UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah An-Nisa - Turkish Translation by Celal Y Ld R M


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ ٱتَّقُواْ رَبَّكُمُ ٱلَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفۡسٖ وَٰحِدَةٖ وَخَلَقَ مِنۡهَا زَوۡجَهَا وَبَثَّ مِنۡهُمَا رِجَالٗا كَثِيرٗا وَنِسَآءٗۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ ٱلَّذِي تَسَآءَلُونَ بِهِۦ وَٱلۡأَرۡحَامَۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلَيۡكُمۡ رَقِيبٗا

Ey insanlar! Sizi bir tek nefs (can olan Adem)den yaratan, ondan da esini meydana getiren ve ikisinden bircok erkekler ve kadınlar ureten Rabbinize karsı gelmekten ve akrabalık (baglarını koparmak)tan sakının. Suphesiz ki, Allah uzerinizde (kusursuz) bir gozeticidir
Surah An-Nisa, Verse 1


وَءَاتُواْ ٱلۡيَتَٰمَىٰٓ أَمۡوَٰلَهُمۡۖ وَلَا تَتَبَدَّلُواْ ٱلۡخَبِيثَ بِٱلطَّيِّبِۖ وَلَا تَأۡكُلُوٓاْ أَمۡوَٰلَهُمۡ إِلَىٰٓ أَمۡوَٰلِكُمۡۚ إِنَّهُۥ كَانَ حُوبٗا كَبِيرٗا

Yetimlere mallarını verin; temizi murdara degistirmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza karıstırarak yemeyin. Cunku boyle yapmanız muhakkak ki buyuk bir vebaldir
Surah An-Nisa, Verse 2


وَإِنۡ خِفۡتُمۡ أَلَّا تُقۡسِطُواْ فِي ٱلۡيَتَٰمَىٰ فَٱنكِحُواْ مَا طَابَ لَكُم مِّنَ ٱلنِّسَآءِ مَثۡنَىٰ وَثُلَٰثَ وَرُبَٰعَۖ فَإِنۡ خِفۡتُمۡ أَلَّا تَعۡدِلُواْ فَوَٰحِدَةً أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُكُمۡۚ ذَٰلِكَ أَدۡنَىٰٓ أَلَّا تَعُولُواْ

Eger (velisi bulundugunuz) yetim kızlarla (evlenince) haklarını gozetemiyeceginizden, adalet saglayamıyacagınızdan korkarsanız, (onlarla degil) size helal olup hosunuza giden diger kadınlarla ikiser, ucer, dorder nikah ediniz. Eger bu takdirde de aralarında adalet kuramıyacagınızdan endise ederseniz bir kadınla veya elinizin altındaki cariye ile yetinin. Bu, adaletten sapmamanıza daha yakındır
Surah An-Nisa, Verse 3


وَءَاتُواْ ٱلنِّسَآءَ صَدُقَٰتِهِنَّ نِحۡلَةٗۚ فَإِن طِبۡنَ لَكُمۡ عَن شَيۡءٖ مِّنۡهُ نَفۡسٗا فَكُلُوهُ هَنِيٓـٔٗا مَّرِيٓـٔٗا

(Evlendiginiz) kadınlara mehirlerini gucluk cıkarmadan gonul rızasıyla verin. Eger onun bir kısmını kendi arzularıyla size bagıslarlarsa, onu rahatlıkla, icinize sinerek yeyin
Surah An-Nisa, Verse 4


وَلَا تُؤۡتُواْ ٱلسُّفَهَآءَ أَمۡوَٰلَكُمُ ٱلَّتِي جَعَلَ ٱللَّهُ لَكُمۡ قِيَٰمٗا وَٱرۡزُقُوهُمۡ فِيهَا وَٱكۡسُوهُمۡ وَقُولُواْ لَهُمۡ قَوۡلٗا مَّعۡرُوفٗا

Allah´ın geciminizi saglamaya destek kıldıgı mallarınızı (savurgan) beyinsizlere vermeyin; (mallarınızda yapacagınız tasarruf ve elde edeceginiz gelirle) onları besleyin, giydirin ve kendilerine orfe uygun guzel soz soyleyin
Surah An-Nisa, Verse 5


وَٱبۡتَلُواْ ٱلۡيَتَٰمَىٰ حَتَّىٰٓ إِذَا بَلَغُواْ ٱلنِّكَاحَ فَإِنۡ ءَانَسۡتُم مِّنۡهُمۡ رُشۡدٗا فَٱدۡفَعُوٓاْ إِلَيۡهِمۡ أَمۡوَٰلَهُمۡۖ وَلَا تَأۡكُلُوهَآ إِسۡرَافٗا وَبِدَارًا أَن يَكۡبَرُواْۚ وَمَن كَانَ غَنِيّٗا فَلۡيَسۡتَعۡفِفۡۖ وَمَن كَانَ فَقِيرٗا فَلۡيَأۡكُلۡ بِٱلۡمَعۡرُوفِۚ فَإِذَا دَفَعۡتُمۡ إِلَيۡهِمۡ أَمۡوَٰلَهُمۡ فَأَشۡهِدُواْ عَلَيۡهِمۡۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ حَسِيبٗا

(Himayeniz altındaki) yetimleri, evlenme cagına gelinceye kadar deneyin ; onlarda (din ve dunya islerinde, malı koruma ve bilerek harcama hususunda) bir olgunluk gorurseniz, mallarını kendilerine teslim ediniz. Buyurler de (geri alırlar) diye mallarını tezelden gereksiz harcayıp yemeyiniz. Zengin olan (vasi ya da veli) mustagni davransın ; fakir olanı ise orfe uygun sekilde yesin. Bir de yetimlerin mallarını (vakti gelip) kendilerine teslim ettiginiz zaman onlara karsı sahid tutunuz. Hesap sorucu olarak Allah yeter
Surah An-Nisa, Verse 6


لِّلرِّجَالِ نَصِيبٞ مِّمَّا تَرَكَ ٱلۡوَٰلِدَانِ وَٱلۡأَقۡرَبُونَ وَلِلنِّسَآءِ نَصِيبٞ مِّمَّا تَرَكَ ٱلۡوَٰلِدَانِ وَٱلۡأَقۡرَبُونَ مِمَّا قَلَّ مِنۡهُ أَوۡ كَثُرَۚ نَصِيبٗا مَّفۡرُوضٗا

Ana-baba ve yakın hısımların —az olsun, cok olsun— geriye bıraktıgı (mirası)ndan erkeklere bir pay; yine ana-baba ve yakın hısımların geriye bıraktıgı (mirası)ndan kadınlara bir pay vardır. Bu, farz kılınmıs belirli bir hissedir
Surah An-Nisa, Verse 7


وَإِذَا حَضَرَ ٱلۡقِسۡمَةَ أُوْلُواْ ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينُ فَٱرۡزُقُوهُم مِّنۡهُ وَقُولُواْ لَهُمۡ قَوۡلٗا مَّعۡرُوفٗا

Miras taksiminde (mirascı olmayan) hısımlar, oksuzler ve yoksullar hazır bulunursa, azık olacak olcude onlara da bir sey verin ve guzel soz soyleyin (kırıcı, incitici olmayın)
Surah An-Nisa, Verse 8


وَلۡيَخۡشَ ٱلَّذِينَ لَوۡ تَرَكُواْ مِنۡ خَلۡفِهِمۡ ذُرِّيَّةٗ ضِعَٰفًا خَافُواْ عَلَيۡهِمۡ فَلۡيَتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلۡيَقُولُواْ قَوۡلٗا سَدِيدًا

Arkalarında elleri ermez, gucleri yetmez cocuklarını bırakacak olsalardı, onlar hakkında endise duyanlar, (vasilik ettikleri yetimler hakkında da) aynı endiseyi duysunlar (ve bu hususta da) Allah´a karsı gelmekten sakınsınlar, saglam ve dogru soz soylesinler
Surah An-Nisa, Verse 9


إِنَّ ٱلَّذِينَ يَأۡكُلُونَ أَمۡوَٰلَ ٱلۡيَتَٰمَىٰ ظُلۡمًا إِنَّمَا يَأۡكُلُونَ فِي بُطُونِهِمۡ نَارٗاۖ وَسَيَصۡلَوۡنَ سَعِيرٗا

Dogrusu yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak karın dolusu ates yemis olurlar. Onlar harıl harıl yanıp yukselen bir atese gireceklerdir
Surah An-Nisa, Verse 10


يُوصِيكُمُ ٱللَّهُ فِيٓ أَوۡلَٰدِكُمۡۖ لِلذَّكَرِ مِثۡلُ حَظِّ ٱلۡأُنثَيَيۡنِۚ فَإِن كُنَّ نِسَآءٗ فَوۡقَ ٱثۡنَتَيۡنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَۖ وَإِن كَانَتۡ وَٰحِدَةٗ فَلَهَا ٱلنِّصۡفُۚ وَلِأَبَوَيۡهِ لِكُلِّ وَٰحِدٖ مِّنۡهُمَا ٱلسُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ إِن كَانَ لَهُۥ وَلَدٞۚ فَإِن لَّمۡ يَكُن لَّهُۥ وَلَدٞ وَوَرِثَهُۥٓ أَبَوَاهُ فَلِأُمِّهِ ٱلثُّلُثُۚ فَإِن كَانَ لَهُۥٓ إِخۡوَةٞ فَلِأُمِّهِ ٱلسُّدُسُۚ مِنۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٖ يُوصِي بِهَآ أَوۡ دَيۡنٍۗ ءَابَآؤُكُمۡ وَأَبۡنَآؤُكُمۡ لَا تَدۡرُونَ أَيُّهُمۡ أَقۡرَبُ لَكُمۡ نَفۡعٗاۚ فَرِيضَةٗ مِّنَ ٱللَّهِۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمٗا

Allah, cocuklarınız hakkında (miras konusunda) sunu tavsiye eder, (ilahi hukumlerini bildirir): Erkege, iki disi payı vardır. Disiler ikiden fazla ise, (erkek kardesleri de yoksa) terekenin ucte ikisini alırlar. Disi bir tane ise, (yine erkek kardesi de yoksa) terekenin yarısı onundur. Eger olenin cocugu varsa, ana-baba-dan her birine altıda bir hisse verilir. Olenin cocugu yoksa, ana-babası da kendine mirascı bulunuyorsa, anasına ucte bir, (geriye kalanı babasına) verilir. Olenin kardesleri varsa, anası altıda bir alır. Butun bunlar, olenin yaptıgı vasiyyeti ve uzerindeki borcu yerine getirildikten sonradır. Babalarınızdan ve cocuklarınızdan hangisinin fayda bakımından daha yakın oldugunu bilemezsiniz. (Belirlenen paylar) Allah´tan bir farizadır. Allah bilendir ve yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 11


۞وَلَكُمۡ نِصۡفُ مَا تَرَكَ أَزۡوَٰجُكُمۡ إِن لَّمۡ يَكُن لَّهُنَّ وَلَدٞۚ فَإِن كَانَ لَهُنَّ وَلَدٞ فَلَكُمُ ٱلرُّبُعُ مِمَّا تَرَكۡنَۚ مِنۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٖ يُوصِينَ بِهَآ أَوۡ دَيۡنٖۚ وَلَهُنَّ ٱلرُّبُعُ مِمَّا تَرَكۡتُمۡ إِن لَّمۡ يَكُن لَّكُمۡ وَلَدٞۚ فَإِن كَانَ لَكُمۡ وَلَدٞ فَلَهُنَّ ٱلثُّمُنُ مِمَّا تَرَكۡتُمۚ مِّنۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٖ تُوصُونَ بِهَآ أَوۡ دَيۡنٖۗ وَإِن كَانَ رَجُلٞ يُورَثُ كَلَٰلَةً أَوِ ٱمۡرَأَةٞ وَلَهُۥٓ أَخٌ أَوۡ أُخۡتٞ فَلِكُلِّ وَٰحِدٖ مِّنۡهُمَا ٱلسُّدُسُۚ فَإِن كَانُوٓاْ أَكۡثَرَ مِن ذَٰلِكَ فَهُمۡ شُرَكَآءُ فِي ٱلثُّلُثِۚ مِنۢ بَعۡدِ وَصِيَّةٖ يُوصَىٰ بِهَآ أَوۡ دَيۡنٍ غَيۡرَ مُضَآرّٖۚ وَصِيَّةٗ مِّنَ ٱللَّهِۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَلِيمٞ

Eger karılarınızın cocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Cocukları varsa, bıraktıklarının dortte biri sizindir. Butun bunlar yaptıkları vasiyyet veya (uzerlerindeki) borc (odenip) yerine getirildikten sonradır. Eger cocugunuz yoksa, bıraktıgınızın dortte biri karılarınızındır. Cocugunuz varsa, bıraktıgınızın sekizde biri karılarınızındır. Bu da yaptıgınız vasiyyet veya borctan sonradır. Eger varis olunan (muris) erkek veya kadının cocugu ve babası yoksa ve (ana tarafından) bir erkek veya kız kardesi bulunuyorsa, herbirine altıda bir verilir. Sayıları bundan (birden) fazla ise ucte bir hisseye ortaktırlar. Bu da yapılan vasiyyet veya borctan sonradır. Butun bunlar mirascıları zarara ugratmaksızın yerine getirilir. Bunlar Allah tarafından tavsiye (emir)dir. Allah bilendir ve yuksek hilm sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 12


تِلۡكَ حُدُودُ ٱللَّهِۚ وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ يُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ وَذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ

Iste bunlar Allah´ın sınırlarıdır. Kim Allah´a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altlarından ırmaklar akan, icinde ebedi kalacakları Cennetlere koyar. Bu da buyuk bir kurtulustur
Surah An-Nisa, Verse 13


وَمَن يَعۡصِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُۥ يُدۡخِلۡهُ نَارًا خَٰلِدٗا فِيهَا وَلَهُۥ عَذَابٞ مُّهِينٞ

Kim de Allah´a ve Peygamberine isyan edip (baskaldırır) da O´nun sınırlarını asarsa, Allah onu, icinde devamlı kalacagı bir atese sokar ; artık horlayıcı bir azab onun icindir
Surah An-Nisa, Verse 14


وَٱلَّـٰتِي يَأۡتِينَ ٱلۡفَٰحِشَةَ مِن نِّسَآئِكُمۡ فَٱسۡتَشۡهِدُواْ عَلَيۡهِنَّ أَرۡبَعَةٗ مِّنكُمۡۖ فَإِن شَهِدُواْ فَأَمۡسِكُوهُنَّ فِي ٱلۡبُيُوتِ حَتَّىٰ يَتَوَفَّىٰهُنَّ ٱلۡمَوۡتُ أَوۡ يَجۡعَلَ ٱللَّهُ لَهُنَّ سَبِيلٗا

Kadınlarınızdan fuhus (zina) yapanların, (bunu isbat icin) aleyhlerine aranızdan dort sahit getirin. Eger sahitlik ederlerse, o kadınları olum alıp goturunceye veya Allah onlara bir yol acıncaya kadar evlerde tutun
Surah An-Nisa, Verse 15


وَٱلَّذَانِ يَأۡتِيَٰنِهَا مِنكُمۡ فَـَٔاذُوهُمَاۖ فَإِن تَابَا وَأَصۡلَحَا فَأَعۡرِضُواْ عَنۡهُمَآۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ تَوَّابٗا رَّحِيمًا

Sizlerden fuhusa sapanların (zina edenlerin) ikisine de eziyette bulunun (onları ayıplayıp, kınayın). Tevbe edip kendilerini duzeltirlerse, artık vazgecin. Suphesiz ki, Allah tevbeleri cokca kabul eden ve merhameti bol olandır
Surah An-Nisa, Verse 16


إِنَّمَا ٱلتَّوۡبَةُ عَلَى ٱللَّهِ لِلَّذِينَ يَعۡمَلُونَ ٱلسُّوٓءَ بِجَهَٰلَةٖ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِن قَرِيبٖ فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَتُوبُ ٱللَّهُ عَلَيۡهِمۡۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمٗا

Allah´ın kabul edecegini uzerine aldıgı tevbe, bilmeyerek kotuluk (gunah) isledikten sonra cok gecmeden pismanlık duyanların tevbesidir. Iste Allah bunların tevbesini kabul eder. Allah bilendir ve yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 17


وَلَيۡسَتِ ٱلتَّوۡبَةُ لِلَّذِينَ يَعۡمَلُونَ ٱلسَّيِّـَٔاتِ حَتَّىٰٓ إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ ٱلۡمَوۡتُ قَالَ إِنِّي تُبۡتُ ٱلۡـَٰٔنَ وَلَا ٱلَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمۡ كُفَّارٌۚ أُوْلَـٰٓئِكَ أَعۡتَدۡنَا لَهُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا

Yoksa kotuluk (gunah ve veballeri isleyip (devam ederken) kendisine olum gelince, «Ben simdi tevbe ettim» diyenlerin ve bir de kafir olarak olenlerin tevbesi (kabul edilir) degildir. Iste onlara elem verici bir azab hazırlamısızdır
Surah An-Nisa, Verse 18


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا يَحِلُّ لَكُمۡ أَن تَرِثُواْ ٱلنِّسَآءَ كَرۡهٗاۖ وَلَا تَعۡضُلُوهُنَّ لِتَذۡهَبُواْ بِبَعۡضِ مَآ ءَاتَيۡتُمُوهُنَّ إِلَّآ أَن يَأۡتِينَ بِفَٰحِشَةٖ مُّبَيِّنَةٖۚ وَعَاشِرُوهُنَّ بِٱلۡمَعۡرُوفِۚ فَإِن كَرِهۡتُمُوهُنَّ فَعَسَىٰٓ أَن تَكۡرَهُواْ شَيۡـٔٗا وَيَجۡعَلَ ٱللَّهُ فِيهِ خَيۡرٗا كَثِيرٗا

Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmaya kalkmanız, (mehir olarak) verdiginizin bir kısmını alıp goturmeniz icin onları sıkıstırmanız size helal degildir. Megerki apacık bir fuhus isleyeler. (O takdirde verilenin bir kısmı karsılıgında bosayabilirsiniz). Kadınlarınızla iyi gecinin. Kendilerinden hoslanmayıp tiksiniyorsanız, hoslanmadıgınız bir seyde Allah bircok hayr takdir etmis olabilir
Surah An-Nisa, Verse 19


وَإِنۡ أَرَدتُّمُ ٱسۡتِبۡدَالَ زَوۡجٖ مَّكَانَ زَوۡجٖ وَءَاتَيۡتُمۡ إِحۡدَىٰهُنَّ قِنطَارٗا فَلَا تَأۡخُذُواْ مِنۡهُ شَيۡـًٔاۚ أَتَأۡخُذُونَهُۥ بُهۡتَٰنٗا وَإِثۡمٗا مُّبِينٗا

Bir esinizi bosayıp da yerine baska bir es almak istiyorsanız, oncekine (mehir olarak) kantar kantar altın (cokca mal) vermis olsanız bile, hicbir seyi geri almayınız. (Bosamaya sebep uydurup) iftira ederek, acık gunah isleyerek verdiginizi ondan geri alır mısınız
Surah An-Nisa, Verse 20


وَكَيۡفَ تَأۡخُذُونَهُۥ وَقَدۡ أَفۡضَىٰ بَعۡضُكُمۡ إِلَىٰ بَعۡضٖ وَأَخَذۡنَ مِنكُم مِّيثَٰقًا غَلِيظٗا

Nasıl alırsınız ki, birbirinize iyice katılıp basbasa kaldınız ve onlar (adına) sizden saglam bir soz de almıslardı
Surah An-Nisa, Verse 21


وَلَا تَنكِحُواْ مَا نَكَحَ ءَابَآؤُكُم مِّنَ ٱلنِّسَآءِ إِلَّا مَا قَدۡ سَلَفَۚ إِنَّهُۥ كَانَ فَٰحِشَةٗ وَمَقۡتٗا وَسَآءَ سَبِيلًا

Babalarınızın evlendigi kadınlarla evlenmeyin, ancak gecen gecti. Dogrusu bu bir fuhus, cok cirkin bir davranıs, ilahi gazab ve ne kotu bir yoldur
Surah An-Nisa, Verse 22


حُرِّمَتۡ عَلَيۡكُمۡ أُمَّهَٰتُكُمۡ وَبَنَاتُكُمۡ وَأَخَوَٰتُكُمۡ وَعَمَّـٰتُكُمۡ وَخَٰلَٰتُكُمۡ وَبَنَاتُ ٱلۡأَخِ وَبَنَاتُ ٱلۡأُخۡتِ وَأُمَّهَٰتُكُمُ ٱلَّـٰتِيٓ أَرۡضَعۡنَكُمۡ وَأَخَوَٰتُكُم مِّنَ ٱلرَّضَٰعَةِ وَأُمَّهَٰتُ نِسَآئِكُمۡ وَرَبَـٰٓئِبُكُمُ ٱلَّـٰتِي فِي حُجُورِكُم مِّن نِّسَآئِكُمُ ٱلَّـٰتِي دَخَلۡتُم بِهِنَّ فَإِن لَّمۡ تَكُونُواْ دَخَلۡتُم بِهِنَّ فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ وَحَلَـٰٓئِلُ أَبۡنَآئِكُمُ ٱلَّذِينَ مِنۡ أَصۡلَٰبِكُمۡ وَأَن تَجۡمَعُواْ بَيۡنَ ٱلۡأُخۡتَيۡنِ إِلَّا مَا قَدۡ سَلَفَۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Analarınız, kızlarınız, kızkardesleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardes kızları, kızkardes kızları, sizi emziren sut analarınız, sut kardesleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdege girdiginiz karılarınızdan (dogma) yanınızda beslediginiz uvey kızlarınız, —analarıyla gerdege girmemisseniz onlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur— oz ogullarınızın kanlarıyla ve iki kız kardesi nikahınız altında birlestirmek suretiyle evlenmeniz haram kılınmıstır. Ancak (daha once) gecen gecmistir. Suphesiz ki Allah hem cok bagıslayan, hem cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 23


۞وَٱلۡمُحۡصَنَٰتُ مِنَ ٱلنِّسَآءِ إِلَّا مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُكُمۡۖ كِتَٰبَ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡۚ وَأُحِلَّ لَكُم مَّا وَرَآءَ ذَٰلِكُمۡ أَن تَبۡتَغُواْ بِأَمۡوَٰلِكُم مُّحۡصِنِينَ غَيۡرَ مُسَٰفِحِينَۚ فَمَا ٱسۡتَمۡتَعۡتُم بِهِۦ مِنۡهُنَّ فَـَٔاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ فَرِيضَةٗۚ وَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ فِيمَا تَرَٰضَيۡتُم بِهِۦ مِنۢ بَعۡدِ ٱلۡفَرِيضَةِۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمٗا

Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıstır. Elinizde bulunan (evli harp esirleri) cariyeler mustesna.. (Iste butun bunlar) Allah´ in size farz kıldıgı yazılı hukumlerdir; bunlardan baskasını, namuslu-iffetli, zinadan kacınarak mallarınızla (mehir verip) istemeniz size helal kılınmıstır. O halde onlardan hangisinden (nikah akdiyle) yararlandınızsa, mehrini takdir edildigi sekilde verin ; (bu bir haktır). Takdir edildikten sonra karsılıklı rıza ile anlastıgınızda size bir vebal yoktur. Suphesiz ki, Allah bilendir ve yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 24


وَمَن لَّمۡ يَسۡتَطِعۡ مِنكُمۡ طَوۡلًا أَن يَنكِحَ ٱلۡمُحۡصَنَٰتِ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ فَمِن مَّا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُكُم مِّن فَتَيَٰتِكُمُ ٱلۡمُؤۡمِنَٰتِۚ وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِإِيمَٰنِكُمۚ بَعۡضُكُم مِّنۢ بَعۡضٖۚ فَٱنكِحُوهُنَّ بِإِذۡنِ أَهۡلِهِنَّ وَءَاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ بِٱلۡمَعۡرُوفِ مُحۡصَنَٰتٍ غَيۡرَ مُسَٰفِحَٰتٖ وَلَا مُتَّخِذَٰتِ أَخۡدَانٖۚ فَإِذَآ أُحۡصِنَّ فَإِنۡ أَتَيۡنَ بِفَٰحِشَةٖ فَعَلَيۡهِنَّ نِصۡفُ مَا عَلَى ٱلۡمُحۡصَنَٰتِ مِنَ ٱلۡعَذَابِۚ ذَٰلِكَ لِمَنۡ خَشِيَ ٱلۡعَنَتَ مِنكُمۡۚ وَأَن تَصۡبِرُواْ خَيۡرٞ لَّكُمۡۗ وَٱللَّهُ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Sizden kim iffetli hur mu´mine kadınlarla evlenecek guce sahip degilse, ellerinizde bulunan mu´mine cariyelerinizden (alıp evlensin). Allah imanınızı daha iyi bilendir. Kiminiz kiminizdensiniz, (aynı soydan gelmesiniz). O halde fuhusta bulunmayan, gizli dost edinmeyen namuslu iffetli olanlarını sahiplerinin izniyle kendinize nikahlayın ; mehirlerini de orfe uygun bicimde verin. Bu evlilikten sonra fuhsa saparlar (zina ederler)se, o takdirde cezaları, hur kadınlar hakkında konan cezanın yarısıdır. (Cariyeyle evlenmenize izin verilmesi) sizden gunah sıkıntısına (zinaya) dusmekten korkanlar icindir. Sabretmeniz sizin icin daha hayırlıdır. Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 25


يُرِيدُ ٱللَّهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمۡ وَيَهۡدِيَكُمۡ سُنَنَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِكُمۡ وَيَتُوبَ عَلَيۡكُمۡۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٞ

Allah size (dini hukumleri ve hukumlerin baglı bulundugu ahlaki olculeri) acıklamak, sizden oncekilerin yollarını (ornekleriyle sergileyip) gostermek ve tevbenizi kabul etmek ister. Allah bilendir ve yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 26


وَٱللَّهُ يُرِيدُ أَن يَتُوبَ عَلَيۡكُمۡ وَيُرِيدُ ٱلَّذِينَ يَتَّبِعُونَ ٱلشَّهَوَٰتِ أَن تَمِيلُواْ مَيۡلًا عَظِيمٗا

(Oyle ya) Allah tevbelerinizi kabul etmek ister. Sehvetlerine uyup gidenler ise, sizin (dogru yoldan) iyice sapmanızı arzu ederler
Surah An-Nisa, Verse 27


يُرِيدُ ٱللَّهُ أَن يُخَفِّفَ عَنكُمۡۚ وَخُلِقَ ٱلۡإِنسَٰنُ ضَعِيفٗا

Allah sizden (agır sorumlulukları, tasınması zor yukleri) hafifletmek ister. Insan oldukca zayıf (iradeli) yaratılmıstır
Surah An-Nisa, Verse 28


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَأۡكُلُوٓاْ أَمۡوَٰلَكُم بَيۡنَكُم بِٱلۡبَٰطِلِ إِلَّآ أَن تَكُونَ تِجَٰرَةً عَن تَرَاضٖ مِّنكُمۡۚ وَلَا تَقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُمۡ رَحِيمٗا

Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl sebeplerle yemeyin; ancak karsılıklı rızayla meydana gelen alım-satım ile (yemeniz helaldir). Kendi kendinizi (haram yiyip haksızlıkta bulunarak) oldurmeyin. Suphesiz ki Allah size karsı cok merhametlidir
Surah An-Nisa, Verse 29


وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ عُدۡوَٰنٗا وَظُلۡمٗا فَسَوۡفَ نُصۡلِيهِ نَارٗاۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرًا

Kim de bunu (ilahi sınırı) asarak, haksızlıkta bulunarak islerse, onu atese ulastırıp (Cehennem´e) sokacagız. Bu da Allah´a gore cok kolaydır
Surah An-Nisa, Verse 30


إِن تَجۡتَنِبُواْ كَبَآئِرَ مَا تُنۡهَوۡنَ عَنۡهُ نُكَفِّرۡ عَنكُمۡ سَيِّـَٔاتِكُمۡ وَنُدۡخِلۡكُم مُّدۡخَلٗا كَرِيمٗا

Eger men´edildiginiz buyuk gunahlardan kacınırsanız, kusurlarınızı ortup temizleriz ve sizi serefli bir makama yerlestiririz
Surah An-Nisa, Verse 31


وَلَا تَتَمَنَّوۡاْ مَا فَضَّلَ ٱللَّهُ بِهِۦ بَعۡضَكُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖۚ لِّلرِّجَالِ نَصِيبٞ مِّمَّا ٱكۡتَسَبُواْۖ وَلِلنِّسَآءِ نَصِيبٞ مِّمَّا ٱكۡتَسَبۡنَۚ وَسۡـَٔلُواْ ٱللَّهَ مِن فَضۡلِهِۦٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٗا

Allah´ın kiminizi kiminizden ustun kıldıgı hususları temenni edip durmayın. Erkeklere kazandıklarından bir pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Siz Allah´tan bol nimetini, comertce ihsanını isteyin. Suphesiz ki Allah, her seyi bilendir
Surah An-Nisa, Verse 32


وَلِكُلّٖ جَعَلۡنَا مَوَٰلِيَ مِمَّا تَرَكَ ٱلۡوَٰلِدَانِ وَٱلۡأَقۡرَبُونَۚ وَٱلَّذِينَ عَقَدَتۡ أَيۡمَٰنُكُمۡ فَـَٔاتُوهُمۡ نَصِيبَهُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدًا

Ana-babanın ve yakın hısımların geriye bıraktıkları maldan —erkek ve kadından her biri icin— varisler kıldık. Kendileriyle yeminli baglantı yaptıgınız kimselere de hisselerini verin. Suphesiz ki Allah her seye sahittir
Surah An-Nisa, Verse 33


ٱلرِّجَالُ قَوَّـٰمُونَ عَلَى ٱلنِّسَآءِ بِمَا فَضَّلَ ٱللَّهُ بَعۡضَهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ وَبِمَآ أَنفَقُواْ مِنۡ أَمۡوَٰلِهِمۡۚ فَٱلصَّـٰلِحَٰتُ قَٰنِتَٰتٌ حَٰفِظَٰتٞ لِّلۡغَيۡبِ بِمَا حَفِظَ ٱللَّهُۚ وَٱلَّـٰتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَٱهۡجُرُوهُنَّ فِي ٱلۡمَضَاجِعِ وَٱضۡرِبُوهُنَّۖ فَإِنۡ أَطَعۡنَكُمۡ فَلَا تَبۡغُواْ عَلَيۡهِنَّ سَبِيلًاۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيّٗا كَبِيرٗا

Erkekler, kadınlar uzerine koruyucu ve islerini yurutucu ustunluktedirler. Bu da Allah´ın kimini kimine ustun kılması ve erkeklerin mallarını (mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyledir. Bu bakımdan guzel huylu, iyi amelli kadınlar itaatlıdırlar. Allah (onların haklarını ve iffet perdelerini) nasıl koruduysa, onlar da (kocalarının) yoklugunda oylece (hem kendilerini, hem kocalarının mal ve serefini) korurlar. O kadınların ki, bas kaldırıp itaatsizliklerinden endise duyarsanız, once onlara ogut verin, sonra da yataklarında yalnız bırakın ; (yola gelmezlerse) bu defa dovun. O takdirde (kadınlık vecibelerini yerine getirip) size itaat ederlerse, artık (uzup incitmek icin) aleyhlerinde bir yol aramayın. Suphesiz ki Allah, cok yucedir, cok buyuktur
Surah An-Nisa, Verse 34


وَإِنۡ خِفۡتُمۡ شِقَاقَ بَيۡنِهِمَا فَٱبۡعَثُواْ حَكَمٗا مِّنۡ أَهۡلِهِۦ وَحَكَمٗا مِّنۡ أَهۡلِهَآ إِن يُرِيدَآ إِصۡلَٰحٗا يُوَفِّقِ ٱللَّهُ بَيۡنَهُمَآۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا خَبِيرٗا

Karı-koca arasının acılmasından endise ederseniz, bir hakem erkegin ailesi tarafından, bir hakem de kadının ailesi tarafından gonderin ; karı-koca (ya da hakemler) aralarını duzeltmeyi dilerlerse, Allah onları basarılı kılar. Suphesiz ki, Allah her seyi bilen ve her olup bitenden haberlidir
Surah An-Nisa, Verse 35


۞وَٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُشۡرِكُواْ بِهِۦ شَيۡـٔٗاۖ وَبِٱلۡوَٰلِدَيۡنِ إِحۡسَٰنٗا وَبِذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينِ وَٱلۡجَارِ ذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡجَارِ ٱلۡجُنُبِ وَٱلصَّاحِبِ بِٱلۡجَنۢبِ وَٱبۡنِ ٱلسَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُكُمۡۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ مَن كَانَ مُخۡتَالٗا فَخُورًا

Allah´a ibadet edin (kulluk vecibelerini yerine getirin), hicbir seyi O´na ortak kosmayın. Anaya, babaya iyilik edin ; hısımlara, yetimlere, yoksullara, yakın komsuya, uzak komsuya, yanınızdaki arkadasa, yolda kalmısa ve sahip oldugunuz elinizin altındaki (kole, cariye, hizmetci, isci)lere de iyilik edin, (alcak gonullu, guzel sozlu davranın). Suphesiz ki, Allah kendini begenip boburleneni ve ovuneni sevmez
Surah An-Nisa, Verse 36


ٱلَّذِينَ يَبۡخَلُونَ وَيَأۡمُرُونَ ٱلنَّاسَ بِٱلۡبُخۡلِ وَيَكۡتُمُونَ مَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِن فَضۡلِهِۦۗ وَأَعۡتَدۡنَا لِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابٗا مُّهِينٗا

Onlar ki, cimrilik eder, insanlara da cimrilikle tavsiyede bulunur ve Allah´ın kendilerine verdigi bol nimeti, comertce ihsanı gizlerler, (elbette ki Allah onları sevmez). Biz de boyle olan inkarcı nankorlere asagılayıcı bir azab hazırladık
Surah An-Nisa, Verse 37


وَٱلَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمۡوَٰلَهُمۡ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَا بِٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۗ وَمَن يَكُنِ ٱلشَّيۡطَٰنُ لَهُۥ قَرِينٗا فَسَآءَ قَرِينٗا

Hem onlar ki mallarını, insanlara gosteris olsun diye. harcarlar da Allah´a ve Ahiret gunune inanmazlar, (onların arkadası Seytan´dır). Artık Seytan kime dost ve arkadas olursa, arkadas olarak o ne kotudur
Surah An-Nisa, Verse 38


وَمَاذَا عَلَيۡهِمۡ لَوۡ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ وَأَنفَقُواْ مِمَّا رَزَقَهُمُ ٱللَّهُۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِهِمۡ عَلِيمًا

Allah´a ve Ahiret gunune iman edip Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiginden (Allah icin) harcasalardı ne zararları olurdu ? Allah onları bilendir
Surah An-Nisa, Verse 39


إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَظۡلِمُ مِثۡقَالَ ذَرَّةٖۖ وَإِن تَكُ حَسَنَةٗ يُضَٰعِفۡهَا وَيُؤۡتِ مِن لَّدُنۡهُ أَجۡرًا عَظِيمٗا

Suphesiz ki Allah zerre agırlıgınca haksızlık yapmaz. Zerre agırlıgınca bir iyilik olsa, onu kat kat arttırır ve kendi katından bir de buyuk bir ecir (mukafat) verir
Surah An-Nisa, Verse 40


فَكَيۡفَ إِذَا جِئۡنَا مِن كُلِّ أُمَّةِۭ بِشَهِيدٖ وَجِئۡنَا بِكَ عَلَىٰ هَـٰٓؤُلَآءِ شَهِيدٗا

Her ummetten bir sahid getirecegimiz, seni de onlar uzerine sahid getirecegimiz zaman (halleri) nice olur
Surah An-Nisa, Verse 41


يَوۡمَئِذٖ يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَعَصَوُاْ ٱلرَّسُولَ لَوۡ تُسَوَّىٰ بِهِمُ ٱلۡأَرۡضُ وَلَا يَكۡتُمُونَ ٱللَّهَ حَدِيثٗا

Kufredip Peygamber´e karsı gelenler; o gun yerle bir olmayı cok isterler ve Allah´tan hicbir soz gizleyemezler
Surah An-Nisa, Verse 42


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَقۡرَبُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَأَنتُمۡ سُكَٰرَىٰ حَتَّىٰ تَعۡلَمُواْ مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا إِلَّا عَابِرِي سَبِيلٍ حَتَّىٰ تَغۡتَسِلُواْۚ وَإِن كُنتُم مَّرۡضَىٰٓ أَوۡ عَلَىٰ سَفَرٍ أَوۡ جَآءَ أَحَدٞ مِّنكُم مِّنَ ٱلۡغَآئِطِ أَوۡ لَٰمَسۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَلَمۡ تَجِدُواْ مَآءٗ فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدٗا طَيِّبٗا فَٱمۡسَحُواْ بِوُجُوهِكُمۡ وَأَيۡدِيكُمۡۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا

Ey iman edenler! Sarhos iken —ne dediginizi bilinceye kadar— cunup iken, —yoldan gecmeniz mustesna— gusledinceye kadar namaza (ve mescide) yaklasmayın. Eger hasta veya yolculukta iseniz, sizden biriniz tabii ihtiyacını gidermekten gelmisse veya kadınlara dokunmussanız, bu durumda su da bulamamıssanız, temiz bir topraga teyemmum edip yuzlerinize ve ellerinize surun. Suphesiz ki Allah cok affedici ve cok bagıslayıcıdır
Surah An-Nisa, Verse 43


أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبٗا مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِ يَشۡتَرُونَ ٱلضَّلَٰلَةَ وَيُرِيدُونَ أَن تَضِلُّواْ ٱلسَّبِيلَ

Kendilerine kitaptan az-cok bir pay verilenlere bakmaz mısın ? Bunlar sapıklıgı satın alıp sizin de dogru yoldan sapmanızı isterler
Surah An-Nisa, Verse 44


وَٱللَّهُ أَعۡلَمُ بِأَعۡدَآئِكُمۡۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَلِيّٗا وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ نَصِيرٗا

Allah ise dusmanlarınızı daha iyi bilendir. Isinizi duzenleyici dost olarak da Allah yeter; yardımcı olarak da Allah elverir
Surah An-Nisa, Verse 45


مِّنَ ٱلَّذِينَ هَادُواْ يُحَرِّفُونَ ٱلۡكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِۦ وَيَقُولُونَ سَمِعۡنَا وَعَصَيۡنَا وَٱسۡمَعۡ غَيۡرَ مُسۡمَعٖ وَرَٰعِنَا لَيَّۢا بِأَلۡسِنَتِهِمۡ وَطَعۡنٗا فِي ٱلدِّينِۚ وَلَوۡ أَنَّهُمۡ قَالُواْ سَمِعۡنَا وَأَطَعۡنَا وَٱسۡمَعۡ وَٱنظُرۡنَا لَكَانَ خَيۡرٗا لَّهُمۡ وَأَقۡوَمَ وَلَٰكِن لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفۡرِهِمۡ فَلَا يُؤۡمِنُونَ إِلَّا قَلِيلٗا

Yahudilerden bir kısmı, kelimeleri konuldugu yerden degistirirler, dillerini egip bukerek, dine de saldırarak, «isittik (ama kalbimizle) karsı koyduk!» derler. Dinle, a dinlemez olası! «Raina — bizi gut, bizi gozet a coban !» derler. Eger onlar, «isittik ve itaat ettik», «dinle ve bizi gozet!» deselerdi herhalde kendileri icin daha hayırlı ve daha dogru olurdu. Ama Allah kufurleri sebebiyle onları lanetlemistir. Bu yuzden —azı mustesna— iman etmezler
Surah An-Nisa, Verse 46


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ ءَامِنُواْ بِمَا نَزَّلۡنَا مُصَدِّقٗا لِّمَا مَعَكُم مِّن قَبۡلِ أَن نَّطۡمِسَ وُجُوهٗا فَنَرُدَّهَا عَلَىٰٓ أَدۡبَارِهَآ أَوۡ نَلۡعَنَهُمۡ كَمَا لَعَنَّآ أَصۡحَٰبَ ٱلسَّبۡتِۚ وَكَانَ أَمۡرُ ٱللَّهِ مَفۡعُولًا

Ey kendilerine kitap verilenler ! Beraberinizdeki kitabı tasdik ettigi halde indirdigimiz bu Kitab (Kur´an)a, biz henuz bir takım yuzleri belirsiz hale getirip enselerine cevirmeden veya Cumartesi (hurmetini cigneyen) kimseleri lanetledigimiz gibi onları lanetlemeden once iman edin. Allah´ın emri mutlaka yerine gelir
Surah An-Nisa, Verse 47


إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَغۡفِرُ أَن يُشۡرَكَ بِهِۦ وَيَغۡفِرُ مَا دُونَ ذَٰلِكَ لِمَن يَشَآءُۚ وَمَن يُشۡرِكۡ بِٱللَّهِ فَقَدِ ٱفۡتَرَىٰٓ إِثۡمًا عَظِيمًا

Suphesiz ki Allah, kendisine ortak kosulmasını bagıslamaz; bundan baska (gunahları) diledigi kimseler icin bagıslar. Artık kim Allah´a ortak kosarsa, suphesiz o, buyuk bir gunah ile iftirada bulunmus olur
Surah An-Nisa, Verse 48


أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ يُزَكُّونَ أَنفُسَهُمۚ بَلِ ٱللَّهُ يُزَكِّي مَن يَشَآءُ وَلَا يُظۡلَمُونَ فَتِيلًا

Gormedin mi, su kendini temize cıkaranları ? Ama Allah, diledigini temize cıkarır ve hurma cekirdegindeki ince lif kadar olsun haksızlıga ugramazlar
Surah An-Nisa, Verse 49


ٱنظُرۡ كَيۡفَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَۖ وَكَفَىٰ بِهِۦٓ إِثۡمٗا مُّبِينًا

Bak, Allah´a karsı nasıl yalan uyduruyorlar! Acık gunah olarak bu yeter
Surah An-Nisa, Verse 50


أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبٗا مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِ يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡجِبۡتِ وَٱلطَّـٰغُوتِ وَيَقُولُونَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ هَـٰٓؤُلَآءِ أَهۡدَىٰ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ سَبِيلًا

Su kendilerine kitaptan azcok bir pay verilenleri gormedin mi? Cibt ve Tagut (put ve benzeri batıl tanrılarla inanıyorlar ve inkarcılar icin de, «Bunlar su iman eden (Musluman mu´min)lerden yolca daha dogrudurlar!» diyorlar
Surah An-Nisa, Verse 51


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ لَعَنَهُمُ ٱللَّهُۖ وَمَن يَلۡعَنِ ٱللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُۥ نَصِيرًا

Iste bunlar, Allah´ın lanetledigi kimselerdir. Allah kimi lanetlerse artık ona bir yardımcı bulamazsın
Surah An-Nisa, Verse 52


أَمۡ لَهُمۡ نَصِيبٞ مِّنَ ٱلۡمُلۡكِ فَإِذٗا لَّا يُؤۡتُونَ ٱلنَّاسَ نَقِيرًا

Yoksa onlara mulk-u saltanattan bir pay mı var ? O takdirde insanlara hurma cekirdeginin oyugu kadar bir sey bile vermezler
Surah An-Nisa, Verse 53


أَمۡ يَحۡسُدُونَ ٱلنَّاسَ عَلَىٰ مَآ ءَاتَىٰهُمُ ٱللَّهُ مِن فَضۡلِهِۦۖ فَقَدۡ ءَاتَيۡنَآ ءَالَ إِبۡرَٰهِيمَ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَءَاتَيۡنَٰهُم مُّلۡكًا عَظِيمٗا

Yoksa Allah´ın insanlara comertce sundugu nimet ve bol ihsanına karsı hased mi ediyorlar ? Gercekten biz Ibrahim hanedanına kitap ve hikmet verdik, hem de buyuk bir mulk sunduk
Surah An-Nisa, Verse 54


فَمِنۡهُم مَّنۡ ءَامَنَ بِهِۦ وَمِنۡهُم مَّن صَدَّ عَنۡهُۚ وَكَفَىٰ بِجَهَنَّمَ سَعِيرًا

Bu sebeple onlardan kimi iman etti, kimi de yuzcevirdi. Cehennemin boy boy yukselen atesi onlara elverir
Surah An-Nisa, Verse 55


إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِنَا سَوۡفَ نُصۡلِيهِمۡ نَارٗا كُلَّمَا نَضِجَتۡ جُلُودُهُم بَدَّلۡنَٰهُمۡ جُلُودًا غَيۡرَهَا لِيَذُوقُواْ ٱلۡعَذَابَۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمٗا

Suphesiz ki, ayetlerimizi in kar eden kafirleri ileride atese atıp yakacagız; derileri her yandıgında —azabı iyice tadsınlar diye— onun yerine baska deri koyup yeniliyecegiz. Dogrusu Allah cok gucludur, cok ustundur, yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 56


وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ سَنُدۡخِلُهُمۡ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ لَّهُمۡ فِيهَآ أَزۡوَٰجٞ مُّطَهَّرَةٞۖ وَنُدۡخِلُهُمۡ ظِلّٗا ظَلِيلًا

Iman edip iyi-yararlı amellerde bulunanları, altlarından ırmaklar akan Cennet´lere sokacagız; artık orada devamlı kalırlar; onlara orada tertemiz zevceler vardır ve onları koyu golgelige koyacagız
Surah An-Nisa, Verse 57


۞إِنَّ ٱللَّهَ يَأۡمُرُكُمۡ أَن تُؤَدُّواْ ٱلۡأَمَٰنَٰتِ إِلَىٰٓ أَهۡلِهَا وَإِذَا حَكَمۡتُم بَيۡنَ ٱلنَّاسِ أَن تَحۡكُمُواْ بِٱلۡعَدۡلِۚ إِنَّ ٱللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُم بِهِۦٓۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ سَمِيعَۢا بَصِيرٗا

Suphesiz ki Allah emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hukmettiginizde adaletle hukmetmenizi emreder. Dogrusu Allah, bununla size ne guzel ogut verir! Suphesiz ki Allah her seyi isiten ve gorendir
Surah An-Nisa, Verse 58


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُواْ ٱلرَّسُولَ وَأُوْلِي ٱلۡأَمۡرِ مِنكُمۡۖ فَإِن تَنَٰزَعۡتُمۡ فِي شَيۡءٖ فَرُدُّوهُ إِلَى ٱللَّهِ وَٱلرَّسُولِ إِن كُنتُمۡ تُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۚ ذَٰلِكَ خَيۡرٞ وَأَحۡسَنُ تَأۡوِيلًا

Ey iman edenler! Allah´a itaat edin ; Peygambere itaat edin, sizden olan emir sahiplerine de... Bir sey hakkında tartısıp cekisirseniz, onu Allah´a ve Peygamber´e dondurun ; tabii eger Allah´a ve Ahiret gunune inanıyorsanız... Boyle yapmanız daha hayırlı, sonuc itibariyle de daha iyidir
Surah An-Nisa, Verse 59


أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ يَزۡعُمُونَ أَنَّهُمۡ ءَامَنُواْ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبۡلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُوٓاْ إِلَى ٱلطَّـٰغُوتِ وَقَدۡ أُمِرُوٓاْ أَن يَكۡفُرُواْ بِهِۦۖ وَيُرِيدُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَن يُضِلَّهُمۡ ضَلَٰلَۢا بَعِيدٗا

Sana indirilene ve senden once indirilene inandıklarını iddia edenleri gormedin mi ? Batılı temsil edenin onunde muhakeme olmak isterler ; halbuki onu tanımamak (reddedip uymamak)la emrolunmuslardı. Seytan onları cok uzak bir sapıklıkla saptırmak ister
Surah An-Nisa, Verse 60


وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ تَعَالَوۡاْ إِلَىٰ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ وَإِلَى ٱلرَّسُولِ رَأَيۡتَ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ يَصُدُّونَ عَنكَ صُدُودٗا

Onlara, Allah´ın indirdigine ve Peygamber´e gelin, denildigi zaman, munafıkların senden hep uzak kaldıgını gorursun
Surah An-Nisa, Verse 61


فَكَيۡفَ إِذَآ أَصَٰبَتۡهُم مُّصِيبَةُۢ بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيهِمۡ ثُمَّ جَآءُوكَ يَحۡلِفُونَ بِٱللَّهِ إِنۡ أَرَدۡنَآ إِلَّآ إِحۡسَٰنٗا وَتَوۡفِيقًا

islediklerinin karsılıgı olarak kendilerine bir musibet dokununca nasıl da cok gecmeden sana gelip iyilik etmekten ve ara bulmaktan baska bir sey istemedik, diye Allah ile yemin ederler
Surah An-Nisa, Verse 62


أُوْلَـٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ يَعۡلَمُ ٱللَّهُ مَا فِي قُلُوبِهِمۡ فَأَعۡرِضۡ عَنۡهُمۡ وَعِظۡهُمۡ وَقُل لَّهُمۡ فِيٓ أَنفُسِهِمۡ قَوۡلَۢا بَلِيغٗا

Iste bunlar oyle kimselerdir ki, Allah kalblerinde olanı cok iyi bilir. Onlardan yuzcevir, onlara ogut ver, onlara kendileriyle ilgili cok te´sirli acık-secik soz soyle
Surah An-Nisa, Verse 63


وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا لِيُطَاعَ بِإِذۡنِ ٱللَّهِۚ وَلَوۡ أَنَّهُمۡ إِذ ظَّلَمُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ جَآءُوكَ فَٱسۡتَغۡفَرُواْ ٱللَّهَ وَٱسۡتَغۡفَرَ لَهُمُ ٱلرَّسُولُ لَوَجَدُواْ ٱللَّهَ تَوَّابٗا رَّحِيمٗا

Biz gonderdigimiz her peygamberi, ancak —Allah´ın izniyle— kendisine itaat edilmesi icin gonderdik. Eger onlar kendilerine zulmettiklerinde sana gelip Allah´tan gunahlarının bagıslanmasını dileselerdi ve Peygamber de onlar icin Allah´tan bagıslanma dileseydi, elbette Allah´ı tevbeleri cokca kabul eden ve cok merhametli bulurlardı
Surah An-Nisa, Verse 64


فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤۡمِنُونَ حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيۡنَهُمۡ ثُمَّ لَا يَجِدُواْ فِيٓ أَنفُسِهِمۡ حَرَجٗا مِّمَّا قَضَيۡتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسۡلِيمٗا

Hayır, hayır! Rabbine and olsun ki, aralarında tartısıp cekistikleri seylerde seni hakem kabul edip sonra da verdigin hukumden dolayı iclerinde bir sıkıntı duymaksızın tam bir baglanısla baglanmadıkca iman etmis olmazlar
Surah An-Nisa, Verse 65


وَلَوۡ أَنَّا كَتَبۡنَا عَلَيۡهِمۡ أَنِ ٱقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ أَوِ ٱخۡرُجُواْ مِن دِيَٰرِكُم مَّا فَعَلُوهُ إِلَّا قَلِيلٞ مِّنۡهُمۡۖ وَلَوۡ أَنَّهُمۡ فَعَلُواْ مَا يُوعَظُونَ بِهِۦ لَكَانَ خَيۡرٗا لَّهُمۡ وَأَشَدَّ تَثۡبِيتٗا

Eger onlara: «Kendinizi oldurun veya yurdunuzdan cıkın !» diye bir sey farz kılmıs olsaydık, iclerinden pek azı dısında bunu yapmazlardı. Eger kendilerine yapılan ogudu yerine getirselerdi, herhalde haklarında hayırlı, (imanlarının) sebat etmesi bakımından daha saglam ve sıhhatli olurdu
Surah An-Nisa, Verse 66


وَإِذٗا لَّأٓتَيۡنَٰهُم مِّن لَّدُنَّآ أَجۡرًا عَظِيمٗا

Ve o zaman biz de kendi katımızdan onlara buyuk bir mukafat verir ve kendilerini elbette dogru bir yola eristirirdik
Surah An-Nisa, Verse 67


وَلَهَدَيۡنَٰهُمۡ صِرَٰطٗا مُّسۡتَقِيمٗا

Ve o zaman biz de kendi katımızdan onlara buyuk bir mukafat verir ve kendilerini elbette dogru bir yola eristirirdik
Surah An-Nisa, Verse 68


وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ مَعَ ٱلَّذِينَ أَنۡعَمَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلنَّبِيِّـۧنَ وَٱلصِّدِّيقِينَ وَٱلشُّهَدَآءِ وَٱلصَّـٰلِحِينَۚ وَحَسُنَ أُوْلَـٰٓئِكَ رَفِيقٗا

Oyle ya, kim Allah´a ve Peygamber´e itaat ederse, iste onlar Allah´ın kendilerine nimet sundugu Peygamberler, Sıddikler, Sehidler ve Salihlerle beraberdirler. Bunlar ise ne guzel arkadaslardır
Surah An-Nisa, Verse 69


ذَٰلِكَ ٱلۡفَضۡلُ مِنَ ٱللَّهِۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ عَلِيمٗا

Iste bu bol nimet, cok ihsan Allah´tandır. Allah´ın (her seyi geregi gibi) bilmesi yeter
Surah An-Nisa, Verse 70


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ خُذُواْ حِذۡرَكُمۡ فَٱنفِرُواْ ثُبَاتٍ أَوِ ٱنفِرُواْ جَمِيعٗا

Ey iman edenler! (dusmana karsı) hazırlanıp tetik uzere olun da (gerektiginde) boluk boluk cıkın veya toptan seferber olun
Surah An-Nisa, Verse 71


وَإِنَّ مِنكُمۡ لَمَن لَّيُبَطِّئَنَّ فَإِنۡ أَصَٰبَتۡكُم مُّصِيبَةٞ قَالَ قَدۡ أَنۡعَمَ ٱللَّهُ عَلَيَّ إِذۡ لَمۡ أَكُن مَّعَهُمۡ شَهِيدٗا

icinizden oylesi var ki, agır davranır; size bir musibet dokunursa, «Herhalde Allah bana lutfetti, cunku onlarla beraber hazır bulunmadım» der
Surah An-Nisa, Verse 72


وَلَئِنۡ أَصَٰبَكُمۡ فَضۡلٞ مِّنَ ٱللَّهِ لَيَقُولَنَّ كَأَن لَّمۡ تَكُنۢ بَيۡنَكُمۡ وَبَيۡنَهُۥ مَوَدَّةٞ يَٰلَيۡتَنِي كُنتُ مَعَهُمۡ فَأَفُوزَ فَوۡزًا عَظِيمٗا

Ve Allah´tan size bol nimet, cok ihsan erisirse, —aranızda hicbir dostluk ve sevgi yokmus gibi davranarak— «Keske onlarla beraber bulunsaydım da, ben de buyuk bir basarı elde etseydim» diye (hayıflanır)
Surah An-Nisa, Verse 73


۞فَلۡيُقَٰتِلۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ ٱلَّذِينَ يَشۡرُونَ ٱلۡحَيَوٰةَ ٱلدُّنۡيَا بِٱلۡأٓخِرَةِۚ وَمَن يُقَٰتِلۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ فَيُقۡتَلۡ أَوۡ يَغۡلِبۡ فَسَوۡفَ نُؤۡتِيهِ أَجۡرًا عَظِيمٗا

Gercek bu olunca, artık dunya hayatını Ahiret (sevabı ve mutlulugu) karsılıgında satanlar, Allah yolunda savassınlar. Kim Allah yolunda savasır da oldurulur veya ustun gelir (gazi olur)sa, ona buyuk bir ecir (mukafat) verecegiz
Surah An-Nisa, Verse 74


وَمَا لَكُمۡ لَا تُقَٰتِلُونَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلۡمُسۡتَضۡعَفِينَ مِنَ ٱلرِّجَالِ وَٱلنِّسَآءِ وَٱلۡوِلۡدَٰنِ ٱلَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَآ أَخۡرِجۡنَا مِنۡ هَٰذِهِ ٱلۡقَرۡيَةِ ٱلظَّالِمِ أَهۡلُهَا وَٱجۡعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيّٗا وَٱجۡعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيرًا

Size ne oluyor da Allah yolunda ve «Rabbimiz ! Halkı zalim olan su ulkeden bizi cıkarıp kurtar ve kendi katından islerimizi duzene koyacak bir sahip ve kendi tarafından bize bir yardımcı gonder» diyen zavallı erkekler, kadınlar ve cocuklar ugrunda savasmıyorsunuz
Surah An-Nisa, Verse 75


ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ يُقَٰتِلُونَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِۖ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُقَٰتِلُونَ فِي سَبِيلِ ٱلطَّـٰغُوتِ فَقَٰتِلُوٓاْ أَوۡلِيَآءَ ٱلشَّيۡطَٰنِۖ إِنَّ كَيۡدَ ٱلشَّيۡطَٰنِ كَانَ ضَعِيفًا

Iman edenler, Allah yolunda savasırlar; inkar edenler, tagut (azgın kafirler, lanete hak kazanan Iblis ve Allah´tan baska ilah edinilen batıl tanrı) yolunda savasırlar. O halde siz seytanın dostlarıyla savasın. Suphesiz ki, seytanın hilesi pek zayıftır
Surah An-Nisa, Verse 76


أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ قِيلَ لَهُمۡ كُفُّوٓاْ أَيۡدِيَكُمۡ وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتُواْ ٱلزَّكَوٰةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيۡهِمُ ٱلۡقِتَالُ إِذَا فَرِيقٞ مِّنۡهُمۡ يَخۡشَوۡنَ ٱلنَّاسَ كَخَشۡيَةِ ٱللَّهِ أَوۡ أَشَدَّ خَشۡيَةٗۚ وَقَالُواْ رَبَّنَا لِمَ كَتَبۡتَ عَلَيۡنَا ٱلۡقِتَالَ لَوۡلَآ أَخَّرۡتَنَآ إِلَىٰٓ أَجَلٖ قَرِيبٖۗ قُلۡ مَتَٰعُ ٱلدُّنۡيَا قَلِيلٞ وَٱلۡأٓخِرَةُ خَيۡرٞ لِّمَنِ ٱتَّقَىٰ وَلَا تُظۡلَمُونَ فَتِيلًا

Kendilerine, «ellerinizi savastan cekin ; namazı kılın, zekatı verin» denilen kimseleri gormedin mi ? Savas uzerlerine farz kılınınca iclerinden bir topluluk (dusmanları olan) insanlardan, Allah´tan korkar gibi veya daha fazla korkarlar ve : «Ey Rabbimiz ! Neden uzerimize savası farz kıldın ? Bizi yakın bir zamana kadar geciktiremez miydin ?» derler. De ki: Dunya gecimligi ne de olsa azdır. Ahiret ise, Allah´tan korkup kotuluklerden sakınanlar icin daha hayırlıdır ; hem hurma cekirdegindeki fitil kadar haksızlıga ugratılmazsınız
Surah An-Nisa, Verse 77


أَيۡنَمَا تَكُونُواْ يُدۡرِككُّمُ ٱلۡمَوۡتُ وَلَوۡ كُنتُمۡ فِي بُرُوجٖ مُّشَيَّدَةٖۗ وَإِن تُصِبۡهُمۡ حَسَنَةٞ يَقُولُواْ هَٰذِهِۦ مِنۡ عِندِ ٱللَّهِۖ وَإِن تُصِبۡهُمۡ سَيِّئَةٞ يَقُولُواْ هَٰذِهِۦ مِنۡ عِندِكَۚ قُلۡ كُلّٞ مِّنۡ عِندِ ٱللَّهِۖ فَمَالِ هَـٰٓؤُلَآءِ ٱلۡقَوۡمِ لَا يَكَادُونَ يَفۡقَهُونَ حَدِيثٗا

Nerede olursanız olun, isterse saglam yapılı kaleler icinde bulunun, olum gelip size yetisecektir. Kendilerine bir iyilik dokunursa, bu Allah´tandır, derler. Bir kotuluk dokunursa bu senin yuzundendir, derler. De ki: Hepsi de Allah´tandır. O topluluga ne oluyor da hicbir soz anlamaya yanasmıyorlar
Surah An-Nisa, Verse 78


مَّآ أَصَابَكَ مِنۡ حَسَنَةٖ فَمِنَ ٱللَّهِۖ وَمَآ أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٖ فَمِن نَّفۡسِكَۚ وَأَرۡسَلۡنَٰكَ لِلنَّاسِ رَسُولٗاۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدٗا

Sana dokunan herhangi bir iyilik Allah´tandır. Sana isabet eden herhangi bir kotuluk de senin nefsindendir. Biz seni insanlara bir peygamber olarak gonderdik ; sahit olarak Allah yeter
Surah An-Nisa, Verse 79


مَّن يُطِعِ ٱلرَّسُولَ فَقَدۡ أَطَاعَ ٱللَّهَۖ وَمَن تَوَلَّىٰ فَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ حَفِيظٗا

Peygambere itaat eden, gercekte Allah´a itaat eder. Kim de yuz cevirirse (uzulme, cunku) seni onlar uzerine koruyucu (bir bekci olarak) gondermedik
Surah An-Nisa, Verse 80


وَيَقُولُونَ طَاعَةٞ فَإِذَا بَرَزُواْ مِنۡ عِندِكَ بَيَّتَ طَآئِفَةٞ مِّنۡهُمۡ غَيۡرَ ٱلَّذِي تَقُولُۖ وَٱللَّهُ يَكۡتُبُ مَا يُبَيِّتُونَۖ فَأَعۡرِضۡ عَنۡهُمۡ وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلًا

(Munafıklar): «Bizden sana itaat !»dedi(er. Yanından ayrılıp dısarı cıktıklarında onlardan bir kısmı senin dediginin baska (olcu ve degisik hukmuyle) geceler; (yani aksine bir yol, bir plan kurmaya calısır). Allah onların neler kurup gecelediklerini (bir bir) yazıyor. Boyle olunca da sen onlardan vazgec; Allah´a guvenip dayan. Vekil olarak Allah yeter
Surah An-Nisa, Verse 81


أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ ٱلۡقُرۡءَانَۚ وَلَوۡ كَانَ مِنۡ عِندِ غَيۡرِ ٱللَّهِ لَوَجَدُواْ فِيهِ ٱخۡتِلَٰفٗا كَثِيرٗا

Onlar Kur´an´a etraflıca bakıp iyice dusunmuyorlar mı ? Eger O, Allah´tan baskası tarafından (indirilmis ya da yazılmıs) olsaydı herhalde icinde birbirini tutmayan bircok uyumsuzluklar, tutarsızlıklar bulurlardı
Surah An-Nisa, Verse 82


وَإِذَا جَآءَهُمۡ أَمۡرٞ مِّنَ ٱلۡأَمۡنِ أَوِ ٱلۡخَوۡفِ أَذَاعُواْ بِهِۦۖ وَلَوۡ رَدُّوهُ إِلَى ٱلرَّسُولِ وَإِلَىٰٓ أُوْلِي ٱلۡأَمۡرِ مِنۡهُمۡ لَعَلِمَهُ ٱلَّذِينَ يَسۡتَنۢبِطُونَهُۥ مِنۡهُمۡۗ وَلَوۡلَا فَضۡلُ ٱللَّهِ عَلَيۡكُمۡ وَرَحۡمَتُهُۥ لَٱتَّبَعۡتُمُ ٱلشَّيۡطَٰنَ إِلَّا قَلِيلٗا

Kendilerine guven ve korkuyla ilgili bir haber geldiginde onu hemen yayıverirler. Halbuki onu (yaymadan) Peygamber´e ve kendilerinden emir sahiplerine arzetselerdi, onlardan hukum cıkarmaya (olumlu sonuc almaya) yetkili olanları elbette onu bilirdi. Allah´ın size fazl-u rahmeti olmasaydı, —azınız mustesna— seytana uyup giderdiniz
Surah An-Nisa, Verse 83


فَقَٰتِلۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ لَا تُكَلَّفُ إِلَّا نَفۡسَكَۚ وَحَرِّضِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۖ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَكُفَّ بَأۡسَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْۚ وَٱللَّهُ أَشَدُّ بَأۡسٗا وَأَشَدُّ تَنكِيلٗا

O halde Allah yolunda savas. Sen ancak kendinden sorumlusun. Mu´minleri de savasa tesvik et. Ola ki Allah, o inkarcıların kuvvet ve saldırısını onler. Allah´ın kuvvet ve saldırısı ise elbette daha siddetlidir. (Saldırganları) uzaklastırıp (onlara hakkettikleri) cezayı vermesi de daha agırdır
Surah An-Nisa, Verse 84


مَّن يَشۡفَعۡ شَفَٰعَةً حَسَنَةٗ يَكُن لَّهُۥ نَصِيبٞ مِّنۡهَاۖ وَمَن يَشۡفَعۡ شَفَٰعَةٗ سَيِّئَةٗ يَكُن لَّهُۥ كِفۡلٞ مِّنۡهَاۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ مُّقِيتٗا

Kim guzel bir sefaatte bulunur (hakkını savunamıyan birine sahip cıkıp haklılıgını isbatlamasını veya suc zanlılıgından kurtarmasını veya hakkının geri alınmasını saglarsa), ona, o sefaatten (sevap ve sonuc bakımından) bir pay vardır. Kim de kotu bir sefaatte bulunursa ona da (gunah ve suc bakımından) bir hisse varda. Allah, her seyi gorup gozeten ve her seye gucu yetendir
Surah An-Nisa, Verse 85


وَإِذَا حُيِّيتُم بِتَحِيَّةٖ فَحَيُّواْ بِأَحۡسَنَ مِنۡهَآ أَوۡ رُدُّوهَآۗ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٍ حَسِيبًا

Sevgi, saygı ve selam ifade eden bir soz ile size ilgi ve saygı gosterildiginde siz de ondan daha iyisiyle ilgi ve saygı gosterin veya aynen karsılık verin. Suphesiz ki Allah, her seyin hesabını layıkıyle gorendir
Surah An-Nisa, Verse 86


ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۚ لَيَجۡمَعَنَّكُمۡ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ لَا رَيۡبَ فِيهِۗ وَمَنۡ أَصۡدَقُ مِنَ ٱللَّهِ حَدِيثٗا

Allah´tan baska hicbir ilah yok, ancak O vardır. (Meydana geleceginde) hic suphe olmayan Kıyamet gunu elbette sizi toplayıp biraraya getirecektir. Allah´tan daha dogru sozlu kim
Surah An-Nisa, Verse 87


۞فَمَا لَكُمۡ فِي ٱلۡمُنَٰفِقِينَ فِئَتَيۡنِ وَٱللَّهُ أَرۡكَسَهُم بِمَا كَسَبُوٓاْۚ أَتُرِيدُونَ أَن تَهۡدُواْ مَنۡ أَضَلَّ ٱللَّهُۖ وَمَن يُضۡلِلِ ٱللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُۥ سَبِيلٗا

Size ne oluyor da, Allah kendilerini kazandıkları (bunca vebal ve gunah) yuzunden basasagı ettigi halde munafıklar hakkında iki fırkaya ayrılıyorsunuz! Yoksa Allah´ın (sunneti ve koymus oldugu hayat kanunu geregi) saptırdıgını siz mi dogru yola eristirmek istiyorsunuz?! Allah kimi saptırırsa elbette onun icin (dogru) bir yol bulamazsın
Surah An-Nisa, Verse 88


وَدُّواْ لَوۡ تَكۡفُرُونَ كَمَا كَفَرُواْ فَتَكُونُونَ سَوَآءٗۖ فَلَا تَتَّخِذُواْ مِنۡهُمۡ أَوۡلِيَآءَ حَتَّىٰ يُهَاجِرُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِۚ فَإِن تَوَلَّوۡاْ فَخُذُوهُمۡ وَٱقۡتُلُوهُمۡ حَيۡثُ وَجَدتُّمُوهُمۡۖ وَلَا تَتَّخِذُواْ مِنۡهُمۡ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرًا

Kendileri kufre girdigi gibi, sizin de kufre girip (onlarla) esit olmanızı cok isterler. Artık (bu durumda inanıp) Allah yolunda hicret edinceye kadar, onlardan dost edinmeyin. Eger (inanmayıp) yuzcevirirlerse, o takdirde bulup yakaladıgınız yerde onları oldurun; onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinin´
Surah An-Nisa, Verse 89


إِلَّا ٱلَّذِينَ يَصِلُونَ إِلَىٰ قَوۡمِۭ بَيۡنَكُمۡ وَبَيۡنَهُم مِّيثَٰقٌ أَوۡ جَآءُوكُمۡ حَصِرَتۡ صُدُورُهُمۡ أَن يُقَٰتِلُوكُمۡ أَوۡ يُقَٰتِلُواْ قَوۡمَهُمۡۚ وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ لَسَلَّطَهُمۡ عَلَيۡكُمۡ فَلَقَٰتَلُوكُمۡۚ فَإِنِ ٱعۡتَزَلُوكُمۡ فَلَمۡ يُقَٰتِلُوكُمۡ وَأَلۡقَوۡاْ إِلَيۡكُمُ ٱلسَّلَمَ فَمَا جَعَلَ ٱللَّهُ لَكُمۡ عَلَيۡهِمۡ سَبِيلٗا

Ancak sizinle aralarında anlasma bulunan bir kavme varıp sıgınanlar veya sizinle savasmaktan ya da kendi kavimleriyle savasmaktan gogusleri daralmıs olarak size gelenleri oldurmeyin. Allah dileseydi onları size musallat ederdi de sizinle savasırlardı. O halde sizi bırakıp bir tarafa cekilirler de sizinle savasmazlar ve size barıs onerirlerse, artık Allah onlara karsı (tecavuzde bulunmanız icin) size bir yol bırakmamıstır
Surah An-Nisa, Verse 90


سَتَجِدُونَ ءَاخَرِينَ يُرِيدُونَ أَن يَأۡمَنُوكُمۡ وَيَأۡمَنُواْ قَوۡمَهُمۡ كُلَّ مَا رُدُّوٓاْ إِلَى ٱلۡفِتۡنَةِ أُرۡكِسُواْ فِيهَاۚ فَإِن لَّمۡ يَعۡتَزِلُوكُمۡ وَيُلۡقُوٓاْ إِلَيۡكُمُ ٱلسَّلَمَ وَيَكُفُّوٓاْ أَيۡدِيَهُمۡ فَخُذُوهُمۡ وَٱقۡتُلُوهُمۡ حَيۡثُ ثَقِفۡتُمُوهُمۡۚ وَأُوْلَـٰٓئِكُمۡ جَعَلۡنَا لَكُمۡ عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٗا مُّبِينٗا

Onlardan diger bir kısmını da hem sizden guven icinde olmayı, hem kendi kavimlerinden guven icinde kalmayı arzu eder (bir tutum icinde) bulursunuz. Ama ne kadar fitneye sevkedilirlerse, basasagı (o fitnenin) icine atılırlar. Sayet sizi bırakıp bir tarafa cekilmezler, size barıs teklif etmezler ve ellerini de (sizden) cekip tutmazlarsa, buldugunuz yerde onlar aleyhine, size cok acık bir belge ve yetki verdik
Surah An-Nisa, Verse 91


وَمَا كَانَ لِمُؤۡمِنٍ أَن يَقۡتُلَ مُؤۡمِنًا إِلَّا خَطَـٔٗاۚ وَمَن قَتَلَ مُؤۡمِنًا خَطَـٔٗا فَتَحۡرِيرُ رَقَبَةٖ مُّؤۡمِنَةٖ وَدِيَةٞ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦٓ إِلَّآ أَن يَصَّدَّقُواْۚ فَإِن كَانَ مِن قَوۡمٍ عَدُوّٖ لَّكُمۡ وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَتَحۡرِيرُ رَقَبَةٖ مُّؤۡمِنَةٖۖ وَإِن كَانَ مِن قَوۡمِۭ بَيۡنَكُمۡ وَبَيۡنَهُم مِّيثَٰقٞ فَدِيَةٞ مُّسَلَّمَةٌ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ وَتَحۡرِيرُ رَقَبَةٖ مُّؤۡمِنَةٖۖ فَمَن لَّمۡ يَجِدۡ فَصِيَامُ شَهۡرَيۡنِ مُتَتَابِعَيۡنِ تَوۡبَةٗ مِّنَ ٱللَّهِۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمٗا

Bir mu´minin diger bir mu´mini oldurmesi hic de dogru ve yakısır degildir; megerki yanlıslıkla (oldurmus) ola.. Kim bir mu´mini yanlıslıkla oldururse, mu´min bir kole azad etmesi (hurriyetine kavusturması) ve oldurulenin varislerine teslim edilecek bir diyet (kan pahası) odemesi gerekir. Megerki mirascılar o diyeti sadaka olarak bagıslasınlar, (o takdirde diyet kalkar). Eger (yanlıslıkla) oldurulen kimse mu´min oldugu halde, size dusman bir kavimden ise, o takdirde bir inanmıs kole azad etmesi gerekir. Eger aranızda anlasma bulunan bir kavimden olursa, varislerine teslim edilecek bir diyet ve bir de inanmıs bir kole azad etmesi gerekir. Bunları bulamıyana Allah tarafından tevbenin kabulu icin ardarda iki ay oruc tutması gerekir. Allah her seyi bilen ve yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 92


وَمَن يَقۡتُلۡ مُؤۡمِنٗا مُّتَعَمِّدٗا فَجَزَآؤُهُۥ جَهَنَّمُ خَٰلِدٗا فِيهَا وَغَضِبَ ٱللَّهُ عَلَيۡهِ وَلَعَنَهُۥ وَأَعَدَّ لَهُۥ عَذَابًا عَظِيمٗا

Kim de bir mu´mini kasden oldururse, onun cezası, icinde devamlı kalacagı Cehennem´dir. Allah ona gazab etmis, onu lanetlemistir ve ona buyuk bir azab hazırlamıstır
Surah An-Nisa, Verse 93


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا ضَرَبۡتُمۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ فَتَبَيَّنُواْ وَلَا تَقُولُواْ لِمَنۡ أَلۡقَىٰٓ إِلَيۡكُمُ ٱلسَّلَٰمَ لَسۡتَ مُؤۡمِنٗا تَبۡتَغُونَ عَرَضَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا فَعِندَ ٱللَّهِ مَغَانِمُ كَثِيرَةٞۚ كَذَٰلِكَ كُنتُم مِّن قَبۡلُ فَمَنَّ ٱللَّهُ عَلَيۡكُمۡ فَتَبَيَّنُوٓاْۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٗا

Ey iman edenler! Allah yolunda (savasmak uzere) adım atıp yurudugunuzde, acıklıga kavusmasını anlamaya, sonucunu tesbit edip ogrenmeye calısın, size Islami olcude selam verip musluman oldugunu bildirene, —dunya hayatının menfaatini arzulayarak— sen mu´min degilsin, demeyin. (Unutmayın ki) Allah katında bircok ganimetler var. Bundan once siz de oyle idiniz; Allah size lutf-u keremde bulundu. O sebeple acıklıga kavusmasını iyice arastırın. Suphesiz ki Allah, yapageldiginiz seylerden haberlidir
Surah An-Nisa, Verse 94


لَّا يَسۡتَوِي ٱلۡقَٰعِدُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ غَيۡرُ أُوْلِي ٱلضَّرَرِ وَٱلۡمُجَٰهِدُونَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمۡوَٰلِهِمۡ وَأَنفُسِهِمۡۚ فَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلۡمُجَٰهِدِينَ بِأَمۡوَٰلِهِمۡ وَأَنفُسِهِمۡ عَلَى ٱلۡقَٰعِدِينَ دَرَجَةٗۚ وَكُلّٗا وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ وَفَضَّلَ ٱللَّهُ ٱلۡمُجَٰهِدِينَ عَلَى ٱلۡقَٰعِدِينَ أَجۡرًا عَظِيمٗا

Mu´minlerden —ozur sahipleri dısında— (evlerinde) oturanlarla mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihad edenler esit degillerdir. Allah, mallarıyla canlarıyla cihada katılanları derece bakımından, oturup kalanlardan ustun kılmıstır. Gerci Allah herbirine en guzel (yurt olan Cennet)i va´detmistir. Allah cihad edenleri oturup kalanlar uzerine buyuk mukafatlarla, kendi katından derecelerle, magfiret ve rahmetle cok ustun kılmıstır. Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 95


دَرَجَٰتٖ مِّنۡهُ وَمَغۡفِرَةٗ وَرَحۡمَةٗۚ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمًا

Mu´minlerden —ozur sahipleri dısında— (evlerinde) oturanlarla mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihad edenler esit degillerdir. Allah, mallarıyla canlarıyla cihada katılanları derece bakımından, oturup kalanlardan ustun kılmıstır. Gerci Allah herbirine en guzel (yurt olan Cennet)i va´detmistir. Allah cihad edenleri oturup kalanlar uzerine buyuk mukafatlarla, kendi katından derecelerle, magfiret ve rahmetle cok ustun kılmıstır. Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 96


إِنَّ ٱلَّذِينَ تَوَفَّىٰهُمُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ ظَالِمِيٓ أَنفُسِهِمۡ قَالُواْ فِيمَ كُنتُمۡۖ قَالُواْ كُنَّا مُسۡتَضۡعَفِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِۚ قَالُوٓاْ أَلَمۡ تَكُنۡ أَرۡضُ ٱللَّهِ وَٰسِعَةٗ فَتُهَاجِرُواْ فِيهَاۚ فَأُوْلَـٰٓئِكَ مَأۡوَىٰهُمۡ جَهَنَّمُۖ وَسَآءَتۡ مَصِيرًا

Kendilerine haksızlıkta bulunup yazık eder bir halde iken meleklerin (gelip) canlarını aldıkları kimselere gelince, onlara: «Ne iste bulundunuz ?» diye sorarlar. Onlar da: «Biz yeryuzunde (savasamıyan, cihada katılamıyan) birtakım acizler idik,» derler. Melekler: «Allah´ın arzı genis degil miydi, orada hicret etseydiniz ya ?!» derler. Iste bunların donup eylesecekleri yer Cehennemdir. Gidilecek yer olarak orası ne kotudur
Surah An-Nisa, Verse 97


إِلَّا ٱلۡمُسۡتَضۡعَفِينَ مِنَ ٱلرِّجَالِ وَٱلنِّسَآءِ وَٱلۡوِلۡدَٰنِ لَا يَسۡتَطِيعُونَ حِيلَةٗ وَلَا يَهۡتَدُونَ سَبِيلٗا

Ancak erkeklerden, kadınlardan ve cocuklardan cidden aciz olup bir care bulmaya guc getiremiyenler ve bu yuzden (hicrete) yol bulamıyanlar mustesna
Surah An-Nisa, Verse 98


فَأُوْلَـٰٓئِكَ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَعۡفُوَ عَنۡهُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَفُوًّا غَفُورٗا

Iste bunları Allah´ın affetmesi umulur. Allah hem cok affedendir, hem cok magfirette bulunandır
Surah An-Nisa, Verse 99


۞وَمَن يُهَاجِرۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ يَجِدۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُرَٰغَمٗا كَثِيرٗا وَسَعَةٗۚ وَمَن يَخۡرُجۡ مِنۢ بَيۡتِهِۦ مُهَاجِرًا إِلَى ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ ثُمَّ يُدۡرِكۡهُ ٱلۡمَوۡتُ فَقَدۡ وَقَعَ أَجۡرُهُۥ عَلَى ٱللَّهِۗ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryuzunde gidilecek cok yol ve genis yer bulabilir. Kim de evinden, Allah´a ve Peygamberine hicret niyetiyle cıkar da (yolda) olum kendisine yetisirse, herhalde onun mukafatı Allah´a aittir. Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 100


وَإِذَا ضَرَبۡتُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَلَيۡسَ عَلَيۡكُمۡ جُنَاحٌ أَن تَقۡصُرُواْ مِنَ ٱلصَّلَوٰةِ إِنۡ خِفۡتُمۡ أَن يَفۡتِنَكُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْۚ إِنَّ ٱلۡكَٰفِرِينَ كَانُواْ لَكُمۡ عَدُوّٗا مُّبِينٗا

Yeryuzunde yolculuga cıktıgınızda, kufredenlerin sizi fitneye dusurup kotuluk edeceklerinden endise ederseniz, namazı kısaltmanızda (veya hafif tutmanızda) size bir vebal yoktur. Dogrusu kafirler sizin cok acık dusmanlarınızdır
Surah An-Nisa, Verse 101


وَإِذَا كُنتَ فِيهِمۡ فَأَقَمۡتَ لَهُمُ ٱلصَّلَوٰةَ فَلۡتَقُمۡ طَآئِفَةٞ مِّنۡهُم مَّعَكَ وَلۡيَأۡخُذُوٓاْ أَسۡلِحَتَهُمۡۖ فَإِذَا سَجَدُواْ فَلۡيَكُونُواْ مِن وَرَآئِكُمۡ وَلۡتَأۡتِ طَآئِفَةٌ أُخۡرَىٰ لَمۡ يُصَلُّواْ فَلۡيُصَلُّواْ مَعَكَ وَلۡيَأۡخُذُواْ حِذۡرَهُمۡ وَأَسۡلِحَتَهُمۡۗ وَدَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡ تَغۡفُلُونَ عَنۡ أَسۡلِحَتِكُمۡ وَأَمۡتِعَتِكُمۡ فَيَمِيلُونَ عَلَيۡكُم مَّيۡلَةٗ وَٰحِدَةٗۚ وَلَا جُنَاحَ عَلَيۡكُمۡ إِن كَانَ بِكُمۡ أَذٗى مِّن مَّطَرٍ أَوۡ كُنتُم مَّرۡضَىٰٓ أَن تَضَعُوٓاْ أَسۡلِحَتَكُمۡۖ وَخُذُواْ حِذۡرَكُمۡۗ إِنَّ ٱللَّهَ أَعَدَّ لِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابٗا مُّهِينٗا

Ve sen Iclerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar. Secde ettiklerinde(n hemen sonra) arkanızda yerlerini alsınlar. Bu defa henuz namaz kılmayan diger kısım gelip seninle beraber namaz kılsınlar; tetikte olup silahlarını yanlarında tutsunlar. Kufredenler, silahlarınızdan ve esyanızdan gaflet etmenizi ve boylece size birdenbire baskın yapmayı isterler. Eger yagmurdan tedirgin olur veya hasta bulunursanız, silahlarınızı bırakmanızda bir sakınca yoktur; ama her seye ragmen tetikte olun, ihtiyatlı davranın. Suphesiz ki Allah kafirlere asagılayıcı, horlayıcı bir azab hazırlamıstır
Surah An-Nisa, Verse 102


فَإِذَا قَضَيۡتُمُ ٱلصَّلَوٰةَ فَٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ قِيَٰمٗا وَقُعُودٗا وَعَلَىٰ جُنُوبِكُمۡۚ فَإِذَا ٱطۡمَأۡنَنتُمۡ فَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَۚ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ كَانَتۡ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ كِتَٰبٗا مَّوۡقُوتٗا

Namazı kıldınızmı, gerek ayakta, gerek oturarak, gerekse yanlarınız uzerine bulunurken Allah´ı anın, (korkuyu atıp) kalbiniz yatısınca da tam olarak namazı kılın. Cunku namaz belirli vakitlerde mu´minler uzerine farz kılınmıstır
Surah An-Nisa, Verse 103


وَلَا تَهِنُواْ فِي ٱبۡتِغَآءِ ٱلۡقَوۡمِۖ إِن تَكُونُواْ تَأۡلَمُونَ فَإِنَّهُمۡ يَأۡلَمُونَ كَمَا تَأۡلَمُونَۖ وَتَرۡجُونَ مِنَ ٱللَّهِ مَا لَا يَرۡجُونَۗ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا

(Dusmanınız olan) kavmi (kafirleri) takip etmekte gevseklik gostermeyin. Siz acı ve kaygı duyuyorsanız, herhalde onlar da sizin duydugunuz gibi acı ve kaygı duyuyorlar ; kaldı ki siz onların ummadıkları seyi Allah´tan umuyorsunuz. Allah bilendir ve yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 104


إِنَّآ أَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ بِٱلۡحَقِّ لِتَحۡكُمَ بَيۡنَ ٱلنَّاسِ بِمَآ أَرَىٰكَ ٱللَّهُۚ وَلَا تَكُن لِّلۡخَآئِنِينَ خَصِيمٗا

Allah´ın sana gosterdigi olcu ve anlamda, insanlar arasında hukmedesin diye bu Kitab´ı hak olarak suphesiz ki sana indirdik. Artık hainlerden yana savunucu olma
Surah An-Nisa, Verse 105


وَٱسۡتَغۡفِرِ ٱللَّهَۖ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Ve Allah´tan magfiret (gunahların bagıslanmasını, temizlenmesini) iste. Suphesiz ki Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 106


وَلَا تُجَٰدِلۡ عَنِ ٱلَّذِينَ يَخۡتَانُونَ أَنفُسَهُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ مَن كَانَ خَوَّانًا أَثِيمٗا

Kendi kendilerine hıyanet eden (guveni kotuye kullanan, nefs ve seytan dogrultusunda hareket eden)lerden yana cekisip ugrasma. Suphesiz ki Allah, hainlikte asırı giden gunahkarı sevmez
Surah An-Nisa, Verse 107


يَسۡتَخۡفُونَ مِنَ ٱلنَّاسِ وَلَا يَسۡتَخۡفُونَ مِنَ ٱللَّهِ وَهُوَ مَعَهُمۡ إِذۡ يُبَيِّتُونَ مَا لَا يَرۡضَىٰ مِنَ ٱلۡقَوۡلِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِمَا يَعۡمَلُونَ مُحِيطًا

Insanlardan gizlerler de Allah´tan gizlemezler; halbuki Allah´ın razı olmayacagı sozu geceleyin kurup duzerlerken O, onlarla beraberdir. Hem Allah onların yapageldiklerini (ilmiyle, kudretiyle) kusatmıstır
Surah An-Nisa, Verse 108


هَـٰٓأَنتُمۡ هَـٰٓؤُلَآءِ جَٰدَلۡتُمۡ عَنۡهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا فَمَن يُجَٰدِلُ ٱللَّهَ عَنۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ أَم مَّن يَكُونُ عَلَيۡهِمۡ وَكِيلٗا

Iste siz oyle kimselersiniz ki, dunya hayatında onlardan yana cekisip ugrasırsınız, ya Kıyamet gunu Allah´a karsı kim onlardan yana savunuculuk yapıp ugrasacak ? Ya da kim onlara vekil olacak
Surah An-Nisa, Verse 109


وَمَن يَعۡمَلۡ سُوٓءًا أَوۡ يَظۡلِمۡ نَفۡسَهُۥ ثُمَّ يَسۡتَغۡفِرِ ٱللَّهَ يَجِدِ ٱللَّهَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Kim bir kotuluk isler veya kendine haksızlıkta bulunur, sonra da Allah´a yonelip istigfar ederse, Allah´ı cok bagıslayıcı ve cok merhamet edici bulur
Surah An-Nisa, Verse 110


وَمَن يَكۡسِبۡ إِثۡمٗا فَإِنَّمَا يَكۡسِبُهُۥ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمٗا

Kim de bir gunah kazanırsa, herhalde onu kendi aleyhine kazanmıs olur. Allah (her seyi layıkıyle) bilendir, hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 111


وَمَن يَكۡسِبۡ خَطِيٓـَٔةً أَوۡ إِثۡمٗا ثُمَّ يَرۡمِ بِهِۦ بَرِيٓـٔٗا فَقَدِ ٱحۡتَمَلَ بُهۡتَٰنٗا وَإِثۡمٗا مُّبِينٗا

Kim de bir hata veya bir gunah kazanır da sonra onu bir gunahsızın uzerine atarsa, suphesiz ki o cok cirkin bir iftira ve acık bir gunah ve vebal yuklenmistir
Surah An-Nisa, Verse 112


وَلَوۡلَا فَضۡلُ ٱللَّهِ عَلَيۡكَ وَرَحۡمَتُهُۥ لَهَمَّت طَّآئِفَةٞ مِّنۡهُمۡ أَن يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمۡۖ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِن شَيۡءٖۚ وَأَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمۡ تَكُن تَعۡلَمُۚ وَكَانَ فَضۡلُ ٱللَّهِ عَلَيۡكَ عَظِيمٗا

Allah´ın sana, senden yana sundugu fazilet ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir tayfa seni bile (dogru bir hukumde bulunmaktan) sasırtmayı planlamıslardı. Halbuki onlar ancak kendilerini sasırtıp saptırırlar, sana hic bir zarar veremezler. Allah sana Kitab´ı ve hikmeti indirdi; sana bilmedigini ogretti; Allah´ın (bu bakımdan da) sana olan fazl-u keremi cok buyuktur
Surah An-Nisa, Verse 113


۞لَّا خَيۡرَ فِي كَثِيرٖ مِّن نَّجۡوَىٰهُمۡ إِلَّا مَنۡ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوۡ مَعۡرُوفٍ أَوۡ إِصۡلَٰحِۭ بَيۡنَ ٱلنَّاسِۚ وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ ٱبۡتِغَآءَ مَرۡضَاتِ ٱللَّهِ فَسَوۡفَ نُؤۡتِيهِ أَجۡرًا عَظِيمٗا

Onların toplanıp gizli gorusme yaparak fısıldasmalarının cogunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi, (din ve sagduyu cercevesinde) iyi bir is yapmayı, insanların arasını duzeltmeyi emredenler mustesna.. Kim bunları Allah´ın hosnutlugunu arzulayarak islerse, ona buyuk bir mukafat verecegiz
Surah An-Nisa, Verse 114


وَمَن يُشَاقِقِ ٱلرَّسُولَ مِنۢ بَعۡدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ ٱلۡهُدَىٰ وَيَتَّبِعۡ غَيۡرَ سَبِيلِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ نُوَلِّهِۦ مَا تَوَلَّىٰ وَنُصۡلِهِۦ جَهَنَّمَۖ وَسَآءَتۡ مَصِيرًا

Kendisine dogru yol acıkca belli olduktan sonra Peygamber´e dusmanlık edip uymayan, mu´minlerin yolundan baskasına uyan kimseyi tuttugu yolda kendi haline bırakır da ileride onu Cehennem´e sokarız..! Orası ne kotu gidis ve varıs yeridiri
Surah An-Nisa, Verse 115


إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَغۡفِرُ أَن يُشۡرَكَ بِهِۦ وَيَغۡفِرُ مَا دُونَ ذَٰلِكَ لِمَن يَشَآءُۚ وَمَن يُشۡرِكۡ بِٱللَّهِ فَقَدۡ ضَلَّ ضَلَٰلَۢا بَعِيدًا

Suphesiz ki Allah kendisine ortak kosulmasını bagıslamaz ; bun dan baska (gunah ve kusurları) diledigi kimse icin bagıslar. Dogrusu kim Allah´a ortak kosarsa, suphesiz ki o uzak bir sapıklıkla sapmıstır
Surah An-Nisa, Verse 116


إِن يَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦٓ إِلَّآ إِنَٰثٗا وَإِن يَدۡعُونَ إِلَّا شَيۡطَٰنٗا مَّرِيدٗا

Allah´ı bırakır da yalnız disilere taparlar ve onlar boylece inatcı azgın seytandan baskasına tapmazlar
Surah An-Nisa, Verse 117


لَّعَنَهُ ٱللَّهُۘ وَقَالَ لَأَتَّخِذَنَّ مِنۡ عِبَادِكَ نَصِيبٗا مَّفۡرُوضٗا

Allah onu lanetledi. O da : «And olsun ki, senin kullarından belirli bir pay edinecegim; elbette onları saptıracagım, herhalde onları kuruntularla oyalıyacagım; elbette onlara emredecegim hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine onlara emredecegim, Allah´ın yarattıgını degistirecekler» dedi. Artık kim Allah´ı bırakır da seytanı dost ve arkadas edinirse, gercekten o, acık bir ziyana ugramıstır
Surah An-Nisa, Verse 118


وَلَأُضِلَّنَّهُمۡ وَلَأُمَنِّيَنَّهُمۡ وَلَأٓمُرَنَّهُمۡ فَلَيُبَتِّكُنَّ ءَاذَانَ ٱلۡأَنۡعَٰمِ وَلَأٓمُرَنَّهُمۡ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلۡقَ ٱللَّهِۚ وَمَن يَتَّخِذِ ٱلشَّيۡطَٰنَ وَلِيّٗا مِّن دُونِ ٱللَّهِ فَقَدۡ خَسِرَ خُسۡرَانٗا مُّبِينٗا

Allah onu lanetledi. O da : «And olsun ki, senin kullarından belirli bir pay edinecegim; elbette onları saptıracagım, herhalde onları kuruntularla oyalıyacagım; elbette onlara emredecegim hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine onlara emredecegim, Allah´ın yarattıgını degistirecekler» dedi. Artık kim Allah´ı bırakır da seytanı dost ve arkadas edinirse, gercekten o, acık bir ziyana ugramıstır
Surah An-Nisa, Verse 119


يَعِدُهُمۡ وَيُمَنِّيهِمۡۖ وَمَا يَعِدُهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ إِلَّا غُرُورًا

Seytan onlara va´dde bulunur, onları kuruntulara dusurur. Seytan onlara ancak kuru ve bos aldanma va´deder
Surah An-Nisa, Verse 120


أُوْلَـٰٓئِكَ مَأۡوَىٰهُمۡ جَهَنَّمُ وَلَا يَجِدُونَ عَنۡهَا مَحِيصٗا

Iste onların eylesecekleri yer Cehennem´dir; oradan bir cıkıs yolu da bulamıyacaklardır
Surah An-Nisa, Verse 121


وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ سَنُدۡخِلُهُمۡ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٗاۚ وَمَنۡ أَصۡدَقُ مِنَ ٱللَّهِ قِيلٗا

Iman edip iyi-yararlı islerde bulunanları, altlarından ırmaklar akan Cennet´lere koyacagız; orada devamlı kalıcılardır. Allah, hakkı va´detmistir. Allah´tan daha dogru sozlu kim vardır
Surah An-Nisa, Verse 122


لَّيۡسَ بِأَمَانِيِّكُمۡ وَلَآ أَمَانِيِّ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِۗ مَن يَعۡمَلۡ سُوٓءٗا يُجۡزَ بِهِۦ وَلَا يَجِدۡ لَهُۥ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا

Durum sizin kuruntunuza gore de degildir, Kitap ehli´nin kuruntusuna gore de degildir: Kim bir kotuluk islerse, onunla cezalanır ve artık o kendi lehine Allah´tan baska ne bir dost. ne de bir yardımcı bulabilir
Surah An-Nisa, Verse 123


وَمَن يَعۡمَلۡ مِنَ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِن ذَكَرٍ أَوۡ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَأُوْلَـٰٓئِكَ يَدۡخُلُونَ ٱلۡجَنَّةَ وَلَا يُظۡلَمُونَ نَقِيرٗا

Erkek ve kadından kim mu´min oldugu halde iyi ve yararlı islerde bulunursa, iste onlar Cennet´e girerler, hurma cekirdeginin zarındaki kucucuk oyuk kadar olsun haksızlıga ugramazlar
Surah An-Nisa, Verse 124


وَمَنۡ أَحۡسَنُ دِينٗا مِّمَّنۡ أَسۡلَمَ وَجۡهَهُۥ لِلَّهِ وَهُوَ مُحۡسِنٞ وَٱتَّبَعَ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۗ وَٱتَّخَذَ ٱللَّهُ إِبۡرَٰهِيمَ خَلِيلٗا

iyiligi kendine is ve adet edinerek Allah´a yonelip yuzunu O´na teslim eden ve Ibrahim´in Hanif Milleti (dini)ne uyan kimseden daha guzel dinli kim vardır? Allah, ibrahim´i Halil (yakın dost) edinmistir
Surah An-Nisa, Verse 125


وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٖ مُّحِيطٗا

Goklerde olanlar da, yerdekiler de hep Allah´ındır. Allah her seyi (ilmiyle, kudretiyle, kahır ve teshiriyle) kusatmıstır
Surah An-Nisa, Verse 126


وَيَسۡتَفۡتُونَكَ فِي ٱلنِّسَآءِۖ قُلِ ٱللَّهُ يُفۡتِيكُمۡ فِيهِنَّ وَمَا يُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ فِي يَتَٰمَى ٱلنِّسَآءِ ٱلَّـٰتِي لَا تُؤۡتُونَهُنَّ مَا كُتِبَ لَهُنَّ وَتَرۡغَبُونَ أَن تَنكِحُوهُنَّ وَٱلۡمُسۡتَضۡعَفِينَ مِنَ ٱلۡوِلۡدَٰنِ وَأَن تَقُومُواْ لِلۡيَتَٰمَىٰ بِٱلۡقِسۡطِۚ وَمَا تَفۡعَلُواْ مِنۡ خَيۡرٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِهِۦ عَلِيمٗا

Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkında fetvayı Allah size verir; kendileri icin farz kılınıp takdir edilen (mehir ve mirası) vermediginiz ve nikahlarına da istek gostermediginiz oksuz kızlar ve zavallı cocuklara ve bir de yetimlere adaletle, insafla davranmanız hakkında Kitab´da size okunan hukumler vardır. Hayırdan ne islerseniz, suphesiz ki Allah onu bilir
Surah An-Nisa, Verse 127


وَإِنِ ٱمۡرَأَةٌ خَافَتۡ مِنۢ بَعۡلِهَا نُشُوزًا أَوۡ إِعۡرَاضٗا فَلَا جُنَاحَ عَلَيۡهِمَآ أَن يُصۡلِحَا بَيۡنَهُمَا صُلۡحٗاۚ وَٱلصُّلۡحُ خَيۡرٞۗ وَأُحۡضِرَتِ ٱلۡأَنفُسُ ٱلشُّحَّۚ وَإِن تُحۡسِنُواْ وَتَتَّقُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٗا

Eger bir kadının, kocasının ilgisizliginden veya (kendisinden) yuzcevirmesinden endise ederse, kendi aralarında anlasıp uzlasmaya gayret etmelerinde (evliliklerinin devamında yarar varsa devamına, yoksa ayrılmalarına karar vermelerinde) bir sakınca yoktur. Barısmak ve anlasmak (herhalde) hayırlıdır. Nefsler asırı cimrilik, bencillik ve kıskanclıktan yana hazırlanagelmistir. Eger iyilikle davranır, (ilgisizlikten) sakınırsanız, Allah suphesiz yapageldiginiz seylerden haberlidir
Surah An-Nisa, Verse 128


وَلَن تَسۡتَطِيعُوٓاْ أَن تَعۡدِلُواْ بَيۡنَ ٱلنِّسَآءِ وَلَوۡ حَرَصۡتُمۡۖ فَلَا تَمِيلُواْ كُلَّ ٱلۡمَيۡلِ فَتَذَرُوهَا كَٱلۡمُعَلَّقَةِۚ وَإِن تُصۡلِحُواْ وَتَتَّقُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Kadınlar arasında ne kadar adil davranmak isteseniz de elbette (buna) guc getiremezsiniz. 0 halde busbutun (birine) meyledip (digerini) askıdaymıs gibi bırakmayın ve eger arayı duzeltir (inat, bencillik ve haksızlıktan) sakınırsanız, suphesiz ki Allah cok bagıslayan ve cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 129


وَإِن يَتَفَرَّقَا يُغۡنِ ٱللَّهُ كُلّٗا مِّن سَعَتِهِۦۚ وَكَانَ ٱللَّهُ وَٰسِعًا حَكِيمٗا

(Anlasma ve uzlasma imkanları kalmaz da) karı-koca ayrılırsa, Allah herbirini kendi fazl-u keremiyle gani kılar. Allah´ın lutf-u keremi cok genistir. O, yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 130


وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَلَقَدۡ وَصَّيۡنَا ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ مِن قَبۡلِكُمۡ وَإِيَّاكُمۡ أَنِ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ وَإِن تَكۡفُرُواْ فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ غَنِيًّا حَمِيدٗا

Goklerdeki ve yerdeki her sey Allah´ındır. And olsun ki, sizden once kendilerine kitap verilenlere de, size de Allah´tan korkup kotuluklerden sakınmanızı tavsiye etmisizdir. Eger inkara sapıp tanımazlık ederseniz, (bilmis olun ki) goklerde olanlar da, yerdekiler de Allah´ındır. Allah her seyden mustagnidir; (hicbir seye ihtiyacı yoktur). Ovulmege de (her zaman) layıktır
Surah An-Nisa, Verse 131


وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلًا

Goklerdeki olanlar da, yerdekiler de Allah´a aittir; (isleri duzene koymada) vekil olarak Allah yeter
Surah An-Nisa, Verse 132


إِن يَشَأۡ يُذۡهِبۡكُمۡ أَيُّهَا ٱلنَّاسُ وَيَأۡتِ بِـَٔاخَرِينَۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلَىٰ ذَٰلِكَ قَدِيرٗا

(Allah) dilerse —ey insanlar !— sizleri giderip baskalarını getirir. Allah´ın (elbette) gucu buna yeter
Surah An-Nisa, Verse 133


مَّن كَانَ يُرِيدُ ثَوَابَ ٱلدُّنۡيَا فَعِندَ ٱللَّهِ ثَوَابُ ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ سَمِيعَۢا بَصِيرٗا

Kim dunya sevabı (nimet ve mutlulugu) isterse, (bilsin ki) dunya sevabı da, Ahiret sevabı da Allah´ın yanındadır. Allah isiten ve gorendir
Surah An-Nisa, Verse 134


۞يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُونُواْ قَوَّـٰمِينَ بِٱلۡقِسۡطِ شُهَدَآءَ لِلَّهِ وَلَوۡ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُمۡ أَوِ ٱلۡوَٰلِدَيۡنِ وَٱلۡأَقۡرَبِينَۚ إِن يَكُنۡ غَنِيًّا أَوۡ فَقِيرٗا فَٱللَّهُ أَوۡلَىٰ بِهِمَاۖ فَلَا تَتَّبِعُواْ ٱلۡهَوَىٰٓ أَن تَعۡدِلُواْۚ وَإِن تَلۡوُۥٓاْ أَوۡ تُعۡرِضُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٗا

Ey iman edenler! Haktan yana olup adaleti sapasaglam ayakta tutun, Allah icin sahidler olun. Isterse kendinizin veya ana-babanızın ya da yakınlarınızın aleyhine olsun (adaletten sasmayın), isterse onlar zengin veya fakir bulunsun.. Allah onları (korumada) sizden elbette ondedir ve daha yegdir. Artık hak ve adalette (kendi) heves(iniz)e uymayın. Eger dilinizi (hak ve adaleti yerine getirmede) buker veya yuzcevirirseniz, (bilmis olun ki), Allah yaptıklarınızdan haberlidir
Surah An-Nisa, Verse 135


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلَّذِي نَزَّلَ عَلَىٰ رَسُولِهِۦ وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلَّذِيٓ أَنزَلَ مِن قَبۡلُۚ وَمَن يَكۡفُرۡ بِٱللَّهِ وَمَلَـٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ فَقَدۡ ضَلَّ ضَلَٰلَۢا بَعِيدًا

Ey iman edenler! Allah´a, Peygamberine, Peygambere indirdigi Kitab´a, daha once indirdigi Kitab´a iman edin (imanınızda sabit ve daim kalın). Kim Allah´ı, meleklerini, kitabını, peygamberlerini, Ahiret gununu inkar edip (tanımazlıkta bulunursa), gercekten uzak bir sapmayla (dogru yoldan) sapmıstır
Surah An-Nisa, Verse 136


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ ثُمَّ ءَامَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ ثُمَّ ٱزۡدَادُواْ كُفۡرٗا لَّمۡ يَكُنِ ٱللَّهُ لِيَغۡفِرَ لَهُمۡ وَلَا لِيَهۡدِيَهُمۡ سَبِيلَۢا

Suphesiz ki inandıktan sonra inkara sapanlar, sonra iman edip yine inkara sapanlar, sonra da inkarlarını artıranları Allah bagıslayacak degildir ve onları dogru yola eristirecek de degildir
Surah An-Nisa, Verse 137


بَشِّرِ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ بِأَنَّ لَهُمۡ عَذَابًا أَلِيمًا

Munafıkları, kendilerine elem verici bir azab ile mujdele
Surah An-Nisa, Verse 138


ٱلَّذِينَ يَتَّخِذُونَ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَوۡلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۚ أَيَبۡتَغُونَ عِندَهُمُ ٱلۡعِزَّةَ فَإِنَّ ٱلۡعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعٗا

Onlar ki, mu´minleri bırakıp kafirleri dost edinirler; seref ve ustunlugu onların yanında mı arıyorlar ? Suphesiz ki butun seref ve ustunluk Allah´a aittir
Surah An-Nisa, Verse 139


وَقَدۡ نَزَّلَ عَلَيۡكُمۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ أَنۡ إِذَا سَمِعۡتُمۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ يُكۡفَرُ بِهَا وَيُسۡتَهۡزَأُ بِهَا فَلَا تَقۡعُدُواْ مَعَهُمۡ حَتَّىٰ يَخُوضُواْ فِي حَدِيثٍ غَيۡرِهِۦٓ إِنَّكُمۡ إِذٗا مِّثۡلُهُمۡۗ إِنَّ ٱللَّهَ جَامِعُ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ وَٱلۡكَٰفِرِينَ فِي جَهَنَّمَ جَمِيعًا

Gercekten O size Kitap´ta, Allah´ın ayetlerinin inkar edildigini ve alaya alındıgını isittiginiz zaman artık onların yanında oturmayın, ta ki baska bir konusmaya dalsınlar, yoksa siz de onların bir benzeri olursunuz, diye indirmistir. Allah elbette munafıklarla kafirlerin hepsini Cehennem´de toplayıp bir araya getiricidir
Surah An-Nisa, Verse 140


ٱلَّذِينَ يَتَرَبَّصُونَ بِكُمۡ فَإِن كَانَ لَكُمۡ فَتۡحٞ مِّنَ ٱللَّهِ قَالُوٓاْ أَلَمۡ نَكُن مَّعَكُمۡ وَإِن كَانَ لِلۡكَٰفِرِينَ نَصِيبٞ قَالُوٓاْ أَلَمۡ نَسۡتَحۡوِذۡ عَلَيۡكُمۡ وَنَمۡنَعۡكُم مِّنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۚ فَٱللَّهُ يَحۡكُمُ بَيۡنَكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۚ وَلَن يَجۡعَلَ ٱللَّهُ لِلۡكَٰفِرِينَ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ سَبِيلًا

(Oyle munafıklar ki), sizi gozleyip duruyorlar (sonunuzun nereye varacagını bekliyorlar). Size Allah´tan bir zafer kapısı acılırsa, «sizinle beraber degil miydik ?» derler. Kafirlere (zaferden yana) bir pay cıkarsa, «size yardım edip ustun gelmenizi saglamadık mı. mu´minlerden size dokunacak (zararı) engellemedik mi ?» derler. Artık Allah Kıyamet gunu aranızda hukmedecek ve Allah elbette mu´minler aleyhine kafirlere bir yol vermiyecektir
Surah An-Nisa, Verse 141


إِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ يُخَٰدِعُونَ ٱللَّهَ وَهُوَ خَٰدِعُهُمۡ وَإِذَا قَامُوٓاْ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ قَامُواْ كُسَالَىٰ يُرَآءُونَ ٱلنَّاسَ وَلَا يَذۡكُرُونَ ٱللَّهَ إِلَّا قَلِيلٗا

Munafıklar Allah´a karsı duzenbazlıkta bulunmak isterler; Allah onların duzen ve oyununu bosa cıkarıp baslarına gecirir. Onlar namaza kalkınca usenerek kalkarlar, insanlara gosteris yaparlar; Allah´ı pek az anarlar
Surah An-Nisa, Verse 142


مُّذَبۡذَبِينَ بَيۡنَ ذَٰلِكَ لَآ إِلَىٰ هَـٰٓؤُلَآءِ وَلَآ إِلَىٰ هَـٰٓؤُلَآءِۚ وَمَن يُضۡلِلِ ٱللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُۥ سَبِيلٗا

Onlar (kufurle Iman) arasında bocalayıp dururlar; ne bunlara, ne onlara (baglanırlar). Allah kimi dogru yoldan saptırıp sasırtırsa, artık sen ona elbette bir yol bulamazsın
Surah An-Nisa, Verse 143


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَتَّخِذُواْ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَوۡلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۚ أَتُرِيدُونَ أَن تَجۡعَلُواْ لِلَّهِ عَلَيۡكُمۡ سُلۡطَٰنٗا مُّبِينًا

Ey iman edenler! Mu´minleri bırakıp kafirleri dost edinmeyin, (onları basınıza gecirmeyin). Yoksa Allah´a kendi aleyhinizde acık bir belge mi vermek istiyorsunuz
Surah An-Nisa, Verse 144


إِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ فِي ٱلدَّرۡكِ ٱلۡأَسۡفَلِ مِنَ ٱلنَّارِ وَلَن تَجِدَ لَهُمۡ نَصِيرًا

Suphesiz ki munafıklar Cehennem´in en asagı tabakasındadırlar, onlara herhalde bir yardımcı da bulamazsın
Surah An-Nisa, Verse 145


إِلَّا ٱلَّذِينَ تَابُواْ وَأَصۡلَحُواْ وَٱعۡتَصَمُواْ بِٱللَّهِ وَأَخۡلَصُواْ دِينَهُمۡ لِلَّهِ فَأُوْلَـٰٓئِكَ مَعَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَۖ وَسَوۡفَ يُؤۡتِ ٱللَّهُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ أَجۡرًا عَظِيمٗا

Ancak tevbe edip durumlarını (dusunce ve davranıslarını) duzeltip Allah´a sarılanlar ve dinlerini gosteristen uzak, Allah icin katıksız ve saf tutanlar mustesna... Iste bunlar mu´minlerle beraberdirler, mu´minlere ise Allah buyuk mukafat verecektir
Surah An-Nisa, Verse 146


مَّا يَفۡعَلُ ٱللَّهُ بِعَذَابِكُمۡ إِن شَكَرۡتُمۡ وَءَامَنتُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ شَاكِرًا عَلِيمٗا

Siz sukredip inanırsanız Allah size neden azab etsin ? Allah sukredenin ecrini verendir ve (onların sukrunu) bilendir
Surah An-Nisa, Verse 147


۞لَّا يُحِبُّ ٱللَّهُ ٱلۡجَهۡرَ بِٱلسُّوٓءِ مِنَ ٱلۡقَوۡلِ إِلَّا مَن ظُلِمَۚ وَكَانَ ٱللَّهُ سَمِيعًا عَلِيمًا

Allah kotu sozun acıkca soylenmesini (hic) sevmez. Megerki soyleyen haksızlıga ugramıs bulunsun, (o takdirde zalimin zulmunu anlatabilir). Allah her seyi isiten ve gorendir
Surah An-Nisa, Verse 148


إِن تُبۡدُواْ خَيۡرًا أَوۡ تُخۡفُوهُ أَوۡ تَعۡفُواْ عَن سُوٓءٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَفُوّٗا قَدِيرًا

Bir hayrı (iyiligi) acıga vurur veya gizli tutar veya bir kotulugu affederseniz, Allah muhakkak cok affedendir, gucu her seye yetendir
Surah An-Nisa, Verse 149


إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكۡفُرُونَ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَيُرِيدُونَ أَن يُفَرِّقُواْ بَيۡنَ ٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَيَقُولُونَ نُؤۡمِنُ بِبَعۡضٖ وَنَكۡفُرُ بِبَعۡضٖ وَيُرِيدُونَ أَن يَتَّخِذُواْ بَيۡنَ ذَٰلِكَ سَبِيلًا

Dogrusu o kimseler ki Allah ve Peygamberini inkar ederler ve bir de Allah ile Peygamberini birbirinden ayırmak isterler: Bunlardan kimine inanırız, kimini inkar ederiz, derler de bu ikisi (iman ile kufur) arasında bir yol tutmayı arzularlar; iste onlar gercek kafirlerdir. Biz de kafirler icin horlayıcı, asagılayıcı bir azab hazırlamısızdır
Surah An-Nisa, Verse 150


أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡكَٰفِرُونَ حَقّٗاۚ وَأَعۡتَدۡنَا لِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابٗا مُّهِينٗا

Dogrusu o kimseler ki Allah ve Peygamberini inkar ederler ve bir de Allah ile Peygamberini birbirinden ayırmak isterler: Bunlardan kimine inanırız, kimini inkar ederiz, derler de bu ikisi (iman ile kufur) arasında bir yol tutmayı arzularlar; iste onlar gercek kafirlerdir. Biz de kafirler icin horlayıcı, asagılayıcı bir azab hazırlamısızdır
Surah An-Nisa, Verse 151


وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦ وَلَمۡ يُفَرِّقُواْ بَيۡنَ أَحَدٖ مِّنۡهُمۡ أُوْلَـٰٓئِكَ سَوۡفَ يُؤۡتِيهِمۡ أُجُورَهُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ غَفُورٗا رَّحِيمٗا

Allah´a ve Peygamberine iman edip onlardan birini (digerlerinden iman hususunda) ayırmayanlar (var ya), iste onların mukafatlarını Allah kendilerine verecektir. Allah cok bagıslayan, cok merhamet edendir
Surah An-Nisa, Verse 152


يَسۡـَٔلُكَ أَهۡلُ ٱلۡكِتَٰبِ أَن تُنَزِّلَ عَلَيۡهِمۡ كِتَٰبٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِۚ فَقَدۡ سَأَلُواْ مُوسَىٰٓ أَكۡبَرَ مِن ذَٰلِكَ فَقَالُوٓاْ أَرِنَا ٱللَّهَ جَهۡرَةٗ فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّـٰعِقَةُ بِظُلۡمِهِمۡۚ ثُمَّ ٱتَّخَذُواْ ٱلۡعِجۡلَ مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَتۡهُمُ ٱلۡبَيِّنَٰتُ فَعَفَوۡنَا عَن ذَٰلِكَۚ وَءَاتَيۡنَا مُوسَىٰ سُلۡطَٰنٗا مُّبِينٗا

(Kitap Ehli´nden Yahudiler) senden gokten uzerlerine bir (yazılı) kitap indirivermeni isterler. (Uzulme), Musa´dan bundan daha buyugunu istemisler, «Allah´ı bize acıkca goster !» demislerdi de zulumleri sebebiyle onları yıldırım carpmıstı. Sonra da kendilerine cok acık belgeler (mu´cizeler) geldigi halde (altından yaptıkları) buzagıyı ilah edindiler, derken (pismanlık duyup tevbe ettiler, biz de) onları affettik. Musa´ya da acık belgeler ve deliller verdik
Surah An-Nisa, Verse 153


وَرَفَعۡنَا فَوۡقَهُمُ ٱلطُّورَ بِمِيثَٰقِهِمۡ وَقُلۡنَا لَهُمُ ٱدۡخُلُواْ ٱلۡبَابَ سُجَّدٗا وَقُلۡنَا لَهُمۡ لَا تَعۡدُواْ فِي ٱلسَّبۡتِ وَأَخَذۡنَا مِنۡهُم مِّيثَٰقًا غَلِيظٗا

Soz vermeleri sebebiyle (ve ona baglı kalmaları icin) uzerlerine Tur´u yukseltip kaldırdık ve: «Bu kapıdan secde ederek girin!» dedik. Cumartesi gununde de (ilahi yasagı) asmayın diye emrettik ve (bu hususta) onlardan saglam ve sıkı bir soz aldık
Surah An-Nisa, Verse 154


فَبِمَا نَقۡضِهِم مِّيثَٰقَهُمۡ وَكُفۡرِهِم بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَقَتۡلِهِمُ ٱلۡأَنۢبِيَآءَ بِغَيۡرِ حَقّٖ وَقَوۡلِهِمۡ قُلُوبُنَا غُلۡفُۢۚ بَلۡ طَبَعَ ٱللَّهُ عَلَيۡهَا بِكُفۡرِهِمۡ فَلَا يُؤۡمِنُونَ إِلَّا قَلِيلٗا

Verdikleri kesin ve saglam sozlerini bozmaları, Allah´ın ayetlerini inkar etmeleri, haksız yere peygamberleri oldurmeleri ve «kalblerimiz kılıftır veya kılıflıdır» demeleri sebebiyledir ki, (kendilerini lanetledik). Belki kufurleri sebebiyle Allah onların kalblerini muhurledi de bu yuzden —azı mustesna— imana gelmezler
Surah An-Nisa, Verse 155


وَبِكُفۡرِهِمۡ وَقَوۡلِهِمۡ عَلَىٰ مَرۡيَمَ بُهۡتَٰنًا عَظِيمٗا

(Yahudiler, Isa Peygamberi) inkarları, Meryem´e zina (gibi) buyuk bir iftirada bulunmaları ve Allah´ın Peygamberi Meryem oglu isa´yı gercekten oldurduk, demeleri (sebebiyle Allah onları lanetleyip kalblerini muhurledi). Oysa onlar Isa´yı olduremediler ve asamadılar; (oldurulen baskası idi). kendilerine (Isa gibi) benzetildi. Isa´ nın oldurulmesi hakkında ihtilafa dusenler elbette bu hususta suphe icindedirler ; onların bu konuda zanna uymaktan baska bir, bilgileri yoktur. Isa´yı kesinlikle olduremediler; bilakis Allah onu kendi katına yukseltti. Allah yegane ustundur, hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 156


وَقَوۡلِهِمۡ إِنَّا قَتَلۡنَا ٱلۡمَسِيحَ عِيسَى ٱبۡنَ مَرۡيَمَ رَسُولَ ٱللَّهِ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَٰكِن شُبِّهَ لَهُمۡۚ وَإِنَّ ٱلَّذِينَ ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ لَفِي شَكّٖ مِّنۡهُۚ مَا لَهُم بِهِۦ مِنۡ عِلۡمٍ إِلَّا ٱتِّبَاعَ ٱلظَّنِّۚ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينَۢا

(Yahudiler, Isa Peygamberi) inkarları, Meryem´e zina (gibi) buyuk bir iftirada bulunmaları ve Allah´ın Peygamberi Meryem oglu isa´yı gercekten oldurduk, demeleri (sebebiyle Allah onları lanetleyip kalblerini muhurledi). Oysa onlar Isa´yı olduremediler ve asamadılar; (oldurulen baskası idi). kendilerine (Isa gibi) benzetildi. Isa´ nın oldurulmesi hakkında ihtilafa dusenler elbette bu hususta suphe icindedirler ; onların bu konuda zanna uymaktan baska bir, bilgileri yoktur. Isa´yı kesinlikle olduremediler; bilakis Allah onu kendi katına yukseltti. Allah yegane ustundur, hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 157


بَل رَّفَعَهُ ٱللَّهُ إِلَيۡهِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمٗا

(Yahudiler, Isa Peygamberi) inkarları, Meryem´e zina (gibi) buyuk bir iftirada bulunmaları ve Allah´ın Peygamberi Meryem oglu isa´yı gercekten oldurduk, demeleri (sebebiyle Allah onları lanetleyip kalblerini muhurledi). Oysa onlar Isa´yı olduremediler ve asamadılar; (oldurulen baskası idi). kendilerine (Isa gibi) benzetildi. Isa´ nın oldurulmesi hakkında ihtilafa dusenler elbette bu hususta suphe icindedirler ; onların bu konuda zanna uymaktan baska bir, bilgileri yoktur. Isa´yı kesinlikle olduremediler; bilakis Allah onu kendi katına yukseltti. Allah yegane ustundur, hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 158


وَإِن مِّنۡ أَهۡلِ ٱلۡكِتَٰبِ إِلَّا لَيُؤۡمِنَنَّ بِهِۦ قَبۡلَ مَوۡتِهِۦۖ وَيَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يَكُونُ عَلَيۡهِمۡ شَهِيدٗا

Kitap Ehli´nden hic kimse yok ki, olmeden once O´na iman edecek olmasın. Kıyamet gununde Isa onların, (dosdogru iman etmiyenlerin) aleyhinde sahid olacaktır
Surah An-Nisa, Verse 159


فَبِظُلۡمٖ مِّنَ ٱلَّذِينَ هَادُواْ حَرَّمۡنَا عَلَيۡهِمۡ طَيِّبَٰتٍ أُحِلَّتۡ لَهُمۡ وَبِصَدِّهِمۡ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ كَثِيرٗا

Yahudilerden (cogunun) zulumleri, bircoklarını Allah yolundan alıkoymaları, men´edildikleri halde faiz almaları ve haksız sebeplerle insanların mallarını yemeleri sebebiyle (daha once) kendilerine helal kılınan iyi ve temiz seyleri onlara haram kıldık ve yine onlardan kufur uzere kalanlara elem verici bir azab hazırladık
Surah An-Nisa, Verse 160


وَأَخۡذِهِمُ ٱلرِّبَوٰاْ وَقَدۡ نُهُواْ عَنۡهُ وَأَكۡلِهِمۡ أَمۡوَٰلَ ٱلنَّاسِ بِٱلۡبَٰطِلِۚ وَأَعۡتَدۡنَا لِلۡكَٰفِرِينَ مِنۡهُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا

Yahudilerden (cogunun) zulumleri, bircoklarını Allah yolundan alıkoymaları, men´edildikleri halde faiz almaları ve haksız sebeplerle insanların mallarını yemeleri sebebiyle (daha once) kendilerine helal kılınan iyi ve temiz seyleri onlara haram kıldık ve yine onlardan kufur uzere kalanlara elem verici bir azab hazırladık
Surah An-Nisa, Verse 161


لَّـٰكِنِ ٱلرَّـٰسِخُونَ فِي ٱلۡعِلۡمِ مِنۡهُمۡ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ يُؤۡمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبۡلِكَۚ وَٱلۡمُقِيمِينَ ٱلصَّلَوٰةَۚ وَٱلۡمُؤۡتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ أُوْلَـٰٓئِكَ سَنُؤۡتِيهِمۡ أَجۡرًا عَظِيمًا

Ama onlardan ilimde kok salıp derinlesenler, sana indirilene de, senden once indirilene de inanan, namazı kılan, zekatı veren, Allah´a ve Ahiret gunune iman eden mu´minlere gelince: Iste onlara buyuk bir ecir (karsılık ve mukafat) verecegiz
Surah An-Nisa, Verse 162


۞إِنَّآ أَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡكَ كَمَآ أَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ نُوحٖ وَٱلنَّبِيِّـۧنَ مِنۢ بَعۡدِهِۦۚ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰٓ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡمَٰعِيلَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ وَٱلۡأَسۡبَاطِ وَعِيسَىٰ وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَٰرُونَ وَسُلَيۡمَٰنَۚ وَءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ زَبُورٗا

Suphesiz ki biz Nuh´a, ondan sonraki peygamberlere, Ibrahim´e, Ismail´e, Ishak´a, Ya´kub´a, onun evlad ve torunlarına; Isa´ya, Eyyub´a, Yunus´a, Harun´a ve Suleyman´a vahyettigimiz gibi sana da vahyettik. Davud´a da Zebur´u verdik
Surah An-Nisa, Verse 163


وَرُسُلٗا قَدۡ قَصَصۡنَٰهُمۡ عَلَيۡكَ مِن قَبۡلُ وَرُسُلٗا لَّمۡ نَقۡصُصۡهُمۡ عَلَيۡكَۚ وَكَلَّمَ ٱللَّهُ مُوسَىٰ تَكۡلِيمٗا

Hem daha once kıssalarını sana haber verdigimiz peygamberlerle, kıssalarını haber vermedigimiz peygamberlere (vahyettigimiz gibi) ve Allah Musa´ya seslenip konustugu gibi sana da vahiy indirdik
Surah An-Nisa, Verse 164


رُّسُلٗا مُّبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى ٱللَّهِ حُجَّةُۢ بَعۡدَ ٱلرُّسُلِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمٗا

Peygamberlerden sonra insanların Allah´a karsı (itiraz yollu) bir delilleri olmasın diye peygamberleri rahmet mujdecileri, azab tehlikesine karsı uyarıcılar (olarak gonderdik). Allah cok ustundur, cok gucludur; yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 165


لَّـٰكِنِ ٱللَّهُ يَشۡهَدُ بِمَآ أَنزَلَ إِلَيۡكَۖ أَنزَلَهُۥ بِعِلۡمِهِۦۖ وَٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ يَشۡهَدُونَۚ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدًا

Ama Allah, sana indirdigiyle sahitlik eder ki, onu kendi ilmiyle indirmistir; melekler de sahitlik ederler. Sahit olarak Allah yeter
Surah An-Nisa, Verse 166


إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ قَدۡ ضَلُّواْ ضَلَٰلَۢا بَعِيدًا

Dogrusu onlar ki inkara sapıp (insanları) Allah yolundan alıkorlar ; (dogru yoldan) uzak bir sapıklıkla sapmıslardır
Surah An-Nisa, Verse 167


إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَظَلَمُواْ لَمۡ يَكُنِ ٱللَّهُ لِيَغۡفِرَ لَهُمۡ وَلَا لِيَهۡدِيَهُمۡ طَرِيقًا

Suphesiz ki inkar edip kufre saplananları ve haksızlıkta bulunanları Allah bagıslayacak degildir ; onları Cehennem yolundan baska bir yola iletici de degildir. Orada ebediyen kalıcılardır. Bu da Allah´a gore pek kolaydır
Surah An-Nisa, Verse 168


إِلَّا طَرِيقَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٗا

Suphesiz ki inkar edip kufre saplananları ve haksızlıkta bulunanları Allah bagıslayacak degildir ; onları Cehennem yolundan baska bir yola iletici de degildir. Orada ebediyen kalıcılardır. Bu da Allah´a gore pek kolaydır
Surah An-Nisa, Verse 169


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدۡ جَآءَكُمُ ٱلرَّسُولُ بِٱلۡحَقِّ مِن رَّبِّكُمۡ فَـَٔامِنُواْ خَيۡرٗا لَّكُمۡۚ وَإِن تَكۡفُرُواْ فَإِنَّ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمٗا

Ey insanlar I Rabbinizden size hak (din) ile bir peygamber geldi ; iman ederseniz sizin icin hayırlı olur. Inkara saparsanız (bilmis olun ki) goklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ındır. Allah her seyi bilendir, yegane hikmet sahibidir
Surah An-Nisa, Verse 170


يَـٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ لَا تَغۡلُواْ فِي دِينِكُمۡ وَلَا تَقُولُواْ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلۡحَقَّۚ إِنَّمَا ٱلۡمَسِيحُ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ رَسُولُ ٱللَّهِ وَكَلِمَتُهُۥٓ أَلۡقَىٰهَآ إِلَىٰ مَرۡيَمَ وَرُوحٞ مِّنۡهُۖ فَـَٔامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦۖ وَلَا تَقُولُواْ ثَلَٰثَةٌۚ ٱنتَهُواْ خَيۡرٗا لَّكُمۡۚ إِنَّمَا ٱللَّهُ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۖ سُبۡحَٰنَهُۥٓ أَن يَكُونَ لَهُۥ وَلَدٞۘ لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَكَفَىٰ بِٱللَّهِ وَكِيلٗا

Ey Kitap Ehli! Dininizde sının asmayın, olcuyu kacırıp asırı gitmeyin. Allah´a karsı ancak hakkı soyleyin. Meryem oglu Mesih Isa, ancak Allah´ın Peygamberi, Meryem´e ilka ettigi kelimesi ve Allah´tan (gelme) bir ruhtur. O halde Allah´a ve peygamberlerine iman edin de (Tanrı) uctur, demeyin, bundan vazgecin, sizin icin hayırlı olur. Allah ancak bir tek ilahtır; cocugu olmaktan pak ve munezzehtir ve yucedir. Goklerde olanlar, yerde olanlar O´nundur. Vekil olarak Allah yeter
Surah An-Nisa, Verse 171


لَّن يَسۡتَنكِفَ ٱلۡمَسِيحُ أَن يَكُونَ عَبۡدٗا لِّلَّهِ وَلَا ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ ٱلۡمُقَرَّبُونَۚ وَمَن يَسۡتَنكِفۡ عَنۡ عِبَادَتِهِۦ وَيَسۡتَكۡبِرۡ فَسَيَحۡشُرُهُمۡ إِلَيۡهِ جَمِيعٗا

Mesih de, en yakın melekler de Allah´a kul olmaktan cekinmezler. Kim O´na kulluktan cekinir de buyukluk taslarsa, (unutmasın ki) Allah hepsini (kabirlerinden kaldırıp) huzurunda biraraya getirerek toplayacaktır
Surah An-Nisa, Verse 172


فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمۡ أُجُورَهُمۡ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضۡلِهِۦۖ وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ٱسۡتَنكَفُواْ وَٱسۡتَكۡبَرُواْ فَيُعَذِّبُهُمۡ عَذَابًا أَلِيمٗا وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيّٗا وَلَا نَصِيرٗا

Artık iman edip iyi-yararlı amellerde bulunanların mukafatlarını noksansız odeyecek ve bir de kendi fazl-u kereminden onlara fazlasını verecektir. (Kulluktan) cekinip buyukluk taslayanlara gelince: Onları elem verici bir azabla azablandıracak ve kendilerine Allah´tan baska ne bir dost ve sahip, ne de bir yardımcı bulamıyacaklardır
Surah An-Nisa, Verse 173


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدۡ جَآءَكُم بُرۡهَٰنٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَأَنزَلۡنَآ إِلَيۡكُمۡ نُورٗا مُّبِينٗا

Ey insanlar! Dogrusu Rabbinizden size bir burhan (kesinligi acık delil ve belge) geldi ve size cok acık bir nur indirdik
Surah An-Nisa, Verse 174


فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَٱعۡتَصَمُواْ بِهِۦ فَسَيُدۡخِلُهُمۡ فِي رَحۡمَةٖ مِّنۡهُ وَفَضۡلٖ وَيَهۡدِيهِمۡ إِلَيۡهِ صِرَٰطٗا مُّسۡتَقِيمٗا

Artık Allah´a iman edip O´na sarılanları, Allah kendi katından bir rahmete ve genis bir nimet ve ihsana sokacak ve kendisine giden dogru yola eristirecektir
Surah An-Nisa, Verse 175


يَسۡتَفۡتُونَكَ قُلِ ٱللَّهُ يُفۡتِيكُمۡ فِي ٱلۡكَلَٰلَةِۚ إِنِ ٱمۡرُؤٌاْ هَلَكَ لَيۡسَ لَهُۥ وَلَدٞ وَلَهُۥٓ أُخۡتٞ فَلَهَا نِصۡفُ مَا تَرَكَۚ وَهُوَ يَرِثُهَآ إِن لَّمۡ يَكُن لَّهَا وَلَدٞۚ فَإِن كَانَتَا ٱثۡنَتَيۡنِ فَلَهُمَا ٱلثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَۚ وَإِن كَانُوٓاْ إِخۡوَةٗ رِّجَالٗا وَنِسَآءٗ فَلِلذَّكَرِ مِثۡلُ حَظِّ ٱلۡأُنثَيَيۡنِۗ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمۡ أَن تَضِلُّواْۗ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمُۢ

Senden fetva isterler. De ki: Allah size k e I a I e (babası ve cocugu olmayıp kardeslerini mirascı bırakan) hakkında fetva veriyor; Eger bir adam olur, cocugu da yoksa, bir kız kardesi mirascı bulunuyorsa, terekenin yarısı onadır. Kız kardes cocuksuz (olur) ise, erkek kardes onun bıraktıgının (tamamını) alır. (Tabii olenin kocası varsa, malın yarısı ona verildikten sonra kardesi geriye kalanı alır). (Aynı durumda) kız kardesler iki (ya da daha fazla) olurlarsa, erkek kardeslerinin bıraktıgının ucte ikisionlaradır. Mirascılar erkek ve kız kardesler ise, o takdirde erkek icin disinin iki payı vardır. Allah, adaletten saparsınız diye size (hukumlerini) acıklıyor. Allah her seyi hakkıyle bilendir
Surah An-Nisa, Verse 176


Author: Celal Y Ld R M


<< Surah 3
>> Surah 5

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai