Surah An-Nisa Verse 46 - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
Surah An-Nisaمِّنَ ٱلَّذِينَ هَادُواْ يُحَرِّفُونَ ٱلۡكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِۦ وَيَقُولُونَ سَمِعۡنَا وَعَصَيۡنَا وَٱسۡمَعۡ غَيۡرَ مُسۡمَعٖ وَرَٰعِنَا لَيَّۢا بِأَلۡسِنَتِهِمۡ وَطَعۡنٗا فِي ٱلدِّينِۚ وَلَوۡ أَنَّهُمۡ قَالُواْ سَمِعۡنَا وَأَطَعۡنَا وَٱسۡمَعۡ وَٱنظُرۡنَا لَكَانَ خَيۡرٗا لَّهُمۡ وَأَقۡوَمَ وَلَٰكِن لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفۡرِهِمۡ فَلَا يُؤۡمِنُونَ إِلَّا قَلِيلٗا
Yahudilerden, (Tevrat´taki) kelimelerin konuldukları yerleri değiştirip tahrif edenler (mânâlarını bozanlar) ve, dillerini eğip bükerek ve dîni yererek: "İşittik ve isyan ettik. İşit, işitmez olası ve “râinâ” (bize bak : yahudu dilinde ahmak)" diyorlar .Ve eğer onlar, "İşittik ve itaat ettik, işit ve bize bak." deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha sağlam (daha iyi) olurdu küfürleri sebebiyle onları lânetledi. Artık onların pek azı hariç, îmân etmezler