Surah Al-Ahzab - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ ٱتَّقِ ٱللَّهَ وَلَا تُطِعِ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقِينَۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمٗا
Ey peygamber, Allahdan kork. Kafirler ve munafıklara itaat etme. Subhesiz ki Allah hakkıyle bilendir, yegane hukum ve hikmet saahibidir
Surah Al-Ahzab, Verse 1
وَٱتَّبِعۡ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٗا
Sana Rabbinden ne vahy olunuyorsa ona uy. Muhakkak ki Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdardır
Surah Al-Ahzab, Verse 2
وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلٗا
Allaha guvenib dayan. Koruyucu olarak Allah yeter
Surah Al-Ahzab, Verse 3
مَّا جَعَلَ ٱللَّهُ لِرَجُلٖ مِّن قَلۡبَيۡنِ فِي جَوۡفِهِۦۚ وَمَا جَعَلَ أَزۡوَٰجَكُمُ ٱلَّـٰٓـِٔي تُظَٰهِرُونَ مِنۡهُنَّ أُمَّهَٰتِكُمۡۚ وَمَا جَعَلَ أَدۡعِيَآءَكُمۡ أَبۡنَآءَكُمۡۚ ذَٰلِكُمۡ قَوۡلُكُم بِأَفۡوَٰهِكُمۡۖ وَٱللَّهُ يَقُولُ ٱلۡحَقَّ وَهُوَ يَهۡدِي ٱلسَّبِيلَ
Allah bir adamın icinde iki kalb yaratmadı. Kendilerinden «zıhar» yapdıgınız karılarınızı o, sizin analarınız (yerinde) tutmadı (gı gibi) evladlıklarınızı da (oz) ogullarınız (gibi) tanımadı. Bu, sizin agızlarınızdaki lafınızdır. Allah, hakkı soyler ve O, (dogru) yolu gosterir
Surah Al-Ahzab, Verse 4
ٱدۡعُوهُمۡ لِأٓبَآئِهِمۡ هُوَ أَقۡسَطُ عِندَ ٱللَّهِۚ فَإِن لَّمۡ تَعۡلَمُوٓاْ ءَابَآءَهُمۡ فَإِخۡوَٰنُكُمۡ فِي ٱلدِّينِ وَمَوَٰلِيكُمۡۚ وَلَيۡسَ عَلَيۡكُمۡ جُنَاحٞ فِيمَآ أَخۡطَأۡتُم بِهِۦ وَلَٰكِن مَّا تَعَمَّدَتۡ قُلُوبُكُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمًا
Onları babalarına nisbetle cagırın. Bu, Allah indinde daha dogrudur. Eger babalarını (n kim oldugunu) bilmiyorsanız o halde (esasen) dinde kardesleriniz (olmakla beraber) dostlarınızdır da. Hataa etdiklerinizde ise ustunuze bir vebal yokdur. Fakat kalblerinizin (kasd ve) teammud etdiginde (vebal) vardır. Allah cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir
Surah Al-Ahzab, Verse 5
ٱلنَّبِيُّ أَوۡلَىٰ بِٱلۡمُؤۡمِنِينَ مِنۡ أَنفُسِهِمۡۖ وَأَزۡوَٰجُهُۥٓ أُمَّهَٰتُهُمۡۗ وَأُوْلُواْ ٱلۡأَرۡحَامِ بَعۡضُهُمۡ أَوۡلَىٰ بِبَعۡضٖ فِي كِتَٰبِ ٱللَّهِ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُهَٰجِرِينَ إِلَّآ أَن تَفۡعَلُوٓاْ إِلَىٰٓ أَوۡلِيَآئِكُم مَّعۡرُوفٗاۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَسۡطُورٗا
O peygamber, mu´minlere oz nefislerinden evladır. Zevceleri (mu´minlerin) analarıdır. Akrabaa da Allahın kitabında birbirine diger mu´minlerden ve Muhacirlerden daha yakındırlar. Su kadar ki dostlarınız icin her hangi bir iyilikde bulunmanız mustesna. Bu, kitabda yazılıdır
Surah Al-Ahzab, Verse 6
وَإِذۡ أَخَذۡنَا مِنَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ مِيثَٰقَهُمۡ وَمِنكَ وَمِن نُّوحٖ وَإِبۡرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ وَعِيسَى ٱبۡنِ مَرۡيَمَۖ وَأَخَذۡنَا مِنۡهُم مِّيثَٰقًا غَلِيظٗا
Hatırla o zaman» ki biz peygamberlerden misaklarını almısdık. Senden de, Nuuhdan da, Ibrahimden de, Musa ile Meryemin oglu Isadan da. (Evet) biz onlardan (oyle) sapasaglam bir misaak aldık
Surah Al-Ahzab, Verse 7
لِّيَسۡـَٔلَ ٱلصَّـٰدِقِينَ عَن صِدۡقِهِمۡۚ وَأَعَدَّ لِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابًا أَلِيمٗا
Taki (Allah) o saadıklara sadakatları sorsun. O kafirler icin pek acıklı bir azab hazırladı
Surah Al-Ahzab, Verse 8
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱذۡكُرُواْ نِعۡمَةَ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ إِذۡ جَآءَتۡكُمۡ جُنُودٞ فَأَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ رِيحٗا وَجُنُودٗا لَّمۡ تَرَوۡهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرًا
Ey iman edenler, Allahın uzerinizdeki (bunca) ni´metini hatırlayın, o zamanda ki size (dusman) ordular (ı) saldırmısdı da biz onlara karsı bir ruzgar ve sizin gormediginiz ordular gondermisdik. Allah, ne islerseniz (hepsini) hakkıyle gorendir
Surah Al-Ahzab, Verse 9
إِذۡ جَآءُوكُم مِّن فَوۡقِكُمۡ وَمِنۡ أَسۡفَلَ مِنكُمۡ وَإِذۡ زَاغَتِ ٱلۡأَبۡصَٰرُ وَبَلَغَتِ ٱلۡقُلُوبُ ٱلۡحَنَاجِرَ وَتَظُنُّونَ بِٱللَّهِ ٱلظُّنُونَا۠
O vakit onlar hem ustunuzden, hem altınızdan size gelmislerdi. O zaman gozler yılmıs, yurekler gırtlaklara dayanmısdı ve siz Allaha karsı (turlu) zanlarda bulunuyordunuz
Surah Al-Ahzab, Verse 10
هُنَالِكَ ٱبۡتُلِيَ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ وَزُلۡزِلُواْ زِلۡزَالٗا شَدِيدٗا
Iste orada mu´minler imtihaana ugratılmısdı. Siddetli bir sarsıntı ile sarsılmıslardı
Surah Al-Ahzab, Verse 11
وَإِذۡ يَقُولُ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ وَٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ مَّا وَعَدَنَا ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ إِلَّا غُرُورٗا
O vakit munafıklarla kalblerinde bir maraz bulunanlar «Allah ve Resulu bize bir aldatısdan baska bir sey va´d etmemis» diyorlardı
Surah Al-Ahzab, Verse 12
وَإِذۡ قَالَت طَّآئِفَةٞ مِّنۡهُمۡ يَـٰٓأَهۡلَ يَثۡرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمۡ فَٱرۡجِعُواْۚ وَيَسۡتَـٔۡذِنُ فَرِيقٞ مِّنۡهُمُ ٱلنَّبِيَّ يَقُولُونَ إِنَّ بُيُوتَنَا عَوۡرَةٞ وَمَا هِيَ بِعَوۡرَةٍۖ إِن يُرِيدُونَ إِلَّا فِرَارٗا
O zaman onlardan bir guruh: «Ey Yesrib ahalisi, sizin icin burada durmak yok. Hemen donun» demis (ler) di. Onlardan bir kısmı da: «Hakıykaten evleriniz acıkdır» diyorlar, peygamberden izin istiyor (lar) dı. Halbuki onlar (ın evleri) acık degildir. Onlar kacmakdan baska bir sey arzu etmiyorlardı
Surah Al-Ahzab, Verse 13
وَلَوۡ دُخِلَتۡ عَلَيۡهِم مِّنۡ أَقۡطَارِهَا ثُمَّ سُئِلُواْ ٱلۡفِتۡنَةَ لَأٓتَوۡهَا وَمَا تَلَبَّثُواْ بِهَآ إِلَّا يَسِيرٗا
Eger (Medinenin) etrafından uzerlerine girilmis olub da sonra kendilerinden fitne (cıkarmaları) istenseydi muhakkak ki bunu hemen yaparlar, bundan pek az (bir zamandan) fazla geri kalmazlardı
Surah Al-Ahzab, Verse 14
وَلَقَدۡ كَانُواْ عَٰهَدُواْ ٱللَّهَ مِن قَبۡلُ لَا يُوَلُّونَ ٱلۡأَدۡبَٰرَۚ وَكَانَ عَهۡدُ ٱللَّهِ مَسۡـُٔولٗا
Halbuki onlar, andolsun, arkalarına donmeyeceklerini daha evvel Allaha karsı teahhud de etmislerdi. Allaha verilen soz (u nakz edenler) mes´uldur
Surah Al-Ahzab, Verse 15
قُل لَّن يَنفَعَكُمُ ٱلۡفِرَارُ إِن فَرَرۡتُم مِّنَ ٱلۡمَوۡتِ أَوِ ٱلۡقَتۡلِ وَإِذٗا لَّا تُمَتَّعُونَ إِلَّا قَلِيلٗا
(Habibim) de ki: «Eger olmekden, yahud oldurulmekden kacıyorsanız, firarınız size asla faide vermez. O takdirde bile pek az bir (zaman) dan fazla faidelenemezsiniz»
Surah Al-Ahzab, Verse 16
قُلۡ مَن ذَا ٱلَّذِي يَعۡصِمُكُم مِّنَ ٱللَّهِ إِنۡ أَرَادَ بِكُمۡ سُوٓءًا أَوۡ أَرَادَ بِكُمۡ رَحۡمَةٗۚ وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا
De ki: «Size bir fenalık dilerse Allahdan sizi koruyacak, yahud size bir rahmet dilerse (Ona mani´ olacak) kimdir»? Onlar kendileri icin Allahdan baska hicbir yar ve hicbir yardımcı bulamazlar
Surah Al-Ahzab, Verse 17
۞قَدۡ يَعۡلَمُ ٱللَّهُ ٱلۡمُعَوِّقِينَ مِنكُمۡ وَٱلۡقَآئِلِينَ لِإِخۡوَٰنِهِمۡ هَلُمَّ إِلَيۡنَاۖ وَلَا يَأۡتُونَ ٱلۡبَأۡسَ إِلَّا قَلِيلًا
Allah, icinizden (insanları Resulullahdan) geri bırakanları, kardeslerine (yaranına): «Bize gelin» diyenleri muhakkak biliyor. Bunların pek azından baskası harbe gelmezler
Surah Al-Ahzab, Verse 18
أَشِحَّةً عَلَيۡكُمۡۖ فَإِذَا جَآءَ ٱلۡخَوۡفُ رَأَيۡتَهُمۡ يَنظُرُونَ إِلَيۡكَ تَدُورُ أَعۡيُنُهُمۡ كَٱلَّذِي يُغۡشَىٰ عَلَيۡهِ مِنَ ٱلۡمَوۡتِۖ فَإِذَا ذَهَبَ ٱلۡخَوۡفُ سَلَقُوكُم بِأَلۡسِنَةٍ حِدَادٍ أَشِحَّةً عَلَى ٱلۡخَيۡرِۚ أُوْلَـٰٓئِكَ لَمۡ يُؤۡمِنُواْ فَأَحۡبَطَ ٱللَّهُ أَعۡمَٰلَهُمۡۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٗا
(Gelseler de) size karsı (yardımda) pek cimri adamlar olarak (gelirler). Hele kendilerine korku catdı mı, onların olumden ustune baygınlık cokmus kimseler gibi gozleri donerek, sana bakdıklarını gorursun. O korku gidince ise hayra karsı pek duskun adamlar tavriyle, sizi keskin dilleriyle incitirler. Onlar (hakıykatde) iman etmemislerdir. Bundan dolayı Allah onların amellerini hice indirmisdir. Bu, Allaha gore kolaydır
Surah Al-Ahzab, Verse 19
