Surah Yusuf Verse 100 - Turkish Translation by Suat Yildirim
Surah Yusufوَرَفَعَ أَبَوَيۡهِ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ وَخَرُّواْ لَهُۥ سُجَّدٗاۖ وَقَالَ يَـٰٓأَبَتِ هَٰذَا تَأۡوِيلُ رُءۡيَٰيَ مِن قَبۡلُ قَدۡ جَعَلَهَا رَبِّي حَقّٗاۖ وَقَدۡ أَحۡسَنَ بِيٓ إِذۡ أَخۡرَجَنِي مِنَ ٱلسِّجۡنِ وَجَآءَ بِكُم مِّنَ ٱلۡبَدۡوِ مِنۢ بَعۡدِ أَن نَّزَغَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بَيۡنِي وَبَيۡنَ إِخۡوَتِيٓۚ إِنَّ رَبِّي لَطِيفٞ لِّمَا يَشَآءُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ
Annesi ile babasını tahtına oturttu. Hepsi onun onunde saygı ile egildiler.Yusuf: “Babacıgım! dedi, iste kucukken gordugum ruyanın tabiri! Rabbim o ruyayı gerceklestirdi.O, bana nice ihsanlarda bulundu: Beni zindandan kurtardı ve nihayet,Seytan benimle kardeslerimin arasını bozduktan sonra sizi colden getirip bana kavusturmakla da beni ihsanına mazhar etti. Gercekten Rabbim diledigi kimse hakkında latifdir (diledigi hususları cok guzel, pek ince bir tarzda gerceklestirir). Suphesiz O alimdir, hakimdir (her seyi hakkıyla bilen, tam hikmet sahibidir)” [7,53] {KM, Tekvin}