Surah Al-Ahzab - Turkish Translation by Celal Y Ld R M
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ ٱتَّقِ ٱللَّهَ وَلَا تُطِعِ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقِينَۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمٗا
Ey Peygamber! Allah´tan korkmaya devam et ve sakın kafirlere ve munafıklara uyma. Suphesiz ki Allah bilendir, hikmet sahibidir
Surah Al-Ahzab, Verse 1
وَٱتَّبِعۡ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٗا
Rabbından sana vahyolunana uy! Suphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberlidir
Surah Al-Ahzab, Verse 2
وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلٗا
Allah´a guvenip dayan ; vekil olarak Allah yeter
Surah Al-Ahzab, Verse 3
مَّا جَعَلَ ٱللَّهُ لِرَجُلٖ مِّن قَلۡبَيۡنِ فِي جَوۡفِهِۦۚ وَمَا جَعَلَ أَزۡوَٰجَكُمُ ٱلَّـٰٓـِٔي تُظَٰهِرُونَ مِنۡهُنَّ أُمَّهَٰتِكُمۡۚ وَمَا جَعَلَ أَدۡعِيَآءَكُمۡ أَبۡنَآءَكُمۡۚ ذَٰلِكُمۡ قَوۡلُكُم بِأَفۡوَٰهِكُمۡۖ وَٱللَّهُ يَقُولُ ٱلۡحَقَّ وَهُوَ يَهۡدِي ٱلسَّبِيلَ
Allah bir adamın icinde iki kalb yaratmamıs; ziharda bulundugunuz eslerinizi de anneleriniz (gibi) kılmamıstır. Evlatlıklarınızı da oz ogullarınız yapmamıstır. Bunlar agızlarınızda dolasan (hukum ifade etmiyen) sozlerinizdir. Allah hakkı soyler ve dogru yolu gosterir
Surah Al-Ahzab, Verse 4
ٱدۡعُوهُمۡ لِأٓبَآئِهِمۡ هُوَ أَقۡسَطُ عِندَ ٱللَّهِۚ فَإِن لَّمۡ تَعۡلَمُوٓاْ ءَابَآءَهُمۡ فَإِخۡوَٰنُكُمۡ فِي ٱلدِّينِ وَمَوَٰلِيكُمۡۚ وَلَيۡسَ عَلَيۡكُمۡ جُنَاحٞ فِيمَآ أَخۡطَأۡتُم بِهِۦ وَلَٰكِن مَّا تَعَمَّدَتۡ قُلُوبُكُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمًا
Evladlıklarınızı babalarına nisbetle cagırın. Bu, Allah yanında daha adil, daha dogrudur. Eger babalarını bilmiyorsanız, artık onlar, dinde kardesleriniz ve yakın dostlarınızdır. Bu hususta islediginiz hatadan dolayı size bir vebal yoktur. Ama kalblerinizin kasdettigi seylerde vebal vardır. Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah Al-Ahzab, Verse 5
ٱلنَّبِيُّ أَوۡلَىٰ بِٱلۡمُؤۡمِنِينَ مِنۡ أَنفُسِهِمۡۖ وَأَزۡوَٰجُهُۥٓ أُمَّهَٰتُهُمۡۗ وَأُوْلُواْ ٱلۡأَرۡحَامِ بَعۡضُهُمۡ أَوۡلَىٰ بِبَعۡضٖ فِي كِتَٰبِ ٱللَّهِ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُهَٰجِرِينَ إِلَّآ أَن تَفۡعَلُوٓاْ إِلَىٰٓ أَوۡلِيَآئِكُم مَّعۡرُوفٗاۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَسۡطُورٗا
Peygamber, mu´minlere kendi nefslerinden daha yakın, daha yegdir. O´nun esleri de onların analarıdır. Hısımlar ise (miras hususunda) Allah´ın Kitabında mu´minlerden ve Muhacirlerden birbirine daha yakın ve daha layıktırlar. Ancak yakın dostlarınıza uygun sekilde yapacagınız (bir vasiyyet) mustesna. Bu, Kitab´da yazılıdır
Surah Al-Ahzab, Verse 6
وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِنَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ مِيثَٰقَهُمۡ وَمِنكَ وَمِن نُّوحٖ وَإِبۡرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَى ٱبۡنِ مَرۡيَمَۖ وَأَخَذۡنَا مِنۡهُم مِّيثَٰقًا غَلِيظٗا
Hani bir vakit peygamberlerden kesin anlamda anda dayalı soz almıstık; senden, Nuh´tan, Ibrahim´ den, Musa´dan ve Meryem oglu Isa´ dan da, evet bunlardan saglam-kesin soz almıstık
Surah Al-Ahzab, Verse 7
لِّيَسۡـَٔلَ ٱلصَّـٰدِقِينَ عَن صِدۡقِهِمۡۚ وَأَعَدَّ لِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابًا أَلِيمٗا
Dogrulara sadakatlerini sormak icin (boyle yapmıstık). Kafirlere de elem verici bir azab hazırlamıstık
Surah Al-Ahzab, Verse 8
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱذۡكُرُواْ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ إِذۡ جَآءَتۡكُمۡ جُنُودٞ فَأَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ رِيحٗا وَجُنُودٗا لَّمۡ تَرَوۡهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرًا
Ey iman edenler! Allah´ın size olan nimetini hatırlayın, hani size dogru ordular gelmisti de onların uzerine bir ruzgar, bir de gormediginiz askerler gondermistik. Allah yaptıklarınızı gorendir
Surah Al-Ahzab, Verse 9
إِذۡ جَآءُوكُم مِّن فَوۡقِكُمۡ وَمِنۡ أَسۡفَلَ مِنكُمۡ وَإِذۡ زَاغَتِ ٱلۡأَبۡصَٰرُ وَبَلَغَتِ ٱلۡقُلُوبُ ٱلۡحَنَاجِرَ وَتَظُنُّونَ بِٱللَّهِ ٱلظُّنُونَا۠
Hani onlar (dusman orduları) ust tarafınızdan (hucuma gecip) uzerinize gelmislerdi ve hani gozler de kaymıs, yurekler gırtlaklara gelip dayanmıstı. Allah´a karsı da turlu turlu zanlarda bulunuyordunuz
Surah Al-Ahzab, Verse 10
هُنَالِكَ ٱبۡتُلِيَ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَزُلۡزِلُواْ زِلۡزَالٗا شَدِيدٗا
Iste orada mu´minler cetin bir deneme gecirmis ve siddetli bir sarsıntıya ugradıkca ugramıslardı
Surah Al-Ahzab, Verse 11
وَإِذۡ يَقُولُ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ وَٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ مَّا وَعَدَنَا ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ إِلَّا غُرُورٗا
Ve hani munafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar, «Allah ve Peygamberi bize ancak aldatıcı bir va´dde bulunmuslardır» diyorlardı
Surah Al-Ahzab, Verse 12
وَإِذۡ قَالَت طَّآئِفَةٞ مِّنۡهُمۡ يَـٰٓأَهۡلَ يَثۡرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمۡ فَٱرۡجِعُواْۚ وَيَسۡتَـٔۡذِنُ فَرِيقٞ مِّنۡهُمُ ٱلنَّبِيَّ يَقُولُونَ إِنَّ بُيُوتَنَا عَوۡرَةٞ وَمَا هِيَ بِعَوۡرَةٍۖ إِن يُرِيدُونَ إِلَّا فِرَارٗا
Ve hani onlardan (munafıklardan) bir topluluk da «Ey Yesrlb (Medine) halkı! Artık sizin burada yeriniz yok, donunuz» diyordu. Bir topluluk da peygamberden izin istiyorlar, «evlerimiz elbette (ortada sahipsiz) acıktır» diyorlardı. Halbuki evleri acık degildi. Onlar ancak (savastan) kacmayı istiyorlardı
Surah Al-Ahzab, Verse 13
وَلَوۡ دُخِلَتۡ عَلَيۡهِم مِّنۡ أَقۡطَارِهَا ثُمَّ سُئِلُواْ ٱلۡفِتۡنَةَ لَأٓتَوۡهَا وَمَا تَلَبَّثُواْ بِهَآ إِلَّا يَسِيرٗا
Eger uzerinize (sehrin) etrafından girilse ve sonra da fitne cıkarmaları istense, vakit kaybetmeden onu hemen yapar ve yurtlarında pek az bir sure eylesirlerdi
Surah Al-Ahzab, Verse 14
وَلَقَدۡ كَانُواْ عَٰهَدُواْ ٱللَّهَ مِن قَبۡلُ لَا يُوَلُّونَ ٱلۡأَدۡبَٰرَۚ وَكَانَ عَهۡدُ ٱللَّهِ مَسۡـُٔولٗا
Oysa bunlar, and olsun ki, daha once arka cevirip kacmayacaklarına dair Allah´a kesin soz vermislerdi. Allah´a verilen kesin soz ise (sorumluluk gerektirdiginden) elbette sorulacaktır
Surah Al-Ahzab, Verse 15
قُل لَّن يَنفَعَكُمُ ٱلۡفِرَارُ إِن فَرَرۡتُم مِّنَ ٱلۡمَوۡتِ أَوِ ٱلۡقَتۡلِ وَإِذٗا لَّا تُمَتَّعُونَ إِلَّا قَلِيلٗا
De ki: Eger olumden veya oldurulmekten kacıyorsanız, kacmanız asla size fayda vermiyecektir. O takdirde (Dunya´da) pek az bir sure ancak gecinip yararlanabilirsiniz
Surah Al-Ahzab, Verse 16
قُلۡ مَن ذَا ٱلَّذِي يَعۡصِمُكُم مِّنَ ٱللَّهِ إِنۡ أَرَادَ بِكُمۡ سُوٓءًا أَوۡ أَرَادَ بِكُمۡ رَحۡمَةٗۚ وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا
De ki: Eger Allah (faraza) size bir kotuluk dilese, kim sizi Allah´ tan koruyabilir ? Veya size rahmet elini uzatsa, (kim O´na engel olabilir ?). Allah´tan baska ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirler
Surah Al-Ahzab, Verse 17
۞قَدۡ يَعۡلَمُ ٱللَّهُ ٱلۡمُعَوِّقِينَ مِنكُمۡ وَٱلۡقَآئِلِينَ لِإِخۡوَٰنِهِمۡ هَلُمَّ إِلَيۡنَاۖ وَلَا يَأۡتُونَ ٱلۡبَأۡسَ إِلَّا قَلِيلًا
Allah gercekten icinizden (baskalarını) alıkoyup agır davrananları ve kardeslerine, «kalkın bize gelin !» diyenleri bilir. Zaten onlardan ancak pek azı savasın sıkıntı ve siddetine (gogus gerip) gelirler
Surah Al-Ahzab, Verse 18
أَشِحَّةً عَلَيۡكُمۡۖ فَإِذَا جَآءَ ٱلۡخَوۡفُ رَأَيۡتَهُمۡ يَنظُرُونَ إِلَيۡكَ تَدُورُ أَعۡيُنُهُمۡ كَٱلَّذِي يُغۡشَىٰ عَلَيۡهِ مِنَ ٱلۡمَوۡتِۖ فَإِذَا ذَهَبَ ٱلۡخَوۡفُ سَلَقُوكُم بِأَلۡسِنَةٍ حِدَادٍ أَشِحَّةً عَلَى ٱلۡخَيۡرِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَمۡ يُؤۡمِنُواْ فَأَحۡبَطَ ٱللَّهُ أَعۡمَٰلَهُمۡۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٗا
(Gelseler bile) size karsı oldukca kıskanc ve cimridirler. Korku geldigi zaman olum baygınlıgı geciren kimse gibi gozleri doner bir halde sana bakıp durduklarını gorursun. Korku gidince hayra karsı pek kıskanc ve cimrice bir tavır icinde sivri dilleriyle sizi .incitir sekilde atıp tutarlar. Bunlar (hakikatte) iman etmemislerdir. Bu sebeple Allah amellerini bosa cıkarmıstır; bu da Allah´a gore cok kolaydır
Surah Al-Ahzab, Verse 19
يَحۡسَبُونَ ٱلۡأَحۡزَابَ لَمۡ يَذۡهَبُواْۖ وَإِن يَأۡتِ ٱلۡأَحۡزَابُ يَوَدُّواْ لَوۡ أَنَّهُم بَادُونَ فِي ٱلۡأَعۡرَابِ يَسۡـَٔلُونَ عَنۡ أَنۢبَآئِكُمۡۖ وَلَوۡ كَانُواْ فِيكُم مَّا قَٰتَلُوٓاْ إِلَّا قَلِيلٗا
Munafıklar, muttefik dusman birliklerinin gitmedigini sanıyorlardı. Muttefik dusman birlikleri bir daha gelecek olsa, onlar colde Bedeviler arasında bulunup da sizin haberlerinizi sormayı cok arzu ederlerdi, icinizde bulunsalar pek azı savasırlardı
Surah Al-Ahzab, Verse 20
لَّقَدۡ كَانَ لَكُمۡ فِي رَسُولِ ٱللَّهِ أُسۡوَةٌ حَسَنَةٞ لِّمَن كَانَ يَرۡجُواْ ٱللَّهَ وَٱلۡيَوۡمَ ٱلۡأٓخِرَ وَذَكَرَ ٱللَّهَ كَثِيرٗا
And olsun ki, sizin icin, sizden Allah´a ve Ahiret gunune kavusmayı umanlar ve Allah´ı cokca ananlar icin Resulullah´da guzel ornekler vardır
Surah Al-Ahzab, Verse 21
وَلَمَّا رَءَا ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ٱلۡأَحۡزَابَ قَالُواْ هَٰذَا مَا وَعَدَنَا ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَصَدَقَ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥۚ وَمَا زَادَهُمۡ إِلَّآ إِيمَٰنٗا وَتَسۡلِيمٗا
Mu´minler ise, muttefik dusman birliklerini gorunce, «iste bu, Allah ve Peygamberinin bize va´dettigidir. Allah ve Peygamberi dogru soylemistir» dediler. Bu (olay) onların ancak iman ve teslimiyetlerini artırmıstır
Surah Al-Ahzab, Verse 22
مِّنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ رِجَالٞ صَدَقُواْ مَا عَٰهَدُواْ ٱللَّهَ عَلَيۡهِۖ فَمِنۡهُم مَّن قَضَىٰ نَحۡبَهُۥ وَمِنۡهُم مَّن يَنتَظِرُۖ وَمَا بَدَّلُواْ تَبۡدِيلٗا
Mu´minlerden oyle erler (yigit kahramanlar) vardır ki, Allah´a verdikleri sozu yerine getirip sadakatlerini isbat ettiler. Onlardan kimi ahde vefa, soze baglılık edip canını verdi; kimi de (canını vermek icin) beklemektedir. Verdikleri sozu asla degistirmediler (ikiyuzluler gibi doneklik yapmadılar)
Surah Al-Ahzab, Verse 23
لِّيَجۡزِيَ ٱللَّهُ ٱلصَّـٰدِقِينَ بِصِدۡقِهِمۡ وَيُعَذِّبَ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ إِن شَآءَ أَوۡ يَتُوبَ عَلَيۡهِمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Allah bu sebeple dogruları dogruluklarına karsılık mukafatlandıracak ; munafıkları da dilerse azaba ugratacak veya tevbe nasib edip tevbelerini kabul edecek. Suphesiz ki Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah Al-Ahzab, Verse 24
وَرَدَّ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِغَيۡظِهِمۡ لَمۡ يَنَالُواْ خَيۡرٗاۚ وَكَفَى ٱللَّهُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٱلۡقِتَالَۚ وَكَانَ ٱللَّهُ قَوِيًّا عَزِيزٗا
Allah, o kufredenleri ofke ve kinleriyle geri cevirdi de hic bir hayra eremediler. Allah savasta (yardımcı olarak) mu´minlere yetti. Allah cok gucludur, cok ustundur
Surah Al-Ahzab, Verse 25
وَأَنزَلَ ٱلَّذِينَ ظَٰهَرُوهُم مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ مِن صَيَاصِيهِمۡ وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلرُّعۡبَ فَرِيقٗا تَقۡتُلُونَ وَتَأۡسِرُونَ فَرِيقٗا
Allah, Kitap Ehli´nden dusmanlara arka cıkıp yardım edenleri kalelerinden indirdi de kalblerine korku saldı. Onlardan kimini olduruyordunuz, kimini de esir ediyordunuz
Surah Al-Ahzab, Verse 26
وَأَوۡرَثَكُمۡ أَرۡضَهُمۡ وَدِيَٰرَهُمۡ وَأَمۡوَٰلَهُمۡ وَأَرۡضٗا لَّمۡ تَطَـُٔوهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٗا
Sizi, onların arazisine, yurtlarına, mallarına ve bir de henuz ayak basmadıgınız bir yere varis kıldı. Allah´ın kudreti her seye yeter
Surah Al-Ahzab, Verse 27
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ قُل لِّأَزۡوَٰجِكَ إِن كُنتُنَّ تُرِدۡنَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا وَزِينَتَهَا فَتَعَالَيۡنَ أُمَتِّعۡكُنَّ وَأُسَرِّحۡكُنَّ سَرَاحٗا جَمِيلٗا
Ey Peygamber! Eslerine de ki: Eger siz dunya hayatını, onun sus ve satafatını istiyorsanız, gelin de size yararlanacagınız (bosanma) hakkınızı vereyim de sizi guzellikle salıvereyim
Surah Al-Ahzab, Verse 28
وَإِن كُنتُنَّ تُرِدۡنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱلدَّارَ ٱلۡأٓخِرَةَ فَإِنَّ ٱللَّهَ أَعَدَّ لِلۡمُحۡسِنَٰتِ مِنكُنَّ أَجۡرًا عَظِيمٗا
Yok eger Allah´ı, Peygamberini ve Ahiret yurdunu arzu ediyorsanız, (bilin ki) Allah, sizden iyiligi-guzelligi huy edinenlere buyuk mukafatlar hazırlamıstır
Surah Al-Ahzab, Verse 29
يَٰنِسَآءَ ٱلنَّبِيِّ مَن يَأۡتِ مِنكُنَّ بِفَٰحِشَةٖ مُّبَيِّنَةٖ يُضَٰعَفۡ لَهَا ٱلۡعَذَابُ ضِعۡفَيۡنِۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٗا
Ey Peygamber kadınları! Sizden kim acık bir hayasızlık, ahlak dısı davranısta bulunursa azab onun icin iki kat olur. Bu da Allah´a gore cok kolaydır
Surah Al-Ahzab, Verse 30
۞وَمَن يَقۡنُتۡ مِنكُنَّ لِلَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا نُّؤۡتِهَآ أَجۡرَهَا مَرَّتَيۡنِ وَأَعۡتَدۡنَا لَهَا رِزۡقٗا كَرِيمٗا
Sizden kim Allah´a ve Peygamberine boyun egip itaat eder, iyi-yararlı amelde bulunursa, onun mukafatını iki defa veririz ve biz ona kadri yuce serefli bir rızık da hazırlamısızdır
Surah Al-Ahzab, Verse 31
يَٰنِسَآءَ ٱلنَّبِيِّ لَسۡتُنَّ كَأَحَدٖ مِّنَ ٱلنِّسَآءِ إِنِ ٱتَّقَيۡتُنَّۚ فَلَا تَخۡضَعۡنَ بِٱلۡقَوۡلِ فَيَطۡمَعَ ٱلَّذِي فِي قَلۡبِهِۦ مَرَضٞ وَقُلۡنَ قَوۡلٗا مَّعۡرُوفٗا
Ey Peygamber kadınları! Sizler, kadınlardan herhangi biri gibi degilsiniz; Allah´tan korkuyorsanız (yabancı erkeklere karsı) kırıtarak konusmayın, sonra kalbinde (sehvetten arız) hastalık bulunan kimsede arzu uyanabilir. Guzel, olculu (agırbaslı) soz soyleyin
Surah Al-Ahzab, Verse 32
وَقَرۡنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجۡنَ تَبَرُّجَ ٱلۡجَٰهِلِيَّةِ ٱلۡأُولَىٰۖ وَأَقِمۡنَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتِينَ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِعۡنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓۚ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُذۡهِبَ عَنكُمُ ٱلرِّجۡسَ أَهۡلَ ٱلۡبَيۡتِ وَيُطَهِّرَكُمۡ تَطۡهِيرٗا
Evlerinizde vakarla oturun; eski cahiliyyet gunlerindeki gibi kırıtarak (sokaklarda) sus ve guzelliklerinizi dısarı atmayın; namazı dosdogru kılın, zekatı verin, Allah´a ve Peygamberine itaat edin. Ey Ehl-i beyt (=Peygamber hanedanı, O´nun ev halkı). Allah, elbette sizden her turlu cirkinligi gidermek ve sizi tertemiz (pak ve nezih) yapmak ister
Surah Al-Ahzab, Verse 33
وَٱذۡكُرۡنَ مَا يُتۡلَىٰ فِي بُيُوتِكُنَّ مِنۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ وَٱلۡحِكۡمَةِۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ لَطِيفًا خَبِيرًا
Evlerinizde okunan Allah´ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın ; suphesiz ki Allah her seyin inceligini, esrar ve hikmetini bilir, her seyden haberlidir
Surah Al-Ahzab, Verse 34
إِنَّ ٱلۡمُسۡلِمِينَ وَٱلۡمُسۡلِمَٰتِ وَٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ وَٱلۡقَٰنِتِينَ وَٱلۡقَٰنِتَٰتِ وَٱلصَّـٰدِقِينَ وَٱلصَّـٰدِقَٰتِ وَٱلصَّـٰبِرِينَ وَٱلصَّـٰبِرَٰتِ وَٱلۡخَٰشِعِينَ وَٱلۡخَٰشِعَٰتِ وَٱلۡمُتَصَدِّقِينَ وَٱلۡمُتَصَدِّقَٰتِ وَٱلصَّـٰٓئِمِينَ وَٱلصَّـٰٓئِمَٰتِ وَٱلۡحَٰفِظِينَ فُرُوجَهُمۡ وَٱلۡحَٰفِظَٰتِ وَٱلذَّـٰكِرِينَ ٱللَّهَ كَثِيرٗا وَٱلذَّـٰكِرَٰتِ أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُم مَّغۡفِرَةٗ وَأَجۡرًا عَظِيمٗا
Elbette Musluman erkekler ve Musluman kadınlar; mu´min erkekler ve mu´min kadınlar; kendilerini ibadet ve taate veren erkekler ve kadınlar; (niyet ve davranıslarında) dogru ve samimi olan erkekler ve kadınlar ; sabreden erkekler ve kadınlar ; sadaka veren erkekler ve kadınlar; iffet ve namuslarını koruyan erkekler ve kadınlar; Allah´ı cokca anan erkekler ve kadınlar (var ya), iste Allah onlara magfiret ve buyuk mukafat hazırlamıstır
Surah Al-Ahzab, Verse 35
وَمَا كَانَ لِمُؤۡمِنٖ وَلَا مُؤۡمِنَةٍ إِذَا قَضَى ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ أَمۡرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ ٱلۡخِيَرَةُ مِنۡ أَمۡرِهِمۡۗ وَمَن يَعۡصِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَقَدۡ ضَلَّ ضَلَٰلٗا مُّبِينٗا
Allah ve Peygamberi bir is, bir mesle hakkında hukum verdiginde, artık hic bir mu´min erkege ve kadına kendi is ve meselelerinde istediklerini secmek uygun olmaz. Kim Allah ve Peygamberine karsı gelirse, gercekten o, acık bir sapıklıkla sapıtmıs olur
Surah Al-Ahzab, Verse 36
وَإِذۡ تَقُولُ لِلَّذِيٓ أَنۡعَمَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِ وَأَنۡعَمۡتَ عَلَيۡهِ أَمۡسِكۡ عَلَيۡكَ زَوۡجَكَ وَٱتَّقِ ٱللَّهَ وَتُخۡفِي فِي نَفۡسِكَ مَا ٱللَّهُ مُبۡدِيهِ وَتَخۡشَى ٱلنَّاسَ وَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخۡشَىٰهُۖ فَلَمَّا قَضَىٰ زَيۡدٞ مِّنۡهَا وَطَرٗا زَوَّجۡنَٰكَهَا لِكَيۡ لَا يَكُونَ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ حَرَجٞ فِيٓ أَزۡوَٰجِ أَدۡعِيَآئِهِمۡ إِذَا قَضَوۡاْ مِنۡهُنَّ وَطَرٗاۚ وَكَانَ أَمۡرُ ٱللَّهِ مَفۡعُولٗا
Hani sen, Allah´ın nimetlendirdigi ve senin de nimet verip besledigin kimseye, «esini nikahında tut; Allah´tan korkup (yanlıs bir karar vermekten) sakın !» diyordun da Allah´ın acıga vuracagı seyi icinde gizliyordun ; insanlardan (onların dedikodusundan) endise ediyordun. Halbuki Allah, kendisinden korkup sakınmana daha layıktır. Zeyd o esiyle iliskisini kestiginde, biz onu seninle evlendirdik; ta ki ogullukları esleriyle iliskilerini kesince onlarla evlenme hususunda mu´minler uzerine bir vebal ve sakınca olmasın. Allah´ın emri mutlaka yerine gelir
Surah Al-Ahzab, Verse 37
مَّا كَانَ عَلَى ٱلنَّبِيِّ مِنۡ حَرَجٖ فِيمَا فَرَضَ ٱللَّهُ لَهُۥۖ سُنَّةَ ٱللَّهِ فِي ٱلَّذِينَ خَلَوۡاْ مِن قَبۡلُۚ وَكَانَ أَمۡرُ ٱللَّهِ قَدَرٗا مَّقۡدُورًا
Peygamber uzerinde, Allah´ın onun icin takdir edip gerekli kıldıgı seyde bir vebal ve sakınca yoktur. Bu daha once gelip gecenler hakkında da Allah´ın cari bir sunnetidir (ki uygulanır). Allah´ın emri elbette yerini bulan bir kaderdir
Surah Al-Ahzab, Verse 38
ٱلَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَٰلَٰتِ ٱللَّهِ وَيَخۡشَوۡنَهُۥ وَلَا يَخۡشَوۡنَ أَحَدًا إِلَّا ٱللَّهَۗ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ حَسِيبٗا
Onlar (Peygamberler), Allah´ın gonderdiklerini teblig ederler, Allah´tan saygı ile korkarlar; Allah´ tan baska hic kimseden korkmazlar. Hesab gorucu olarak da Allah yeter
Surah Al-Ahzab, Verse 39
مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَآ أَحَدٖ مِّن رِّجَالِكُمۡ وَلَٰكِن رَّسُولَ ٱللَّهِ وَخَاتَمَ ٱلنَّبِيِّـۧنَۗ وَكَانَ ٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا
Muhammed, sizin adamlarınızdan hic birinin babası degildir; fakat O, Allah´ın Resulu ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her seyi layıkıyla bilendir
Surah Al-Ahzab, Verse 40
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ ذِكۡرٗا كَثِيرٗا
Ey iman edenler! Allah´ı cokca anın
Surah Al-Ahzab, Verse 41
وَسَبِّحُوهُ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلًا
Sabah ve aksam O´nu tesbih edin
Surah Al-Ahzab, Verse 42
هُوَ ٱلَّذِي يُصَلِّي عَلَيۡكُمۡ وَمَلَـٰٓئِكَتُهُۥ لِيُخۡرِجَكُم مِّنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِۚ وَكَانَ بِٱلۡمُؤۡمِنِينَ رَحِيمٗا
O Allah ki, sizi karanlıklardan aydınlıga cıkarmak icin, O da, melekleri de uzerinize rahmet ve gufran indirir. O, mu´minlere oldukca merhametlidir
Surah Al-Ahzab, Verse 43
تَحِيَّتُهُمۡ يَوۡمَ يَلۡقَوۡنَهُۥ سَلَٰمٞۚ وَأَعَدَّ لَهُمۡ أَجۡرٗا كَرِيمٗا
O´na kavusacakları gun saglık ve esenlik dilekleri, «Selam»dır. Allah onlara cok serefli, goz-gonul doldurucu mukafat hazırlamıstır
Surah Al-Ahzab, Verse 44
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِنَّآ أَرۡسَلۡنَٰكَ شَٰهِدٗا وَمُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا
Ey Peygamber! Suphesiz ki biz seni sahid, mujdeci, uyarıcı : Allah´ın izniyle O´nun (yoluna) cagrıcı ve aydınlatıcı bir kandil olarak gonderdik
Surah Al-Ahzab, Verse 45
وَدَاعِيًا إِلَى ٱللَّهِ بِإِذۡنِهِۦ وَسِرَاجٗا مُّنِيرٗا
Ey Peygamber! Suphesiz ki biz seni sahid, mujdeci, uyarıcı : Allah´ın izniyle O´nun (yoluna) cagrıcı ve aydınlatıcı bir kandil olarak gonderdik
Surah Al-Ahzab, Verse 46
وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ بِأَنَّ لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ فَضۡلٗا كَبِيرٗا
Mu´minleri, Allah´tan kendilerine buyuk sevaplar ve ustunluklerle mujdele
Surah Al-Ahzab, Verse 47
وَلَا تُطِعِ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَدَعۡ أَذَىٰهُمۡ وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلٗا
Sakın kafirlere ve munafıklara uyma ! Eziyetlerine aldırıs etme. Allah´a guvenip dayan. Vekil olarak Allah yeter
Surah Al-Ahzab, Verse 48
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا نَكَحۡتُمُ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ طَلَّقۡتُمُوهُنَّ مِن قَبۡلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمۡ عَلَيۡهِنَّ مِنۡ عِدَّةٖ تَعۡتَدُّونَهَاۖ فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحٗا جَمِيلٗا
Ey iman edenler! Iman eden kadınları nikahladıktan sonra kendilerine henuz dokunmadan (cinsel yaklasma ve ona itici bir davranısta bulunmadan) bosayacak olursanız, artık sizin icin onlar hakkında sayacagınız i d d e t (ser´i bekleme suresi) yoktur. Onları gecimlikle yararlandırın ve guzel bir sekilde salıverin
Surah Al-Ahzab, Verse 49
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِنَّآ أَحۡلَلۡنَا لَكَ أَزۡوَٰجَكَ ٱلَّـٰتِيٓ ءَاتَيۡتَ أُجُورَهُنَّ وَمَا مَلَكَتۡ يَمِينُكَ مِمَّآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَيۡكَ وَبَنَاتِ عَمِّكَ وَبَنَاتِ عَمَّـٰتِكَ وَبَنَاتِ خَالِكَ وَبَنَاتِ خَٰلَٰتِكَ ٱلَّـٰتِي هَاجَرۡنَ مَعَكَ وَٱمۡرَأَةٗ مُّؤۡمِنَةً إِن وَهَبَتۡ نَفۡسَهَا لِلنَّبِيِّ إِنۡ أَرَادَ ٱلنَّبِيُّ أَن يَسۡتَنكِحَهَا خَالِصَةٗ لَّكَ مِن دُونِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۗ قَدۡ عَلِمۡنَا مَا فَرَضۡنَا عَلَيۡهِمۡ فِيٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ وَمَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ لِكَيۡلَا يَكُونَ عَلَيۡكَ حَرَجٞۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Ey Peygamber! Suphesiz ki biz, mehirlerini verdigin eslerini ve Allah´ın savas ganimetinden elin altına verdigi cariyeleri; seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halaların kızlarını, dayın kızlarını, teyzelerin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca mu´min bir kadın (mehirsiz olarak) kendini peygambere bagıslar, peygamber de onunla evlenmeyi arzu ederse, onu, mu´minlere degil de sadece sana has bir hukum olarak helal kıldık. Biz, mu´minlere, esleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldıgımızı biliriz. Bu (hukum) sana bir sıkıntı ve sakınca olmamak icindir. Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah Al-Ahzab, Verse 50
۞تُرۡجِي مَن تَشَآءُ مِنۡهُنَّ وَتُـٔۡوِيٓ إِلَيۡكَ مَن تَشَآءُۖ وَمَنِ ٱبۡتَغَيۡتَ مِمَّنۡ عَزَلۡتَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكَۚ ذَٰلِكَ أَدۡنَىٰٓ أَن تَقَرَّ أَعۡيُنُهُنَّ وَلَا يَحۡزَنَّ وَيَرۡضَيۡنَ بِمَآ ءَاتَيۡتَهُنَّ كُلُّهُنَّۚ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا فِي قُلُوبِكُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَلِيمٗا
(Ey Peygamber! Giyimkusam hususunda seni uzen) eslerinden diledigini uzaklastırır, diledigini yanına alıp barındırırsın. Ayrılıp uzak kaldıgın eslerinden de diledigini almanda sana bir sakınca yoktur. Bu tutum, onların gozlerinin aydın olması, uzulmeyip hepsine verdigine karsılık hosnud kalmalarına en uygun, en yakın (care) olanıdır. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah bilendir ve Halim´dir (=her seyi sabır ve rahmetinin yumusaklıgı ve lutfunun inceligile yurutendir)
Surah Al-Ahzab, Verse 51
لَّا يَحِلُّ لَكَ ٱلنِّسَآءُ مِنۢ بَعۡدُ وَلَآ أَن تَبَدَّلَ بِهِنَّ مِنۡ أَزۡوَٰجٖ وَلَوۡ أَعۡجَبَكَ حُسۡنُهُنَّ إِلَّا مَا مَلَكَتۡ يَمِينُكَۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ رَّقِيبٗا
(Ey Peygamber!) Bundan boyle kadın almak sana helal olmaz. Onlardan birini baska eslerle —guzellikleri senin hosuna gitse bile— degistirmen de helal degildir. Ancak sahip oldugun cariyeler mustesna. Allah her seyi gorup gozetendir
Surah Al-Ahzab, Verse 52
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَدۡخُلُواْ بُيُوتَ ٱلنَّبِيِّ إِلَّآ أَن يُؤۡذَنَ لَكُمۡ إِلَىٰ طَعَامٍ غَيۡرَ نَٰظِرِينَ إِنَىٰهُ وَلَٰكِنۡ إِذَا دُعِيتُمۡ فَٱدۡخُلُواْ فَإِذَا طَعِمۡتُمۡ فَٱنتَشِرُواْ وَلَا مُسۡتَـٔۡنِسِينَ لِحَدِيثٍۚ إِنَّ ذَٰلِكُمۡ كَانَ يُؤۡذِي ٱلنَّبِيَّ فَيَسۡتَحۡيِۦ مِنكُمۡۖ وَٱللَّهُ لَا يَسۡتَحۡيِۦ مِنَ ٱلۡحَقِّۚ وَإِذَا سَأَلۡتُمُوهُنَّ مَتَٰعٗا فَسۡـَٔلُوهُنَّ مِن وَرَآءِ حِجَابٖۚ ذَٰلِكُمۡ أَطۡهَرُ لِقُلُوبِكُمۡ وَقُلُوبِهِنَّۚ وَمَا كَانَ لَكُمۡ أَن تُؤۡذُواْ رَسُولَ ٱللَّهِ وَلَآ أَن تَنكِحُوٓاْ أَزۡوَٰجَهُۥ مِنۢ بَعۡدِهِۦٓ أَبَدًاۚ إِنَّ ذَٰلِكُمۡ كَانَ عِندَ ٱللَّهِ عَظِيمًا
Ey iman edenler! Peygamberin evlerine, yemege izin verilmeksizin, vaktine de bakılmaksızın girmeyin. Ancak davet edildiginizde girin, yemek yediginizden hemen sonra dagılın. Soz ve sohbette bulunmak icin de izinsiz girmeyin. Suphesiz ki bu gibi davranıslarınız Peygamberi uzuyor, sizden utanıp bir sey de demiyor. Ama Allah, hakkı soylemekten cekinmez. Peygamberin eslerinden ise yarar bir sey sormak istediginiz zaman perde arkasından kendilerinden sorun ; bu olcude hareket etmeniz hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri icin daha temiz, daha nezihtir. Allah´ın Peygamberini incitmeniz ve kendisinden sonra O´nun esleriyle evlenmeniz size asla helal degildir. Boyle bir sey yapmanız Allah yanında cok buyuk (bir gunah)tır
Surah Al-Ahzab, Verse 53
إِن تُبۡدُواْ شَيۡـًٔا أَوۡ تُخۡفُوهُ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا
Bir seyi acıklar veya gizlerseniz, (bilin ki) Allah her seyi bilendir
Surah Al-Ahzab, Verse 54
لَّا جُنَاحَ عَلَيۡهِنَّ فِيٓ ءَابَآئِهِنَّ وَلَآ أَبۡنَآئِهِنَّ وَلَآ إِخۡوَٰنِهِنَّ وَلَآ أَبۡنَآءِ إِخۡوَٰنِهِنَّ وَلَآ أَبۡنَآءِ أَخَوَٰتِهِنَّ وَلَا نِسَآئِهِنَّ وَلَا مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُنَّۗ وَٱتَّقِينَ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدًا
(Peygamberin eslerine ve diger Musluman) kadınlara, babaları, ogulları, kardesleri, kardeslerinin ogulları, kızkardeslerinin ogullan, Musluman kadınları ve sahip oldukları cariyeleri hakkında bir sakınca ve vebal yoktur. Ey kadınlar! Allah´tan korkup (iffetinizi ve vakarınızı) sakının. Suphesiz ki Allah her seye (yeterince) sahiddir
Surah Al-Ahzab, Verse 55
إِنَّ ٱللَّهَ وَمَلَـٰٓئِكَتَهُۥ يُصَلُّونَ عَلَى ٱلنَّبِيِّۚ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ صَلُّواْ عَلَيۡهِ وَسَلِّمُواْ تَسۡلِيمًا
Muhakkak Allah ve melekleri Peygamber´e salat ederler. Ey iman edenler! Siz de O´na cokca salat-u selam getirin
Surah Al-Ahzab, Verse 56
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُؤۡذُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ لَعَنَهُمُ ٱللَّهُ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِ وَأَعَدَّ لَهُمۡ عَذَابٗا مُّهِينٗا
Onlar ki Allah´a ve Peygamberine eziyet ederler, Allah Dunya´da da, Ahiret´te de onlara lanet etmis ve onlar icin asagılayıcı, horlayıcı bir azab hazırlamıstır
Surah Al-Ahzab, Verse 57
وَٱلَّذِينَ يُؤۡذُونَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ بِغَيۡرِ مَا ٱكۡتَسَبُواْ فَقَدِ ٱحۡتَمَلُواْ بُهۡتَٰنٗا وَإِثۡمٗا مُّبِينٗا
Mu´min erkeklere ve mu´min kadınlara, islemedikleri bir suc ve gunah sebebiyle eziyet edenler ise, cidden iftira ve acık bir gunah yuklenmislerdir
Surah Al-Ahzab, Verse 58
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ قُل لِّأَزۡوَٰجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَآءِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ يُدۡنِينَ عَلَيۡهِنَّ مِن جَلَٰبِيبِهِنَّۚ ذَٰلِكَ أَدۡنَىٰٓ أَن يُعۡرَفۡنَ فَلَا يُؤۡذَيۡنَۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Ey Peygamber! Kendi eslerine, kızlarına ve Musluman kadınlarına de ki: Dıs elbiselerini uzerlerine alıp ortunsunler. Bu onların (iffetli) tanınmalarına, eziyet edilmemelerine daha uygun olanıdır. Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah Al-Ahzab, Verse 59
۞لَّئِن لَّمۡ يَنتَهِ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ وَٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡمُرۡجِفُونَ فِي ٱلۡمَدِينَةِ لَنُغۡرِيَنَّكَ بِهِمۡ ثُمَّ لَا يُجَاوِرُونَكَ فِيهَآ إِلَّا قَلِيلٗا
Munafıklar, kalblerinde (fitne ve fesad gibi) hastalık bulunanlar ve Medine´de olmadık fena haberleri yayanlar, eger bu huylarından vazgecmezlerse, and olsun ki, seni uzerlerine caydırıcı olarak gondeririz, sonra da Medine´de senin komsulugunda pek az bir sure kalabilirler
Surah Al-Ahzab, Verse 60
مَّلۡعُونِينَۖ أَيۡنَمَا ثُقِفُوٓاْ أُخِذُواْ وَقُتِّلُواْ تَقۡتِيلٗا
Lanete ugramıslardır. Nerede bulunurlarsa yakalanıp oldurulurler de oldurulurler
Surah Al-Ahzab, Verse 61
سُنَّةَ ٱللَّهِ فِي ٱلَّذِينَ خَلَوۡاْ مِن قَبۡلُۖ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ ٱللَّهِ تَبۡدِيلٗا
(Bu), Allah´ın daha onceleri de gelip gecenler hakkında uygulanagelen sunnetidir. Ve sen, elbette Allah´ın Sunneti´nde bir degisiklik bulamazsın
Surah Al-Ahzab, Verse 62
يَسۡـَٔلُكَ ٱلنَّاسُ عَنِ ٱلسَّاعَةِۖ قُلۡ إِنَّمَا عِلۡمُهَا عِندَ ٱللَّهِۚ وَمَا يُدۡرِيكَ لَعَلَّ ٱلسَّاعَةَ تَكُونُ قَرِيبًا
Insanlar, sana Kıyamet´in kopus saatinden soruyorlar. De ki: Ona ait bilgi ancak Allah´ın yanındadır. Ne bilirsin, belki de onun kopus saati yakın olabilir
Surah Al-Ahzab, Verse 63
إِنَّ ٱللَّهَ لَعَنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَأَعَدَّ لَهُمۡ سَعِيرًا
Suphesiz ki Allah, kafirleri lanetlemis ve onlara cılgın alevli bir ates hazırlamıstır
Surah Al-Ahzab, Verse 64
خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ لَّا يَجِدُونَ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا
Orada ebedi kalıcılardır; ne bir dost ve sahip cıkan, ne de bir yardımcı bulabilirler
Surah Al-Ahzab, Verse 65
يَوۡمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمۡ فِي ٱلنَّارِ يَقُولُونَ يَٰلَيۡتَنَآ أَطَعۡنَا ٱللَّهَ وَأَطَعۡنَا ٱلرَّسُولَا۠
Bir gunde ki, yuzleri atese cevrilir de, «Ah keske Allah´a itaat etseydik, Peygambere uysaydık!» derler
Surah Al-Ahzab, Verse 66
وَقَالُواْ رَبَّنَآ إِنَّآ أَطَعۡنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَآءَنَا فَأَضَلُّونَا ٱلسَّبِيلَا۠
Ve dediler ki: «Ey Rabbimiz! Dogrusu biz efendilerimize ve buyuklerimize uyduk, onlar da bizi sasırtıp yolumuzu saptırdılar
Surah Al-Ahzab, Verse 67
رَبَّنَآ ءَاتِهِمۡ ضِعۡفَيۡنِ مِنَ ٱلۡعَذَابِ وَٱلۡعَنۡهُمۡ لَعۡنٗا كَبِيرٗا
Ey Rabbimiz! Onlara azabdan iki kat ver de onları buyuk bir lanet ile lanetle.»
Surah Al-Ahzab, Verse 68
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ ءَاذَوۡاْ مُوسَىٰ فَبَرَّأَهُ ٱللَّهُ مِمَّا قَالُواْۚ وَكَانَ عِندَ ٱللَّهِ وَجِيهٗا
Ey iman edenler! Musa´ya eziyet edenler gibi olmayın; Allah, Musa´yı onların dediklerinden temiz tutup uzaklastırdı. O, Allah katında degerli ve itibarlı idi
Surah Al-Ahzab, Verse 69
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَقُولُواْ قَوۡلٗا سَدِيدٗا
Ey iman edenler! Allah´tan korkun (Peygamberi incitmekten) sakının ve hep dogru soz soyleyin ki
Surah Al-Ahzab, Verse 70
يُصۡلِحۡ لَكُمۡ أَعۡمَٰلَكُمۡ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡ ذُنُوبَكُمۡۗ وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَقَدۡ فَازَ فَوۡزًا عَظِيمًا
Allah islerinizi sizin icin duzeltip yararlı duruma getirsin; gunahlarınızı bagıslasın. Kim Allah´a ve Peygamberine itaat ederse, gercekten o, buyuk bir kurtulusa ermistir
Surah Al-Ahzab, Verse 71
إِنَّا عَرَضۡنَا ٱلۡأَمَانَةَ عَلَى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَٱلۡجِبَالِ فَأَبَيۡنَ أَن يَحۡمِلۡنَهَا وَأَشۡفَقۡنَ مِنۡهَا وَحَمَلَهَا ٱلۡإِنسَٰنُۖ إِنَّهُۥ كَانَ ظَلُومٗا جَهُولٗا
Suphesiz ki biz emaneti goklere, yere ve daglara sunduk, onu yuklenmeye yanasmadılar, ondan korkup titrediler; insan onu yuklendi ; suphesiz ki o, cok zalim ve cok cahildir
Surah Al-Ahzab, Verse 72
لِّيُعَذِّبَ ٱللَّهُ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقَٰتِ وَٱلۡمُشۡرِكِينَ وَٱلۡمُشۡرِكَٰتِ وَيَتُوبَ ٱللَّهُ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمَۢا
Sunun icin ki, Allah, ikiyuzlu donek erkeklerle, ikiyuzlu donek kadınlara; Allah´a ortak kosan erkeklere, Allah´a ortak kosan kadınlara azab edecek ve iman eden erkeklerin, iman eden kadınların tevbesini kabul edecek. Allah, cok bagıslayan, cok merhamet edendir
Surah Al-Ahzab, Verse 73