Surah Ar-Room - Turkish Translation by Muhammed Esed
الٓمٓ
Elif-Lam-Mim
Surah Ar-Room, Verse 1
غُلِبَتِ ٱلرُّومُ
Bizanslılar yenilgiye ugradı
Surah Ar-Room, Verse 2
فِيٓ أَدۡنَى ٱلۡأَرۡضِ وَهُم مِّنۢ بَعۡدِ غَلَبِهِمۡ سَيَغۡلِبُونَ
yakın bir yerde; ama bu yenilgiye ragmen (yeniden) ustunluk saglayacaklar
Surah Ar-Room, Verse 3
فِي بِضۡعِ سِنِينَۗ لِلَّهِ ٱلۡأَمۡرُ مِن قَبۡلُ وَمِنۢ بَعۡدُۚ وَيَوۡمَئِذٖ يَفۡرَحُ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ
birkac yıl icinde: (cunku) karar yetkisi, eninde sonunda Allah´a aittir. Iste o gun inananlar sevineceklerdir
Surah Ar-Room, Verse 4
بِنَصۡرِ ٱللَّهِۚ يَنصُرُ مَن يَشَآءُۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Allah´ın yardımına: (cunku) O, diledigine yardım eder. O kudret ve merhamet Sahibidir
Surah Ar-Room, Verse 5
وَعۡدَ ٱللَّهِۖ لَا يُخۡلِفُ ٱللَّهُ وَعۡدَهُۥ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Allah´ın vaadi(dir bu). Allah vaadinden asla donmez. Ama insanların cogu (bunu) bilmezler
Surah Ar-Room, Verse 6
يَعۡلَمُونَ ظَٰهِرٗا مِّنَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَهُمۡ عَنِ ٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ غَٰفِلُونَ
Onlar bu dunya hayatının yalnız gorunen yuzunu tanırlar, ebedi ve nihai olandan ise tamamen habersizdirler
Surah Ar-Room, Verse 7
أَوَلَمۡ يَتَفَكَّرُواْ فِيٓ أَنفُسِهِمۗ مَّا خَلَقَ ٱللَّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَأَجَلٖ مُّسَمّٗىۗ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلنَّاسِ بِلِقَآيِٕ رَبِّهِمۡ لَكَٰفِرُونَ
Onlar kendi iclerinde bir muhasebe yapmayı hic bilmezler mi? Allah, gokleri ve yeri ve ikisi arasında bulunan her seyi (deruni) bir anlamdan ve (kendi belirledigi) bir zaman sınırından yoksun yaratmıs olamaz: fakat, cogu kimse, sonunda Rablerine kavusacaklarını hala inatla reddeder
Surah Ar-Room, Verse 8
أَوَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَانُوٓاْ أَشَدَّ مِنۡهُمۡ قُوَّةٗ وَأَثَارُواْ ٱلۡأَرۡضَ وَعَمَرُوهَآ أَكۡثَرَ مِمَّا عَمَرُوهَا وَجَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِۖ فَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظۡلِمَهُمۡ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Onlar, hic yeryuzunu dolasıp kendilerinden once yasamıs olan (hakikati inkar edenler)in sonlarının ne oldugunu gormediler mi? Onlar ki daha kudretliydiler, yeryuzunde daha derin izler bırakmıslardı ve dunyayı daha iyi imar etmislerdi; onlara (da) peygamberleri hakikatin butun kanıtlarıyla gelmisti; ama (hakikati reddettikleri ve sonucta yok olup gittiklerinde) Allah onlara haksızlık yapmıs degildi, ama onlar kendi kendilerine haksızlık yapmıslardı
Surah Ar-Room, Verse 9
ثُمَّ كَانَ عَٰقِبَةَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔواْ ٱلسُّوٓأَىٰٓ أَن كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَكَانُواْ بِهَا يَسۡتَهۡزِءُونَ
Ve bir kez daha (soyleyelim:) Allah´ın mesajlarını yalanlayarak ve onları alaya alıp eglenerek kotuluk isleyenlerin sonu husran olacaktır
Surah Ar-Room, Verse 10
ٱللَّهُ يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ ثُمَّ إِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
(Insanı) yoktan var eden Allah sonra ona yeniden can verecektir ve sonunda hepiniz yine O´na donduruleceksiniz
Surah Ar-Room, Verse 11
وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يُبۡلِسُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Ve Son Saat gelip cattıgında gunaha saplanmıs olanlar hayal kırıklıgına ugrayacaklardır
Surah Ar-Room, Verse 12
وَلَمۡ يَكُن لَّهُم مِّن شُرَكَآئِهِمۡ شُفَعَـٰٓؤُاْ وَكَانُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ كَٰفِرِينَ
cunku Allah´a ortak kostukları varlıkların hic birinden bir sefaat goremeyecekler, cunku (o zaman) bizzat kendileri eski musrikce kuruntularını terk edeceklerdir
Surah Ar-Room, Verse 13
وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يَوۡمَئِذٖ يَتَفَرَّقُونَ
Ve Son Saat gelip cattıgında o Gun (herkesin) ne oldugu ortaya cıkacaktır
Surah Ar-Room, Verse 14
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ فَهُمۡ فِي رَوۡضَةٖ يُحۡبَرُونَ
iman edip dogru ve yararlı isler yapanlar bir mutluluk, esenlik bahcesinde agırlanacaklardır
Surah Ar-Room, Verse 15
وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا وَلِقَآيِٕ ٱلۡأٓخِرَةِ فَأُوْلَـٰٓئِكَ فِي ٱلۡعَذَابِ مُحۡضَرُونَ
Hakikati reddedip mesajlarımızı inkar edenlere -ve (boylece) oteki dunyanın varlıgını yalanlayanlara- gelince, onlar azabın icine atılıvereceklerdir
Surah Ar-Room, Verse 16
فَسُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ حِينَ تُمۡسُونَ وَحِينَ تُصۡبِحُونَ
Oyleyse aksam vaktine girdiginizde ve sabah kalktıgınızda Allah´ın sınırsız sanını yuceltin
Surah Ar-Room, Verse 17
وَلَهُ ٱلۡحَمۡدُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَعَشِيّٗا وَحِينَ تُظۡهِرُونَ
Goklerde ve yerde her turlu ovgunun O´na mahsus oldugunu (gorerek) ogle vaktinde de sonrasında da (O´nu yuceltin)
Surah Ar-Room, Verse 18
يُخۡرِجُ ٱلۡحَيَّ مِنَ ٱلۡمَيِّتِ وَيُخۡرِجُ ٱلۡمَيِّتَ مِنَ ٱلۡحَيِّ وَيُحۡيِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَاۚ وَكَذَٰلِكَ تُخۡرَجُونَ
O, oluden diriyi meydana getiren(dir), diriden de oluyu; ve topragı oldukten sonra yeniden canlandıran O´dur, iste siz de (olumden hayata) boylece donduruleceksiniz
Surah Ar-Room, Verse 19
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَنۡ خَلَقَكُم مِّن تُرَابٖ ثُمَّ إِذَآ أَنتُم بَشَرٞ تَنتَشِرُونَ
Sizi balcıktan yaratması, O´nun mucizevi isaretlerinden biridir ve (yaratıldıktan) sonra, baktınız ki, birbirinizden farklı insanlar olup cıkmıssınız
Surah Ar-Room, Verse 20
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَنۡ خَلَقَ لَكُم مِّنۡ أَنفُسِكُمۡ أَزۡوَٰجٗا لِّتَسۡكُنُوٓاْ إِلَيۡهَا وَجَعَلَ بَيۡنَكُم مَّوَدَّةٗ وَرَحۡمَةًۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
O´nun isaretlerinden biri de, sizi cezbeden kendi cinsinizden esler yaratması ve aranıza sevgiyi ve sefkati yerlestirmesidir: bunda, kuskusuz, dusunen insanlar icin dersler vardır
Surah Ar-Room, Verse 21
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦ خَلۡقُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَٱخۡتِلَٰفُ أَلۡسِنَتِكُمۡ وَأَلۡوَٰنِكُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡعَٰلِمِينَ
Goklerin ve yerin yaratılması, renklerinizin ve dillerinizin farklılastırılması (da) O´nun alametlerindendir: bunda, kuskusuz, (fıtri) bilgiye (anlama ve kavrama yetenegine) sahip insanlar icin dersler vardır
Surah Ar-Room, Verse 22
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦ مَنَامُكُم بِٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱبۡتِغَآؤُكُم مِّن فَضۡلِهِۦٓۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ
Hem gece hem de gunduz uyuyabilmeniz ve O´nun nimetlerinin ardından kosma (arzu ve yetenegine sahip olma)nız da O´nun isaretlerinden biridir, bunda, kuskusuz, dinley(ip anlamak istey)en kimseler icin mesajlar vardır
Surah Ar-Room, Verse 23
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦ يُرِيكُمُ ٱلۡبَرۡقَ خَوۡفٗا وَطَمَعٗا وَيُنَزِّلُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَيُحۡيِۦ بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Gozunuzun onunde size korku ve umit veren simsekler caktırması ve gokten yagmur yagdırıp bununla olu topraga can vermesi (de) O´nun mucizevi isaretlerinden biridir; akıllarını kullananlar icin bundan alınacak dersler vardır
Surah Ar-Room, Verse 24
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَن تَقُومَ ٱلسَّمَآءُ وَٱلۡأَرۡضُ بِأَمۡرِهِۦۚ ثُمَّ إِذَا دَعَاكُمۡ دَعۡوَةٗ مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ إِذَآ أَنتُمۡ تَخۡرُجُونَ
Goklerin ve yerin Allah´ın buyrugu altında sapasaglam durmaları da O´nun mucizevi isaretlerindendir. (Bunları hatırlayıp dusunun; cunku) sonunda O sizi bir tek seslenisle yerden kalkmaya cagırdıgında, hepiniz (yargılanmak uzere) ortaya cıkacaksınız
Surah Ar-Room, Verse 25
وَلَهُۥ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ كُلّٞ لَّهُۥ قَٰنِتُونَ
Goklerde ve yerde olan her sey O´na aittir; hepsi O´nun iradesine tabidir
Surah Ar-Room, Verse 26
وَهُوَ ٱلَّذِي يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ وَهُوَ أَهۡوَنُ عَلَيۡهِۚ وَلَهُ ٱلۡمَثَلُ ٱلۡأَعۡلَىٰ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
(Butun hayatı) yoktan var eden, sonra onu yeniden vucuda getiren O´dur: Bu O´nun icin pek kolaydır; cunku O, goklerde ve yerde mevcut olan butun yuceliklerin ozu ve esasıdır ve yalnız O kudret ve hikmet sahibidir
Surah Ar-Room, Verse 27
ضَرَبَ لَكُم مَّثَلٗا مِّنۡ أَنفُسِكُمۡۖ هَل لَّكُم مِّن مَّا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُكُم مِّن شُرَكَآءَ فِي مَا رَزَقۡنَٰكُمۡ فَأَنتُمۡ فِيهِ سَوَآءٞ تَخَافُونَهُمۡ كَخِيفَتِكُمۡ أَنفُسَكُمۡۚ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
O size kendi hayatınızdan ornek getirir: Sag elinizin sahip oldugu kimseleri size verdigimiz rızık uzerinde (tam yetki sahibi) ortaklarınız olarak gormeye ve boylece (onlarla) bu hakkı esit olarak paylasmaya razı olur musunuz? Ve (daha guclu olan) emsallerinizden korktugunuz gibi onlar(a danısmadan o hakkı kullanmak)tan korkar mısınız? Iste akıllarını kullanan insanlara mesajlarımızı boylece acıklarız
Surah Ar-Room, Verse 28
بَلِ ٱتَّبَعَ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ أَهۡوَآءَهُم بِغَيۡرِ عِلۡمٖۖ فَمَن يَهۡدِي مَنۡ أَضَلَّ ٱللَّهُۖ وَمَا لَهُم مِّن نَّـٰصِرِينَ
Ne var ki, zulum islemeye sartlanmıs olanlar bir (hakikat) bilgisine dayanmadan kendi arzu ve heveslerinin pesinde giderler. Allah´ın (bu sekilde) saptırdıklarını kim dogru yola sevk edebilir ve (bu isde) kim onlara yardım edebilir
Surah Ar-Room, Verse 29
فَأَقِمۡ وَجۡهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفٗاۚ فِطۡرَتَ ٱللَّهِ ٱلَّتِي فَطَرَ ٱلنَّاسَ عَلَيۡهَاۚ لَا تَبۡدِيلَ لِخَلۡقِ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ ٱلدِّينُ ٱلۡقَيِّمُ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Boylece sen, batıl olan her seyden uzaklasarak yuzunu kararlı bir sekilde (hak olan) dine cevir ve Allah´ın insan bunyesine naksettigi fıtrata uygun davran: (ki,) Allah´ın yarattıgında bir bozulma ve curumeye meydan verilmesin: bu, sahih (bir) din(in gayesi)dir; ama cogu insanlar onu bilmezler
Surah Ar-Room, Verse 30
۞مُنِيبِينَ إِلَيۡهِ وَٱتَّقُوهُ وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَلَا تَكُونُواْ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
(O halde batıl olan her seyden yuz cevirerek yalnızca) O´na yonel; ve O´na karsı sorumlulugunun bilincinde ol; namazını devamlı ve dikkatli sekilde ifa et ve O´ndan baskasına ilahlık yakıstıranlar arasına girme
Surah Ar-Room, Verse 31
مِنَ ٱلَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمۡ وَكَانُواْ شِيَعٗاۖ كُلُّ حِزۡبِۭ بِمَا لَدَيۡهِمۡ فَرِحُونَ
(yahut) inanclarının butunlugunu bozarak parcalara bolunen ve her grubun yalnız kendi sahip oldugu (ilkelerle) ovundugu kimselerden olma
Surah Ar-Room, Verse 32
وَإِذَا مَسَّ ٱلنَّاسَ ضُرّٞ دَعَوۡاْ رَبَّهُم مُّنِيبِينَ إِلَيۡهِ ثُمَّ إِذَآ أَذَاقَهُم مِّنۡهُ رَحۡمَةً إِذَا فَرِيقٞ مِّنۡهُم بِرَبِّهِمۡ يُشۡرِكُونَ
Simdi (vaki oldugu uzere) insanlar sıkıntıya ugradıklarında Rablerine donerek (yardım icin) O´na yalvarıp yakarırlar; fakat rahmetine nail olunca da bir kısmı, baska gucleri Rablerinin ilahlıgına ortak kos(maya basl)arlar
Surah Ar-Room, Verse 33
لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡۚ فَتَمَتَّعُواْ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ
(sanki) kendilerine bahsettigimiz (nimetler)e karsı nankorluklerini gostermek istiyorlar. Madem boyle (dusunuyorsunuz,) bu (kısa) omrunuzun tadını cıkarın ama zamanı geldiginde (gercegi) goreceksiniz
Surah Ar-Room, Verse 34
أَمۡ أَنزَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٗا فَهُوَ يَتَكَلَّمُ بِمَا كَانُواْ بِهِۦ يُشۡرِكُونَ
Biz onlara, Bizden baskasına kulluk yapmalarını soyleyen bir ilahi vahiy mi gonderdik
Surah Ar-Room, Verse 35
وَإِذَآ أَذَقۡنَا ٱلنَّاسَ رَحۡمَةٗ فَرِحُواْ بِهَاۖ وَإِن تُصِبۡهُمۡ سَيِّئَةُۢ بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيهِمۡ إِذَا هُمۡ يَقۡنَطُونَ
(Her zaman oldugu gibi,) insanlara rahmetimizi tattırdıgımız zaman buna sevinirler; fakat kendi yapıp ettikleri sonucunda baslarına bir bela gelince de butun umitlerini yitirirler
Surah Ar-Room, Verse 36
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّ ٱللَّهَ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Onlar, Allah´ın rızkı diledigine bol ihsan ettigini, diledigine olculu ve idareli verdigini gormezler mi? Bunda, kuskusuz inanan insanlar icin dersler vardır
Surah Ar-Room, Verse 37
فَـَٔاتِ ذَا ٱلۡقُرۡبَىٰ حَقَّهُۥ وَٱلۡمِسۡكِينَ وَٱبۡنَ ٱلسَّبِيلِۚ ذَٰلِكَ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ يُرِيدُونَ وَجۡهَ ٱللَّهِۖ وَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ
Oyleyse yakınlarınıza, muhtaclara ve yolculara haklarını verin; bu, Allah´ın rızasını kazanmak isteyenler icin en dogrusudur: cunku, mutluluga erecekler onlardır
Surah Ar-Room, Verse 38
وَمَآ ءَاتَيۡتُم مِّن رِّبٗا لِّيَرۡبُوَاْ فِيٓ أَمۡوَٰلِ ٱلنَّاسِ فَلَا يَرۡبُواْ عِندَ ٱللَّهِۖ وَمَآ ءَاتَيۡتُم مِّن زَكَوٰةٖ تُرِيدُونَ وَجۡهَ ٱللَّهِ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُضۡعِفُونَ
Ve (unutmayın! Baska) insanların malvarlıgı sayesinde, artsın diye faizle verdikleriniz (size) Allah katında bir artıs saglamaz. Oysa, Allah´ın hosnutlugunu kazanmak icin karsılıksız verdikleriniz (O´nun tarafından bereketlendirilir,) iste onlar, (bu sekilde Allah´ın hosnutlugunu kazanmak isteyenler,) odullerini kat kat artıranlardır
Surah Ar-Room, Verse 39
ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَكُمۡ ثُمَّ رَزَقَكُمۡ ثُمَّ يُمِيتُكُمۡ ثُمَّ يُحۡيِيكُمۡۖ هَلۡ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَفۡعَلُ مِن ذَٰلِكُم مِّن شَيۡءٖۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Sizi yaratan, sonra gecinmeniz icin gerekli vasıtaları saglayan, ardından sizi olume goturen ve en sonunda tekrar hayata dondurecek olan, Allah´tır. O´nun ilahlıgına ortak kostugunuz gucler veya varlıklar bu islerden birini yapabilirler mi? (Hayır!) O, ihtisamında sınırsızdır ve insanların kendisine es kostuklarından cok yucedir
Surah Ar-Room, Verse 40
ظَهَرَ ٱلۡفَسَادُ فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِ بِمَا كَسَبَتۡ أَيۡدِي ٱلنَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعۡضَ ٱلَّذِي عَمِلُواْ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ
(Allah´ın buyruklarını umursamaz hale gelen su) insanların kendi elleriyle yapıp ettikleri sonucunda karada ve denizlerde curume ve bozulma basladı: Bu sekilde (Allah), belki (dogru yola) geri donerler diye yaptıklarının bazı (kotu) sonuclarını onlara tattıracaktır
Surah Ar-Room, Verse 41
قُلۡ سِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلُۚ كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّشۡرِكِينَ
De ki: "Yeryuzunu dolasın ve (sizden) once yasamıs olan (gunahkar)ların sonlarının ne oldugunu gorun: onların cogu Allah´tan baska varlıklara veya guclere ilahi sıfatlar yakıstırmıslardı
Surah Ar-Room, Verse 42
فَأَقِمۡ وَجۡهَكَ لِلدِّينِ ٱلۡقَيِّمِ مِن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَ يَوۡمٞ لَّا مَرَدَّ لَهُۥ مِنَ ٱللَّهِۖ يَوۡمَئِذٖ يَصَّدَّعُونَ
Oyleyse, Allah katından, onune gecilemez bir Gun, (bir Hesap Gunu) gelmeden yuzunu kararlı bir sekilde bu sahih dine cevir. O gun herkesin yeri belli olacak
Surah Ar-Room, Verse 43
مَن كَفَرَ فَعَلَيۡهِ كُفۡرُهُۥۖ وَمَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا فَلِأَنفُسِهِمۡ يَمۡهَدُونَ
hakikati inkar eden, inkarı(nın sorumlulugu)na katlanacak, dogru ve adil isler yapanlar ise kendileri icin iyi bir hazırlık yapmıs olacaklar
Surah Ar-Room, Verse 44
لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِن فَضۡلِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلۡكَٰفِرِينَ
O, inanıp dogru isler yapanları kendi lutfuyla odullendirecektir. Suphesiz Allah, hakikati kabule yanasmayanları sevmez
Surah Ar-Room, Verse 45
وَمِنۡ ءَايَٰتِهِۦٓ أَن يُرۡسِلَ ٱلرِّيَاحَ مُبَشِّرَٰتٖ وَلِيُذِيقَكُم مِّن رَّحۡمَتِهِۦ وَلِتَجۡرِيَ ٱلۡفُلۡكُ بِأَمۡرِهِۦ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Cunku O, mucizevi isaretlerden biri olarak guzel haberler yuklu ruzgarlar (gonderir gibi mesajlarını) gondermektedir ki (hayat veren yagmurlar yoluyla) rahmetini uzerinize yagdırsın, gemiler kendi buyrukları dogrultusunda hareket edebilsin ve boylece O´nun nimetlerinden pay almak icin caba gosterenlerden ve sukredenlerden olasınız
Surah Ar-Room, Verse 46
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ رُسُلًا إِلَىٰ قَوۡمِهِمۡ فَجَآءُوهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَٱنتَقَمۡنَا مِنَ ٱلَّذِينَ أَجۡرَمُواْۖ وَكَانَ حَقًّا عَلَيۡنَا نَصۡرُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
(Ey Muhammed,) senden onceki toplumlara da kendi iclerinden peygamberler gondermistik ve onlar hakikatin her turlu kanıtını getirmislerdi ve sonra (muminleri zafere ulastırmak suretiyle,) (kasden) kotuluk isleyenlerden ocumuzu almıstık, zaten inananlara yardım etmeyi ustumuzde bir sorumluluk olarak gormustuk
Surah Ar-Room, Verse 47
ٱللَّهُ ٱلَّذِي يُرۡسِلُ ٱلرِّيَٰحَ فَتُثِيرُ سَحَابٗا فَيَبۡسُطُهُۥ فِي ٱلسَّمَآءِ كَيۡفَ يَشَآءُ وَيَجۡعَلُهُۥ كِسَفٗا فَتَرَى ٱلۡوَدۡقَ يَخۡرُجُ مِنۡ خِلَٰلِهِۦۖ فَإِذَآ أَصَابَ بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦٓ إِذَا هُمۡ يَسۡتَبۡشِرُونَ
Bulutları yuksege kaldırsın diye (umut) ruzgarlarını estiren O´dur! O, bulutları goklerin uzerine diledigi gibi yayar ve onları yarıp parcalar, boylece bulutların icinden yagmurların bosaldıgını gorursun ve kullarından dilediginin uzerine yagdırıp onları sevince bogar
Surah Ar-Room, Verse 48
وَإِن كَانُواْ مِن قَبۡلِ أَن يُنَزَّلَ عَلَيۡهِم مِّن قَبۡلِهِۦ لَمُبۡلِسِينَ
oysa (tam da) yagmurun yagdırılmasından kısa bir sure once, (neredeyse) butun umutlarını yitirmislerdi
Surah Ar-Room, Verse 49
فَٱنظُرۡ إِلَىٰٓ ءَاثَٰرِ رَحۡمَتِ ٱللَّهِ كَيۡفَ يُحۡيِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَآۚ إِنَّ ذَٰلِكَ لَمُحۡيِ ٱلۡمَوۡتَىٰۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
Iste (ey insanoglu,) bunlar Allah´ın rahmetinin isaretleridir; (bak,) olu topraga nasıl can veriyor! Iste oluye tekrar can veren de (Allah)tır; zaten O, her seyi yapmaya kadirdir
Surah Ar-Room, Verse 50
وَلَئِنۡ أَرۡسَلۡنَا رِيحٗا فَرَأَوۡهُ مُصۡفَرّٗا لَّظَلُّواْ مِنۢ بَعۡدِهِۦ يَكۡفُرُونَ
Iste boyle: sayet (topraklarını kavuran) bir ruzgar gondersek ve ekinlerinin sararmaya basladıgını gorseler, (kısa sure onceki sevinclerinden) vazgecip (kudretimizi ve rahmetimizi) inkar etmeye kalkısırlar
Surah Ar-Room, Verse 51
فَإِنَّكَ لَا تُسۡمِعُ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَلَا تُسۡمِعُ ٱلصُّمَّ ٱلدُّعَآءَ إِذَا وَلَّوۡاْ مُدۡبِرِينَ
Elbette sen olulere asla duyuramazsın ve sırtlarını (sana) donup uzaklasan (kalbi) sagırlara (da)
Surah Ar-Room, Verse 52
وَمَآ أَنتَ بِهَٰدِ ٱلۡعُمۡيِ عَن ضَلَٰلَتِهِمۡۖ إِن تُسۡمِعُ إِلَّا مَن يُؤۡمِنُ بِـَٔايَٰتِنَا فَهُم مُّسۡلِمُونَ
Ve yine, (kalpleri) kor olanları sapıklıklarından dondurup dogru yola iletemezsin. Sen (davetini) ancak mesajlarımıza inan(mak istey)enlere ve boylece kendilerini Bize teslim edenlere duyurabilirsin
Surah Ar-Room, Verse 53
۞ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَكُم مِّن ضَعۡفٖ ثُمَّ جَعَلَ مِنۢ بَعۡدِ ضَعۡفٖ قُوَّةٗ ثُمَّ جَعَلَ مِنۢ بَعۡدِ قُوَّةٖ ضَعۡفٗا وَشَيۡبَةٗۚ يَخۡلُقُ مَا يَشَآءُۚ وَهُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡقَدِيرُ
Sizi zayıf (bir halde) yaratan, zayıflıgınızdan sonra (size) guc veren ve guc(unuzu gosterdiginiz bir donem)den sonra (yaslılıgın getirdigi) zayıflıga sizi ducar eden ve saclarınıza aklar dusuren O´dur! O, diledigini var eder; O her seyi bilendir ve sınırsız guc Sahibidir
Surah Ar-Room, Verse 54
وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يُقۡسِمُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ مَا لَبِثُواْ غَيۡرَ سَاعَةٖۚ كَذَٰلِكَ كَانُواْ يُؤۡفَكُونَ
(Size olumu veren ve zamanı geldiginde yeniden diriltecek olan O´dur!) Ve Son Saat gelip cattıgında, gunaha saplanmıs olanlar, (yeryuzunde) bir saatten fazla kalmadıklarına yemin edeceklerdir, onlar kendilerini boylece (hayat boyu) kandırırlar
Surah Ar-Room, Verse 55
وَقَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ وَٱلۡإِيمَٰنَ لَقَدۡ لَبِثۡتُمۡ فِي كِتَٰبِ ٱللَّهِ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡبَعۡثِۖ فَهَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡبَعۡثِ وَلَٰكِنَّكُمۡ كُنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ
Fakat (hayattayken) kendilerini bilgi ve inanc ile donattıklarımız: "Siz, gercekte, Allah´ın vahyettigin(i dogru kabul etme)de geciktiniz (ve) Kıyamet Gunu´ne kadar (beklediniz): iste bugun Kıyamet Gunu´dur: ama siz bunu anlamamakta direndiniz!" diyeceklerdir
Surah Ar-Room, Verse 56
فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يَنفَعُ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مَعۡذِرَتُهُمۡ وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ
Fakat o Gun, zulme sartlanmıs olanların ne mazeretlerinin bir faydası olacak, ne de kendilerini duzeltmelerine izin verilecektir
Surah Ar-Room, Verse 57
وَلَقَدۡ ضَرَبۡنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ مِن كُلِّ مَثَلٖۚ وَلَئِن جِئۡتَهُم بِـَٔايَةٖ لَّيَقُولَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا مُبۡطِلُونَ
Biz bu Kuran´da insanların onune her turlu ornek olayı koyduk. Ama onlara (boyle) bir mesajla yaklasırsan, hakikati inkara sartlanmıs olanlar, mutlaka, "Siz duzmece iddialarda bulunmaktan baska bir sey yapmıyorsunuz!" derler
Surah Ar-Room, Verse 58
كَذَٰلِكَ يَطۡبَعُ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
Allah bu sekilde, (hakikati) kabul etme(k isteme)yenlerin kalplerini muhurler
Surah Ar-Room, Verse 59
فَٱصۡبِرۡ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞۖ وَلَا يَسۡتَخِفَّنَّكَ ٱلَّذِينَ لَا يُوقِنُونَ
O halde sıkıntılara gogus ger: Allah´ın (Kıyamet Gunu ile ilgili) vaadi kesinlikle dogrudur. Oyleyse, tam bir ic tatminine ulasamayanların senin zihnine suphe tohumları ekmelerine izin verme
Surah Ar-Room, Verse 60