Surah Ar-Rad - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
الٓمٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِۗ وَٱلَّذِيٓ أُنزِلَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَ ٱلۡحَقُّ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤۡمِنُونَ
Elif, lam, mim, raa. Bunlar kitabın (Kur´anın) ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen (bu Kur´an) hakdır. Fakat insanların cogu inanmazlar
Surah Ar-Rad, Verse 1
ٱللَّهُ ٱلَّذِي رَفَعَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ بِغَيۡرِ عَمَدٖ تَرَوۡنَهَاۖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ وَسَخَّرَ ٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ كُلّٞ يَجۡرِي لِأَجَلٖ مُّسَمّٗىۚ يُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَ يُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لَعَلَّكُم بِلِقَآءِ رَبِّكُمۡ تُوقِنُونَ
Allah Odur ki gokleri (su) gormekde oldugunuz (sekilde) direksiz yukseltmisdir, sonra (emri) ars uzerinde hukumran olmusdur, gunesi, ayı da teshir etmisdir ki (bunların) her biri muayyen vakta kadar (seyr ve) cereyan eder. Her isi yerli yerinde O tedbir (ve idare) eder, ayetleri O acıklar. Taki Rabbinize kavusacagınızı iyice bilesiniz
Surah Ar-Rad, Verse 2
وَهُوَ ٱلَّذِي مَدَّ ٱلۡأَرۡضَ وَجَعَلَ فِيهَا رَوَٰسِيَ وَأَنۡهَٰرٗاۖ وَمِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ جَعَلَ فِيهَا زَوۡجَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِۖ يُغۡشِي ٱلَّيۡلَ ٱلنَّهَارَۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
O, yeri (enine boyuna) uzatıb doseyen, onda oturaklı oturaklı daglar ve ırmaklar meydana getirendir ve O, meyvelerin hepsinden, yine kendilerinin icinde, ikiser cift yaratmısdır. Geceyi gunduze O buruyor ki butun bunlarda iyi dusunecekler icin elbette ayetler (deliller, ibretler) vardır
Surah Ar-Rad, Verse 3
وَفِي ٱلۡأَرۡضِ قِطَعٞ مُّتَجَٰوِرَٰتٞ وَجَنَّـٰتٞ مِّنۡ أَعۡنَٰبٖ وَزَرۡعٞ وَنَخِيلٞ صِنۡوَانٞ وَغَيۡرُ صِنۡوَانٖ يُسۡقَىٰ بِمَآءٖ وَٰحِدٖ وَنُفَضِّلُ بَعۡضَهَا عَلَىٰ بَعۡضٖ فِي ٱلۡأُكُلِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Arzda birbirine komsu kıt´alar vardır, uzum bagları, ekinler, catallı ve catalsız hurmalıklar vardır ki hepsi bir su ile sulanıyor. (Boyle iken) biz onlardan ba´zısını, yemislerinde (ve tadlarında), ba´zısından ustun kılıyoruz, Iste bunlarda da aklını kullanacak zumreler icin elbet ayetler vardır
Surah Ar-Rad, Verse 4
۞وَإِن تَعۡجَبۡ فَعَجَبٞ قَوۡلُهُمۡ أَءِذَا كُنَّا تُرَٰبًا أَءِنَّا لَفِي خَلۡقٖ جَدِيدٍۗ أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ ٱلۡأَغۡلَٰلُ فِيٓ أَعۡنَاقِهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Eger (kafirlerin seni yalana cıkardıklarına) sasıyorsan asıl sasılacak olan onların: «Biz toprak oldukdan sonra mı ve yeniden mi muhakkak yaratılacagız?» demeleridir,Iste bunlar Rablerini tanımayanlardır, iste boyunlarında laleler bulunanlar bunlar ve iste icinde muebbed kalacakları atesin yaranı da yine bunlar, bunlardır
Surah Ar-Rad, Verse 5
وَيَسۡتَعۡجِلُونَكَ بِٱلسَّيِّئَةِ قَبۡلَ ٱلۡحَسَنَةِ وَقَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِهِمُ ٱلۡمَثُلَٰتُۗ وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغۡفِرَةٖ لِّلنَّاسِ عَلَىٰ ظُلۡمِهِمۡۖ وَإِنَّ رَبَّكَ لَشَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
(Musrikler) senden iyilikden once carcabuk kotuluk isterler. Halbuki onlardan evvel nice ukuubet misalleri gelib gecmisdir. Hakıykat, Rabbin, zulumlerine ragmen, insanlar icin magfiret saahibidir. (Bununla beraber) Rabbinin ıkaabı da cidden cetindir
Surah Ar-Rad, Verse 6
وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ ءَايَةٞ مِّن رَّبِّهِۦٓۗ إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرٞۖ وَلِكُلِّ قَوۡمٍ هَادٍ
O kufredenler: «Ona Rabbinden bir mu´cize indirilmeli degil miydi?» der (ler). Sen (Habibim) ancak bir munzirsin (egri yolun encamını insanlara haber verensin), her kavmin de bir hidayet rehberisin
Surah Ar-Rad, Verse 7
ٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تَحۡمِلُ كُلُّ أُنثَىٰ وَمَا تَغِيضُ ٱلۡأَرۡحَامُ وَمَا تَزۡدَادُۚ وَكُلُّ شَيۡءٍ عِندَهُۥ بِمِقۡدَارٍ
Allah, her disinin neye gebe olacagını, rahimlerin neyi eksik, neyi artık yapacagını bilir. Onun nezdinde her sey olcu iledir
Surah Ar-Rad, Verse 8
عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ ٱلۡكَبِيرُ ٱلۡمُتَعَالِ
O, gorunmeyeni de, goruneni de bilendir, cok buyukdur, her seyden yucedir O
Surah Ar-Rad, Verse 9
سَوَآءٞ مِّنكُم مَّنۡ أَسَرَّ ٱلۡقَوۡلَ وَمَن جَهَرَ بِهِۦ وَمَنۡ هُوَ مُسۡتَخۡفِۭ بِٱلَّيۡلِ وَسَارِبُۢ بِٱلنَّهَارِ
Sizden sozunu kim gizledi, kim onu acıkladı, gece (karanlıgında) gizlenen, gunduz yoluna giden kimdir (Onun ilminde) birdir
Surah Ar-Rad, Verse 10
لَهُۥ مُعَقِّبَٰتٞ مِّنۢ بَيۡنِ يَدَيۡهِ وَمِنۡ خَلۡفِهِۦ يَحۡفَظُونَهُۥ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوۡمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِهِمۡۗ وَإِذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِقَوۡمٖ سُوٓءٗا فَلَا مَرَدَّ لَهُۥۚ وَمَا لَهُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَالٍ
Onun (ve her insanın) onunde, arkasında kendisini Allahın emriyle gozetleyecek ta´kibci (melek) ler vardır. Bir kavm, ozlerindeki (guzel hal ve ahlak) ı degisdirip bozuncaya kadar Allah subhesiz ki onun (haalini) degisdirib bozmaz. Allah bir kavmin de fenalıgını (azabını) diledi mi artık onun reddine hic bir (care) yokdur: Onlar icin Ondan (Allahdan) baska bir veli (ve yardım eden) de yokdur
Surah Ar-Rad, Verse 11
هُوَ ٱلَّذِي يُرِيكُمُ ٱلۡبَرۡقَ خَوۡفٗا وَطَمَعٗا وَيُنشِئُ ٱلسَّحَابَ ٱلثِّقَالَ
O, size korku ve umid salarak simsegi gosteren, (yagmurla agırlasmıs) yuklu bulutları peyda edendir
Surah Ar-Rad, Verse 12
وَيُسَبِّحُ ٱلرَّعۡدُ بِحَمۡدِهِۦ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ مِنۡ خِيفَتِهِۦ وَيُرۡسِلُ ٱلصَّوَٰعِقَ فَيُصِيبُ بِهَا مَن يَشَآءُ وَهُمۡ يُجَٰدِلُونَ فِي ٱللَّهِ وَهُوَ شَدِيدُ ٱلۡمِحَالِ
Gok gurultusu Onu (ya´ni Allahı) hamd ile, melekler de Ondan korkusuna tesbih eder (ler). O, yıldırımlar gonderib onunla kimi dilerse carpar, oldurur. Halbuki onlar Allah hakkında mucadele edib duruyorlardır. O, kudret ve azabından cetindir
Surah Ar-Rad, Verse 13