يَحۡسَبُونَ ٱلۡأَحۡزَابَ لَمۡ يَذۡهَبُواْۖ وَإِن يَأۡتِ ٱلۡأَحۡزَابُ يَوَدُّواْ لَوۡ أَنَّهُم بَادُونَ فِي ٱلۡأَعۡرَابِ يَسۡـَٔلُونَ عَنۡ أَنۢبَآئِكُمۡۖ وَلَوۡ كَانُواْ فِيكُم مَّا قَٰتَلُوٓاْ إِلَّا قَلِيلٗا
Bunlar (dusman) kıt´alar (ı Mekkeden) gitmediler sanıyorlardı. Eger o kıt´alar (bir daha) gelirse collerde, bedeviler icinde bulunub size aaid haberleri sormalarını isteyecekler, sayed icinizde bulunurlarsa (cok degil), ancak pek az doguseceklerdir
Surah Al-Ahzab, Verse 20
لَّقَدۡ كَانَ لَكُمۡ فِي رَسُولِ ٱللَّهِ أُسۡوَةٌ حَسَنَةٞ لِّمَن كَانَ يَرۡجُواْ ٱللَّهَ وَٱلۡيَوۡمَ ٱلۡأٓخِرَ وَذَكَرَ ٱللَّهَ كَثِيرٗا
Andolsun ki Resulullahda sizin icin, Allahı ve ahiret gununu umar olanlar ve Allahı cok zikredenler icin guzel bir (imtisal) numunemi) vardır
Surah Al-Ahzab, Verse 21
وَلَمَّا رَءَا ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ٱلۡأَحۡزَابَ قَالُواْ هَٰذَا مَا وَعَدَنَا ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَصَدَقَ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥۚ وَمَا زَادَهُمۡ إِلَّآ إِيمَٰنٗا وَتَسۡلِيمٗا
Mu´minler (dusman) orduları (nı) gorunce: «Iste bu, Allahın ve Resulunun bize va´d etdigi seydir. Allah ve peygamberi dogru soylemisdir» dediler. (Bu), onların imanlarını, teslimiyyetlerini artırmakdan baska bir sey yapmadı
Surah Al-Ahzab, Verse 22
مِّنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ رِجَالٞ صَدَقُواْ مَا عَٰهَدُواْ ٱللَّهَ عَلَيۡهِۖ فَمِنۡهُم مَّن قَضَىٰ نَحۡبَهُۥ وَمِنۡهُم مَّن يَنتَظِرُۖ وَمَا بَدَّلُواْ تَبۡدِيلٗا
Mu´minler icinde Allaha verdikleri sozde sadakat gosteren nice erler var. Iste onlardan kimi adadıgını odedi, kimi de (bunu) bekliyor. Onlar hicbir suretle (ahidlerini) degisdirmediler
Surah Al-Ahzab, Verse 23
لِّيَجۡزِيَ ٱللَّهُ ٱلصَّـٰدِقِينَ بِصِدۡقِهِمۡ وَيُعَذِّبَ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ إِن شَآءَ أَوۡ يَتُوبَ عَلَيۡهِمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Cunku Allah saadık olanları sadakatları sebebiyle mukafatlandıracak, munafıkları da dilerse azablandıracak, yahud onlara tevbe nasıyb edecekdir. Subhe yok ki Allah cok yarlıgayıcı, cidden esirgeyicidir
Surah Al-Ahzab, Verse 24
وَرَدَّ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِغَيۡظِهِمۡ لَمۡ يَنَالُواْ خَيۡرٗاۚ وَكَفَى ٱللَّهُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٱلۡقِتَالَۚ وَكَانَ ٱللَّهُ قَوِيًّا عَزِيزٗا
Allah, o kafirleri hicbir hayra eremedikleri halde ofkeleriyle red (ve def) etdi. Allah, muhaarebe (hususunda) mu´minlere elverdi. Allah kavidir, (her sey´e) gaalibdir
Surah Al-Ahzab, Verse 25
وَأَنزَلَ ٱلَّذِينَ ظَٰهَرُوهُم مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ مِن صَيَاصِيهِمۡ وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ ٱلرُّعۡبَ فَرِيقٗا تَقۡتُلُونَ وَتَأۡسِرُونَ فَرِيقٗا
Kitablardan olub da onlara muzaaheretde bulunanları da, yureklerine korku dusurerek, kal´alarından indirdi. Bir kısmını olduruyordunuz, bir kısmını da esir ediyordunuz
Surah Al-Ahzab, Verse 26
وَأَوۡرَثَكُمۡ أَرۡضَهُمۡ وَدِيَٰرَهُمۡ وَأَمۡوَٰلَهُمۡ وَأَرۡضٗا لَّمۡ تَطَـُٔوهَاۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٗا
Onların yerlerine, yurdlarına, mallarına ve henuz ayak basmadıgınız diger araziye de sizi mirascı yapdı. Allah her sey´e hakkıyle kaadirdir
Surah Al-Ahzab, Verse 27
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ قُل لِّأَزۡوَٰجِكَ إِن كُنتُنَّ تُرِدۡنَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا وَزِينَتَهَا فَتَعَالَيۡنَ أُمَتِّعۡكُنَّ وَأُسَرِّحۡكُنَّ سَرَاحٗا جَمِيلٗا
Ey peygamber, zevcelerine de ki: «Eger siz dunya hayatını ve onun zinet (ve ihtisam) ını arzu ediyorsanız gelin size bosanma bedellerini vereyim de hepinizi guzellikle salıvereyim
Surah Al-Ahzab, Verse 28
وَإِن كُنتُنَّ تُرِدۡنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَٱلدَّارَ ٱلۡأٓخِرَةَ فَإِنَّ ٱللَّهَ أَعَدَّ لِلۡمُحۡسِنَٰتِ مِنكُنَّ أَجۡرًا عَظِيمٗا
«Eger Allahı, peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız subhe yok ki Allah, icinizden guzel hareket edenler icin buyuk bir mukafat hazırlamısdır»
Surah Al-Ahzab, Verse 29
يَٰنِسَآءَ ٱلنَّبِيِّ مَن يَأۡتِ مِنكُنَّ بِفَٰحِشَةٖ مُّبَيِّنَةٖ يُضَٰعَفۡ لَهَا ٱلۡعَذَابُ ضِعۡفَيۡنِۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٗا
Ey peygamber zevceleri, icinizden kim acık bir terbiyesizlik ederse onun azabı iki kat artırılır. Bu, Allaha gore kolaydır
Surah Al-Ahzab, Verse 30
۞وَمَن يَقۡنُتۡ مِنكُنَّ لِلَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا نُّؤۡتِهَآ أَجۡرَهَا مَرَّتَيۡنِ وَأَعۡتَدۡنَا لَهَا رِزۡقٗا كَرِيمٗا
Sizden kim de Allaha ve peygamberine itaat eder, iyi amel (ve hareket) de bulunursa ona da mukafatını iki kerre veririz. Hem biz ona cok serefli bir rızık da hazırlamısızdır
Surah Al-Ahzab, Verse 31
يَٰنِسَآءَ ٱلنَّبِيِّ لَسۡتُنَّ كَأَحَدٖ مِّنَ ٱلنِّسَآءِ إِنِ ٱتَّقَيۡتُنَّۚ فَلَا تَخۡضَعۡنَ بِٱلۡقَوۡلِ فَيَطۡمَعَ ٱلَّذِي فِي قَلۡبِهِۦ مَرَضٞ وَقُلۡنَ قَوۡلٗا مَّعۡرُوفٗا
Ey peygamber kadınları, siz (diger) kadınlardan (her hangi) biri gibi degilsiniz. Eger (Allahdan) korkuyorsanız (size yabancı olan erkeklere) yumusak soylemeyin. Sonra kalbinde bir maraz bulunanlar tamaa duser (ler). Sozu ma´ruf vech ile (ve agır baslı) soyleyin
Surah Al-Ahzab, Verse 32
وَقَرۡنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجۡنَ تَبَرُّجَ ٱلۡجَٰهِلِيَّةِ ٱلۡأُولَىٰۖ وَأَقِمۡنَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتِينَ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِعۡنَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓۚ إِنَّمَا يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُذۡهِبَ عَنكُمُ ٱلرِّجۡسَ أَهۡلَ ٱلۡبَيۡتِ وَيُطَهِّرَكُمۡ تَطۡهِيرٗا
(Vakaar ile) evlerinizde oturun. Evvelki cahiliyyet (devri kadınlarının kırıla dokule, suslerini gostere gostere) yuruyusu gibi yurumeyin. Namazı dosdogru kılın. Zekatı verin. Allaha ve Resulune itaat edin. Ey ehl-i Beyt, Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler
Surah Al-Ahzab, Verse 33
وَٱذۡكُرۡنَ مَا يُتۡلَىٰ فِي بُيُوتِكُنَّ مِنۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ وَٱلۡحِكۡمَةِۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ لَطِيفًا خَبِيرًا
Allah´ın evlerinizde okunub duran ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Subhesiz ki Allah her sey´in ic yuzunu bilendir, (her seyden) hakkıyle haberdardır
Surah Al-Ahzab, Verse 34
إِنَّ ٱلۡمُسۡلِمِينَ وَٱلۡمُسۡلِمَٰتِ وَٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ وَٱلۡقَٰنِتِينَ وَٱلۡقَٰنِتَٰتِ وَٱلصَّـٰدِقِينَ وَٱلصَّـٰدِقَٰتِ وَٱلصَّـٰبِرِينَ وَٱلصَّـٰبِرَٰتِ وَٱلۡخَٰشِعِينَ وَٱلۡخَٰشِعَٰتِ وَٱلۡمُتَصَدِّقِينَ وَٱلۡمُتَصَدِّقَٰتِ وَٱلصَّـٰٓئِمِينَ وَٱلصَّـٰٓئِمَٰتِ وَٱلۡحَٰفِظِينَ فُرُوجَهُمۡ وَٱلۡحَٰفِظَٰتِ وَٱلذَّـٰكِرِينَ ٱللَّهَ كَثِيرٗا وَٱلذَّـٰكِرَٰتِ أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُم مَّغۡفِرَةٗ وَأَجۡرًا عَظِيمٗا
Subhesiz ki (Allahın emrine) ram olan erkeklerle (Allahın emrine) ram olan kadınlar, iman eden erkeklerle iman eden kadınlar, taate devam eden erkeklerle taate devam eden kadınlar, saadık erkeklerle saadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, mutevazi olan erkeklerle mutevazi olan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruc tutan erkeklerle oruc tutan kadınlar, gizli yerlerini (haramdan) koruyan erkeklerle gizli yerlerini (haramdan) koruyan kadınlar, Allahı cok zikreden erkeklerle (Allahı) cok zikreden kadınlar (iste) bunlar icin Allah magfiret ve buyuk mukafat (lar) hazırlamısdır
Surah Al-Ahzab, Verse 35
وَمَا كَانَ لِمُؤۡمِنٖ وَلَا مُؤۡمِنَةٍ إِذَا قَضَى ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥٓ أَمۡرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ ٱلۡخِيَرَةُ مِنۡ أَمۡرِهِمۡۗ وَمَن يَعۡصِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَقَدۡ ضَلَّ ضَلَٰلٗا مُّبِينٗا
Allah ve peygamberi bir ise hukum etdigi zaman gerek mu´min olan bir erkek, gerek mu´min olan bir kadın icin (ona aykırı olacak) islerinde kendilerine muhayyerlik yokdur. Kim Allaha ve Resulune isyan ederse muhakkak ki o, apacık bir sapıklıkla yolunu sapıtmısdır
Surah Al-Ahzab, Verse 36
وَإِذۡ تَقُولُ لِلَّذِيٓ أَنۡعَمَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِ وَأَنۡعَمۡتَ عَلَيۡهِ أَمۡسِكۡ عَلَيۡكَ زَوۡجَكَ وَٱتَّقِ ٱللَّهَ وَتُخۡفِي فِي نَفۡسِكَ مَا ٱللَّهُ مُبۡدِيهِ وَتَخۡشَى ٱلنَّاسَ وَٱللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخۡشَىٰهُۖ فَلَمَّا قَضَىٰ زَيۡدٞ مِّنۡهَا وَطَرٗا زَوَّجۡنَٰكَهَا لِكَيۡ لَا يَكُونَ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ حَرَجٞ فِيٓ أَزۡوَٰجِ أَدۡعِيَآئِهِمۡ إِذَا قَضَوۡاْ مِنۡهُنَّ وَطَرٗاۚ وَكَانَ أَمۡرُ ٱللَّهِ مَفۡعُولٗا
(Habibim) hatırla o zamanı ki Allahın kendisine ni´met verdigi ve senin de yine kendisine lutufta bulundugun zate sen: «Zevceni uhdende tut. Allahdan kork» diyordun da Allahın acıga cıkarıcısı oldugu sey´i icinde gizliyor, insanlar (ın dedi kodusun) dan korkuyordun. Halbuki Allah kendisinden korkmana daha cok layıkdı. Simdi mademki Zeyd o kadından ilisigini kesdi, biz onu sana zevce yapdık. Taki ogullarının kendilerinden iliskilerini kesdikleri zevceler (ini almakda) mu´minler uzerine gunah olmasın. Allahın emri yerine getirilmisdir
Surah Al-Ahzab, Verse 37
مَّا كَانَ عَلَى ٱلنَّبِيِّ مِنۡ حَرَجٖ فِيمَا فَرَضَ ٱللَّهُ لَهُۥۖ سُنَّةَ ٱللَّهِ فِي ٱلَّذِينَ خَلَوۡاْ مِن قَبۡلُۚ وَكَانَ أَمۡرُ ٱللَّهِ قَدَرٗا مَّقۡدُورًا
Peygamberlerin ustune Allahın, farz etdigi herhangi bir sey (i ifa etmesin) de hicbir vebal olmaz. (Nitekim) daha evvel gecmis (peygamber) lerde de Allah bu aadeti (bir kanun yapmısdır). Allahın emri, behemehal yerini bulan bir kaderdir
Surah Al-Ahzab, Verse 38
ٱلَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَٰلَٰتِ ٱللَّهِ وَيَخۡشَوۡنَهُۥ وَلَا يَخۡشَوۡنَ أَحَدًا إِلَّا ٱللَّهَۗ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ حَسِيبٗا
O (Peygamberler); Allahın gonderdiklerini teblig edenler, Ondan korkanlar, Allahdan baska hicbir kimseden kocunmayanlardı. Hesab gorucu olarak Allah yeter
Surah Al-Ahzab, Verse 39
مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَآ أَحَدٖ مِّن رِّجَالِكُمۡ وَلَٰكِن رَّسُولَ ٱللَّهِ وَخَاتَمَ ٱلنَّبِيِّـۧنَۗ وَكَانَ ٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا
Muhammed, adamlarınızdan hic birinin babası degildir. Fakat Allahın Resulu ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her sey´i hakkıyle bilendir
Surah Al-Ahzab, Verse 40
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ ذِكۡرٗا كَثِيرٗا
Ey iman edenler, Allahı cok zikredin
Surah Al-Ahzab, Verse 41
وَسَبِّحُوهُ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلًا
Onu sabah, aksam tesbih (ve tenzih) edin
Surah Al-Ahzab, Verse 42
هُوَ ٱلَّذِي يُصَلِّي عَلَيۡكُمۡ وَمَلَـٰٓئِكَتُهُۥ لِيُخۡرِجَكُم مِّنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِۚ وَكَانَ بِٱلۡمُؤۡمِنِينَ رَحِيمٗا
O, sizi karanlıklardan nuura cıkarmak icin uzerinize, melekleriyle beraber, rahmet (ini rayegan) edendir. O, mu´minleri cok esirgeyicidir
Surah Al-Ahzab, Verse 43
تَحِيَّتُهُمۡ يَوۡمَ يَلۡقَوۡنَهُۥ سَلَٰمٞۚ وَأَعَدَّ لَهُمۡ أَجۡرٗا كَرِيمٗا
Kendisine kavusacakları gun onlara edecegi saglık dilegi selamdır. (Allah) onlar icin cok serefli mukafat hazırlamısdır
Surah Al-Ahzab, Verse 44
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِنَّآ أَرۡسَلۡنَٰكَ شَٰهِدٗا وَمُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا
Ey peygamber, biz seni hakıykaten bir sahid, bir mujdeci ve bir korkutucu ve Allaha, Onun emir (ve teysiri) ile bir da´vetci ve nuur sacan bir kandil olarak gonderdik
Surah Al-Ahzab, Verse 45
وَدَاعِيًا إِلَى ٱللَّهِ بِإِذۡنِهِۦ وَسِرَاجٗا مُّنِيرٗا
Ey peygamber, biz seni hakıykaten bir sahid, bir mujdeci ve bir korkutucu ve Allaha, Onun emir (ve teysiri) ile bir da´vetci ve nuur sacan bir kandil olarak gonderdik
Surah Al-Ahzab, Verse 46
وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ بِأَنَّ لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ فَضۡلٗا كَبِيرٗا
(Habibim) Allahdan kendilerine cidden buyuk bir fazl (-u kerem inayet buyurulmus) oldugunu mu´minlere mujdele
Surah Al-Ahzab, Verse 47
وَلَا تُطِعِ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَدَعۡ أَذَىٰهُمۡ وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلٗا
Kafirlere de, munafıklara da itaat etme. Onların ezalarına (simdilik) aldırıs etme. Allaha guvenib dayan. Sıyanet edici olarak Allah yeter
Surah Al-Ahzab, Verse 48
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا نَكَحۡتُمُ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ طَلَّقۡتُمُوهُنَّ مِن قَبۡلِ أَن تَمَسُّوهُنَّ فَمَا لَكُمۡ عَلَيۡهِنَّ مِنۡ عِدَّةٖ تَعۡتَدُّونَهَاۖ فَمَتِّعُوهُنَّ وَسَرِّحُوهُنَّ سَرَاحٗا جَمِيلٗا
Ey iman edenler, mu´min kadınları nikahlayıb da sonra, kendilerine dokunmadan, onları bosadıgınız zaman sizin icin uzerlerine sayacagınız bir iddet yokdur. O suretde onları faidelendirib kendilerini guzel bir sekilde salıverin
Surah Al-Ahzab, Verse 49
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِنَّآ أَحۡلَلۡنَا لَكَ أَزۡوَٰجَكَ ٱلَّـٰتِيٓ ءَاتَيۡتَ أُجُورَهُنَّ وَمَا مَلَكَتۡ يَمِينُكَ مِمَّآ أَفَآءَ ٱللَّهُ عَلَيۡكَ وَبَنَاتِ عَمِّكَ وَبَنَاتِ عَمَّـٰتِكَ وَبَنَاتِ خَالِكَ وَبَنَاتِ خَٰلَٰتِكَ ٱلَّـٰتِي هَاجَرۡنَ مَعَكَ وَٱمۡرَأَةٗ مُّؤۡمِنَةً إِن وَهَبَتۡ نَفۡسَهَا لِلنَّبِيِّ إِنۡ أَرَادَ ٱلنَّبِيُّ أَن يَسۡتَنكِحَهَا خَالِصَةٗ لَّكَ مِن دُونِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۗ قَدۡ عَلِمۡنَا مَا فَرَضۡنَا عَلَيۡهِمۡ فِيٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ وَمَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ لِكَيۡلَا يَكُونَ عَلَيۡكَ حَرَجٞۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Ey peygamber, mehirlerini verdigin zevceleri ve Allahın sana ganiymet (olarak nasıyb) etdiklerinden sag elinin malik oldugu kadınları, seninle beraber (Medineye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eger mu´min bir kadın kendisini peygambere bagıslayıb da eger peygamber de nikahla almak isterse onu — (Fakat bu sonuncusunu) diger mu´minlere degil, yalınız sana haas olmak uzere — senin icin halal kıldık. Obur (mu´min) lerin zevceleri ve sag ellerinin malik oldukları (cariyeleri) hakkında uhdelerine ne farz etmis oldugumuzu bildirdik. (Bagıs suretiyle izdivacın sana tahsıysi) senin icin hicbir darlık olmaması icindir. Allah cok yarlıgayıcıdır, cok esirgeyicidir
Surah Al-Ahzab, Verse 50
۞تُرۡجِي مَن تَشَآءُ مِنۡهُنَّ وَتُـٔۡوِيٓ إِلَيۡكَ مَن تَشَآءُۖ وَمَنِ ٱبۡتَغَيۡتَ مِمَّنۡ عَزَلۡتَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكَۚ ذَٰلِكَ أَدۡنَىٰٓ أَن تَقَرَّ أَعۡيُنُهُنَّ وَلَا يَحۡزَنَّ وَيَرۡضَيۡنَ بِمَآ ءَاتَيۡتَهُنَّ كُلُّهُنَّۚ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا فِي قُلُوبِكُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَلِيمٗا
Onlardan kimi dilersen (nevbetinden) geri bırakır, kimi de dilersen yanına alabilirsin. (Nevbetinden) geri bırakdıklarından kimi istersen (nezdine almak) da da sana gucluk yokdur. Gozleri aydın olub tasalanmamalarına ve kendilerine verdiginle hepsinin hosnud olmalarına en elverisli olan budur. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah (her sey´i) hakkıyle bilendir, ukubetde acele etmeyendir
Surah Al-Ahzab, Verse 51
لَّا يَحِلُّ لَكَ ٱلنِّسَآءُ مِنۢ بَعۡدُ وَلَآ أَن تَبَدَّلَ بِهِنَّ مِنۡ أَزۡوَٰجٖ وَلَوۡ أَعۡجَبَكَ حُسۡنُهُنَّ إِلَّا مَا مَلَكَتۡ يَمِينُكَۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ رَّقِيبٗا
Bundan sonra kadınlar (ı alman) ve bunları her hangi zevcelerle degisdirmen, guzellikleri hosuna gitse de, sana halal olmaz. Sag elinin malik oldugu (cariyeler) mustesna. Allah her sey´e hakkiyle nigehbandır
Surah Al-Ahzab, Verse 52
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَدۡخُلُواْ بُيُوتَ ٱلنَّبِيِّ إِلَّآ أَن يُؤۡذَنَ لَكُمۡ إِلَىٰ طَعَامٍ غَيۡرَ نَٰظِرِينَ إِنَىٰهُ وَلَٰكِنۡ إِذَا دُعِيتُمۡ فَٱدۡخُلُواْ فَإِذَا طَعِمۡتُمۡ فَٱنتَشِرُواْ وَلَا مُسۡتَـٔۡنِسِينَ لِحَدِيثٍۚ إِنَّ ذَٰلِكُمۡ كَانَ يُؤۡذِي ٱلنَّبِيَّ فَيَسۡتَحۡيِۦ مِنكُمۡۖ وَٱللَّهُ لَا يَسۡتَحۡيِۦ مِنَ ٱلۡحَقِّۚ وَإِذَا سَأَلۡتُمُوهُنَّ مَتَٰعٗا فَسۡـَٔلُوهُنَّ مِن وَرَآءِ حِجَابٖۚ ذَٰلِكُمۡ أَطۡهَرُ لِقُلُوبِكُمۡ وَقُلُوبِهِنَّۚ وَمَا كَانَ لَكُمۡ أَن تُؤۡذُواْ رَسُولَ ٱللَّهِ وَلَآ أَن تَنكِحُوٓاْ أَزۡوَٰجَهُۥ مِنۢ بَعۡدِهِۦٓ أَبَدًاۚ إِنَّ ذَٰلِكُمۡ كَانَ عِندَ ٱللَّهِ عَظِيمًا
Ey iman edenler, (bundan sonra) peygamberin evlerine — yemege da´vet olunmaksızın, vaktına (da) bakmaksızın — girmeyin. Fakat da´vet olundugunuz zaman girin. Yemegi yediginiz zaman dagılın. Soz dinlemek veya suhbet etmek icin de (izinsiz) girmeyin. Cunku bu, peygambere eza vermekde, o sizden utanmakdadır. Allah ise hak (kı acıklamak) dan cekinmez. Bir de onun zevcelerinden luzumlu bir sey istediginiz vakit perde ardından isteyin onlardan. Bu, hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri icin daha temizdir. Sizin, Allahın peygamberine eza vermeniz (dogru) olmadı (gı gibi) kendinden sonra zevcelerini nikahla almanız da ebedi (caiz) degildir. Bu, Allah nezdinde cok buyuk (bir gunah) dır
Surah Al-Ahzab, Verse 53
إِن تُبۡدُواْ شَيۡـًٔا أَوۡ تُخۡفُوهُ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا
Eger bir sey´i acıklar veya onu gizlerseniz suphe yok ki Allah her sey´i hakkıyle bilicidir
Surah Al-Ahzab, Verse 54
لَّا جُنَاحَ عَلَيۡهِنَّ فِيٓ ءَابَآئِهِنَّ وَلَآ أَبۡنَآئِهِنَّ وَلَآ إِخۡوَٰنِهِنَّ وَلَآ أَبۡنَآءِ إِخۡوَٰنِهِنَّ وَلَآ أَبۡنَآءِ أَخَوَٰتِهِنَّ وَلَا نِسَآئِهِنَّ وَلَا مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُنَّۗ وَٱتَّقِينَ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدًا
Onlar icin ne babaları, ne ogulları, ne biraderleri, ne biraderlerinin ogulları, ne kız kardeslerinin ogulları, ne kendi kadınları, ne de sag ellerinin malik oldukları hakkında hicbir vebal yokdur. Allahdan korkun. Cunku Allah her sey´in fevkında (hakıyki) bir sahiddir
Surah Al-Ahzab, Verse 55
إِنَّ ٱللَّهَ وَمَلَـٰٓئِكَتَهُۥ يُصَلُّونَ عَلَى ٱلنَّبِيِّۚ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ صَلُّواْ عَلَيۡهِ وَسَلِّمُواْ تَسۡلِيمًا
Subhesiz ki Allah ve melekleri o peygambere cok salat (ve tekrim) ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin, tam bir teslimiyyetle de selam verin
Surah Al-Ahzab, Verse 56
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُؤۡذُونَ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ لَعَنَهُمُ ٱللَّهُ فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِ وَأَعَدَّ لَهُمۡ عَذَابٗا مُّهِينٗا
Hakıykat, Allah ve Resulune eza edenler (yok mu?) Allah onları dunyada da, ahıretde de rahmetinden kogmus, onlara horlayıcı bir azab da hazırlamısdır
Surah Al-Ahzab, Verse 57
وَٱلَّذِينَ يُؤۡذُونَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ بِغَيۡرِ مَا ٱكۡتَسَبُواْ فَقَدِ ٱحۡتَمَلُواْ بُهۡتَٰنٗا وَإِثۡمٗا مُّبِينٗا
Erkek mu´minlerle kadın mu´minlere islemedikleri (bir gunah) yuzunden eza edenler de muhakkak bir yalan ve apacık bir gunah yuklenmis (ler) dir
Surah Al-Ahzab, Verse 58
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ قُل لِّأَزۡوَٰجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَآءِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ يُدۡنِينَ عَلَيۡهِنَّ مِن جَلَٰبِيبِهِنَّۚ ذَٰلِكَ أَدۡنَىٰٓ أَن يُعۡرَفۡنَ فَلَا يُؤۡذَيۡنَۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Ey peygamber, zevcelerine, kızlarına ve mu´minlerin kadınlarına dıs elbiselerinden ustlerine giymelerini soyle. Bu, onların tanılıb eza edilmemelerine daha uygundur. Allah cok yarlıgayıcıdır, cok esirgeyicidir
Surah Al-Ahzab, Verse 59
۞لَّئِن لَّمۡ يَنتَهِ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ وَٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٞ وَٱلۡمُرۡجِفُونَ فِي ٱلۡمَدِينَةِ لَنُغۡرِيَنَّكَ بِهِمۡ ثُمَّ لَا يُجَاوِرُونَكَ فِيهَآ إِلَّا قَلِيلٗا
Andolsun, eger munafıklar, vicdanlarında bir maraz bulunanlar, sehirde fena haberler yayanlar (bu hallerinden) vaz gecmezler) se mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat ederiz. Sonra orada seninle az bir (zamandan fazla) komsu olamazlar
Surah Al-Ahzab, Verse 60
مَّلۡعُونِينَۖ أَيۡنَمَا ثُقِفُوٓاْ أُخِذُواْ وَقُتِّلُواْ تَقۡتِيلٗا
Hepsi de Allahın rahmetinden kogulmus olarak. Nerede ele gecirilirlerse yakalanırlar onlar ve oldurulurler de oldurulurler
Surah Al-Ahzab, Verse 61
سُنَّةَ ٱللَّهِ فِي ٱلَّذِينَ خَلَوۡاْ مِن قَبۡلُۖ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ ٱللَّهِ تَبۡدِيلٗا
Daha evvel gecenler hakkında (da) Allah bu adeti (koymusdur). Allahın adetini degisdirmiye ise asla (imkan) bulamazsın
Surah Al-Ahzab, Verse 62
يَسۡـَٔلُكَ ٱلنَّاسُ عَنِ ٱلسَّاعَةِۖ قُلۡ إِنَّمَا عِلۡمُهَا عِندَ ٱللَّهِۚ وَمَا يُدۡرِيكَ لَعَلَّ ٱلسَّاعَةَ تَكُونُ قَرِيبًا
Insanlar sana o saati (n ne zaman kopacagını) sorarlar. De ki: «Onun ilmi ancak Allahın nezdindedir. Ne bilirsin, belki de o saat yakın (bir zamanda) olacakdır»
Surah Al-Ahzab, Verse 63
إِنَّ ٱللَّهَ لَعَنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَأَعَدَّ لَهُمۡ سَعِيرًا
Su muhakkak ki Allah kafirleri rahmetinden kogmus, onlara cılgın bir ates hazırlamısdır
Surah Al-Ahzab, Verse 64
خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ لَّا يَجِدُونَ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا
Kendileri orada ebedi kalıcı olarak. Onlar ne bir yar, ne de bir yardımcı bulmayacaklardır
Surah Al-Ahzab, Verse 65
يَوۡمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمۡ فِي ٱلنَّارِ يَقُولُونَ يَٰلَيۡتَنَآ أَطَعۡنَا ٱللَّهَ وَأَطَعۡنَا ٱلرَّسُولَا۠
O gun yuzleri ates evrilib cevrilirken: «Eyvah bize! Keski Allaha itaat etseydik, peygambere itaat etseydik» diyeceklerdir
Surah Al-Ahzab, Verse 66
وَقَالُواْ رَبَّنَآ إِنَّآ أَطَعۡنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَآءَنَا فَأَضَلُّونَا ٱلسَّبِيلَا۠
(Onlara tabi olanlar da o gun): «Ey Rabbimiz, hakıykat biz reislerimize ve buyuklerimize uyduk. Onlar da bizi yoldan sapdırdılar» demislerdir (diyeceklerdir)
Surah Al-Ahzab, Verse 67
رَبَّنَآ ءَاتِهِمۡ ضِعۡفَيۡنِ مِنَ ٱلۡعَذَابِ وَٱلۡعَنۡهُمۡ لَعۡنٗا كَبِيرٗا
«Ey Rabbimiz, onlara azabdan iki katını ver. Onları buyuk bir la´netle rahmetinden kog»
Surah Al-Ahzab, Verse 68
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ ءَاذَوۡاْ مُوسَىٰ فَبَرَّأَهُ ٱللَّهُ مِمَّا قَالُواْۚ وَكَانَ عِندَ ٱللَّهِ وَجِيهٗا
Ey iman edenler, siz de Musayi incitenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu dedikleri seyden temize cıkardı. O, Allah indinde yuzlu (i´tibarlı bir zat) idi
Surah Al-Ahzab, Verse 69
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَقُولُواْ قَوۡلٗا سَدِيدٗا
Ey iman edenler, Allahdan korkun ve sozu dogru soyleyin
Surah Al-Ahzab, Verse 70
يُصۡلِحۡ لَكُمۡ أَعۡمَٰلَكُمۡ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡ ذُنُوبَكُمۡۗ وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَقَدۡ فَازَ فَوۡزًا عَظِيمًا
Ki (Allah) islerinizi iyiye gotursun ve gunahlarınızı yarlıgasın. Kim Allaha ve resulune itaat ederse muhakkak ki en buyuk kurtulusla kurtulmusdur o
Surah Al-Ahzab, Verse 71
إِنَّا عَرَضۡنَا ٱلۡأَمَانَةَ عَلَى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَٱلۡجِبَالِ فَأَبَيۡنَ أَن يَحۡمِلۡنَهَا وَأَشۡفَقۡنَ مِنۡهَا وَحَمَلَهَا ٱلۡإِنسَٰنُۖ إِنَّهُۥ كَانَ ظَلُومٗا جَهُولٗا
Biz emaneti goklere, yere ve daglara arz (ve teklif) etdik de onlar bunu yuklenmekden cekindiler, bundan endiseye dusduler. Insan (a gelince: O, tutdu) bunu sırtına yukledi. Cunku o, cok zulumkar, cok cahildir
Surah Al-Ahzab, Verse 72
لِّيُعَذِّبَ ٱللَّهُ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَٱلۡمُنَٰفِقَٰتِ وَٱلۡمُشۡرِكِينَ وَٱلۡمُشۡرِكَٰتِ وَيَتُوبَ ٱللَّهُ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمَۢا
Bunun aakıbeti sudur: Allah, erkek munafıklarla kadın munafıkları, erkek musriklerle kadın musrikleri azaba ugratacak, erkek mu´minlerle kadın mu´minlerin de tevbelerini kabul edecekdir. Allah cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir
Surah Al-Ahzab, Verse 73