Surah An-Nisa Verse 46 - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
Surah An-Nisaمِّنَ ٱلَّذِينَ هَادُواْ يُحَرِّفُونَ ٱلۡكَلِمَ عَن مَّوَاضِعِهِۦ وَيَقُولُونَ سَمِعۡنَا وَعَصَيۡنَا وَٱسۡمَعۡ غَيۡرَ مُسۡمَعٖ وَرَٰعِنَا لَيَّۢا بِأَلۡسِنَتِهِمۡ وَطَعۡنٗا فِي ٱلدِّينِۚ وَلَوۡ أَنَّهُمۡ قَالُواْ سَمِعۡنَا وَأَطَعۡنَا وَٱسۡمَعۡ وَٱنظُرۡنَا لَكَانَ خَيۡرٗا لَّهُمۡ وَأَقۡوَمَ وَلَٰكِن لَّعَنَهُمُ ٱللَّهُ بِكُفۡرِهِمۡ فَلَا يُؤۡمِنُونَ إِلَّا قَلِيلٗا
Yahudi olanlardan kimi kelimeleri (Allah tarafından) konuldukları yerlerinden (kaldırıb) degistirirler, dillerini egerek, bukerek, dine de saldırarak (sana) derler ki: «(Sozunu zaahiren) dinledik, (fakat kalbimizle) isyan etdik. Isit, isitmez olası. Raina». Eger onlar: «Dinledik, itaat etdik. Isit, bize bak» deselerdi kendileri icin elbet daha hayırlı ve daha dogru olurdu. Fakat Allah, kendi kufurleri yuzunden onları rahmetinden kogmusdur. Artık onlar, birazı mustesna olmak uzere, iman etmezler