UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Yusuf - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay


الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ

Elif, lam, raa. Bu (surenin ayetleri de her hakıykatı) acıklayan kitabın (Kur´anın) ayetleridir
Surah Yusuf, Verse 1


إِنَّآ أَنزَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّٗا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ

Hakıykat biz onu, (manasına) akıl erdiresiniz diye, Arabca bir Kur´an olarak indirdik
Surah Yusuf, Verse 2


نَحۡنُ نَقُصُّ عَلَيۡكَ أَحۡسَنَ ٱلۡقَصَصِ بِمَآ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ وَإِن كُنتَ مِن قَبۡلِهِۦ لَمِنَ ٱلۡغَٰفِلِينَ

Biz sana bu Kur´anı (bu sureyi) vahyetmek suretiyle en guzel beyanı kıssa olarak anlatacagız. Halbuki sen daha evvel bundan elbet haberdar olmayanlardandın
Surah Yusuf, Verse 3


إِذۡ قَالَ يُوسُفُ لِأَبِيهِ يَـٰٓأَبَتِ إِنِّي رَأَيۡتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوۡكَبٗا وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَ رَأَيۡتُهُمۡ لِي سَٰجِدِينَ

Bir vakit Yuusuf, babasına: «Babacıgım, demisdi, gercek ben ru´yada on bir yıldızla gunesi ve ayı gordum. Gordum ki onlar bana secde edicilerdir»
Surah Yusuf, Verse 4


قَالَ يَٰبُنَيَّ لَا تَقۡصُصۡ رُءۡيَاكَ عَلَىٰٓ إِخۡوَتِكَ فَيَكِيدُواْ لَكَ كَيۡدًاۖ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ لِلۡإِنسَٰنِ عَدُوّٞ مُّبِينٞ

(Babası Ya´kub) dedi ki:, «Ogulcagızım, ru´yanı biraderlerine anlatma. Sonra sana bir tuzak kurarlar. Cunku seytan insanın apacık bir dusmanıdır»
Surah Yusuf, Verse 5


وَكَذَٰلِكَ يَجۡتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكَ وَعَلَىٰٓ ءَالِ يَعۡقُوبَ كَمَآ أَتَمَّهَا عَلَىٰٓ أَبَوَيۡكَ مِن قَبۡلُ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَۚ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٞ

«Rabbin seni oylece (ru´yada gordugun gibi) begenib sececek, sana ru´ya ta´birine aid bilgi verecek, sana karsı da, Ya´kub haanedanına karsı da ni´metlerini — daha evvelden ataların Ibrahime ve Ishaaka tamamladıgı gibi — tamamlayacakdır. Subhesiz ki Rabbin her sey´i bilendir, tam hukum ve hikmet saahibidir»
Surah Yusuf, Verse 6


۞لَّقَدۡ كَانَ فِي يُوسُفَ وَإِخۡوَتِهِۦٓ ءَايَٰتٞ لِّلسَّآئِلِينَ

Andolsun ki Yuusufun ve biraderler (inin haberler) inde (onları) soranlar icin nice ibretler vardır
Surah Yusuf, Verse 7


إِذۡ قَالُواْ لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَىٰٓ أَبِينَا مِنَّا وَنَحۡنُ عُصۡبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ

Hani onlar (o kardesler) soyle demislerdi: «Yuusufla biraderi babasının yanında muhakkak bizden daha sevgilidir. Halbuki biz. (birbirimizi destekleyen kuvvetli) bir cemaatiz. Babamız her halde acık bir yanlıslık icindedir»
Surah Yusuf, Verse 8


ٱقۡتُلُواْ يُوسُفَ أَوِ ٱطۡرَحُوهُ أَرۡضٗا يَخۡلُ لَكُمۡ وَجۡهُ أَبِيكُمۡ وَتَكُونُواْ مِنۢ بَعۡدِهِۦ قَوۡمٗا صَٰلِحِينَ

«Yuusufu oldurun. Yahud onu (uzak ve ıssız) bir yere atın ki babanızın teveccuhu yalınız size munhasır olsun ve siz ondan sonra Saalih bir zumre olasınız»
Surah Yusuf, Verse 9


قَالَ قَآئِلٞ مِّنۡهُمۡ لَا تَقۡتُلُواْ يُوسُفَ وَأَلۡقُوهُ فِي غَيَٰبَتِ ٱلۡجُبِّ يَلۡتَقِطۡهُ بَعۡضُ ٱلسَّيَّارَةِ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ

Iclerinden bir sozcu: «Yuusufu oldurmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın da bir yolcu kaafilesinden biri onu (yetik olarak) alsın. Eger (mutlakaa) yapacaksanız (bari boyle yapın)» dedi
Surah Yusuf, Verse 10


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مَا لَكَ لَا تَأۡمَ۬نَّا عَلَىٰ يُوسُفَ وَإِنَّا لَهُۥ لَنَٰصِحُونَ

Dediler: «Ey babamız, sen bize Yuusufu neye inanmıyorsun? Halbuki biz onun elbet hayırhahlarıyız»
Surah Yusuf, Verse 11


أَرۡسِلۡهُ مَعَنَا غَدٗا يَرۡتَعۡ وَيَلۡعَبۡ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ

«Yarın onu bizimle beraber (kıra) gonder de bol bol yesin, oynasın. Subhesiz biz onun koruyucularıyız»
Surah Yusuf, Verse 12


قَالَ إِنِّي لَيَحۡزُنُنِيٓ أَن تَذۡهَبُواْ بِهِۦ وَأَخَافُ أَن يَأۡكُلَهُ ٱلذِّئۡبُ وَأَنتُمۡ عَنۡهُ غَٰفِلُونَ

Dedi: «Onu goturmeniz muhakkak ki beni tasaya dusurur. Siz kendisinden gaafil, gaafil bulunurken onu kurt (gelib) yemesinden korkarım»
Surah Yusuf, Verse 13


قَالُواْ لَئِنۡ أَكَلَهُ ٱلذِّئۡبُ وَنَحۡنُ عُصۡبَةٌ إِنَّآ إِذٗا لَّخَٰسِرُونَ

«Andolsun ki, dediler, bizim (kuvvetli) bir cemaat olmamıza ragmen onu kurt yerse bu takdirde muhakkak biz de husrane ugrayanlar (dan) oluruz»
Surah Yusuf, Verse 14


فَلَمَّا ذَهَبُواْ بِهِۦ وَأَجۡمَعُوٓاْ أَن يَجۡعَلُوهُ فِي غَيَٰبَتِ ٱلۡجُبِّۚ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمۡرِهِمۡ هَٰذَا وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ

Nihayet vaktaki onu goturduler, onu kuyunun dibine bırakmayı elbirlik kararlasdırdılar. Biz de kendisine: «Andolsun ki sen onlara, hic farkında degillerken, (bir gun) bu islerini haber vereceksin» diye vahyetdik
Surah Yusuf, Verse 15


وَجَآءُوٓ أَبَاهُمۡ عِشَآءٗ يَبۡكُونَ

Aksam aglaya aglaya babalarına geldiler
Surah Yusuf, Verse 16


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَآ إِنَّا ذَهَبۡنَا نَسۡتَبِقُ وَتَرَكۡنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَٰعِنَا فَأَكَلَهُ ٱلذِّئۡبُۖ وَمَآ أَنتَ بِمُؤۡمِنٖ لَّنَا وَلَوۡ كُنَّا صَٰدِقِينَ

«Ey babamız, dediler, hakıykaten biz gitdik. Yarıs edecekdik. Yuusufu da esyamızın yanına bırakmısdık. (Bir de ne gorelim) onu kurt yemis! Biz dogru soyleyenler olsak da (biliyoruz ki) sen bize inanıcı degilsin»
Surah Yusuf, Verse 17


وَجَآءُو عَلَىٰ قَمِيصِهِۦ بِدَمٖ كَذِبٖۚ قَالَ بَلۡ سَوَّلَتۡ لَكُمۡ أَنفُسُكُمۡ أَمۡرٗاۖ فَصَبۡرٞ جَمِيلٞۖ وَٱللَّهُ ٱلۡمُسۡتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ

Bir de ustune yalan bir kan (bulasdırılmıs olan) gomlegini getirdiler. (Ya´kub) dedi ki: «Hayır, nefisleriniz sizi aldatıb (boyle buyuk) bir ise suruklemis. Artık (bana dusen) guzel bir sabırdır. Sizin su anlatısınıza karsı yardımına sıgınılacak, (ancak) Allahdır»
Surah Yusuf, Verse 18


وَجَآءَتۡ سَيَّارَةٞ فَأَرۡسَلُواْ وَارِدَهُمۡ فَأَدۡلَىٰ دَلۡوَهُۥۖ قَالَ يَٰبُشۡرَىٰ هَٰذَا غُلَٰمٞۚ وَأَسَرُّوهُ بِضَٰعَةٗۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِمَا يَعۡمَلُونَ

Bir yolcu kaafilesi gelib sakalarını (kuyu basına) yolladılar, o da kofasını saldı. «A, mujde, dedi, iste bir civan»! Onu bir ticaret malı gibi sakladılar. Allah ise ne yapacaklarını pek a´la bilici idi
Surah Yusuf, Verse 19


وَشَرَوۡهُ بِثَمَنِۭ بَخۡسٖ دَرَٰهِمَ مَعۡدُودَةٖ وَكَانُواْ فِيهِ مِنَ ٱلزَّـٰهِدِينَ

Onu degersiz bir bahaye, bir kac dirheme satdılar. Onlar bunun hakkında ragbetsizdiler
Surah Yusuf, Verse 20


وَقَالَ ٱلَّذِي ٱشۡتَرَىٰهُ مِن مِّصۡرَ لِٱمۡرَأَتِهِۦٓ أَكۡرِمِي مَثۡوَىٰهُ عَسَىٰٓ أَن يَنفَعَنَآ أَوۡ نَتَّخِذَهُۥ وَلَدٗاۚ وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلِنُعَلِّمَهُۥ مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِۚ وَٱللَّهُ غَالِبٌ عَلَىٰٓ أَمۡرِهِۦ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Onu satın alan bir Mısırlı, karısına dedi ki: «Bunun makaamını (indimizde) serefli tut. Umulur ki bize faidesi olur. Yahud onu evlad ediniriz», iste Yuusufu boylece arz (-ı Mısır) da yerlesdirdik ve ona ru´yaların ta´birini ogretdik. Allah emrinde (haakim ve) gaalibdir. Fakat insanların cogu (bunu) bilmezler
Surah Yusuf, Verse 21


وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُۥٓ ءَاتَيۡنَٰهُ حُكۡمٗا وَعِلۡمٗاۚ وَكَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ

O, tam erginlik cagına girince kendisine hukum ve ilim verdik, iste iyi hareket eden insanları biz boyle mukafatlandırırız
Surah Yusuf, Verse 22


وَرَٰوَدَتۡهُ ٱلَّتِي هُوَ فِي بَيۡتِهَا عَن نَّفۡسِهِۦ وَغَلَّقَتِ ٱلۡأَبۡوَٰبَ وَقَالَتۡ هَيۡتَ لَكَۚ قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ رَبِّيٓ أَحۡسَنَ مَثۡوَايَۖ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلظَّـٰلِمُونَ

Onun bulundugu evdeki (kadın) onun nefsinden murad almak istedi, kapıları sımsıkı kapadı ve: «Sana soyluyorum, beri gel» dedi. O ise: «Allaha sıgınırım, dogrusu o benim efendimdir. O, bana guzel bir mevki vermisdir. Hakıykat sudur ki zaalimler asla felah bulmaz» dedi
Surah Yusuf, Verse 23


وَلَقَدۡ هَمَّتۡ بِهِۦۖ وَهَمَّ بِهَا لَوۡلَآ أَن رَّءَا بُرۡهَٰنَ رَبِّهِۦۚ كَذَٰلِكَ لِنَصۡرِفَ عَنۡهُ ٱلسُّوٓءَ وَٱلۡفَحۡشَآءَۚ إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُخۡلَصِينَ

O (kadın), andolsun ona niyyeti kurmustu. Eger Rabbinin burhanını gormemis olsaydı (belki Yuusuf da) onu kasd etmis gitmisdi. Iste biz ondan fenalıgı ve fuhsu bertaraf edelim diye boyle (burhan gonderdik). Cunku o, (taatde) ıhlasa erdirilmis kullarımızdandı
Surah Yusuf, Verse 24


وَٱسۡتَبَقَا ٱلۡبَابَ وَقَدَّتۡ قَمِيصَهُۥ مِن دُبُرٖ وَأَلۡفَيَا سَيِّدَهَا لَدَا ٱلۡبَابِۚ قَالَتۡ مَا جَزَآءُ مَنۡ أَرَادَ بِأَهۡلِكَ سُوٓءًا إِلَّآ أَن يُسۡجَنَ أَوۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ

Ikisi de kapıya kosdular. O (kadın) bunun gomlegini arkasından boylu boyunca yırtdı. Kapının yanında (kadının) efendisine rast geldiler. (Kadın) dedi ki: «Zevcene kotuluk etmek isteyenin cezası zindana atılmakdan, yahud acıklı bir azabdan baska ne olabilir»
Surah Yusuf, Verse 25


قَالَ هِيَ رَٰوَدَتۡنِي عَن نَّفۡسِيۚ وَشَهِدَ شَاهِدٞ مِّنۡ أَهۡلِهَآ إِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن قُبُلٖ فَصَدَقَتۡ وَهُوَ مِنَ ٱلۡكَٰذِبِينَ

(Yuusuf): «O, kendisi, dedi, benim nefsimden murad almak istedi». Onun (kadının) yakınlarından biri sahid de sehadet etdi ki: «Eger gomlegi onunden yırtıldıysa (kadın) dogru soylemisdir, bu ise yalancılardandır»
Surah Yusuf, Verse 26


وَإِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن دُبُرٖ فَكَذَبَتۡ وَهُوَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

«(Yok), eger gomlegi arkadan yırtıldıysa (kadın) yalan soylemisdir. Bu ise dogru soyleyicilerdendir»
Surah Yusuf, Verse 27


فَلَمَّا رَءَا قَمِيصَهُۥ قُدَّ مِن دُبُرٖ قَالَ إِنَّهُۥ مِن كَيۡدِكُنَّۖ إِنَّ كَيۡدَكُنَّ عَظِيمٞ

Vaktaki (zevci, Yuusufun gomleginin) arkadan yırtılmıs oldugunu gordu, «Subhesiz ki bu, sizin (siz kadınların) fendinizdendir. Cunku sizin fendiniz buyukdur» dedi
Surah Yusuf, Verse 28


يُوسُفُ أَعۡرِضۡ عَنۡ هَٰذَاۚ وَٱسۡتَغۡفِرِي لِذَنۢبِكِۖ إِنَّكِ كُنتِ مِنَ ٱلۡخَاطِـِٔينَ

«Yuusuf, sen bundan (bu mes´eleyi soylemekden) vazgec. (Ey kadın) sen de gunahına istigfar et. Cunku sen cidden gunahkarlardan oldun»
Surah Yusuf, Verse 29


۞وَقَالَ نِسۡوَةٞ فِي ٱلۡمَدِينَةِ ٱمۡرَأَتُ ٱلۡعَزِيزِ تُرَٰوِدُ فَتَىٰهَا عَن نَّفۡسِهِۦۖ قَدۡ شَغَفَهَا حُبًّاۖ إِنَّا لَنَرَىٰهَا فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ

Sehirdeki bir kısım kadınlar: «Azizin karısı, delikanlısının nefsinden murad almak istiyormus. Sevgi, yureginin zarına islemis! Goruyoruz ki o, muhakkak apacık bir sapıklıkdadır» dedi (ler)
Surah Yusuf, Verse 30


فَلَمَّا سَمِعَتۡ بِمَكۡرِهِنَّ أَرۡسَلَتۡ إِلَيۡهِنَّ وَأَعۡتَدَتۡ لَهُنَّ مُتَّكَـٔٗا وَءَاتَتۡ كُلَّ وَٰحِدَةٖ مِّنۡهُنَّ سِكِّينٗا وَقَالَتِ ٱخۡرُجۡ عَلَيۡهِنَّۖ فَلَمَّا رَأَيۡنَهُۥٓ أَكۡبَرۡنَهُۥ وَقَطَّعۡنَ أَيۡدِيَهُنَّ وَقُلۡنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا هَٰذَا بَشَرًا إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا مَلَكٞ كَرِيمٞ

Vaktaki (kadın) onların gizliden gizliye yapdıkları dedi koduları isitdi, kendilerine (da´vetci) yolladı, onlar icin (rahatca) yaslanacak bir yer (bir de sofra) hazırladı, onlardan her birine birer bıcak verdi. (Yuusufa): «Cık karsılarına» dedi; simdi onlar bunu gorunce kendisini buyuk bir varlık olarak tanıdılar, (hayranlıklarından) ellerini kesdiler ve dediler ki: «Allahı tenzih ederiz. Bu, bir beser degildir. Bu, cok serefli bir melekden baskası degildir»
Surah Yusuf, Verse 31


قَالَتۡ فَذَٰلِكُنَّ ٱلَّذِي لُمۡتُنَّنِي فِيهِۖ وَلَقَدۡ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفۡسِهِۦ فَٱسۡتَعۡصَمَۖ وَلَئِن لَّمۡ يَفۡعَلۡ مَآ ءَامُرُهُۥ لَيُسۡجَنَنَّ وَلَيَكُونٗا مِّنَ ٱلصَّـٰغِرِينَ

(Kadın) dedi: «Iste beni kendisi hakkında ayıbladıgınız su gordugunuz (zat) dir. Andederim, onun nefsinden ben murad istedim de o, namuskarlık goster (ib reddet) di. Yemin ederim, eger o, kendisine emredecegimi yapmazsa her halde zindana atılacak ve her halde zillete ugrayanlardan olacakdır»
Surah Yusuf, Verse 32


قَالَ رَبِّ ٱلسِّجۡنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدۡعُونَنِيٓ إِلَيۡهِۖ وَإِلَّا تَصۡرِفۡ عَنِّي كَيۡدَهُنَّ أَصۡبُ إِلَيۡهِنَّ وَأَكُن مِّنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ

(Yuusuf) dedi: «Ey Rabbim, zindan bana bunların da´vet edegeldikleri sey (i irtikab etmek) den daha sevgilidir. Eger sen bunların tuzaklarını benden dondurmezsen (belki) onlara meyleder, cahillerden olurum»
Surah Yusuf, Verse 33


فَٱسۡتَجَابَ لَهُۥ رَبُّهُۥ فَصَرَفَ عَنۡهُ كَيۡدَهُنَّۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ

Bunun uzerine Rabbi onun duasını kabul etdi ve onların tuzaklarını kendisinden savdı. Cunku O, hakkıyle isidenin, her sey´i bilenin ta kendisidir
Surah Yusuf, Verse 34


ثُمَّ بَدَا لَهُم مِّنۢ بَعۡدِ مَا رَأَوُاْ ٱلۡأٓيَٰتِ لَيَسۡجُنُنَّهُۥ حَتَّىٰ حِينٖ

Sonra, butun o delilleri gorduklerinin ardından mutlakaa onu bir zamana kadar zindana atmaları (reyi) onlara zaahir oldu
Surah Yusuf, Verse 35


وَدَخَلَ مَعَهُ ٱلسِّجۡنَ فَتَيَانِۖ قَالَ أَحَدُهُمَآ إِنِّيٓ أَرَىٰنِيٓ أَعۡصِرُ خَمۡرٗاۖ وَقَالَ ٱلۡأٓخَرُ إِنِّيٓ أَرَىٰنِيٓ أَحۡمِلُ فَوۡقَ رَأۡسِي خُبۡزٗا تَأۡكُلُ ٱلطَّيۡرُ مِنۡهُۖ نَبِّئۡنَا بِتَأۡوِيلِهِۦٓۖ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Onunla beraber zindana iki de delikanlı girdi. Bunlardan biri: «Ben ru´yamda kendimi sarab (uzum) sıkıyor gordum» dedi. Oburu de: «Ben de ru´yamda kendimi basımda ekmek goturuyor, kuslarda ondan (kekmeleyib) yiyor gordum», dedi, «Bize bunun ta´birini haber ver. Cunku biz seni iyilik edenlerden goruyoruz»
Surah Yusuf, Verse 36


قَالَ لَا يَأۡتِيكُمَا طَعَامٞ تُرۡزَقَانِهِۦٓ إِلَّا نَبَّأۡتُكُمَا بِتَأۡوِيلِهِۦ قَبۡلَ أَن يَأۡتِيَكُمَاۚ ذَٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِي رَبِّيٓۚ إِنِّي تَرَكۡتُ مِلَّةَ قَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ كَٰفِرُونَ

Dedi ki: «Size rızıklanacagınız bir taam gelecek oldu mu, ben muhakkak onun ne oldugunu size daha gelmezden evvel haber veririm. Bu, Rabbimin bana ogretdigi ilimlerdendir. Cunku ben Allaha inanmaz bir kavmin dinini — ki onlar ahireti inkar edenlerin ta kendileridir — terketdim»
Surah Yusuf, Verse 37


وَٱتَّبَعۡتُ مِلَّةَ ءَابَآءِيٓ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۚ مَا كَانَ لَنَآ أَن نُّشۡرِكَ بِٱللَّهِ مِن شَيۡءٖۚ ذَٰلِكَ مِن فَضۡلِ ٱللَّهِ عَلَيۡنَا وَعَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَشۡكُرُونَ

«Atalarım Ibrahimin, Ishaakın, Ya´kubun dinine uydum. Allaha her hangi bir sey´i ortak tutmamız bizim icin (dogru) olmaz. Bu (tevhid), bize ve insanlara Allahın lutf-u ınayetindendir. Fakat insanların cogu (buna karsı) sukretmezler»
Surah Yusuf, Verse 38


يَٰصَٰحِبَيِ ٱلسِّجۡنِ ءَأَرۡبَابٞ مُّتَفَرِّقُونَ خَيۡرٌ أَمِ ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ

«Ey zindan arkadaslarım, darma dagınık bir cok duzme Tanrılar mı hayırlıdır, yoksa hepsine ve her sey´e gaalib, kahha´r olan bir tek Allah mı?»
Surah Yusuf, Verse 39


مَا تَعۡبُدُونَ مِن دُونِهِۦٓ إِلَّآ أَسۡمَآءٗ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِنِ ٱلۡحُكۡمُ إِلَّا لِلَّهِ أَمَرَ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّآ إِيَّاهُۚ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلۡقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

«Sizin onu bırakıb tapdıklarınız kendinizin ve atalarınızın takmıs oldukları (kuru) adlardan baskası degildir. Allah bunlara hic bir burhan indirmemisdir. Hukum Allahdan baskasının degildir. O, kendisinden gayriye ibadet etmemenizi emr eylem isdir. Dosdogru din iste budur. Fakat insanların cogu bilmezler»
Surah Yusuf, Verse 40


يَٰصَٰحِبَيِ ٱلسِّجۡنِ أَمَّآ أَحَدُكُمَا فَيَسۡقِي رَبَّهُۥ خَمۡرٗاۖ وَأَمَّا ٱلۡأٓخَرُ فَيُصۡلَبُ فَتَأۡكُلُ ٱلطَّيۡرُ مِن رَّأۡسِهِۦۚ قُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ ٱلَّذِي فِيهِ تَسۡتَفۡتِيَانِ

«Ey zindan arkadaslarım, (ruyalarınıza gelince:) Biriniz efendisine sarab icirecek, digeri ise asılıb tepesinden kuslar yiyecekdir. iste hakkında fetvaa istemekde oldugunuz mes´ele (boylece) olub bitmisdir»
Surah Yusuf, Verse 41


وَقَالَ لِلَّذِي ظَنَّ أَنَّهُۥ نَاجٖ مِّنۡهُمَا ٱذۡكُرۡنِي عِندَ رَبِّكَ فَأَنسَىٰهُ ٱلشَّيۡطَٰنُ ذِكۡرَ رَبِّهِۦ فَلَبِثَ فِي ٱلسِّجۡنِ بِضۡعَ سِنِينَ

Bu ikisinden kurtulacagını bildigi kimseye dedi ki: «Beni efendinin yanında an». Fakat seytan, efendisine anmayı ona unutdurdu da (bu yuzden Yuusuf) daha nice yıllar zindanda kaldı
Surah Yusuf, Verse 42


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ إِنِّيٓ أَرَىٰ سَبۡعَ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعَ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖۖ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمَلَأُ أَفۡتُونِي فِي رُءۡيَٰيَ إِن كُنتُمۡ لِلرُّءۡيَا تَعۡبُرُونَ

(Bir gun Mısır) padisah (ı) dedi ki: «Ben ru´yamda yedi arık (ineg) in yemekde oldugu yedi semiz inekle yedi yesil basak ve diger (yedi) kuru (basak) goruyorum. Ey ileri gelenler (kahinler), eger ru´ya ta´birediyorsanız benim bu ru´yamı da halledin» dedi
Surah Yusuf, Verse 43


قَالُوٓاْ أَضۡغَٰثُ أَحۡلَٰمٖۖ وَمَا نَحۡنُ بِتَأۡوِيلِ ٱلۡأَحۡلَٰمِ بِعَٰلِمِينَ

Onlar da dediler ki: «(Bunlar) karma karısık (ve yalancı) duslerdir. Biz boyle duslerin ta´birini bilici (kimse) ler degiliz»
Surah Yusuf, Verse 44


وَقَالَ ٱلَّذِي نَجَا مِنۡهُمَا وَٱدَّكَرَ بَعۡدَ أُمَّةٍ أَنَا۠ أُنَبِّئُكُم بِتَأۡوِيلِهِۦ فَأَرۡسِلُونِ

(Zindandaki) iki (arkadas) dan kurtulanı, nice zaman sonra (Yuusufu) hatırladı da dedi ki: «Ben size onun ta´birini haber vereyim. Hemen beni gonderin»
Surah Yusuf, Verse 45


يُوسُفُ أَيُّهَا ٱلصِّدِّيقُ أَفۡتِنَا فِي سَبۡعِ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعِ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖ لَّعَلِّيٓ أَرۡجِعُ إِلَى ٱلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَعۡلَمُونَ

(Zindana gidib): «Yuusuf, ey cok dogru sozlu (dedi) kendisini yedi arık (inek) yemekde olan yedi semiz inekle yedi yesil ve diger (yedi) kuru basak hakkında bize bir fetva ver. Umid ederim ki insanlara (isaabetli cevabınızla) donerim. Belki (bu suretle) onlar (senin yuce kadrini) bilirler»
Surah Yusuf, Verse 46


قَالَ تَزۡرَعُونَ سَبۡعَ سِنِينَ دَأَبٗا فَمَا حَصَدتُّمۡ فَذَرُوهُ فِي سُنۢبُلِهِۦٓ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تَأۡكُلُونَ

(Yuusuf) dedi: «Yedi sene adet (iniz) vech ile ekin ekin. Yiyeceginiz az bir mıkdar haaric olmak uzere bicdiklerinizi basagında bırakın»
Surah Yusuf, Verse 47


ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ سَبۡعٞ شِدَادٞ يَأۡكُلۡنَ مَا قَدَّمۡتُمۡ لَهُنَّ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تُحۡصِنُونَ

«Sonra bunun ardından yedi kurak (yıl) gelecek, (tohumluk icin) saklayacagınızdan az bir mıkdar haaric olmak uzere onceden birikdirdiklerinizi yeyib goturecek»
Surah Yusuf, Verse 48


ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ عَامٞ فِيهِ يُغَاثُ ٱلنَّاسُ وَفِيهِ يَعۡصِرُونَ

«Sonra bunun ardından da bir yıl gelecek ki insanlar onda (ya´ni o zaman) yagmura kavusturulacak ve o anda sıkıb sagacaklar»
Surah Yusuf, Verse 49


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦۖ فَلَمَّا جَآءَهُ ٱلرَّسُولُ قَالَ ٱرۡجِعۡ إِلَىٰ رَبِّكَ فَسۡـَٔلۡهُ مَا بَالُ ٱلنِّسۡوَةِ ٱلَّـٰتِي قَطَّعۡنَ أَيۡدِيَهُنَّۚ إِنَّ رَبِّي بِكَيۡدِهِنَّ عَلِيمٞ

(Bunu duyan) padisah dedi ki: «Onu (Yuusufu) bana getirin». Bunun uzerine ona elci gelince: «Efendine don de ellerini kesen o kadınların zoru neydi, kendisine sor. Subhe yok ki benim Rabbim onların fendini hakkıyle bilicidir» dedi
Surah Yusuf, Verse 50


قَالَ مَا خَطۡبُكُنَّ إِذۡ رَٰوَدتُّنَّ يُوسُفَ عَن نَّفۡسِهِۦۚ قُلۡنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا عَلِمۡنَا عَلَيۡهِ مِن سُوٓءٖۚ قَالَتِ ٱمۡرَأَتُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡـَٰٔنَ حَصۡحَصَ ٱلۡحَقُّ أَنَا۠ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفۡسِهِۦ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

(Padisah o kadınları toplayıb) dedi: «Yuusufun nefsinden kam almak istediginiz zaman ne halde idiniz»?. (Kadınlar): «Haasa, dediler, Allah icin biz onun ustunde bir fenalık bilmedik». Azizin karısı da soyle dedi: «Simdi hak meydana cıkdı. Ben onun nefsinden murad almak istedim. O ise seksiz subhesiz dogru soyleyenlerdendir»
Surah Yusuf, Verse 51


ذَٰلِكَ لِيَعۡلَمَ أَنِّي لَمۡ أَخُنۡهُ بِٱلۡغَيۡبِ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي كَيۡدَ ٱلۡخَآئِنِينَ

Elci gidib de Yuusufa bu kat´i i´tirafı nakletdikden sonra o, dedi ki: «(Benim) bu (i´tirafa luzum gorusum azizin) gıyaabında kendisine hakıykaten haainlik etmedigimi ve Allahın, haainlerin hıyiesini hic subhesiz muvaffakiyyete erdirmeyecegini onun da bilmesi icindi»
Surah Yusuf, Verse 52


۞وَمَآ أُبَرِّئُ نَفۡسِيٓۚ إِنَّ ٱلنَّفۡسَ لَأَمَّارَةُۢ بِٱلسُّوٓءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّيٓۚ إِنَّ رَبِّي غَفُورٞ رَّحِيمٞ

«(Bununla beraber) ben nefsimi tebrie etmem. Cunku nefs, olanca siddetiyle kotulugu emredendir muhakkak. Meger ki Rabbimin esirgemis bulundugu (bir nefs) ola. Zira Rabbim cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir»
Surah Yusuf, Verse 53


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦٓ أَسۡتَخۡلِصۡهُ لِنَفۡسِيۖ فَلَمَّا كَلَّمَهُۥ قَالَ إِنَّكَ ٱلۡيَوۡمَ لَدَيۡنَا مَكِينٌ أَمِينٞ

Padisah: «Getirin onu bana, dedi, onu kendime has bir (mustesar) edineyim». Onunla konusunca da soyle soyledi: «Sen bu gun (den itibaren) bizim nezdimizde muhim bir mevki saahibisin, emin (bir mustesar) sın»
Surah Yusuf, Verse 54


قَالَ ٱجۡعَلۡنِي عَلَىٰ خَزَآئِنِ ٱلۡأَرۡضِۖ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٞ

(Yuusuf): «Beni memleketin hazineleri uzerine (me´mur) et. Cunku ben onları iyice korumıya muktedirim, (butun tasarruf sekillerini de) bilenim» dedi
Surah Yusuf, Verse 55


وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ يَتَبَوَّأُ مِنۡهَا حَيۡثُ يَشَآءُۚ نُصِيبُ بِرَحۡمَتِنَا مَن نَّشَآءُۖ وَلَا نُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Iste o yerde Yuusufa kudret (ve seref) verdik. O, o yerden neresini dilerse orada konaklardı. Biz rahmetimizi kime dilersek ona nasıyb ederiz, iyi hareket edenlerin mukafatını zaayi etmeyiz
Surah Yusuf, Verse 56


وَلَأَجۡرُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ

Iman edib de takvaada devam edenlere haas olan ahiret mukafatı ise elbet daha hayırlıdır
Surah Yusuf, Verse 57


وَجَآءَ إِخۡوَةُ يُوسُفَ فَدَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَعَرَفَهُمۡ وَهُمۡ لَهُۥ مُنكِرُونَ

Yuusufun kardesleri gelib onun huzuruna girdiler. (Yuusuf) onları tanıdı, onlar ise kendisini tanımıyorlardı
Surah Yusuf, Verse 58


وَلَمَّا جَهَّزَهُم بِجَهَازِهِمۡ قَالَ ٱئۡتُونِي بِأَخٖ لَّكُم مِّنۡ أَبِيكُمۡۚ أَلَا تَرَوۡنَ أَنِّيٓ أُوفِي ٱلۡكَيۡلَ وَأَنَا۠ خَيۡرُ ٱلۡمُنزِلِينَ

Vaktaki (Yuusuf) onların (zahire) yuklerini hazırladı. Dedi ki: «Bana baba bir erkek kardesinizi de getirin. Gormuyor musunuz (size) tam olcek veriyorum. Ben musafirperverlerin hayırlısıyım»
Surah Yusuf, Verse 59


فَإِن لَّمۡ تَأۡتُونِي بِهِۦ فَلَا كَيۡلَ لَكُمۡ عِندِي وَلَا تَقۡرَبُونِ

«Eger onu bana getirmezseniz artık benim yanımda size hic bir kile yok. (Bihude) bana yaklasmayın»
Surah Yusuf, Verse 60


قَالُواْ سَنُرَٰوِدُ عَنۡهُ أَبَاهُ وَإِنَّا لَفَٰعِلُونَ

Dediler: «Onu babasından istemiye calısırız ve her halde (bunu) yaparız»
Surah Yusuf, Verse 61


وَقَالَ لِفِتۡيَٰنِهِ ٱجۡعَلُواْ بِضَٰعَتَهُمۡ فِي رِحَالِهِمۡ لَعَلَّهُمۡ يَعۡرِفُونَهَآ إِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمۡ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ

(Yuusuf) usaklarına: «Sermayelerini yuklerinin icine koyuverin. Olur ki ailelerine avdet etdikleri zaman bunun farkına varırlar da belki yine (buraya) donerler» demisdi
Surah Yusuf, Verse 62


فَلَمَّا رَجَعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَبِيهِمۡ قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مُنِعَ مِنَّا ٱلۡكَيۡلُ فَأَرۡسِلۡ مَعَنَآ أَخَانَا نَكۡتَلۡ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ

Bu suretle babalarına dondukleri zaman: «Ey babamız, dediler, bizden olcek men olundu. (Bu sefer) kardesimizi de bizimle beraber yolla da olcek alalım. Biz her halde onu muhaafaza edicileriz»
Surah Yusuf, Verse 63


قَالَ هَلۡ ءَامَنُكُمۡ عَلَيۡهِ إِلَّا كَمَآ أَمِنتُكُمۡ عَلَىٰٓ أَخِيهِ مِن قَبۡلُ فَٱللَّهُ خَيۡرٌ حَٰفِظٗاۖ وَهُوَ أَرۡحَمُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

(Ya´kub) dedi: «Ben onu size inanır mıyım? Meger ki daha evvel kardesi (Yuusufu) inandıgım gibi ola. Allah en hayırlı koruyucudur. O, esirgeyicilerin de esirgeyicisidir»
Surah Yusuf, Verse 64


وَلَمَّا فَتَحُواْ مَتَٰعَهُمۡ وَجَدُواْ بِضَٰعَتَهُمۡ رُدَّتۡ إِلَيۡهِمۡۖ قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مَا نَبۡغِيۖ هَٰذِهِۦ بِضَٰعَتُنَا رُدَّتۡ إِلَيۡنَاۖ وَنَمِيرُ أَهۡلَنَا وَنَحۡفَظُ أَخَانَا وَنَزۡدَادُ كَيۡلَ بَعِيرٖۖ ذَٰلِكَ كَيۡلٞ يَسِيرٞ

Meta´larını (zahire yuklerini) acdıkları zaman sermayelerini kendilerine geri gonderilmis buldular. «Ey babamız, dediler, daha ne istiyoruz, iste sermayemiz de bize iade edilmis. (Biz onunla tekrar) ailemize zahire getiririz. Kardesimizi koruruz. Bir deve yuku zahire de artırırız. Bu (seferki aldıgımız) az bir olcekdir (bizi idare etmez)»
Surah Yusuf, Verse 65


قَالَ لَنۡ أُرۡسِلَهُۥ مَعَكُمۡ حَتَّىٰ تُؤۡتُونِ مَوۡثِقٗا مِّنَ ٱللَّهِ لَتَأۡتُنَّنِي بِهِۦٓ إِلَّآ أَن يُحَاطَ بِكُمۡۖ فَلَمَّآ ءَاتَوۡهُ مَوۡثِقَهُمۡ قَالَ ٱللَّهُ عَلَىٰ مَا نَقُولُ وَكِيلٞ

(Ya´kub): «Etraafınız kusatılıb (caresiz kalmanız mustesna) onu bana behemehal getireceginize dair Allahdan bana saglam bir teahhud verilinceye kadar onu sizinle beraber, (kaabil degil) gondermem» dedi. Artık ona (babalarına) te´minatlarını verince o da: «Allah benim ve sizin bu dediklerimize vekil (sahid olsun)» dedi
Surah Yusuf, Verse 66


وَقَالَ يَٰبَنِيَّ لَا تَدۡخُلُواْ مِنۢ بَابٖ وَٰحِدٖ وَٱدۡخُلُواْ مِنۡ أَبۡوَٰبٖ مُّتَفَرِّقَةٖۖ وَمَآ أُغۡنِي عَنكُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٍۖ إِنِ ٱلۡحُكۡمُ إِلَّا لِلَّهِۖ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُۖ وَعَلَيۡهِ فَلۡيَتَوَكَّلِ ٱلۡمُتَوَكِّلُونَ

(Hareketleri esnasında da,sunu) soyledi: «Ogullarım, (Mısıra) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. (Bununla beraber bu sozumle) Allah (ın kazaasından) hic bir sey´i sizden gideremem. Hukum Allahdan baskasının degildir. Ben ancak Ona guvenib dayandım. Tevekkul edenler de yalınız Ona guvenib dayanmalıdır»
Surah Yusuf, Verse 67


وَلَمَّا دَخَلُواْ مِنۡ حَيۡثُ أَمَرَهُمۡ أَبُوهُم مَّا كَانَ يُغۡنِي عَنۡهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٍ إِلَّا حَاجَةٗ فِي نَفۡسِ يَعۡقُوبَ قَضَىٰهَاۚ وَإِنَّهُۥ لَذُو عِلۡمٖ لِّمَا عَلَّمۡنَٰهُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Vaktaki onlar (Mısıra), babalarının kendilerine emretdigi vech ile, girdiler. Bu, Allahın (kazaasından) hic bir sey´i onlardan gidermedi. Sadece Ya´kubun nefsindeki dilegi meydana cıkarmıs oldu. Subhe yok ki (Ya´kub), kendisini (vahy ile) ogretdigimiz icin, bir ılim saahibi idi. Ancak insanların cogu (sırrı kaderi) bilmezler
Surah Yusuf, Verse 68


وَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَىٰ يُوسُفَ ءَاوَىٰٓ إِلَيۡهِ أَخَاهُۖ قَالَ إِنِّيٓ أَنَا۠ أَخُوكَ فَلَا تَبۡتَئِسۡ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

(Biraderler) Yuusufun huzuruna girince o, kardesini kendi yanına aldı: «Ben senin hakiki kardesinim. Onların (gecmisde hakkımızda) yapmıs olduklarına tasalanma» dedi
Surah Yusuf, Verse 69


فَلَمَّا جَهَّزَهُم بِجَهَازِهِمۡ جَعَلَ ٱلسِّقَايَةَ فِي رَحۡلِ أَخِيهِ ثُمَّ أَذَّنَ مُؤَذِّنٌ أَيَّتُهَا ٱلۡعِيرُ إِنَّكُمۡ لَسَٰرِقُونَ

Vaktaki (Yuusuf) onların (zahire) yuklerini hazırladı. Su kabını oz kardesinin yuku icine koydu! Sonra bir munadi (arkalarından) soyle bagırdı: «Ey kaafile (durun), siz seksiz subhesiz hırsızlarsınız»
Surah Yusuf, Verse 70


قَالُواْ وَأَقۡبَلُواْ عَلَيۡهِم مَّاذَا تَفۡقِدُونَ

(Ya´kubun ogulları) onlara donerek: «Ne gaaib etdiniz (Ne arıyorsunuz)?» dediler
Surah Yusuf, Verse 71


قَالُواْ نَفۡقِدُ صُوَاعَ ٱلۡمَلِكِ وَلِمَن جَآءَ بِهِۦ حِمۡلُ بَعِيرٖ وَأَنَا۠ بِهِۦ زَعِيمٞ

Dediler ki: «Padisahın su kabını arıyoruz. Onu getirene bir deve yuku (bahsis) var. Ben de buna kefilim»
Surah Yusuf, Verse 72


قَالُواْ تَٱللَّهِ لَقَدۡ عَلِمۡتُم مَّا جِئۡنَا لِنُفۡسِدَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا كُنَّا سَٰرِقِينَ

(Ya´kub ogulları): «Allah Allah! (Huviyyetimizi, ahlakımızı) siz de ogrenmissinizdir. Biz bu yere, andolsun ki, fesad cıkarmak icin gelmedik. Hırsız kimseler de degiliz biz» dediler
Surah Yusuf, Verse 73


قَالُواْ فَمَا جَزَـٰٓؤُهُۥٓ إِن كُنتُمۡ كَٰذِبِينَ

«Simdi, dediler, yalancılar iseniz (calanın) cezası nedir»
Surah Yusuf, Verse 74


قَالُواْ جَزَـٰٓؤُهُۥ مَن وُجِدَ فِي رَحۡلِهِۦ فَهُوَ جَزَـٰٓؤُهُۥۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلظَّـٰلِمِينَ

«Onun cezası yukunde (hırsızlık mal) bulunan kimsenin kendisidir. Iste o kimse (sahsan) bunun cezasıdır. Biz (memleketimizde) zaalimleri (hırsızları) boyle cezalandırırız» dediler
Surah Yusuf, Verse 75


فَبَدَأَ بِأَوۡعِيَتِهِمۡ قَبۡلَ وِعَآءِ أَخِيهِ ثُمَّ ٱسۡتَخۡرَجَهَا مِن وِعَآءِ أَخِيهِۚ كَذَٰلِكَ كِدۡنَا لِيُوسُفَۖ مَا كَانَ لِيَأۡخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ ٱلۡمَلِكِ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ نَرۡفَعُ دَرَجَٰتٖ مَّن نَّشَآءُۗ وَفَوۡقَ كُلِّ ذِي عِلۡمٍ عَلِيمٞ

Bunun uzerine (Yuusuf), kardesinin kabından evvel onların kafalarını (aramıya) basladı. Nihayet onu kardesinin kabından cıkardı. Iste biz Yuusuf icin boyle bir tedbir kullandık. Yoksa o, padisahın dinine gore kardesini (esir olarak) tutabilecek degildi: Meger ki Allahın iradesi ola. Biz kimi dilersek onu nice derecelerle yukseltiriz. Her ilim saahibinin ustunde daha iyi bilen vardır
Surah Yusuf, Verse 76


۞قَالُوٓاْ إِن يَسۡرِقۡ فَقَدۡ سَرَقَ أَخٞ لَّهُۥ مِن قَبۡلُۚ فَأَسَرَّهَا يُوسُفُ فِي نَفۡسِهِۦ وَلَمۡ يُبۡدِهَا لَهُمۡۚ قَالَ أَنتُمۡ شَرّٞ مَّكَانٗاۖ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا تَصِفُونَ

Dediler: «Eger o calmıs bulunuyorsa onun daha evvel bir kardesi de calmısdı»! O vakit Yuusuf bu (sozu) icinde gizledi, bu (nun hakıykatını) onlara acıklamadı. (Kendi kendine) dedi ki «Sizin durumunuz daha kotudur. Allah sizin anlatmakta oldugunuzun mahiyyetini cok iyi bilendir»
Surah Yusuf, Verse 77


قَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡعَزِيزُ إِنَّ لَهُۥٓ أَبٗا شَيۡخٗا كَبِيرٗا فَخُذۡ أَحَدَنَا مَكَانَهُۥٓۖ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

«Ey aziz, dediler, hakıykat bunun ihtiyar bir babası var. Binaen´aleyh onun yerine (bizden) birimizi alıkoy. Seni muhakkak iyilik edenlerden goruyoruz»
Surah Yusuf, Verse 78


قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِ أَن نَّأۡخُذَ إِلَّا مَن وَجَدۡنَا مَتَٰعَنَا عِندَهُۥٓ إِنَّآ إِذٗا لَّظَٰلِمُونَ

«Esyamızı nezdinizde buldugumuz kimseden baskasını yakalamamızdan Allaha sıgınırız. Cunku o takdirde biz elbette zaalimler (deniz demekdir)» dedi
Surah Yusuf, Verse 79


فَلَمَّا ٱسۡتَيۡـَٔسُواْ مِنۡهُ خَلَصُواْ نَجِيّٗاۖ قَالَ كَبِيرُهُمۡ أَلَمۡ تَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ أَبَاكُمۡ قَدۡ أَخَذَ عَلَيۡكُم مَّوۡثِقٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَمِن قَبۡلُ مَا فَرَّطتُمۡ فِي يُوسُفَۖ فَلَنۡ أَبۡرَحَ ٱلۡأَرۡضَ حَتَّىٰ يَأۡذَنَ لِيٓ أَبِيٓ أَوۡ يَحۡكُمَ ٱللَّهُ لِيۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلۡحَٰكِمِينَ

Vaktaki artık ondan umidlerini kesdiler, fısıldasarak bir yana cekildiler. Buyukleri dedi ki: «Babanızın sizden Allah adiyle te´minat almıs oldugunu, daha evvel de Yuusuf hakkında isledigimiz kusuuru bitmediniz mi? Artık ben, ya babam bana izin verinceye, yahud benim icin Allah hukmedinceye kadar, buradan kat´iyyen ayrılmam. O haakimlerin hayırlısıdır»
Surah Yusuf, Verse 80


ٱرۡجِعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَبِيكُمۡ فَقُولُواْ يَـٰٓأَبَانَآ إِنَّ ٱبۡنَكَ سَرَقَ وَمَا شَهِدۡنَآ إِلَّا بِمَا عَلِمۡنَا وَمَا كُنَّا لِلۡغَيۡبِ حَٰفِظِينَ

«Siz donun, babanıza da deyin ki: — Ey pederimiz, oglun, inan ki, (zaahiri emre nazaran) hırsızlık etdi. Biz bildigimizden baskasına sahidlik yapmadık. Gaybın bekcileri de degildik»
Surah Yusuf, Verse 81


وَسۡـَٔلِ ٱلۡقَرۡيَةَ ٱلَّتِي كُنَّا فِيهَا وَٱلۡعِيرَ ٱلَّتِيٓ أَقۡبَلۡنَا فِيهَاۖ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ

«(Istersen) icinde bulundugumuz (ve dondugumuz) sehir (ya´ni Mısır ahalisine) de, aralarında geldigimiz kervana da sor. Biz seksiz subhesiz dogru soyleyicileriz»
Surah Yusuf, Verse 82


قَالَ بَلۡ سَوَّلَتۡ لَكُمۡ أَنفُسُكُمۡ أَمۡرٗاۖ فَصَبۡرٞ جَمِيلٌۖ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَأۡتِيَنِي بِهِمۡ جَمِيعًاۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ

(Geldiler, aynı sozu soylediler. Bunun uzerine Ya´kub) dedi ki: «Hayır, sizi nefisleriniz aldatıb (boyle buyuk) bir ise suruklemis. Artık (bana dusen) guzel bir sabırdır. Allahın, onların hepsini birden bana getirmesi yakın bir umiddir. Hakıykat sudur ki: Her sey´i bilen, yegane hukum (ve hikmet) saahibi olan Odur»
Surah Yusuf, Verse 83


وَتَوَلَّىٰ عَنۡهُمۡ وَقَالَ يَـٰٓأَسَفَىٰ عَلَىٰ يُوسُفَ وَٱبۡيَضَّتۡ عَيۡنَاهُ مِنَ ٱلۡحُزۡنِ فَهُوَ كَظِيمٞ

(Ya´kub) onlardan yuz cevirdi: «Ey Yuusufun ustunde (titreyen) tasam, (gel, simdi tam senin gelmen zamanıdır)» dedi ve huzn-u kederinden iki gozune ak dusdu. (Bununla beraber) o, artık gamını tamamen yutmakda idi
Surah Yusuf, Verse 84


قَالُواْ تَٱللَّهِ تَفۡتَؤُاْ تَذۡكُرُ يُوسُفَ حَتَّىٰ تَكُونَ حَرَضًا أَوۡ تَكُونَ مِنَ ٱلۡهَٰلِكِينَ

Dediler ki: «Haala Yuusufu anıb duruyorsun. Andolsun ki sonunda ya kederinden hastalanıb eriyeceksin, yahud helake ugrayanlardan olacaksın»
Surah Yusuf, Verse 85


قَالَ إِنَّمَآ أَشۡكُواْ بَثِّي وَحُزۡنِيٓ إِلَى ٱللَّهِ وَأَعۡلَمُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

(Ya´kub da): «Ben (tasan) kedirimi, mahzunlugumu yalınız Allaha sikayet ediyorum. Ben Allah tarafından sizin bilmeyeceginiz (nice) seyleri de biliyorum» dedi
Surah Yusuf, Verse 86


يَٰبَنِيَّ ٱذۡهَبُواْ فَتَحَسَّسُواْ مِن يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلَا تَاْيۡـَٔسُواْ مِن رَّوۡحِ ٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ لَا يَاْيۡـَٔسُ مِن رَّوۡحِ ٱللَّهِ إِلَّا ٱلۡقَوۡمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ

«Ogullarım, gidin, Yuusufla kardesinden (butun duygularınızla) bir haber arayın. Allahın rahmetinden umidinizi kesmeyin. Zira hakıykat sudur ki kafirler guruhundan baskası Allahın rahmetinden umidini kesmez»
Surah Yusuf, Verse 87


فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَيۡهِ قَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡعَزِيزُ مَسَّنَا وَأَهۡلَنَا ٱلضُّرُّ وَجِئۡنَا بِبِضَٰعَةٖ مُّزۡجَىٰةٖ فَأَوۡفِ لَنَا ٱلۡكَيۡلَ وَتَصَدَّقۡ عَلَيۡنَآۖ إِنَّ ٱللَّهَ يَجۡزِي ٱلۡمُتَصَدِّقِينَ

Bunun uzerine (Ya´kubun ogulları tekrar Mısıra gidib Yuusufun) huzuruna girdikleri zaman dediler ki: «Ey aziz, bizi de, ailemizi de darlık basdı. Pek ehemmiyyetsiz bir sermaye ile geldik. Bize yine tam olcek ver. Hakkımızda ayrıca lutufkarlık da et. Zira Allah lutufkarları mukafatlandırır»
Surah Yusuf, Verse 88


قَالَ هَلۡ عَلِمۡتُم مَّا فَعَلۡتُم بِيُوسُفَ وَأَخِيهِ إِذۡ أَنتُمۡ جَٰهِلُونَ

(Yuusuf soyle) dedi: «Siz (henuz) cahil kimseler iken Yuusufa ve kardesine neler yapdıgınız) biliyor musunuz»
Surah Yusuf, Verse 89


قَالُوٓاْ أَءِنَّكَ لَأَنتَ يُوسُفُۖ قَالَ أَنَا۠ يُوسُفُ وَهَٰذَآ أَخِيۖ قَدۡ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَيۡنَآۖ إِنَّهُۥ مَن يَتَّقِ وَيَصۡبِرۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

«A, sen, sen, saahi Yuusuf musun?» dediler. O da: «Ben, dedi, Yuusufum. Bu da kardesim. Allah bize (selamet ve kerametle) lutfetdi. Zira hakıykat sudur ki: Kim (Allahdan) korkar, (belalara) katlanırsa her halde Allah iyi hareket edenlerin mukafatını zaayi etmez»
Surah Yusuf, Verse 90


قَالُواْ تَٱللَّهِ لَقَدۡ ءَاثَرَكَ ٱللَّهُ عَلَيۡنَا وَإِن كُنَّا لَخَٰطِـِٔينَ

(Kardesleri): «Allaha yemin ederiz, Allah seni hakıykat bizden ustun kılmısdır. Biz dogrusu (sana yapdıgımız hareketde) suclu idik» dediler
Surah Yusuf, Verse 91


قَالَ لَا تَثۡرِيبَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡيَوۡمَۖ يَغۡفِرُ ٱللَّهُ لَكُمۡۖ وَهُوَ أَرۡحَمُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

(Yuusufu) da: «Size, dedi, bugun hic bir basa kakma ve ayıblama yok. Sizi Allah yarlıgasın. O, esirgeyicilerden daha esirgeyicidir»
Surah Yusuf, Verse 92


ٱذۡهَبُواْ بِقَمِيصِي هَٰذَا فَأَلۡقُوهُ عَلَىٰ وَجۡهِ أَبِي يَأۡتِ بَصِيرٗا وَأۡتُونِي بِأَهۡلِكُمۡ أَجۡمَعِينَ

«Su benim gomlegimi goturun de onu babamın yuzune koyun. Iyice gorur (bir hale) gelir. Butun ailenizi de bana getirin»
Surah Yusuf, Verse 93


وَلَمَّا فَصَلَتِ ٱلۡعِيرُ قَالَ أَبُوهُمۡ إِنِّي لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَۖ لَوۡلَآ أَن تُفَنِّدُونِ

Vaktaki kaafile (Mısırdan) ayrıldı, (oteden) babaları (Ya´kub)i dedi ki: «Bana bunak demezseniz, inanın ki, (simdi) Yuusufun kokusunu duyuyorum»
Surah Yusuf, Verse 94


قَالُواْ تَٱللَّهِ إِنَّكَ لَفِي ضَلَٰلِكَ ٱلۡقَدِيمِ

(Yanındakiler) dediler: «Allaha yemin ederiz ki sen haala eski yanlıslıgında (berdevam) sın»
Surah Yusuf, Verse 95


فَلَمَّآ أَن جَآءَ ٱلۡبَشِيرُ أَلۡقَىٰهُ عَلَىٰ وَجۡهِهِۦ فَٱرۡتَدَّ بَصِيرٗاۖ قَالَ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ إِنِّيٓ أَعۡلَمُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

Fakat mujdeci gelib de onu (Ya´kubun) yuzune koydugu, o da derhal (yeni basdan) gorur bir haale geldigi zaman dedi ki: «Ben size bilmeyeceginiz seyleri Allahdan muhakkak biliyorum demedim mi»
Surah Yusuf, Verse 96


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا ٱسۡتَغۡفِرۡ لَنَا ذُنُوبَنَآ إِنَّا كُنَّا خَٰطِـِٔينَ

(Mısırdan gelen evladları) dediler: «Ey pederimiz, bizim icin (gunahlarımıza) istigfar ediver. Biz hakıykaten suclular idik»
Surah Yusuf, Verse 97


قَالَ سَوۡفَ أَسۡتَغۡفِرُ لَكُمۡ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ

(Ya´kub): «Sizin icin Rabbime sonra istigfar ederim. Hakıykat sudur ki O, cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir» dedi
Surah Yusuf, Verse 98


فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَىٰ يُوسُفَ ءَاوَىٰٓ إِلَيۡهِ أَبَوَيۡهِ وَقَالَ ٱدۡخُلُواْ مِصۡرَ إِن شَآءَ ٱللَّهُ ءَامِنِينَ

Sonra vaktaki onlar (Yuusufun) nezdine girdiler. O, babasını ve anasını kucakladı (yanına aldı) ve: «Allahın iradesiyle,hepiniz emin emin Mısır (sehrine) girin» dedi
Surah Yusuf, Verse 99


وَرَفَعَ أَبَوَيۡهِ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ وَخَرُّواْ لَهُۥ سُجَّدٗاۖ وَقَالَ يَـٰٓأَبَتِ هَٰذَا تَأۡوِيلُ رُءۡيَٰيَ مِن قَبۡلُ قَدۡ جَعَلَهَا رَبِّي حَقّٗاۖ وَقَدۡ أَحۡسَنَ بِيٓ إِذۡ أَخۡرَجَنِي مِنَ ٱلسِّجۡنِ وَجَآءَ بِكُم مِّنَ ٱلۡبَدۡوِ مِنۢ بَعۡدِ أَن نَّزَغَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بَيۡنِي وَبَيۡنَ إِخۡوَتِيٓۚ إِنَّ رَبِّي لَطِيفٞ لِّمَا يَشَآءُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ

Babasını ve anasını tahtının ustune cıkarıb oturtdu. Hepsi onun icin (ona kavusdukları icin) secdeye kapandılar. (Yuusuf) dedi ki: Ey babam, iste bu, evvelce gordugum ru´yanın tehakkukudur. Gercek, Rabbim onu dogru cıkardı. Bana iyilik etdi. Cunku beni zindandan cıkardı. Seytan benimle kardeslerimizin arasını bozduktan sonra da O, sizi colden getirdi. Subhesiz ki Rabbim, dileyecegi seyleri cok guzel, cok ince tedbir edendir. Hakkıyle bilen, tam hikmet saahibi olan Odur»
Surah Yusuf, Verse 100


۞رَبِّ قَدۡ ءَاتَيۡتَنِي مِنَ ٱلۡمُلۡكِ وَعَلَّمۡتَنِي مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِۚ فَاطِرَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ أَنتَ وَلِيِّۦ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِۖ تَوَفَّنِي مُسۡلِمٗا وَأَلۡحِقۡنِي بِٱلصَّـٰلِحِينَ

«Ya Rab, Sen bana mulk (-u saltanat) verdin ve sozlerin te´vilini ogretdin. Ey gokleri ve yeri yaratan, sen, dunyada da, ahiretde de benim yarimsin. Benim canımı musluman olarak al. Beni saalihler (zumresin) e kat»
Surah Yusuf, Verse 101


ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهِ إِلَيۡكَۖ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ أَجۡمَعُوٓاْ أَمۡرَهُمۡ وَهُمۡ يَمۡكُرُونَ

(Habibim), bu (kıssa), sana vahy edegeldigimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) onlar hıyle yaparak isleyecekleri isi kararlasdırdıkları zaman sen yanlarında degildin
Surah Yusuf, Verse 102


وَمَآ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ وَلَوۡ حَرَصۡتَ بِمُؤۡمِنِينَ

Sen ne kadar hırs gostersen yine insanların cogu iman ediciler degildir
Surah Yusuf, Verse 103


وَمَا تَسۡـَٔلُهُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ

Halbuki sen buna (bu tebligaata) karsı onlardan hic bir ucret de istemiyorsun. O (Kur´an) alemlere nasıyhatden baska bir sey degildir
Surah Yusuf, Verse 104


وَكَأَيِّن مِّنۡ ءَايَةٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ يَمُرُّونَ عَلَيۡهَا وَهُمۡ عَنۡهَا مُعۡرِضُونَ

Goklerde ve yerde (Allahın varlıgını, birligini ve kemal-i kudretini isbat eden) nice ayetler (nisaneler) vardır ki (insanlar) bunlardan yuz cevirici olarak, ustune basar gecerler
Surah Yusuf, Verse 105


وَمَا يُؤۡمِنُ أَكۡثَرُهُم بِٱللَّهِ إِلَّا وَهُم مُّشۡرِكُونَ

Onların cogu Allaha iman etmez, ille Allaha ortak katanlardır onlar
Surah Yusuf, Verse 106


أَفَأَمِنُوٓاْ أَن تَأۡتِيَهُمۡ غَٰشِيَةٞ مِّنۡ عَذَابِ ٱللَّهِ أَوۡ تَأۡتِيَهُمُ ٱلسَّاعَةُ بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ

Onlar (aammeyi) kaplayacak bir azab-ı ilahinin kendilerine gelib catmasına, yahud kendileri farkında olmayarak onlara ansızın kıyamet kopub gelmesine (karsı) kendilerini emin mi gorduler
Surah Yusuf, Verse 107


قُلۡ هَٰذِهِۦ سَبِيلِيٓ أَدۡعُوٓاْ إِلَى ٱللَّهِۚ عَلَىٰ بَصِيرَةٍ أَنَا۠ وَمَنِ ٱتَّبَعَنِيۖ وَسُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ

De ki (Habibim:) «iste bu, benim yolumdur. Ben (insanları) Allaha (koru korune degil) bir basıyret uzere da´vet ediyorum. Ben de, bana tabi olanlar da (boyleyiz). Allahı (ortaklardan) tenzih ederim. Ben musriklerden degilim»
Surah Yusuf, Verse 108


وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ إِلَّا رِجَالٗا نُّوحِيٓ إِلَيۡهِم مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡقُرَىٰٓۗ أَفَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۗ وَلَدَارُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

Senden evvel (peygamber olarak) gonderdiklerimiz (baska degil senin gibi) sehirler halkından kendilerine vahy eder oldugumuz erkek adamlardı. (Acaba musrikler) kendilerinden evvelkilerin akıbeti nice oldugunu gormeleri icin hic de yer yuzunde gezib dolasmadılar mı? Ahiret yurdu (sirkden ve gunahlardan) sakınanlar icin elbet daha hayırlıdır. Siz (ey musrikler) haala akıllanmayacak mısınız
Surah Yusuf, Verse 109


حَتَّىٰٓ إِذَا ٱسۡتَيۡـَٔسَ ٱلرُّسُلُ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُمۡ قَدۡ كُذِبُواْ جَآءَهُمۡ نَصۡرُنَا فَنُجِّيَ مَن نَّشَآءُۖ وَلَا يُرَدُّ بَأۡسُنَا عَنِ ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ

Hatta o peygamberler (kavmlerinin imanından) umidlerini kesib de onların (va´d edildikleri nusret-i ilahiyye hususunda) muhakkak yalana cıkarıldıklarını zannetdikleri sırada onlara nusretimiz yetisib gelmis, biz kimi dilersek o (ya´ni peygamberler ve tabileri) kurtulusa erdirilmisdir. Gunahkarlar guruhundan ise azabımız asla dondurulmeyecekdir
Surah Yusuf, Verse 110


لَقَدۡ كَانَ فِي قَصَصِهِمۡ عِبۡرَةٞ لِّأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِۗ مَا كَانَ حَدِيثٗا يُفۡتَرَىٰ وَلَٰكِن تَصۡدِيقَ ٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِ وَتَفۡصِيلَ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ

Andolsun, onların kıssalarını acıklamada salim akıl saahibleri icin birer ibret vardır. (Bu Kur´an) uydurulacak bir soz degildir, ancak kendinden evvel (inen kitabların) tasdıyk), (dine aid) her sey´in tafsilidir, iman edecekler zumresi icin de bir hidayet ve rahmetdir o
Surah Yusuf, Verse 111


Author: Hasan Basri Cantay


<< Surah 11
>> Surah 13

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai