Surah Ar-Rad - Turkish Translation by Muhammed Esed
الٓمٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِۗ وَٱلَّذِيٓ أُنزِلَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَ ٱلۡحَقُّ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤۡمِنُونَ
Elif Lam Mim Ra. Bunlar, sana vahiyle bildirilen mesajlardır; ve sana Rabbin katından indirilenler hakkın ta kendisidir; ama yine de insanların cogu (buna) inanmayacaklar
Surah Ar-Rad, Verse 1
ٱللَّهُ ٱلَّذِي رَفَعَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ بِغَيۡرِ عَمَدٖ تَرَوۡنَهَاۖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ وَسَخَّرَ ٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ كُلّٞ يَجۡرِي لِأَجَلٖ مُّسَمّٗىۚ يُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَ يُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لَعَلَّكُم بِلِقَآءِ رَبِّكُمۡ تُوقِنُونَ
Gokleri, gorulebilir herhangi bir destek, dayanak olmadan yukselten ve sonra da kudret ve hukumranlık tahtına kurulan Allah´tır; her biri -(O´nun tarafından) belirlenmis bir sure icin- kendi seyrini surduren gunesi ve ayı (koydugu yasalara) tabi tutan O´dur; var olan her seyi (yoneten), cekip ceviren de O. Butun bu mesajları acık acık dile getiriyor ki, (Yargı Gunu´nde) Rabbinizin huzuruna cıkacagınıza yurekten kesin bir bicimde inanasınız
Surah Ar-Rad, Verse 2
وَهُوَ ٱلَّذِي مَدَّ ٱلۡأَرۡضَ وَجَعَلَ فِيهَا رَوَٰسِيَ وَأَنۡهَٰرٗاۖ وَمِن كُلِّ ٱلثَّمَرَٰتِ جَعَلَ فِيهَا زَوۡجَيۡنِ ٱثۡنَيۡنِۖ يُغۡشِي ٱلَّيۡلَ ٱلنَّهَارَۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Yeryuzunu yayıp genisleten ve onun uzerine yerinden oynatılmaz daglar yerlestirip vadilerinden nehirler akıtan ve orada her tur bitkiden iki cins yaratan ve gunduzu geceyle ortup buruyen O´dur. Dogrusu, butun bunlarda, dusunen insanlar icin mutlaka (cıkarılacak) dersler vardır
Surah Ar-Rad, Verse 3
وَفِي ٱلۡأَرۡضِ قِطَعٞ مُّتَجَٰوِرَٰتٞ وَجَنَّـٰتٞ مِّنۡ أَعۡنَٰبٖ وَزَرۡعٞ وَنَخِيلٞ صِنۡوَانٞ وَغَيۡرُ صِنۡوَانٖ يُسۡقَىٰ بِمَآءٖ وَٰحِدٖ وَنُفَضِّلُ بَعۡضَهَا عَلَىٰ بَعۡضٖ فِي ٱلۡأُكُلِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Ve yeryuzunde birbirine komsu (ama yine de yapı olarak birbirinden ayrı nice) kara parcaları, uzum bagları, hububat ekili tarlalar, bir kokten surgun verip kume halinde ya da tek basına boy veren hurma agacları vardır ki hepsi de aynı suyla sulanırlar: hal boyleyken yine de (insanlara ve hayvanlara sagladıkları) urunler bakımından Biz onların bazılarını bazılarına ustun kılıyoruz. Dogrusu, butun bunlarda aklını kullanan insanlar icin mutlaka (cıkarılacak) dersler vardır
Surah Ar-Rad, Verse 4
۞وَإِن تَعۡجَبۡ فَعَجَبٞ قَوۡلُهُمۡ أَءِذَا كُنَّا تُرَٰبًا أَءِنَّا لَفِي خَلۡقٖ جَدِيدٍۗ أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ ٱلۡأَغۡلَٰلُ فِيٓ أَعۡنَاقِهِمۡۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Fakat eger (Allah´ın yarattıgı bu harikalara) sasıyorsanız inkarcıların su sozlerine de sasın: "Nasıl yani! Biz toza topraga karıstıktan sonra (yeniden hayata donmek uzre) bir kez daha mı yaratılacagız?" Iste (bunu soyleyenler) Rablerini inkara kalkısan kimselerdir; iste boyleleri boyunlarında (kendi davranıslarının bir sonucu olarak) bukagılar tasıyan kimselerdir; ve iste boyleleri, yerlesip kalmak uzere atese girecek olan kimselerdir
Surah Ar-Rad, Verse 5
وَيَسۡتَعۡجِلُونَكَ بِٱلسَّيِّئَةِ قَبۡلَ ٱلۡحَسَنَةِ وَقَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِهِمُ ٱلۡمَثُلَٰتُۗ وَإِنَّ رَبَّكَ لَذُو مَغۡفِرَةٖ لِّلنَّاسِ عَلَىٰ ظُلۡمِهِمۡۖ وَإِنَّ رَبَّكَ لَشَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
(Ey Peygamber, hakkı inkara sartlanmıs olmakla bunlar, demek ki) iyilik (ummak) yerine, kotulugun ivedi olarak kendilerini gelip bulması yonunde sana (kustahca) meydan okuyorlar; hem de, (o alay edip durdukları turden) nice ibret verici felaketin kendilerinden once(ki toplumların) basına geldigini (bildikleri) halde. Bununla birlikte, muhakkak ki senin Rabbin, isledikleri zulumlere ragmen insanlara karsı (esasta hep) bagıslayıcıdır; ama, unutma ki, (aynı zamanda) cezasında da gercekten cok siddetlidir
Surah Ar-Rad, Verse 6
وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ ءَايَةٞ مِّن رَّبِّهِۦٓۗ إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرٞۖ وَلِكُلِّ قَوۡمٍ هَادٍ
Butun bunlara ragmen, hakkı inkara sartlanmıs olanlar yine de (inanmaktan kacınıyor ve) "Nicin o´na Rabbinden mucizevi bir alamet indirilmiyor?" diyorlar. (Fakat, (onlar ne derlerse desinler)) sen sadece bir uyarıcısın ve butun toplumlar icin (asıl) yol gosterici (Allah´tır)
Surah Ar-Rad, Verse 7
ٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تَحۡمِلُ كُلُّ أُنثَىٰ وَمَا تَغِيضُ ٱلۡأَرۡحَامُ وَمَا تَزۡدَادُۚ وَكُلُّ شَيۡءٍ عِندَهُۥ بِمِقۡدَارٍ
Her bir disinin neye gebe oldugunu ve rahimlerin neyi ne kadar erken bırakacagını, neyi ne kadar (olagan suresinden) fazla bekletecegini bilen Allah´tır. Cunku (yarattıgı) her sey O´nun katında bir olcuye ve bir amaca baglı kılınmıstır
Surah Ar-Rad, Verse 8
عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ ٱلۡكَبِيرُ ٱلۡمُتَعَالِ
O, yaratılmısların duyu ve tasavvurlarının otesinde olanları da, onların gorup gozleyebildikleri seyleri de tam olarak bilmektedir. Buyuk olan O´dur; var olan veya olması mumkun her seyin/herkesin ustunde ve otesinde olan O
Surah Ar-Rad, Verse 9
سَوَآءٞ مِّنكُم مَّنۡ أَسَرَّ ٱلۡقَوۡلَ وَمَن جَهَرَ بِهِۦ وَمَنۡ هُوَ مُسۡتَخۡفِۭ بِٱلَّيۡلِ وَسَارِبُۢ بِٱلنَّهَارِ
O´nun icin sizden birinin dusuncesini saklamasıyla acıga vurması ya da (kotuluklerini) gecenin ortusu altında gizlemesiyle bu kisinin gun ısıgında (curetle ortalıkta) dolasması arasında bir fark yoktur
Surah Ar-Rad, Verse 10
لَهُۥ مُعَقِّبَٰتٞ مِّنۢ بَيۡنِ يَدَيۡهِ وَمِنۡ خَلۡفِهِۦ يَحۡفَظُونَهُۥ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوۡمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِهِمۡۗ وَإِذَآ أَرَادَ ٱللَّهُ بِقَوۡمٖ سُوٓءٗا فَلَا مَرَدَّ لَهُۥۚ وَمَا لَهُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَالٍ
(Boyle biri sanıyor mu ki) kendisini onunden ve ardından izleyen (ve) onu Allah her ne ki takdir etmisse ona karsı koruyup gozeten refakatcileri vardır. Gercek su ki, insanlar kendi ic dunyalarını degistirmeden Allah onların durumunu degistirmez; ve Allah insanlara (kendi kotuluklerinin bir sonucu olarak) bir felaket tattıracagı zaman hicbir sey bunun onunde duramaz: cunku onların, kendilerini O´na karsı koruyabilecek kimseleri yoktur
Surah Ar-Rad, Verse 11
هُوَ ٱلَّذِي يُرِيكُمُ ٱلۡبَرۡقَ خَوۡفٗا وَطَمَعٗا وَيُنشِئُ ٱلسَّحَابَ ٱلثِّقَالَ
(Hem) Korkuyu, (hem de) umudu tattırmak icin size simsegi gosterip (yagmur) yuklu bulutları cagıran O´dur
Surah Ar-Rad, Verse 12
وَيُسَبِّحُ ٱلرَّعۡدُ بِحَمۡدِهِۦ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ مِنۡ خِيفَتِهِۦ وَيُرۡسِلُ ٱلصَّوَٰعِقَ فَيُصِيبُ بِهَا مَن يَشَآءُ وَهُمۡ يُجَٰدِلُونَ فِي ٱللَّهِ وَهُوَ شَدِيدُ ٱلۡمِحَالِ
gok gurlemesi O´nun sınırsız kudret ve yuceligini ovguyle anmakta; melekler de korku ve sakınma icinde bunu yapmaktalar. Ve O yıldırımları gonderip onlarla diledigini carpmaktadır. (Hal boyleyken) onlar yine de Allah hakkında tartısıp duruyorlar; hem de O(´nun), kavranamaz ince ve derin planını gerceklestirmek icin sınırsız bir kudrete sahip oldugu ortada oldugu halde
Surah Ar-Rad, Verse 13
لَهُۥ دَعۡوَةُ ٱلۡحَقِّۚ وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَسۡتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيۡءٍ إِلَّا كَبَٰسِطِ كَفَّيۡهِ إِلَى ٱلۡمَآءِ لِيَبۡلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَٰلِغِهِۦۚ وَمَا دُعَآءُ ٱلۡكَٰفِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ
Nihai Gercek´e varmak amacıyla yapılan butun dualar, butun cagrı ve arayıslar ancak O´na yoneltilmelidir; cunku insanların O´nu bırakıp da yakardıkları (oteki varlıklar ve gucler) bu yakarıslarına hicbir sekilde karsılık veremezler. Oyle ki, (onlara, yakarıp duran kimsenin durumu) ellerini suya dogru uzatıp, suyun kendisine ulasmasını bekleyen birinin durumuna benzer; oysa bu durumda su asla ona ulasmayacaktır. Bunun icindir ki, hakkı inkar edenlerin yakarması kendilerini sapıklık icinde tuketmekten baska bir sonuc getirmez
Surah Ar-Rad, Verse 14
وَلِلَّهِۤ يَسۡجُدُۤ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ طَوۡعٗا وَكَرۡهٗا وَظِلَٰلُهُم بِٱلۡغُدُوِّ وَٱلۡأٓصَالِ۩
Goklerde ve yerde var olan her sey ve herkes isteyerek yahut zorunlu olarak Allah´ın onunde egilmektedirler; onların golgeleri de sabah aksam bunu yapmaktadır
Surah Ar-Rad, Verse 15
قُلۡ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ قُلِ ٱللَّهُۚ قُلۡ أَفَٱتَّخَذۡتُم مِّن دُونِهِۦٓ أَوۡلِيَآءَ لَا يَمۡلِكُونَ لِأَنفُسِهِمۡ نَفۡعٗا وَلَا ضَرّٗاۚ قُلۡ هَلۡ يَسۡتَوِي ٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡبَصِيرُ أَمۡ هَلۡ تَسۡتَوِي ٱلظُّلُمَٰتُ وَٱلنُّورُۗ أَمۡ جَعَلُواْ لِلَّهِ شُرَكَآءَ خَلَقُواْ كَخَلۡقِهِۦ فَتَشَٰبَهَ ٱلۡخَلۡقُ عَلَيۡهِمۡۚ قُلِ ٱللَّهُ خَٰلِقُ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُوَ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّـٰرُ
Goklerin ve yerin Rabbi kimdir?" diye sor (onlara). Ve de ki "Allah(tır)!" (Ve yine) de ki: "Peki, oyleyse (nicin) Allah´ı bırakıp, kendileri icin bile ne bir yarar saglayabilecek ne de bir zararı giderebilecek gucte olmayan seyleri kendinize koruyucular, kayırıcılar olarak goruyorsunuz?" Sor (onlara): "Hic kor olan kimseyle goren kimse bir olur mu? Yahut kopkoyu karanlıkla aydınlık bir tutulabilir mi?" Yoksa onlar Allah´la beraber, O´nun yarattıgına benzer (seyler) yaratan baska tanrısal guclerin var olduguna (gercekten) inanıyorlar da bu (sozde) yaratma eylemi onların gozunde (O´nun yaratma eylemine) benzer mi gorunuyor? De ki: "Her seyin yaratıcısı Allah´tır; ve O´dur, var olan her seyin ustunde mutlak hukumranlık sahibi biricik (Yaratıcı)
Surah Ar-Rad, Verse 16
أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَسَالَتۡ أَوۡدِيَةُۢ بِقَدَرِهَا فَٱحۡتَمَلَ ٱلسَّيۡلُ زَبَدٗا رَّابِيٗاۖ وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيۡهِ فِي ٱلنَّارِ ٱبۡتِغَآءَ حِلۡيَةٍ أَوۡ مَتَٰعٖ زَبَدٞ مِّثۡلُهُۥۚ كَذَٰلِكَ يَضۡرِبُ ٱللَّهُ ٱلۡحَقَّ وَٱلۡبَٰطِلَۚ فَأَمَّا ٱلزَّبَدُ فَيَذۡهَبُ جُفَآءٗۖ وَأَمَّا مَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ فَيَمۡكُثُ فِي ٱلۡأَرۡضِۚ كَذَٰلِكَ يَضۡرِبُ ٱللَّهُ ٱلۡأَمۡثَالَ
O gokten su indirdiginde ve (kurumus) nehir yatakları(ndan her biri) kendi hacimlerine gore dolup tastıklarında, akıntı yuzeydeki cercopu, tortuyu alır goturur; tıpkı sus esyası ya da alet yapmak icin ateste eritilen (madenlerin), yuzeyinde acıga cıkan kopuklu tortudan arındırılması gibidir bu. Hak ile batılı Allah iste boyle bir benzetmeyle gozonune koyuyor: cunku, gercekten de, tortuysa, cercopse sozkonusu olan, bu, (butun) kopuksu seyler gibi akar gider; ama insanlara yararlı olan seye gelince, o her (zaman oldugu) yerde, sapasaglam ayakta kalır. Allah iste boyle benzetmelerle ortaya koyuyor
Surah Ar-Rad, Verse 17
لِلَّذِينَ ٱسۡتَجَابُواْ لِرَبِّهِمُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ وَٱلَّذِينَ لَمۡ يَسۡتَجِيبُواْ لَهُۥ لَوۡ أَنَّ لَهُم مَّا فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا وَمِثۡلَهُۥ مَعَهُۥ لَٱفۡتَدَوۡاْ بِهِۦٓۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ سُوٓءُ ٱلۡحِسَابِ وَمَأۡوَىٰهُمۡ جَهَنَّمُۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمِهَادُ
Rableri(nin daveti)ne guzel bir karsılık verenlerle O´na hic karsılık vermeyenlerin durumları. (Bu sonrakiler), yeryuzunde ne varsa, hepsi onların olsa -hatta bunun iki katı- (Hesap Gunu´nde) kurtulmak icin hic suphesiz bunların hepsini gozden cıkarırlardı: Iste hesapların en kotusu boylelerini bekliyor; boylelerinin sonunda varacakları yer de cehennem olacak: o ne kotu bir dinlenme yeri
Surah Ar-Rad, Verse 18
۞أَفَمَن يَعۡلَمُ أَنَّمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَ ٱلۡحَقُّ كَمَنۡ هُوَ أَعۡمَىٰٓۚ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Hem, sana Rabbinden her ne ki indirilmisse, hak oldugunu goren kimseyle (bunu goremeyecek kadar) kor olan kimse bir midir? Bu gercegi yalnızca akıl ve sagduyu sahipleri hatırdan cıkarmazlar
Surah Ar-Rad, Verse 19
ٱلَّذِينَ يُوفُونَ بِعَهۡدِ ٱللَّهِ وَلَا يَنقُضُونَ ٱلۡمِيثَٰقَ
onlar ki Allah´la olan baglantılarına sadakat gosterir, andlasmalarını asla bozmazlar
Surah Ar-Rad, Verse 20
وَٱلَّذِينَ يَصِلُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيَخۡشَوۡنَ رَبَّهُمۡ وَيَخَافُونَ سُوٓءَ ٱلۡحِسَابِ
ve onlar ki, Allah´ın sıkı tutulmasını buyurdugu (bagları) sıkı tutarlar; Rablerine karsı son derece saygılı ve duyarlı davranır, (O´nun cagrısına sagır kalanları bekleyen) o pek kotu hesaptan korkarlar
Surah Ar-Rad, Verse 21
وَٱلَّذِينَ صَبَرُواْ ٱبۡتِغَآءَ وَجۡهِ رَبِّهِمۡ وَأَقَامُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنفَقُواْ مِمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡ سِرّٗا وَعَلَانِيَةٗ وَيَدۡرَءُونَ بِٱلۡحَسَنَةِ ٱلسَّيِّئَةَ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ عُقۡبَى ٱلدَّارِ
ve onlar ki, Rablerinin teveccuhunu umarak gucluklere gogus gerip, namazda kararlılık gosterirler; kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli acık baskaları icin harcarlar, kotulugu iyilikle savarlar. Iste, ahirette erisilecek olan nihai huzur boylelerine ozgudur
Surah Ar-Rad, Verse 22
جَنَّـٰتُ عَدۡنٖ يَدۡخُلُونَهَا وَمَن صَلَحَ مِنۡ ءَابَآئِهِمۡ وَأَزۡوَٰجِهِمۡ وَذُرِّيَّـٰتِهِمۡۖ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ يَدۡخُلُونَ عَلَيۡهِم مِّن كُلِّ بَابٖ
(orada) onların, atalarından, eslerinden ve cocuklarından dogru yolu tutan kimselerle birlikte girecegi, huzurla dolup tasan ebedi hasbahceler vardır ki, her kapısından melekler onların yanına varıp
Surah Ar-Rad, Verse 23
سَلَٰمٌ عَلَيۡكُم بِمَا صَبَرۡتُمۡۚ فَنِعۡمَ عُقۡبَى ٱلدَّارِ
Size selam olsun! Cunku siz (iyilikte) sebat ettiniz!" (diyecekler). (Hal) boyleyse, ahirette erisilecek olan bu mutlu son ne hos ve ne guzel
Surah Ar-Rad, Verse 24
وَٱلَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهۡدَ ٱللَّهِ مِنۢ بَعۡدِ مِيثَٰقِهِۦ وَيَقۡطَعُونَ مَآ أَمَرَ ٱللَّهُ بِهِۦٓ أَن يُوصَلَ وَيُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ أُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمُ ٱللَّعۡنَةُ وَلَهُمۡ سُوٓءُ ٱلدَّارِ
Fakat (yaratılıslarının geregi olan dogal bir) andlasmaya dayanıyor olmasına ragmen Allah´la olan baglantılarını bozup Allah´ın sıkı tutulmasını emrettigi (bagları) kesen ve yeryuzunde bozgunculuk cıkaran kimselere gelince; iste, (Allah´ın) laneti boylelerine yonelmistir; ve (ote dunyada) varılacak yerlerin en kotusu de onlara ayrılmıstır
Surah Ar-Rad, Verse 25
ٱللَّهُ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُۚ وَفَرِحُواْ بِٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا فِي ٱلۡأٓخِرَةِ إِلَّا مَتَٰعٞ
Rızkı diledigine bolca, diledigine sınırlı olcude veren Allah´tır. Hal boyleyken, (bol rızık verilenler) dunya hayatıyla sevinirler; oysa, ahiret hayatı yanında dunya hayatı yalnızca gecici bir doyumdan, bir avuntudan ibarettir
Surah Ar-Rad, Verse 26
وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ ءَايَةٞ مِّن رَّبِّهِۦۚ قُلۡ إِنَّ ٱللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَآءُ وَيَهۡدِيٓ إِلَيۡهِ مَنۡ أَنَابَ
Imdi, (Peygamber´in getirdigi mesajın) dogrulugunu inkar edenler, "Ona Rabbinden mucizevi bir alamet indirilmeli degil miydi?" diyorlar. Sen de soyle de: "Bilin ki, (sapmayı) dileyeni saptıran da, O´na yoneleni Kendisine yaklastıran da, suphesiz Allah´tır
Surah Ar-Rad, Verse 27
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَتَطۡمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكۡرِ ٱللَّهِۗ أَلَا بِذِكۡرِ ٱللَّهِ تَطۡمَئِنُّ ٱلۡقُلُوبُ
onlar ki, inanmıslar ve Allah´ı anmakla kalpleri huzur ve doyum bulmustur; cunku bilin ki, kalpler gercekten de ancak Allah´ı anarak huzura erisir
Surah Ar-Rad, Verse 28
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ طُوبَىٰ لَهُمۡ وَحُسۡنُ مَـَٔابٖ
(Evet,) imana erisen ve durust ve erdemli davranan o kimseler ki, kendileri icin (bu dunyada) huzurlu bir hayat, (ahirette de) varılacak yerlerin en guzeli ayırılmıstır
Surah Ar-Rad, Verse 29
كَذَٰلِكَ أَرۡسَلۡنَٰكَ فِيٓ أُمَّةٖ قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِهَآ أُمَمٞ لِّتَتۡلُوَاْ عَلَيۡهِمُ ٱلَّذِيٓ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ وَهُمۡ يَكۡفُرُونَ بِٱلرَّحۡمَٰنِۚ قُلۡ هُوَ رَبِّي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُ وَإِلَيۡهِ مَتَابِ
Iste boylece (ey Muhammed) seni, kendisinden once nice toplumların gelip gectigi bir (inanmayanlar) toplumu icinden Elci olarak cıkardık ki, sana vahyettiklerimizi onlara okuyup acıklayasın; cunku (bilmezlikleri yuzunden) O Rahman´ı inkar ediyor onlar. De ki: "O´dur benim Rabbim. O´ndan baska tanrı yoktur. Ben O´na guven baglamıs bulunuyorum ve O´na donuktur yonum
Surah Ar-Rad, Verse 30
وَلَوۡ أَنَّ قُرۡءَانٗا سُيِّرَتۡ بِهِ ٱلۡجِبَالُ أَوۡ قُطِّعَتۡ بِهِ ٱلۡأَرۡضُ أَوۡ كُلِّمَ بِهِ ٱلۡمَوۡتَىٰۗ بَل لِّلَّهِ ٱلۡأَمۡرُ جَمِيعًاۗ أَفَلَمۡ يَاْيۡـَٔسِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَن لَّوۡ يَشَآءُ ٱللَّهُ لَهَدَى ٱلنَّاسَ جَمِيعٗاۗ وَلَا يَزَالُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ تُصِيبُهُم بِمَا صَنَعُواْ قَارِعَةٌ أَوۡ تَحُلُّ قَرِيبٗا مِّن دَارِهِمۡ حَتَّىٰ يَأۡتِيَ وَعۡدُ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُخۡلِفُ ٱلۡمِيعَادَ
(Onlar) kendisiyle dagların yurutuldugu, yeryuzunun yarılıp acıldıgı, olulerin konusturuldugu (ilahi) bir metin (dinlemis olsalardı ona da inanmazlardı)! Oysa, olacak olan her seye karar verme gucu yalnızca Allah´a aittir. Peki, inananlar hala anlamadılar mı ki, eger Allah oyle olmasını dileseydi butun insanlıgı dogru yola yoneltirdi? Fakat, o hakkı inkara sartlanmıs olanlara gelince, isledikleri kotuluklerden oturu, boylelerinin baslarına her an beklenmedik bir felaket cullanmaktan ya da yurtlarının yanına / yakınına inmekten geri kalmaz, ta ki Allah´ın verdigi soz yerine gelinceye kadar; gercek su ki, Allah verdigi sozu yerine getirmekten asla geri durmaz
Surah Ar-Rad, Verse 31
وَلَقَدِ ٱسۡتُهۡزِئَ بِرُسُلٖ مِّن قَبۡلِكَ فَأَمۡلَيۡتُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ ثُمَّ أَخَذۡتُهُمۡۖ فَكَيۡفَ كَانَ عِقَابِ
Gercek su ki, senden onceki elcilerle de alay edilmisti; buna ragmen, Biz o hakkı inkara sartlanmıs kimseleri bir sure kendi hallerine bıraktık; ama sonunda kıskıvrak yakaladık. Ve (boylece) Benim cezalandırmam nasıl olurmus, (gorduler)
Surah Ar-Rad, Verse 32
أَفَمَنۡ هُوَ قَآئِمٌ عَلَىٰ كُلِّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡۗ وَجَعَلُواْ لِلَّهِ شُرَكَآءَ قُلۡ سَمُّوهُمۡۚ أَمۡ تُنَبِّـُٔونَهُۥ بِمَا لَا يَعۡلَمُ فِي ٱلۡأَرۡضِ أَم بِظَٰهِرٖ مِّنَ ٱلۡقَوۡلِۗ بَلۡ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ مَكۡرُهُمۡ وَصُدُّواْ عَنِ ٱلسَّبِيلِۗ وَمَن يُضۡلِلِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِنۡ هَادٖ
Peki, kimdir -elbette O!- yasayan her varlıgı, hak ettigi seye bakarak gorup gozeten? Yine de Allah´a ortak kosuyorlar (oyle mi?). De ki: "Onlara (istediginiz) ismi verin: sanki O´na yeryuzunde bilmedigi bir seyi mi haber verdiginizi sanıyorsunuz? Yoksa sadece sozcuklerle mi oynuyorsunuz?" Hayır, tersine, hakkı inkara sartlanmıs olanların carpık tasavvurları kendilerine guzel gosteriliyor; ve boylece (dogru) yoldan donduruluveriyorlar: ve zaten Allah´ın sapıklık icinde bıraktıgı kimseye yol gosteren bulunmaz
Surah Ar-Rad, Verse 33
لَّهُمۡ عَذَابٞ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَشَقُّۖ وَمَا لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن وَاقٖ
Boyleleri icin dunya hayatında zaten bir azap vardır; ahiretteki azapsa daha da cetin olacak. Ve onlar Allah´a karsı kendilerini koruyacak kimse de bulamayacaklar
Surah Ar-Rad, Verse 34
۞مَّثَلُ ٱلۡجَنَّةِ ٱلَّتِي وُعِدَ ٱلۡمُتَّقُونَۖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۖ أُكُلُهَا دَآئِمٞ وَظِلُّهَاۚ تِلۡكَ عُقۡبَى ٱلَّذِينَ ٱتَّقَواْۚ وَّعُقۡبَى ٱلۡكَٰفِرِينَ ٱلنَّارُ
Allah´a karsı sorumluluk bilinci tasıyan kimselere soz verilen cennet, icinde ırmakların cagıldadıgı (bahceler) gibidir; (fakat dunyadaki bahcelerden fazla olarak) onun urunleri ebedidir; golgelikleri de (oyle). Allah´a karsı sorumluluk bilinci tasıyan kimselerin varacagı yer iste boyle olacaktır; hakkı inkar edenlerin varacagı yerse ates olacak
Surah Ar-Rad, Verse 35
وَٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يَفۡرَحُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَۖ وَمِنَ ٱلۡأَحۡزَابِ مَن يُنكِرُ بَعۡضَهُۥۚ قُلۡ إِنَّمَآ أُمِرۡتُ أَنۡ أَعۡبُدَ ٱللَّهَ وَلَآ أُشۡرِكَ بِهِۦٓۚ إِلَيۡهِ أَدۡعُواْ وَإِلَيۡهِ مَـَٔابِ
Bunun icindir ki, kendilerine bu vahyi bahsettigimiz kimseler (ey Peygamber,) sana indirdiklerimizden oturu sevinir, hosnut olurlar; fakat baska inancların baglıları arasında onun bir kısmının gecerliligini inkar edenler var. (Ey Peygamber, onlara) de ki: "Ben yalnızca Allah´a kulluk etmekle ve O´ndan baskasına tanrısal gucler, tanrısal nitelikler yakıstırmamakla emrolundum: (butun insanlıgı) O´na cagırıyorum ve donusum de O´nadır
Surah Ar-Rad, Verse 36
وَكَذَٰلِكَ أَنزَلۡنَٰهُ حُكۡمًا عَرَبِيّٗاۚ وَلَئِنِ ٱتَّبَعۡتَ أَهۡوَآءَهُم بَعۡدَ مَا جَآءَكَ مِنَ ٱلۡعِلۡمِ مَا لَكَ مِنَ ٱللَّهِ مِن وَلِيّٖ وَلَا وَاقٖ
Biz bu (ilahi kelamı) iste boyle Arap dilinde, bir hukum ve hikmet (kaynagı) olarak indirdik. Ve gercek su ki, eger sana (vahyi) bilgi geldikten sonra kalkıp insanların gelgec isteklerine uyarsan, (bil ki) Allah´a karsı ne bir koruyucu ne de bir yardımcı bulabilirsin
Surah Ar-Rad, Verse 37
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا رُسُلٗا مِّن قَبۡلِكَ وَجَعَلۡنَا لَهُمۡ أَزۡوَٰجٗا وَذُرِّيَّةٗۚ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأۡتِيَ بِـَٔايَةٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۗ لِكُلِّ أَجَلٖ كِتَابٞ
Hic suphesiz, senden once de elciler gonderdik ve onlara da esler ve cocuklar verdik; Allah´ın izni olmadıkca hicbir peygamberin bir mucize gostermesi dusunulemez. Her caga ozgu vahyi bir mesaj vardır
Surah Ar-Rad, Verse 38
يَمۡحُواْ ٱللَّهُ مَا يَشَآءُ وَيُثۡبِتُۖ وَعِندَهُۥٓ أُمُّ ٱلۡكِتَٰبِ
Allah (onceki mesajlarından) diledigini yururlukten kaldırır, diledigini bırakır, pekistirir, cunku vahyin kaynagı O´nun katındadır
Surah Ar-Rad, Verse 39
وَإِن مَّا نُرِيَنَّكَ بَعۡضَ ٱلَّذِي نَعِدُهُمۡ أَوۡ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِنَّمَا عَلَيۡكَ ٱلۡبَلَٰغُ وَعَلَيۡنَا ٱلۡحِسَابُ
Imdi, onlara vaad ettigimiz (azabın) bir kısmının (baslarına geldigini) ister sana (saglıgında) gosterelim, ister (bundan once) seni oldurelim, her iki durumda da sana dusen ancak mesajı teblig etmek, duyurmaktır; hesabı gormek ise Bize aittir
Surah Ar-Rad, Verse 40
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّا نَأۡتِي ٱلۡأَرۡضَ نَنقُصُهَا مِنۡ أَطۡرَافِهَاۚ وَٱللَّهُ يَحۡكُمُ لَا مُعَقِّبَ لِحُكۡمِهِۦۚ وَهُوَ سَرِيعُ ٱلۡحِسَابِ
Peki, gormuyorlar mı, yeryuzunu, sahip oldugu en iyi seylerden her gun biraz daha yoksun bırakarak (cezalandırıcı mudahalelerimizle) nasıl yokluyoruz? (Bilmiyorlar mı ki,) Allah hukum verdigi (zaman) O´nun hukmunun onune gececek kimse yoktur; (ve yine bilmiyorlar mı ki) O hesabı pek cabuk olandır
Surah Ar-Rad, Verse 41
وَقَدۡ مَكَرَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَلِلَّهِ ٱلۡمَكۡرُ جَمِيعٗاۖ يَعۡلَمُ مَا تَكۡسِبُ كُلُّ نَفۡسٖۗ وَسَيَعۡلَمُ ٱلۡكُفَّـٰرُ لِمَنۡ عُقۡبَى ٱلدَّارِ
Bunlardan once yasayan (gunahkar toplum)lar da zındıkca duzenler tasarladılar; fakat en ince ve mahirane duzen, butunuyle, herkesin neyi hak ettigini bilen Allah´a aittir; nitekim, inkarcılar gelecegin kime ait oldugunu yakında gorup ogrenecekler
Surah Ar-Rad, Verse 42
وَيَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَسۡتَ مُرۡسَلٗاۚ قُلۡ كَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدَۢا بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡ وَمَنۡ عِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلۡكِتَٰبِ
Ve hakkı inkara sartlanmıs olan o kimseler, (ey Peygamber, sana): "Sen (Allah tarafından) gonderilmis degilsin!" diyorlar; de ki: "Benimle sizin aranızda sahit olarak Allah yeter; bir de bu ilahi kelamı gercekten anlayan kimse(ler)
Surah Ar-Rad, Verse 43