Surah Yunus - Turkish Translation by Muhammed Esed
الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡحَكِيمِ
Elif-Lam-Ra. Bunlar, hikmetle dolu olan ilahi kitabın ayetleridir
Surah Yunus, Verse 1
أَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا أَنۡ أَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ رَجُلٖ مِّنۡهُمۡ أَنۡ أَنذِرِ ٱلنَّاسَ وَبَشِّرِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَنَّ لَهُمۡ قَدَمَ صِدۡقٍ عِندَ رَبِّهِمۡۗ قَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٞ مُّبِينٌ
Kendi iclerinden birine, "Butun insanlıgı uyar; imana erisenlere, her bakımdan ictenlikli ve durust olmakla Rablerinin katında oteki herkesten ileri gectiklerini mujdele" diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti? (Yalnızca) hakkı inkar edenler, "Bakın, bu (adam) dupeduz bir buyucu!" derler
Surah Yunus, Verse 2
إِنَّ رَبَّكُمُ ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ يُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَۖ مَا مِن شَفِيعٍ إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ إِذۡنِهِۦۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡ فَٱعۡبُدُوهُۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Gercek su ki, sizin Rabbiniz, gokleri ve yeri altı evrede yaratan, sonra da kudret ve egemenlik makamına gecip varlıgı yoneten Allah´tır. O´nun izni olmadıkca, araya girip kayıracak kimse yoktur. Iste boyledir sizin Rabbiniz: oyleyse (yalnızca) O´na kulluk edin: artık bunu (iyice) aklınızda tutmayacak mısınız
Surah Yunus, Verse 3
إِلَيۡهِ مَرۡجِعُكُمۡ جَمِيعٗاۖ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقًّاۚ إِنَّهُۥ يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥ لِيَجۡزِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ بِٱلۡقِسۡطِۚ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَهُمۡ شَرَابٞ مِّنۡ حَمِيمٖ وَعَذَابٌ أَلِيمُۢ بِمَا كَانُواْ يَكۡفُرُونَ
Hepiniz topluca O´na doneceksiniz: bu Allah´ın, gerceklesmesi kacınılmaz olan sozudur, cunku O (insanı) bir kere yarattıktan sonra buna sonuna kadar devam ediyor ki, imana erisip iyi ve yararlı isler, eylemler ortaya koyanları adaletle odullendirsin. Hakkı inkara yeltenenleri ise, hakkı inat ve ısrarla reddetmelerinden oturu yakıcı bir umutsuzluk ickisi ve can yakıcı bir azap beklemektedir
Surah Yunus, Verse 4
هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ ٱلشَّمۡسَ ضِيَآءٗ وَٱلۡقَمَرَ نُورٗا وَقَدَّرَهُۥ مَنَازِلَ لِتَعۡلَمُواْ عَدَدَ ٱلسِّنِينَ وَٱلۡحِسَابَۚ مَا خَلَقَ ٱللَّهُ ذَٰلِكَ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۚ يُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ
Gunesi parlak bir ısık (kaynagı) ve ayı aydınlık kılan, ve yılların sayısını bilesiniz, (zamanı) olcebilesiniz diye ona evreler koyan O´dur. Bunların hic birini Allah bir anlam ve amactan yoksun yaratmıs degildir. (Allah), bilmek isteyen bir topluluk icin ayetlerini ayrıntılı olarak (iste boyle) acıklıyor
Surah Yunus, Verse 5
إِنَّ فِي ٱخۡتِلَٰفِ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ ٱللَّهُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَّقُونَ
Cunku, gercekten de, geceyle gunduzun ardarda gelmesinde ve Allah´ın goklerde ve yerde yarattıgı her seyde, O´na karsı sorumluluk bilinci tasıyan bir toplum icin mutlaka isaretler vardır
Surah Yunus, Verse 6
إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا وَرَضُواْ بِٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَٱطۡمَأَنُّواْ بِهَا وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَنۡ ءَايَٰتِنَا غَٰفِلُونَ
Beri yandan, er gec Bizim karsımıza cıkacaklarına inanmayıp kendilerini bu dunya hayatıyla hosnut kılmaya calısanlara, onun otesini gozetmeyenlere ve (boylece) Bizim ayetlerimizi umursamayanlara gelince
Surah Yunus, Verse 7
أُوْلَـٰٓئِكَ مَأۡوَىٰهُمُ ٱلنَّارُ بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
yapageldikleri (butun o kotuluklerden) oturu onların varacagı yer atestir
Surah Yunus, Verse 8
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ يَهۡدِيهِمۡ رَبُّهُم بِإِيمَٰنِهِمۡۖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهِمُ ٱلۡأَنۡهَٰرُ فِي جَنَّـٰتِ ٱلنَّعِيمِ
(Ama), dogrusu, imana erisip dogru ve yararlı isler yapanlara gelince, Rableri imanlarından dolayı onları dogru yola eristirmektedir. (Ahirette) nimetlerle dolu hasbahcelerde onların ayakları altında dereler, ırmaklar cagıldayacaktır
Surah Yunus, Verse 9
دَعۡوَىٰهُمۡ فِيهَا سُبۡحَٰنَكَ ٱللَّهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمۡ فِيهَا سَلَٰمٞۚ وَءَاخِرُ دَعۡوَىٰهُمۡ أَنِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
orada (o mutluluk makamında) onlar "Ey Allahım! sınırsız kudret ve izzetinle ne yucesin!" diye cagrısırlar; ve onlara, "Size selam olsun" diye karsılık verilir; bunun uzerine onlar da son soz olarak: "Butun ovguler, alemlerin Rabbi olan Allah´a ozgudur!" derler
Surah Yunus, Verse 10
۞وَلَوۡ يُعَجِّلُ ٱللَّهُ لِلنَّاسِ ٱلشَّرَّ ٱسۡتِعۡجَالَهُم بِٱلۡخَيۡرِ لَقُضِيَ إِلَيۡهِمۡ أَجَلُهُمۡۖ فَنَذَرُ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
(Imdi), eger, onların iyilik (olarak gordukleri seyin kendilerine) ulasmasını aceleyle istedikleri gibi, Allah da insanlara (gunahları yuzunden hak ettikleri) serri tezelden verseydi, onların sonu carcabuk gelmis olurdu! Ama Biz, Bizimle ergec karsılasacaklarına inanmayanları o kurumlu azgınlıkları icinde korcesine bocalayıp dururlarken kendi hallerine bırakırız
Surah Yunus, Verse 11
وَإِذَا مَسَّ ٱلۡإِنسَٰنَ ٱلضُّرُّ دَعَانَا لِجَنۢبِهِۦٓ أَوۡ قَاعِدًا أَوۡ قَآئِمٗا فَلَمَّا كَشَفۡنَا عَنۡهُ ضُرَّهُۥ مَرَّ كَأَن لَّمۡ يَدۡعُنَآ إِلَىٰ ضُرّٖ مَّسَّهُۥۚ كَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِلۡمُسۡرِفِينَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Zaten, insanın basına bir sıkıntı gelince yan yatarken de, oturup kalkarken de Bize yalvarıp yakarır; ama ne zaman ki sıkıntısını gideririz, basına gelen sıkıntıdan kendisini kurtaralım diye sanki Bize hic yalvarıp yakarmamıs gibi (nankorce) davranmaya devam eder! Kendi guclerini bosa harcayan (budala)lara, yapıp ettikleri iste boyle guzel gorunur
Surah Yunus, Verse 12
وَلَقَدۡ أَهۡلَكۡنَا ٱلۡقُرُونَ مِن قَبۡلِكُمۡ لَمَّا ظَلَمُواْ وَجَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَمَا كَانُواْ لِيُؤۡمِنُواْۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Ve gercek su ki, sizden once, kendilerine gonderilen peygamberler onlara hakkın apacık delillerini getirdikleri halde (inat ve ısrarla) zulum (ve kotuluk) yapmaya devam ettikleri zaman, nice nesilleri yok ettik; cunku onlar (bu delillere ya da peygamberlere) inanmayı reddettiler. Biz iste boyle cezalandırırız, gunaha gomulup giden toplumları
Surah Yunus, Verse 13
ثُمَّ جَعَلۡنَٰكُمۡ خَلَـٰٓئِفَ فِي ٱلۡأَرۡضِ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ لِنَنظُرَ كَيۡفَ تَعۡمَلُونَ
Ve derken sizi yeryuzunde onların ardılları kıldık ki nasıl davranacagınıza bakıp degerlendirelim
Surah Yunus, Verse 14
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَاتُنَا بَيِّنَٰتٖ قَالَ ٱلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ لِقَآءَنَا ٱئۡتِ بِقُرۡءَانٍ غَيۡرِ هَٰذَآ أَوۡ بَدِّلۡهُۚ قُلۡ مَا يَكُونُ لِيٓ أَنۡ أُبَدِّلَهُۥ مِن تِلۡقَآيِٕ نَفۡسِيٓۖ إِنۡ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰٓ إِلَيَّۖ إِنِّيٓ أَخَافُ إِنۡ عَصَيۡتُ رَبِّي عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ
Ve (hal boyleyken:) ne zaman ayetlerimiz butun acıklıgıyla kendilerine okunup ulastırılsa, o Bizim huzurumuza cıkacaklarına inanası gelmeyen kimseler, "Bize bundan baska bir soylem/bir ogreti getir; ya da bunu degistir" diyecek olurlar. (Ey Peygamber) de ki: "Onu kendiligimden degistirmem olacak sey degil; ben ancak bana vahyedilene uyarım. Bakın, (bu konuda) Rabbime bas kaldıracak olursam, dehset veren o (Buyuk) Gun (gelip cattıgında) azabın (beni bulmasın)dan korkarım
Surah Yunus, Verse 15
قُل لَّوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا تَلَوۡتُهُۥ عَلَيۡكُمۡ وَلَآ أَدۡرَىٰكُم بِهِۦۖ فَقَدۡ لَبِثۡتُ فِيكُمۡ عُمُرٗا مِّن قَبۡلِهِۦٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
De ki: "Allah (baska turlusunu) dileseydi, size bu (ilahi kelamı) okuyup duyurmazdım; O da size ulastırmazdı onu. Gercek su ki, bu (vahiy bana gelmezden) once bir omur boyu aranızda bulundum: oyleyse, yine de aklınızı kullanmayacak mısınız
Surah Yunus, Verse 16
فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوۡ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Hem, kendi uydurdugu yalanları Allah´a yakıstıran ya da O´nun ayetlerini yalanlayan kimseden daha zalim kim olabilir? Dogrusu, (boyle yaparak) gunaha gomulup giden kimseler kurtulusa asla erisemeyeceklerdir
Surah Yunus, Verse 17
وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَضُرُّهُمۡ وَلَا يَنفَعُهُمۡ وَيَقُولُونَ هَـٰٓؤُلَآءِ شُفَعَـٰٓؤُنَا عِندَ ٱللَّهِۚ قُلۡ أَتُنَبِّـُٔونَ ٱللَّهَ بِمَا لَا يَعۡلَمُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَلَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
ve (ne de) Allah´la beraber, kendilerine ne bir yarar ne de zarar verebilecek durumda olmayan seylere veya varlıklara kulluk edip (kendi kendilerine), "Bunlar bizim Allah katındaki kayırıcılarımızdır" diyen (kimse)ler!.. De ki: "Goklerde ve yerde Allah´ın bilmedigi bir seyi mi O´na haber verebileceginizi sanıyorsunuz? (Yoo,) kudret ve egemenliginde sınırsız olan O´dur, ve insanların O´na, ilahlıgında ortak yakıstırdıkları her seyden sonsuzcasına yucedir
Surah Yunus, Verse 18
وَمَا كَانَ ٱلنَّاسُ إِلَّآ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ فَٱخۡتَلَفُواْۚ وَلَوۡلَا كَلِمَةٞ سَبَقَتۡ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيۡنَهُمۡ فِيمَا فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Ve (bil ki,) butun insanlık sadece bir tek topluluk halindeydi, ama sonradan ayrı gorusleri benimsemeye basladılar. Sayet (bu konuda) Rabbinin katında onceden belirlenmis bir karar olmasaydı dustukleri butun bu ayrılıklar (daha baslangıcta) cozumlenmis olurdu
Surah Yunus, Verse 19
وَيَقُولُونَ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ ءَايَةٞ مِّن رَّبِّهِۦۖ فَقُلۡ إِنَّمَا ٱلۡغَيۡبُ لِلَّهِ فَٱنتَظِرُوٓاْ إِنِّي مَعَكُم مِّنَ ٱلۡمُنتَظِرِينَ
Imdi (hakkı inkar edenler): "Ona nicin Rabbinin katından mucizevi bir alamet indirilmiyor?" deyip duruyorlar. O halde, (onlara) de ki: "Insanoglunun gorup algılayamayacagı seylerin bilgisi ancak Allah´a ozgudur. Oyleyse, bekleyin (O´nun iradesi tecelli edinceye kadar:) hem, ben de sizinle bekleyecegim
Surah Yunus, Verse 20
وَإِذَآ أَذَقۡنَا ٱلنَّاسَ رَحۡمَةٗ مِّنۢ بَعۡدِ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُمۡ إِذَا لَهُم مَّكۡرٞ فِيٓ ءَايَاتِنَاۚ قُلِ ٱللَّهُ أَسۡرَعُ مَكۡرًاۚ إِنَّ رُسُلَنَا يَكۡتُبُونَ مَا تَمۡكُرُونَ
Ve (iste bunun gibi:) ne zaman kendilerine (bir) darlık dokunup gectikten sonra (bu tur) insanlara rahmet(imizden biraz) tattırsak, hemen ayetlerimiz hakkında asılsız iddialar tasarlamaya baslarlar. De ki: "Ince tasarımda Allah (sizden cok) daha tezdir!" Dikkat edin! Bizim (gorunmeyen) habercilerimiz tasarlayıp durdugunuz her seyi (inceden inceye) kaydediyorlar
Surah Yunus, Verse 21
هُوَ ٱلَّذِي يُسَيِّرُكُمۡ فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِۖ حَتَّىٰٓ إِذَا كُنتُمۡ فِي ٱلۡفُلۡكِ وَجَرَيۡنَ بِهِم بِرِيحٖ طَيِّبَةٖ وَفَرِحُواْ بِهَا جَآءَتۡهَا رِيحٌ عَاصِفٞ وَجَآءَهُمُ ٱلۡمَوۡجُ مِن كُلِّ مَكَانٖ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُمۡ أُحِيطَ بِهِمۡ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ لَئِنۡ أَنجَيۡتَنَا مِنۡ هَٰذِهِۦ لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّـٰكِرِينَ
Sizi karada ve denizde gezdiren O´dur. Oyle ki, gemilerle denize acıldıgınızda, gemilerin elverisli bir ruzgarın onunde yolcuları alıp goturdugu zaman (olanları dusunun,) gemidekiler sevinc ve guvenlik icinde hissederler kendilerini; derken bir fırtına yakalar gemiyi ve dalgalar her yandan kusatır onları, oyle ki, (olumun) kendilerini cepecevre sardıgını dusunurler de (o zaman) dinlerine sıkı sıkı sarılıp yalnızca Allah´a yonelerek: "Bizi bu (felaketten) kurtarırsan, andolsun ki sukreden kimselerden olacagız!" diye yalvarıp yakarırlar O´na
Surah Yunus, Verse 22
فَلَمَّآ أَنجَىٰهُمۡ إِذَا هُمۡ يَبۡغُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّۗ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنَّمَا بَغۡيُكُمۡ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُمۖ مَّتَٰعَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ ثُمَّ إِلَيۡنَا مَرۡجِعُكُمۡ فَنُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Ne var ki, Allah onları bu (felaketten) kurtarır kurtarmaz, hemen yeryuzunde haksız yere azgınlık yapmaya koyulurlar! Ey insanlar! Yaptıgınız butun taskınlıklar done dolasa yine kendinizi bulacaktır! (Yalnızca) bu dunya hayatının (gecici) doyumları(nı) gozetiyorsunuz: fakat (hatırlayın ki,) sonunda Bize doneceksiniz ve o zaman (hayatta) yapıp ettiginiz her seyi size (eksiksiz) haber verecegiz
Surah Yunus, Verse 23
إِنَّمَا مَثَلُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا كَمَآءٍ أَنزَلۡنَٰهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ فَٱخۡتَلَطَ بِهِۦ نَبَاتُ ٱلۡأَرۡضِ مِمَّا يَأۡكُلُ ٱلنَّاسُ وَٱلۡأَنۡعَٰمُ حَتَّىٰٓ إِذَآ أَخَذَتِ ٱلۡأَرۡضُ زُخۡرُفَهَا وَٱزَّيَّنَتۡ وَظَنَّ أَهۡلُهَآ أَنَّهُمۡ قَٰدِرُونَ عَلَيۡهَآ أَتَىٰهَآ أَمۡرُنَا لَيۡلًا أَوۡ نَهَارٗا فَجَعَلۡنَٰهَا حَصِيدٗا كَأَن لَّمۡ تَغۡنَ بِٱلۡأَمۡسِۚ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Bu dunyadaki hayatın ornekcesi gokten indirdigimiz yagmurunki gibidir ki onu, insanların ve hayvanların beslendigi yeryuzu bitkileri emer, ta ki yeryuzu gozalıcı gorkemine kavusup suslenip bezendigi ve sakinleri onun uzerinde butunuyle egemen olduklarına inandıkları zaman, bir gece vakti yahut gupegunduz (kıskıvrak yakalayan) hukmumuz iner ona; ve boylece onu kokunden bicilmise ceviririz, sanki dun de yokmus gibi! Dusunen insanlar icin iste Biz boyle acık acık ve ayrıntılı olarak dile getiriyoruz ayetlerimizi
Surah Yunus, Verse 24
وَٱللَّهُ يَدۡعُوٓاْ إِلَىٰ دَارِ ٱلسَّلَٰمِ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
(Boyle yapmakla) (bilin ki) Allah, (insanı) huzur ve guvenlik ortamına cagırmakta ve dileyeni dosdogru bir yola yoneltmektedir
Surah Yunus, Verse 25
۞لِّلَّذِينَ أَحۡسَنُواْ ٱلۡحُسۡنَىٰ وَزِيَادَةٞۖ وَلَا يَرۡهَقُ وُجُوهَهُمۡ قَتَرٞ وَلَا ذِلَّةٌۚ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَنَّةِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Iyi ve yararlı isler yapmakta sebatlı olanları (karsılık olarak) daha iyisi ve ondan da fazlası beklemektedir. (Kıyamet Gunu´nde) onların yuzlerini ne bir kararma, ne de bir asagılanma golgelemeyecektir: Iste bunlardır cennetlikler; orada ebedi kalacak olanlar
Surah Yunus, Verse 26
وَٱلَّذِينَ كَسَبُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ جَزَآءُ سَيِّئَةِۭ بِمِثۡلِهَا وَتَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۖ مَّا لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِنۡ عَاصِمٖۖ كَأَنَّمَآ أُغۡشِيَتۡ وُجُوهُهُمۡ قِطَعٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِ مُظۡلِمًاۚ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِۖ هُمۡ فِيهَا خَٰلِدُونَ
Ama kotu isler yapmıs olanlara gelince; kotulugun karsılıgı kendisi kadar olacaktır; ve Allah´a karsı kendilerini savunacak kimseleri olmayacagına gore (utanc) ve asagılanma onları, sanki yuzlerini kopkoyu bir gecenin karanlıgı burumus gibi, golgeleyecek: Iste bunlardır cehennemlikler; orada yerlesip kalacak olanlar
Surah Yunus, Verse 27
وَيَوۡمَ نَحۡشُرُهُمۡ جَمِيعٗا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذِينَ أَشۡرَكُواْ مَكَانَكُمۡ أَنتُمۡ وَشُرَكَآؤُكُمۡۚ فَزَيَّلۡنَا بَيۡنَهُمۡۖ وَقَالَ شُرَكَآؤُهُم مَّا كُنتُمۡ إِيَّانَا تَعۡبُدُونَ
Cunku, bir gun onların hepsini bir araya toplayacagız ve (hayattayken) Allah´tan baskalarına ilahlık yakıstıranlara: "Siz ve Allah´a ortak kostugunuz o seyler, (o varlıklar ve gucler, hepiniz) oldugunuz yerde kalın!" diyecek ve boylece onları birbirinden ayıracagız. Ve (o zaman) Allah´a ortak kostukları kimseler, (vaktiyle kendilerine kul, kole olmus olanlara): "Sizin tapınıp durdugunuz biz degildik
Surah Yunus, Verse 28
فَكَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدَۢا بَيۡنَنَا وَبَيۡنَكُمۡ إِن كُنَّا عَنۡ عِبَادَتِكُمۡ لَغَٰفِلِينَ
bizimle sizin aranızda hic kimse Allah´ın yaptıgı gibi sahitlik yapamaz: gercek su ki, (bize) tapındıgınızın farkında bile degildik
Surah Yunus, Verse 29
هُنَالِكَ تَبۡلُواْ كُلُّ نَفۡسٖ مَّآ أَسۡلَفَتۡۚ وَرُدُّوٓاْ إِلَى ٱللَّهِ مَوۡلَىٰهُمُ ٱلۡحَقِّۖ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
O an ve iste orada herkes gecmiste yapıp ettigiyle sorgulanacak; herkes Allah´a, O yuceler yucesi gercek sahibine dondurulecek; onların bos hayalleri kendilerini yuzustu bırakacaktır
Surah Yunus, Verse 30
قُلۡ مَن يَرۡزُقُكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ أَمَّن يَمۡلِكُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَمَن يُخۡرِجُ ٱلۡحَيَّ مِنَ ٱلۡمَيِّتِ وَيُخۡرِجُ ٱلۡمَيِّتَ مِنَ ٱلۡحَيِّ وَمَن يُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَۚ فَسَيَقُولُونَ ٱللَّهُۚ فَقُلۡ أَفَلَا تَتَّقُونَ
De ki: "Sizi gogun ve yerin urunleriyle rızıklandıran kimdir? Yahut kimdir, isitme ve gorme yetisi uzerinde mutlak egemen olan? Kimdir, oluden diriyi, diriden de oluyu cıkaran? Ve (yine) kimdir var olan her seyi cekip ceviren?" Suphesiz, diyecekler ki: "(Elbette) Allah!" Oyleyse, de ki: "Peki, O´na karsı artık gereken duyarlıgı gostermeyecek misiniz
Surah Yunus, Verse 31
فَذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَاذَا بَعۡدَ ٱلۡحَقِّ إِلَّا ٱلضَّلَٰلُۖ فَأَنَّىٰ تُصۡرَفُونَ
(Hem de) O´nun, sizin rabbiniz Allah oldugunu, mutlak ve nihai hakikat oldugunu bildiginiz halde! Cunku, hakikat (terk edildik)ten sonra, geriye sapıklıktan baska ne kalır? Oyleyse, hakikati nasıl gozden kacırabilirsiniz
Surah Yunus, Verse 32
كَذَٰلِكَ حَقَّتۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى ٱلَّذِينَ فَسَقُوٓاْ أَنَّهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Boylece gunahkarca davranmaya egilimli olanlar hakkında Rabbinin sozunun hak oldugu ortaya cıkmıs oldu: "Onlar inanmayacaklar
Surah Yunus, Verse 33
قُلۡ هَلۡ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥۚ قُلِ ٱللَّهُ يَبۡدَؤُاْ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥۖ فَأَنَّىٰ تُؤۡفَكُونَ
De ki: "O sizin tanrılastırdıgınız varlıklar arasında (hayatı) yoktan var edip de sonra onu tekrar tekrar yaratan var mı?" De ki: "(Ancak) Allah´tır, (butun karmasıklıgıyla hayatı) yoktan var eden ve sonra tekrar tekrar yaratan. Hal boyleyken, nasıl oluyor da, yanlıs hukmediyorsunuz
Surah Yunus, Verse 34
قُلۡ هَلۡ مِن شُرَكَآئِكُم مَّن يَهۡدِيٓ إِلَى ٱلۡحَقِّۚ قُلِ ٱللَّهُ يَهۡدِي لِلۡحَقِّۗ أَفَمَن يَهۡدِيٓ إِلَى ٱلۡحَقِّ أَحَقُّ أَن يُتَّبَعَ أَمَّن لَّا يَهِدِّيٓ إِلَّآ أَن يُهۡدَىٰۖ فَمَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
De ki: "O sizin tanrılastırdıgınız varlıklardan hic sizi hakka eristiren var mı?" De ki: "(Yalnızca) Allah´tır, hakka eristiren. Oyleyse, hakka eristiren mi izlenmeye layıktır, yoksa kendisine yol gosterilmedikce bir basına dogru yolu bulamayacak durumda olan mı? Peki, ne oluyor size ve muhakemenize
Surah Yunus, Verse 35
وَمَا يَتَّبِعُ أَكۡثَرُهُمۡ إِلَّا ظَنًّاۚ إِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغۡنِي مِنَ ٱلۡحَقِّ شَيۡـًٔاۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمُۢ بِمَا يَفۡعَلُونَ
Onların cogu sadece zanna uymaktadırlar. Oysa, zan hicbir sekilde hakkın yerini tutamaz. Gercek su ki, Allah onların yaptıklarını butunuyle bilmektedir
Surah Yunus, Verse 36
وَمَا كَانَ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانُ أَن يُفۡتَرَىٰ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَٰكِن تَصۡدِيقَ ٱلَّذِي بَيۡنَ يَدَيۡهِ وَتَفۡصِيلَ ٱلۡكِتَٰبِ لَا رَيۡبَ فِيهِ مِن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Imdi, bu Kuran, asla Allah´tan baskası tarafından tasarlanmıs, uydurulmus olamaz; ustelik o, onceki vahiylerden hakikat adına bugune kalmıs ne varsa onu dogrulayıp, alemlerin Rabbinden (geldiginden) suphe olmayan vahyi ozlu bir bicimde acıklıyor
Surah Yunus, Verse 37
أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰهُۖ قُلۡ فَأۡتُواْ بِسُورَةٖ مِّثۡلِهِۦ وَٱدۡعُواْ مَنِ ٱسۡتَطَعۡتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
(Buna ragmen) yine de, (hakkı inkara sartlanmıs olanlar), "Onu (Muhammed) uydurdu!" diyorlar. (Onlara) de ki: "Eger dogru sozlu kimselerdenseniz, o zaman, onunkilere esdeger bir sure getirin; hem (bu is icin) Allah´tan baska kimi yardıma cagırabilirseniz cagırın
Surah Yunus, Verse 38
بَلۡ كَذَّبُواْ بِمَا لَمۡ يُحِيطُواْ بِعِلۡمِهِۦ وَلَمَّا يَأۡتِهِمۡ تَأۡوِيلُهُۥۚ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۖ فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Hayır hayır, aslında onlar ozunu, hikmetini kavrayamadıkları ve onceden kendilerine acıklanmamıs her seyi yalanlamaya egilimliler. Onlardan once gelip gecenler de iste boyle gercegi yalanlamaya yeltenmislerdi. (Gercegi gormek istiyorsan) zalimlerin sonunun nasıl olduguna bir bak
Surah Yunus, Verse 39
وَمِنۡهُم مَّن يُؤۡمِنُ بِهِۦ وَمِنۡهُم مَّن لَّا يُؤۡمِنُ بِهِۦۚ وَرَبُّكَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُفۡسِدِينَ
Onların icinde bu (ilahi vahye) hemen inanacak olanlar oldugu gibi, sonuna kadar inanmayacak olanlar da var; (ne olursa olsun) senin Rabbin bozgunculuk yapanları cok iyi bilmektedir
Surah Yunus, Verse 40
وَإِن كَذَّبُوكَ فَقُل لِّي عَمَلِي وَلَكُمۡ عَمَلُكُمۡۖ أَنتُم بَرِيٓـُٔونَ مِمَّآ أَعۡمَلُ وَأَنَا۠ بَرِيٓءٞ مِّمَّا تَعۡمَلُونَ
Bunun icindir ki, (ey Peygamber) seni yalanlamaya kalkısırlarsa o zaman (onlara) de ki: "Benim yapıp ettiklerim bana (yazılacak), sizin yapıp ettikleriniz de size: ne siz benim yaptıklarımdan sorumlusunuz, ne de ben sizin yaptıklarınızdan sorumluyum
Surah Yunus, Verse 41
وَمِنۡهُم مَّن يَسۡتَمِعُونَ إِلَيۡكَۚ أَفَأَنتَ تُسۡمِعُ ٱلصُّمَّ وَلَوۡ كَانُواْ لَا يَعۡقِلُونَ
Ve, onların aralarında sana kulak verir gibi yapanlar var; ama, eger akıllarını kullanmıyorlarsa, sen sesini hic sagırlara isittirebilir misin
Surah Yunus, Verse 42
وَمِنۡهُم مَّن يَنظُرُ إِلَيۡكَۚ أَفَأَنتَ تَهۡدِي ٱلۡعُمۡيَ وَلَوۡ كَانُواْ لَا يُبۡصِرُونَ
Ve yine onların aralarında sana bakıyormus gibi yapanlar var; ama, eger goremiyorlarsa, sen hic korlere dogru yolu gosterebilir misin
Surah Yunus, Verse 43
إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَظۡلِمُ ٱلنَّاسَ شَيۡـٔٗا وَلَٰكِنَّ ٱلنَّاسَ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Gercek su ki, Allah (hicbir konuda) insanlara en kucuk bir haksızlık yapmaz; fakat insanların yine kendileridir kendilerine haksızlık yapan
Surah Yunus, Verse 44
وَيَوۡمَ يَحۡشُرُهُمۡ كَأَن لَّمۡ يَلۡبَثُوٓاْ إِلَّا سَاعَةٗ مِّنَ ٱلنَّهَارِ يَتَعَارَفُونَ بَيۡنَهُمۡۚ قَدۡ خَسِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِلِقَآءِ ٱللَّهِ وَمَا كَانُواْ مُهۡتَدِينَ
Ve o Gun Allah onları (huzuruna) topladıgı zaman (onlara oyle gelecek ki yeryuzunde) sanki sadece tanısmalarına yetecek kadar (kısa bir sure), sadece gunduzun bir saati kadar kalmıslar; (vaktiyle) Allah´ın huzuruna cıkarılacakları uyarısını yalanlayan ve (bu yuzden) dogru yolu tutmaktan geri duranlar (o Gun) butun butun yanılmıs, kaybetmis olacaklar
Surah Yunus, Verse 45
وَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعۡضَ ٱلَّذِي نَعِدُهُمۡ أَوۡ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيۡنَا مَرۡجِعُهُمۡ ثُمَّ ٱللَّهُ شَهِيدٌ عَلَىٰ مَا يَفۡعَلُونَ
Ve (bu soylediklerimiz dogrultusunda) onlara (hakkı inkar edenlere) hazırladıgımız seylerden bazılarını sana ya (bu dunyada) gosteririz ya da (ceza gerceklesmeden once) senin canını alırız; (ama bil ki,) onların donusu er gec Bizedir; ve Allah, onların butun edip eylediklerine tanıktır
Surah Yunus, Verse 46
وَلِكُلِّ أُمَّةٖ رَّسُولٞۖ فَإِذَا جَآءَ رَسُولُهُمۡ قُضِيَ بَيۡنَهُم بِٱلۡقِسۡطِ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Her ummet icin mutlaka bir elci olagelmistir: ancak (her ummetin) elcisi geldikten (ve tebligini yaptıktan) sonra onlar hakkında butunuyle adaletle yargıda bulunulur; ve onlara asla haksızlık yapılmaz
Surah Yunus, Verse 47
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Buna ragmen yine de (hakkı inkar edenler:) "(kıyamet ve (nihai) yargı hakkındaki) bu soz ne zaman gerceklesecek? Eger dogru sozlu kimselerseniz (buna cevap verin, ey siz inananlar)!" diye sorup duruyorlar
Surah Yunus, Verse 48
قُل لَّآ أَمۡلِكُ لِنَفۡسِي ضَرّٗا وَلَا نَفۡعًا إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۗ لِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌۚ إِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ فَلَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ
(Ey Peygamber) de ki: "Allah dilemedikce, ben kendim ne bir zararı onleyecek ne de kendime bir yarar saglayabilecek gucteyim. Her ummet icin bir sure belirlenmistir: sureleri son bulunca, onu ne bir an geciktirebilirler, ne de cabuklastırabilirler
Surah Yunus, Verse 49
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِنۡ أَتَىٰكُمۡ عَذَابُهُۥ بَيَٰتًا أَوۡ نَهَارٗا مَّاذَا يَسۡتَعۡجِلُ مِنۡهُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
De ki: "Ya bir gece vakti, ya da gupegunduz, eger O´nun azabı basınızda koparsa, (neler hissedebileceginizi) hic dusundunuz mu? Gunaha gomulup gitmis bir toplumun bunu tezlikle istemesini gerektirecek nasıl bir umudu olabilir ki
Surah Yunus, Verse 50
أَثُمَّ إِذَا مَا وَقَعَ ءَامَنتُم بِهِۦٓۚ ءَآلۡـَٰٔنَ وَقَدۡ كُنتُم بِهِۦ تَسۡتَعۡجِلُونَ
Peki, gelmesinde (meydan okurcasına) tezlik gosterdiginiz (ve) simdi (size, ´Ona inanıyor musunuz?´ diye sorulacagı o Gun) gelip cattıktan sonra mı, ancak o zaman mı, ona inanacaksınız
Surah Yunus, Verse 51
ثُمَّ قِيلَ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذُوقُواْ عَذَابَ ٱلۡخُلۡدِ هَلۡ تُجۡزَوۡنَ إِلَّا بِمَا كُنتُمۡ تَكۡسِبُونَ
O Gun ki, (dunya hayatında) haksızlık yapmaya egilim gosterenlere, ´Tadın bitmeyen azabı´ denecek, yapageldiginiz islerin karsılıgından baskasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki
Surah Yunus, Verse 52
۞وَيَسۡتَنۢبِـُٔونَكَ أَحَقٌّ هُوَۖ قُلۡ إِي وَرَبِّيٓ إِنَّهُۥ لَحَقّٞۖ وَمَآ أَنتُم بِمُعۡجِزِينَ
Bazıları da sana, "Butun bunlar gercek mi?" diye soruyorlar. De ki: "Elbette! Rabbim hakkı icin, katıksız gercek bu; ve sizler de (buyuk sorgulamadan) asla kacamayacaksınız
Surah Yunus, Verse 53
وَلَوۡ أَنَّ لِكُلِّ نَفۡسٖ ظَلَمَتۡ مَا فِي ٱلۡأَرۡضِ لَٱفۡتَدَتۡ بِهِۦۗ وَأَسَرُّواْ ٱلنَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُاْ ٱلۡعَذَابَۖ وَقُضِيَ بَيۡنَهُم بِٱلۡقِسۡطِ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Haksızlık yapan herkes, dunyadaki her sey onun olsa, (o Gun) onu kurtulmak icin fidye olarak verirdi. Ve (o zalimler kendilerini bekleyen) azabı gorunce pismanlıklarını gosterecek gucu (bile) kendilerinde bulamayacaklar. Yine de onlar hakkında adaletle yargıda bulunulacak; kendilerine zulmedilmeyecektir
Surah Yunus, Verse 54
أَلَآ إِنَّ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۗ أَلَآ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Dikkat edin! Goklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ındır! Dikkat edin! Allah´ın vaadi, basa gelmesinden suphe edilmeyecek bir gercektir; ne var ki, onların cogu bunu bilmez
Surah Yunus, Verse 55
هُوَ يُحۡيِۦ وَيُمِيتُ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Hayatı bahseden ve olumu takdir eden O´dur; ve sonunda hepiniz O´na donmek zorundasınız
Surah Yunus, Verse 56
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدۡ جَآءَتۡكُم مَّوۡعِظَةٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَشِفَآءٞ لِّمَا فِي ٱلصُّدُورِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Ey insanlar! Iste Rabbinizden size bir ogut, kalplerde olabilecek her turlu (darlık ve hastalık) icin bir sifa ve (O´na) inanan herkes icin hidayet ve rahmet gelmis bulunuyor
Surah Yunus, Verse 57
قُلۡ بِفَضۡلِ ٱللَّهِ وَبِرَحۡمَتِهِۦ فَبِذَٰلِكَ فَلۡيَفۡرَحُواْ هُوَ خَيۡرٞ مِّمَّا يَجۡمَعُونَ
Soyle (onlara), Allah´ın bu comertligi ve rahmetiyle iste boylece sevinsinler: (sevinsinler ki,) bu onların toplayıp biriktirdigi her seyden daha ustun, daha iyidir
Surah Yunus, Verse 58
قُلۡ أَرَءَيۡتُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ لَكُم مِّن رِّزۡقٖ فَجَعَلۡتُم مِّنۡهُ حَرَامٗا وَحَلَٰلٗا قُلۡ ءَآللَّهُ أَذِنَ لَكُمۡۖ أَمۡ عَلَى ٱللَّهِ تَفۡتَرُونَ
De ki: "Hic Allah´ın sizin icin rızık olarak indirdigi seyler uzerinde dusundunuz mu? O rızıklar ki, bir kısmını yasaklıyor, bir kısmını da mesru goruyorsunuz". De ki: "(Boyle yapmanız konusunda) size Allah mı izin verdi; yoksa (dupeduz) kendi tahminlerinizi mi Allah´a yakıstırıyorsunuz
Surah Yunus, Verse 59
وَمَا ظَنُّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَشۡكُرُونَ
Peki, bu kendi yalanlarını Allah´a yakıstıranlar, Kıyamet Gunu (baslarına gelecek olan) hakkında acaba ne dusunuyorlar? Gercek su ki, Allah insanlara karsı sınırsız comertlik gostermektedir; ama (ne yazık ki) onların cogu sukrunu bilmez
Surah Yunus, Verse 60
وَمَا تَكُونُ فِي شَأۡنٖ وَمَا تَتۡلُواْ مِنۡهُ مِن قُرۡءَانٖ وَلَا تَعۡمَلُونَ مِنۡ عَمَلٍ إِلَّا كُنَّا عَلَيۡكُمۡ شُهُودًا إِذۡ تُفِيضُونَ فِيهِۚ وَمَا يَعۡزُبُ عَن رَّبِّكَ مِن مِّثۡقَالِ ذَرَّةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا فِي ٱلسَّمَآءِ وَلَآ أَصۡغَرَ مِن ذَٰلِكَ وَلَآ أَكۡبَرَ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مُّبِينٍ
Ve (sen, ey Peygamber) hangi kosullarda olursan ol, bu (ilahi kitaptan) okunacak hangi konuyu dile getirirsen getir ve (siz ey insanlar) hangi isi yaparsanız yapın, (unutmayın ki) siz bu islere giristiginiz an(dan itibaren) Biz uzerinizde gozlemci bulunuyoruz: cunku ne yerde, ne de gokte tartıya gelmeyecek kadar kucuk seyler bile senin Rabbinin bilgisinden kacamaz; ne bundan daha da kucugu, ne de bundan buyugu yoktur ki (O´nun) apacık takdirinde kaydedilmis olmasın
Surah Yunus, Verse 61
أَلَآ إِنَّ أَوۡلِيَآءَ ٱللَّهِ لَا خَوۡفٌ عَلَيۡهِمۡ وَلَا هُمۡ يَحۡزَنُونَ
Unutmayın ki, Allah´a yakın olanların korkmaları icin bir sebep yoktur; onlar acı ve uzuntu cekmeyecekler
Surah Yunus, Verse 62
ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ
Onlar, imana erisip Allah´a karsı hep bilincli ve duyarlı kalmaya calısan kimselerdir
Surah Yunus, Verse 63
لَهُمُ ٱلۡبُشۡرَىٰ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَفِي ٱلۡأٓخِرَةِۚ لَا تَبۡدِيلَ لِكَلِمَٰتِ ٱللَّهِۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
Onlar icin hem bu dunya hayatında hem de sonraki hayatta mujdeler var. Ve Allah´ın vaadlerinde asla bir degisme olmayacak (olduguna gore), iste budur en buyuk zafer, en buyuk basarı
Surah Yunus, Verse 64
وَلَا يَحۡزُنكَ قَوۡلُهُمۡۘ إِنَّ ٱلۡعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًاۚ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Bu itibarla, (hakkı inkar edenlerin) sozleri sana acı ve sıkıntı vermesin. Cunku kudret ve ustunluk butunuyle Allah´a ozgudur: her seyi isiten O´dur, her seyi ozuyle bilen O
Surah Yunus, Verse 65
أَلَآ إِنَّ لِلَّهِ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِۗ وَمَا يَتَّبِعُ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ شُرَكَآءَۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنۡ هُمۡ إِلَّا يَخۡرُصُونَ
Unutmayın ki, goklerde ve yerde kim varsa hepsi ister istemez Allah´a aittir; hal boyleyken, peki, Allah dısında tanrısal nitelikler yakıstırılan varlıklara yalvarıp yakaran kimseler (boyle yapmakla) neye uyuyorlar? Sadece zanna uyuyorlar; yalnızca tahmine dayanıyorlar
Surah Yunus, Verse 66
هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِتَسۡكُنُواْ فِيهِ وَٱلنَّهَارَ مُبۡصِرًاۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَسۡمَعُونَ
(Oysa,) bagrında dinlenesiniz diye geceyi ve (islerinizi) gorup gozetesiniz diye gunduzu var eden O´dur; iste bunda, dinleyip (ders almak) isteyen insanlar icin ayetler vardır
Surah Yunus, Verse 67
قَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱللَّهُ وَلَدٗاۗ سُبۡحَٰنَهُۥۖ هُوَ ٱلۡغَنِيُّۖ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ إِنۡ عِندَكُم مِّن سُلۡطَٰنِۭ بِهَٰذَآۚ أَتَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعۡلَمُونَ
Butun bu acıklamalardan sonra (yine de)), "Allah kendine bir ogul edindi!" diyorlar. O yuceler yucesi, kendisine yakısmayacak niteliklerden kesinlikle uzaktır! Her bakımdan mutlak olarak kendine yeterlidir: goklerde ve yerde var olan her sey O´na aittir! Sizinse elinizde bu (tur iddialarınızı) destekleyecek hicbir deliliniz yoktur! Hal boyleyken, bilemeyeceginiz seyi mi Allah´a yakıstırıyorsunuz
Surah Yunus, Verse 68
قُلۡ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَفۡتَرُونَ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ لَا يُفۡلِحُونَ
De ki: "Kendi uydurdukları yalanı Allah´a yakıstıranlar asla esenlige erisemeyeceklerdir
Surah Yunus, Verse 69
مَتَٰعٞ فِي ٱلدُّنۡيَا ثُمَّ إِلَيۡنَا مَرۡجِعُهُمۡ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ ٱلۡعَذَابَ ٱلشَّدِيدَ بِمَا كَانُواْ يَكۡفُرُونَ
(Kısa suren) bir tutunmadır bu dunyadaki; ve sonra onların donusu er gec Bize olacak: Ve Biz de, hakkı inat ve ısrarla inkar etmelerinin karsılıgı olarak onlara o cok yogun, cok siddetli acıyı tattıracagız
Surah Yunus, Verse 70
۞وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ نُوحٍ إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦ يَٰقَوۡمِ إِن كَانَ كَبُرَ عَلَيۡكُم مَّقَامِي وَتَذۡكِيرِي بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَعَلَى ٱللَّهِ تَوَكَّلۡتُ فَأَجۡمِعُوٓاْ أَمۡرَكُمۡ وَشُرَكَآءَكُمۡ ثُمَّ لَا يَكُنۡ أَمۡرُكُمۡ عَلَيۡكُمۡ غُمَّةٗ ثُمَّ ٱقۡضُوٓاْ إِلَيَّ وَلَا تُنظِرُونِ
(Simdi artık) onlara Nuh´un basından gecenleri anlat; hani o, kavmine: "Soydaslarım!" demisti, "eger benim (aranızdaki) konumum ve Allah´ın ayetlerini size bildirmem zorunuza gidiyorsa, bilin ki, ben Allah´a guveniyorum. Oyleyse, artık (bana) yapacagınızı yapmak icin hem kendi gucunuzu hem de Allah´tan baska tanrılık yakıstırdıgınız yardımcılarınızı bir araya toplayın; bir kere ne yapacagınıza karar verdikten sonra da artık giriseceginiz eylem sizi tasalandırmasın; (neye ki karar verdiyseniz) bana karsı artık elinizden geleni ardınıza komayın; hem de bana hic soluk aldırmadan
Surah Yunus, Verse 71
فَإِن تَوَلَّيۡتُمۡ فَمَا سَأَلۡتُكُم مِّنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱللَّهِۖ وَأُمِرۡتُ أَنۡ أَكُونَ مِنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
Beri yandan, eger (size ulastırdıgım mesajdan) yuz cevirirseniz, (hatırlayın ki,) ben sizden bir karsılık beklemis degilim; benim ucretim(i odemek) Allah´tan baskasına dusmez; cunku ben kendini O´na teslim edenlerden biri olmakla emrolundum
Surah Yunus, Verse 72
فَكَذَّبُوهُ فَنَجَّيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ وَجَعَلۡنَٰهُمۡ خَلَـٰٓئِفَ وَأَغۡرَقۡنَا ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَاۖ فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُنذَرِينَ
(Butun bu uyarılara ragmen) o´nu yalanlamaya kalkıstılar! Ve Biz de o´nu ve gemide o´nunla birlikte olanların hepsini kurtarıp (yeryuzune) mirascı kıldık; ayetlerimizi yalanlamaya kalkısanları ise suda bogduk: Imdi, bir bak, uyarıldıkları halde uymayan insanların sonu nasıl olurmus
Surah Yunus, Verse 73
ثُمَّ بَعَثۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِۦ رُسُلًا إِلَىٰ قَوۡمِهِمۡ فَجَآءُوهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَمَا كَانُواْ لِيُؤۡمِنُواْ بِمَا كَذَّبُواْ بِهِۦ مِن قَبۡلُۚ كَذَٰلِكَ نَطۡبَعُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلۡمُعۡتَدِينَ
Ve sonra, o´nun ardından -her birini kendi toplumlarına olmak uzere- (baska) elciler gonderdik; oyle ki onlar da hakkın apacık delillerini ortaya koydular; fakat onlar bir kere yalanlamıs bulundukları seye (sonradan) bir turlu inanmak istemediler, haddi asanların kalplerini biz iste boyle muhurleriz
Surah Yunus, Verse 74
ثُمَّ بَعَثۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِم مُّوسَىٰ وَهَٰرُونَ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ بِـَٔايَٰتِنَا فَٱسۡتَكۡبَرُواْ وَكَانُواْ قَوۡمٗا مُّجۡرِمِينَ
Bu (ilk peygamberlerden) sonra Musa ve Harun´u ayetlerimizle Firavun ve onun seckinler cevresine gonderdik: ne var ki onlar, gunaha gomulup gitmis bir topluluk oldukları icin, buyukluk tasladılar
Surah Yunus, Verse 75
فَلَمَّا جَآءَهُمُ ٱلۡحَقُّ مِنۡ عِندِنَا قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰذَا لَسِحۡرٞ مُّبِينٞ
Oyle ki, kendilerine katımızdan hak geldigi zaman, "Bakın, bu dupeduz bir buyu!" dediler
Surah Yunus, Verse 76
قَالَ مُوسَىٰٓ أَتَقُولُونَ لِلۡحَقِّ لَمَّا جَآءَكُمۡۖ أَسِحۡرٌ هَٰذَا وَلَا يُفۡلِحُ ٱلسَّـٰحِرُونَ
Musa: "Size hak geldiginde hakkında boyle mi konusursunuz?" dedi, hic buyu olabilir mi, bu? Hem de, buyuculerin mutlu sona asla ulasamayacakları ortadayken
Surah Yunus, Verse 77
قَالُوٓاْ أَجِئۡتَنَا لِتَلۡفِتَنَا عَمَّا وَجَدۡنَا عَلَيۡهِ ءَابَآءَنَا وَتَكُونَ لَكُمَا ٱلۡكِبۡرِيَآءُ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا نَحۡنُ لَكُمَا بِمُؤۡمِنِينَ
(Seckinler:) "Bizi atalarımızı inanc ve uygulama olarak izler buldugumuz yoldan cevirmeye ve boylece ikinizin bu ulkede soz sahibi kimseler olmanızı saglamaya mı geldin? Her ne hal ise, size, ikinize inanmıyoruz!" dediler
Surah Yunus, Verse 78
وَقَالَ فِرۡعَوۡنُ ٱئۡتُونِي بِكُلِّ سَٰحِرٍ عَلِيمٖ
Ve Firavun "En usta sihirbazları bana getirin!" diye emretti
Surah Yunus, Verse 79
فَلَمَّا جَآءَ ٱلسَّحَرَةُ قَالَ لَهُم مُّوسَىٰٓ أَلۡقُواْ مَآ أَنتُم مُّلۡقُونَ
Sihirbazlar gelince Musa onlara: "Haydi atın atmak (istediginizi)!" dedi
Surah Yunus, Verse 80
فَلَمَّآ أَلۡقَوۡاْ قَالَ مُوسَىٰ مَا جِئۡتُم بِهِ ٱلسِّحۡرُۖ إِنَّ ٱللَّهَ سَيُبۡطِلُهُۥٓ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُصۡلِحُ عَمَلَ ٱلۡمُفۡسِدِينَ
Boylece onlar (asalarını) atıp (gozbagcılık yoluyla izleyenleri etkileyince) Musa onlara: "Bu yaptıgınız sihirden baska bir sey degil; Allah bunu mutlaka bosa cıkaracaktır! Gercek su ki, Allah bozgunculuk yapanların isini asla ileri goturmez
Surah Yunus, Verse 81
وَيُحِقُّ ٱللَّهُ ٱلۡحَقَّ بِكَلِمَٰتِهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Tersine, kelimeleriyle ancak hakkın ortaya cıkmasını saglar; gunaha gomulup giden insanlar bundan hosnut olmasalar da
Surah Yunus, Verse 82
فَمَآ ءَامَنَ لِمُوسَىٰٓ إِلَّا ذُرِّيَّةٞ مِّن قَوۡمِهِۦ عَلَىٰ خَوۡفٖ مِّن فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِمۡ أَن يَفۡتِنَهُمۡۚ وَإِنَّ فِرۡعَوۡنَ لَعَالٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَإِنَّهُۥ لَمِنَ ٱلۡمُسۡرِفِينَ
Firavun ve onun seckinler cevresi kendilerine zulmeder korkusuyla (baskaları geri dururken) kavminden ancak birkac kisi Musa´ya olan inanclarını acıkladılar: cunku Firavun ulkede gercekten de nufuz ve iktidar sahibiydi, ve ustelik olcusuz, acımasız biriydi
Surah Yunus, Verse 83
وَقَالَ مُوسَىٰ يَٰقَوۡمِ إِن كُنتُمۡ ءَامَنتُم بِٱللَّهِ فَعَلَيۡهِ تَوَكَّلُوٓاْ إِن كُنتُم مُّسۡلِمِينَ
Musa: "Eger Allah´a inanıyorsanız" dedi, "eger gercekten O´na baglanıp kendinizi O´na teslim etmisseniz, oyleyse artık guvenin O´na
Surah Yunus, Verse 84
فَقَالُواْ عَلَى ٱللَّهِ تَوَكَّلۡنَا رَبَّنَا لَا تَجۡعَلۡنَا فِتۡنَةٗ لِّلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Bunun uzerine onlar da: "Biz guvenimizi Allah´a baglamısız! Ey Rabbimiz, bizi zalim bir toplulugun elinde rusvay etme!" dediler
Surah Yunus, Verse 85
وَنَجِّنَا بِرَحۡمَتِكَ مِنَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Hakkı inkar eden bu toplumun elinden lutfunla kurtar bizi
Surah Yunus, Verse 86
وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰ وَأَخِيهِ أَن تَبَوَّءَا لِقَوۡمِكُمَا بِمِصۡرَ بُيُوتٗا وَٱجۡعَلُواْ بُيُوتَكُمۡ قِبۡلَةٗ وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Biz de Musa ile kardesine: "Sehirde halkınız icin bazı evleri sıgınak edinin" diye vahyettik, "ve (onlara deyin ki) ´Evlerinizi ibadet yerine donusturun; ve namazda devamlı ve kararlı olun! Ve (sen ey Musa!) inananları (Allah´ın yardımıyla) mujdele
Surah Yunus, Verse 87
وَقَالَ مُوسَىٰ رَبَّنَآ إِنَّكَ ءَاتَيۡتَ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَأَهُۥ زِينَةٗ وَأَمۡوَٰلٗا فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا رَبَّنَا لِيُضِلُّواْ عَن سَبِيلِكَۖ رَبَّنَا ٱطۡمِسۡ عَلَىٰٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ وَٱشۡدُدۡ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ فَلَا يُؤۡمِنُواْ حَتَّىٰ يَرَوُاْ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Ve Musa: "Ey Rabbim!" dedi, "gercek su ki, Sen Firavun ve onun seckinler cevresine dunya hayatında gorkem ve zenginlik verdin; oyle ki, bunun sonucu olarak onlar da, ey Rabbim, (baskalarını) Senin yolundan ceviriyorlar! Ey Rabbimiz, oyleyse artık onların zenginliklerini silip yok et, (ve boylece) kalplerini katılastır; cunku cetin azabı gormedikce inanmayacaklar
Surah Yunus, Verse 88
قَالَ قَدۡ أُجِيبَت دَّعۡوَتُكُمَا فَٱسۡتَقِيمَا وَلَا تَتَّبِعَآنِّ سَبِيلَ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
(Allah:) "Bu dileginiz kabul olundu" dedi, "oyleyse, siz ikiniz dosdogru yolda sabır ve sebatla devam edin ve (dogru nedir, egri nedir) bilmeyenlerin yolunu izlemeyin
Surah Yunus, Verse 89
۞وَجَٰوَزۡنَا بِبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱلۡبَحۡرَ فَأَتۡبَعَهُمۡ فِرۡعَوۡنُ وَجُنُودُهُۥ بَغۡيٗا وَعَدۡوًاۖ حَتَّىٰٓ إِذَآ أَدۡرَكَهُ ٱلۡغَرَقُ قَالَ ءَامَنتُ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا ٱلَّذِيٓ ءَامَنَتۡ بِهِۦ بَنُوٓاْ إِسۡرَـٰٓءِيلَ وَأَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
Derken Israilogulları´nı denizin ote yakasına gecirdik; bunun uzerine Firavun ve ordusu hısımla onların ardına dustu, (denizin dalgaları onları ortup de Firavun) bogulmak uzereyken: "Elhak, inandım," dedi, "Israilogulları´nın inandıgı Tanrı´dan baska tanrı yok! Ve ben de artık kendini yurekten O´na teslim eden kimselerdenim
Surah Yunus, Verse 90
ءَآلۡـَٰٔنَ وَقَدۡ عَصَيۡتَ قَبۡلُ وَكُنتَ مِنَ ٱلۡمُفۡسِدِينَ
(Ona): "Ancak simdi mi?" denildi, "Oysa, bu gune kadar (Bize) hep baskaldırmıs ve bozguncular arasında yer almıstın
Surah Yunus, Verse 91
فَٱلۡيَوۡمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ لِتَكُونَ لِمَنۡ خَلۡفَكَ ءَايَةٗۚ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلنَّاسِ عَنۡ ءَايَٰتِنَا لَغَٰفِلُونَ
(Imdi,) bugun senin sadece bedenini kurtaracagız ki, senden sonra gelecek olanlar icin (uyarıcı) bir isaret olsun; cunku, gercek su ki, insanların cogu ayetlerimize karsı umursamazlık gosteriyor
Surah Yunus, Verse 92
وَلَقَدۡ بَوَّأۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ مُبَوَّأَ صِدۡقٖ وَرَزَقۡنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ فَمَا ٱخۡتَلَفُواْ حَتَّىٰ جَآءَهُمُ ٱلۡعِلۡمُۚ إِنَّ رَبَّكَ يَقۡضِي بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Derken, Israilogulları´na son derece guzel, emin bir yurt tayin ettik ve kendilerini temiz ve hos rızıklarla rızıklandırdık. Ama, ne zaman ki (vahiy yoluyla) kendilerine (hakikat) bilgi(si) geldi, ancak o zaman aralarında cekismeye, farklı gorusler benimsemeye basladılar: Allah, cekismeye dustukleri her konuda Kıyamet Gunu aralarında elbette hukum verecektir
Surah Yunus, Verse 93
فَإِن كُنتَ فِي شَكّٖ مِّمَّآ أَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ فَسۡـَٔلِ ٱلَّذِينَ يَقۡرَءُونَ ٱلۡكِتَٰبَ مِن قَبۡلِكَۚ لَقَدۡ جَآءَكَ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُمۡتَرِينَ
Butun bunlardan sonra, (ey insanoglu!), sana indirdigimiz sey(in dogrulugun)dan hala suphede isen, onceki caglarda vahyedilmis metin(leri) okuyan kimselere sor: (O zaman anlayacaksın ki) Rabbinden sana gelen haktır. O halde, artık suphecilerden olma
Surah Yunus, Verse 94
وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَتَكُونَ مِنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ
Allah´ın ayetlerini yalanlayan kimselerden olma ki, kendini kaybedenler arasında bulmayasın
Surah Yunus, Verse 95
إِنَّ ٱلَّذِينَ حَقَّتۡ عَلَيۡهِمۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ لَا يُؤۡمِنُونَ
Gercek su ki, haklarında Rablerinin sozu (yargısı) gerceklesmis olanlar imana erisemeyeceklerdir
Surah Yunus, Verse 96
وَلَوۡ جَآءَتۡهُمۡ كُلُّ ءَايَةٍ حَتَّىٰ يَرَوُاْ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Kendilerine her turlu kanıtlayıcı belge gelse bile, ta ki (ote dunyada kendilerini bekleyen) o cok can yakıcı azabı gozleriyle gorunceye kadar
Surah Yunus, Verse 97
فَلَوۡلَا كَانَتۡ قَرۡيَةٌ ءَامَنَتۡ فَنَفَعَهَآ إِيمَٰنُهَآ إِلَّا قَوۡمَ يُونُسَ لَمَّآ ءَامَنُواْ كَشَفۡنَا عَنۡهُمۡ عَذَابَ ٱلۡخِزۡيِ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَمَتَّعۡنَٰهُمۡ إِلَىٰ حِينٖ
Cunku, ne yazık ki, Yunus toplumundan baska, (butun bireyleriyle topyekun) imana erisen ve boylece imanının (verecegi huzur ve guvenligi) tadan herhangi bir cemaat cıkmadı henuz. (Yunus´un soydasları) inandıkları zaman, dunya hayatında (suruklenebilecekleri) alcalmanın, bayagılasmanın yol acacagı acıyı ve sıkıntıyı onlardan uzaklastırdık ve belli bir sure varlıklarını surdurmeleri icin kendilerine fırsat verdik
Surah Yunus, Verse 98
وَلَوۡ شَآءَ رَبُّكَ لَأٓمَنَ مَن فِي ٱلۡأَرۡضِ كُلُّهُمۡ جَمِيعًاۚ أَفَأَنتَ تُكۡرِهُ ٱلنَّاسَ حَتَّىٰ يَكُونُواْ مُؤۡمِنِينَ
(Iste bunun gibi) Rabbin eger oyle olmasını dileseydi, yeryuzunde yasayan herkes topyekun imana erisirdi: Hal boyleyken, insanları inanıncaya kadar zorlayabilecegini mi sanıyorsun
Surah Yunus, Verse 99
وَمَا كَانَ لِنَفۡسٍ أَن تُؤۡمِنَ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۚ وَيَجۡعَلُ ٱلرِّجۡسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يَعۡقِلُونَ
hem de, hic kimsenin, Allah´ın izni olmadıkca asla imana erisemeyecegi ve aklını kullanmayanlara alcaltıcı, bayagılastırıcı (inancsız)lıgı musallat edenin O oldugu (gercegi) ortadayken
Surah Yunus, Verse 100
قُلِ ٱنظُرُواْ مَاذَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَمَا تُغۡنِي ٱلۡأٓيَٰتُ وَٱلنُّذُرُ عَن قَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ
De ki: "Goklerde ve yerde var olanlara bakın da dusunun!" Ne var ki, inanmayacak olan bir topluma ne ayetlerin, ne de uyarmaların bir yararı dokunabilir
Surah Yunus, Verse 101
فَهَلۡ يَنتَظِرُونَ إِلَّا مِثۡلَ أَيَّامِ ٱلَّذِينَ خَلَوۡاْ مِن قَبۡلِهِمۡۚ قُلۡ فَٱنتَظِرُوٓاْ إِنِّي مَعَكُم مِّنَ ٱلۡمُنتَظِرِينَ
O halde, kendilerinden once gelip gecen (inkarcıların yasadıgı felaket) gunlerinden baska gunler mi bekliyorlar? De ki: "Oyleyse, (olacak olanı) bekleyin bakalım; dogrusu ben de sizinle beraber bekleyecegim
Surah Yunus, Verse 102
ثُمَّ نُنَجِّي رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ كَذَٰلِكَ حَقًّا عَلَيۡنَا نُنجِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
(Cunku bu konudaki degismeyen uygulama sudur: hakkı inkar edip ayetlerimizi yalanlamaya kalkısanların felaketlerini hazırlarız;) ve buna karsılık elcilerimizi ve imana erisenleri kurtarırız. Iste bize hak olan, boylece inananları kurtarmamızdır
Surah Yunus, Verse 103
قُلۡ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِن كُنتُمۡ فِي شَكّٖ مِّن دِينِي فَلَآ أَعۡبُدُ ٱلَّذِينَ تَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلَٰكِنۡ أَعۡبُدُ ٱللَّهَ ٱلَّذِي يَتَوَفَّىٰكُمۡۖ وَأُمِرۡتُ أَنۡ أَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
(Ey Peygamber,) de ki: "Ey insanlar, eger benim imanımdan suphede iseniz, (bilin ki,) kulluk etmem, sizin Allah´tan baska kulluk ettiginiz varlıklara; ben yalnızca, sizi(n hepinizi) oldurecek olan Allah´a kulluk ederim: cunku ben (yalnız O´na) inanan kimselerden biri olmakla emrolundum
Surah Yunus, Verse 104
وَأَنۡ أَقِمۡ وَجۡهَكَ لِلدِّينِ حَنِيفٗا وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
(Ey Insanoglu,) iste boyle (sen de) yuzunu, yalancı, aldatıcı seylerden butunuyle arınmıs olarak, sebat ve samimiyetle (gercek) inanca cevir; Allah´tan baskasına tanrılık yakıstıranlardan olma
Surah Yunus, Verse 105
وَلَا تَدۡعُ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُكَ وَلَا يَضُرُّكَۖ فَإِن فَعَلۡتَ فَإِنَّكَ إِذٗا مِّنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Sana ne bir yarar, ne de bir zarar verebilecek durumda olmayan varlıkları Allah´la beraber anıp onlara yalvarıp yakarma: cunku, eger boyle yaparsan muhakkak ki zalimlerden olursun
Surah Yunus, Verse 106
وَإِن يَمۡسَسۡكَ ٱللَّهُ بِضُرّٖ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَۖ وَإِن يُرِدۡكَ بِخَيۡرٖ فَلَا رَآدَّ لِفَضۡلِهِۦۚ يُصِيبُ بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦۚ وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
Ve (bil ki,) eger senin basına Allah bir darlık, bir sıkıntı saracak olsa, O´ndan baska onu giderecek yoktur: Ve eger hakkında iyilik, genislik diliyorsa, O´nun lutuf ve comertligini engelleyebilecek kimse de yoktur; O lutuf ve comertligini kullarından diledigine nasip eder. Cunku cok acıyan, esirgeyen gercek bagıslayıcı O´dur
Surah Yunus, Verse 107
قُلۡ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ قَدۡ جَآءَكُمُ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكُمۡۖ فَمَنِ ٱهۡتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهۡتَدِي لِنَفۡسِهِۦۖ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيۡهَاۖ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِوَكِيلٖ
(Ey Peygamber,) de ki: "Ey insanlar, simdi size Rabbinizden hakikat (bilgisi) gelmis bulunuyor artık. Bundan boyle her kim ki dogru yolu izlemeyi secerse, bunu kendi lehine secmis olacaktır; ve her kim ki sapıklıgı secerse, yine bunu kendi aleyhine secmis olacaktır. Sizin davranısınızdan sorumlu degilim ben
Surah Yunus, Verse 108
وَٱتَّبِعۡ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيۡكَ وَٱصۡبِرۡ حَتَّىٰ يَحۡكُمَ ٱللَّهُۚ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلۡحَٰكِمِينَ
(Sana gelince, Ey Muhammed, sen de) yalnızca sana vahyedilene uy ve Allah hukmunu verinceye kadar sabret: cunku hukmedenlerin en iyisi O´dur
Surah Yunus, Verse 109