Surah An-Noor Verse 40 - Turkish Translation by Muhammed Esed
Surah An-Noorأَوۡ كَظُلُمَٰتٖ فِي بَحۡرٖ لُّجِّيّٖ يَغۡشَىٰهُ مَوۡجٞ مِّن فَوۡقِهِۦ مَوۡجٞ مِّن فَوۡقِهِۦ سَحَابٞۚ ظُلُمَٰتُۢ بَعۡضُهَا فَوۡقَ بَعۡضٍ إِذَآ أَخۡرَجَ يَدَهُۥ لَمۡ يَكَدۡ يَرَىٰهَاۗ وَمَن لَّمۡ يَجۡعَلِ ٱللَّهُ لَهُۥ نُورٗا فَمَا لَهُۥ مِن نُّورٍ
Yahut (onların yapıp ettikleri) engin bir denizin kopkoyu karanlıkları gibidir; (oyle bir deniz ki) ust uste kopan dalgalar ve tepedeki (kara) bulutlar o karanlıgı daha da arttırıyor: kat kat, ust uste karanlıklar..! (oyle ki, ) insan, cıkarıp (baksa), neredeyse kendi elini dahi goremez; oyle ya, Allah´ın aydınlatmadıgı kimse icin ısık (bulma umudu) yoktur