UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Yusuf - Turkish Translation by Muhammed Esed


الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ

Elif, Lam, Ra. Bunlar, dogruyu/gercegi apacık gosteren, kendisi de acık olan kitabın mesajlarıdır
Surah Yusuf, Verse 1


إِنَّآ أَنزَلۡنَٰهُ قُرۡءَٰنًا عَرَبِيّٗا لَّعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ

Biz onu Arapca bir metin olarak indirdik ki, aklınızı kullanarak belki onu kavrayıp ozumlersiniz
Surah Yusuf, Verse 2


نَحۡنُ نَقُصُّ عَلَيۡكَ أَحۡسَنَ ٱلۡقَصَصِ بِمَآ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانَ وَإِن كُنتَ مِن قَبۡلِهِۦ لَمِنَ ٱلۡغَٰفِلِينَ

Biz bu Kuran´ı sana vahyettikce, (ey Peygamber,) bundan once senin de (vahyin ne oldugundan) habersiz kimselerden oldugunu bilerek onu sana mumkun olan en iyi, en guzel uslupla acıklıyoruz
Surah Yusuf, Verse 3


إِذۡ قَالَ يُوسُفُ لِأَبِيهِ يَـٰٓأَبَتِ إِنِّي رَأَيۡتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوۡكَبٗا وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَ رَأَيۡتُهُمۡ لِي سَٰجِدِينَ

Bir vakit Yusuf babasına soyle demisti: "Babacıgım! Ben (ruyamda) onbir yıldız, gunes ve ayı gordum: benim onumde saygıyla yere kapanmıslardı
Surah Yusuf, Verse 4


قَالَ يَٰبُنَيَّ لَا تَقۡصُصۡ رُءۡيَاكَ عَلَىٰٓ إِخۡوَتِكَ فَيَكِيدُواْ لَكَ كَيۡدًاۖ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ لِلۡإِنسَٰنِ عَدُوّٞ مُّبِينٞ

(Yakub:) "Ey ogulcugum!" dedi, (bu) ruyanı kardeslerine anlatayım deme, yoksa (hasetlerinden) sana karsı bir tuzak hazırlarlar; dogrusu Seytan insan icin apacık bir dusmandır
Surah Yusuf, Verse 5


وَكَذَٰلِكَ يَجۡتَبِيكَ رَبُّكَ وَيُعَلِّمُكَ مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِ وَيُتِمُّ نِعۡمَتَهُۥ عَلَيۡكَ وَعَلَىٰٓ ءَالِ يَعۡقُوبَ كَمَآ أَتَمَّهَا عَلَىٰٓ أَبَوَيۡكَ مِن قَبۡلُ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَۚ إِنَّ رَبَّكَ عَلِيمٌ حَكِيمٞ

Cunku, (ruyanda sana gosterilene bakılacak olursa) demek ki Rabbin seni de sececek; sana olayların ic yuzunu gorup yorumlamayı ogretecek; ve tıpkı ataların Ibrahim ve Ishak´a olan nimetini her bakımdan tam ve yeterli kıldıgı gibi sana ve Yakub´un soyuna verdigi nimeti de her bakımdan tam ve yeterli kılacak. Dogrusu, senin Rabbin dogru hukum ve hikmetle edip eyleyen mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir
Surah Yusuf, Verse 6


۞لَّقَدۡ كَانَ فِي يُوسُفَ وَإِخۡوَتِهِۦٓ ءَايَٰتٞ لِّلسَّآئِلِينَ

Gercek su ki, Yusuf ve kardeslerin(in kıssasında)da (hakikati) arayanlar icin (cıkarılacak nice) dersler vardır
Surah Yusuf, Verse 7


إِذۡ قَالُواْ لَيُوسُفُ وَأَخُوهُ أَحَبُّ إِلَىٰٓ أَبِينَا مِنَّا وَنَحۡنُ عُصۡبَةٌ إِنَّ أَبَانَا لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ

Bir vakit (Yusuf´un kardesleri kendi aralarında soyle) konusuyorlardı: "Sayımız bu kadar cok oldugu halde bile, Yusuf ve kardesi (Bunyamin) babamızın gozunde daha degerli/daha sevgili; gercek su ki, babamız acık bir yanılgı icerisinde
Surah Yusuf, Verse 8


ٱقۡتُلُواْ يُوسُفَ أَوِ ٱطۡرَحُوهُ أَرۡضٗا يَخۡلُ لَكُمۡ وَجۡهُ أَبِيكُمۡ وَتَكُونُواْ مِنۢ بَعۡدِهِۦ قَوۡمٗا صَٰلِحِينَ

(Iclerinden biri:) "Yusuf´u oldurun" dedi, "yahut o´nu (uzak) bir yere goturup bırakın ki boylece babanız sevgi ve alakasıyla yalnızca size kalsın ve siz de bundan sonra (artık tevbe edip) iyi insanlar ol(arak yasamak icin serbest ol)asınız
Surah Yusuf, Verse 9


قَالَ قَآئِلٞ مِّنۡهُمۡ لَا تَقۡتُلُواْ يُوسُفَ وَأَلۡقُوهُ فِي غَيَٰبَتِ ٱلۡجُبِّ يَلۡتَقِطۡهُ بَعۡضُ ٱلسَّيَّارَةِ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ

Bir digeri: "Hayır, Yusuf´u oldurmeyin!" diye soze karıstı, "Eger mutlaka bir sey yapmanız gerekiyorsa, o´nu bir kuyunun dibine atın; (nasıl olsa) o´nu (orada) bir kervan bulup yanına alır
Surah Yusuf, Verse 10


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مَا لَكَ لَا تَأۡمَ۬نَّا عَلَىٰ يُوسُفَ وَإِنَّا لَهُۥ لَنَٰصِحُونَ

(Bu goruste birlestiler ve bunun uzerine babalarına:) "Ey babamız!" dediler, "Biz Yusuf´un iyiligini isteyen kimseler oldugumuz halde, neden o´nun hakkında bize guvenmiyorsun
Surah Yusuf, Verse 11


أَرۡسِلۡهُ مَعَنَا غَدٗا يَرۡتَعۡ وَيَلۡعَبۡ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ

Bırak o´nu yarın bizimle gelsin, gezip oynasın; o´na goz kulak olacagımızdan en kucuk bir suphen olmasın
Surah Yusuf, Verse 12


قَالَ إِنِّي لَيَحۡزُنُنِيٓ أَن تَذۡهَبُواْ بِهِۦ وَأَخَافُ أَن يَأۡكُلَهُ ٱلذِّئۡبُ وَأَنتُمۡ عَنۡهُ غَٰفِلُونَ

Dogrusu, o´nu goturmeniz beni kaygılandırıyor" diye karsılık verdi (Yakub), "gozden uzak tuttugunuz bir anda o´nu kurdun kapmasından korkuyorum
Surah Yusuf, Verse 13


قَالُواْ لَئِنۡ أَكَلَهُ ٱلذِّئۡبُ وَنَحۡنُ عُصۡبَةٌ إِنَّآ إِذٗا لَّخَٰسِرُونَ

Bu kadar insanın arasında, yine de o´nu kurt kapacaksa, o zaman, biz olmusuz demektir!" dediler
Surah Yusuf, Verse 14


فَلَمَّا ذَهَبُواْ بِهِۦ وَأَجۡمَعُوٓاْ أَن يَجۡعَلُوهُ فِي غَيَٰبَتِ ٱلۡجُبِّۚ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمۡرِهِمۡ هَٰذَا وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ

Ve boylece, onu kuyunun dibine atmaya karar verip yanlarında gotururlerken, kendisine "Gun gelecek (senin kim oldugunu) kavrayamayacakları bir anda bu yaptıklarını kendilerine hatırlatacaksın!" diye vahyettik
Surah Yusuf, Verse 15


وَجَآءُوٓ أَبَاهُمۡ عِشَآءٗ يَبۡكُونَ

Ve aksam olunca babalarının karsısına aglayarak cıkıp geldiler
Surah Yusuf, Verse 16


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَآ إِنَّا ذَهَبۡنَا نَسۡتَبِقُ وَتَرَكۡنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَٰعِنَا فَأَكَلَهُ ٱلذِّئۡبُۖ وَمَآ أَنتَ بِمُؤۡمِنٖ لَّنَا وَلَوۡ كُنَّا صَٰدِقِينَ

Ey babamız!" dediler, "Yarıs yapmak icin bulundugumuz yerden (biraz) uzaklasmıs ve Yusuf´u azıklarımızın yanında bırakmıstık... Meger kurt kapmıs o´nu! Ama (biliyoruz ki,) biz boylece dogruyu soyluyor olsak da sen bize inanmayacaksın
Surah Yusuf, Verse 17


وَجَآءُو عَلَىٰ قَمِيصِهِۦ بِدَمٖ كَذِبٖۚ قَالَ بَلۡ سَوَّلَتۡ لَكُمۡ أَنفُسُكُمۡ أَمۡرٗاۖ فَصَبۡرٞ جَمِيلٞۖ وَٱللَّهُ ٱلۡمُسۡتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ

(Boyle diyerek) uzerinde yalancı bir kan lekesi bulunan (Yusuf´un) gomlegini cıkarıp gosterdiler. (Yakub:) "Yoo" dedi, "sizi kendi hayal gucunuz bu kotu oyuna surukledi! Artık (bana dusen) guzelce sabretmektir. Ve bu anlattıgınız bahtsızlıga karsı bana dayanma gucu bahsetmesi icin kendisine yonelebilecegim (yegane) hami Allah´tır
Surah Yusuf, Verse 18


وَجَآءَتۡ سَيَّارَةٞ فَأَرۡسَلُواْ وَارِدَهُمۡ فَأَدۡلَىٰ دَلۡوَهُۥۖ قَالَ يَٰبُشۡرَىٰ هَٰذَا غُلَٰمٞۚ وَأَسَرُّوهُ بِضَٰعَةٗۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِمَا يَعۡمَلُونَ

Ve bir kervan cıkageldi; (kervancılar) sucularını (su kuyusuna) gonderdiler; onlardan biri kovasını kuyuya salıyordu ki (orada Yusuf´u gordu) ve: "Ne kısmet!" diye bagırdı, "Bir oglan cocugu bu!" Ve boylece kervancılar o´nu, satmak niyetiyle yanlarına aldılar. Oysa, Allah yaptıklarını (adım adım izliyor ve) biliyordu
Surah Yusuf, Verse 19


وَشَرَوۡهُ بِثَمَنِۭ بَخۡسٖ دَرَٰهِمَ مَعۡدُودَةٖ وَكَانُواْ فِيهِ مِنَ ٱلزَّـٰهِدِينَ

Ve sonunda onemsiz bir paha -sadece birkac gumus dirhem- karsılıgında o´nu sattılar; o kadar az deger bicmislerdi o´na
Surah Yusuf, Verse 20


وَقَالَ ٱلَّذِي ٱشۡتَرَىٰهُ مِن مِّصۡرَ لِٱمۡرَأَتِهِۦٓ أَكۡرِمِي مَثۡوَىٰهُ عَسَىٰٓ أَن يَنفَعَنَآ أَوۡ نَتَّخِذَهُۥ وَلَدٗاۚ وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلِنُعَلِّمَهُۥ مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِۚ وَٱللَّهُ غَالِبٌ عَلَىٰٓ أَمۡرِهِۦ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Ve o´nu satın alan Mısırlı adam, karısına: "Ona iyi bak;" dedi, "belki bize yararı olur; kaldı ki, evlatlık da edinebiliriz o´nu". Boylece, Yusuf´a o ulkede iyi bir yer sagladık; (bunu yaptık)ki, o´na olayların ic yuzune, gercek anlamına dair bir kavrayıs ogretelim. Iste, Allah edip eyledigi islerde boyle galiptir; ne var ki, insanların cogu bunu bilmez
Surah Yusuf, Verse 21


وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُۥٓ ءَاتَيۡنَٰهُ حُكۡمٗا وَعِلۡمٗاۚ وَكَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Derken, ergenlik cagını astıgı zaman (egriyi dogruyu ayırmaya yetecek) keskin bir muhakeme gucu ve (derin) bir kavrayıs yetenegi bahsettik o´na: iyilik yapanları Biz iste boyle odullendiririz
Surah Yusuf, Verse 22


وَرَٰوَدَتۡهُ ٱلَّتِي هُوَ فِي بَيۡتِهَا عَن نَّفۡسِهِۦ وَغَلَّقَتِ ٱلۡأَبۡوَٰبَ وَقَالَتۡ هَيۡتَ لَكَۚ قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ رَبِّيٓ أَحۡسَنَ مَثۡوَايَۖ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلظَّـٰلِمُونَ

Ve (olacak bu ya,) barındıgı evin kadını (kendini o´na karsı duydugu arzuya kaptırıp) o´nun gonlunu celmek istiyordu; ve (bu niyetle bir gun) kapıları sımsıkı kapatıp o´na: "Haydi, gelsene!" dedi. (Ama Yusuf:) "(Boyle bir sey yapmaktan) Allah´a sıgınırım!" diye karsılık verdi, "Hem, efendim (bu evde) bana iyi baktı! Dogrusu, zalimler asla guvenlige, esenlige erisemezler
Surah Yusuf, Verse 23


وَلَقَدۡ هَمَّتۡ بِهِۦۖ وَهَمَّ بِهَا لَوۡلَآ أَن رَّءَا بُرۡهَٰنَ رَبِّهِۦۚ كَذَٰلِكَ لِنَصۡرِفَ عَنۡهُ ٱلسُّوٓءَ وَٱلۡفَحۡشَآءَۚ إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُخۡلَصِينَ

Gercek su ki, kadın o´na karsı arzu doluydu; o da kadını arzuluyordu; oyle ki, (bu ayartma karsısında) eger Rabbinin burhanı o´nun icine dogmamıs olsaydı (bu arzuya yeniliverecekti); Iste bu, her turlu kotulugu, cirkin ve taskın halleri o´ndan uzak tutmak istedigimiz icin boyle oldu, cunku o gercekten bizim (secilmis) kullarımızdan biriydi
Surah Yusuf, Verse 24


وَٱسۡتَبَقَا ٱلۡبَابَ وَقَدَّتۡ قَمِيصَهُۥ مِن دُبُرٖ وَأَلۡفَيَا سَيِّدَهَا لَدَا ٱلۡبَابِۚ قَالَتۡ مَا جَزَآءُ مَنۡ أَرَادَ بِأَهۡلِكَ سُوٓءًا إِلَّآ أَن يُسۡجَنَ أَوۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ

(Derken,) bunların her ikisi kapıya kostular; kadın arkadan (asılıp) o´nun gomlegini yırttı; ve (o an) kapıda kadının efendisini karsılarında buldular! Kadın: "Karın icin kotuluk dusunen birinin cezası, hapisten ya da en agır ceza (neyse, on)dan baska ne olabilir?" diye uste cıktı
Surah Yusuf, Verse 25


قَالَ هِيَ رَٰوَدَتۡنِي عَن نَّفۡسِيۚ وَشَهِدَ شَاهِدٞ مِّنۡ أَهۡلِهَآ إِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن قُبُلٖ فَصَدَقَتۡ وَهُوَ مِنَ ٱلۡكَٰذِبِينَ

(Yusuf:) "Benim gonlumu celmek isteyen asıl o!" diye (kendini savundu). O an kadının yakınlarından duruma tanık olan biri: "Eger gomlegi onden yırtılmıssa," diyerek gorusunu bildirdi, "kadın dogru, beriki yalan soyluyor demektir
Surah Yusuf, Verse 26


وَإِن كَانَ قَمِيصُهُۥ قُدَّ مِن دُبُرٖ فَكَذَبَتۡ وَهُوَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

yok, eger gomlegi sırtından yırtılmıssa, o zaman kadın yalan, beriki dogru soyluyor demektir
Surah Yusuf, Verse 27


فَلَمَّا رَءَا قَمِيصَهُۥ قُدَّ مِن دُبُرٖ قَالَ إِنَّهُۥ مِن كَيۡدِكُنَّۖ إِنَّ كَيۡدَكُنَّ عَظِيمٞ

Boylece (kadının kocası Yusuf´un) gomleginin sırtından yırtılmıs oldugunu gorunce: "Belli ki, bu (yine) sizin oyunlarınızdan biri, ey kadınlar taifesi! Dogrusu, sizin oyunlarınız/tuzaklarınız korkunctur
Surah Yusuf, Verse 28


يُوسُفُ أَعۡرِضۡ عَنۡ هَٰذَاۚ وَٱسۡتَغۡفِرِي لِذَنۢبِكِۖ إِنَّكِ كُنتِ مِنَ ٱلۡخَاطِـِٔينَ

Yusuf! Sen bu olayın ustunde durma! Ve (kadın!) sen de isledigin gunahtan oturu bagıslanma dile, cunku sen gercekten hatası (buyuk) olan birisin
Surah Yusuf, Verse 29


۞وَقَالَ نِسۡوَةٞ فِي ٱلۡمَدِينَةِ ٱمۡرَأَتُ ٱلۡعَزِيزِ تُرَٰوِدُ فَتَىٰهَا عَن نَّفۡسِهِۦۖ قَدۡ شَغَفَهَا حُبًّاۖ إِنَّا لَنَرَىٰهَا فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ

Ve sehirde kadınlar (birbirleriyle): "Falan kisizadenin karısı genc kolesinin gonlunu celmeye kalkmıs!" diye dedikodu etmeye basladılar, "Tutkudan yuregi paralanmıs kadının; dogrusu, acıkca yoldan cıkmıs biri olarak goruyoruz onu
Surah Yusuf, Verse 30


فَلَمَّا سَمِعَتۡ بِمَكۡرِهِنَّ أَرۡسَلَتۡ إِلَيۡهِنَّ وَأَعۡتَدَتۡ لَهُنَّ مُتَّكَـٔٗا وَءَاتَتۡ كُلَّ وَٰحِدَةٖ مِّنۡهُنَّ سِكِّينٗا وَقَالَتِ ٱخۡرُجۡ عَلَيۡهِنَّۖ فَلَمَّا رَأَيۡنَهُۥٓ أَكۡبَرۡنَهُۥ وَقَطَّعۡنَ أَيۡدِيَهُنَّ وَقُلۡنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا هَٰذَا بَشَرًا إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا مَلَكٞ كَرِيمٞ

Kadınların bu kotu konusmaları kulagına degince, kisizadenin karısı, onları davet edip kendileri icin mukellef bir ziyafet hazırladı, ve her birinin eline bir bıcak tutusturdu. Sonra (Yusuf´a): "Cık (simdi) onların karsısına!" dedi. Kadınlar o´nu gorunce guzelligi karsısında sasırıp kaldılar ve saskınlıklarından ellerini kestiler: "Aman Allahım!" dediler, "Bu olumlu biri olamaz; olsa olsa gozde bir melek bu
Surah Yusuf, Verse 31


قَالَتۡ فَذَٰلِكُنَّ ٱلَّذِي لُمۡتُنَّنِي فِيهِۖ وَلَقَدۡ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفۡسِهِۦ فَٱسۡتَعۡصَمَۖ وَلَئِن لَّمۡ يَفۡعَلۡ مَآ ءَامُرُهُۥ لَيُسۡجَنَنَّ وَلَيَكُونٗا مِّنَ ٱلصَّـٰغِرِينَ

(Kisizadenin karısı:) "Iste hakkında beni kınayıp yerdiginiz kimse bu!" dedi, "Evet, gercekten de o´nun gonlunu celmek istedim, ama o kendini (bundan) sakındı. Ne var ki eger bundan sonra da istedigim seyi yapmazsa mutlaka hapsedilecek ve kendini asagılanmıs kimselerin arasında bulacak
Surah Yusuf, Verse 32


قَالَ رَبِّ ٱلسِّجۡنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدۡعُونَنِيٓ إِلَيۡهِۖ وَإِلَّا تَصۡرِفۡ عَنِّي كَيۡدَهُنَّ أَصۡبُ إِلَيۡهِنَّ وَأَكُن مِّنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ

(Yusuf:) "Ey Rabbim!" dedi, "Benim icin hapis, bu kadınların isteklerine boyun egmekten daha iyidir. Cunku, Sen onların oyunlarını / tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben o zaman onların ayartmalarına kapılır ve (dogru nedir, egri nedir) secemeyen saskın kimselerden olurum
Surah Yusuf, Verse 33


فَٱسۡتَجَابَ لَهُۥ رَبُّهُۥ فَصَرَفَ عَنۡهُ كَيۡدَهُنَّۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ

Ve Rabbi o´nun bu duasını olumlayıp o´nu o kadınların tuzaklarına karsı korudu: cunku O gercekten her seyi isiten, her seyi oldugu gibi bilendir
Surah Yusuf, Verse 34


ثُمَّ بَدَا لَهُم مِّنۢ بَعۡدِ مَا رَأَوُاْ ٱلۡأٓيَٰتِ لَيَسۡجُنُنَّهُۥ حَتَّىٰ حِينٖ

Sonra, o kisizade ve ev halkı butun delilleri(n Yusuf´un lehinde oldugunu) gordukten sonra bile o´nu bir sure icin hapsetmeyi uygun gorduler
Surah Yusuf, Verse 35


وَدَخَلَ مَعَهُ ٱلسِّجۡنَ فَتَيَانِۖ قَالَ أَحَدُهُمَآ إِنِّيٓ أَرَىٰنِيٓ أَعۡصِرُ خَمۡرٗاۖ وَقَالَ ٱلۡأٓخَرُ إِنِّيٓ أَرَىٰنِيٓ أَحۡمِلُ فَوۡقَ رَأۡسِي خُبۡزٗا تَأۡكُلُ ٱلطَّيۡرُ مِنۡهُۖ نَبِّئۡنَا بِتَأۡوِيلِهِۦٓۖ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Onunla beraber iki genc daha girmisti hapse. Iste bu iki gencten biri (bir gun): "Ruyamda kendimi saraplık uzum sıkarken gordum" dedi. Oteki: "Ben de kendimi basımın uzerinde ekmek tasıyor gordum, oyle ki kuslar ondan (koparıp koparıp) yiyorlardı". (Bu iki genc:) (Yusuf´tan) "Bu (ruyaların) gercek anlamını haber ver bize!" diye rica ettiler, "Cunku, goruyoruz ki, sen, (ruyaların nasıl yorumlanacagını) iyi (bilen) kimselerdensin
Surah Yusuf, Verse 36


قَالَ لَا يَأۡتِيكُمَا طَعَامٞ تُرۡزَقَانِهِۦٓ إِلَّا نَبَّأۡتُكُمَا بِتَأۡوِيلِهِۦ قَبۡلَ أَن يَأۡتِيَكُمَاۚ ذَٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَنِي رَبِّيٓۚ إِنِّي تَرَكۡتُ مِلَّةَ قَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ كَٰفِرُونَ

(Yusuf:) "Daha yiyeceginiz gunluk azıgınız onunuze konmadan ruyalarınızın gercek anlamını size haber verecegim, (ki basınıza gelecek olanı) vuku bulmadan once (bilesiniz); cunku bu bana Rabbimin ogrettigi seylerdendir. (Once) bilin ki, ben, Allah´a inanmayan, ve ahiret gercegini tanımaktan ısrarla kacınan bir toplumun izledigi yolu terk ettim
Surah Yusuf, Verse 37


وَٱتَّبَعۡتُ مِلَّةَ ءَابَآءِيٓ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۚ مَا كَانَ لَنَآ أَن نُّشۡرِكَ بِٱللَّهِ مِن شَيۡءٖۚ ذَٰلِكَ مِن فَضۡلِ ٱللَّهِ عَلَيۡنَا وَعَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَشۡكُرُونَ

ve atalarım Ibrahim, Ishak ve Yakub´un yolunu tuttum. (Cunku) tanrısal nitelikleri Allah´tan baska herhangi bir varlıga yakıstırmak bizlere yakısmaz: Allah´ın bize ve butun insanlıga bahsettigi lutfun bir (sonucudur) bu, ama insanların cogu bu (lutfun) degerini bilmez
Surah Yusuf, Verse 38


يَٰصَٰحِبَيِ ٱلسِّجۡنِ ءَأَرۡبَابٞ مُّتَفَرِّقُونَ خَيۡرٌ أَمِ ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ

Ey mahpus arkadaslarım! Hangisi daha iyidir: birbirinden ayrı pek cok rab(bın varlıgına inanmak) mı, yoksa butun varlıklara egemen bir tek Allah(a inanmak) mı
Surah Yusuf, Verse 39


مَا تَعۡبُدُونَ مِن دُونِهِۦٓ إِلَّآ أَسۡمَآءٗ سَمَّيۡتُمُوهَآ أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلۡطَٰنٍۚ إِنِ ٱلۡحُكۡمُ إِلَّا لِلَّهِ أَمَرَ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّآ إِيَّاهُۚ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلۡقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Allah´ı bırakıp tapındıgınız her sey gercekte sizin ve atalarınızın kendi muhayyilenizden cıkardıgınız (anlamsız) isimlerden oteye gecmemektedir; cunku bunlar hakkında hicbir kanıt indirmemistir Allah. (Neyin dogru, neyin egri oldugu konusunda) hukum yalnızca Allah´a aittir. Ve O da kendisinden baskasına kulluk etmemenizi buyuruyor. Iste dosdogru olan (tek) din budur; ama insanların cogu bunu bilmez
Surah Yusuf, Verse 40


يَٰصَٰحِبَيِ ٱلسِّجۡنِ أَمَّآ أَحَدُكُمَا فَيَسۡقِي رَبَّهُۥ خَمۡرٗاۖ وَأَمَّا ٱلۡأٓخَرُ فَيُصۡلَبُ فَتَأۡكُلُ ٱلطَّيۡرُ مِن رَّأۡسِهِۦۚ قُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ ٱلَّذِي فِيهِ تَسۡتَفۡتِيَانِ

(Imdi,) ey mahpus arkadaslarım, (ruyalarınızın yorumuna gelince,) biriniz efendisine (Kral´a) icki sofrasında sakilik yapacak; ve biriniz, biriniz de asılacak; ve et yiyici kuslar onun basını didikleyecek. (Ama geleceginiz ne olursa olsun,) benden yorumlamamı istediginiz sey (Allah tarafından) karara baglanmıs bulunuyor
Surah Yusuf, Verse 41


وَقَالَ لِلَّذِي ظَنَّ أَنَّهُۥ نَاجٖ مِّنۡهُمَا ٱذۡكُرۡنِي عِندَ رَبِّكَ فَأَنسَىٰهُ ٱلشَّيۡطَٰنُ ذِكۡرَ رَبِّهِۦ فَلَبِثَ فِي ٱلسِّجۡنِ بِضۡعَ سِنِينَ

Ve (bunun uzerine Yusuf,) iki mahpustan kurtulacagını dusundugu kimseye: "(Buradan cıkacagın zaman) efendine benden soz et!" dedi. Ne var ki Seytan berikine efendisinin yanında (Yusuf´tan) soz etmeyi unutturdu. Ve Yusuf bu yuzden hapiste birkac yıl (daha) kaldı
Surah Yusuf, Verse 42


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ إِنِّيٓ أَرَىٰ سَبۡعَ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعَ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖۖ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡمَلَأُ أَفۡتُونِي فِي رُءۡيَٰيَ إِن كُنتُمۡ لِلرُّءۡيَا تَعۡبُرُونَ

VE (bir gun) Kral: "Ruyamda" dedi, "yedi celimsiz inegin yedigi yedi semiz inek, yedi yesil basak ve bir o kadar da kurumus basak gordum. Ey soylular! Eger ruya yorumlamasını biliyorsanız bu ruyamı bana yorumlayın bakalım
Surah Yusuf, Verse 43


قَالُوٓاْ أَضۡغَٰثُ أَحۡلَٰمٖۖ وَمَا نَحۡنُ بِتَأۡوِيلِ ٱلۡأَحۡلَٰمِ بِعَٰلِمِينَ

Anlasılması zor, karmasık ruyalardan biri bu" dediler, "hem, ruyaların isaret ettigi gercek anlama dair derin ve saglam bir bilgiden de biz yoksunuz
Surah Yusuf, Verse 44


وَقَالَ ٱلَّذِي نَجَا مِنۡهُمَا وَٱدَّكَرَ بَعۡدَ أُمَّةٍ أَنَا۠ أُنَبِّئُكُم بِتَأۡوِيلِهِۦ فَأَرۡسِلُونِ

Iste ancak o zaman, aradan gecen bunca vakitten sonra, hapisten kurtulan o iki kisiden biri (Yusuf´u) hatırladı ve: "Bu (ruyanın) isaret ettigi gercek anlamı ben ogrenip ulastırabilirim size" dedi, "ama bunun icin gitmeme izin verin
Surah Yusuf, Verse 45


يُوسُفُ أَيُّهَا ٱلصِّدِّيقُ أَفۡتِنَا فِي سَبۡعِ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعِ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖ لَّعَلِّيٓ أَرۡجِعُ إِلَى ٱلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَعۡلَمُونَ

(Ve boylece Yusuf´u hapishanede gormeye gitti ve o´na:) "Ey Yusuf, ey ozu sozu dogru adam!" dedi, "(Ruyada gorulen) yedi celimsiz inegin yedigi yedi semiz inek ve yedi yesil basakla (yedi) kurumus basak ne anlama gelir, bunu bana yorumla ki (senin acıklamanla saraydaki) insanların yanına doneyim ve onlar da (boylece senin nasıl biri oldugunu) ogrensinler
Surah Yusuf, Verse 46


قَالَ تَزۡرَعُونَ سَبۡعَ سِنِينَ دَأَبٗا فَمَا حَصَدتُّمۡ فَذَرُوهُ فِي سُنۢبُلِهِۦٓ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تَأۡكُلُونَ

(Yusuf soyle) cevapladı: "Yedi yıl boyunca her zamanki gibi ekip bicin ama hasad ettiginiz ekini, yemek icin ayıracagınız az bir miktar dısında, oylece basagında bırakın
Surah Yusuf, Verse 47


ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ سَبۡعٞ شِدَادٞ يَأۡكُلۡنَ مَا قَدَّمۡتُمۡ لَهُنَّ إِلَّا قَلِيلٗا مِّمَّا تُحۡصِنُونَ

cunku, (yedi yıl surecek olan) bu (bolluk zamanı)ndan sonra yedi yıllık bir kıtlık donemi gelecek ve sizin bu donem icin hazırladıgınız her seyi, sakladıgınız az bir miktarın dısında, silip supurecek
Surah Yusuf, Verse 48


ثُمَّ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ عَامٞ فِيهِ يُغَاثُ ٱلنَّاسُ وَفِيهِ يَعۡصِرُونَ

Ve bundan sonra, halkın butun bu kıtlıktan, darlıktan kurtulacagı bir yıl olacak, ve o yıl insanlar (eskiden oldugu gibi bol bol zeytin ve uzum) sıkacaklar
Surah Yusuf, Verse 49


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦۖ فَلَمَّا جَآءَهُ ٱلرَّسُولُ قَالَ ٱرۡجِعۡ إِلَىٰ رَبِّكَ فَسۡـَٔلۡهُ مَا بَالُ ٱلنِّسۡوَةِ ٱلَّـٰتِي قَطَّعۡنَ أَيۡدِيَهُنَّۚ إِنَّ رَبِّي بِكَيۡدِهِنَّ عَلِيمٞ

Ve (Yusuf´un yorumu kendisine ulasır ulasmaz) Kral: "Onu bana getirin!" dedi. Ama elciler kendisine geldiginde (Yusuf:) "Efendinize gidin ve ondan (once) ellerini kesen kadınlar hakkındaki gercegi (ortaya cıkarmasını) isteyin; cunku, Rabbim onların oyunlarını/tuzaklarını butun gercegiyle bilmektedir
Surah Yusuf, Verse 50


قَالَ مَا خَطۡبُكُنَّ إِذۡ رَٰوَدتُّنَّ يُوسُفَ عَن نَّفۡسِهِۦۚ قُلۡنَ حَٰشَ لِلَّهِ مَا عَلِمۡنَا عَلَيۡهِ مِن سُوٓءٖۚ قَالَتِ ٱمۡرَأَتُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡـَٰٔنَ حَصۡحَصَ ٱلۡحَقُّ أَنَا۠ رَٰوَدتُّهُۥ عَن نَّفۡسِهِۦ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ

(Bunun uzerine Kral o kadınları cagırtıp kendilerine:) "Yusuf´un gonlunu celmek isterken ne saglayacagınızı umuyordunuz?" diye sordu. Kadınlar: "Allah korusun, biz o´ndan en kucuk bir kotuluk gormedik!" dediler. (Ve) Yusuf´un ilk efendisinin hanımı: "Artık gercek ortaya cıktı!" diye atıldı, "Onun gonlunu celmek isteyen bendim; o ise hep ozu sozu dogru olan kimselerdendi
Surah Yusuf, Verse 51


ذَٰلِكَ لِيَعۡلَمَ أَنِّي لَمۡ أَخُنۡهُ بِٱلۡغَيۡبِ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي كَيۡدَ ٱلۡخَآئِنِينَ

Yusuf olup biteni ogrendiginde: "Amacım (eski efendimin,) arkasından kendisine ihanet etmedigimi ve Allah´ın hainlerin hazırladıgı tuzakları asla basarıya ulastırmadıgını bilmesini saglamaktı" dedi
Surah Yusuf, Verse 52


۞وَمَآ أُبَرِّئُ نَفۡسِيٓۚ إِنَّ ٱلنَّفۡسَ لَأَمَّارَةُۢ بِٱلسُّوٓءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّيٓۚ إِنَّ رَبِّي غَفُورٞ رَّحِيمٞ

yine de ben kendimi butunuyle temize cıkarmaya calısmıyorum; cunku Rabbimin acıyıp esirgedigi kimseler haric, insanın kendi benligi (de onu) kotuluge surukle(yebili)r; gercekten de benim Rabbim cok acıyıp esirgeyen gercek bagıslayıcıdır
Surah Yusuf, Verse 53


وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦٓ أَسۡتَخۡلِصۡهُ لِنَفۡسِيۖ فَلَمَّا كَلَّمَهُۥ قَالَ إِنَّكَ ٱلۡيَوۡمَ لَدَيۡنَا مَكِينٌ أَمِينٞ

Ve Kral: "Onu bana getirin," dedi, "ki, kendime dost edineyim". Ve o´nunla konusunca, (Kral:) "Bundan boyle yanımızda kendisine guven duyulan biri olarak" dedi, "yuksek bir yerin olacaktır
Surah Yusuf, Verse 54


قَالَ ٱجۡعَلۡنِي عَلَىٰ خَزَآئِنِ ٱلۡأَرۡضِۖ إِنِّي حَفِيظٌ عَلِيمٞ

(Yusuf:) "Beni ulkenin hazineleri uzerinde gorevlendir(in)" dedi, "guvenilir, bilgili bir gozcu, bir koruyucu olacagımdan emin olabilirsin(iz)
Surah Yusuf, Verse 55


وَكَذَٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ يَتَبَوَّأُ مِنۡهَا حَيۡثُ يَشَآءُۚ نُصِيبُ بِرَحۡمَتِنَا مَن نَّشَآءُۖ وَلَا نُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Iste boyle emin bir yer sagladık Yusuf´a (o) ulkede; oyle ki, diledigi yerde konaklayabilir/diledigi seyi yapabilirdi. Biz rahmetimizi diledigimize nasip ederiz, ama iyilik yapanların hak ettigi karsılıgı vermekten de geri durmayız
Surah Yusuf, Verse 56


وَلَأَجۡرُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ

Ama imana erisenlerin ve Bize karsı sorumluluk bilinci tasıyanların gozunde ahiret mukafatı (bu dunyada elde edilebilecek karsılıklardan) daha degerli/daha yararlıdır
Surah Yusuf, Verse 57


وَجَآءَ إِخۡوَةُ يُوسُفَ فَدَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَعَرَفَهُمۡ وَهُمۡ لَهُۥ مُنكِرُونَ

(Yıllar sonra) Yusuf´un kardesleri (Mısır´a) geldiler ve o´nun huzuruna cıktılar; o hemen tanıdı onları; ama berikiler o´nu tanımadılar
Surah Yusuf, Verse 58


وَلَمَّا جَهَّزَهُم بِجَهَازِهِمۡ قَالَ ٱئۡتُونِي بِأَخٖ لَّكُم مِّنۡ أَبِيكُمۡۚ أَلَا تَرَوۡنَ أَنِّيٓ أُوفِي ٱلۡكَيۡلَ وَأَنَا۠ خَيۡرُ ٱلۡمُنزِلِينَ

Ve onların yuklerini yuklettikten sonra, kendilerine: "(Bir dahaki gelisinizde) o bababir kardesinizi de getirin bana. Gormuyor musunuz, tartıyı tam tuttum ve (size karsı) son derece iyi bir konukseverlik gosterdim
Surah Yusuf, Verse 59


فَإِن لَّمۡ تَأۡتُونِي بِهِۦ فَلَا كَيۡلَ لَكُمۡ عِندِي وَلَا تَقۡرَبُونِ

Ama eger kardesinizi bana getirmezseniz o zaman benden ne bir olcek olsun (zahire) bekleyin, ne de yanıma yaklasın
Surah Yusuf, Verse 60


قَالُواْ سَنُرَٰوِدُ عَنۡهُ أَبَاهُ وَإِنَّا لَفَٰعِلُونَ

Onu getirmek icin babasını razı etmeye calısacagız," diye karsılık verdiler, "ve herhalde, bunu ne yapıp yapıp basaracagız
Surah Yusuf, Verse 61


وَقَالَ لِفِتۡيَٰنِهِ ٱجۡعَلُواْ بِضَٰعَتَهُمۡ فِي رِحَالِهِمۡ لَعَلَّهُمۡ يَعۡرِفُونَهَآ إِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمۡ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ

(Bu arada Yusuf) hizmetcilerine: "Onların bedel olarak getirdiklerini de denklerine yerlestirin ki, evlerine vardıklarında bunu fark eder de belki daha istekli olarak donerler" dedi
Surah Yusuf, Verse 62


فَلَمَّا رَجَعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَبِيهِمۡ قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مُنِعَ مِنَّا ٱلۡكَيۡلُ فَأَرۡسِلۡ مَعَنَآ أَخَانَا نَكۡتَلۡ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ

Ve boylece babalarının yanına donduklerinde, (Yusuf´un kardesleri,) "Ey babamız!" dediler, "(Bunyamin´i yanımızda goturmedikce) artık bize bir olcek bile zahire verilmeyecek; bunun icin kardesimizi bizimle gonder ki (bize yetecek) tartıda (zahire) alabilelim; bu arada onu elbette koruyup gozetecegiz
Surah Yusuf, Verse 63


قَالَ هَلۡ ءَامَنُكُمۡ عَلَيۡهِ إِلَّا كَمَآ أَمِنتُكُمۡ عَلَىٰٓ أَخِيهِ مِن قَبۡلُ فَٱللَّهُ خَيۡرٌ حَٰفِظٗاۖ وَهُوَ أَرۡحَمُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

(Yakub:) "Daha once kardesinizi nasıl size emanet ettiysem onu da aynı sekilde size emanet edeyim, oyle mi? Oysa, Allah koruyup gozetici olarak (sizden) elbette daha iyi/daha ustundur; cunku O acıyıp esirgeyenlerin en ustunu, en yucesidir
Surah Yusuf, Verse 64


وَلَمَّا فَتَحُواْ مَتَٰعَهُمۡ وَجَدُواْ بِضَٰعَتَهُمۡ رُدَّتۡ إِلَيۡهِمۡۖ قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا مَا نَبۡغِيۖ هَٰذِهِۦ بِضَٰعَتُنَا رُدَّتۡ إِلَيۡنَاۖ وَنَمِيرُ أَهۡلَنَا وَنَحۡفَظُ أَخَانَا وَنَزۡدَادُ كَيۡلَ بَعِيرٖۖ ذَٰلِكَ كَيۡلٞ يَسِيرٞ

Ve neden sonra, denkleri cozduklerinde, (takas icin goturdukleri) malların kendilerine iade edilmis oldugunu gorduler; "Ey babamız!" dediler, "Baska ne isteyebiliriz? Iste kendi mallarımız, oldugu gibi bize bırakılmıs! (Eger Bunyamin´in bizimle gelmesine izin verirsen) bu mallarla ailemize (yeniden) erzak getirebilir, kardesimizi de (iyi) koruyup gozetir ve (boylece) birer deve yuku zahire fazladan elde etmis oluruz. Zaten bu (ilk seferde getirdigimiz) tartıca pek az sayılır
Surah Yusuf, Verse 65


قَالَ لَنۡ أُرۡسِلَهُۥ مَعَكُمۡ حَتَّىٰ تُؤۡتُونِ مَوۡثِقٗا مِّنَ ٱللَّهِ لَتَأۡتُنَّنِي بِهِۦٓ إِلَّآ أَن يُحَاطَ بِكُمۡۖ فَلَمَّآ ءَاتَوۡهُ مَوۡثِقَهُمۡ قَالَ ٱللَّهُ عَلَىٰ مَا نَقُولُ وَكِيلٞ

(Yakub,) "Hepiniz (olumle) kusatılıp kıstırılmadıkca" dedi, "onu bana geri getireceginize dair bana Allah huzurunda yeminle soz verinceye kadar onu sizinle gondermeyecegim!" Ve yeminle soz verdiklerinde de, "(Bu) konustuklarımıza Allah sahittir!" dedi
Surah Yusuf, Verse 66


وَقَالَ يَٰبَنِيَّ لَا تَدۡخُلُواْ مِنۢ بَابٖ وَٰحِدٖ وَٱدۡخُلُواْ مِنۡ أَبۡوَٰبٖ مُّتَفَرِّقَةٖۖ وَمَآ أُغۡنِي عَنكُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٍۖ إِنِ ٱلۡحُكۡمُ إِلَّا لِلَّهِۖ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُۖ وَعَلَيۡهِ فَلۡيَتَوَكَّلِ ٱلۡمُتَوَكِّلُونَ

Ve "Ogullarım!" diye ekledi, "(Sehre) hepiniz tek bir kapıdan girmeyin; her biriniz ayrı ayrı kapılardan girin. Bununla beraber (eger basınıza yine de bir hal gelirse, bilin ki) Allah´a karsı sizin icin elimden bir sey gelmez: cunku hukum yalnızca Allah´a aittir. Ben O´na guven duyuyorum. Ve (O´nun varlıgına) inananlar da yalnız O´na guvensinler
Surah Yusuf, Verse 67


وَلَمَّا دَخَلُواْ مِنۡ حَيۡثُ أَمَرَهُمۡ أَبُوهُم مَّا كَانَ يُغۡنِي عَنۡهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن شَيۡءٍ إِلَّا حَاجَةٗ فِي نَفۡسِ يَعۡقُوبَ قَضَىٰهَاۚ وَإِنَّهُۥ لَذُو عِلۡمٖ لِّمَا عَلَّمۡنَٰهُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ

Ama onlar (Yusuf´un bulundugu sehre) her ne kadar babalarının talimatına uygun olarak girdilerse de, bunun Allah´ın takdirine karsı onlara bir yararı olmadı; yalnızca, Yakub´un, (ogullarını korumak yonunde) duydugu arzunun bir ifadesiydi bu. Cunku, o kendisine ogrettiklerimiz sayesinde, (her zaman Allah´ın hukmunun gecerli olduguna dair) yeterli bir bilgiye sahipti; ama insanların cogu (bunu boyle) bilmezler
Surah Yusuf, Verse 68


وَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَىٰ يُوسُفَ ءَاوَىٰٓ إِلَيۡهِ أَخَاهُۖ قَالَ إِنِّيٓ أَنَا۠ أَخُوكَ فَلَا تَبۡتَئِسۡ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Ve Yusuf´un yanına vardıklarında, (Yusuf) kardesi (Bunyamin)i bagrına bastı ve ona (gizlice): "Ben senin kardesinim, artık onların gecmiste yaptıklarına uzulme!" dedi
Surah Yusuf, Verse 69


فَلَمَّا جَهَّزَهُم بِجَهَازِهِمۡ جَعَلَ ٱلسِّقَايَةَ فِي رَحۡلِ أَخِيهِ ثُمَّ أَذَّنَ مُؤَذِّنٌ أَيَّتُهَا ٱلۡعِيرُ إِنَّكُمۡ لَسَٰرِقُونَ

Ve (sonra) onların yuklerini yukletirken (Kral´ın) su kabını (kucuk) kardesinin denkleri arasına koydurttu. Ve (boylece onlar, bundan habersiz, sehirden ayrılırken) bir cıgırtkan: "Ey kervancılar!" diye bagırdı, "Meger ne hırsızlarmıssınız siz
Surah Yusuf, Verse 70


قَالُواْ وَأَقۡبَلُواْ عَلَيۡهِم مَّاذَا تَفۡقِدُونَ

Cıgırtkana ve onunla beraber olanlara donerek: "Nedir kaybettiginiz?" diye sordular
Surah Yusuf, Verse 71


قَالُواْ نَفۡقِدُ صُوَاعَ ٱلۡمَلِكِ وَلِمَن جَآءَ بِهِۦ حِمۡلُ بَعِيرٖ وَأَنَا۠ بِهِۦ زَعِيمٞ

Kral´ın su kupasını kaybettik" diye karsılık verdiler, "Onu kim bulursa, (odul olarak) kendisine bir deve yuku (zahire) verilecek!" "Buna ben kefilim!" diye ekledi (cıgırtkan)
Surah Yusuf, Verse 72


قَالُواْ تَٱللَّهِ لَقَدۡ عَلِمۡتُم مَّا جِئۡنَا لِنُفۡسِدَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا كُنَّا سَٰرِقِينَ

(Kardesleri) "Allah sahittir, siz de cok iyi biliyorsunuz ki" dediler, "bu ulkeye kotu isler yapıp bozgunculuk cıkarmak icin gelmedik biz; hırsızlık yapmıs da degiliz
Surah Yusuf, Verse 73


قَالُواْ فَمَا جَزَـٰٓؤُهُۥٓ إِن كُنتُمۡ كَٰذِبِينَ

(Mısırlılar:) "Peki, eger yalan soyluyorsanız, bu (yaptıgınızın) cezası nedir?" dediler
Surah Yusuf, Verse 74


قَالُواْ جَزَـٰٓؤُهُۥ مَن وُجِدَ فِي رَحۡلِهِۦ فَهُوَ جَزَـٰٓؤُهُۥۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلظَّـٰلِمِينَ

Bunun cezası": diye cevap verdi (Yakub´un ogulları), "(kupa) kimin denkleri arasından cıkarsa (yaptıgının) ceza(sı) olarak tutsak edilir! (Bu sucu isleyen) zalimleri biz iste boyle cezalandırırız
Surah Yusuf, Verse 75


فَبَدَأَ بِأَوۡعِيَتِهِمۡ قَبۡلَ وِعَآءِ أَخِيهِ ثُمَّ ٱسۡتَخۡرَجَهَا مِن وِعَآءِ أَخِيهِۚ كَذَٰلِكَ كِدۡنَا لِيُوسُفَۖ مَا كَانَ لِيَأۡخُذَ أَخَاهُ فِي دِينِ ٱلۡمَلِكِ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ نَرۡفَعُ دَرَجَٰتٖ مَّن نَّشَآءُۗ وَفَوۡقَ كُلِّ ذِي عِلۡمٍ عَلِيمٞ

Bunun uzerine (kovusturma icin Yusuf´un yanına getirildiler,) Yusuf, arama isine kucuk kardesi (Bunyamin)in yukunden once uvey kardeslerinin yuklerinden basladı; ve sonunda kupayı (kucuk) kardesinin yukunde bulup cıkardı. Yusuf(un dilegine erismesi) icin Biz olayları iste boyle duzenledik; Allah (boyle) dilemeseydi, Kral´ın yasalarına gore, (Yusuf) kardesini (baska turlu) alıkoyamazdı. Biz diledigimiz kimseyi (bilgice) yuksek duzeylere cıkarırız, fakat her bilgi sahibinin ustunde her seyi bilen (Allah) vardır
Surah Yusuf, Verse 76


۞قَالُوٓاْ إِن يَسۡرِقۡ فَقَدۡ سَرَقَ أَخٞ لَّهُۥ مِن قَبۡلُۚ فَأَسَرَّهَا يُوسُفُ فِي نَفۡسِهِۦ وَلَمۡ يُبۡدِهَا لَهُمۡۚ قَالَ أَنتُمۡ شَرّٞ مَّكَانٗاۖ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِمَا تَصِفُونَ

(Kral´ın kupası Bunyamin´in denginden cıkar cıkmaz oteki kardesler:) "Eger o caldıysa ne ala, cunku bir zamanlar onun kardesi de hırsızlık yapardı!" Bu durum karsısında Yusuf, dusuncelerini onlara belli etmeksizin, kendi kendine: "Sizin durumunuz cok kotu; Allah ne soylediginizi oldugu gibi biliyor" dedi
Surah Yusuf, Verse 77


قَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡعَزِيزُ إِنَّ لَهُۥٓ أَبٗا شَيۡخٗا كَبِيرٗا فَخُذۡ أَحَدَنَا مَكَانَهُۥٓۖ إِنَّا نَرَىٰكَ مِنَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Ey soylu kisi!" dediler, "onun cok yaslı bir babası var; bu yuzden onun yerine bizden birini yanında alıkoy. Dogrusu sen, goruyoruz ki, iyilik sever birisin
Surah Yusuf, Verse 78


قَالَ مَعَاذَ ٱللَّهِ أَن نَّأۡخُذَ إِلَّا مَن وَجَدۡنَا مَتَٰعَنَا عِندَهُۥٓ إِنَّآ إِذٗا لَّظَٰلِمُونَ

Yitigimizi yanında buldugumuz kisiden baskasını alıkoymaktan Allah´a sıgınırız; cunku o zaman, suphesiz, zalimlerden olurduk!" diye cevap verdi
Surah Yusuf, Verse 79


فَلَمَّا ٱسۡتَيۡـَٔسُواْ مِنۡهُ خَلَصُواْ نَجِيّٗاۖ قَالَ كَبِيرُهُمۡ أَلَمۡ تَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ أَبَاكُمۡ قَدۡ أَخَذَ عَلَيۡكُم مَّوۡثِقٗا مِّنَ ٱللَّهِ وَمِن قَبۡلُ مَا فَرَّطتُمۡ فِي يُوسُفَۖ فَلَنۡ أَبۡرَحَ ٱلۡأَرۡضَ حَتَّىٰ يَأۡذَنَ لِيٓ أَبِيٓ أَوۡ يَحۡكُمَ ٱللَّهُ لِيۖ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلۡحَٰكِمِينَ

Boylece, ondan umitlerini kesince, (aralarında konuyu) gorusmek uzere bir kenara cekildiler. En buyukleri: "Babanızın sizden, Allah´ı sahit tutarak soz aldıgını ve ayrıca bundan once Yusuf konusunda nasıl guven kırıcı davrandıgınızı hatırlamıyor musunuz?" dedi, "Bunun icin ben artık, babam bana izin verinceye kadar bu ulkeden ayrılmayacagım; yahut Allah lehimde bir hukum verinceye kadar. Cunku O hukmedenlerin en iyisidir
Surah Yusuf, Verse 80


ٱرۡجِعُوٓاْ إِلَىٰٓ أَبِيكُمۡ فَقُولُواْ يَـٰٓأَبَانَآ إِنَّ ٱبۡنَكَ سَرَقَ وَمَا شَهِدۡنَآ إِلَّا بِمَا عَلِمۡنَا وَمَا كُنَّا لِلۡغَيۡبِ حَٰفِظِينَ

(Size gelince) siz babanıza donup gidin ve ona "Ey babamız!" deyin, "Oglun hırsızlık yaptı; fakat biz bildigimizden, gordugumuzden baskasına sahit degiliz; ve (sana soz vermis olsak da onu) bizim goremeyecegimiz (gizli) (tehlikelere) karsı da koruyamazdık
Surah Yusuf, Verse 81


وَسۡـَٔلِ ٱلۡقَرۡيَةَ ٱلَّتِي كُنَّا فِيهَا وَٱلۡعِيرَ ٱلَّتِيٓ أَقۡبَلۡنَا فِيهَاۖ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ

(Olay sırasında) bulundugumuz sehir halkına, birlikte yolculuk yaptıgımız kervancılara sor istersen: (goreceksin ki) biz gercekten dogru soyluyoruz
Surah Yusuf, Verse 82


قَالَ بَلۡ سَوَّلَتۡ لَكُمۡ أَنفُسُكُمۡ أَمۡرٗاۖ فَصَبۡرٞ جَمِيلٌۖ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَأۡتِيَنِي بِهِمۡ جَمِيعًاۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ

(Ve babalarının yanına donup, olup biteni o´na anlattıkları zaman Yakub;) "Yoo; yine kendi muhayyilenizdir olmayacak bir isi size olagan gosteren; (bana gelince) artık sabır en iyisidir; belki de Allah onların hepsini birden bana (geri) getirecektir; gercek su ki, Allah dogru hukum ve hikmetle edip eyleyen, mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir
Surah Yusuf, Verse 83


وَتَوَلَّىٰ عَنۡهُمۡ وَقَالَ يَـٰٓأَسَفَىٰ عَلَىٰ يُوسُفَ وَٱبۡيَضَّتۡ عَيۡنَاهُ مِنَ ٱلۡحُزۡنِ فَهُوَ كَظِيمٞ

Ve basını onlardan oteye cevirip: "Vah bana, Yusuf icin vah bana!" dedi; ve icini dolduran huzunden gozleri bulutlandı
Surah Yusuf, Verse 84


قَالُواْ تَٱللَّهِ تَفۡتَؤُاْ تَذۡكُرُ يُوسُفَ حَتَّىٰ تَكُونَ حَرَضًا أَوۡ تَكُونَ مِنَ ٱلۡهَٰلِكِينَ

Allah sahittir ki" dediler, "(bu) Yusuf´un anısı seni iyice cokertmeden ya da oldurmeden pesini bırakmayacak
Surah Yusuf, Verse 85


قَالَ إِنَّمَآ أَشۡكُواْ بَثِّي وَحُزۡنِيٓ إِلَى ٱللَّهِ وَأَعۡلَمُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

Ben" dedi, "tasamı ve uzuntumu yalnızca Allah´a havale ediyorum; cunku Allah katından sizin bilmediginizi biliyorum ben
Surah Yusuf, Verse 86


يَٰبَنِيَّ ٱذۡهَبُواْ فَتَحَسَّسُواْ مِن يُوسُفَ وَأَخِيهِ وَلَا تَاْيۡـَٔسُواْ مِن رَّوۡحِ ٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ لَا يَاْيۡـَٔسُ مِن رَّوۡحِ ٱللَّهِ إِلَّا ٱلۡقَوۡمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ

Ey ogullarım, (simdi) gidin ve Yusuf ile kardesi hakkında bir haber almaya calısın; ve Allah´ın rahmetinden umit kesmeyin; bilin ki, hakkı inkar eden insanlardan baskası Allah´ın hayat bahsedici rahmetinden umit kesmez
Surah Yusuf, Verse 87


فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَيۡهِ قَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلۡعَزِيزُ مَسَّنَا وَأَهۡلَنَا ٱلضُّرُّ وَجِئۡنَا بِبِضَٰعَةٖ مُّزۡجَىٰةٖ فَأَوۡفِ لَنَا ٱلۡكَيۡلَ وَتَصَدَّقۡ عَلَيۡنَآۖ إِنَّ ٱللَّهَ يَجۡزِي ٱلۡمُتَصَدِّقِينَ

(Yakub´un ogulları Mısır´a geri donup Yusuf´un) huzuruna cıktıklarında, "Ey soylu kisi!" dediler, "Biz ve ailemiz (yine) darlık ve sıkıntıya dustuk ve pek degersiz bir seyle cıkıp geldik; sen yine de bizim icin tartıyı tam tut ve bize karsı comert ol; cunku Allah comertce verenleri odullendirir
Surah Yusuf, Verse 88


قَالَ هَلۡ عَلِمۡتُم مَّا فَعَلۡتُم بِيُوسُفَ وَأَخِيهِ إِذۡ أَنتُمۡ جَٰهِلُونَ

(Yusuf:) "Hatırlıyor musunuz" diye karsılık verdi, "(dogrudan, egriden) henuz habersiz oldugunuz zaman Yusuf´a ve o´nun kardesine neler yapmıstınız
Surah Yusuf, Verse 89


قَالُوٓاْ أَءِنَّكَ لَأَنتَ يُوسُفُۖ قَالَ أَنَا۠ يُوسُفُ وَهَٰذَآ أَخِيۖ قَدۡ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَيۡنَآۖ إِنَّهُۥ مَن يَتَّقِ وَيَصۡبِرۡ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ

Ne? Yoksa sen Yusuf musun?" diye haykırdılar. "Ben Yusuf´um" dedi, "ve bu da benim kardesim. Allah bize lutfetti. Gercek su ki, kisi Allah´a karsı duyarlı ve bilincli olmaya calısıyor ve gucluklere gogus geriyorsa, bilsin ki, Allah iyilikte bulunanların emeklerini bosa cıkarmaz
Surah Yusuf, Verse 90


قَالُواْ تَٱللَّهِ لَقَدۡ ءَاثَرَكَ ٱللَّهُ عَلَيۡنَا وَإِن كُنَّا لَخَٰطِـِٔينَ

Allah sahittir ki" dediler, "gercekten Allah seni kesin bir bicimde bizim ustumuze cıkardı ve biz gercekten gunahkar kimselerdik
Surah Yusuf, Verse 91


قَالَ لَا تَثۡرِيبَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡيَوۡمَۖ يَغۡفِرُ ٱللَّهُ لَكُمۡۖ وَهُوَ أَرۡحَمُ ٱلرَّـٰحِمِينَ

(Yusuf:) "Bugun ayıbınız yuzunuze vurulmayacak. Allah gunahlarınızı bagıslayabilir: cunku O acıyıp bagıslayanların en yucesidir
Surah Yusuf, Verse 92


ٱذۡهَبُواْ بِقَمِيصِي هَٰذَا فَأَلۡقُوهُ عَلَىٰ وَجۡهِ أَبِي يَأۡتِ بَصِيرٗا وَأۡتُونِي بِأَهۡلِكُمۡ أَجۡمَعِينَ

(Simdi artık) gidin ve bu benim gomlegimi de yanınıza alın; onu babamın yuzune surun; (o zaman) yeniden ısıga kavusacaktır. Ve sonra hepiniz ailenizle birlikte bana gelin
Surah Yusuf, Verse 93


وَلَمَّا فَصَلَتِ ٱلۡعِيرُ قَالَ أَبُوهُمۡ إِنِّي لَأَجِدُ رِيحَ يُوسُفَۖ لَوۡلَآ أَن تُفَنِّدُونِ

(Yakub´un ogullarına ait olan) kervan yola koyuldugu sıralarda babaları (yanında bulunan kimselere): "Bunak olduguma yormazsanız (derim ki) Yusuf´un kokusunu alıyorum
Surah Yusuf, Verse 94


قَالُواْ تَٱللَّهِ إِنَّكَ لَفِي ضَلَٰلِكَ ٱلۡقَدِيمِ

Allah sahittir ki, sen yine eski saskınlıgında devam ediyorsun!" diye karsılık verdi yanındakiler
Surah Yusuf, Verse 95


فَلَمَّآ أَن جَآءَ ٱلۡبَشِيرُ أَلۡقَىٰهُ عَلَىٰ وَجۡهِهِۦ فَٱرۡتَدَّ بَصِيرٗاۖ قَالَ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ إِنِّيٓ أَعۡلَمُ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ

Fakat ne zaman ki mujdeci cıkagelip (Yusuf´un gomlegini) o´nun yuzune surdu ve o´nun gozleri ısıgına kavustu, "Ben size, ´ben Allah katından sizin bilmediginizi biliyorum´ dememis miydim?" diye haykırdı
Surah Yusuf, Verse 96


قَالُواْ يَـٰٓأَبَانَا ٱسۡتَغۡفِرۡ لَنَا ذُنُوبَنَآ إِنَّا كُنَّا خَٰطِـِٔينَ

(Ogulları:) "Ey babamız!" dediler, "Bizim icin Allah´tan gunahlarımızı bagıslamasını dile; cunku biz gercekten gunahkar kimseler olmustuk
Surah Yusuf, Verse 97


قَالَ سَوۡفَ أَسۡتَغۡفِرُ لَكُمۡ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ

Rabbimden sizi bagıslamasını dileyecegim; cunku cok acıyıp esirgeyen gercek bagıslayıcı O´dur!" dedi
Surah Yusuf, Verse 98


فَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَىٰ يُوسُفَ ءَاوَىٰٓ إِلَيۡهِ أَبَوَيۡهِ وَقَالَ ٱدۡخُلُواْ مِصۡرَ إِن شَآءَ ٱللَّهُ ءَامِنِينَ

Ve sonra (hep birlikte Mısır´a varıp) Yusuf´un yanına cıktıklarında (Yusuf): "Allah´ın izniyle Mısır´a guvenlik ve huzur icinde girip yerlesin!" diyerek ana babasını bagrına bastı
Surah Yusuf, Verse 99


وَرَفَعَ أَبَوَيۡهِ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ وَخَرُّواْ لَهُۥ سُجَّدٗاۖ وَقَالَ يَـٰٓأَبَتِ هَٰذَا تَأۡوِيلُ رُءۡيَٰيَ مِن قَبۡلُ قَدۡ جَعَلَهَا رَبِّي حَقّٗاۖ وَقَدۡ أَحۡسَنَ بِيٓ إِذۡ أَخۡرَجَنِي مِنَ ٱلسِّجۡنِ وَجَآءَ بِكُم مِّنَ ٱلۡبَدۡوِ مِنۢ بَعۡدِ أَن نَّزَغَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بَيۡنِي وَبَيۡنَ إِخۡوَتِيٓۚ إِنَّ رَبِّي لَطِيفٞ لِّمَا يَشَآءُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ

Ve ana babasını en yuksek onur katına cıkardı; ve onlar(ın hepsi) O´nun onunde hurmet ve tazimle yere kapandılar. Bunun uzerine (Yusuf:) "Ey babacıgım!" dedi, "Vaktiyle gordugum ruyanın gercek anlamı buydu demek; ve Rabbim onu gerceklestirdi. O beni hapisten cıkarmakla ve Seytan benimle kardeslerimin arasını actıktan sonra sizi(n hepinizi) colden cıkar(arak bana ulastır)makla bana lutfetti. Gercek su ki, benim Rabbim, olmasını istedigi seyi akıl, sır yetmez yollarla gerceklestirir. Cunku O dogru hukum ve hikmetle edip eyleyen mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir
Surah Yusuf, Verse 100


۞رَبِّ قَدۡ ءَاتَيۡتَنِي مِنَ ٱلۡمُلۡكِ وَعَلَّمۡتَنِي مِن تَأۡوِيلِ ٱلۡأَحَادِيثِۚ فَاطِرَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ أَنتَ وَلِيِّۦ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِۖ تَوَفَّنِي مُسۡلِمٗا وَأَلۡحِقۡنِي بِٱلصَّـٰلِحِينَ

Ey Rabbim! Bana nufuz ve iktidar bahsettin; olayların altında yatan gercekleri kavrayıp acıklama bilgisi verdin. (Ey) goklerin ve yerin yaratıcısı! Dunyada ve ahirette benim yanımda yakınımda olan/beni koruyup destekleyen Sensin: canımı, butun varlıgıyla kendini Sana adamıs biri olarak al ve beni durust ve erdemli insanların arasına kat
Surah Yusuf, Verse 101


ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهِ إِلَيۡكَۖ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ أَجۡمَعُوٓاْ أَمۡرَهُمۡ وَهُمۡ يَمۡكُرُونَ

(Ey peygamber!) sana boylece vahyettiklerimiz senin onceden bilmedigin haberlerdendir; cunku yapacak oldukları ise karar verdikleri ve tuzaklarını kurdukları zaman sen Yusuf´un kardeslerinin yanında degildin
Surah Yusuf, Verse 102


وَمَآ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ وَلَوۡ حَرَصۡتَ بِمُؤۡمِنِينَ

Yine de -bunu ne kadar yurekten istersen iste- insanların cogu (bu vahye) inanmayacaklar
Surah Yusuf, Verse 103


وَمَا تَسۡـَٔلُهُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۚ إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ

Oysa sen onlardan herhangi bir karsılık da beklemiyorsun; bu, (Allah´ın) butun insanlıga bir hatırlatmasıdır sadece
Surah Yusuf, Verse 104


وَكَأَيِّن مِّنۡ ءَايَةٖ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ يَمُرُّونَ عَلَيۡهَا وَهُمۡ عَنۡهَا مُعۡرِضُونَ

Kaldı ki, goklerde ve yerde nice ayetler, isaretler var ki, onlar (uzerinde dusunmeden) sırtlarını cevirerek yanlarından gecip gidiyorlar
Surah Yusuf, Verse 105


وَمَا يُؤۡمِنُ أَكۡثَرُهُم بِٱللَّهِ إِلَّا وَهُم مُّشۡرِكُونَ

Ve onların cogu baska varlıklara da tanrısal nitelikler yakıstırmaksızın Allah´a inanmazlar
Surah Yusuf, Verse 106


أَفَأَمِنُوٓاْ أَن تَأۡتِيَهُمۡ غَٰشِيَةٞ مِّنۡ عَذَابِ ٱللَّهِ أَوۡ تَأۡتِيَهُمُ ٱلسَّاعَةُ بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ

Peki, bunlar Allah´ın cezalandırıcı azabı olarak kusatıcı bir ortunun kendilerini sarmasından ve Son Saat´in onlar (yaklastıgının) farkında degilken ansızın gelip catmasından busbutun guvencede mi goruyorlar kendilerini
Surah Yusuf, Verse 107


قُلۡ هَٰذِهِۦ سَبِيلِيٓ أَدۡعُوٓاْ إِلَى ٱللَّهِۚ عَلَىٰ بَصِيرَةٍ أَنَا۠ وَمَنِ ٱتَّبَعَنِيۖ وَسُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ

De ki: "Budur benim yolum: akla uygun, bilinc ve duyarlıkla donanmıs bir kavrayısa dayanarak (hepinizi) Allah´a cagırıyorum, ben ve bana uyanlar (aynı cagrıyı yapıyoruz)". Ve (yine de ki:) "Allah kudret ve azametiyle her turlu eksikligin ustundedir, otesindedir. Ve ben O´ndan baska varlıklara tanrılık yakıstıran kimselerden degilim
Surah Yusuf, Verse 108


وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ إِلَّا رِجَالٗا نُّوحِيٓ إِلَيۡهِم مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡقُرَىٰٓۗ أَفَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۗ وَلَدَارُ ٱلۡأٓخِرَةِ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ

Ve Biz senden once de (elcilerimiz olarak) her topluma (kendi iclerinden, onlara mesajlarımızı ulastırmak uzere) kendilerine vahyettigimiz (olumlu) adamlardan baskasını gondermedik. Yeryuzunde dolasıp da kendilerinden once gelip gecen (inkarcı)ların sonlarının nasıl oldugunu gormuyorlar mı? Ve (bilmiyorlar mı ki,) Allah´a karsı sorumululuk bilinci tasıyan kimseler icin ahiret yurdu (bu dunyadan) daha tercihe sayandır? Oyleyse artık akıllarını kullanmayacaklar mı
Surah Yusuf, Verse 109


حَتَّىٰٓ إِذَا ٱسۡتَيۡـَٔسَ ٱلرُّسُلُ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُمۡ قَدۡ كُذِبُواْ جَآءَهُمۡ نَصۡرُنَا فَنُجِّيَ مَن نَّشَآءُۖ وَلَا يُرَدُّ بَأۡسُنَا عَنِ ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ

(Onceki elcilerimizin hepsi uzun sure zulum ve baskıya ugramıslardır;) nihayet bu elciler neredeyse butun umitlerini kaybettikleri ve busbutun yalancılıkla damgalandıklarını gordukleri bir sırada Bizim yardımımız kendilerine ulasmıstır; ve boylece diledigimizi kurtarmısızdır (hakkı inkar edenleri ise yok etmisizdir): cunku azabımız gunaha gomulup gitmis insanlardan asla geri cevrilemez
Surah Yusuf, Verse 110


لَقَدۡ كَانَ فِي قَصَصِهِمۡ عِبۡرَةٞ لِّأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِۗ مَا كَانَ حَدِيثٗا يُفۡتَرَىٰ وَلَٰكِن تَصۡدِيقَ ٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِ وَتَفۡصِيلَ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ

Gercek su ki, bu insanların kıssalarında kendilerine kavrayıs yetenegi verilmis kimseler icin mutlaka cıkarılacak bir ders vardır. (Vahye gelince,) o hicbir sekilde (insan tarafından) uydurulmus bir soz olamaz: tersine, o, kendisinden onceki vahiylerden dogru ve gercek adına ne kalmıssa dogrulayan ve inanmak isteyen insanlara her seyi acık secik bir bicimde dile getiren, hidayet ve rahmet (bahseden ilahi bir metin)dir
Surah Yusuf, Verse 111


Author: Muhammed Esed


<< Surah 11
>> Surah 13

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai