Surah Yunus - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡحَكِيمِ
Elif, Lam, Ra. Iste bunlar sapasaglam ve hikmetle dolu Kur’an’ın ayetleridir
Surah Yunus, Verse 1
أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنۡ أَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ رَجُلٖ مِّنۡهُمۡ أَنۡ أَنذِرِ ٱلنَّاسَ وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَنَّ لَهُمۡ قَدَمَ صِدۡقٍ عِندَ رَبِّهِمۡۗ قَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٞ مُّبِينٌ
Insanlar arasında bir er’e (Peygambere): “- Insanları Allah’ın azabı ile korkut ve iman edenleri de, Rableri katında yuksek dereceleri olmakla mujdele” diye vahy etmemiz, insanlar icin sasılacak sey mi oldu ki, kafirler: “- Her halde bu, acık bir sihirbazdır.” dediler
Surah Yunus, Verse 2
إِنَّ رَبَّكُمُ ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ يُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَۖ مَا مِن شَفِيعٍ إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ إِذۡنِهِۦۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Rabbiniz o Allah’dır ki, gokleri ve yeri altı gunde yarattı. Sonra Ars’ı istila edip her seyi hukmu altına aldı. Butun isleri O idare ediyor. O’nun izni olmadıkca hic bir sefaatci yok. Iste bu vasıflara sahip olan Allah, Rabbinizdir. O halde ona ibadet edin. Artık ibret almak icin dusunmez misiniz
Surah Yunus, Verse 3
إِلَيۡهِ مَرۡجِعُكُمۡ جَمِيعٗاۖ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقًّاۚ إِنَّهُۥ يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ بِٱلۡقِسۡطِۚ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَهُمۡ شَرَابٞ مِّنۡ حَمِيمٖ وَعَذَابٌ أَلِيمُۢ بِمَا كَانُواْ يَكۡفُرُونَ
Hepinizin donup varısı ancak Allah’adır. Allah’ın vaadi gercektir. Varlıkları once O diriltir. Sonra iman edip salih ameller isliyenleri, adaletle mukafatlandırmak icin, onları geri cevirir. Kafirlere ise, kufrettiklerinden dolayı, kaynar sudan bir icki ve acıklı bir azab vardır
Surah Yunus, Verse 4
هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ ٱلشَّمۡسَ ضِيَآءٗ وَٱلۡقَمَرَ نُورٗا وَقَدَّرَهُۥ مَنَازِلَ لِتَعۡلَمُواْ عَدَدَ ٱلسِّنِينَ وَٱلۡحِسَابَۚ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ ذَٰلِكَ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۚ يُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ
O Allah’dır ki, gunesi bir ısık ve ayı da bir nur yaptı (buyuyup kuculen) miktarlar ve olculer tayin buyurdu, ki senelerin sayısını ve hesabı bilesiniz. Allah, bunları ancak hak ve hikmet olarak yarattı. Allah, anlayacak bir topluluk icin ayetlerini acıkca beyan ediyor
Surah Yunus, Verse 5
إِنَّ فِي ٱخۡتِلَٰفِ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ ٱللَّهُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَّقُونَ
Elbette gece ile gunduzun, (buyuyup kuculerek) arka arkaya gelmek suretiyle degisip durmasında, Allah’ın goklerde ve yerde yarattıgı butun varlıklarda, Allah’dan korkan bir kavim icin buyuk deliller ve ibretler vardır; (hepsi Allah’ın kudret ve varlıgına, kemal sıfatlarına delalet ederler)
Surah Yunus, Verse 6
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا وَرَضُواْ بِٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَٱطۡمَأَنُّواْ بِهَا وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَنۡ ءَايَٰتِنَا غَٰفِلُونَ
Oldukten sonra huzurumuzda hesap vereceklerini ummayıp da, dunya hayatına razı ve onunla emniyet icinde olanlar, bir de (essiz bir ilah oldugumuzu isbat eden bunca) delillerimizden gafil bulunanlar
Surah Yunus, Verse 7
أُوْلَـٰٓئِكَ مَأۡوَىٰهُمُ ٱلنَّارُ بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Iste bunların, elde ettikleri kotu ameller sebebiyle varacakları yer, cehennem atesidir
Surah Yunus, Verse 8
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ يَهۡدِيهِمۡ رَبُّهُم بِإِيمَٰنِهِمۡۖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهِمُ ٱلۡأَنۡهَٰرُ فِي جَنَّـٰتِ ٱلنَّعِيمِ
Fakat iman edip salih ameller isleyen kimseleri, Rableri, imanları sebebiyle, agacları altından ırmaklar akar nimeti bol cennet’lere hidayet buyurur
Surah Yunus, Verse 9
دَعۡوَىٰهُمۡ فِيهَا سُبۡحَٰنَكَ ٱللَّهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمۡ فِيهَا سَلَٰمٞۚ وَءَاخِرُ دَعۡوَىٰهُمۡ أَنِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Bunların, cennette duaları: “- Allah’ım! Seni tesbih ve tenzih ederiz” sozudur ve aralarındaki dilekleri de hep SELAM’dır. Dualarının sonu ise: “-Butun hamdler alemlerin Rabbine mahsustur”, gercegidir
Surah Yunus, Verse 10
۞وَلَوۡ يُعَجِّلُ ٱللَّهُ لِلنَّاسِ ٱلشَّرَّ ٱسۡتِعۡجَالَهُم بِٱلۡخَيۡرِ لَقُضِيَ إِلَيۡهِمۡ أَجَلُهُمۡۖ فَنَذَرُ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
Eger Allah, insanlara, hayrı carcabuk istedikleri gibi, fenalıgı da hemen acele olarak verseydi, muhakkak ecelleri son bulur biterdi. Fakat karsımıza cıkıp hesap vermeyi ummayanları, azgınlıklarında bırakırız, koru korune giderler
Surah Yunus, Verse 11
وَإِذَا مَسَّ ٱلۡإِنسَٰنَ ٱلضُّرُّ دَعَانَا لِجَنۢبِهِۦٓ أَوۡ قَاعِدًا أَوۡ قَآئِمٗا فَلَمَّا كَشَفۡنَا عَنۡهُ ضُرَّهُۥ مَرَّ كَأَن لَّمۡ يَدۡعُنَآ إِلَىٰ ضُرّٖ مَّسَّهُۥۚ كَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِلۡمُسۡرِفِينَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Insana (hastalık gibi) bir sıkıntı dokundugu zaman, gerek yan yatarken, gerek otururken, gerek ayakta iken, bize dua eder durur. Fakat ondan sıkıntısını giderdigimiz zaman, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı icin bize dua etmemis gibi gecer gider. (eski sapıklıgına devam eder). Iste o haddi asan musriklere, yaptıkları ameller, boyle suslu gosterilmektedir
Surah Yunus, Verse 12
وَلَقَدۡ أَهۡلَكۡنَا ٱلۡقُرُونَ مِن قَبۡلِكُمۡ لَمَّا ظَلَمُواْ وَجَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَمَا كَانُواْ لِيُؤۡمِنُواْۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Andolsun, biz, senden onceki devirlerdekileri, kendilerine Peygamberleri mucizelerle geldikleri halde, zulmettikleri ve imana gelmedikleri vakit helak ettik. Iste mucrim kavimleri, biz boyle cezalandırırız
Surah Yunus, Verse 13
ثُمَّ جَعَلۡنَٰكُمۡ خَلَـٰٓئِفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ لِنَنظُرَ كَيۡفَ تَعۡمَلُونَ
Sonra, onların arkasından, sizi arzda halifeler yaptık ki, bakalım nasıl ameller isliyeceksiniz
Surah Yunus, Verse 14
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَاتُنَا بَيِّنَٰتٖ قَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا ٱئۡتِ بِقُرۡءَانٍ غَيۡرِ هَٰذَآ أَوۡ بَدِّلۡهُۚ قُلۡ مَا يَكُونُ لِيٓ أَنۡ أُبَدِّلَهُۥ مِن تِلۡقَآيِٕ نَفۡسِيٓۖ إِنۡ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰٓ إِلَيَّۖ إِنِّيٓ أَخَافُ إِنۡ عَصَيۡتُ رَبِّي عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ
Boyle iken, ayetlerimiz, musriklere birer acık delil olarak okundugu zaman, karsımızda hesap vermeyi ummayanlar: “- Bundan baska bir KUR’AN getir veya bunu degistir” dediler. Sen de ki: “- Onu kendiligimden degistirmekligim, benim icin mumkun degil. Ben, ancak bana vahyolunana uyarım. Ben, Rabbime isyan edersem, gercekten buyuk bir gunun (kıyametin) azabından korkarım.”
Surah Yunus, Verse 15
قُل لَّوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا تَلَوۡتُهُۥ عَلَيۡكُمۡ وَلَآ أَدۡرَىٰكُم بِهِۦۖ فَقَدۡ لَبِثۡتُ فِيكُمۡ عُمُرٗا مِّن قَبۡلِهِۦٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
De ki: “- eger Allah dileseydi, ben KUR’AN’ı size okumazdım ve hic bir suretle Allah onu size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben icinizde bundan once (kırk yıl kadar) bir omur durdum (okuyup yazdıgım bir sey yoktur). Artık Kur’an’ın kendi tarafımdan olmadıgını (sırf Allah’ın vahyi bulundugunu) dusunmez misiniz
Surah Yunus, Verse 16
فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوۡ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Artık Allah’a bir yalan iftira eden veya onun ayetlerine yalan diyenden daha zalim kim olabilir? Suphe yok ki, mucrimler kurtulamazlar
Surah Yunus, Verse 17
وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَضُرُّهُمۡ وَلَا يَنفَعُهُمۡ وَيَقُولُونَ هَـٰٓؤُلَآءِ شُفَعَـٰٓؤُنَا عِندَ ٱللَّهِۚ قُلۡ أَتُنَبِّـُٔونَ ٱللَّهَ بِمَا لَا يَعۡلَمُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Allah’ı bırakıp kendilerine ne bir zarar, ne de bir menfaat vermeyecek seylere (putlara) tapıyorlar ve bir de: “-Bu putlar, Allah katında bizim sefaatcılarımızdır.” diyorlar. De ki: “-Siz, Allah’a, goklerde ve yerde bilmedigi bir seyi mi haber vereceksiniz?” Hasa, Allah, onların ortak kostukları her seyden cok uzakatır, cok yucedir
Surah Yunus, Verse 18
وَمَا كَانَ ٱلنَّاسُ إِلَّآ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ فَٱخۡتَلَفُواْۚ وَلَوۡلَا كَلِمَةٞ سَبَقَتۡ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيۡنَهُمۡ فِيمَا فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Insanlar ilk once, yalnız tek bir ummetti (aynı dine baglıydılar) Sonra ayrılıga dustuler (bir cok batıl dinlere ayrıldılar.) Eger Rabbinden ezelde bir takdir gecmemis olsaydı (cezaları ahirete bırakılmamıs olaydı), o ihtilaf edip durdukları seylerde simdiye kadar aralarında hukum verilmis bitmisti; (hemen uzerlerine azab inerdi)
Surah Yunus, Verse 19
وَيَقُولُونَ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ ءَايَةٞ مِّن رَّبِّهِۦۖ فَقُلۡ إِنَّمَا ٱلۡغَيۡبُ لِلَّهِ فَٱنتَظِرُوٓاْ إِنِّي مَعَكُم مِّنَ ٱلۡمُنتَظِرِينَ
Bir de Musrikler: “- Peygambere, Rabbi tarafından (Kur’an’dan) baska bir ayet (azab mucizesi) indirilse ya!” diyorlar. Sen de ki: “-Gayb, ancak Allah’a mahsustur. O halde azabı bekleyin, ben de sizinle beraber bekliyenlerdenim
Surah Yunus, Verse 20
وَإِذَآ أَذَقۡنَا ٱلنَّاسَ رَحۡمَةٗ مِّنۢ بَعۡدِ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُمۡ إِذَا لَهُم مَّكۡرٞ فِيٓ ءَايَاتِنَاۚ قُلِ ٱللَّهُ أَسۡرَعُ مَكۡرًاۚ إِنَّ رُسُلَنَا يَكۡتُبُونَ مَا تَمۡكُرُونَ
Insanlara dokunan bir sıkıntı ve gecim darlıgından sonra, kendilerine bir rahmet (bolluk) taddırdıgımız zaman da ayetlerimize dil uzatır ve Peygambere hile yapmaga kosarlar. De ki: “- Allah’ın, hilenize ceza verisi cok daha cabuktur”. Gercekten elcilerimiz (Meleklerimiz) de kurdugunuz kotu fikirleri yazıyorlar
Surah Yunus, Verse 21
هُوَ ٱلَّذِي يُسَيِّرُكُمۡ فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِۖ حَتَّىٰٓ إِذَا كُنتُمۡ فِي ٱلۡفُلۡكِ وَجَرَيۡنَ بِهِم بِرِيحٖ طَيِّبَةٖ وَفَرِحُواْ بِهَا جَآءَتۡهَا رِيحٌ عَاصِفٞ وَجَآءَهُمُ ٱلۡمَوۡجُ مِن كُلِّ مَكَانٖ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُمۡ أُحِيطَ بِهِمۡ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ لَئِنۡ أَنجَيۡتَنَا مِنۡ هَٰذِهِۦ لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّـٰكِرِينَ
Sizi karada (cesitli vasıtalar uzerinde ) ve denizde (gemilerde) gezdiren O’dur. Hatta siz gemide oldugunuz zaman, guzel bir ruzgarla, o gemi icindekilerle giderken, onlar ferahlanırlar. Derken bir fırtına cıkarak her taraftan dalgalar kendilerine gelince ve kusatıldıklarını anlayınca, Allah’ın dininde halis ve samimi olarak Allah’a soyle dua ederler: “-Yemin ederiz ki, eger bizi, bundan kurtarırsan muhakkak sukreden kullarından oluruz.”
Surah Yunus, Verse 22
فَلَمَّآ أَنجَىٰهُمۡ إِذَا هُمۡ يَبۡغُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّۗ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنَّمَا بَغۡيُكُمۡ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُمۖ مَّتَٰعَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ ثُمَّ إِلَيۡنَا مَرۡجِعُكُمۡ فَنُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Fakat, Allah, onları selamete cıkarınca, bakarsın ki, yeryuzunde yine haksız yere azgınlıklarda bulunuyorlar. Ey insanlar! sizin azgınlıgınız ancak kendi aleyhinizedir. O kıymetsiz dunya hayatının biraz zevkini surersiniz, sonra doner bize gelirsiniz. Biz de butun yaptıklarınızı size haber veririz
Surah Yunus, Verse 23
إِنَّمَا مَثَلُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا كَمَآءٍ أَنزَلۡنَٰهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ فَٱخۡتَلَطَ بِهِۦ نَبَاتُ ٱلۡأَرۡضِ مِمَّا يَأۡكُلُ ٱلنَّاسُ وَٱلۡأَنۡعَٰمُ حَتَّىٰٓ إِذَآ أَخَذَتِ ٱلۡأَرۡضُ زُخۡرُفَهَا وَٱزَّيَّنَتۡ وَظَنَّ أَهۡلُهَآ أَنَّهُمۡ قَٰدِرُونَ عَلَيۡهَآ أَتَىٰهَآ أَمۡرُنَا لَيۡلًا أَوۡ نَهَارٗا فَجَعَلۡنَٰهَا حَصِيدٗا كَأَن لَّمۡ تَغۡنَ بِٱلۡأَمۡسِۚ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Menfaat ve aldatma bakımından bu dunya hayatının hali, gokten indirdigimiz bir yagmura benzer. Oyle ki, bu yagmurla, gerek insanların, gerekse hayvanların yiyecegi urun ve bitkiler yetisip birbirine karısmıstır. Nihayet arz butun guzelligini takınıp suslendigi ve sahipleri de bu mahsulu toplamaya ve ondan faydalanmaya kendilerini kadir zannettikleri bir sırada, geceleyin ve gunduzun ona emrimiz (afatımız) gelivermistir. Sanki dun yerinde bir sey yokmus gibi, onu kokunden bicmis yok etmistir. Iste dusunecek bir kavim icin ayetleri boyle acıklarız
Surah Yunus, Verse 24
وَٱللَّهُ يَدۡعُوٓاْ إِلَىٰ دَارِ ٱلسَّلَٰمِ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Allah, cennet evine cagırır ve diledigi kimseyi dogru yola iletir
Surah Yunus, Verse 25
۞لِّلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ ٱلۡحُسۡنَىٰ وَزِيَادَةٞۖ وَلَا يَرۡهَقُ وُجُوهَهُمۡ قَتَرٞ وَلَا ذِلَّةٌۚ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Iman edip guzel bir amel isleyenlere cennet ve bir de Allah’ın Cemalini gormek var. Onların yuzlerine ne bir leke bulasır, ne de bir zillet... Iste bunlar cennetliktirler, kendileri orada ebedi olarak kalıcıdırlar
Surah Yunus, Verse 26
وَٱلَّذِينَ كَسَبُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ جَزَآءُ سَيِّئَةِۭ بِمِثۡلِهَا وَتَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۖ مَّا لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِنۡ عَاصِمٖۖ كَأَنَّمَآ أُغۡشِيَتۡ وُجُوهُهُمۡ قِطَعٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِ مُظۡلِمًاۚ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Kotulukleri kazananlara gelince: Bir kotulugun cezası, misliyledir. (Bir kotuluge, karsılıgı olan bir ceza var. Halbuki bir iyilige, on katından yedi yuze ve daha ziyadeye kadar mukafat vardır.) Onları bir zillet kaplar. Allah’dan kendilerini kurtaracak yoktur. Sanki yuzleri, gece parcalarından kaplanmıs kapkaranlık... Iste bunlar da atesliktirler, o cehennem atesinde ebedi olarak kalıcıdırlar
Surah Yunus, Verse 27
وَيَوۡمَ نَحۡشُرُهُمۡ جَمِيعٗا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ مَكَانَكُمۡ أَنتُمۡ وَشُرَكَآؤُكُمۡۚ فَزَيَّلۡنَا بَيۡنَهُمۡۖ وَقَالَ شُرَكَآؤُهُم مَّا كُنتُمۡ إِيَّانَا تَعۡبُدُونَ
O gun, mahserde, insanların hepsini bir araya toplayacagız. Sonra musriklere soyle diyecegiz: “- Siz ve Allah’a es yaptıgınız ortaklarınız (putlarınız) durun yerinizde... “Artık muminlerle aralarını tamamen acmısızdır. Ortakları olan putlar Allah tarafından dile gelip kendilerine soyle diyeceklerdir: “- Siz, dunyada bize tapmıyordunuz (Seytanın ardı sıra gidiyordunuz)
Surah Yunus, Verse 28
فَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدَۢا بَيۡنَنَا وَبَيۡنَكُمۡ إِن كُنَّا عَنۡ عِبَادَتِكُمۡ لَغَٰفِلِينَ
Simdi sizinle bizim aramızda sahid olarak Allah yeter. Dogrusu, ey musrikler, sizin ibadetinizden, bizim asla haberimiz yoktu (cunku isitmez, gormez ve duymazdık.)”
Surah Yunus, Verse 29
هُنَالِكَ تَبۡلُواْ كُلُّ نَفۡسٖ مَّآ أَسۡلَفَتۡۚ وَرُدُّوٓاْ إِلَى ٱللَّهِ مَوۡلَىٰهُمُ ٱلۡحَقِّۖ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
Orada herkes, gecmiste yaptıgı iyi ve kotu seylerin imtihanını verecektir. Artık hepsi hak mevlaları Allah’a dondurulmuslerdir ve musriklerin Allah’a es uydurdukları putlar da kendilerinden kaybolmus gitmis bulunacaktır
Surah Yunus, Verse 30
قُلۡ مَن يَرۡزُقُكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ أَمَّن يَمۡلِكُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَمَن يُخۡرِجُ ٱلۡحَيَّ مِنَ ٱلۡمَيِّتِ وَيُخۡرِجُ ٱلۡمَيِّتَ مِنَ ٱلۡحَيِّ وَمَن يُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَۚ فَسَيَقُولُونَ ٱللَّهُۚ فَقُلۡ أَفَلَا تَتَّقُونَ
(Rasulum) de ki: “-Size gokten ve yerden kim rızk veriyor? O kulaklara ve gozlere (onların idrakine) kim malik bulunuyor? Oluden diriyi, diriden de oluyu kim cıkarıyor? Butun isleri kim idare ediyor? “ Hemen diyecekler ki “Allah” De ki: “- O halde Allah’dan sakınmaz mısınız? “
Surah Yunus, Verse 31
فَذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَاذَا بَعۡدَ ٱلۡحَقِّ إِلَّا ٱلضَّلَٰلُۖ فَأَنَّىٰ تُصۡرَفُونَ
Iste bu isleri yapan Allah’dır; gercek Rabbinizdir. Hakdan sonra da sapıklıktan baska ne vardır? O halde (Bu acık delillerden sonra imandan) nasıl cevrilirsiniz
Surah Yunus, Verse 32
كَذَٰلِكَ حَقَّتۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى ٱلَّذِينَ فَسَقُوٓاْ أَنَّهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Oyle busbutun haktan cıkmıs inatcı fasıklara Rabbinin hukmu soyle vacib oldu: “- onlar, artık imana gelmezler.”
Surah Yunus, Verse 33
قُلۡ هَلۡ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥۚ قُلِ ٱللَّهُ يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥۖ فَأَنَّىٰ تُؤۡفَكُونَ
De ki: “Allah’a es tuttugunuz ortaklarınızdan (putlarınızdan) halkı ilkin yaratacak, onları oldurdukten sonra yine diriltecek var mı? “ (Susan musriklere cevaben) de ki: “- Allah, ilkin halkı yaratır; oldurdukten sonra da yine o diriltir. Artık dogru yoldan nasıl cevriliyorsunuz?”
Surah Yunus, Verse 34
قُلۡ هَلۡ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَهۡدِيٓ إِلَى ٱلۡحَقِّۚ قُلِ ٱللَّهُ يَهۡدِي لِلۡحَقِّۗ أَفَمَن يَهۡدِيٓ إِلَى ٱلۡحَقِّ أَحَقُّ أَن يُتَّبَعَ أَمَّن لَّا يَهِدِّيٓ إِلَّآ أَن يُهۡدَىٰۖ فَمَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
(Ey Rasulum), de ki: “-Ortaklarınızdan hak yolu gosterebilecek var mı? “ (cevap veremiyen musriklere) de ki: “- Allah, ancak hak yolu gosterir ve ona iletir. O halde, hakka ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine hidayet olunmadıkca tek basına dogru yolu bulamıyan (putunuz) mu? Oyle ise, ne oluyorsunuz, nasıl batıl hukum veriyorsunuz (uyulmaya layık olmayan putlara uyuyorsunuz?)”
Surah Yunus, Verse 35
وَمَا يَتَّبِعُ أَكۡثَرُهُمۡ إِلَّا ظَنًّاۚ إِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغۡنِي مِنَ ٱلۡحَقِّ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمُۢ بِمَا يَفۡعَلُونَ
Kafirlerin cogu, sırf kuru bir zan ardında gider. Fakat zan, gercekten hic bir sey ifade etmez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını tamamen bilmektedir
Surah Yunus, Verse 36
وَمَا كَانَ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانُ أَن يُفۡتَرَىٰ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَٰكِن تَصۡدِيقَ ٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِ وَتَفۡصِيلَ ٱلۡكِتَٰبِ لَا رَيۡبَ فِيهِ مِن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Bu KUR’AN Allah’ındır, ondan baskasına nisbet edilemez. Ancak o, onundekini (daha once inidirlen kitabları) tasdik edici ve kitabın hukumlerini acıklayıcı alemlerin Rabbinden indirilmistir; bunda hic suphe yoktur
Surah Yunus, Verse 37
أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰهُۖ قُلۡ فَأۡتُواْ بِسُورَةٖ مِّثۡلِهِۦ وَٱدۡعُواْ مَنِ ٱسۡتَطَعۡتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Yoksa KUR’AN’ı, Peygamber mi uydurdu diyorlar? Rasulum, de ki: “- O halde, iddianızda sadık kimselerseniz, O’nun gibi bir sure yapın, getirin ve Allah’dan baska gucunuzun yettigi (edib, belig) kim varsa onları da yardıma cagırın.”
Surah Yunus, Verse 38
بَلۡ كَذَّبُواْ بِمَا لَمۡ يُحِيطُواْ بِعِلۡمِهِۦ وَلَمَّا يَأۡتِهِمۡ تَأۡوِيلُهُۥۚ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۖ فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Hayır, o kafirler, ilmini kavrayamadıkları Kur’an’ı yalanladılar ve kendilerine, hakikat ve inceligi hakkında bir anlayıs da gelmedi. Onlardan once gelen ummetler de Peygamberlerini, iste boyle yalanlamıslardı. Amma bak, zalimlerin akibeti nasıl oldu
Surah Yunus, Verse 39
وَمِنۡهُم مَّن يُؤۡمِنُ بِهِۦ وَمِنۡهُم مَّن لَّا يُؤۡمِنُ بِهِۦۚ وَرَبُّكَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُفۡسِدِينَ
Kafirlerden Kur’an’a inanacak da var, iman etmiyecek de var. Rabbin mufsidleri cok iyi bilendir
Surah Yunus, Verse 40
وَإِن كَذَّبُوكَ فَقُل لِّي عَمَلِي وَلَكُمۡ عَمَلُكُمۡۖ أَنتُم بَرِيٓـُٔونَ مِمَّآ أَعۡمَلُ وَأَنَا۠ بَرِيٓءٞ مِّمَّا تَعۡمَلُونَ
Eger seni tekzibde ısrar ederlerse, de ki: “- Benim amelim bana, sizin ameliniz de size aittir. Siz, benim yapacagımdan berisiniz, ben de sizin yapacagınızdan beriyim.”
Surah Yunus, Verse 41
وَمِنۡهُم مَّن يَسۡتَمِعُونَ إِلَيۡكَۚ أَفَأَنتَ تُسۡمِعُ ٱلصُّمَّ وَلَوۡ كَانُواْ لَا يَعۡقِلُونَ
Iclerinden seni, (okudugun Kur’an’ı ve hukumlerini) dinlemege gelenler de var. Fakat, akılları da yokken sagırlara sen mi duyuracaksın
Surah Yunus, Verse 42
وَمِنۡهُم مَّن يَنظُرُ إِلَيۡكَۚ أَفَأَنتَ تَهۡدِي ٱلۡعُمۡيَ وَلَوۡ كَانُواْ لَا يُبۡصِرُونَ
Iclerinden sana bakanlar (Peygamberligine delalet eden mucizeleri gordukleri halde iman etmiyenler) de var. Fakat anlayıs gozleri de yokken korlere sen mi hidayet edeceksin
Surah Yunus, Verse 43
إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَظۡلِمُ ٱلنَّاسَ شَيۡـٔٗا وَلَٰكِنَّ ٱلنَّاسَ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Dogrusu Allah, insanlara zerrece zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler
Surah Yunus, Verse 44
وَيَوۡمَ يَحۡشُرُهُمۡ كَأَن لَّمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا سَاعَةٗ مِّنَ ٱلنَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيۡنَهُمۡۚ قَدۡ خَسِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِلِقَآءِ ٱللَّهِ وَمَا كَانُواْ مُهۡتَدِينَ
Sanki (dunyada ve kabirlerinde) gunduzun bir saatinden baska durmamıslar gibi, Allah hepsini mahsere sevkedecegi gun, aralarında tanısacaklardır. Allah’ın huzuruna cıkacaklarını inkar edip de hidayet yolunu tutmamıs olanlar, muhakkak en buyuk ziyana ugramıslardır
Surah Yunus, Verse 45
وَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعۡضَ ٱلَّذِي نَعِدُهُمۡ أَوۡ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيۡنَا مَرۡجِعُهُمۡ ثُمَّ ٱللَّهُ شَهِيدٌ عَلَىٰ مَا يَفۡعَلُونَ
Kafirlere vadettigimiz azabın bir kısmını sana gostersek, yahut onlara azab edisten once seni (ahirete) alsak da, sonunda onların donusu bizedir. Sonra Allah, onların yapacakları seylere de sahiddir
Surah Yunus, Verse 46
وَلِكُلِّ أُمَّةٖ رَّسُولٞۖ فَإِذَا جَآءَ رَسُولُهُمۡ قُضِيَ بَيۡنَهُم بِٱلۡقِسۡطِ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Her ummet icin bir Peygamber vardır. Onların her birine Peygamberi geldigi zaman, onu yalanladılar da aralarında adaletle hukum verildi (azaba ugratıldılar). Onlar, zulmedilmediler (cezalarını cektiler)
Surah Yunus, Verse 47
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Kafirler, alay yollu soyle derler: “Eger sadık kimselerseniz, bu azabın veya kıyametin vadi ne zaman?”
Surah Yunus, Verse 48
قُل لَّآ أَمۡلِكُ لِنَفۡسِي ضَرّٗا وَلَا نَفۡعًا إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۗ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌۚ إِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ فَلَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ
(Ey Rasulum), de ki: “- Ben kendi kendime, Allah’ın dilediginden baska, ne bir menfaate, ne de bir zarara sahip olamam.” Her ummetin helaki icin muayyen bir vakit (ecel) vardır. Artık bu ecel geldigi vakit, bir an geri de kalamazlar, ileride gidemezler
Surah Yunus, Verse 49
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِنۡ أَتَىٰكُمۡ عَذَابُهُۥ بَيَٰتًا أَوۡ نَهَارٗا مَّاذَا يَسۡتَعۡجِلُ مِنۡهُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
De ki: “- Bana haber verin: Allah’ın azabı, geceleyin yatarken veya gunduzun mesguliyetinde size gelip catarsa (ne yaparsınız?) artık onu, gunahkarların acele olarak istemelerine sebep nedir
Surah Yunus, Verse 50
أَثُمَّ إِذَا مَا وَقَعَ ءَامَنتُم بِهِۦٓۚ ءَآلۡـَٰٔنَ وَقَدۡ كُنتُم بِهِۦ تَسۡتَعۡجِلُونَ
Bu azab vakı olduktan sonra mı Allah’a iman edeceksiniz? O vakit size: “Simdi mi iman ediyorsunuz?” denecek. Halbuki siz alay ederek, bu azabın acele gelmesini isteyip duruyordunuz
Surah Yunus, Verse 51
ثُمَّ قِيلَ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذُوقُواْ عَذَابَ ٱلۡخُلۡدِ هَلۡ تُجۡزَوۡنَ إِلَّا بِمَا كُنتُمۡ تَكۡسِبُونَ
Sonra o zulmedenlere: “- Ebedi azabı tadın” denilecek. Vaktiyle kazandıgınızdan baska bir sebeple cezalandırılacak degilsiniz
Surah Yunus, Verse 52
۞وَيَسۡتَنۢبِـُٔونَكَ أَحَقٌّ هُوَۖ قُلۡ إِي وَرَبِّيٓ إِنَّهُۥ لَحَقّٞۖ وَمَآ أَنتُم بِمُعۡجِزِينَ
“O azab, bir gercek mi?” diye senden sorarlar. De ki: “- Evet, Rabbime yemin ederim ki, O, muhakkak bir gercektir. Siz bundan yakayı kurtaramazsınız.”
Surah Yunus, Verse 53
وَلَوۡ أَنَّ لِكُلِّ نَفۡسٖ ظَلَمَتۡ مَا فِي ٱلۡأَرۡضِ لَٱفۡتَدَتۡ بِهِۦۗ وَأَسَرُّواْ ٱلنَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُاْ ٱلۡعَذَابَۖ وَقُضِيَ بَيۡنَهُم بِٱلۡقِسۡطِ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Kufre varmakla zulmeden her nefis, eger butun yeryuzundekine sahip olsaydı, azabı gordukleri vakit, hepsi pismanlıgı acıga vurarak kendini kurtarmak icin onu mahakkak feda ederdi. Fakat kendilerine zulum yapılmaksızın, aralarında adaletle (gunahları kadar azabla) hukum verilmesi takdir edilmistir
Surah Yunus, Verse 54
أَلَآ إِنَّ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۗ أَلَآ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Biliniz ki, goklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah’ındır. Biliniz ki, gercekten Allah’ın vadi haktır; fakat kafirlerin cogu bunu bilmezler
Surah Yunus, Verse 55
هُوَ يُحۡيِۦ وَيُمِيتُ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Allah hem diriltir, hem oldurur. Hep dondurulup ona goturuleceksiniz
Surah Yunus, Verse 56
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدۡ جَآءَتۡكُم مَّوۡعِظَةٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَشِفَآءٞ لِّمَا فِي ٱلصُّدُورِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Ey insanlar! Iste size, Rabbinizden bir ogut, kalblerdeki suphelere bir sifa ve muminler icin bir hidayet ve rahmet olan Kur’an geldi
Surah Yunus, Verse 57
قُلۡ بِفَضۡلِ ٱللَّهِ وَبِرَحۡمَتِهِۦ فَبِذَٰلِكَ فَلۡيَفۡرَحُواْ هُوَ خَيۡرٞ مِّمَّا يَجۡمَعُونَ
De ki: “- Allah’ın ihsaniyle ve rahmetiyle, ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların toplamakta olduklarından (dunya menfaatından) daha hayırlıdır
Surah Yunus, Verse 58
قُلۡ أَرَءَيۡتُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ لَكُم مِّن رِّزۡقٖ فَجَعَلۡتُم مِّنۡهُ حَرَامٗا وَحَلَٰلٗا قُلۡ ءَآللَّهُ أَذِنَ لَكُمۡۖ أَمۡ عَلَى ٱللَّهِ تَفۡتَرُونَ
(Ey Rasulum), musriklere de ki: “-Allah sizin icin rızık olarak hangi seyleri indirdi de, siz ondan bir haram ve bir halal yaptınız, bana haber verin. “ De ki: “- Size Allah mı izin verdi (de boyle yaptınız), yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz
Surah Yunus, Verse 59
وَمَا ظَنُّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَشۡكُرُونَ
Allah’a yalan uyduranların (kendiliklerinden haram ve helal diyenlerin) kıyametteki zanları nedir (azab edilmeyeceklerini mi zannediyorlar)? Suphe yok ki Allah (akıl verip kitab indirmekle) insanlara karsı ihsan sahibidir. Fakat insanların cogu bu nimetlere sukretmezler
Surah Yunus, Verse 60
وَمَا تَكُونُ فِي شَأۡنٖ وَمَا تَتۡلُواْ مِنۡهُ مِن قُرۡءَانٖ وَلَا تَعۡمَلُونَ مِنۡ عَمَلٍ إِلَّا كُنَّا عَلَيۡكُمۡ شُهُودًا إِذۡ تُفِيضُونَ فِيهِۚ وَمَا يَعۡزُبُ عَن رَّبِّكَ مِن مِّثۡقَالِ ذَرَّةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا فِي ٱلسَّمَآءِ وَلَآ أَصۡغَرَ مِن ذَٰلِكَ وَلَآ أَكۡبَرَ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٍ
(Ey Rasulum), sen herhangi bir isde bulunsan, Kur’an’dan her ne okusan, sen ve ummetin herhangi bir amel yapsanız, siz ona dalıp dururken, muhakkak biz uzerinizde sahid bulunuruz. Ne yerde, ne gokte zerre agırlıgınca hic bir sey Rabbinizden gizli kalmaz; ne bundan daha kucuk, ne de daha buyuk... Ancak bunların hepsi LEVH-I MAHFUZ’da yazılıdır
Surah Yunus, Verse 61
أَلَآ إِنَّ أَوۡلِيَآءَ ٱللَّهِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ
Biliniz ki, Allah’ın velileri (seriata tam olarak baglı kulları) icin hic bir korku yoktur ve onlar mahzunda olmıyacaklardır
Surah Yunus, Verse 62
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ
Veliler, o kimselerdir ki, Allah’a iman edip emirlerine aykırı hareket etmekten sakınırlar
Surah Yunus, Verse 63
لَهُمُ ٱلۡبُشۡرَىٰ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَفِي ٱلۡأٓخِرَةِۚ لَا تَبۡدِيلَ لِكَلِمَٰتِ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
Onlar icin dunya hayatında da (Kur’an’ın ve Peygamberin haberleriyle), ahirette de (cennet’le) mujdeler vardır. Allah’ın kelimelerinde (verdigi sozlerde) asla bir degisme yoktur. Iste bu (cennetle mujdelenme), en buyuk kurtulustur
Surah Yunus, Verse 64
وَلَا يَحۡزُنكَ قَوۡلُهُمۡۘ إِنَّ ٱلۡعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًاۚ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Ey Rasulum, kafirlerin (tekzib ve sana dil uzatmalarına dair) sozleri seni uzmesin. Muhakkak ki izzet (ustunluk), hep Allah’ındır. Allah (onların butun soylediklerini) isiticidir, tasıdıkları niyyetlerin hepsini bilicidir
Surah Yunus, Verse 65
أَلَآ إِنَّ لِلَّهِ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَمَا يَتَّبِعُ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ شُرَكَآءَۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنۡ هُمۡ إِلَّا يَخۡرُصُونَ
Biliniz ki, goklerde (meleklerden) kim var, yerde (insan ve Cinlerden) kim varsa, hep Allah’ındır. Allah’dan baskasına tapanlar dahi, gercekte Allah’a kostukları ortaklara tabi olmuyorlar. Ancak zanna (zayıf bir ihtimale) tabi oluyorlar ve yalandan baska bir sey soylemiyorlar
Surah Yunus, Verse 66
هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِتَسۡكُنُواْ فِيهِ وَٱلنَّهَارَ مُبۡصِرًاۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ
O Allah’dır ki, icinde rahat edesiniz diye geceyi, calısasınız diye gunduzu aydınlık olarak, sizin icin yarattı. Elbette bunda, Kur’an’ı dinleyecekler icin bir cok ibretler vardır
Surah Yunus, Verse 67
قَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدٗاۗ سُبۡحَٰنَهُۥۖ هُوَ ٱلۡغَنِيُّۖ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ إِنۡ عِندَكُم مِّن سُلۡطَٰنِۭ بِهَٰذَآۚ أَتَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ
Kafirler: “- Allah cocuk edindi”, dediler. Hasa, Allah bundan munezzehtir. O, bir seye muhtac degildir. Goklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. Ey kafiler, (Allah’ın cocuk edindigine dair) elinizde hic bir delil yoktur. Siz, Allah’a karsı, ilimle isbat edemiyeceginiz bir sey mi soyluyorsunuz
Surah Yunus, Verse 68
قُلۡ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ لَا يُفۡلِحُونَ
(Ey Rasulum) , de ki: “- Allah’a karsı yalan uyduranlar, elbette kurtulamıyacaklardır
Surah Yunus, Verse 69
مَتَٰعٞ فِي ٱلدُّنۡيَا ثُمَّ إِلَيۡنَا مَرۡجِعُهُمۡ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ ٱلۡعَذَابَ ٱلشَّدِيدَ بِمَا كَانُواْ يَكۡفُرُونَ
Allah’a iftira edenlerin dunyadaki zevkleri pek az... Nihayet donusleri bizedir. Sonra, kufur uzere bulunduklarından, kendilerine cok siddetli bir azab taddıracagız
Surah Yunus, Verse 70
۞وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ نُوحٍ إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦ يَٰقَوۡمِ إِن كَانَ كَبُرَ عَلَيۡكُم مَّقَامِي وَتَذۡكِيرِي بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَعَلَى ٱللَّهِ تَوَكَّلۡتُ فَأَجۡمِعُوٓاْ أَمۡرَكُمۡ وَشُرَكَآءَكُمۡ ثُمَّ لَا يَكُنۡ أَمۡرُكُمۡ عَلَيۡكُمۡ غُمَّةٗ ثُمَّ ٱقۡضُوٓاْ إِلَيَّ وَلَا تُنظِرُونِ
Ey Rasulum, Mekke kafirlerine Nuh’un haberini oku. Bir vakit kavmine soyle demisti: “- Ey kavmim, eger benim aranızda durusum, Allah’ın ayetleriyle ihtar edip ogud verisim, size agır geliyorsa, bilin ki sizin hilenizden Allah’a tevekkul etmisim. Artık siz ve ortaklarınız toplanıp ne yapacagınızı kararlastırın. Sonra yapacagınız is, size bir musibet olmasın (vaya bana yapacagınızı asıkare yapın). Sonra muhlet vermiyerek, istediginiz seyi bana yapın
Surah Yunus, Verse 71
فَإِن تَوَلَّيۡتُمۡ فَمَا سَأَلۡتُكُم مِّنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِۖ وَأُمِرۡتُ أَنۡ أَكُونَ مِنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
Eger davetimizden yuz cevirirseniz, ben de davetim icin sizden bir ucret istemedim ki... Benim mukafatım ancak Allah’a aittir ve ben, onun birligine ve emirlerine boyun egen muslumanlardan olmakla emrolundum.”
Surah Yunus, Verse 72
فَكَذَّبُوهُ فَنَجَّيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ وَجَعَلۡنَٰهُمۡ خَلَـٰٓئِفَ وَأَغۡرَقۡنَا ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَاۖ فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُنذَرِينَ
Bunun uzerine yine Nuh’u tekzip ettiler. Biz de onu ve beraberindeki muminleri gemide selamete cıkardık ve bunları yeryuzunun halifeleri yaptık. Ayetlerimizi tekzip edenleri ise, suda bogduk. Iste bak, azabla korkutulup yola gelmiyenlerin sonu nasıl olmustur
Surah Yunus, Verse 73
ثُمَّ بَعَثۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِۦ رُسُلًا إِلَىٰ قَوۡمِهِمۡ فَجَآءُوهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانُواْ لِيُؤۡمِنُواْ بِمَا كَذَّبُواْ بِهِۦ مِن قَبۡلُۚ كَذَٰلِكَ نَطۡبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلۡمُعۡتَدِينَ
Sonra Nuh’un arkasından bir cok Peygamberleri kavimlerine gonderdik, onlara acık mucizeler getirdiler. Fakat onceden yaptıkları tekzibden oturu, bir turlu inanmak istemediler. Iste biz, hududu asanların kalbleri uzerine boyle muhur basarız. (artık iman edemezler)
Surah Yunus, Verse 74
ثُمَّ بَعَثۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِم مُّوسَىٰ وَهَٰرُونَ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ بِـَٔايَٰتِنَا فَٱسۡتَكۡبَرُواْ وَكَانُواْ قَوۡمٗا مُّجۡرِمِينَ
Bu Peygamberlerden sonra, Musa ile Harun’u, Firavun ve cemaatine mucizelerimizle gonderdik. Kibirlenerek iman etmediler ve gunahkar bir kavim oldular
Surah Yunus, Verse 75
فَلَمَّا جَآءَهُمُ ٱلۡحَقُّ مِنۡ عِندِنَا قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰذَا لَسِحۡرٞ مُّبِينٞ
Tarafımızdan kendilerine mucize geldigi vakit, “ - Muhakkak bu acık bir sihirdir.” dediler
Surah Yunus, Verse 76
قَالَ مُوسَىٰٓ أَتَقُولُونَ لِلۡحَقِّ لَمَّا جَآءَكُمۡۖ أَسِحۡرٌ هَٰذَا وَلَا يُفۡلِحُ ٱلسَّـٰحِرُونَ
Musa, onlara soyle dedi: “- Size mucize gelince boyle mi diyorsunuz? Bu sihir mi? Sihirbazlar dunya ve ahirette felah bulamazlar.”
Surah Yunus, Verse 77
قَالُوٓاْ أَجِئۡتَنَا لِتَلۡفِتَنَا عَمَّا وَجَدۡنَا عَلَيۡهِ ءَابَآءَنَا وَتَكُونَ لَكُمَا ٱلۡكِبۡرِيَآءُ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا نَحۡنُ لَكُمَا بِمُؤۡمِنِينَ
Onlar, Musa ile Harun’a! “Sen, bizi babalarımızdan buldugumuz yol uzerinden cevirmek icin mi geldin? Yeryuzunde saltanat ikinize ait mi olacak? Biz, ikinize de iman etmeyiz” dediler
Surah Yunus, Verse 78
وَقَالَ فِرۡعَوۡنُ ٱئۡتُونِي بِكُلِّ سَٰحِرٍ عَلِيمٖ
Firavun: “- Ne kadar bilgic sihirbaz varsa hepsini bana getirin.” dedi
Surah Yunus, Verse 79
فَلَمَّا جَآءَ ٱلسَّحَرَةُ قَالَ لَهُم مُّوسَىٰٓ أَلۡقُواْ مَآ أَنتُم مُّلۡقُونَ
Nihayet sihirbazlar toplanıp geldigi zaman, Musa onlara: “- Ne ortaya atacaksanız, siz atın” dedi
Surah Yunus, Verse 80
فَلَمَّآ أَلۡقَوۡاْ قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئۡتُم بِهِ ٱلسِّحۡرُۖ إِنَّ ٱللَّهَ سَيُبۡطِلُهُۥٓ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُصۡلِحُ عَمَلَ ٱلۡمُفۡسِدِينَ
Onlar hunerlerini ortaya atınca, Musa kendilerine soyle dedi: “- Bu sizin yaptıgınız sey sihirdir; muhakkak ki Allah, onu bosa cıkaracaktır. Dogrusu Allah, mufsidlerin isini duzeltmez
Surah Yunus, Verse 81
وَيُحِقُّ ٱللَّهُ ٱلۡحَقَّ بِكَلِمَٰتِهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Gunahkarlar hoslanmasalar bile, Allah emir ve hukumleriyle hakkı gerceklestirir
Surah Yunus, Verse 82
فَمَآ ءَامَنَ لِمُوسَىٰٓ إِلَّا ذُرِّيَّةٞ مِّن قَوۡمِهِۦ عَلَىٰ خَوۡفٖ مِّن فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِمۡ أَن يَفۡتِنَهُمۡۚ وَإِنَّ فِرۡعَوۡنَ لَعَالٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلۡمُسۡرِفِينَ
Sonunda, Firavun ve etrafındakilerin belası korkusundan, Musa’ya kavminden ancak bir zurriyet iman etti. Cunku Firavun o yerde (Mısır’da) cok ustun idi ve pek asırı giden taskınlardandı
Surah Yunus, Verse 83
وَقَالَ مُوسَىٰ يَٰقَوۡمِ إِن كُنتُمۡ ءَامَنتُم بِٱللَّهِ فَعَلَيۡهِ تَوَكَّلُوٓاْ إِن كُنتُم مُّسۡلِمِينَ
Musa da kavmine soyle dedi: “- Ey kavmim! Siz, gercekten Allah’a iman ettinizse ve onun birligine ihlas ile teslim olmus muslimlerseniz, artık Allah’a tevekkul edin.”
Surah Yunus, Verse 84
فَقَالُواْ عَلَى ٱللَّهِ تَوَكَّلۡنَا رَبَّنَا لَا تَجۡعَلۡنَا فِتۡنَةٗ لِّلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Onlar da dediler ki; “-Biz, ancak Allah’a tevekkul ettik. Ey Rabbimiz, bizi, o zalim kavmin fitnesine dusurme
Surah Yunus, Verse 85
وَنَجِّنَا بِرَحۡمَتِكَ مِنَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Ve bizi, rahmetinle o kafir kavimden kurtar.”
Surah Yunus, Verse 86
وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰ وَأَخِيهِ أَن تَبَوَّءَا لِقَوۡمِكُمَا بِمِصۡرَ بُيُوتٗا وَٱجۡعَلُواْ بُيُوتَكُمۡ قِبۡلَةٗ وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Biz ise, Musa’ya ve kardesine soyle vahyettik: “- Kavminiz icin Mısır’da bir takım evler hazırlayın ve evlerinizi namazgah yapın. Namazı geregi uzre kılın. Hem de (Ey Musa) muminleri cennetle mujdele?”
Surah Yunus, Verse 87
وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَآ إِنَّكَ ءَاتَيۡتَ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَأَهُۥ زِينَةٗ وَأَمۡوَٰلٗا فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّواْ عَن سَبِيلِكَۖ رَبَّنَا ٱطۡمِسۡ عَلَىٰٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ وَٱشۡدُدۡ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ فَلَا يُؤۡمِنُواْ حَتَّىٰ يَرَوُاْ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Musa soyle dua etti: “-Ey Rabbimiz! Sen Firavun’a ve etrafındakilere dunya hayatında giyecek bir cok sus esyası ve mallar verdin; ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz, mallarını mahvet ve kalblerini siddetle sık ki, o acıklı azabı gormedikce iman etmiyecekler.”
Surah Yunus, Verse 88
قَالَ قَدۡ أُجِيبَت دَّعۡوَتُكُمَا فَٱسۡتَقِيمَا وَلَا تَتَّبِعَآنِّ سَبِيلَ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
Allah Teala soyle buyurdu: “- ikinizin duası kabul olundu. Siz yine dogru yolunuzda devam edin ve Allah’ın vadini bilmiyenlerin yoluna uymayın.”
Surah Yunus, Verse 89
۞وَجَٰوَزۡنَا بِبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱلۡبَحۡرَ فَأَتۡبَعَهُمۡ فِرۡعَوۡنُ وَجُنُودُهُۥ بَغۡيٗا وَعَدۡوًاۖ حَتَّىٰٓ إِذَآ أَدۡرَكَهُ ٱلۡغَرَقُ قَالَ ءَامَنتُ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا ٱلَّذِيٓ ءَامَنَتۡ بِهِۦ بَنُوٓاْ إِسۡرَـٰٓءِيلَ وَأَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
Israilogullarını denizden (salimen karsı tarafa) gecirdik. Firavun, hemen askerleriyle zulum ve saldırganlık yaparak arkalarına dustu. Nihayet denizde bogulmaya baslayınca soyle dedi: “Iman ettim, gercekten Israilogullarının iman ettiginden (Allah’dan) baska hic bir ilah yoktur. Ben de O’na teslim olanlardanım.”
Surah Yunus, Verse 90
ءَآلۡـَٰٔنَ وَقَدۡ عَصَيۡتَ قَبۡلُ وَكُنتَ مِنَ ٱلۡمُفۡسِدِينَ
Simdi mi (elinden butun kuvvet ve imkan gittikten sonra mı) iman ediyorsun? Halbuki sen , bundan once isyan etmis ve daima mufsidlerden olmustun
Surah Yunus, Verse 91
فَٱلۡيَوۡمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ لِتَكُونَ لِمَنۡ خَلۡفَكَ ءَايَةٗۚ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلنَّاسِ عَنۡ ءَايَٰتِنَا لَغَٰفِلُونَ
Biz de bugun, seni cansız bedeninle denizden yuksek bir yere atacagız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın. Bununla beraber dogrusu insanlardan bir cok kimseler, ayetlerimizden (ibret verici mucizelerimizden) gafildirler
Surah Yunus, Verse 92
وَلَقَدۡ بَوَّأۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ مُبَوَّأَ صِدۡقٖ وَرَزَقۡنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ فَمَا ٱخۡتَلَفُواْ حَتَّىٰ جَآءَهُمُ ٱلۡعِلۡمُۚ إِنَّ رَبَّكَ يَقۡضِي بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Gercekten Israilogullarını cok guzel bir yurda yerlestirdik ve kendilerini hos nimetlerle rızıklandırdık. Nihayet ayrılıga dusmeleri de kendilerine ilim (Tevrat’daki ahir zaman peygamberine ait vasıflar) geldikten sonra oldu. Suphe yok ki o ayrılıga dustukleri seylerde (dini emirler hakkında), Rabbin, kıyamet gunu hukmunu verecektir
Surah Yunus, Verse 93
فَإِن كُنتَ فِي شَكّٖ مِّمَّآ أَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ فَسۡـَٔلِ ٱلَّذِينَ يَقۡرَءُونَ ٱلۡكِتَٰبَ مِن قَبۡلِكَۚ لَقَدۡ جَآءَكَ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُمۡتَرِينَ
Ey Rasulum, eger sana indirdigimiz kıssa ve haberlerden bilfarz suphe edecek olursan, senden evvel kitap (Tevrat) okuyanlara sor; (o kitabda da bu haberler vardır). Yemin olsun ki, onlar hak ve dogru olarak Rabbin tarafından sana geldi. O halde sakın suphe edenlerden olma
Surah Yunus, Verse 94
وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَتَكُونَ مِنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ
Sakın Allah’ın ayetlerini tekzib edenlerden olma. Sonra husrana dusenlerden olursun
Surah Yunus, Verse 95
إِنَّ ٱلَّذِينَ حَقَّتۡ عَلَيۡهِمۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ لَا يُؤۡمِنُونَ
Dogrusu aleyhlerinde (kufurleri hakkında) Rabbinin takdiri gerceklesmis olanlar imana gelmezler
Surah Yunus, Verse 96
وَلَوۡ جَآءَتۡهُمۡ كُلُّ ءَايَةٍ حَتَّىٰ يَرَوُاْ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Onlara butun mucizeler gelse bile; ta acıklı azabı gorecekleri ana kadar
Surah Yunus, Verse 97
فَلَوۡلَا كَانَتۡ قَرۡيَةٌ ءَامَنَتۡ فَنَفَعَهَآ إِيمَٰنُهَآ إِلَّا قَوۡمَ يُونُسَ لَمَّآ ءَامَنُواْ كَشَفۡنَا عَنۡهُمۡ عَذَابَ ٱلۡخِزۡيِ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ
Azab inmeden once, iman edip de bu imanları kendilerine fayda vermis bir memleket halkı bulunsaydı ya! Ancak Yunus’un kavmi iman edince, dunya hayatındaki o perisanlık azabını kendilerinden kaldırdık ve onları bir muddete kadar faydalandırdık
Surah Yunus, Verse 98
وَلَوۡ شَآءَ رَبُّكَ لَأٓمَنَ مَن فِي ٱلۡأَرۡضِ كُلُّهُمۡ جَمِيعًاۚ أَفَأَنتَ تُكۡرِهُ ٱلنَّاسَ حَتَّىٰ يَكُونُواْ مُؤۡمِنِينَ
Eger Rabbin dileseydi, yeryuzunde kim varsa, hepsi toptan iman ederlerdi. O halde, mumin olsunlar diye, insanları (Allah dilemedigi halde, ey Peygamber) sen mi zorlayacaksın
Surah Yunus, Verse 99
وَمَا كَانَ لِنَفۡسٍ أَن تُؤۡمِنَ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۚ وَيَجۡعَلُ ٱلرِّجۡسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يَعۡقِلُونَ
Allah’ın izni olmadıkca, hic bir kimsenin iman etmesi mumkun degildir. Bir de Allah, akıllarını iyi kullanmıyanlara azab verir
Surah Yunus, Verse 100
قُلِ ٱنظُرُواْ مَاذَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَمَا تُغۡنِي ٱلۡأٓيَٰتُ وَٱلنُّذُرُ عَن قَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ
De ki: “- Bakın, goklerde ve yerde neler var! “ Fakat, bunca ayetler (alametler) ve azabla korkutmalar, iman etmiyecek bir kavme fayda vermez
Surah Yunus, Verse 101
فَهَلۡ يَنتَظِرُونَ إِلَّا مِثۡلَ أَيَّامِ ٱلَّذِينَ خَلَوۡاْ مِن قَبۡلِهِمۡۚ قُلۡ فَٱنتَظِرُوٓاْ إِنِّي مَعَكُم مِّنَ ٱلۡمُنتَظِرِينَ
Musrikler, ancak kendilerinden once gelip gecmis olanların gunleri gibi, (acıklı) bir gun bekliyorlar. De ki: “- Bekleyin, ben de sizinle beraber bekliyenlerdenim.”
Surah Yunus, Verse 102
ثُمَّ نُنَجِّي رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ كَذَٰلِكَ حَقًّا عَلَيۡنَا نُنجِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Sonra kafirlere azap inince, Peygamberlerimizi ve Onlara iman edenleri kurtarıyorduk. Iste boylece, muminleri de, uzerimizde bir hak olarak, (musrikler azab cektigi zaman), kurtaracagız
Surah Yunus, Verse 103
قُلۡ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِن كُنتُمۡ فِي شَكّٖ مِّن دِينِي فَلَآ أَعۡبُدُ ٱلَّذِينَ تَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَٰكِنۡ أَعۡبُدُ ٱللَّهَ ٱلَّذِي يَتَوَفَّىٰكُمۡۖ وَأُمِرۡتُ أَنۡ أَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
(Ey Rasulum) de ki: “- Ey Insanlar! Eger benim dinimde herhangi bir suphede iseniz (hak oldugunda suphe ediyorsanız, sizin suphenizden oturu) bilin ki ben, Allah’ı bırakıp da sizin taptıklarınıza tapmam. Ancak sizi oldurecek olan Allah’a ibadet ederim; ve bana, muminlerden olmaklıgım emredilmistir
Surah Yunus, Verse 104
وَأَنۡ أَقِمۡ وَجۡهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفٗا وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Bir de, yuzunu tevhid dinine dondur ve sakın musriklerden olma
Surah Yunus, Verse 105
وَلَا تَدۡعُ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُكَ وَلَا يَضُرُّكَۖ فَإِن فَعَلۡتَ فَإِنَّكَ إِذٗا مِّنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Ayrıca, Allah’ı bırakıp da sana ne fayda ne de zarar veremiyecek seylere tapma. Boyle yaptıgın takdirde, suphesiz ki nefsine zulmedenlerden olursun”, diye (bana) emredilmistir
Surah Yunus, Verse 106
وَإِن يَمۡسَسۡكَ ٱللَّهُ بِضُرّٖ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَۖ وَإِن يُرِدۡكَ بِخَيۡرٖ فَلَا رَآدَّ لِفَضۡلِهِۦۚ يُصِيبُ بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦۚ وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
Eger Allah, sana bir keder dokunduracak olursa, onu Allah’dan baska giderecek yoktur ve eger sana bir hayır dilerse, o zaman da onun ihsanını geri cevirecek yoktur. Allah, ihsan ve fazlını kullarından diledigine nasib eder. Allah Gafur’dur, Rahim’dir
Surah Yunus, Verse 107
قُلۡ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدۡ جَآءَكُمُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكُمۡۖ فَمَنِ ٱهۡتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهۡتَدِي لِنَفۡسِهِۦۖ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيۡهَاۖ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِوَكِيلٖ
Rasulum, soyle de: “- Ey insanlar! Size Rabbinizden hak (Kur’an ve Peygamber) geldi. Artık hidayeti kabul eden, kendi nefsi icin kabul etmis olur; ve sapıklıga dusen ve kendi aleyhine (zararına) sapmıs olur. Ben de sizin uzerinize vekil degilim.”
Surah Yunus, Verse 108
وَٱتَّبِعۡ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيۡكَ وَٱصۡبِرۡ حَتَّىٰ يَحۡكُمَ ٱللَّهُۚ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلۡحَٰكِمِينَ
Sana ne vahyolunuyorsa, ona uy ve Allah zafer hukmunu verinceye kadar sabret. O, hakimlerin en hayırlısıdır
Surah Yunus, Verse 109