerinedir.” diyeceklerdir
Surah Hud, Verse 18


ٱلَّذِينَ يَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ وَيَبۡغُونَهَا عِوَجٗا وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ كَٰفِرُونَ

O zalimler ki insanları Allah yolundan cevirirler ve onu egri gostermek isterler. Ahireti de inkar ederler
Surah Hud, Verse 19


أُوْلَـٰٓئِكَ لَمۡ يَكُونُواْ مُعۡجِزِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا كَانَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِنۡ أَوۡلِيَآءَۘ يُضَٰعَفُ لَهُمُ ٱلۡعَذَابُۚ مَا كَانُواْ يَسۡتَطِيعُونَ ٱلسَّمۡعَ وَمَا كَانُواْ يُبۡصِرُونَ

Allah onları azaba ugratmak isterse, onlar dunyadan kacıp Allah'ın hukmunden kurtulamazlar. Allah’tan baska kendilerini koruyacak hamiler de bulamazlar. Onların azabı kat kat olur.Cunku hakkı isitmeye tahammul edemiyorlardı. Hem de gercegi gormuyorlardı
Surah Hud, Verse 20


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ

Iste bunlar kendilerini buyuk ziyana ugratmıslar ve uydurdukları tanrılar da, ortalıkta gorunmez olmuslardır. [
Surah Hud, Verse 21


لَا جَرَمَ أَنَّهُمۡ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ هُمُ ٱلۡأَخۡسَرُونَ

Hic suphe yok ki ahirette en buyuk husrana ugrayanlar bunlardır
Surah Hud, Verse 22


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ وَأَخۡبَتُوٓاْ إِلَىٰ رَبِّهِمۡ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ

Fakat iman edip makbul ve guzel isler yapanlar ve mevlalarına gonulden baglanıp itaat edenler ise cennetliktir. Onlar orada ebedi kalacaklardır
Surah Hud, Verse 23


۞مَثَلُ ٱلۡفَرِيقَيۡنِ كَٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡأَصَمِّ وَٱلۡبَصِيرِ وَٱلسَّمِيعِۚ هَلۡ يَسۡتَوِيَانِ مَثَلًاۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Bu iki zumrenin durumu, tıpkı ama ve sagıra kıyasla, goren ve isiten kimsenin durumu gibidir. Bunların hali hic esit olur mu? Artık dusunup ibret almaz mısınız
Surah Hud, Verse 24


وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوۡمِهِۦٓ إِنِّي لَكُمۡ نَذِيرٞ مُّبِينٌ

Gercekten Biz vaktiyle, Nuh'u kendi halkına gonderdik, sunu ilan etsin diye:“Bilesiniz ki ben sizi acıkca uyarmaya geldim. Sakın Allah’tan baskasına ibadet etmeyin. Dogrusu, bu gidisle, ben sizin canınızı yakacak, gayet acı bir gunun azabına ugramanızdan endise ederim.” [7,59-64] {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 25


أَن لَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّا ٱللَّهَۖ إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ أَلِيمٖ

Gercekten Biz vaktiyle, Nuh'u kendi halkına gonderdik, sunu ilan etsin diye:“Bilesiniz ki ben sizi acıkca uyarmaya geldim. Sakın Allah’tan baskasına ibadet etmeyin. Dogrusu, bu gidisle, ben sizin canınızı yakacak, gayet acı bir gunun azabına ugramanızdan endise ederim.” [7,59-64] {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 26


فَقَالَ ٱلۡمَلَأُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن قَوۡمِهِۦ مَا نَرَىٰكَ إِلَّا بَشَرٗا مِّثۡلَنَا وَمَا نَرَىٰكَ ٱتَّبَعَكَ إِلَّا ٱلَّذِينَ هُمۡ أَرَاذِلُنَا بَادِيَ ٱلرَّأۡيِ وَمَا نَرَىٰ لَكُمۡ عَلَيۡنَا مِن فَضۡلِۭ بَلۡ نَظُنُّكُمۡ كَٰذِبِينَ

Buna karsı halkının ileri gelen kafirleri hep birden kalkıp: “Bize gore, sen sadece bizim gibi bir insansın, bizden farkın yoktur. Hem sonra senin pesinden gidenler toplumumuzun en dusuk kimseleri, bu da gozler onunde!Ayrıca sizin bize karsı bir meziyetiniz oldugunu da gormuyoruz. Bilakis sizin yalancı oldugunuzu dusunuyoruz” dediler
Surah Hud, Verse 27


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كُنتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَءَاتَىٰنِي رَحۡمَةٗ مِّنۡ عِندِهِۦ فَعُمِّيَتۡ عَلَيۡكُمۡ أَنُلۡزِمُكُمُوهَا وَأَنتُمۡ لَهَا كَٰرِهُونَ

Nuh soyle cevap verdi: “Ey benim halkım! Dusunun bir kere: Ya ben Rabbimden gelen cok asikar bir belgeye, kesin delile dayanıyorsam, ya O, bana tarafından bir nubuvvet vermis, bunlar size gizli kalmıs da siz gorememisseniz?Ne yapalım, istemediginiz o rahmete girmeye sizi zorlayabilir miyiz?”
Surah Hud, Verse 28


وَيَٰقَوۡمِ لَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مَالًاۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِۚ وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْۚ إِنَّهُم مُّلَٰقُواْ رَبِّهِمۡ وَلَٰكِنِّيٓ أَرَىٰكُمۡ قَوۡمٗا تَجۡهَلُونَ

“Hem ey halkım! Bu tebligimden oturu sizden maddi bir karsılık istiyor degilim.Benim mukafatımı verecek olan yalnız Allah Tealadır. Ben o iman edenleri kovacak da degilim. Elbette onlar Rab'lerine kavusacaklar (O da onları imanlarından dolayı odullendirecektir). Ama ben sizin cehalet icinde yuvarlanan bir toplum oldugunuzu goruyorum.”
Surah Hud, Verse 29


وَيَٰقَوۡمِ مَن يَنصُرُنِي مِنَ ٱللَّهِ إِن طَرَدتُّهُمۡۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

“Ey halkım! Ben onları kovacak olsam Allah indinde bu sorumluluktan beni kim kurtarabilir, Kim bana yardım edebilir? Artık bir dusunmez misiniz
Surah Hud, Verse 30


وَلَآ أَقُولُ لَكُمۡ عِندِي خَزَآئِنُ ٱللَّهِ وَلَآ أَعۡلَمُ ٱلۡغَيۡبَ وَلَآ أَقُولُ إِنِّي مَلَكٞ وَلَآ أَقُولُ لِلَّذِينَ تَزۡدَرِيٓ أَعۡيُنُكُمۡ لَن يُؤۡتِيَهُمُ ٱللَّهُ خَيۡرًاۖ ٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا فِيٓ أَنفُسِهِمۡ إِنِّيٓ إِذٗا لَّمِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Ben size: “Yok Allah'ın hazineleri benim elimdedir!” yok: “Ben gaybı bilirim!”yok: “Ben bir melegim!” demiyorum.Hor gordugunuz muminlere “Allah hicbir hayır, hicbir meziyet vermez!” de demem. Allah onların iclerinde olanı pek iyi bilir.Boyle bir sey yaptıgım takdirde ben elbette zalimlerden olurum.”
Surah Hud, Verse 31


قَالُواْ يَٰنُوحُ قَدۡ جَٰدَلۡتَنَا فَأَكۡثَرۡتَ جِدَٰلَنَا فَأۡتِنَا بِمَا تَعِدُنَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

“Ey Nuh! dediler. Bizimle mucadele ettin, bu mucadelende de hayli ileri gittin.Yeter artık, eger dogru soyleyenlerden isen haydi bizi tehdit edip durdugun o azabı getir de gorelim!”
Surah Hud, Verse 32


قَالَ إِنَّمَا يَأۡتِيكُم بِهِ ٱللَّهُ إِن شَآءَ وَمَآ أَنتُم بِمُعۡجِزِينَ

Nuh cevap verip dedi ki: “Onu, dilerse ancak Allah getirir ve O'nun elinden siz asla kacıp kurtulamazsınız.”
Surah Hud, Verse 33


وَلَا يَنفَعُكُمۡ نُصۡحِيٓ إِنۡ أَرَدتُّ أَنۡ أَنصَحَ لَكُمۡ إِن كَانَ ٱللَّهُ يُرِيدُ أَن يُغۡوِيَكُمۡۚ هُوَ رَبُّكُمۡ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ

Allah sizin helakinizi dilemisse, ben sizin iyiliginizi arzu etsem bile, size ogut verip iyiliginizi istemem size fayda etmez. Rabbiniz O'dur ve siz O’nun huzuruna goturuleceksiniz.”
Surah Hud, Verse 34


أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰهُۖ قُلۡ إِنِ ٱفۡتَرَيۡتُهُۥ فَعَلَيَّ إِجۡرَامِي وَأَنَا۠ بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُجۡرِمُونَ

Yoksa “Kur'an’ı, kendisi uydurdu!” mu diyorlar? De ki: “Eger uydurdumsa gunahı bana aittir. Ama ben de sizin islediginiz suclardan beriyim.”
Surah Hud, Verse 35


وَأُوحِيَ إِلَىٰ نُوحٍ أَنَّهُۥ لَن يُؤۡمِنَ مِن قَوۡمِكَ إِلَّا مَن قَدۡ ءَامَنَ فَلَا تَبۡتَئِسۡ بِمَا كَانُواْ يَفۡعَلُونَ

Nuh'a soyle vahyolundu ki: “Artık halkından, daha once iman etmis olanlar dısında, hic kimse iman etmeyecek.Oyleyse o kafirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de, Bizim gozetimimiz altında ve vahyimiz dogrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben’den hicbir ricada bulunma. Cunku onlar suda bogulacaklardır.”
Surah Hud, Verse 36


وَٱصۡنَعِ ٱلۡفُلۡكَ بِأَعۡيُنِنَا وَوَحۡيِنَا وَلَا تُخَٰطِبۡنِي فِي ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ إِنَّهُم مُّغۡرَقُونَ

Nuh'a soyle vahyolundu ki: “Artık halkından, daha once iman etmis olanlar dısında, hic kimse iman etmeyecek.Oyleyse o kafirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de, Bizim gozetimimiz altında ve vahyimiz dogrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben’den hicbir ricada bulunma. Cunku onlar suda bogulacaklardır.”
Surah Hud, Verse 37


وَيَصۡنَعُ ٱلۡفُلۡكَ وَكُلَّمَا مَرَّ عَلَيۡهِ مَلَأٞ مِّن قَوۡمِهِۦ سَخِرُواْ مِنۡهُۚ قَالَ إِن تَسۡخَرُواْ مِنَّا فَإِنَّا نَسۡخَرُ مِنكُمۡ كَمَا تَسۡخَرُونَ

Nuh gemiyi yapıyor, halkından ileri gelenler her ne zaman yanından gecseler onunla alay ediyorlardı.Nuh da: “Siz, dedi; simdi bizimle alay ediyorsanız, elbet bizim de sizinle alay edecegimiz bir gun gelir.”
Surah Hud, Verse 38


فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ مَن يَأۡتِيهِ عَذَابٞ يُخۡزِيهِ وَيَحِلُّ عَلَيۡهِ عَذَابٞ مُّقِيمٌ

“Artık rusvay edecek azabın kime gelip catacagını, ayrıca ahiretteki daimi azabın da kimin uzerine inecegini yakında gorup ogrenirsiniz.”
Surah Hud, Verse 39


حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَمۡرُنَا وَفَارَ ٱلتَّنُّورُ قُلۡنَا ٱحۡمِلۡ فِيهَا مِن كُلّٖ زَوۡجَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِ وَأَهۡلَكَ إِلَّا مَن سَبَقَ عَلَيۡهِ ٱلۡقَوۡلُ وَمَنۡ ءَامَنَۚ وَمَآ ءَامَنَ مَعَهُۥٓ إِلَّا قَلِيلٞ

Nihayet emrimiz gelip de tennur kaynadıgı zaman Nuh'a dedik ki:“Her hayvan turunden erkekli disili ikiser es ile haklarında helak hukmu verilmis olanları haric olmak uzere, aileni bir de iman edenleri gemiye al!” Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı. [3,7; 26,119-121; 54,11-14] {KM, Tekvin 7,13; I Pier}
Surah Hud, Verse 40


۞وَقَالَ ٱرۡكَبُواْ فِيهَا بِسۡمِ ٱللَّهِ مَجۡرٜىٰهَا وَمُرۡسَىٰهَآۚ إِنَّ رَبِّي لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ

Nuh dedi ki “Binin gemiye! Onun yuzup gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Gercekten Rabbim gafurdur, rahimdir” (affı, rahmet ve ihsanı pek boldur)
Surah Hud, Verse 41


وَهِيَ تَجۡرِي بِهِمۡ فِي مَوۡجٖ كَٱلۡجِبَالِ وَنَادَىٰ نُوحٌ ٱبۡنَهُۥ وَكَانَ فِي مَعۡزِلٖ يَٰبُنَيَّ ٱرۡكَب مَّعَنَا وَلَا تَكُن مَّعَ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Gemi onları daglar gibi dalgalar arasından gecirirken, Nuh biraz otede olan ogluna: “Evladım, gel sen de bizimle gemiye bin de kafirlerle beraber kalma!” diye seslendi
Surah Hud, Verse 42


قَالَ سَـَٔاوِيٓ إِلَىٰ جَبَلٖ يَعۡصِمُنِي مِنَ ٱلۡمَآءِۚ قَالَ لَا عَاصِمَ ٱلۡيَوۡمَ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِ إِلَّا مَن رَّحِمَۚ وَحَالَ بَيۡنَهُمَا ٱلۡمَوۡجُ فَكَانَ مِنَ ٱلۡمُغۡرَقِينَ

O: “Beni sudan koruyacak bir daga sıgınırım!” dedi. Nuh ise: “Bugun Allah'ın helak emrinden koruyacak hicbir kuvvet yoktur. Ancak O’nun merhamet ettigi kurtulur!” der demez, birden aralarına dalga girdi, ve oglu bogulanlardan oldu
Surah Hud, Verse 43


وَقِيلَ يَـٰٓأَرۡضُ ٱبۡلَعِي مَآءَكِ وَيَٰسَمَآءُ أَقۡلِعِي وَغِيضَ ٱلۡمَآءُ وَقُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ وَٱسۡتَوَتۡ عَلَى ٱلۡجُودِيِّۖ وَقِيلَ بُعۡدٗا لِّلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ

Kafirler bogulduktan sonra yerle goge: “Ey yer suyunu yut ve sen ey gok suyunu tut!” diye emir buyuruldu. Su cekildi, is bitirildi ve gemi Cudi uzerinde yerlesti ve “Kahrolsun o zalimler!” denildi. {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 44


وَنَادَىٰ نُوحٞ رَّبَّهُۥ فَقَالَ رَبِّ إِنَّ ٱبۡنِي مِنۡ أَهۡلِي وَإِنَّ وَعۡدَكَ ٱلۡحَقُّ وَأَنتَ أَحۡكَمُ ٱلۡحَٰكِمِينَ

Nuh Rabbine hitab edip: “Ya Rabbi, dedi, elbette bogulan oglum da ailemdendi, oz evladımdı. (Halbuki ben onları gemiye alırken Sen bana kurtulacaklarını, mujdelemistin). Senin vaadin elbette haktır ve Sen hakimlerin hakimisin!”
Surah Hud, Verse 45


قَالَ يَٰنُوحُ إِنَّهُۥ لَيۡسَ مِنۡ أَهۡلِكَۖ إِنَّهُۥ عَمَلٌ غَيۡرُ صَٰلِحٖۖ فَلَا تَسۡـَٔلۡنِ مَا لَيۡسَ لَكَ بِهِۦ عِلۡمٌۖ إِنِّيٓ أَعِظُكَ أَن تَكُونَ مِنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ

“Ey Nuh!” buyurdu Allah, “O senin ailenden degil. Cunku o, durust is yapan, temiz bir insan degildi.O halde, hakkında kesin bilgin olmayan bir seyi Benden isteme. Cahilce bir davranısta bulunmayasın diye sana ogut veriyorum.”
Surah Hud, Verse 46


قَالَ رَبِّ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِكَ أَنۡ أَسۡـَٔلَكَ مَا لَيۡسَ لِي بِهِۦ عِلۡمٞۖ وَإِلَّا تَغۡفِرۡ لِي وَتَرۡحَمۡنِيٓ أَكُن مِّنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ

“Ya Rabbi, dedi, hakkında kesin bilgim olmayan seyi istemekten Sana sıgınırım. Eger beni affetmez, bana merhamet etmezsen, her seyi kaybedenlerden olurum.”
Surah Hud, Verse 47


قِيلَ يَٰنُوحُ ٱهۡبِطۡ بِسَلَٰمٖ مِّنَّا وَبَرَكَٰتٍ عَلَيۡكَ وَعَلَىٰٓ أُمَمٖ مِّمَّن مَّعَكَۚ وَأُمَمٞ سَنُمَتِّعُهُمۡ ثُمَّ يَمَسُّهُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٞ

“Ey Nuh! denildi, sana ve beraberinde bulunan mumin topluluklara Bizim tarafımızdan bir selamet ve cok bereketlerle gemiden in!Gelecek nesiller icinde niceleri de olacak ki onları dunyada bir muddet yasatacagız, sonra da Biz den onlara gayet acı bir azap dokunacaktır.”
Surah Hud, Verse 48


تِلۡكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهَآ إِلَيۡكَۖ مَا كُنتَ تَعۡلَمُهَآ أَنتَ وَلَا قَوۡمُكَ مِن قَبۡلِ هَٰذَاۖ فَٱصۡبِرۡۖ إِنَّ ٱلۡعَٰقِبَةَ لِلۡمُتَّقِينَ

Iste bunlar gayb olan birtakım haberlerdir. Onları sana Biz vahyediyoruz.Halbuki bu vahiyden once onları ne sen, ne de milletin bilmezdiniz.Oyleyse onların red ve inkarlarına karsı sabret, disini sık ve suphen olmasın ki hayırlı akıbet muttakilerindir (Sonunda kazananlar, Allah'ı sayıp O’nun emirlerini cignemekten sakınanlar olacaktır). [3,]
Surah Hud, Verse 49


وَإِلَىٰ عَادٍ أَخَاهُمۡ هُودٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۖ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا مُفۡتَرُونَ

Ad kavmine de, kardesleri Hud'u peygamber olarak gonderdik.O da: “Ey benim halkım! Yalnız Allah’a ibadet edin, zaten sizin O’ndan baska bir ilahınız yoktur. Siz sirk kosmakla iftira etmekten baska bir sey yapmıyorsunuz!”
Surah Hud, Verse 50


يَٰقَوۡمِ لَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ أَجۡرًاۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱلَّذِي فَطَرَنِيٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

“Ey halkım! Risaleti tebligden dolayı sizden hicbir ucret beklemiyorum.Ben mukafatımı yalnız ve yalnız beni yaratandan beklerim. Hic dusunmez misiniz?”
Surah Hud, Verse 51


وَيَٰقَوۡمِ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِ يُرۡسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيۡكُم مِّدۡرَارٗا وَيَزِدۡكُمۡ قُوَّةً إِلَىٰ قُوَّتِكُمۡ وَلَا تَتَوَلَّوۡاْ مُجۡرِمِينَ

“Ey halkım! Haydi Rabbinizden af dileyin, sonra ona tovbe edin, O'na donun ki gokten size bol bol yagmur gondersin, gucunuze guc katsın, n’olur, yuz cevirip suclu duruma dusmeyin!”
Surah Hud, Verse 52


قَالُواْ يَٰهُودُ مَا جِئۡتَنَا بِبَيِّنَةٖ وَمَا نَحۡنُ بِتَارِكِيٓ ءَالِهَتِنَا عَن قَوۡلِكَ وَمَا نَحۡنُ لَكَ بِمُؤۡمِنِينَ

“Ey Hud! dediler, sen bize acık bir belge, bir mucize getirmedin.Biz de senin sozune bakarak tanrılarımızı bırakacak degiliz. Sana asla inanacak da degiliz.”
Surah Hud, Verse 53


إِن نَّقُولُ إِلَّا ٱعۡتَرَىٰكَ بَعۡضُ ءَالِهَتِنَا بِسُوٓءٖۗ قَالَ إِنِّيٓ أُشۡهِدُ ٱللَّهَ وَٱشۡهَدُوٓاْ أَنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تُشۡرِكُونَ

“Galiba tanrılarımızdan biri seni pek fena carpmıs!” demekten baska bir sey soyleyemeyiz. Hud dedi ki: “Ben Allah'ı sahit tutuyorum, siz de sahid olun ki: ben sizin Allah’a serik kostuklarınızdan hic birini tanımıyorum. Artık hepiniz toplanın, bana istediginiz tuzagı kurun, hic goz actırmayın, hic sure tanımayın.Ben benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayanıp guvendim. Hic bir canlı yoktur ki mukadderatı O’nun elinde olmasın. Rabbim elbette tam istikamet uzeredir.”
Surah Hud, Verse 54


مِن دُونِهِۦۖ فَكِيدُونِي جَمِيعٗا ثُمَّ لَا تُنظِرُونِ

“Galiba tanrılarımızdan biri seni pek fena carpmıs!” demekten baska bir sey soyleyemeyiz. Hud dedi ki: “Ben Allah'ı sahit tutuyorum, siz de sahid olun ki: ben sizin Allah’a serik kostuklarınızdan hic birini tanımıyorum. Artık hepiniz toplanın, bana istediginiz tuzagı kurun, hic goz actırmayın, hic sure tanımayın.Ben benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayanıp guvendim. Hic bir canlı yoktur ki mukadderatı O’nun elinde olmasın. Rabbim elbette tam istikamet uzeredir.”
Surah Hud, Verse 55


إِنِّي تَوَكَّلۡتُ عَلَى ٱللَّهِ رَبِّي وَرَبِّكُمۚ مَّا مِن دَآبَّةٍ إِلَّا هُوَ ءَاخِذُۢ بِنَاصِيَتِهَآۚ إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ

“Galiba tanrılarımızdan biri seni pek fena carpmıs!” demekten baska bir sey soyleyemeyiz. Hud dedi ki: “Ben Allah'ı sahit tutuyorum, siz de sahid olun ki: ben sizin Allah’a serik kostuklarınızdan hic birini tanımıyorum. Artık hepiniz toplanın, bana istediginiz tuzagı kurun, hic goz actırmayın, hic sure tanımayın.Ben benim de, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayanıp guvendim. Hic bir canlı yoktur ki mukadderatı O’nun elinde olmasın. Rabbim elbette tam istikamet uzeredir.”
Surah Hud, Verse 56


فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَقَدۡ أَبۡلَغۡتُكُم مَّآ أُرۡسِلۡتُ بِهِۦٓ إِلَيۡكُمۡۚ وَيَسۡتَخۡلِفُ رَبِّي قَوۡمًا غَيۡرَكُمۡ وَلَا تَضُرُّونَهُۥ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٍ حَفِيظٞ

Eger haktan yuz cevirirseniz, ben musterihim, zira size ulastırmakla gorevli oldugum buyrukları size teblig ettim.Rabbim dilerse, sizi gonderip yerinize baska bir topluluk getirir. Ama siz O'na hicbir sekilde zarar veremezsiniz. Muhakkak ki Rabbim her seyi denetlemektedir
Surah Hud, Verse 57


وَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا نَجَّيۡنَا هُودٗا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ بِرَحۡمَةٖ مِّنَّا وَنَجَّيۡنَٰهُم مِّنۡ عَذَابٍ غَلِيظٖ

Azaba dair emrimiz gelince Hud ve beraberinde olan muminleri, tarafımızdan bir rahmet eseri olarak kurtardık, onları pek agır bir azaptan selamete cıkardık
Surah Hud, Verse 58


وَتِلۡكَ عَادٞۖ جَحَدُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ وَعَصَوۡاْ رُسُلَهُۥ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَمۡرَ كُلِّ جَبَّارٍ عَنِيدٖ

Iste Ad halkı buydu...Rab'lerinin ayetlerini inkar ettiler, O’nun peygamberlerine isyan ettiler ve Hakka karsı gelen her inatcı zorbanın isteklerine uydular.Hem bu dunyada lanete tabi tutuldular, hem de kıyamet gununde.Evet, Ad halkı, Rab’lerini tanımayıp inkar yolunu tuttular.Dikkat et: Nasıl da defoldu gitti o Hud’un kavmi Ad
Surah Hud, Verse 59


وَأُتۡبِعُواْ فِي هَٰذِهِ ٱلدُّنۡيَا لَعۡنَةٗ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ أَلَآ إِنَّ عَادٗا كَفَرُواْ رَبَّهُمۡۗ أَلَا بُعۡدٗا لِّعَادٖ قَوۡمِ هُودٖ

Iste Ad halkı buydu...Rab'lerinin ayetlerini inkar ettiler, O’nun peygamberlerine isyan ettiler ve Hakka karsı gelen her inatcı zorbanın isteklerine uydular.Hem bu dunyada lanete tabi tutuldular, hem de kıyamet gununde.Evet, Ad halkı, Rab’lerini tanımayıp inkar yolunu tuttular.Dikkat et: Nasıl da defoldu gitti o Hud’un kavmi Ad
Surah Hud, Verse 60


۞وَإِلَىٰ ثَمُودَ أَخَاهُمۡ صَٰلِحٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ هُوَ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ وَٱسۡتَعۡمَرَكُمۡ فِيهَا فَٱسۡتَغۡفِرُوهُ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِۚ إِنَّ رَبِّي قَرِيبٞ مُّجِيبٞ

Semud kavmine de kardesleri Salih'i elci olarak gonderdik. “Ey benim halkım!” dedi, “Yalnız Allah’a ibadet edin, cunku sizin O’ndan baska ilahınız yoktur.Sizi topraktan yetistirip yaratan, sizi orada yasatan O’dur. O halde O’ndan magfiret dileyin, yine O’na donun, tovbe edin.Cunku Rabbim kullarına cok yakın ve onların tovbe ve dualarını kabul edendir.”
Surah Hud, Verse 61


قَالُواْ يَٰصَٰلِحُ قَدۡ كُنتَ فِينَا مَرۡجُوّٗا قَبۡلَ هَٰذَآۖ أَتَنۡهَىٰنَآ أَن نَّعۡبُدَ مَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُنَا وَإِنَّنَا لَفِي شَكّٖ مِّمَّا تَدۡعُونَآ إِلَيۡهِ مُرِيبٖ

“Ey Salih!” dediler, “Sen simdiye kadar umit bagladıgımız bir kisi idin. Simdi ne oldu sana. Ne diye bizi atalarımızın taptıgı tanrılara tapmaktan vazgecirmek istiyorsun?Dogrusu, senin cagırdıgın bu fikrin dogrulugundan suphe icindeyiz, kuskulanıyoruz.”
Surah Hud, Verse 62


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كُنتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَءَاتَىٰنِي مِنۡهُ رَحۡمَةٗ فَمَن يَنصُرُنِي مِنَ ٱللَّهِ إِنۡ عَصَيۡتُهُۥۖ فَمَا تَزِيدُونَنِي غَيۡرَ تَخۡسِيرٖ

Salih: “Ey benim halkım!” dedi, “Simdi soyleyin bakayım: Sayet ben Rabbimden gelen kesin delile dayanıyorsam ve O bana tarafından bir nubuvvet lutfetmisse? Peki bu durumda ben kalkıp Allah'a isyan edersem, O’nun cezasından kim beni kurtarabilir?Sizin bana hicbir faydanız olamaz, olsa olsa ziyanımı artırırsınız.Hem Ey halkım! Iste size mucize olarak Allah’ın devesi! Bırakın onu Allah’ın mulkunde yayılsın, yesin icsin. Sakın kotu bir maksatla ona el surmeyin, yoksa cok gecmez sizi bir azap kıstırıverir.”
Surah Hud, Verse 63


وَيَٰقَوۡمِ هَٰذِهِۦ نَاقَةُ ٱللَّهِ لَكُمۡ ءَايَةٗۖ فَذَرُوهَا تَأۡكُلۡ فِيٓ أَرۡضِ ٱللَّهِۖ وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٖ فَيَأۡخُذَكُمۡ عَذَابٞ قَرِيبٞ

Salih: “Ey benim halkım!” dedi, “Simdi soyleyin bakayım: Sayet ben Rabbimden gelen kesin delile dayanıyorsam ve O bana tarafından bir nubuvvet lutfetmisse? Peki bu durumda ben kalkıp Allah'a isyan edersem, O’nun cezasından kim beni kurtarabilir?Sizin bana hicbir faydanız olamaz, olsa olsa ziyanımı artırırsınız.Hem Ey halkım! Iste size mucize olarak Allah’ın devesi! Bırakın onu Allah’ın mulkunde yayılsın, yesin icsin. Sakın kotu bir maksatla ona el surmeyin, yoksa cok gecmez sizi bir azap kıstırıverir.”
Surah Hud, Verse 64


فَعَقَرُوهَا فَقَالَ تَمَتَّعُواْ فِي دَارِكُمۡ ثَلَٰثَةَ أَيَّامٖۖ ذَٰلِكَ وَعۡدٌ غَيۡرُ مَكۡذُوبٖ

Fakat halk o deveyi tepeleyince Salih onlara: “Yurdunuzda uc gunluk bir omrunuz kaldı. Sonra helak olacaksınız. Iste hilafı olmayan kesin soz!” dedi
Surah Hud, Verse 65


فَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا نَجَّيۡنَا صَٰلِحٗا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ بِرَحۡمَةٖ مِّنَّا وَمِنۡ خِزۡيِ يَوۡمِئِذٍۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلۡقَوِيُّ ٱلۡعَزِيزُ

Azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lutuf olarak Salih'i ve beraberindeki muminleri azaptan ve o gunun zilletinden kurtardık. Suphesiz ki senin Rabbin kavi ve azizdir (cok kuvvetlidir, mutlak galiptir)
Surah Hud, Verse 66


وَأَخَذَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلصَّيۡحَةُ فَأَصۡبَحُواْ فِي دِيَٰرِهِمۡ جَٰثِمِينَ

Zulmedenleri ise o korkunc ses tutuverdi de diyarlarında cokekaldılar.Sanki hic orada yasamamıs gibi oldular, ortadan silindiler.Evet... inkar etti Rabbini Semud milleti. Evet, iste onun icin defolup gitti Semud milleti
Surah Hud, Verse 67


كَأَن لَّمۡ يَغۡنَوۡاْ فِيهَآۗ أَلَآ إِنَّ ثَمُودَاْ كَفَرُواْ رَبَّهُمۡۗ أَلَا بُعۡدٗا لِّثَمُودَ

Zulmedenleri ise o korkunc ses tutuverdi de diyarlarında cokekaldılar.Sanki hic orada yasamamıs gibi oldular, ortadan silindiler.Evet... inkar etti Rabbini Semud milleti. Evet, iste onun icin defolup gitti Semud milleti
Surah Hud, Verse 68


وَلَقَدۡ جَآءَتۡ رُسُلُنَآ إِبۡرَٰهِيمَ بِٱلۡبُشۡرَىٰ قَالُواْ سَلَٰمٗاۖ قَالَ سَلَٰمٞۖ فَمَا لَبِثَ أَن جَآءَ بِعِجۡلٍ حَنِيذٖ

Bir zaman da elcilerimiz Ibrahim'e varıp onu mujdelemek uzere “Selam sana!” dediler. O da: Size de Selam!” deyip cok kalmadan, elinde nefis, guzelce kızartılmıs korpe bir dana getirip ikram etti. [51,26-27; 15,52-62] {KM, Tekvin 18. bolum}
Surah Hud, Verse 69


فَلَمَّا رَءَآ أَيۡدِيَهُمۡ لَا تَصِلُ إِلَيۡهِ نَكِرَهُمۡ وَأَوۡجَسَ مِنۡهُمۡ خِيفَةٗۚ قَالُواْ لَا تَخَفۡ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمِ لُوطٖ

Ama misafirlerinin ellerini yemege uzatmadıklarını gorunce, onların bu hali hosuna gitmedi ve onlardan kuskulandı, kalbine bir korku girdi. “Korkma!” dediler. “Cunku biz aslında Lut kavmini imha etmek icin gonderildik.”
Surah Hud, Verse 70


وَٱمۡرَأَتُهُۥ قَآئِمَةٞ فَضَحِكَتۡ فَبَشَّرۡنَٰهَا بِإِسۡحَٰقَ وَمِن وَرَآءِ إِسۡحَٰقَ يَعۡقُوبَ

Bu sırada hanımı da, hizmet icin ayakta durmus, onları dinliyordu. Bunu isitince gulumsedi.Biz de onu Ishak'ın, onun pesinden de Yakub’un dogumu ile mujdeledik. [2,133; 15,54] {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 71


قَالَتۡ يَٰوَيۡلَتَىٰٓ ءَأَلِدُ وَأَنَا۠ عَجُوزٞ وَهَٰذَا بَعۡلِي شَيۡخًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عَجِيبٞ

Ibrahim'in hanımı: “Ay! dedi, ben bir kocakarı, kocam da bir pir iken ben mi doguracagım! Dogrusu bu cok sasılacak bir sey!” {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 72


قَالُوٓاْ أَتَعۡجَبِينَ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِۖ رَحۡمَتُ ٱللَّهِ وَبَرَكَٰتُهُۥ عَلَيۡكُمۡ أَهۡلَ ٱلۡبَيۡتِۚ إِنَّهُۥ حَمِيدٞ مَّجِيدٞ

Elci melekler: “Sen, dediler, Allah'ın emrine mi sasırıyorsun? Ey ehl-i beyt! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin uzerinize olsun. O gercekten her turlu hamde layıktır, hayır ve ihsanı boldur.”
Surah Hud, Verse 73


فَلَمَّا ذَهَبَ عَنۡ إِبۡرَٰهِيمَ ٱلرَّوۡعُ وَجَآءَتۡهُ ٱلۡبُشۡرَىٰ يُجَٰدِلُنَا فِي قَوۡمِ لُوطٍ

Vaktaki Ibrahim'in kalbinden korku gecip gitti ve ona mujde geldi, hemen tuttu Lut’un halkı hakkında bizimle mucadeleye basladı.Cunku Ibrahim cok yumusak huylu, yufka yurekli ve kendisini Allah’a teslim eden bir kuldu. [9,114] {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 74


إِنَّ إِبۡرَٰهِيمَ لَحَلِيمٌ أَوَّـٰهٞ مُّنِيبٞ

Vaktaki Ibrahim'in kalbinden korku gecip gitti ve ona mujde geldi, hemen tuttu Lut’un halkı hakkında bizimle mucadeleye basladı.Cunku Ibrahim cok yumusak huylu, yufka yurekli ve kendisini Allah’a teslim eden bir kuldu. [9,114] {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 75


يَـٰٓإِبۡرَٰهِيمُ أَعۡرِضۡ عَنۡ هَٰذَآۖ إِنَّهُۥ قَدۡ جَآءَ أَمۡرُ رَبِّكَۖ وَإِنَّهُمۡ ءَاتِيهِمۡ عَذَابٌ غَيۡرُ مَرۡدُودٖ

“Ibrahim! Vazgec sen bu isten. Iste Rabbinin helak emri gelip cattı ve hic suphe yok ki onlara, geri ceviremeyecekleri bir azap geliyor.”
Surah Hud, Verse 76


وَلَمَّا جَآءَتۡ رُسُلُنَا لُوطٗا سِيٓءَ بِهِمۡ وَضَاقَ بِهِمۡ ذَرۡعٗا وَقَالَ هَٰذَا يَوۡمٌ عَصِيبٞ

O elcilerimiz Lut'a gelince o fena halde sıkıldı, onlar yuzunden gogsu daraldı ve:“Gercekten bu gun pek cetin bir gun!” dedi. {KM, Tekvin}
Surah Hud, Verse 77


وَجَآءَهُۥ قَوۡمُهُۥ يُهۡرَعُونَ إِلَيۡهِ وَمِن قَبۡلُ كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ هَـٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِي هُنَّ أَطۡهَرُ لَكُمۡۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخۡزُونِ فِي ضَيۡفِيٓۖ أَلَيۡسَ مِنكُمۡ رَجُلٞ رَّشِيدٞ

Esasen kotu isler yapagelen halkı, kotu niyetle kosa kosa Lut'a geldiler, Lut: “Ey halkım! dedi, iste kızlarım! Onlar sizin icin nikah akdi ile, daha temiz, saibeden daha uzaktır.Oyle ise Allah’tan korkun, emirlerini, cignemekten sakının da,bari misafirlerimin yanında beni rusvay etmeyin! Yok mu icinizde aklı basında bir adam?”
Surah Hud, Verse 78


قَالُواْ لَقَدۡ عَلِمۡتَ مَا لَنَا فِي بَنَاتِكَ مِنۡ حَقّٖ وَإِنَّكَ لَتَعۡلَمُ مَا نُرِيدُ

Soyle dediler: “Sen de pek iyi bilirsin ki senin kızlarında hakkımız ve onlarla hic bir alakamız yoktur, onlarda gozumuz yoktur, ama sen bizim ne istedigimizi pekala biliyorsun!”
Surah Hud, Verse 79


قَالَ لَوۡ أَنَّ لِي بِكُمۡ قُوَّةً أَوۡ ءَاوِيٓ إِلَىٰ رُكۡنٖ شَدِيدٖ

“Keske” dedi, “size karsı yetecek bir gucum olsaydı veya pek saglam bir kaleye dayansaydım!”
Surah Hud, Verse 80


قَالُواْ يَٰلُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَن يَصِلُوٓاْ إِلَيۡكَۖ فَأَسۡرِ بِأَهۡلِكَ بِقِطۡعٖ مِّنَ ٱلَّيۡلِ وَلَا يَلۡتَفِتۡ مِنكُمۡ أَحَدٌ إِلَّا ٱمۡرَأَتَكَۖ إِنَّهُۥ مُصِيبُهَا مَآ أَصَابَهُمۡۚ إِنَّ مَوۡعِدَهُمُ ٱلصُّبۡحُۚ أَلَيۡسَ ٱلصُّبۡحُ بِقَرِيبٖ

Melekler: “Lut! dediler, Biz Allah'ın elcileri seninleyiz, hic merak etme, onlar size hicbir kotuluk yapamayacaklardır.Haydi oyleyse, gecenin bir vaktinde ailenle yola cık, yuru! Beraberindekilerin hic biri geri donup bakmasın, yalnız esin bunun dısındadır.Zira otekilere ulasan hangi rusvaylık varsa, ona da gelecektir. Onların helak olma zamanı sabah vaktidir. Sahi! Sabah da pek yakın degil mi?”
Surah Hud, Verse 81


فَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا جَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهَا حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٖ مَّنضُودٖ

Azap emrimiz gelince o ulkenin ustunu altına cevirdik ve uzerlerine pisirilmis balcıktan yapılıp istif edilmis ve Rabbinin nezdinde damgalanmıs taslar yagdırdık.Evet bu taslar simdiki zalimlerden de uzak degildir
Surah Hud, Verse 82


مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَۖ وَمَا هِيَ مِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ بِبَعِيدٖ

Azap emrimiz gelince o ulkenin ustunu altına cevirdik ve uzerlerine pisirilmis balcıktan yapılıp istif edilmis ve Rabbinin nezdinde damgalanmıs taslar yagdırdık.Evet bu taslar simdiki zalimlerden de uzak degildir
Surah Hud, Verse 83


۞وَإِلَىٰ مَدۡيَنَ أَخَاهُمۡ شُعَيۡبٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ وَلَا تَنقُصُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَۖ إِنِّيٓ أَرَىٰكُم بِخَيۡرٖ وَإِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٖ مُّحِيطٖ

Medyen halkına da kardesleri Suayb'ı gonderdik. O da onlara: “Ey halkım! dedi, yalnız Allah’a ibadet edin, cunku sizin O’ndan baska tanrınız yoktur. Hem olcu ve tartıyı eksik tutmayın!Ben sizin bolluk icinde oldugunuzu goruyorum. Ama boyle devam edecek olursanız, sizi azapla kusatacak olan bir gunden korkuyorum
Surah Hud, Verse 84


وَيَٰقَوۡمِ أَوۡفُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَ بِٱلۡقِسۡطِۖ وَلَا تَبۡخَسُواْ ٱلنَّاسَ أَشۡيَآءَهُمۡ وَلَا تَعۡثَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُفۡسِدِينَ

Ey halkım! Olcu ve tartıyı dengi dengine tam tutun, halkın hakkını yemeyin ve ulkede mufsitlik ederek fenalık yapmayın
Surah Hud, Verse 85


بَقِيَّتُ ٱللَّهِ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَۚ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِحَفِيظٖ

Eger mumin iseniz, Allah'ın helalinden bıraktıgı kar, sizin icin daha hayırlıdır. Ben sadece sizin iyiliginizi dusunerek ogut veriyorum, yoksa sizin uzerinizde bir bekci degilim.”
Surah Hud, Verse 86


قَالُواْ يَٰشُعَيۡبُ أَصَلَوٰتُكَ تَأۡمُرُكَ أَن نَّتۡرُكَ مَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُنَآ أَوۡ أَن نَّفۡعَلَ فِيٓ أَمۡوَٰلِنَا مَا نَشَـٰٓؤُاْۖ إِنَّكَ لَأَنتَ ٱلۡحَلِيمُ ٱلرَّشِيدُ

“Suayb!” dediler, “atalarımızın taptıkları tanrılarımızı terketmeyi yahut mallarımızı diledigimiz gibi kullanmaktan vazgecmemizi senin namazın mı emrediyor? Aferin, amma da akıllı, uslu bir adamsın ha!”
Surah Hud, Verse 87


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كُنتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَرَزَقَنِي مِنۡهُ رِزۡقًا حَسَنٗاۚ وَمَآ أُرِيدُ أَنۡ أُخَالِفَكُمۡ إِلَىٰ مَآ أَنۡهَىٰكُمۡ عَنۡهُۚ إِنۡ أُرِيدُ إِلَّا ٱلۡإِصۡلَٰحَ مَا ٱسۡتَطَعۡتُۚ وَمَا تَوۡفِيقِيٓ إِلَّا بِٱللَّهِۚ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُ وَإِلَيۡهِ أُنِيبُ

Suayb: “Ey halkım! dedi, ya ben Rabbimden gelen acık delile dayanıyorsamve O, kendi katından bana guzel bir nasip lutfetmisse?O'na nankorluk etmem dogru olur mu?Hem ben sizi birtakım seylerden menederek kendim onları islemek istemiyorum ki! Istedigim tek sey, gucum yettigince ortamı duzeltmektir.Muvaffak olmam sadece Allah’ın yardımı ile olur. Onun icin ben de yalnız O’na dayanıyorum, O’na yoneliyorum
Surah Hud, Verse 88


وَيَٰقَوۡمِ لَا يَجۡرِمَنَّكُمۡ شِقَاقِيٓ أَن يُصِيبَكُم مِّثۡلُ مَآ أَصَابَ قَوۡمَ نُوحٍ أَوۡ قَوۡمَ هُودٍ أَوۡ قَوۡمَ صَٰلِحٖۚ وَمَا قَوۡمُ لُوطٖ مِّنكُم بِبَعِيدٖ

Ey halkım! Bana muhalif olmanız sakın sizi Nuh halkının, yahut Hud halkının, veyahut Semud halkının basına gelen felaketler gibi bir musibete ugratmasın.Lut kavmi ise zaman ve mekan bakımından zaten uzagınızda degil, bari onların basına gelen felaketten ibret alın
Surah Hud, Verse 89


وَٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِۚ إِنَّ رَبِّي رَحِيمٞ وَدُودٞ

Rabbinizden af ve magfiret dileyin, sonra gunahlarınızdan tovbe edip O'na sıgının. O sizi affeder ve korur. Cunku Rabbim rahimdir, veduddur” (pek merhametlidir, kullarını cok sever). [85,14] {KM, Yeremya 31,3; I Yuhanna 4,8.16; Romalılar}
Surah Hud, Verse 90


قَالُواْ يَٰشُعَيۡبُ مَا نَفۡقَهُ كَثِيرٗا مِّمَّا تَقُولُ وَإِنَّا لَنَرَىٰكَ فِينَا ضَعِيفٗاۖ وَلَوۡلَا رَهۡطُكَ لَرَجَمۡنَٰكَۖ وَمَآ أَنتَ عَلَيۡنَا بِعَزِيزٖ

Halkı ise “Suayb!” dediler, “soylediklerinin cogunu anlamıyoruz, kabul etmiyoruz.Hem icimizde seni pek zayıf goruyoruz, eger senin uc bes kisilik akraba grubunun hatırı olmasaydı seni tasa tutar linc ederdik.Bizim nazarımızda senin hic onemin yoktur.”
Surah Hud, Verse 91


قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَهۡطِيٓ أَعَزُّ عَلَيۡكُم مِّنَ ٱللَّهِ وَٱتَّخَذۡتُمُوهُ وَرَآءَكُمۡ ظِهۡرِيًّاۖ إِنَّ رَبِّي بِمَا تَعۡمَلُونَ مُحِيطٞ

Suayb: “Ey milletim! Demek akrabam sizin nazarınızda Allah Tealadan daha mı kıymetli ki siz O'nun buyruklarını arkanıza atıverdiniz.Ama sunu hic unutmayın ki Rabbim, yaptıgınız butun seyleri ilmi ile ihata etmektedir
Surah Hud, Verse 92


وَيَٰقَوۡمِ ٱعۡمَلُواْ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمۡ إِنِّي عَٰمِلٞۖ سَوۡفَ تَعۡلَمُونَ مَن يَأۡتِيهِ عَذَابٞ يُخۡزِيهِ وَمَنۡ هُوَ كَٰذِبٞۖ وَٱرۡتَقِبُوٓاْ إِنِّي مَعَكُمۡ رَقِيبٞ

Ey milletim! Siz vargucunuzle elinizden geleni yapın, ben de vazifemi yapıyorum.Zelil ve perisan eden azabın kime gelecegini ve asıl yalancının kim oldugunu yakında bilip ogreneceksiniz.Gelecek azabı gozleyip bekleyin, ben de gozluyorum!”
Surah Hud, Verse 93


وَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا نَجَّيۡنَا شُعَيۡبٗا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ بِرَحۡمَةٖ مِّنَّا وَأَخَذَتِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ ٱلصَّيۡحَةُ فَأَصۡبَحُواْ فِي دِيَٰرِهِمۡ جَٰثِمِينَ

Azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lutuf olarak Suayb ve beraberindeki muminleri o azaptan kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunc ses bastırıverdi de diyarlarında cokekaldılar.Sanki hic orada yasamamıs gibi oldular...Evet, Semud halkı defolup gittigi gibi Medyen halkı da defoldu gitti
Surah Hud, Verse 94


كَأَن لَّمۡ يَغۡنَوۡاْ فِيهَآۗ أَلَا بُعۡدٗا لِّمَدۡيَنَ كَمَا بَعِدَتۡ ثَمُودُ

Azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lutuf olarak Suayb ve beraberindeki muminleri o azaptan kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunc ses bastırıverdi de diyarlarında cokekaldılar.Sanki hic orada yasamamıs gibi oldular...Evet, Semud halkı defolup gittigi gibi Medyen halkı da defoldu gitti
Surah Hud, Verse 95


وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ

Musa'yı da ayetlerimizle ve ozellikle pek asikar bir delil ile, Firavun’a ve ileri gelen yardımcılarına Peygamber olarak gonderdik.Ama adamlar tutup Firavun’un emrine tabi oldular. Oysa Firavun’un emri tutarlı ve dogru bir emir degildi. [
Surah Hud, Verse 96


إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ فَٱتَّبَعُوٓاْ أَمۡرَ فِرۡعَوۡنَۖ وَمَآ أَمۡرُ فِرۡعَوۡنَ بِرَشِيدٖ

Musa'yı da ayetlerimizle ve ozellikle pek asikar bir delil ile, Firavun’a ve ileri gelen yardımcılarına Peygamber olarak gonderdik.Ama adamlar tutup Firavun’un emrine tabi oldular. Oysa Firavun’un emri tutarlı ve dogru bir emir degildi. [
Surah Hud, Verse 97


يَقۡدُمُ قَوۡمَهُۥ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فَأَوۡرَدَهُمُ ٱلنَّارَۖ وَبِئۡسَ ٱلۡوِرۡدُ ٱلۡمَوۡرُودُ

O, kıyamet gunu halkının onune dusecek, onları atese goturecektir. Vardıkları o yer ne fena bir yerdir
Surah Hud, Verse 98


وَأُتۡبِعُواْ فِي هَٰذِهِۦ لَعۡنَةٗ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۚ بِئۡسَ ٱلرِّفۡدُ ٱلۡمَرۡفُودُ

Bu dunyada da, kıyamet gununde de lanetle kovalandılar. Peslerindeki destek, ne kotu bir destek
Surah Hud, Verse 99


ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡقُرَىٰ نَقُصُّهُۥ عَلَيۡكَۖ مِنۡهَا قَآئِمٞ وَحَصِيدٞ

Iste sana bildirdigimiz bu haberler, helak olmus diyarların haberleri.Onların kiminin izleri hala dururken, kimi bicilmis ekin gibi yok olmustur
Surah Hud, Verse 100


وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن ظَلَمُوٓاْ أَنفُسَهُمۡۖ فَمَآ أَغۡنَتۡ عَنۡهُمۡ ءَالِهَتُهُمُ ٱلَّتِي يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٖ لَّمَّا جَآءَ أَمۡرُ رَبِّكَۖ وَمَا زَادُوهُمۡ غَيۡرَ تَتۡبِيبٖ

Biz onlara zulmetmedik, asıl onlar kendi kendilerine zulmettiler.Rabbinin azap emri gelince Allah'tan baska taptıkları tanrılar kendilerine hicbir fayda vermedi. Hatta onların ziyanlarını artırmaktan baska bir seye yaramadı
Surah Hud, Verse 101


وَكَذَٰلِكَ أَخۡذُ رَبِّكَ إِذَآ أَخَذَ ٱلۡقُرَىٰ وَهِيَ ظَٰلِمَةٌۚ إِنَّ أَخۡذَهُۥٓ أَلِيمٞ شَدِيدٌ

Halkı zalim olan ulkeleri cezaya carptırdıgı zaman Rabbinin carpması iste boyle olur! Suphesiz ki O'nun carpması pek acı, pek cetindir
Surah Hud, Verse 102


إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّمَنۡ خَافَ عَذَابَ ٱلۡأٓخِرَةِۚ ذَٰلِكَ يَوۡمٞ مَّجۡمُوعٞ لَّهُ ٱلنَّاسُ وَذَٰلِكَ يَوۡمٞ مَّشۡهُودٞ

Bu anlatılan olaylarda, ahiret azabından korkanlar icin elbette ibret verici bir ders vardır.O gun, butun insanların bir araya toplandıgı mahser gunu olacaktır. O gun butun gok ve yer ehlinin tanık olacagı gundur
Surah Hud, Verse 103


وَمَا نُؤَخِّرُهُۥٓ إِلَّا لِأَجَلٖ مَّعۡدُودٖ

Biz o gunu ancak belirli bir muddete kadar erteleriz
Surah Hud, Verse 104


يَوۡمَ يَأۡتِ لَا تَكَلَّمُ نَفۡسٌ إِلَّا بِإِذۡنِهِۦۚ فَمِنۡهُمۡ شَقِيّٞ وَسَعِيدٞ

O gun gelince, Allah'ın izni olmaksızın hic kimse konusamaz. Artık onlardan kimi bedbaht, kimi mutludur
Surah Hud, Verse 105


فَأَمَّا ٱلَّذِينَ شَقُواْ فَفِي ٱلنَّارِ لَهُمۡ فِيهَا زَفِيرٞ وَشَهِيقٌ

Bedbahtlar cehenneme atılacaklar. Cektikleri azabın dehsetinden, devamlı surette hıckırıp canları cıkasıya feryad edecekler
Surah Hud, Verse 106


خَٰلِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلۡأَرۡضُ إِلَّا مَا شَآءَ رَبُّكَۚ إِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ

Senin Rabbinin dilemesi haric, gokler ve yer durdukca, orada ebedi kalacaklardır. Cunku Rabbin diledigini yapar
Surah Hud, Verse 107


۞وَأَمَّا ٱلَّذِينَ سُعِدُواْ فَفِي ٱلۡجَنَّةِ خَٰلِدِينَ فِيهَا مَا دَامَتِ ٱلسَّمَٰوَٰتُ وَٱلۡأَرۡضُ إِلَّا مَا شَآءَ رَبُّكَۖ عَطَآءً غَيۡرَ مَجۡذُوذٖ

Mutlu olanlar ise cennettedirler. Senin Rabbinin dilemesi haric gokler ve yer durdukca orada ebedi kalacaklardır. Kesintisi olmayan bir ihsan icinde olacaklardır
Surah Hud, Verse 108


فَلَا تَكُ فِي مِرۡيَةٖ مِّمَّا يَعۡبُدُ هَـٰٓؤُلَآءِۚ مَا يَعۡبُدُونَ إِلَّا كَمَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُهُم مِّن قَبۡلُۚ وَإِنَّا لَمُوَفُّوهُمۡ نَصِيبَهُمۡ غَيۡرَ مَنقُوصٖ

Artık o musriklerin taptıkları seylerin kendilerini ne feci akıbete surukleyeceginden hic suphen olmasın. Daha once ataları nasıl tapınıyor idiyse bunlar da onları taklid ederek oylece tapınıyorlar. Biz de elbet mustehakları ne ise, eksiksiz tam tamına verecegiz
Surah Hud, Verse 109


وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ فَٱخۡتُلِفَ فِيهِۚ وَلَوۡلَا كَلِمَةٞ سَبَقَتۡ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيۡنَهُمۡۚ وَإِنَّهُمۡ لَفِي شَكّٖ مِّنۡهُ مُرِيبٖ

Musa'ya Tevrat’ı verdik. Kur’an hakkında senin halkının yaptıgı gibi onun hakkında da ihtilaf edip kimi iman, kimi inkar etti. Sayet Rabbinin, insanlara muhlet verme vaadi olmasaydı, elbette haklarında nihai hukum verilmis, is bitirilmis olurdu. Bu gercege ragmen, senin halkın hala, Kur’an’dan ve azaptan yana siddetli bir tereddut ve suphe icindedir. [10,]
Surah Hud, Verse 110


وَإِنَّ كُلّٗا لَّمَّا لَيُوَفِّيَنَّهُمۡ رَبُّكَ أَعۡمَٰلَهُمۡۚ إِنَّهُۥ بِمَا يَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ

Hic suphe yok ki Rabbin herkesin islerinin karsılıgını tam tamına odeyecektir. Cunku O, onların butun yaptıklarından haberdardır
Surah Hud, Verse 111


فَٱسۡتَقِمۡ كَمَآ أُمِرۡتَ وَمَن تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطۡغَوۡاْۚ إِنَّهُۥ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ

Oyleyse ey Resulum, sen beraberinde olup tovbe edenlerle birlikte, sana nasıl emredilmisse oyle dosdogru hareket et.Asırı gitmeyin. Cunku O, yaptıgınız her seyi gormekte olup islerinizin karsılıgını da size verecektir
Surah Hud, Verse 112


وَلَا تَرۡكَنُوٓاْ إِلَى ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ ٱلنَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِنۡ أَوۡلِيَآءَ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ

Bir de sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın. Yoksa size ates dokunur.Aslında sizin Allah'tan baska yardımcınız yoktur. Sonra O’ndan da yardım gormezsiniz
Surah Hud, Verse 113


وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ طَرَفَيِ ٱلنَّهَارِ وَزُلَفٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِۚ إِنَّ ٱلۡحَسَنَٰتِ يُذۡهِبۡنَ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ ذَٰلِكَ ذِكۡرَىٰ لِلذَّـٰكِرِينَ

Gunduzun iki tarafında, gecenin gunduze yakın saatlerinde namaz kıl. Zira boyle guzel isler insandan uzak olmayan gunahları silip giderir. Bu, dusunen ve ibret alanlara bir nasihattır
Surah Hud, Verse 114


وَٱصۡبِرۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Sabret, zira Allah iyi davrananların mukafatını zayi etmez
Surah Hud, Verse 115


فَلَوۡلَا كَانَ مِنَ ٱلۡقُرُونِ مِن قَبۡلِكُمۡ أُوْلُواْ بَقِيَّةٖ يَنۡهَوۡنَ عَنِ ٱلۡفَسَادِ فِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّنۡ أَنجَيۡنَا مِنۡهُمۡۗ وَٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مَآ أُتۡرِفُواْ فِيهِ وَكَانُواْ مُجۡرِمِينَ

Sizden onceki nesillerde, dunyada fesat ve duzensizligi menedecek, boylece onları helak olmaktan koruyacak idrak ve fazilet sahipleri bulunmalı degil miydi? Onların icinden gorevlerini yaptıklarından oturu kurtardıgımız az kimse var.Zalimler ise icinde bulundukları refahın ardına dustuler. Dogrusu onlar suclu kimselerdi
Surah Hud, Verse 116


وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهۡلِكَ ٱلۡقُرَىٰ بِظُلۡمٖ وَأَهۡلُهَا مُصۡلِحُونَ

Rabbin, halkı durust hareket eden, hem kendi nefislerini, hem de birbirlerini duzeltmeye calısan diyarları, haksız yere asla helak etmez
Surah Hud, Verse 117


وَلَوۡ شَآءَ رَبُّكَ لَجَعَلَ ٱلنَّاسَ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗۖ وَلَا يَزَالُونَ مُخۡتَلِفِينَ

Eger Rabbin dileseydi butun insanları hakta ittifak eden bir tek ummet yapardı. Fakat O bunu irade etmediginden ittifak etmemislerdir ve iste boylece ihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lutfederek hakta birlesmeyi nasib ettigi kimseler bunun dısındadır. Esasen O, insanları bunun icin yaratmıstır.Boylece, Rabbinin “Ben cehennemi, butun cin ve insanlardan mustehak olanlarla dolduracagım.” sozu gerceklesecektir
Surah Hud, Verse 118


إِلَّا مَن رَّحِمَ رَبُّكَۚ وَلِذَٰلِكَ خَلَقَهُمۡۗ وَتَمَّتۡ كَلِمَةُ رَبِّكَ لَأَمۡلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ ٱلۡجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ أَجۡمَعِينَ

Eger Rabbin dileseydi butun insanları hakta ittifak eden bir tek ummet yapardı. Fakat O bunu irade etmediginden ittifak etmemislerdir ve iste boylece ihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lutfederek hakta birlesmeyi nasib ettigi kimseler bunun dısındadır. Esasen O, insanları bunun icin yaratmıstır.Boylece, Rabbinin “Ben cehennemi, butun cin ve insanlardan mustehak olanlarla dolduracagım.” sozu gerceklesecektir
Surah Hud, Verse 119


وَكُلّٗا نَّقُصُّ عَلَيۡكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلرُّسُلِ مَا نُثَبِّتُ بِهِۦ فُؤَادَكَۚ وَجَآءَكَ فِي هَٰذِهِ ٱلۡحَقُّ وَمَوۡعِظَةٞ وَذِكۡرَىٰ لِلۡمُؤۡمِنِينَ

Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini takviye edecek her seyi sana anlatıyoruz. Bu surede de sana hak ve gercek, muminlere de bir ogut ve talimat gelmistir
Surah Hud, Verse 120


وَقُل لِّلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ ٱعۡمَلُواْ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمۡ إِنَّا عَٰمِلُونَ

Iman etmeyenlere de de ki: “Siz yerinizde sayarak elinizden geleni yapın, ama biz de calısacagız, gerekeni yapacagız.Siz bizim icin felaket gozleyin bakalım, biz de eski ummetlerin basına gelen felaketlerin size gelmesini gozleyip bekliyoruz
Surah Hud, Verse 121


وَٱنتَظِرُوٓاْ إِنَّا مُنتَظِرُونَ

Iman etmeyenlere de de ki: “Siz yerinizde sayarak elinizden geleni yapın, ama biz de calısacagız, gerekeni yapacagız.Siz bizim icin felaket gozleyin bakalım, biz de eski ummetlerin basına gelen felaketlerin size gelmesini gozleyip bekliyoruz
Surah Hud, Verse 122


وَلِلَّهِ غَيۡبُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَإِلَيۡهِ يُرۡجَعُ ٱلۡأَمۡرُ كُلُّهُۥ فَٱعۡبُدۡهُ وَتَوَكَّلۡ عَلَيۡهِۚ وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ

Bununla beraber, goklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a mahsustur. Butun isler, hukmetmesi icin O’na goturulur.Oyleyse sen yalnız O’na ibadet et, yalnız O’na dayan, O’na guven. Rabbin yaptıklarınızdan asla habersiz degildir
Surah Hud, Verse 123


Author: Suat Yildirim


<< Surah 10
>> Surah 12

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai