UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Yusuf - Turkish Translation by Suat Yildirim


الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ

Elif, Lam, Ra. Bunlar, hakkı acıklayan, Hak'tan geldigi asikar olan kitabın ayetleridir
Surah Yusuf, Verse 1


إِنَّآ أَنزَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّٗا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ

Dusunup manasını anlamanız icin Biz, onu Arapca bir Kur'an olarak indirdik
Surah Yusuf, Verse 2


نَحۡنُ نَقُصُّ عَلَيۡكَ أَحۡسَنَ ٱلۡقَصَصِ بِمَآ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ وَإِن كُنتَ مِن قَبۡلِهِۦ لَمِنَ ٱلۡغَٰفِلِينَ

Biz, bu Kur'an’ı sana vahyetmekle, gecmis ummetlerin birtakım haberlerini en guzel sekilde beyan ediyoruz. Su bir gercek ki daha once senin bundan hic haberin yoktu
Surah Yusuf, Verse 3


إِذۡ قَالَ يُوسُفُ لِأَبِيهِ يَـٰٓأَبَتِ إِنِّي رَأَيۡتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوۡكَبٗا وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَ رَأَيۡتُهُمۡ لِي سَٰجِدِينَ

Bir zaman Yusuf babasına, “Babacıgım!” dedi. “Ben ruyamda on bir yıldızın, gunes ve Ay'ın bana secde ettiklerini gordum.”
Surah Yusuf, Verse 4


قَالَ يَٰبُنَيَّ لَا تَقۡصُصۡ رُءۡيَاكَ عَلَىٰٓ إِخۡوَتِكَ فَيَكِيدُواْ لَكَ كَيۡدًاۖ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ لِلۡإِنسَٰنِ عَدُوّٞ مُّبِينٞ

“Evladım!” dedi babası, “sakın bu ruyanı kardeslerine anlatma. Sonra seni kıskandıklarından sana tuzak kurarlar. Cunku seytan, insanın besbelli dusmanıdır.” {KM, Tekvin 37,39 vd. bolumler}
Surah Yusuf, Verse 5


وَكَذَٰلِكَ يَجۡتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكَ وَعَلَىٰٓ ءَالِ يَعۡقُوبَ كَمَآ أَتَمَّهَا عَلَىٰٓ أَبَوَيۡكَ مِن قَبۡلُ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَۚ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٞ

“Rabbin seni oylece sececek, sana ruya tabirini ogretecek, ve daha once buyuk babaların Ibrahim ile Ishak'a olan nimetini tamamına erdirdigi gibi, sana ve Yakub ailesine de nimetini kemale erdirecektir. Cunku Rabbin her seyi hakkıyla bilir, tam hukum ve hikmet sahibidir.”
Surah Yusuf, Verse 6


۞لَّقَدۡ كَانَ فِي يُوسُفَ وَإِخۡوَتِهِۦٓ ءَايَٰتٞ لِّلسَّآئِلِينَ

Gercekten, Yusuf ile kardeslerinin kıssalarında, sorup ilgilenenlerin alacakları nice ibretler vardır
Surah Yusuf, Verse 7


إِذۡ قَالُواْ لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَىٰٓ أَبِينَا مِنَّا وَنَحۡنُ عُصۡبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ

Hani onlar, (aralarında soyle konusmuslardı): “Yusuf ile oz kardesi, babamıza daha sevimli geliyor. Oysa biz daha guclu bir grubuz. Pek belli ki babamız bu iste yanılıyor. Yusuf'u oldurun yahut onu uzak bir yere atın ki babanızın sevgi ve teveccuhu yalnız size kalsın.Ondan sonra da tovbe ederek salih kimseler olursunuz, babanızla munasebetleriniz duzelir, isiniz yoluna girer.”
Surah Yusuf, Verse 8


ٱقۡتُلُواْ يُوسُفَ أَوِ ٱطۡرَحُوهُ أَرۡضٗا يَخۡلُ لَكُمۡ وَجۡهُ أَبِيكُمۡ وَتَكُونُواْ مِنۢ بَعۡدِهِۦ قَوۡمٗا صَٰلِحِينَ

Hani onlar, (aralarında soyle konusmuslardı): “Yusuf ile oz kardesi, babamıza daha sevimli geliyor. Oysa biz daha guclu bir grubuz. Pek belli ki babamız bu iste yanılıyor. Yusuf'u oldurun yahut onu uzak bir yere atın ki babanızın sevgi ve teveccuhu yalnız size kalsın.Ondan sonra da tovbe ederek salih kimseler olursunuz, babanızla munasebetleriniz duzelir, isiniz yoluna girer.”
Surah Yusuf, Verse 9


قَالَ قَآئِلٞ مِّنۡهُمۡ لَا تَقۡتُلُواْ يُوسُفَ وَأَلۡقُوهُ فِي غَيَٰبَتِ ٱلۡجُبِّ يَلۡتَقِطۡهُ بَعۡضُ ٱلسَّيَّارَةِ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ

Iclerinden biri: “Yusuf'u oldurmeyin de bir kuyu dibine bırakın. Yolcu kafilelerinden biri onu yitik olarak alıp gotursun. Eger yapacaksanız boyle yapın!” dedi. {KM, Tekvin}
Surah Yusuf, Verse 10


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مَا لَكَ لَا تَأۡمَ۬نَّا عَلَىٰ يُوسُفَ وَإِنَّا لَهُۥ لَنَٰصِحُونَ

(Onlar buna karar verdikten sonra bir gun babalarına varıp:) “Sevgili Babamız! dediler, sen neden guvenip de Yusuf'u bize emanet etmiyorsun. Oysa biz onu cok seviyoruz. Ona samimiyetle baglıyız.” “Yarın onu bizimle gonder, gezsin oynasın, biz ona cok iyi sahip cıkarız.”
Surah Yusuf, Verse 11


أَرۡسِلۡهُ مَعَنَا غَدٗا يَرۡتَعۡ وَيَلۡعَبۡ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ

(Onlar buna karar verdikten sonra bir gun babalarına varıp:) “Sevgili Babamız! dediler, sen neden guvenip de Yusuf'u bize emanet etmiyorsun. Oysa biz onu cok seviyoruz. Ona samimiyetle baglıyız.” “Yarın onu bizimle gonder, gezsin oynasın, biz ona cok iyi sahip cıkarız.”
Surah Yusuf, Verse 12


قَالَ إِنِّي لَيَحۡزُنُنِيٓ أَن تَذۡهَبُواْ بِهِۦ وَأَخَافُ أَن يَأۡكُلَهُ ٱلذِّئۡبُ وَأَنتُمۡ عَنۡهُ غَٰفِلُونَ

Babaları: “Onu goturmeniz beni meraklandırır. Korkarım ki siz farkında olmadan, onu kurt yer.” dedi
Surah Yusuf, Verse 13


قَالُواْ لَئِنۡ أَكَلَهُ ٱلذِّئۡبُ وَنَحۡنُ عُصۡبَةٌ إِنَّآ إِذٗا لَّخَٰسِرُونَ

Onlar! “Vallahi!” dediler, “Biz boylesine guclu bir grup iken onu kurt kapar da yerse, yazıklar olsun bize! Biz ne gune duruyoruz.”
Surah Yusuf, Verse 14


فَلَمَّا ذَهَبُواْ بِهِۦ وَأَجۡمَعُوٓاْ أَن يَجۡعَلُوهُ فِي غَيَٰبَتِ ٱلۡجُبِّۚ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمۡرِهِمۡ هَٰذَا وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ

Derken kardesleri onu alıp goturunce ve onu kuyunun dibine bırakma konusunda gorus birligine varınca, Biz de Yusuf'a soyle vahyettik: “Zamanı gelecek, onların hic hatırlarına gelmedigi ve seni hic tanımadıkları bir sırada, kendilerine yaptıkları bu isi hatırlatacaksın.”
Surah Yusuf, Verse 15


وَجَآءُوٓ أَبَاهُمۡ عِشَآءٗ يَبۡكُونَ

Yatsı vakti, aglayarak babalarının yanına donup dediler ki: “Sevgili babamız, biz yarısmak uzere bulundugumuz yerden ayrılırken Yusuf'u da esyalarımızın yanında bıraktık. Bir de donduk ki onu kurt yemis! Simdi biz dogru da soylesek sen bize inanmayacaksın!”
Surah Yusuf, Verse 16


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَآ إِنَّا ذَهَبۡنَا نَسۡتَبِقُ وَتَرَكۡنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَٰعِنَا فَأَكَلَهُ ٱلذِّئۡبُۖ وَمَآ أَنتَ بِمُؤۡمِنٖ لَّنَا وَلَوۡ كُنَّا صَٰدِقِينَ

Yatsı vakti, aglayarak babalarının yanına donup dediler ki: “Sevgili babamız, biz yarısmak uzere bulundugumuz yerden ayrılırken Yusuf'u da esyalarımızın yanında bıraktık. Bir de donduk ki onu kurt yemis! Simdi biz dogru da soylesek sen bize inanmayacaksın!”
Surah Yusuf, Verse 17


وَجَآءُو عَلَىٰ قَمِيصِهِۦ بِدَمٖ كَذِبٖۚ قَالَ بَلۡ سَوَّلَتۡ لَكُمۡ أَنفُسُكُمۡ أَمۡرٗاۖ فَصَبۡرٞ جَمِيلٞۖ وَٱللَّهُ ٱلۡمُسۡتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ

Onlar Yusuf'un gomlegine sahte kan bulastırarak getirmislerdi. Babaları Yakub: “Hayır!” dedi, nefisleriniz sizi aldatmıs, bu ise sevk etmis.”Artık bana dusen, umitvar olarak guzelce sabretmektir. Ne diyeyim, sizin bu anlattıklarınız karsısında, Allah’tan baska yardım edebilecek hic kimse olamaz!” {KM, Tekvin}
Surah Yusuf, Verse 18


وَجَآءَتۡ سَيَّارَةٞ فَأَرۡسَلُواْ وَارِدَهُمۡ فَأَدۡلَىٰ دَلۡوَهُۥۖ قَالَ يَٰبُشۡرَىٰ هَٰذَا غُلَٰمٞۚ وَأَسَرُّوهُ بِضَٰعَةٗۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِمَا يَعۡمَلُونَ

(Gelelim Yusuf'a) Oteden bir kafile gelmis, sucularını kuyuya gondermislerdi. Saka vardı, kovasını sarkıttı. “A mujde! mujde! iste bir civan!” dedi.Sucu ile yanındakiler, onu ticaret malı olarak satmak niyetiyle, kafilede olanlara onu bildirmeyip gizlediler. Ama Allah Teala, onların ne yapacaklarını pek iyi biliyordu
Surah Yusuf, Verse 19


وَشَرَوۡهُ بِثَمَنِۭ بَخۡسٖ دَرَٰهِمَ مَعۡدُودَةٖ وَكَانُواْ فِيهِ مِنَ ٱلزَّـٰهِدِينَ

Nihayet Mısır'a varınca, onu dusuk bir fiyata, birkac paraya sattılar. Zaten ona pek kıymet bicmiyorlardı. {KM}
Surah Yusuf, Verse 20


وَقَالَ ٱلَّذِي ٱشۡتَرَىٰهُ مِن مِّصۡرَ لِٱمۡرَأَتِهِۦٓ أَكۡرِمِي مَثۡوَىٰهُ عَسَىٰٓ أَن يَنفَعَنَآ أَوۡ نَتَّخِذَهُۥ وَلَدٗاۚ وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلِنُعَلِّمَهُۥ مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِۚ وَٱللَّهُ غَالِبٌ عَلَىٰٓ أَمۡرِهِۦ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Mısır'da Yusuf’u satın alan vezir, hanımına: “Ona guzel bak!” dedi,“Belki bize faydası dokunur, yahut onu evlat ediniriz!” Boylece Yusuf’un o ulkede yerini saglamlastırdık, ona imkan verdik ve bu cumleden olarak, ona ruyaların yorumunu ogrettik.Allah Teala iradesini yerine getirmekte her zaman mutlak galiptir, fakat insanların cogu bunu bilmezler. {KM, Tekvin 10,6; Keza 39. bolum}
Surah Yusuf, Verse 21


وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُۥٓ ءَاتَيۡنَٰهُ حُكۡمٗا وَعِلۡمٗاۚ وَكَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ

O kemal cagına geldiginde kendisine hukum ve ilim verdik. Iste guzel is yapanlara biz boyle karsılık veririz
Surah Yusuf, Verse 22


وَرَٰوَدَتۡهُ ٱلَّتِي هُوَ فِي بَيۡتِهَا عَن نَّفۡسِهِۦ وَغَلَّقَتِ ٱلۡأَبۡوَٰبَ وَقَالَتۡ هَيۡتَ لَكَۚ قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ رَبِّيٓ أَحۡسَنَ مَثۡوَايَۖ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلظَّـٰلِمُونَ

Derken, bulundugu evin hanımı, Yusuf'a sahip olmak istedi ve kapıları kapatarak “Haydi yaklas bana!” dedi.O: “Allah’a sıgınırım!” dedi. “Dogrusu, senin kocan olan benim efendim’in cok iyiligini gordum.Hıyanet ederek zalim olanlar iflah olmazlar.” {KM, Tekvin}
Surah Yusuf, Verse 23


وَلَقَدۡ هَمَّتۡ بِهِۦۖ وَهَمَّ بِهَا لَوۡلَآ أَن رَّءَا بُرۡهَٰنَ رَبِّهِۦۚ كَذَٰلِكَ لِنَصۡرِفَ عَنۡهُ ٱلسُّوٓءَ وَٱلۡفَحۡشَآءَۚ إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُخۡلَصِينَ

Dogrusu, hanım ona sahip olmayı iyice aklına koymus ve buna yeltenmisti de. Eger Rabbinin burhanını gormeseydi o da kadına meyledecekti.Iste boylece Biz fenalıgı ve fuhsu ondan uzaklastırmak icin burhanımızı gosterdik. Cunku o, Bizim tam ihlasa erdirilmis kullarımızdandı
Surah Yusuf, Verse 24


وَٱسۡتَبَقَا ٱلۡبَابَ وَقَدَّتۡ قَمِيصَهُۥ مِن دُبُرٖ وَأَلۡفَيَا سَيِّدَهَا لَدَا ٱلۡبَابِۚ قَالَتۡ مَا جَزَآءُ مَنۡ أَرَادَ بِأَهۡلِكَ سُوٓءًا إِلَّآ أَن يُسۡجَنَ أَوۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ

Derken, ikisi de kapıya dogru kosustular. Kadın, Yusuf'un gomlegini arkadan yırttı. (Tam bu sırada) kapıda kadının kocasıyla karsılastılar! Kadın hemen “Senin ailene kotu maksatla yaklasanın cezası, zindana atılmaktan veya gayet acı bir azaptan baska ne olabilir?” dedi
Surah Yusuf, Verse 25


قَالَ هِيَ رَٰوَدَتۡنِي عَن نَّفۡسِيۚ وَشَهِدَ شَاهِدٞ مِّنۡ أَهۡلِهَآ إِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن قُبُلٖ فَصَدَقَتۡ وَهُوَ مِنَ ٱلۡكَٰذِبِينَ

Yusuf ise: “Asıl o bana sahip olmak istedi.” dedi. Hanımın akrabalarından biri de soyle sahitlik etti: “Eger gomlegi onden yırtılmıssa, kadın dogru soylemistir, delikanlı ise yalancının tekidir. Yok, eger gomlegi arkadan yırtılmıssa o yalan soylemistir, delikanlı dogru soylemektedir.”
Surah Yusuf, Verse 26


وَإِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن دُبُرٖ فَكَذَبَتۡ وَهُوَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

Yusuf ise: “Asıl o bana sahip olmak istedi.” dedi. Hanımın akrabalarından biri de soyle sahitlik etti: “Eger gomlegi onden yırtılmıssa, kadın dogru soylemistir, delikanlı ise yalancının tekidir. Yok, eger gomlegi arkadan yırtılmıssa o yalan soylemistir, delikanlı dogru soylemektedir.”
Surah Yusuf, Verse 27


فَلَمَّا رَءَا قَمِيصَهُۥ قُدَّ مِن دُبُرٖ قَالَ إِنَّهُۥ مِن كَيۡدِكُنَّۖ إِنَّ كَيۡدَكُنَّ عَظِيمٞ

Gomleginin arkadan yırtıldıgını gorunce (kocası, esine:) “Anlasıldı!” dedi. “Bu, siz kadınların oyunlarınızdan biri! Gercekten sizin fendiniz pek muthistir! Yusuf! Sakın bunu kimseye soyleme! Kadın! Sen de gunahından dolayı af dile, cunku sen gunaha girenlerden oldun.”
Surah Yusuf, Verse 28


يُوسُفُ أَعۡرِضۡ عَنۡ هَٰذَاۚ وَٱسۡتَغۡفِرِي لِذَنۢبِكِۖ إِنَّكِ كُنتِ مِنَ ٱلۡخَاطِـِٔينَ

Gomleginin arkadan yırtıldıgını gorunce (kocası, esine:) “Anlasıldı!” dedi. “Bu, siz kadınların oyunlarınızdan biri! Gercekten sizin fendiniz pek muthistir! Yusuf! Sakın bunu kimseye soyleme! Kadın! Sen de gunahından dolayı af dile, cunku sen gunaha girenlerden oldun.”
Surah Yusuf, Verse 29


۞وَقَالَ نِسۡوَةٞ فِي ٱلۡمَدِينَةِ ٱمۡرَأَتُ ٱلۡعَزِيزِ تُرَٰوِدُ فَتَىٰهَا عَن نَّفۡسِهِۦۖ قَدۡ شَغَفَهَا حُبًّاۖ إِنَّا لَنَرَىٰهَا فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ

Sehirde birtakım kadınlar: “Duydunuz mu?” dediler: “Vezirin hanımı usagına gonlunu kaptırmıs, ondan kam almak istemis! Sevda atesi bagrını yakmıs. Kadın besbelli cıldırmıs!”
Surah Yusuf, Verse 30


فَلَمَّا سَمِعَتۡ بِمَكۡرِهِنَّ أَرۡسَلَتۡ إِلَيۡهِنَّ وَأَعۡتَدَتۡ لَهُنَّ مُتَّكَـٔٗا وَءَاتَتۡ كُلَّ وَٰحِدَةٖ مِّنۡهُنَّ سِكِّينٗا وَقَالَتِ ٱخۡرُجۡ عَلَيۡهِنَّۖ فَلَمَّا رَأَيۡنَهُۥٓ أَكۡبَرۡنَهُۥ وَقَطَّعۡنَ أَيۡدِيَهُنَّ وَقُلۡنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا هَٰذَا بَشَرًا إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا مَلَكٞ كَرِيمٞ

Hanım o kadınların kendisi aleyhindeki bu dedikodularını isitince onları konagına davet etmek uzere davetci gonderdi.Onlar icin mukellef bir sofra hazırlattı. Sofrada, ikram edilen meyveleri soysunlar diye, her misafir icin bir de bıcak koydurmustu. Onlar meyvelerini soyup kesmekle mesgul oldukları sırada, beriden de Yusuf'a: “Cık simdi onların karsısına!” dedi. Kadınlar onu gorunce hayran kaldılar, onun guzelligine dalıp gittiklerinden, farkında olmadan kendi ellerini kestiler ve: “Hasa! Allah icin bu, bir insan olamaz! Bu sadece yuce bir melek! Baska bir sey olamaz!” dediler
Surah Yusuf, Verse 31


قَالَتۡ فَذَٰلِكُنَّ ٱلَّذِي لُمۡتُنَّنِي فِيهِۖ وَلَقَدۡ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفۡسِهِۦ فَٱسۡتَعۡصَمَۖ وَلَئِن لَّمۡ يَفۡعَلۡ مَآ ءَامُرُهُۥ لَيُسۡجَنَنَّ وَلَيَكُونٗا مِّنَ ٱلصَّـٰغِرِينَ

Vezirin hanımı: “Iste, beni kınamanıza sebep olan genc! Yemin ederim ki ben ondan kam almak istedim, ama o iffetli davrandı.Yine yemin ederim ki kendisine emredecegim isi yapmaması halinde o mutlaka zindana atılacak, zelil ve perisan olacaktır!”
Surah Yusuf, Verse 32


قَالَ رَبِّ ٱلسِّجۡنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدۡعُونَنِيٓ إِلَيۡهِۖ وَإِلَّا تَصۡرِفۡ عَنِّي كَيۡدَهُنَّ أَصۡبُ إِلَيۡهِنَّ وَأَكُن مِّنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ

“Ya Rabbi!” dedi, “Zindan, bu kadınların beni davet ettikleri o isten daha iyidir. Eger sen onların fendini benden uzaklastırmazsan, onlara meyledip cahilce davrananlardan olabilirim.”
Surah Yusuf, Verse 33


فَٱسۡتَجَابَ لَهُۥ رَبُّهُۥ فَصَرَفَ عَنۡهُ كَيۡدَهُنَّۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ

Rabbi onun duasını kabul buyurdu ve onu kadınların fendinden korudu. Cunku O, dua edenlerin dualarını isitir, durumlarına uygun olan seyleri bilir
Surah Yusuf, Verse 34


ثُمَّ بَدَا لَهُم مِّنۢ بَعۡدِ مَا رَأَوُاْ ٱلۡأٓيَٰتِ لَيَسۡجُنُنَّهُۥ حَتَّىٰ حِينٖ

Sonra, vezir ve arkadasları bunca kesin deliller gormelerine ragmen, dedikoduları kesmek gayesiyle, bir muddet icin onu hapse atmayı uygun buldular
Surah Yusuf, Verse 35


وَدَخَلَ مَعَهُ ٱلسِّجۡنَ فَتَيَانِۖ قَالَ أَحَدُهُمَآ إِنِّيٓ أَرَىٰنِيٓ أَعۡصِرُ خَمۡرٗاۖ وَقَالَ ٱلۡأٓخَرُ إِنِّيٓ أَرَىٰنِيٓ أَحۡمِلُ فَوۡقَ رَأۡسِي خُبۡزٗا تَأۡكُلُ ٱلطَّيۡرُ مِنۡهُۖ نَبِّئۡنَا بِتَأۡوِيلِهِۦٓۖ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Hapishaneye onunla beraber iki genc de girmisti. Onlardan biri: “Ben ruyamda, kendimi sarap yapmak icin uzum sıkarken gordum.”Oburu de: “Ben de basımın ustunde ekmek tasıdıgımı ve bu ekmegi kusların gagaladıgını gordum. Ne olur, bu ruyamızın tabirini bildir, dogrusu biz seni iyi insanlardan biri olarak goruyoruz.” dediler
Surah Yusuf, Verse 36


قَالَ لَا يَأۡتِيكُمَا طَعَامٞ تُرۡزَقَانِهِۦٓ إِلَّا نَبَّأۡتُكُمَا بِتَأۡوِيلِهِۦ قَبۡلَ أَن يَأۡتِيَكُمَاۚ ذَٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِي رَبِّيٓۚ إِنِّي تَرَكۡتُ مِلَّةَ قَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ كَٰفِرُونَ

Yusuf: “Yiyeceginiz yemek size henuz gelmeden, her birinizin ruyasının tabirini size bildirmis olurum. Bu, Rabbimin bana ogrettigi ilimlerdendir.Ama, once biraz beni dinleyin: Ben Allah'a iman etmeyen, ahireti de inkar eden bir halkın dinini bir tarafa atıp, atalarım Ibrahim, Ishak ve Yakub’un dinine tabi oldum. Allah’a herhangi bir seyi serik saymak bizim icin asla dogru olmaz. Bu tevhid inancı, Allah’ın hem bize, hem de insanlara olan ihsanıdır. Ama ne yazık ki insanların cogu bu nimete sukretmezler.”
Surah Yusuf, Verse 37


وَٱتَّبَعۡتُ مِلَّةَ ءَابَآءِيٓ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۚ مَا كَانَ لَنَآ أَن نُّشۡرِكَ بِٱللَّهِ مِن شَيۡءٖۚ ذَٰلِكَ مِن فَضۡلِ ٱللَّهِ عَلَيۡنَا وَعَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَشۡكُرُونَ

Yusuf: “Yiyeceginiz yemek size henuz gelmeden, her birinizin ruyasının tabirini size bildirmis olurum. Bu, Rabbimin bana ogrettigi ilimlerdendir.Ama, once biraz beni dinleyin: Ben Allah'a iman etmeyen, ahireti de inkar eden bir halkın dinini bir tarafa atıp, atalarım Ibrahim, Ishak ve Yakub’un dinine tabi oldum. Allah’a herhangi bir seyi serik saymak bizim icin asla dogru olmaz. Bu tevhid inancı, Allah’ın hem bize, hem de insanlara olan ihsanıdır. Ama ne yazık ki insanların cogu bu nimete sukretmezler.”
Surah Yusuf, Verse 38


يَٰصَٰحِبَيِ ٱلسِّجۡنِ ءَأَرۡبَابٞ مُّتَفَرِّقُونَ خَيۡرٌ أَمِ ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ

“Ey hapishane arkadaslarım, bir dusunun, sizin icin muteaddit rablere ibadet etmek mi, yoksa tek mutlak hakim olan Allah'a ibadet etmek mi iyidir
Surah Yusuf, Verse 39


مَا تَعۡبُدُونَ مِن دُونِهِۦٓ إِلَّآ أَسۡمَآءٗ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِنِ ٱلۡحُكۡمُ إِلَّا لِلَّهِ أَمَرَ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّآ إِيَّاهُۚ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلۡقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Sizin Allah'tan baska ibadet ettiginiz tanrılar, sizin ve atalarınızın uydurdugu birtakım bos isimlerden ibarettir. Allah onların tanrı olduklarına dair hicbir delil indirmemistir.Hukum yetkisi yalnız Allah’ındır. O ise, baskasına degil, yalnız Kendisine ibadet etmemizi emir buyurmustur. Iste dosdogru din! Fakat insanların cogu bunu bilmezler.”
Surah Yusuf, Verse 40


