Surah Yusuf Verse 100 - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
Surah Yusufوَرَفَعَ أَبَوَيۡهِ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ وَخَرُّواْ لَهُۥ سُجَّدٗاۖ وَقَالَ يَـٰٓأَبَتِ هَٰذَا تَأۡوِيلُ رُءۡيَٰيَ مِن قَبۡلُ قَدۡ جَعَلَهَا رَبِّي حَقّٗاۖ وَقَدۡ أَحۡسَنَ بِيٓ إِذۡ أَخۡرَجَنِي مِنَ ٱلسِّجۡنِ وَجَآءَ بِكُم مِّنَ ٱلۡبَدۡوِ مِنۢ بَعۡدِ أَن نَّزَغَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بَيۡنِي وَبَيۡنَ إِخۡوَتِيٓۚ إِنَّ رَبِّي لَطِيفٞ لِّمَا يَشَآءُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡحَكِيمُ
Ebeveynini taht uzerine cıkardı, onlar da (ebeveyn ve on bir kardes) kendisine hurmet icin egildiler (veya kendisine kavustuklarından sukur secdesine kapandılar). Yusuf dedi ki: “-Ey babacıgım! iste bu, onceden gordugum ruyanın tabiridir. Dogrusu Rabbim onu tahakkuk ettirdi, hakikaten bana ihsan buyurdu. Cunku beni zindandan cıkardı, seytan benimle kardeslerimin arasını bozduktan sonra sizi, colden (bana) getirdi. Muhakkak ki Rabbim, diledigine lutfedicidir; cunku O Alim’dir, Hakim’dir