لَهُۥ دَعۡوَةُ ٱلۡحَقِّۚ وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَسۡتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيۡءٍ إِلَّا كَبَٰسِطِ كَفَّيۡهِ إِلَى ٱلۡمَآءِ لِيَبۡلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَٰلِغِهِۦۚ وَمَا دُعَآءُ ٱلۡكَٰفِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ
Hak (olan) da´vet (ve dua) ancak Onadır. Onu bırakıb cagırdıkları (dua etdikleri putlar) ise kendilerine hic bir seyle icabet etmezler. Onlar ancak agzına gelsin diye suya dogru iki avucunu acan (adam) gibidir ki o, buna asla ulasıcı degildir. Kafirlerin duası sapıklık icinde kalmakdan baska (bir mahiyyetde) degildir
Surah Ar-Rad, Verse 14
وَلِلَّهِۤ يَسۡجُدُۤ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ طَوۡعٗا وَكَرۡهٗا وَظِلَٰلُهُم بِٱلۡغُدُوِّ وَٱلۡأٓصَالِ۩
Goklerde ve yerde kim varsa onlar da, golgeleri de sabah aksam ister istemez Allaha secde eder
Surah Ar-Rad, Verse 15
قُلۡ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ قُلِ ٱللَّهُۚ قُلۡ أَفَٱتَّخَذۡتُم مِّن دُونِهِۦٓ أَوۡلِيَآءَ لَا يَمۡلِكُونَ لِأَنفُسِهِمۡ نَفۡعٗا وَلَا ضَرّٗاۚ قُلۡ هَلۡ يَسۡتَوِي ٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡبَصِيرُ أَمۡ هَلۡ تَسۡتَوِي ٱلظُّلُمَٰتُ وَٱلنُّورُۗ أَمۡ جَعَلُواْ لِلَّهِ شُرَكَآءَ خَلَقُواْ كَخَلۡقِهِۦ فَتَشَٰبَهَ ٱلۡخَلۡقُ عَلَيۡهِمۡۚ قُلِ ٱللَّهُ خَٰلِقُ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُوَ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّـٰرُ
De ki (Habibim): «Goklerin ve yerin Rabbi kimdir»?. De: «Allahdır». Soyle: «O halde Onu bırakıb da kendilerine bile ne bir faide, ne bir zarar yapmıya malik olmayan bir takım veliler (ma´budlar) mı edindiniz»? Soyle: «Gozu gormeyenlerle goren bir olur mu? Yahud karanlıklarla nur bir olur mu»? Yoksa Allaha Onun yaratdıgı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma kendilerince birbirine benzer mi gorundu? De ki: «Allah her sey´i yaratandır. O, birdir. Kainatın yegane haakim ve saahibidir»
Surah Ar-Rad, Verse 16
أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَسَالَتۡ أَوۡدِيَةُۢ بِقَدَرِهَا فَٱحۡتَمَلَ ٱلسَّيۡلُ زَبَدٗا رَّابِيٗاۖ وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيۡهِ فِي ٱلنَّارِ ٱبۡتِغَآءَ حِلۡيَةٍ أَوۡ مَتَٰعٖ زَبَدٞ مِّثۡلُهُۥۚ كَذَٰلِكَ يَضۡرِبُ ٱللَّهُ ٱلۡحَقَّ وَٱلۡبَٰطِلَۚ فَأَمَّا ٱلزَّبَدُ فَيَذۡهَبُ جُفَآءٗۖ وَأَمَّا مَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ فَيَمۡكُثُ فِي ٱلۡأَرۡضِۚ كَذَٰلِكَ يَضۡرِبُ ٱللَّهُ ٱلۡأَمۡثَالَ
O, gokden bir su indirmisdir de vadiler kendi mıkdarlarınca sel olmusdur. Sel de yuze cıkan bir kopuk yuklenib goturmusdur. Bir zinet veya bir meta ara (yıp yap) mak icin atesde uzerine (korukleyib) yakdıkları seylerden (ma´denlerden) de bunun gibi bir kopuk (posa hasıl olur). Iste Allah, hak ile baatılı boyle carpısdırır. Amma kopuk atılır gider. Insanlara faide verecek olan sey´e (asla, cevhere) gelince: Iste bu, yer yuzunde kalır. Allah boylece misaller irad eder
Surah Ar-Rad, Verse 17
لِلَّذِينَ ٱسۡتَجَابُواْ لِرَبِّهِمُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ وَٱلَّذِينَ لَمۡ يَسۡتَجِيبُواْ لَهُۥ لَوۡ أَنَّ لَهُم مَّا فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا وَمِثۡلَهُۥ مَعَهُۥ لَٱفۡتَدَوۡاْ بِهِۦٓۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ سُوٓءُ ٱلۡحِسَابِ وَمَأۡوَىٰهُمۡ جَهَنَّمُۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمِهَادُ
Rableri (nin taati) ne icabet edenlere (o icabetin) daha guzeli vardır. Ona icabet etmeyenler (e gelince:) yeryuzunde bulunan seylerin tamamı, bir misli de beraber (olarak) kendisinin olsa, onu (kurtulusu ugrunda) muhakkak feda ederdi. Iste onlar! Hesabın kotusu onlar icindir. Barınakları da cehennemdir. O, ne fena yatakdır
Surah Ar-Rad, Verse 18
۞أَفَمَن يَعۡلَمُ أَنَّمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَ ٱلۡحَقُّ كَمَنۡ هُوَ أَعۡمَىٰٓۚ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Oyle ya, Rabbinden sana indirilenin ancak hak (ve gercek) oldugunu bilir kimse, o a´maa olan kisi gibi midir? Ancak selim akılların saahibleridir ki iyice dusunur (idrak eder)
Surah Ar-Rad, Verse 19
ٱلَّذِينَ يُوفُونَ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ وَلَا يَنقُضُونَ ٱلۡمِيثَٰقَ
Onlar ki Allahın ahdini yerine getirirler, misakı bozmazlar
Surah Ar-Rad, Verse 20
وَٱلَّذِينَ يَصِلُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيَخۡشَوۡنَ رَبَّهُمۡ وَيَخَافُونَ سُوٓءَ ٱلۡحِسَابِ
Onlar ki Allahın ulasdırılmasını (idame ve riaayet edilmesini) emretdigi sey´i ulasdırırlar (ona riaayet ederler). Rablerinden korkarlar, (bilhassa) kotu hesabdan endise ederler
Surah Ar-Rad, Verse 21
وَٱلَّذِينَ صَبَرُواْ ٱبۡتِغَآءَ وَجۡهِ رَبِّهِمۡ وَأَقَامُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنفَقُواْ مِمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡ سِرّٗا وَعَلَانِيَةٗ وَيَدۡرَءُونَ بِٱلۡحَسَنَةِ ٱلسَّيِّئَةَ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ عُقۡبَى ٱلدَّارِ
Onlar ki (sırf) Rablerinin rızaasını isteyerek (her zorluga) katlanırlar, namazı dos dogru kılarlar, kendilerine verdigimiz rızıkdan gizli ve asikar (hayır yoluna) harcarlar, kotulugu iyilikle savarlar, iste onlar, onlar icin bu dar (-i dunyan) ın (iyi) bir sonucu vardır
Surah Ar-Rad, Verse 22
جَنَّـٰتُ عَدۡنٖ يَدۡخُلُونَهَا وَمَن صَلَحَ مِنۡ ءَابَآئِهِمۡ وَأَزۡوَٰجِهِمۡ وَذُرِّيَّـٰتِهِمۡۖ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ يَدۡخُلُونَ عَلَيۡهِم مِّن كُلِّ بَابٖ
(Ki o sonuc) Adn cennetleridir. Onlar — atalarından, zevcelerinden, zurriyyetlerinden salah erbabı olanlar da beraber olmak uzere — oralara girecekler, melekler de her bir kapıdan onların yanına sokulacaklar (ve soyle diyeceklerdir)
Surah Ar-Rad, Verse 23
سَلَٰمٌ عَلَيۡكُم بِمَا صَبَرۡتُمۡۚ فَنِعۡمَ عُقۡبَى ٱلدَّارِ
«Sabretdiginiz seylere mukaabil sizlere selam (ve selamet). Dar (-i dunyan) ın en guzel sonucudur bu»
Surah Ar-Rad, Verse 24
وَٱلَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهۡدَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مِيثَٰقِهِۦ وَيَقۡطَعُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمُ ٱللَّعۡنَةُ وَلَهُمۡ سُوٓءُ ٱلدَّارِ
Allaha verdikleri sozu kuvvetli te´minat ile de destekledikden sonra bozanlar, Allahın bitisdirilmesini (idamesini) emretdigi sey´i (raabıtayı) kıranlar, yer yuzunu fesada verenler (yok mu?), iste onlar, la´net onlara, yurdun kotusu (olan cehennem) de onlara
Surah Ar-Rad, Verse 25
ٱللَّهُ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُۚ وَفَرِحُواْ بِٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا فِي ٱلۡأٓخِرَةِ إِلَّا مَتَٰعٞ
Allah kimi dilerse onun rızkını genisletir, daraltır. Onlar (ehl-i Mekke) dunya hayatiyle boburlendiler. Halbuki dunya hayaatı ahiret yanında (gecici ve degersiz) bir meta´dan baska (bir sey) degildir
Surah Ar-Rad, Verse 26
وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ ءَايَةٞ مِّن رَّبِّهِۦۚ قُلۡ إِنَّ ٱللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِيٓ إِلَيۡهِ مَنۡ أَنَابَ
O kufredenler: «Ona (peygambere) Rabbinden bir (azab) mu´cize (si) indirilmeli degil miydi»? derler. De ki: «Subhesiz Allah kimi dilerse onu dalalete goturur, gonlunu kendine cevirdiklerini ise dogru yola iletir»
Surah Ar-Rad, Verse 27
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَتَطۡمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكۡرِ ٱللَّهِۗ أَلَا بِذِكۡرِ ٱللَّهِ تَطۡمَئِنُّ ٱلۡقُلُوبُ
Bunlar; iman edenlerdir, Allahın zikriyle gonulleri (vicdanları) huzuur-u sukune kavusanlardır. Haberiniz olsun ki kalbler ancak zikrullah ile oturaklasır (olgunlasır)
Surah Ar-Rad, Verse 28
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ طُوبَىٰ لَهُمۡ وَحُسۡنُ مَـَٔابٖ
Iman edib de guzel isler (hareketler ve ibadetler) yapanlar: Ne mutlu onlara! (Nihayet) donub gidilecek guzel yurd da (onların)
Surah Ar-Rad, Verse 29
كَذَٰلِكَ أَرۡسَلۡنَٰكَ فِيٓ أُمَّةٖ قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِهَآ أُمَمٞ لِّتَتۡلُوَاْ عَلَيۡهِمُ ٱلَّذِيٓ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ وَهُمۡ يَكۡفُرُونَ بِٱلرَّحۡمَٰنِۚ قُلۡ هُوَ رَبِّي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُ وَإِلَيۡهِ مَتَابِ
(Senden once nasıl peygamberler gonderdiysek) oylece seni de, kendilerinden evvel nice ummetler gelib gecmis olan, bir ummete — sana vahyetdigimiz (Kur´an-ı kerim) i onlara okuman icin — gonderdik. Onlar Rahmaanı tanımazlar. Sen, de ki: «O, benim Rabbimdir». Ondan baska hic bir Tanrı yokdur. Ben ancak Ona dayanıb guvendim. En son donusum de yalınız Onadır»
Surah Ar-Rad, Verse 30
وَلَوۡ أَنَّ قُرۡءَانٗا سُيِّرَتۡ بِهِ ٱلۡجِبَالُ أَوۡ قُطِّعَتۡ بِهِ ٱلۡأَرۡضُ أَوۡ كُلِّمَ بِهِ ٱلۡمَوۡتَىٰۗ بَل لِّلَّهِ ٱلۡأَمۡرُ جَمِيعًاۗ أَفَلَمۡ يَاْيۡـَٔسِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَن لَّوۡ يَشَآءُ ٱللَّهُ لَهَدَى ٱلنَّاسَ جَمِيعٗاۗ وَلَا يَزَالُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ تُصِيبُهُم بِمَا صَنَعُواْ قَارِعَةٌ أَوۡ تَحُلُّ قَرِيبٗا مِّن دَارِهِمۡ حَتَّىٰ يَأۡتِيَ وَعۡدُ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُخۡلِفُ ٱلۡمِيعَادَ
Bir Kur´an ki eger onunla daglar (yerlerinden koparılıb) yurutulseydi veya onunla yer parca parca edilseydi, yahud onunla oluler konusdurulsaydı (Iste o, ancak bu kitab-ı kerim olurdu). Fakat butun emir (ve kudret-i mutlaka) yalınız Allahındır. iman edenler haala su hakikati bilmediler mi ki Allah dileseydi elbette insanların hepsine birden hidayet ederdi. O kafirler (e gelince:) Allahın va´di (erisinceye) kadar kendi sun (-u taksıyrleri, kufurleri, kotu amel) leri yuzunden ya ansızın baslarına buyuk bela catıb duracak, yahud (o bela) yurdlarının yakınına konacakdır. Subhesiz ki Allah va´dinden donmez
Surah Ar-Rad, Verse 31
وَلَقَدِ ٱسۡتُهۡزِئَ بِرُسُلٖ مِّن قَبۡلِكَ فَأَمۡلَيۡتُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ ثُمَّ أَخَذۡتُهُمۡۖ فَكَيۡفَ كَانَ عِقَابِ
Andolsun ki (Habibim) senden evvelki peygamberlerle de istihza edilmisdir de ben o kufredenler (e bir zaman) icin meydan vermisimdir. Sonra ise onları yakalayıverdim. Bu, benim nasıl (ve ne mudhis) bir ıkaabımdr
Surah Ar-Rad, Verse 32
أَفَمَنۡ هُوَ قَآئِمٌ عَلَىٰ كُلِّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡۗ وَجَعَلُواْ لِلَّهِ شُرَكَآءَ قُلۡ سَمُّوهُمۡۚ أَمۡ تُنَبِّـُٔونَهُۥ بِمَا لَا يَعۡلَمُ فِي ٱلۡأَرۡضِ أَم بِظَٰهِرٖ مِّنَ ٱلۡقَوۡلِۗ بَلۡ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ مَكۡرُهُمۡ وَصُدُّواْ عَنِ ٱلسَّبِيلِۗ وَمَن يُضۡلِلِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِنۡ هَادٖ
Her nefsin (hayır ve ser) butun kazandıgına naazır olan (zat-i ecell-u a´la boyle olmayan gibi midir?) Onlar Allaha ortaklar tanıdılar. De ki: «Bunlara ad takın (necidir, ne is yaparlar bunlar?). Yoksa siz yer yuzunde ona (Allaha) bilmeyecegi bir sey´i mi haber veriyorsunuz? Yahud (gelisi guzel) sozun dıs yuzu ile mi (kendinizi aldatıyorsunuz?) Hayır, o kafirlere (mu´minlerin aleyhindeki) tuzakları suslu (ve hos) gorundu ve onlar dogru yoldan alıkonuldular. Allah kimi sasırırsa artık onun icin hicbir hidayet veren yokdur
Surah Ar-Rad, Verse 33
لَّهُمۡ عَذَابٞ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَشَقُّۖ وَمَا لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن وَاقٖ
(Bu) dunya hayaatında onların hakkı azabdır. Ahiret azabı ise daha zorludur. Onlar icin Allahdan (Allahın azabından kurtaracak) hic bir koruyucu da yokdur
Surah Ar-Rad, Verse 34
۞مَّثَلُ ٱلۡجَنَّةِ ٱلَّتِي وُعِدَ ٱلۡمُتَّقُونَۖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ أُكُلُهَا دَآئِمٞ وَظِلُّهَاۚ تِلۡكَ عُقۡبَى ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْۚ وَّعُقۡبَى ٱلۡكَٰفِرِينَ ٱلنَّارُ
Takvaa saahiblerine va´d edilen cennetin sıfatı (sudur): Altından ırmaklar akar onun. Yemisleri ve golgeleri daimdir. Iste (fenalıkdan) sakınanların (mes´ud) aakıbeti! Kafirlerin sonucu ise atesdir
Surah Ar-Rad, Verse 35
وَٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يَفۡرَحُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَۖ وَمِنَ ٱلۡأَحۡزَابِ مَن يُنكِرُ بَعۡضَهُۥۚ قُلۡ إِنَّمَآ أُمِرۡتُ أَنۡ أَعۡبُدَ ٱللَّهَ وَلَآ أُشۡرِكَ بِهِۦٓۚ إِلَيۡهِ أَدۡعُواْ وَإِلَيۡهِ مَـَٔابِ
Kendilerine kitab verdigimiz kimseler sana indirilen (bu Kur´an) ile sevinirler. Fakat (peygamberlerin aleyhinde birlesen) guruh icinde onun bir kısmını inkar eden kimseler de vardır. De ki: «Ben ancak Allaha kulluk edib Ona ortak kosmamamla emrolundum. Ben ancak Ona dua ederim. Donusum de yalınız Onadır.»
Surah Ar-Rad, Verse 36
وَكَذَٰلِكَ أَنزَلۡنَٰهُ حُكۡمًا عَرَبِيّٗاۚ وَلَئِنِ ٱتَّبَعۡتَ أَهۡوَآءَهُم بَعۡدَ مَا جَآءَكَ مِنَ ٱلۡعِلۡمِ مَا لَكَ مِنَ ٱللَّهِ مِن وَلِيّٖ وَلَا وَاقٖ
Iste biz onu (Kur´anı) boyle Arabca bir hikmet olarak indirdik. Andolsun ki sana (vahy ile) gelen (bu) ilimden sonra onların heva (ve heves) lerine uyarsan Allahdan senin icin ne bir yardımcı vardır, ne de bir koruyucu
Surah Ar-Rad, Verse 37
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا رُسُلٗا مِّن قَبۡلِكَ وَجَعَلۡنَا لَهُمۡ أَزۡوَٰجٗا وَذُرِّيَّةٗۚ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأۡتِيَ بِـَٔايَةٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۗ لِكُلِّ أَجَلٖ كِتَابٞ
Andolsun ki biz senden once de peygamberler gondermisiz, onlara da zevceler ve evladlar vermisizdir. Allahın izni olmadıkca her hangi bir ayeti (bir mu´cizeyi) getirmek hicbir peygamberin haddi degildir. Her zamanın (kulların maslahatlarına gore) yazılmıs hukmu vardır
Surah Ar-Rad, Verse 38
يَمۡحُواْ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ وَيُثۡبِتُۖ وَعِندَهُۥٓ أُمُّ ٱلۡكِتَٰبِ
Allah ne dilerse (onu yapar. Ba´zısını) mahveder, (vucuda getirmez, ba´zısını da) vucuda getirir. Ana kitab Onun nezdindedir
Surah Ar-Rad, Verse 39
وَإِن مَّا نُرِيَنَّكَ بَعۡضَ ٱلَّذِي نَعِدُهُمۡ أَوۡ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِنَّمَا عَلَيۡكَ ٱلۡبَلَٰغُ وَعَلَيۡنَا ٱلۡحِسَابُ
Bizim onlara (onların basına gelib catacagına) soz verdigimiz (azab) ın bir kısmını sana gostersek de, yahud seni (ondan evvel) oldursek de ancak sana dusen (vazife, risaletini) teblig etmekdir. Hesab (ları, cezaları) da yalınız bize aiddir
Surah Ar-Rad, Verse 40
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّا نَأۡتِي ٱلۡأَرۡضَ نَنقُصُهَا مِنۡ أَطۡرَافِهَاۚ وَٱللَّهُ يَحۡكُمُ لَا مُعَقِّبَ لِحُكۡمِهِۦۚ وَهُوَ سَرِيعُ ٱلۡحِسَابِ
(Hem onlar gozleriyle de) gormediler mi ki biz (kudretimizle) arza (kafirlerin diyarına) geliyor, onu etrafından eksiltib duruyoruz. Allah hukmeder. Onun hukmu ardına dus (ub de red ed) ebilecek de yokdur. O, hesabı pek cabuk gorendir
Surah Ar-Rad, Verse 41
وَقَدۡ مَكَرَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَلِلَّهِ ٱلۡمَكۡرُ جَمِيعٗاۖ يَعۡلَمُ مَا تَكۡسِبُ كُلُّ نَفۡسٖۗ وَسَيَعۡلَمُ ٱلۡكُفَّـٰرُ لِمَنۡ عُقۡبَى ٱلدَّارِ
Onlardan evvelki (ummet) ler de (peygamberlerine) tuzaklar kurmusdu. Fakat binnetice butun tuzaklar (ın cezası) Allaha aiddir. Herkesin ne kazanacagını O bilir. Dunyanın sonu kimindir, yakında kafirler bilecekdir
Surah Ar-Rad, Verse 42
وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَسۡتَ مُرۡسَلٗاۚ قُلۡ كَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدَۢا بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡ وَمَنۡ عِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡكِتَٰبِ
O kufredenler soyle der: «Sen (Hak tarafından) gonderilmis bir peygamber degilsin». De ki: «Benim aramla sizin aranızda (hakiki) sahid olarak Allah yeter ve (bunu) nezdinde kitab ilmi bulunanlar dahi (bilirler)
Surah Ar-Rad, Verse 43