Surah Ar-Room - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
الٓمٓ
Elif, Lam, Mim
Surah Ar-Room, Verse 1
غُلِبَتِ ٱلرُّومُ
Rumlar´a galip gelindi (Rumlar maglup oldular)
Surah Ar-Room, Verse 2
فِيٓ أَدۡنَى ٱلۡأَرۡضِ وَهُم مِّنۢ بَعۡدِ غَلَبِهِمۡ سَيَغۡلِبُونَ
Ve onlar, yakın bir yerde, yenilmelerinden sonra galip gelecekler
Surah Ar-Room, Verse 3
فِي بِضۡعِ سِنِينَۗ لِلَّهِ ٱلۡأَمۡرُ مِن قَبۡلُ وَمِنۢ بَعۡدُۚ وَيَوۡمَئِذٖ يَفۡرَحُ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ
Birkac (3 ile 9) sene icinde. Bundan once de sonra da emir, Allah´ındır. O gun mu´minler, ferahlayacaklar (sevinecekler)
Surah Ar-Room, Verse 4
بِنَصۡرِ ٱللَّهِۚ يَنصُرُ مَن يَشَآءُۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Allah´ın yardımı ile Allah, diledigine yardım eder. Ve O; Aziz´dir (yuce, ustun), Rahim´dir (Rahim esması ile tecelli eden)
Surah Ar-Room, Verse 5
وَعۡدَ ٱللَّهِۖ لَا يُخۡلِفُ ٱللَّهُ وَعۡدَهُۥ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
(Bu), Allah´ın vaadidir. Allah vaadinden donmez. Ve lakin insanların cogu bilmezler
Surah Ar-Room, Verse 6
يَعۡلَمُونَ ظَٰهِرٗا مِّنَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَهُمۡ عَنِ ٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ غَٰفِلُونَ
Onlar, dunya hayatının zahirini (gorunen kısmını) bilirler. Ve onlar, ahiretten gafil olanlardır
Surah Ar-Room, Verse 7
أَوَلَمۡ يَتَفَكَّرُواْ فِيٓ أَنفُسِهِمۗ مَّا خَلَقَ ٱللَّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَأَجَلٖ مُّسَمّٗىۗ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلنَّاسِ بِلِقَآيِٕ رَبِّهِمۡ لَكَٰفِرُونَ
Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkur etmiyorlar mı (dusunmuyorlar mı)? Allah gokleri ve yeri ve ikisinin arasındaki seyleri ancak hak ile ve belirlenmis bir sure ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların cogu, Rab´lerine mulaki olmayı (hayatta iken ruhlarını Allah´a ulastırmayı) inkar edenlerdir
Surah Ar-Room, Verse 8
أَوَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَانُوٓاْ أَشَدَّ مِنۡهُمۡ قُوَّةٗ وَأَثَارُواْ ٱلۡأَرۡضَ وَعَمَرُوهَآ أَكۡثَرَ مِمَّا عَمَرُوهَا وَجَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِۖ فَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظۡلِمَهُمۡ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Onlar, yeryuzunde dolasmıyorlar mı ki onlardan oncekilerin akıbetinin nasıl olduguna baksınlar? Kuvvet bakımından onlardan daha gucluyduler ve yeri (topragı) altust etmislerdi. Onların imar ettiklerinden daha cok imar etmislerdi. Onların resulleri onlara zulmetmiyordu ve lakin onlar kendi nefslerine zulmediyorlardı
Surah Ar-Room, Verse 9
ثُمَّ كَانَ عَٰقِبَةَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔواْ ٱلسُّوٓأَىٰٓ أَن كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَكَانُواْ بِهَا يَسۡتَهۡزِءُونَ
Sonra fenalık yapanların akıbetleri, Allah´ın ayetlerini tekzip etmeleri (yalanlamaları) ve onunla alay etmis olmaları sebebiyle cok kotu oldu
Surah Ar-Room, Verse 10
ٱللَّهُ يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ ثُمَّ إِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Allah, ilk olarak yaratmaya baslar sonra onu geri cevirir (eski haline iade eder). Sonra O´na dondurulursunuz
Surah Ar-Room, Verse 11
وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يُبۡلِسُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Ve o saatin (kıyametin) vuku buldugu (koptugu) gun, mucrimler cennetten umitlerini keserler
Surah Ar-Room, Verse 12
وَلَمۡ يَكُن لَّهُم مِّن شُرَكَآئِهِمۡ شُفَعَـٰٓؤُاْ وَكَانُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ كَٰفِرِينَ
Ve (sirk kostukları) ortaklarından sefaatcileri olmaz. Ve (onlar o gun) ortaklarını inkar edenlerdir
Surah Ar-Room, Verse 13
وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يَوۡمَئِذٖ يَتَفَرَّقُونَ
Ve o saatin vuku buldugu (kıyametin koptugu) gun, izin gunu onlar fırkalara ayrılırlar
Surah Ar-Room, Verse 14
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ فَهُمۡ فِي رَوۡضَةٖ يُحۡبَرُونَ
Fakat amenu olanlar (Allah´a ulasmayı dileyenler) ve amilussalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar, onlar bahcelerde (ni´met verilip) sevindirilirler
Surah Ar-Room, Verse 15
وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَلِقَآيِٕ ٱلۡأٓخِرَةِ فَأُوْلَـٰٓئِكَ فِي ٱلۡعَذَابِ مُحۡضَرُونَ
Ve onlar ki (kafirlerdir), ayetlerimizi inkar ve tekzip ettiler (yalanladılar) ve ahirete ulasmayı (hayattayken ruhu Allah´a ulastırmayı tekzip ettiler). Iste onlar, azap icinde hazır bulundurulanlardır
Surah Ar-Room, Verse 16
فَسُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ حِينَ تُمۡسُونَ وَحِينَ تُصۡبِحُونَ
Oyleyse aksam ve sabah vaktinde Allah´ı tesbih edin (munezzeh kılın)
Surah Ar-Room, Verse 17
وَلَهُ ٱلۡحَمۡدُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَعَشِيّٗا وَحِينَ تُظۡهِرُونَ
Ve goklerde ve yerde hamd, O´na mahsustur. Ikindide ve ogle vaktinde (O´na hamdedin)
Surah Ar-Room, Verse 18
يُخۡرِجُ ٱلۡحَيَّ مِنَ ٱلۡمَيِّتِ وَيُخۡرِجُ ٱلۡمَيِّتَ مِنَ ٱلۡحَيِّ وَيُحۡيِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَاۚ وَكَذَٰلِكَ تُخۡرَجُونَ
O, oluden diriyi cıkarır ve diriden oluyu cıkarır. Ve arzı (topragı), olumunden sonra diriltir. Ve iste (tıpkı) bunun gibi (topraktan) cıkarılacaksınız
Surah Ar-Room, Verse 19
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَنۡ خَلَقَكُم مِّن تُرَابٖ ثُمَّ إِذَآ أَنتُم بَشَرٞ تَنتَشِرُونَ
Ve O´nun ayetlerinden (mucizelerinden)dir ki, sizi topraktan yarattı. Sonra siz, beser (insan) haline gelince (cogalıp yeryuzunde) yayılırsınız
Surah Ar-Room, Verse 20
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَنۡ خَلَقَ لَكُم مِّنۡ أَنفُسِكُمۡ أَزۡوَٰجٗا لِّتَسۡكُنُوٓاْ إِلَيۡهَا وَجَعَلَ بَيۡنَكُم مَّوَدَّةٗ وَرَحۡمَةًۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Ve O´nun ayetlerinden olarak sizin icin nefslerinizden zevceler yaratmıstır ki, onunla sukun bulasınız. Ve sizin aranızda sevgi ve rahmet (merhamet) kıldı (olusturdu). Muhakkak ki bunda, tefekkur eden (dusunen) bir kavimicin mutlaka ayetler (deliller) vardır
Surah Ar-Room, Verse 21
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦ خَلۡقُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَٱخۡتِلَٰفُ أَلۡسِنَتِكُمۡ وَأَلۡوَٰنِكُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡعَٰلِمِينَ
Ve O´nun ayetlerindendir ki, gokleri ve yeri yaratmıstır ve lisanlarınız ve renkleriniz (birbirinden) farklıdır. Muhakkak ki bunda, alimler icin mutlaka ayetler (deliller) vardır
Surah Ar-Room, Verse 22
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦ مَنَامُكُم بِٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱبۡتِغَآؤُكُم مِّن فَضۡلِهِۦٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ
Ve O´nun ayetlerindendir ki, siz gece uyursunuz ve gunduz O´nun fazlından istersiniz. Muhakkak ki bunda, isiten bir kavim icin mutlaka ayetler (deliller) vardır
Surah Ar-Room, Verse 23
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦ يُرِيكُمُ ٱلۡبَرۡقَ خَوۡفٗا وَطَمَعٗا وَيُنَزِّلُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَيُحۡيِۦ بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Ve O´nun ayetlerindendir ki, korku ve umit olarak size simsegi gosterir. Ve gokten su indirir, boylece onunla, olumunden sonra arzı (topragı) diriltir. Muhakkak ki bunda, akıl eden bir kavim icin mutlaka ayetler (deliller) vardır
Surah Ar-Room, Verse 24
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَن تَقُومَ ٱلسَّمَآءُ وَٱلۡأَرۡضُ بِأَمۡرِهِۦۚ ثُمَّ إِذَا دَعَاكُمۡ دَعۡوَةٗ مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ إِذَآ أَنتُمۡ تَخۡرُجُونَ
Ve O´nun ayetlerindendir ki, gok ve yer O´nun emri ile (dengede) durur. Sonra sizi bir tek davetle cagırdıgı zaman yerden (kabirden) cıkacaksınız
Surah Ar-Room, Verse 25
وَلَهُۥ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ كُلّٞ لَّهُۥ قَٰنِتُونَ
Ve goklerde ve yerde bulunan herkes, O´nundur. Hepsi O´na kanitindir
Surah Ar-Room, Verse 26
وَهُوَ ٱلَّذِي يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ وَهُوَ أَهۡوَنُ عَلَيۡهِۚ وَلَهُ ٱلۡمَثَلُ ٱلۡأَعۡلَىٰ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Ve O, O´dur ki ilk yaratısı baslatır ve sonra onu iade eder (eski haline dondurur). Bu, O´nun icin cok kolaydır. Goklerde ve yerde yucelik sıfatı, O´nundur (O´na aittir). Ve O; Aziz´dir (cok yuce), Hakim´dir (hikmet ve hukum sahibi)
Surah Ar-Room, Verse 27
ضَرَبَ لَكُم مَّثَلٗا مِّنۡ أَنفُسِكُمۡۖ هَل لَّكُم مِّن مَّا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُكُم مِّن شُرَكَآءَ فِي مَا رَزَقۡنَٰكُمۡ فَأَنتُمۡ فِيهِ سَوَآءٞ تَخَافُونَهُمۡ كَخِيفَتِكُمۡ أَنفُسَكُمۡۚ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
(Allah), size kendi nefslerinizden ornek verdi. Sizi rızıklandırdıgımız seylerde, sizin sag elinizin (altında bulunan) sahip oldugunuz (kolelerinizden) ortaklarınız var mı ki (o putlar da Allah´a ortak olsun), boylece onlarla esit olasınız, onları birbirinizi saydıgınız gıbı sayasınız. Akıl eden bir kavim icin ayetleri iste boyle acıklıyoruz
Surah Ar-Room, Verse 28
بَلِ ٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ أَهۡوَآءَهُم بِغَيۡرِ عِلۡمٖۖ فَمَن يَهۡدِي مَنۡ أَضَلَّ ٱللَّهُۖ وَمَا لَهُم مِّن نَّـٰصِرِينَ
Hayır, zalimler ilim sahibi olmaksızın heveslerine tabi oldular. Bundan sonra Allah´ın dalalette bıraktıgını kim hidayete erdirebilir? Ve onların yardımcıları da yoktur
Surah Ar-Room, Verse 29
فَأَقِمۡ وَجۡهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفٗاۚ فِطۡرَتَ ٱللَّهِ ٱلَّتِي فَطَرَ ٱلنَّاسَ عَلَيۡهَاۚ لَا تَبۡدِيلَ لِخَلۡقِ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلۡقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Artık hanif olarak kendini (vechini) din icin ikame et, Allah´ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun uzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıstır. Allah´ın yaratmasında degisme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yasayacak) din budur. Fakat insanların cogu bilmez
Surah Ar-Room, Verse 30
۞مُنِيبِينَ إِلَيۡهِ وَٱتَّقُوهُ وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَلَا تَكُونُواْ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
O´na (Allah´a) yonelin (Allah´a ulasmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (boylece) musriklerden olmayın
Surah Ar-Room, Verse 31
مِنَ ٱلَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمۡ وَكَانُواْ شِيَعٗاۖ كُلُّ حِزۡبِۭ بِمَا لَدَيۡهِمۡ فَرِحُونَ
(O musriklerden olmayın ki) onlar, dinlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Butun gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar
Surah Ar-Room, Verse 32
وَإِذَا مَسَّ ٱلنَّاسَ ضُرّٞ دَعَوۡاْ رَبَّهُم مُّنِيبِينَ إِلَيۡهِ ثُمَّ إِذَآ أَذَاقَهُم مِّنۡهُ رَحۡمَةً إِذَا فَرِيقٞ مِّنۡهُم بِرَبِّهِمۡ يُشۡرِكُونَ
Ve insanlara bir zarar dokundugu zaman Rab´lerine dua ederek, O´na yonelirler. Sonra onlara kendisinden rahmet tattırdıgı (Rahim esması ile hidayete erdirdigi) zaman onlardan bir kısmı Rab´lerine sirk (ortak) kosarlar (hidayetteyken dalalete duserler)
Surah Ar-Room, Verse 33
لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡۚ فَتَمَتَّعُواْ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ
Onlara verdiklerimizi inkar etsinler. Boylece metalansınlar (faydalansınlar). Yakında bilecekler
Surah Ar-Room, Verse 34
أَمۡ أَنزَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٗا فَهُوَ يَتَكَلَّمُ بِمَا كَانُواْ بِهِۦ يُشۡرِكُونَ
Yoksa onlara bir sultan (delil, kitap) indirdik de boylece o (kitap onlara), O´na (Allah´a) sirk kosmalarını mı soyluyor
Surah Ar-Room, Verse 35
وَإِذَآ أَذَقۡنَا ٱلنَّاسَ رَحۡمَةٗ فَرِحُواْ بِهَاۖ وَإِن تُصِبۡهُمۡ سَيِّئَةُۢ بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيهِمۡ إِذَا هُمۡ يَقۡنَطُونَ
Ve insanlara rahmet tattırdıgımız zaman onunla ferahlarlar (sımarırlar). Ve eger, elleri ile takdim ettiklerinden dolayı onlara bir kotuluk isabet ederse o zaman onlar, umitsizlige duserler
Surah Ar-Room, Verse 36
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّ ٱللَّهَ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Ve onlar, Allah´ın diledigine rızkı genislettigini ve (diledigine) takdir ettigini (daralttıgını) gormediler mi? Muhakkak ki bunda, mu´min bir kavim icin ayetler (ibretler) vardır
Surah Ar-Room, Verse 37
فَـَٔاتِ ذَا ٱلۡقُرۡبَىٰ حَقَّهُۥ وَٱلۡمِسۡكِينَ وَٱبۡنَ ٱلسَّبِيلِۚ ذَٰلِكَ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ يُرِيدُونَ وَجۡهَ ٱللَّهِۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ
Oyleyse akrabalara, miskinlere ve yolculara haklarını ver. Bu, Allah´ın vechi´ni (Allah´a ulasmayı) dileyenler icin daha hayırlıdır. Iste onlar, onlar felaha erenlerdir
Surah Ar-Room, Verse 38
وَمَآ ءَاتَيۡتُم مِّن رِّبٗا لِّيَرۡبُوَاْ فِيٓ أَمۡوَٰلِ ٱلنَّاسِ فَلَا يَرۡبُواْ عِندَ ٱللَّهِۖ وَمَآ ءَاتَيۡتُم مِّن زَكَوٰةٖ تُرِيدُونَ وَجۡهَ ٱللَّهِ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُضۡعِفُونَ
Ve insanların mallarında artıs olsun diye faizden (faiz olarak) verdiginiz sey (Allah´a ulasmayı dilemeden yaptıgınız zikir), o taktirde Allah´ın katında artmaz (nefsinizin kalbindeki nurları olusturmaz ve arttırmaz). Allah´ın vechini (Allah´a ulasmayı) dileyerek verdiginiz zakat (yaptıgınız (zikir)ler); iste boylece kat kat (nefsinizin kalbindeki burları) artıranlar onlardır
Surah Ar-Room, Verse 39
ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَكُمۡ ثُمَّ رَزَقَكُمۡ ثُمَّ يُمِيتُكُمۡ ثُمَّ يُحۡيِيكُمۡۖ هَلۡ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَفۡعَلُ مِن ذَٰلِكُم مِّن شَيۡءٖۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
O Allah ki sizi yarattı. Sonra sizi rızıklandırdı (dunyada rızık verdi ve nefsinizin kalbini nurlarla doldurdu). Sonra sizi oldurecek, sonra da sizi diriltecek. Sizin ortaklarınızdan (putlarınızdan), bunlardan birini yapacak var mı? Allah Subhan´dır (herseyden munezzeh). Ve sirk kostukları seylerden yucedir
Surah Ar-Room, Verse 40
ظَهَرَ ٱلۡفَسَادُ فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِ بِمَا كَسَبَتۡ أَيۡدِي ٱلنَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعۡضَ ٱلَّذِي عَمِلُواْ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ
Insanların elleriyle kazandıkları sebebiyle karada ve denizde fesat zuhur etti (ortaya cıktı), yaptıklarının bir kısmının onlara tattırılması icin. Umulur ki boylece onlar, (Allah´a) donerler (yonelirler)
Surah Ar-Room, Verse 41
قُلۡ سِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلُۚ كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّشۡرِكِينَ
De ki: "Yeryuzunde dolasın. Boylece daha oncekilerin akıbetinin (sonlarının) nasıl olduguna bakın. Onların cogu musrik idiler
Surah Ar-Room, Verse 42
فَأَقِمۡ وَجۡهَكَ لِلدِّينِ ٱلۡقَيِّمِ مِن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَ يَوۡمٞ لَّا مَرَدَّ لَهُۥ مِنَ ٱللَّهِۖ يَوۡمَئِذٖ يَصَّدَّعُونَ
Oyleyse Allah´ın onu geri dondurmeyecegi o gun (kıyamet gunu) gelmeden once vechini, kayyum (ezelden ebede kadar devam edecek) olan din icin ikame et (kıyamda tut). Izin gunu onlar boluk boluk ayrılırlar
Surah Ar-Room, Verse 43
مَن كَفَرَ فَعَلَيۡهِ كُفۡرُهُۥۖ وَمَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا فَلِأَنفُسِهِمۡ يَمۡهَدُونَ
Kim inkar ederse kufru (inkarı), kendi aleyhinedir. Ve kim salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa onlar, boylece kendi nefsleri icin hazırlık yaparlar
Surah Ar-Room, Verse 44
لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِن فَضۡلِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡكَٰفِرِينَ
(Iste bu) amenu olanları (Allah´a ulasmayı dileyenleri) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanları, Kendi fazlından mukafatlandırmak icindir. Muhakkak ki O (Allah), kafirleri sevmez
Surah Ar-Room, Verse 45
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَن يُرۡسِلَ ٱلرِّيَاحَ مُبَشِّرَٰتٖ وَلِيُذِيقَكُم مِّن رَّحۡمَتِهِۦ وَلِتَجۡرِيَ ٱلۡفُلۡكُ بِأَمۡرِهِۦ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Ve O´nun (Allah´ın) ayetlerindendir ki, ruzgarları mujdeleyici olarak gonderir. Ve rahmetinden size tattırır. Ve emri ile gemileri yuzdurur. Ve O´nun fazlından istersiniz ve boylece siz sukredersiniz
Surah Ar-Room, Verse 46
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ رُسُلًا إِلَىٰ قَوۡمِهِمۡ فَجَآءُوهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَٱنتَقَمۡنَا مِنَ ٱلَّذِينَ أَجۡرَمُواْۖ وَكَانَ حَقًّا عَلَيۡنَا نَصۡرُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Ve andolsun ki, senden once onların kavmine resuller gonderdik. Boylece onlara beyyineler (kesin deliller) getirdiler. Bunun uzerine mucrimlerden intikam aldık. Mu´minlere yardım, Bizim uzerimize hak oldu
Surah Ar-Room, Verse 47
ٱللَّهُ ٱلَّذِي يُرۡسِلُ ٱلرِّيَٰحَ فَتُثِيرُ سَحَابٗا فَيَبۡسُطُهُۥ فِي ٱلسَّمَآءِ كَيۡفَ يَشَآءُ وَيَجۡعَلُهُۥ كِسَفٗا فَتَرَى ٱلۡوَدۡقَ يَخۡرُجُ مِنۡ خِلَٰلِهِۦۖ فَإِذَآ أَصَابَ بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦٓ إِذَا هُمۡ يَسۡتَبۡشِرُونَ
O Allah´tır ki, ruzgarları gonderir, boylece bulutları hareket ettirir. Sonra semada onu diledigi gibi yayar. Ve onu kısımlara ayırır, bundan sonra onun arasından yagmurun cıktıgını gorursun. Boylece kullarından diledigine onu (yagmuru) isabet ettirdigi zaman onlar sevinirler
Surah Ar-Room, Verse 48
وَإِن كَانُواْ مِن قَبۡلِ أَن يُنَزَّلَ عَلَيۡهِم مِّن قَبۡلِهِۦ لَمُبۡلِسِينَ
Ve onlar, onun (yagmurun) onlara indirilmesinden once gercekten umitlerini kesenlerdi
Surah Ar-Room, Verse 49
فَٱنظُرۡ إِلَىٰٓ ءَاثَٰرِ رَحۡمَتِ ٱللَّهِ كَيۡفَ يُحۡيِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ ذَٰلِكَ لَمُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
Oyleyse Allah´ın rahmetinin eserlerine bak. Olumunden sonra arzı (yeryuzunu) nasıl diriltiyor? Muhakkak ki (O), oluleri iste boyle gercekten diriltendir ve O, herseye kaadirdir
Surah Ar-Room, Verse 50
وَلَئِنۡ أَرۡسَلۡنَا رِيحٗا فَرَأَوۡهُ مُصۡفَرّٗا لَّظَلُّواْ مِنۢ بَعۡدِهِۦ يَكۡفُرُونَ
Ve eger Biz, ruzgarı gondersek, boylece onu (ekinleri) sararmıs gorseler (bile) bundan sonra mutlaka inkara devam ederler
Surah Ar-Room, Verse 51
فَإِنَّكَ لَا تُسۡمِعُ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَلَا تُسۡمِعُ ٱلصُّمَّ ٱلدُّعَآءَ إِذَا وَلَّوۡاْ مُدۡبِرِينَ
Oyleyse muhakkak ki sen olulere duyuramazsın, arkalarına donup gittikleri zaman sagırlara da daveti duyuramazsın
Surah Ar-Room, Verse 52
وَمَآ أَنتَ بِهَٰدِ ٱلۡعُمۡيِ عَن ضَلَٰلَتِهِمۡۖ إِن تُسۡمِعُ إِلَّا مَن يُؤۡمِنُ بِـَٔايَٰتِنَا فَهُم مُّسۡلِمُونَ
Ve sen, korleri dalaletlerinden kurtarıp hidayete erdirecek degilsin. Sen ancak ayetlerimize iman edenlere duyurursun. Iste onlar teslim olanlardır
Surah Ar-Room, Verse 53
۞ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَكُم مِّن ضَعۡفٖ ثُمَّ جَعَلَ مِنۢ بَعۡدِ ضَعۡفٖ قُوَّةٗ ثُمَّ جَعَلَ مِنۢ بَعۡدِ قُوَّةٖ ضَعۡفٗا وَشَيۡبَةٗۚ يَخۡلُقُ مَا يَشَآءُۚ وَهُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡقَدِيرُ
O Allah ki, sizi gucsuz (zayıf) bir seyden (nutfeden) yarattı. Sonra zayıflıgın ardından (sizi) kuvvetli kıldı. Sonra (sizi), kuvvetin ardından zayıf ve ihtiyar kıldı. O (Allah), diledigini yaratır. Ve O; Alim´dir (en iyi bilen), Kaadir´dir (herseye gucu yeten)
Surah Ar-Room, Verse 54
وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يُقۡسِمُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ مَا لَبِثُواْ غَيۡرَ سَاعَةٖۚ كَذَٰلِكَ كَانُواْ يُؤۡفَكُونَ
Ve o saatin geldigi (kıyametin koptugu) gun, mucrimler bir saatten fazla (mezarda) kalmadıklarına yemin ederler. Iste boyle donduruluyorlardı (olumden hayata donduruluyorlardı)
Surah Ar-Room, Verse 55
وَقَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ وَٱلۡإِيمَٰنَ لَقَدۡ لَبِثۡتُمۡ فِي كِتَٰبِ ٱللَّهِ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡبَعۡثِۖ فَهَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡبَعۡثِ وَلَٰكِنَّكُمۡ كُنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ
Ve ilim ve iman verilenler: "Andolsun ki Allah´ın Kitabı´ndaki beas (yeniden dirilis) gunune kadar (mezarda) kaldınız." dediler. Iste bu beas (yeniden dirilis) gunudur. Lakin siz bilmiyordunuz
Surah Ar-Room, Verse 56
فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يَنفَعُ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مَعۡذِرَتُهُمۡ وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ
O zaman izin gunu (kıyamet gunu), zalimlere mazeretleri (ozurleri) fayda vermeyecek. Ve onlardan (Allah´ı) razı etmeleri de istenmez
Surah Ar-Room, Verse 57
وَلَقَدۡ ضَرَبۡنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ مِن كُلِّ مَثَلٖۚ وَلَئِن جِئۡتَهُم بِـَٔايَةٖ لَّيَقُولَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا مُبۡطِلُونَ
Ve andolsun ki, bu Kur´an´da insanlar icin butun meselelerden ornekler verdik. Ve eger onlara bir ayet getirsen, kafirler mutlaka: "Siz sadece batılla ugrasan kimselersiniz." derler
Surah Ar-Room, Verse 58
كَذَٰلِكَ يَطۡبَعُ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
Allah, bilmeyenlerin kalplerini iste boyle tabeder (muhurler)
Surah Ar-Room, Verse 59
فَٱصۡبِرۡ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞۖ وَلَا يَسۡتَخِفَّنَّكَ ٱلَّذِينَ لَا يُوقِنُونَ
Oyleyse sabret, muhakkak ki Allah´ın vaadi haktır. Ve yakin hasıl etmemis olanlar (kesin bilgi sahibi olmayanlar), sakın seni hafiflige suruklemesinler
Surah Ar-Room, Verse 60