يَٰصَٰحِبَيِ ٱلسِّجۡنِ أَمَّآ أَحَدُكُمَا فَيَسۡقِي رَبَّهُۥ خَمۡرٗاۖ وَأَمَّا ٱلۡأٓخَرُ فَيُصۡلَبُ فَتَأۡكُلُ ٱلطَّيۡرُ مِن رَّأۡسِهِۦۚ قُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ ٱلَّذِي فِيهِ تَسۡتَفۡتِيَانِ

(Ey hapis arkadaslarım, gelelim ruyalarınızın tabirine:)Sizden biriniz, efendisine yine sarap sunacak, oburu ise asılacak, kuslar da basını gagalayacak. Iste yorumunu istediginiz is, boylece halledilip sonuclandırılmıstır.”
Surah Yusuf, Verse 41


وَقَالَ لِلَّذِي ظَنَّ أَنَّهُۥ نَاجٖ مِّنۡهُمَا ٱذۡكُرۡنِي عِندَ رَبِّكَ فَأَنسَىٰهُ ٱلشَّيۡطَٰنُ ذِكۡرَ رَبِّهِۦ فَلَبِثَ فِي ٱلسِّجۡنِ بِضۡعَ سِنِينَ

Onlardan kurtulacagını anladıgı arkadasına: “Efendine benden bahset, sucsuz oldugumu hatırlat,” dedi. Fakat seytan, efendisine soylemeyi ona unutturdu. Boylece Yusuf birkac yıl daha hapishanede kaldı
Surah Yusuf, Verse 42


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ إِنِّيٓ أَرَىٰ سَبۡعَ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعَ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖۖ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمَلَأُ أَفۡتُونِي فِي رُءۡيَٰيَ إِن كُنتُمۡ لِلرُّءۡيَا تَعۡبُرُونَ

(Gunun birinde) hukumdar gordugu bir ruyayı anlatıp dedi ki: “Ben yedi semiz inek gordum, bunları yedi zayıf inek yiyordu. Bir de yedi yesil basak ile yedi kuru basak gordum. Ey efendiler: “Siz ruya tabir ediyorsanız, benim bu ruyamı da halledin!”
Surah Yusuf, Verse 43


قَالُوٓاْ أَضۡغَٰثُ أَحۡلَٰمٖۖ وَمَا نَحۡنُ بِتَأۡوِيلِ ٱلۡأَحۡلَٰمِ بِعَٰلِمِينَ

O kahinler “Bu gordukleriniz karısık duslerdir. Biz boyle karısık duslerin yorumunu bilemeyiz.” dediler
Surah Yusuf, Verse 44


وَقَالَ ٱلَّذِي نَجَا مِنۡهُمَا وَٱدَّكَرَ بَعۡدَ أُمَّةٍ أَنَا۠ أُنَبِّئُكُم بِتَأۡوِيلِهِۦ فَأَرۡسِلُونِ

O iki arkadastan kurtulanı, aradan gecen bunca zamandan sonra, iste ancak o sırada, Yusuf'u hatırlayıp dedi ki “Ruyanın tabirini size ben bildirecegim. Hele siz beni hapishaneye bir gonderiverin!”
Surah Yusuf, Verse 45


يُوسُفُ أَيُّهَا ٱلصِّدِّيقُ أَفۡتِنَا فِي سَبۡعِ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعِ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖ لَّعَلِّيٓ أَرۡجِعُ إِلَى ٱلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَعۡلَمُونَ

Hapishaneye gidip: “Yusuf! Sozu dogru ve isabetli olan aziz dostum! Su muskil ruya hakkında bize bir cozum bildir lutfen: “Yedi semiz inegi yiyen yedi zayıf inek ile yedi yesil basak ile yedi kuru basagın anlamı ne olabilir? Umid ederim ki isabetli yorumunu ogrenip ilgili insanlara aktarırım, boylece onlar da dogruyu ogrenir ve senin kıymetini bilirler.”
Surah Yusuf, Verse 46


قَالَ تَزۡرَعُونَ سَبۡعَ سِنِينَ دَأَبٗا فَمَا حَصَدتُّمۡ فَذَرُوهُ فِي سُنۢبُلِهِۦٓ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تَأۡكُلُونَ

Yusuf: “Yedi sene, bildiginiz sekilde ekin ekersiniz. Ama bictiginizi, yiyeceginiz az miktar dısında, basagında bırakır, depolarsınız
Surah Yusuf, Verse 47


ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ سَبۡعٞ شِدَادٞ يَأۡكُلۡنَ مَا قَدَّمۡتُمۡ لَهُنَّ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تُحۡصِنُونَ

Sonra, bunun pesinden yedi kurak yıl gelecek, tohumluk olarak saklayacagınız az bir miktar dısında, once biriktirdiklerinizi yiyip tuketirsiniz.Sonra onun arkasından bir yıl gelecek ki halk bol yagmura kavusacak, sıkıntıdan kurtulacak, bol meyve sıkıp hayvanları sagacaklar.” {KM, Tekvin 41. bolum}
Surah Yusuf, Verse 48


ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ عَامٞ فِيهِ يُغَاثُ ٱلنَّاسُ وَفِيهِ يَعۡصِرُونَ

Sonra, bunun pesinden yedi kurak yıl gelecek, tohumluk olarak saklayacagınız az bir miktar dısında, once biriktirdiklerinizi yiyip tuketirsiniz.Sonra onun arkasından bir yıl gelecek ki halk bol yagmura kavusacak, sıkıntıdan kurtulacak, bol meyve sıkıp hayvanları sagacaklar.” {KM, Tekvin 41. bolum}
Surah Yusuf, Verse 49


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦۖ فَلَمَّا جَآءَهُ ٱلرَّسُولُ قَالَ ٱرۡجِعۡ إِلَىٰ رَبِّكَ فَسۡـَٔلۡهُ مَا بَالُ ٱلنِّسۡوَةِ ٱلَّـٰتِي قَطَّعۡنَ أَيۡدِيَهُنَّۚ إِنَّ رَبِّي بِكَيۡدِهِنَّ عَلِيمٞ

Bunu duyan Hukumdar: “Onu bana getirin!” dedi. Hukumdarın elcisi gelince Yusuf: “Sen once donup efendine de ki: “O ellerini kesen kadınların meselesi neydi, kendisine soruver.” Zaten benim efendim, o kadınların fendini pek iyi bilir.”
Surah Yusuf, Verse 50


قَالَ مَا خَطۡبُكُنَّ إِذۡ رَٰوَدتُّنَّ يُوسُفَ عَن نَّفۡسِهِۦۚ قُلۡنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا عَلِمۡنَا عَلَيۡهِ مِن سُوٓءٖۚ قَالَتِ ٱمۡرَأَتُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡـَٰٔنَ حَصۡحَصَ ٱلۡحَقُّ أَنَا۠ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفۡسِهِۦ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

Hukumdar o kadınları toplayıp: “Ne idi sizin Yusuf'la davanız?” Siz Yusuf’u elde etmeye calıstıgınızda durum ne idi, Yusuf nasıl davrandı?” diye sordu. Onlar da: “Hasa! Allah icin soylemek gerekirse, onun yaptıgı hic bir kotuluk bilmis, gormus degiliz.” dediler.Iste o sırada vezirin esi: “Simdi gercek meydana cıktı. Ondan kam almak isteyen bendim. O ise tam sadık ve durust insanlardandır.” diye itiraf etti
Surah Yusuf, Verse 51


ذَٰلِكَ لِيَعۡلَمَ أَنِّي لَمۡ أَخُنۡهُ بِٱلۡغَيۡبِ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي كَيۡدَ ٱلۡخَآئِنِينَ

Ve devamla soyle dedi: Bunu boylece soyluyorum ki esim vezir de (Yusuf'a sahib olmaya yeltenmemle beraber) kendisinden gizli olarak ona (fiilen) hiyanet etmedigimi ve Allah’ın hainlerin hilesini iflah etmeyecegini bilsin. Dogrusu, ben nefsimi temize cıkarmam. Cunku Rabbimin merhamet edip korudukları haric, nefis daima fenalıgı ister, kotuluge sevk eder. Dogrusu Rabbim gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).”
Surah Yusuf, Verse 52


۞وَمَآ أُبَرِّئُ نَفۡسِيٓۚ إِنَّ ٱلنَّفۡسَ لَأَمَّارَةُۢ بِٱلسُّوٓءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّيٓۚ إِنَّ رَبِّي غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Ve devamla soyle dedi: Bunu boylece soyluyorum ki esim vezir de (Yusuf'a sahib olmaya yeltenmemle beraber) kendisinden gizli olarak ona (fiilen) hiyanet etmedigimi ve Allah’ın hainlerin hilesini iflah etmeyecegini bilsin. Dogrusu, ben nefsimi temize cıkarmam. Cunku Rabbimin merhamet edip korudukları haric, nefis daima fenalıgı ister, kotuluge sevk eder. Dogrusu Rabbim gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).”
Surah Yusuf, Verse 53


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦٓ أَسۡتَخۡلِصۡهُ لِنَفۡسِيۖ فَلَمَّا كَلَّمَهُۥ قَالَ إِنَّكَ ٱلۡيَوۡمَ لَدَيۡنَا مَكِينٌ أَمِينٞ

Hukumdar: “Onu yanıma getirin, ozel danısman edineyim.” dedi. Onunla konustuktan sonra da: “Sen artık bundan boyle, nezdimizde yuksek bir makam sahibi, tam itimad edilen bir mustesarsın.” dedi
Surah Yusuf, Verse 54


قَالَ ٱجۡعَلۡنِي عَلَىٰ خَزَآئِنِ ٱلۡأَرۡضِۖ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٞ

Yusuf: “Beni ulkenin hazine islerinden sorumlu bakan olarak gorevlendir, dedi. Cunku ben malları iyi korur, isletme ve yonetimi iyi bilirim.” dedi
Surah Yusuf, Verse 55


وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ يَتَبَوَّأُ مِنۡهَا حَيۡثُ يَشَآءُۚ نُصِيبُ بِرَحۡمَتِنَا مَن نَّشَآءُۖ وَلَا نُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Boylece Biz Yusuf'a Mısır’da iktidar verdik. Diledigi yerde konaklayabilir, orayı diledigi sekilde yonetirdi.Biz lutfumuzu diledigimiz kimselere eristirir ve guzel hareket edenlerin ucretlerini asla zayi etmeyiz
Surah Yusuf, Verse 56


وَلَأَجۡرُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ

Ahiretteki ucret ve odul, iman edip haramlardan sakınanlar icin elbette daha hayırlıdır
Surah Yusuf, Verse 57


وَجَآءَ إِخۡوَةُ يُوسُفَ فَدَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَعَرَفَهُمۡ وَهُمۡ لَهُۥ مُنكِرُونَ

Gun geldi, Yusuf'un kardesleri Mısır’a gelip onun huzuruna cıktılar. O onları tanıdı, ama oburleri onu tanıyamadılar
Surah Yusuf, Verse 58


وَلَمَّا جَهَّزَهُم بِجَهَازِهِمۡ قَالَ ٱئۡتُونِي بِأَخٖ لَّكُم مِّنۡ أَبِيكُمۡۚ أَلَا تَرَوۡنَ أَنِّيٓ أُوفِي ٱلۡكَيۡلَ وَأَنَا۠ خَيۡرُ ٱلۡمُنزِلِينَ

Yusuf onların zahire yuklerini hazırlatınca dedi ki: “Siz, baba bir kardesinizi de yanıma getirin, gordugunuz gibi ben size tam olcek veriyorum ve ben dısardan gelen misafirleri agırlamaya, baska herkesten fazla ozen gostermekteyim. Eger onu getirmezseniz, o zaman, ne bir olcek olsun zahire bekleyin, ne de yanıma yaklasın!”
Surah Yusuf, Verse 59


فَإِن لَّمۡ تَأۡتُونِي بِهِۦ فَلَا كَيۡلَ لَكُمۡ عِندِي وَلَا تَقۡرَبُونِ

Yusuf onların zahire yuklerini hazırlatınca dedi ki: “Siz, baba bir kardesinizi de yanıma getirin, gordugunuz gibi ben size tam olcek veriyorum ve ben dısardan gelen misafirleri agırlamaya, baska herkesten fazla ozen gostermekteyim. Eger onu getirmezseniz, o zaman, ne bir olcek olsun zahire bekleyin, ne de yanıma yaklasın!”
Surah Yusuf, Verse 60


قَالُواْ سَنُرَٰوِدُ عَنۡهُ أَبَاهُ وَإِنَّا لَفَٰعِلُونَ

Onlar: “Bakalım, babasından ona izin almanın bir yolunu bulup bu isi ayarlamaya calısacagız.” dediler
Surah Yusuf, Verse 61


وَقَالَ لِفِتۡيَٰنِهِ ٱجۡعَلُواْ بِضَٰعَتَهُمۡ فِي رِحَالِهِمۡ لَعَلَّهُمۡ يَعۡرِفُونَهَآ إِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمۡ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ

Yusuf, zahire tartan gorevlilerine de dedi ki: “Onların, zahire karsılıgında verdikleri mallarını da yuklerinin icine koyun. Boylece belki ailelerine donduklerinde, bunun farkına varıp yine gelirler.”
Surah Yusuf, Verse 62


فَلَمَّا رَجَعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَبِيهِمۡ قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مُنِعَ مِنَّا ٱلۡكَيۡلُ فَأَرۡسِلۡ مَعَنَآ أَخَانَا نَكۡتَلۡ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ

Babalarının yanına donunce: “Sevgili babamız, dediler, olcegimiz, tahsisatımız kaldırıldı. Gelecek sefer, obur kardesimizi de bizimle beraber gonder ki onu vesile ederek, daha cok tahsisat alalım. Onu gozumuz gibi koruyacagımıza kesin soz veriyoruz.!”
Surah Yusuf, Verse 63


قَالَ هَلۡ ءَامَنُكُمۡ عَلَيۡهِ إِلَّا كَمَآ أَمِنتُكُمۡ عَلَىٰٓ أَخِيهِ مِن قَبۡلُ فَٱللَّهُ خَيۡرٌ حَٰفِظٗاۖ وَهُوَ أَرۡحَمُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

Yakub dedi ki: “Daha once onun kardesini size emanet ettigim gibi bunu da size inanıp emanet edeyim, oyle mi? Ben size degil sadece Allah'a ısmarlarım.Cunku en iyi koruyan Allah’tır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
Surah Yusuf, Verse 64


وَلَمَّا فَتَحُواْ مَتَٰعَهُمۡ وَجَدُواْ بِضَٰعَتَهُمۡ رُدَّتۡ إِلَيۡهِمۡۖ قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مَا نَبۡغِيۖ هَٰذِهِۦ بِضَٰعَتُنَا رُدَّتۡ إِلَيۡنَاۖ وَنَمِيرُ أَهۡلَنَا وَنَحۡفَظُ أَخَانَا وَنَزۡدَادُ كَيۡلَ بَعِيرٖۖ ذَٰلِكَ كَيۡلٞ يَسِيرٞ

Yuklerini acınca da, zahire bedellerinin yukleri icine geri konuldugunu gorduler ve:“Baba, baba! dediler, daha ne istiyoruz, iste verdigimiz zahire bedellerimiz de bize geri verilmis! Gidelim, yine evimize erzak getiririz, kardesimizi de koruruz, hem bir deve yuku de fazla alırız.Cunku bu sefer aldıgımız, az bir olcektir (ihtiyacımıza yetmez)”
Surah Yusuf, Verse 65


قَالَ لَنۡ أُرۡسِلَهُۥ مَعَكُمۡ حَتَّىٰ تُؤۡتُونِ مَوۡثِقٗا مِّنَ ٱللَّهِ لَتَأۡتُنَّنِي بِهِۦٓ إِلَّآ أَن يُحَاطَ بِكُمۡۖ فَلَمَّآ ءَاتَوۡهُ مَوۡثِقَهُمۡ قَالَ ٱللَّهُ عَلَىٰ مَا نَقُولُ وَكِيلٞ

Yakub soyle cevap verdi: “Siz kendiniz helak olmadıkca, onu bana getireceginize dair Allah'ın huzurunda saglam bir soz vermeden, ben asla onu sizinle gondermem!” Onlar kendisine kesin soz verince de dedi ki: “Allah Teala da bu soylediklerimize sahittir, gozeticidir.”
Surah Yusuf, Verse 66


وَقَالَ يَٰبَنِيَّ لَا تَدۡخُلُواْ مِنۢ بَابٖ وَٰحِدٖ وَٱدۡخُلُواْ مِنۡ أَبۡوَٰبٖ مُّتَفَرِّقَةٖۖ وَمَآ أُغۡنِي عَنكُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٍۖ إِنِ ٱلۡحُكۡمُ إِلَّا لِلَّهِۖ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُۖ وَعَلَيۡهِ فَلۡيَتَوَكَّلِ ٱلۡمُتَوَكِّلُونَ

Ve “Evlatlarım!” diye ilave etti: “Sehre aynı kapıdan degil de, ayrı ayrı kapılardan girin.Gerci ben ne yapsam, Allah'tan gelecek takdiri onleyemem.Zira hukum yetkisi, yalnız Allah’ındır. Onun icindir ki ben ancak O’na dayanır, O’na guvenirim.Tevekkul edenler de yalnız O’na dayanıp guvenmelidirler.”
Surah Yusuf, Verse 67


وَلَمَّا دَخَلُواْ مِنۡ حَيۡثُ أَمَرَهُمۡ أَبُوهُم مَّا كَانَ يُغۡنِي عَنۡهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٍ إِلَّا حَاجَةٗ فِي نَفۡسِ يَعۡقُوبَ قَضَىٰهَاۚ وَإِنَّهُۥ لَذُو عِلۡمٖ لِّمَا عَلَّمۡنَٰهُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Babalarının kendilerine emrettigi sekilde ayrı ayrı kapılardan girerek onun emrini yerine getirdiler. Ama bu tedbir, Allah'ın kendileri hakkındaki takdiri karsısında hic bir fayda saglamadı.Sadece Yakub’un icindeki bir dilegi acıga cıkarmıs oldu. O, kendisine Biz ogrettigimizden oturu ilim sahibi idi. (Bunun icindir ki “Allah’tan gelecek takdiri onleyemem.” demisti.) Fakat insanların cogu bu gercegi bilmezler
Surah Yusuf, Verse 68


وَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَىٰ يُوسُفَ ءَاوَىٰٓ إِلَيۡهِ أَخَاهُۖ قَالَ إِنِّيٓ أَنَا۠ أَخُوكَ فَلَا تَبۡتَئِسۡ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Onlar Yusuf'un huzuruna girince, oz kardesini yanına cekti ve: “Iyi bilesin ki ben senin kardesinim, onların yaptıklarına uzulme!” dedi. {KM}
Surah Yusuf, Verse 69


فَلَمَّا جَهَّزَهُم بِجَهَازِهِمۡ جَعَلَ ٱلسِّقَايَةَ فِي رَحۡلِ أَخِيهِ ثُمَّ أَذَّنَ مُؤَذِّنٌ أَيَّتُهَا ٱلۡعِيرُ إِنَّكُمۡ لَسَٰرِقُونَ

Onların yuklerini hazırlatırken, su kabını, oz kardesinin yukunun icine koydurdu.Kervan hareket edince de Yusuf'un gorevlilerinden biri: “Ey kafile! Durun, siz hırsızlık yapmıssınız!” diye nida etti
Surah Yusuf, Verse 70


قَالُواْ وَأَقۡبَلُواْ عَلَيۡهِم مَّاذَا تَفۡقِدُونَ

Onlar geri donup geldiler ve: “Mesele nedir, ne kaybettiniz ki, bizi sucluyorsunuz?” dediler
Surah Yusuf, Verse 71


قَالُواْ نَفۡقِدُ صُوَاعَ ٱلۡمَلِكِ وَلِمَن جَآءَ بِهِۦ حِمۡلُ بَعِيرٖ وَأَنَا۠ بِهِۦ زَعِيمٞ

Gorevlilerden biri: “Hukumdarın su kabını kaybettik. Onu getirene bir deve yuku odul var. Buna ben kefilim.” dedi
Surah Yusuf, Verse 72


قَالُواْ تَٱللَّهِ لَقَدۡ عَلِمۡتُم مَّا جِئۡنَا لِنُفۡسِدَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا كُنَّا سَٰرِقِينَ

“Allah'a yemin olsun ki, biz ulkede fesat cıkarmak, nizamı bozmak icin gelmedik, siz de bunu biliyorsunuz. Hele hırsız, hic degiliz!” dediler
Surah Yusuf, Verse 73


قَالُواْ فَمَا جَزَـٰٓؤُهُۥٓ إِن كُنتُمۡ كَٰذِبِينَ

Gorevliler: “Peki, yalancı cıkarsanız, cezası ne?” dediler
Surah Yusuf, Verse 74


قَالُواْ جَزَـٰٓؤُهُۥ مَن وُجِدَ فِي رَحۡلِهِۦ فَهُوَ جَزَـٰٓؤُهُۥۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلظَّـٰلِمِينَ

“Cezası, dediler, kimin yukunde cıkarsa, iste o onun cezasıdır (yani calması sebebiyle kendisi rehin ve mahkum olur).” Biz zalimleri boyle cezalandırırız!” {KM, Cıkıs 22;2; Yesu}
Surah Yusuf, Verse 75


فَبَدَأَ بِأَوۡعِيَتِهِمۡ قَبۡلَ وِعَآءِ أَخِيهِ ثُمَّ ٱسۡتَخۡرَجَهَا مِن وِعَآءِ أَخِيهِۚ كَذَٰلِكَ كِدۡنَا لِيُوسُفَۖ مَا كَانَ لِيَأۡخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ ٱلۡمَلِكِ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ نَرۡفَعُ دَرَجَٰتٖ مَّن نَّشَآءُۗ وَفَوۡقَ كُلِّ ذِي عِلۡمٍ عَلِيمٞ

Yusuf, oz kardesinin yukunden once, oburlerinin yuklerini aratmaya basladı.Sonra su kabını kardesinin yukunden cıkarttı.Iste Biz Yusuf'a, kardesini alıkoyması icin boyle bir plan ogrettik.Yoksa, Allah dilemedikce Hukumdarın kanununa gore, kardesini alması uygun olmazdı. Biz diledigimiz kimseleri pek ustun derecelere yukseltiriz. Her ilim sahibinin ustunde daha iyi bir bilen bulunur
Surah Yusuf, Verse 76


۞قَالُوٓاْ إِن يَسۡرِقۡ فَقَدۡ سَرَقَ أَخٞ لَّهُۥ مِن قَبۡلُۚ فَأَسَرَّهَا يُوسُفُ فِي نَفۡسِهِۦ وَلَمۡ يُبۡدِهَا لَهُمۡۚ قَالَ أَنتُمۡ شَرّٞ مَّكَانٗاۖ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا تَصِفُونَ

Onlar: “Eger o calmıssa, zaten daha once onun kardesi de hırsızlık etmisti.” dediler. Yusuf bu sozden duydugu uzuntuyu icine attı ve onlara belli etmedi.Icinden de dedi ki: “Asıl kotu durumda olan sizsiniz. Ileri surdugunuz iddiaların gercek yonunu Allah pek iyi biliyor ya, o yeter!”
Surah Yusuf, Verse 77


قَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡعَزِيزُ إِنَّ لَهُۥٓ أَبٗا شَيۡخٗا كَبِيرٗا فَخُذۡ أَحَدَنَا مَكَانَهُۥٓۖ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Yusuf'un kardesini alıkoyması karsısında, onlar soyle dediler:“Aziz vezir! Onun pir-i fani bir babası var (Bu kucuk evladını kaybetmeye dayanamaz), onun yerine bizden istedigini alıkoy. Gercekten seni anlayıs gosteren, iyilik sever insanlardan olarak goruyoruz!”
Surah Yusuf, Verse 78


قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِ أَن نَّأۡخُذَ إِلَّا مَن وَجَدۡنَا مَتَٰعَنَا عِندَهُۥٓ إِنَّآ إِذٗا لَّظَٰلِمُونَ

Yusuf: “Biz malımızı kimin yanında bulmussak ancak onu alıkoyarız. Baskasını tutmaktan Allah'a sıgınırım. Cunku biz oyle yaparsak zalimler arasına girmis oluruz!”
Surah Yusuf, Verse 79


فَلَمَّا ٱسۡتَيۡـَٔسُواْ مِنۡهُ خَلَصُواْ نَجِيّٗاۖ قَالَ كَبِيرُهُمۡ أَلَمۡ تَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ أَبَاكُمۡ قَدۡ أَخَذَ عَلَيۡكُم مَّوۡثِقٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَمِن قَبۡلُ مَا فَرَّطتُمۡ فِي يُوسُفَۖ فَلَنۡ أَبۡرَحَ ٱلۡأَرۡضَ حَتَّىٰ يَأۡذَنَ لِيٓ أَبِيٓ أَوۡ يَحۡكُمَ ٱللَّهُ لِيۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلۡحَٰكِمِينَ

Vakta ki Yusuf'un onu vermesinden umitlerini kestiler. Bir yana cekilip aralarında fısıldasarak soyle konusmaya basladılar. Agabeyleri dedi ki:“Allah’ı sahit tutarak babanıza kesin soz verdiginizi ve daha once Yusuf hakkında da islediginiz kusuru nasıl olur da bilmezlikten gelebilirsiniz? Ne yuzle doneceksiniz?Ben buradan bir adım bile atmam, ayrılmam; ancak babam bana izin verirse yahut hukum verenlerin en hayırlısı olan Allah hukmunu bildirirse, o baska!”
Surah Yusuf, Verse 80


ٱرۡجِعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَبِيكُمۡ فَقُولُواْ يَـٰٓأَبَانَآ إِنَّ ٱبۡنَكَ سَرَقَ وَمَا شَهِدۡنَآ إِلَّا بِمَا عَلِمۡنَا وَمَا كُنَّا لِلۡغَيۡبِ حَٰفِظِينَ

“Siz donun, babanıza deyin ki: “Sevgili babamız, bizler farkına varmadanoglun inan ki hırsızlık etmis. Biz ancak bildigimize sahitlik ediyoruz. (Soz verdigimiz zaman, bu durumun ortaya cıkacagını nereden bilebilirdik?)Gayb bize emanet edilmis degil ki!”
Surah Yusuf, Verse 81


وَسۡـَٔلِ ٱلۡقَرۡيَةَ ٱلَّتِي كُنَّا فِيهَا وَٱلۡعِيرَ ٱلَّتِيٓ أَقۡبَلۡنَا فِيهَاۖ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ

“Inanmazsan, gittigimiz sehrin ahalisine ve yine icinde geldigimiz kafilede bulunanlara sor! Butun samimiyetimizle ifade ediyoruz ki soyledigimiz, dogrunun ta kendisidir.”
Surah Yusuf, Verse 82


قَالَ بَلۡ سَوَّلَتۡ لَكُمۡ أَنفُسُكُمۡ أَمۡرٗاۖ فَصَبۡرٞ جَمِيلٌۖ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَأۡتِيَنِي بِهِمۡ جَمِيعًاۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ

Ama babaları Yakub: “Hayır, hayır! Korkarım yine nefisleriniz sizi olumsuz bir ise surukleyip ayagınızı kaydırmıstır. Ne yapayım? Bu hale karsı sukunet ve umit icinde sabretmekten baska yapacak sey yok! Umidim var ki Allah butun kaybettiklerimi bana lutfedecektir. Cunku O alimdir, hakimdir (benim de onların da hallerini bilir ve beni elbette hikmetini ortaya koymak icin, bu imtihana tabi tutmustur).”
Surah Yusuf, Verse 83


وَتَوَلَّىٰ عَنۡهُمۡ وَقَالَ يَـٰٓأَسَفَىٰ عَلَىٰ يُوسُفَ وَٱبۡيَضَّتۡ عَيۡنَاهُ مِنَ ٱلۡحُزۡنِ فَهُوَ كَظِيمٞ

Onlardan yuzunu cevirip ote tarafa donerek ufuklara seslendi: “Ya esafa ala Yusuf! Nerdesin Yusuf! Nerdesin Yusuf!”Yusuf diye diye, uzuntusunden gozlerine ak dustu. Yaptıklarından dolayı ogullarına duydugu kızgınlıgını da belirtmiyor, ofkesini yenmeye calısıyordu
Surah Yusuf, Verse 84


قَالُواْ تَٱللَّهِ تَفۡتَؤُاْ تَذۡكُرُ يُوسُفَ حَتَّىٰ تَكُونَ حَرَضًا أَوۡ تَكُونَ مِنَ ٱلۡهَٰلِكِينَ

Ogulları soyle dediler: “Omrun gecti gitti, hala Yusuf'u dilinden dusurmuyorsun. Vallahi “Yusuf!” diye diye kederden eriyeceksin veya busbutun olup gideceksin”
Surah Yusuf, Verse 85


قَالَ إِنَّمَآ أَشۡكُواْ بَثِّي وَحُزۡنِيٓ إِلَى ٱللَّهِ وَأَعۡلَمُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

“Ben” dedi, “sıkıntımı, keder ve huznumu sadece Allah'a arz ediyorum. Hem sizin bilemediginiz bircok seyi Allah tarafından vahiy yolu ile biliyorum.”
Surah Yusuf, Verse 86


يَٰبَنِيَّ ٱذۡهَبُواْ فَتَحَسَّسُواْ مِن يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلَا تَاْيۡـَٔسُواْ مِن رَّوۡحِ ٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ لَا يَاْيۡـَٔسُ مِن رَّوۡحِ ٱللَّهِ إِلَّا ٱلۡقَوۡمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ

“Evlatlarım, haydi gidiniz, butun duyularınızı, hislerinizi kullanarak vargucunuzle Yusuf ve kardesi hakkında bilgi edinmeye calısınız.Allah'ın rahmetinden asla umidinizi kesmeyiniz. Cunku kafirler guruhu dısında hic kimse Allah’ın rahmetinden umidini kesmez.”
Surah Yusuf, Verse 87


فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَيۡهِ قَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡعَزِيزُ مَسَّنَا وَأَهۡلَنَا ٱلضُّرُّ وَجِئۡنَا بِبِضَٰعَةٖ مُّزۡجَىٰةٖ فَأَوۡفِ لَنَا ٱلۡكَيۡلَ وَتَصَدَّقۡ عَلَيۡنَآۖ إِنَّ ٱللَّهَ يَجۡزِي ٱلۡمُتَصَدِّقِينَ

Onlar Mısır'a varıp Yusuf’un huzuruna girerek “Aziz vezir! dediler, biz de, ailemiz de yine darlık ve sıkıntıya dustuk, biz bu sefer pek az bir meblag getirebildik.Lutfen bize tahsisatımızı tam olcek ver de, parasını veremedigimiz kısmı da sadakanız olsun. Suphesiz ki Allah tasadduk edenleri fazlasıyla odullendirir.”
Surah Yusuf, Verse 88


قَالَ هَلۡ عَلِمۡتُم مَّا فَعَلۡتُم بِيُوسُفَ وَأَخِيهِ إِذۡ أَنتُمۡ جَٰهِلُونَ

Artık zamanı geldigini dusunerek Yusuf: “Siz, dedi, cahilliginiz doneminde Yusuf ile kardesine yaptıgınız muameleyi elbette biliyorsunuzdur degil mi?”
Surah Yusuf, Verse 89


قَالُوٓاْ أَءِنَّكَ لَأَنتَ يُوسُفُۖ قَالَ أَنَا۠ يُوسُفُ وَهَٰذَآ أَخِيۖ قَدۡ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَيۡنَآۖ إِنَّهُۥ مَن يَتَّقِ وَيَصۡبِرۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

“Aa! Sen, yoksa sen Yusuf musun?” dediler. O da: “Evet ben Yusuf'um, bu da kardesim! Gercekten Allah bizi lutfuna mazhar etti. Su kesindir ki, kim Allah’ı sayıp haramlardan sakınır, itaatlara devam ve imtihanlara sabrederse, Allah da boyle guzel hareket edenlerin mukafatını asla zayi etmez.”
Surah Yusuf, Verse 90


قَالُواْ تَٱللَّهِ لَقَدۡ ءَاثَرَكَ ٱللَّهُ عَلَيۡنَا وَإِن كُنَّا لَخَٰطِـِٔينَ

Kardesleri de soyle dediler: “Vallahi de, tallahi de Allah seni bize ustun kılmıstır. Dogrusu bizler suclu idik!”
Surah Yusuf, Verse 91


قَالَ لَا تَثۡرِيبَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡيَوۡمَۖ يَغۡفِرُ ٱللَّهُ لَكُمۡۖ وَهُوَ أَرۡحَمُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

Yusuf soyle cevap verdi: “Bugun sizi kınayacak, serzeniste bulunacak degilim! Ben hakkımı helal ettim. Allah da sizi affetsin. Cunku merhamet edenlerin en merhametlisi O'dur.”
Surah Yusuf, Verse 92


ٱذۡهَبُواْ بِقَمِيصِي هَٰذَا فَأَلۡقُوهُ عَلَىٰ وَجۡهِ أَبِي يَأۡتِ بَصِيرٗا وَأۡتُونِي بِأَهۡلِكُمۡ أَجۡمَعِينَ

Su gomlegimi alın, babamın yanına varıp onun yuzune suruverin, o zaman gozu acılacaktır. Sonra da butun coluk cocugunuzla buyurun, yanıma gelin.”
Surah Yusuf, Verse 93


وَلَمَّا فَصَلَتِ ٱلۡعِيرُ قَالَ أَبُوهُمۡ إِنِّي لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَۖ لَوۡلَآ أَن تُفَنِّدُونِ

Kafile daha Mısır'dan ayrılır ayrılmaz, oteden babaları:“Sayet ‘Bunadı’ demezseniz, dogrusu, ben Yusuf’un kokusunu alıyorum!” dedi
Surah Yusuf, Verse 94


قَالُواْ تَٱللَّهِ إِنَّكَ لَفِي ضَلَٰلِكَ ٱلۡقَدِيمِ

Oradakiler: “Vallahi, dediler, sen hala, o eski saflıgında devam etmektesin.”
Surah Yusuf, Verse 95


فَلَمَّآ أَن جَآءَ ٱلۡبَشِيرُ أَلۡقَىٰهُ عَلَىٰ وَجۡهِهِۦ فَٱرۡتَدَّ بَصِيرٗاۖ قَالَ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ إِنِّيٓ أَعۡلَمُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

Mujdeci gelip de gomlegi Yakub'un yuzune surunce gozleri acıldı ve:“Ben sizin bilmediklerinizi Allah tarafından vahiy yolu ile bilirim dememis miydim?” dedi
Surah Yusuf, Verse 96


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا ٱسۡتَغۡفِرۡ لَنَا ذُنُوبَنَآ إِنَّا كُنَّا خَٰطِـِٔينَ

Evlatları ise soyle dediler: “Ey bizim sefkatli babamız! Bizim gunahlarımız icin Allah'tan magfiret dile. Dogrusu biz gunahkarız.”
Surah Yusuf, Verse 97


قَالَ سَوۡفَ أَسۡتَغۡفِرُ لَكُمۡ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ

O soyle cevap verdi: “Sizin icin Rabbimden af dileyecegim. Gercekten O gafurdur, rahimdir.”
Surah Yusuf, Verse 98


فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَىٰ يُوسُفَ ءَاوَىٰٓ إِلَيۡهِ أَبَوَيۡهِ وَقَالَ ٱدۡخُلُواْ مِصۡرَ إِن شَآءَ ٱللَّهُ ءَامِنِينَ

Yakub ailesi Mısır'a gelip Yusuf’un yanına girdiklerinde Yusuf, annesi ile babasını kucakladı ve: “Allah’ın izniyle Mısır’a guven ve huzur icinde girin.” dedi. {KM, Tekvin}
Surah Yusuf, Verse 99


وَرَفَعَ أَبَوَيۡهِ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ وَخَرُّواْ لَهُۥ سُجَّدٗاۖ وَقَالَ يَـٰٓأَبَتِ هَٰذَا تَأۡوِيلُ رُءۡيَٰيَ مِن قَبۡلُ قَدۡ جَعَلَهَا رَبِّي حَقّٗاۖ وَقَدۡ أَحۡسَنَ بِيٓ إِذۡ أَخۡرَجَنِي مِنَ ٱلسِّجۡنِ وَجَآءَ بِكُم مِّنَ ٱلۡبَدۡوِ مِنۢ بَعۡدِ أَن نَّزَغَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بَيۡنِي وَبَيۡنَ إِخۡوَتِيٓۚ إِنَّ رَبِّي لَطِيفٞ لِّمَا يَشَآءُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ

Annesi ile babasını tahtına oturttu. Hepsi onun onunde saygı ile egildiler.Yusuf: “Babacıgım! dedi, iste kucukken gordugum ruyanın tabiri! Rabbim o ruyayı gerceklestirdi.O, bana nice ihsanlarda bulundu: Beni zindandan kurtardı ve nihayet,Seytan benimle kardeslerimin arasını bozduktan sonra sizi colden getirip bana kavusturmakla da beni ihsanına mazhar etti. Gercekten Rabbim diledigi kimse hakkında latifdir (diledigi hususları cok guzel, pek ince bir tarzda gerceklestirir). Suphesiz O alimdir, hakimdir (her seyi hakkıyla bilen, tam hikmet sahibidir)” [7,53] {KM, Tekvin}
Surah Yusuf, Verse 100


۞رَبِّ قَدۡ ءَاتَيۡتَنِي مِنَ ٱلۡمُلۡكِ وَعَلَّمۡتَنِي مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِۚ فَاطِرَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ أَنتَ وَلِيِّۦ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِۖ تَوَفَّنِي مُسۡلِمٗا وَأَلۡحِقۡنِي بِٱلصَّـٰلِحِينَ

“Ya Rabbi! Sen bana iktidar ve hakimiyet verdin. Kutsal metinleri ve ruyaları yorumlama ilmini ogrettin.Ey gokleri ve yeri yaratan! Dunya'da da, ahirette de mevla’m, yardımcım Sen’sin.Sana tam itaat icinde bir kul olarak canımı al ve beni hayırlı ve durust insanlar arasına dahil eyle!”
Surah Yusuf, Verse 101


ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهِ إِلَيۡكَۖ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ أَجۡمَعُوٓاْ أَمۡرَهُمۡ وَهُمۡ يَمۡكُرُونَ

Iste bunlar, ey Resulum, sana vahiy yoluyla bildirdigimiz gaybi hadiselerdendir.Yoksa onlar, tuzak kurmak ve planlarını kararlastırmak icin toplandıklarında elbette sen onların yanında bulunmuyordun
Surah Yusuf, Verse 102


وَمَآ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ وَلَوۡ حَرَصۡتَ بِمُؤۡمِنِينَ

Sunu unutma ki: Sen, buyuk bir kuvvetle arzu etsen bile insanların cogu iman etmezler
Surah Yusuf, Verse 103


وَمَا تَسۡـَٔلُهُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ

Halbuki sen bu teblig karsılıgında onlardan herhangi bir ucret de istemiyorsun.Kur'an, sadece butun insanlar icin bir derstir, evrensel bir mesajdır
Surah Yusuf, Verse 104


وَكَأَيِّن مِّنۡ ءَايَةٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ يَمُرُّونَ عَلَيۡهَا وَهُمۡ عَنۡهَا مُعۡرِضُونَ

Goklerde ve yerde Allah'ın varlıgını, birligini, kudretini gosteren nice deliller vardır ki,insanlar yanından gecip gittikleri halde yuzlerini cevirdiklerinden farkına varmazlar
Surah Yusuf, Verse 105


وَمَا يُؤۡمِنُ أَكۡثَرُهُم بِٱللَّهِ إِلَّا وَهُم مُّشۡرِكُونَ

Onların ekserisi, sirk kosmaksızın Allah'a iman etmezler
Surah Yusuf, Verse 106


أَفَأَمِنُوٓاْ أَن تَأۡتِيَهُمۡ غَٰشِيَةٞ مِّنۡ عَذَابِ ٱللَّهِ أَوۡ تَأۡتِيَهُمُ ٱلسَّاعَةُ بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ

Acaba onlar, farkında olmadıkları bir sırada, Allah'ın cezasına ugrayıp azabın kendilerini kaplamasından,yahut ansızın kıyametin kopmasından emin midirler
Surah Yusuf, Verse 107


قُلۡ هَٰذِهِۦ سَبِيلِيٓ أَدۡعُوٓاْ إِلَى ٱللَّهِۚ عَلَىٰ بَصِيرَةٍ أَنَا۠ وَمَنِ ٱتَّبَعَنِيۖ وَسُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ

Ey Resulum de ki: “Iste benim yolum budur! Ben insanları Allah'ın yoluna, dusunmeksizin, taklit yolu ile degil, delile dayanarak, idraklerine hitab ederek davet ediyorum.Ben de, bana tabi olanlar da boyleyiz. Allah’ı butun eksikliklerden tenzih ederim. Ben asla musriklerden degilim.”
Surah Yusuf, Verse 108


وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ إِلَّا رِجَالٗا نُّوحِيٓ إِلَيۡهِم مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡقُرَىٰٓۗ أَفَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۗ وَلَدَارُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

Senden once gonderdigimiz peygamberler de baska degil, ancak sehirlerde oturanlardan vahye mazhar ettigimiz birtakım erkeklerdi. Onlar dunyayı hic gezmediler mi ki kendilerinden once yasayanların akıbetlerinin nasıl oldugunu gorup anlasınlar?Ahiret diyarı elbette Allah'a saygı duyup haramlardan sakınanlar icin daha iyidir.Siz ey musrikler, hala aklınızı kullanmayacak mısınız
Surah Yusuf, Verse 109


حَتَّىٰٓ إِذَا ٱسۡتَيۡـَٔسَ ٱلرُّسُلُ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُمۡ قَدۡ كُذِبُواْ جَآءَهُمۡ نَصۡرُنَا فَنُجِّيَ مَن نَّشَآءُۖ وَلَا يُرَدُّ بَأۡسُنَا عَنِ ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ

O musrikler kendilerine muhlet verilmesine aldanmasınlar. Daha oncekilere de boyle fırsat verilmisti. Ne zaman ki peygamberler, toplumlarının imana gelmelerinden umitlerini kesecek raddeye gelir ve toplumları da peygamberlerinin kendilerini aldattıgı zannına kapılırlar, iste o zaman onlara yardımımız ulasır, inkarcılar helak olur, diledigimiz kimseler kurtulur. Cunku (uzun vadede) cezamız, suclu toplumlardan hicbir surette geri cevrilmez
Surah Yusuf, Verse 110


لَقَدۡ كَانَ فِي قَصَصِهِمۡ عِبۡرَةٞ لِّأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِۗ مَا كَانَ حَدِيثٗا يُفۡتَرَىٰ وَلَٰكِن تَصۡدِيقَ ٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِ وَتَفۡصِيلَ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ

Peygamberlerin kıssalarında elbette tam akıl sahipleri icin alacak dersler vardır.Iyi bilin ki, bu Kur'an uydurulmus bir soz degildir.Sadece daha onceki kitapları tasdik eden, dine ait her seyi acıklayan, iman edecek kimseler icin hidayet, rehber ve rahmettir
Surah Yusuf, Verse 111


Author: Suat Yildirim


<< Surah 11
>> Surah 13

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai