Surah An-Noor Verse 40 - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
Surah An-Noorأَوۡ كَظُلُمَٰتٖ فِي بَحۡرٖ لُّجِّيّٖ يَغۡشَىٰهُ مَوۡجٞ مِّن فَوۡقِهِۦ مَوۡجٞ مِّن فَوۡقِهِۦ سَحَابٞۚ ظُلُمَٰتُۢ بَعۡضُهَا فَوۡقَ بَعۡضٍ إِذَآ أَخۡرَجَ يَدَهُۥ لَمۡ يَكَدۡ يَرَىٰهَاۗ وَمَن لَّمۡ يَجۡعَلِ ٱللَّهُ لَهُۥ نُورٗا فَمَا لَهُۥ مِن نُّورٍ
Veya derin denizdeki karanlıklar gibidir. Onun ustunu, dalga ustune dalga kaplar. Onun uzerinde de bulutlar vardır. Karanlık ustune karanlıktır, elini cıkarttıgı zaman neredeyse onu goremez. Ve Allah, kime nur kılmamıssa (vermemisse) artık onun icin bir nur yoktur