Surah Al-Ankaboot - Turkish Translation by Diyanet Isleri
الٓمٓ
Elif, Lam, Mim
Surah Al-Ankaboot, Verse 1
أَحَسِبَ ٱلنَّاسُ أَن يُتۡرَكُوٓاْ أَن يَقُولُوٓاْ ءَامَنَّا وَهُمۡ لَا يُفۡتَنُونَ
Insanlar, imtihandan gecirilmeden, sadece "Iman ettik" demeleriyle birakilivereceklerini mi sandilar
Surah Al-Ankaboot, Verse 2
وَلَقَدۡ فَتَنَّا ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۖ فَلَيَعۡلَمَنَّ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ صَدَقُواْ وَلَيَعۡلَمَنَّ ٱلۡكَٰذِبِينَ
Andolsun ki, biz onlardan oncekileri de imtihandan gecirmisizdir. Elbette Allah, dogrulari ortaya cikaracak, yalancilari da mutlaka ortaya koyacaktir
Surah Al-Ankaboot, Verse 3
أَمۡ حَسِبَ ٱلَّذِينَ يَعۡمَلُونَ ٱلسَّيِّـَٔاتِ أَن يَسۡبِقُونَاۚ سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ
Yoksa kotulukleri yapanlar bizden kacabileceklerini mi sandilar? Ne kadar kotu (ve yanlis) hukum veriyorlar
Surah Al-Ankaboot, Verse 4
مَن كَانَ يَرۡجُواْ لِقَآءَ ٱللَّهِ فَإِنَّ أَجَلَ ٱللَّهِ لَأٓتٖۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Her kim Allah'a kavusmayi umuyorsa bilsin ki, Allah'in tayin ettigi o vakit elbette gelecektir. O her seyi isiten ve bilendir
Surah Al-Ankaboot, Verse 5
وَمَن جَٰهَدَ فَإِنَّمَا يُجَٰهِدُ لِنَفۡسِهِۦٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَغَنِيٌّ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Cihad eden ancak kendisi icin cihad etmis olur. Suphesiz Allah, alemlerden mustagnidir
Surah Al-Ankaboot, Verse 6
وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنۡهُمۡ سَيِّـَٔاتِهِمۡ وَلَنَجۡزِيَنَّهُمۡ أَحۡسَنَ ٱلَّذِي كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Iman edip iyi isler yapanlarin kotuluklerini elbette orteriz ve onlara, yaptiklarinin daha guzeli ile karsilik veririz
Surah Al-Ankaboot, Verse 7
وَوَصَّيۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ بِوَٰلِدَيۡهِ حُسۡنٗاۖ وَإِن جَٰهَدَاكَ لِتُشۡرِكَ بِي مَا لَيۡسَ لَكَ بِهِۦ عِلۡمٞ فَلَا تُطِعۡهُمَآۚ إِلَيَّ مَرۡجِعُكُمۡ فَأُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Biz insana, ana babasina iyi davranmasini tavsiye etmisizdir. Eger onlar, seni, hakkinda bilgin olmayan bir seyi (koru korune) bana ortak kosman icin zorlarlarsa, onlara itaat etme. Donusunuz ancak banadir. O zaman, size yapmis olduklarinizi haber verecegim
Surah Al-Ankaboot, Verse 8
وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ لَنُدۡخِلَنَّهُمۡ فِي ٱلصَّـٰلِحِينَ
Iman edip iyi isler yapanlari, muhakkak salihler (zumresi) icine katariz
Surah Al-Ankaboot, Verse 9
وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَقُولُ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ فَإِذَآ أُوذِيَ فِي ٱللَّهِ جَعَلَ فِتۡنَةَ ٱلنَّاسِ كَعَذَابِ ٱللَّهِۖ وَلَئِن جَآءَ نَصۡرٞ مِّن رَّبِّكَ لَيَقُولُنَّ إِنَّا كُنَّا مَعَكُمۡۚ أَوَلَيۡسَ ٱللَّهُ بِأَعۡلَمَ بِمَا فِي صُدُورِ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Insanlardan kimi vardir ki, "Allah'a inandik" der; fakat Allah ugrunda eziyete ugratildigi zaman, insanlarin iskencesini Allah'in azabi gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir yardim gelecek olsa, mutlaka, "Dogrusu biz de sizinle beraberdik" derler. Acaba Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen degil midir
Surah Al-Ankaboot, Verse 10
وَلَيَعۡلَمَنَّ ٱللَّهُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَلَيَعۡلَمَنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ
Allah, elbette (O'na gonulden) iman edenleri de, iki yuzluleri de bilir
Surah Al-Ankaboot, Verse 11
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّبِعُواْ سَبِيلَنَا وَلۡنَحۡمِلۡ خَطَٰيَٰكُمۡ وَمَا هُم بِحَٰمِلِينَ مِنۡ خَطَٰيَٰهُم مِّن شَيۡءٍۖ إِنَّهُمۡ لَكَٰذِبُونَ
Kafirler, iman edenlere, "Bizim yolumuza uyun, sizin gunahlarinizi biz yuklenelim" derler. Halbuki onlarin hicbir gunahini yuklenecek degillerdir. Gercekte onlar, kesinlikle yalan soylemektedirler
Surah Al-Ankaboot, Verse 12
وَلَيَحۡمِلُنَّ أَثۡقَالَهُمۡ وَأَثۡقَالٗا مَّعَ أَثۡقَالِهِمۡۖ وَلَيُسۡـَٔلُنَّ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ عَمَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
(Fakat gercek su ki) elbette kendi yuklerini, kendi yukleriyle birlikte nice yukleri (baskalarini saptirmanin vebalini) tasiyacaklar ve uydurup durduklari seylerden kiyamet gunu mutlaka sorguya cekileceklerdir
Surah Al-Ankaboot, Verse 13
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوۡمِهِۦ فَلَبِثَ فِيهِمۡ أَلۡفَ سَنَةٍ إِلَّا خَمۡسِينَ عَامٗا فَأَخَذَهُمُ ٱلطُّوفَانُ وَهُمۡ ظَٰلِمُونَ
Andolsun ki Nuh'u kendi kavmine gonderdik de, o dokuz yuz elli yil onlarin arasinda kaldi. Sonunda, onlar zulumlerini surdururken tufan kendilerini yakalayiverdi
Surah Al-Ankaboot, Verse 14
فَأَنجَيۡنَٰهُ وَأَصۡحَٰبَ ٱلسَّفِينَةِ وَجَعَلۡنَٰهَآ ءَايَةٗ لِّلۡعَٰلَمِينَ
Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardik ve bunu alemlere bir ibret yaptik
Surah Al-Ankaboot, Verse 15
وَإِبۡرَٰهِيمَ إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَٱتَّقُوهُۖ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Ibrahim'i de gonderdik. O kavmine soyle demisti: "Allah'a kulluk edin, O'na karsi gelmekten sakinin. Eger bilmis olsaniz bu sizin icin daha hayirlidir
Surah Al-Ankaboot, Verse 16
إِنَّمَا تَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَوۡثَٰنٗا وَتَخۡلُقُونَ إِفۡكًاۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ تَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ لَا يَمۡلِكُونَ لَكُمۡ رِزۡقٗا فَٱبۡتَغُواْ عِندَ ٱللَّهِ ٱلرِّزۡقَ وَٱعۡبُدُوهُ وَٱشۡكُرُواْ لَهُۥٓۖ إِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Siz Allah'i birakip sadece birtakim putlara tapiyor, asilsiz sozler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'i birakip da taptiklariniz, size rizik veremezler. O halde rizki Allah katinda arayin. O'na kulluk edin. Ancak O'na donduruleceksiniz
Surah Al-Ankaboot, Verse 17
وَإِن تُكَذِّبُواْ فَقَدۡ كَذَّبَ أُمَمٞ مِّن قَبۡلِكُمۡۖ وَمَا عَلَى ٱلرَّسُولِ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
Eger (size teblig edileni) yalan sayarsaniz, bilin ki sizden onceki bircok milletler de yalan saymislardi. Peygambere dusen yalniz acik bir tebligdir
Surah Al-Ankaboot, Verse 18
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ كَيۡفَ يُبۡدِئُ ٱللَّهُ ٱلۡخَلۡقَ ثُمَّ يُعِيدُهُۥٓۚ إِنَّ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٞ
Allah'in mahlukunu ilk bastan nasil yarattigini, sonra bunu tekrarladigini gormediler mi? Suphesiz bu, Allah'a gore kolaydir
Surah Al-Ankaboot, Verse 19
قُلۡ سِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱنظُرُواْ كَيۡفَ بَدَأَ ٱلۡخَلۡقَۚ ثُمَّ ٱللَّهُ يُنشِئُ ٱلنَّشۡأَةَ ٱلۡأٓخِرَةَۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ
De ki: "Yeryuzunde gezip dolasin da, Allah ilk bastan nasil yaratmis bakin. Iste Allah bundan sonra (ayni sekilde) ahiret hayatini da yaratacaktir." Gercekten Allah her seye kadirdir
Surah Al-Ankaboot, Verse 20
يُعَذِّبُ مَن يَشَآءُ وَيَرۡحَمُ مَن يَشَآءُۖ وَإِلَيۡهِ تُقۡلَبُونَ
O, diledigine azab eder, diledigine rahmet eder. Ancak O'na donduruleceksiniz
Surah Al-Ankaboot, Verse 21
وَمَآ أَنتُم بِمُعۡجِزِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا فِي ٱلسَّمَآءِۖ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِن وَلِيّٖ وَلَا نَصِيرٖ
Siz ne yeryuzunde, ne de gokte (Allah'i) aciz birakamazsiniz. Allah'tan baska bir dost ve yardimci da bulamazsiniz
Surah Al-Ankaboot, Verse 22
وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَلِقَآئِهِۦٓ أُوْلَـٰٓئِكَ يَئِسُواْ مِن رَّحۡمَتِي وَأُوْلَـٰٓئِكَ لَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Allah'in ayetlerini ve O'na kavusmayi inkar edenler var ya, iste onlar benim rahmetimden umitlerini kesmislerdir ve onlar icin acikli bir azab vardir
Surah Al-Ankaboot, Verse 23
فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوۡمِهِۦٓ إِلَّآ أَن قَالُواْ ٱقۡتُلُوهُ أَوۡ حَرِّقُوهُ فَأَنجَىٰهُ ٱللَّهُ مِنَ ٱلنَّارِۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Kavminin (Ibrahim'e) cevabi ise, "Onu oldurun, yahut yakin!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu atesten kurtardi. Dogrusu bunda, iman eden bir kavim icin ibretler vardir
Surah Al-Ankaboot, Verse 24
وَقَالَ إِنَّمَا ٱتَّخَذۡتُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ أَوۡثَٰنٗا مَّوَدَّةَ بَيۡنِكُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ ثُمَّ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ يَكۡفُرُ بَعۡضُكُم بِبَعۡضٖ وَيَلۡعَنُ بَعۡضُكُم بَعۡضٗا وَمَأۡوَىٰكُمُ ٱلنَّارُ وَمَا لَكُم مِّن نَّـٰصِرِينَ
(Ibrahim onlara) dedi ki: "Siz, sirf aranizdaki dunya hayatina has muhabbet ugruna Allah'i birakip birtakim putlar edindiniz. Sonra kiyamet gunu (geldiginde) ise, kiminiz kiminizi tanimayacak, kiminiz kiminizi lanetleyecektir. Varacaginiz yer cehennemdir. Ve hic yardimciniz da yoktur
Surah Al-Ankaboot, Verse 25
۞فَـَٔامَنَ لَهُۥ لُوطٞۘ وَقَالَ إِنِّي مُهَاجِرٌ إِلَىٰ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Bunun uzerine ona sadece Lut iman etti. (Ibrahim) de dedi ki: "Ben Rabbime hicret edecegim. Suphe yok ki O cok gucludur, hukum ve hikmet sahibidir
Surah Al-Ankaboot, Verse 26
وَوَهَبۡنَا لَهُۥٓ إِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ وَجَعَلۡنَا فِي ذُرِّيَّتِهِ ٱلنُّبُوَّةَ وَٱلۡكِتَٰبَ وَءَاتَيۡنَٰهُ أَجۡرَهُۥ فِي ٱلدُّنۡيَاۖ وَإِنَّهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
O'na Ishak ve Yakub'u bagisladik. Peygamberligi ve kitaplari, onun soyundan gelenlere verdik. Onu dunyada mukafatlandirdik. Suphesiz o, ahirette de salihler (zumresin)dendir
Surah Al-Ankaboot, Verse 27
وَلُوطًا إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦٓ إِنَّكُمۡ لَتَأۡتُونَ ٱلۡفَٰحِشَةَ مَا سَبَقَكُم بِهَا مِنۡ أَحَدٖ مِّنَ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Lut'u da gonderdik. O kavmine demisti ki: "Gercekten siz, daha once hicbir milletin yapmadigi bir hayasizligi yapiyorsunuz
Surah Al-Ankaboot, Verse 28
أَئِنَّكُمۡ لَتَأۡتُونَ ٱلرِّجَالَ وَتَقۡطَعُونَ ٱلسَّبِيلَ وَتَأۡتُونَ فِي نَادِيكُمُ ٱلۡمُنكَرَۖ فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوۡمِهِۦٓ إِلَّآ أَن قَالُواْ ٱئۡتِنَا بِعَذَابِ ٱللَّهِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
(Bu ilahi ikazdan sonra) siz, ille de erkeklere yaklasacak, yol kesecek ve toplantilarinizda edepsizlik yapacak misiniz?" Kavminin cevabi ise, soyle demelerinden ibaret oldu: "Dogru soyleyenlerden isen Allah'in azabini getir bize
Surah Al-Ankaboot, Verse 29
قَالَ رَبِّ ٱنصُرۡنِي عَلَى ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡمُفۡسِدِينَ
(Lut:) "Ey Rabbim! Su fesatcilar guruhuna karsi bana yardim eyle" dedi
Surah Al-Ankaboot, Verse 30
وَلَمَّا جَآءَتۡ رُسُلُنَآ إِبۡرَٰهِيمَ بِٱلۡبُشۡرَىٰ قَالُوٓاْ إِنَّا مُهۡلِكُوٓاْ أَهۡلِ هَٰذِهِ ٱلۡقَرۡيَةِۖ إِنَّ أَهۡلَهَا كَانُواْ ظَٰلِمِينَ
Elcilerimiz Ibrahim'e (iki ogul verecegimize dair) mujdeyi getirdiklerinde soyle dediler: "Biz bu memleket halkini helak edecegiz. Cunku oranin halki zalim kimselerdir
Surah Al-Ankaboot, Verse 31
قَالَ إِنَّ فِيهَا لُوطٗاۚ قَالُواْ نَحۡنُ أَعۡلَمُ بِمَن فِيهَاۖ لَنُنَجِّيَنَّهُۥ وَأَهۡلَهُۥٓ إِلَّا ٱمۡرَأَتَهُۥ كَانَتۡ مِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ
(Ibrahim) dedi ki: "Ama orada Lut var!" Soyle cevap verdiler: "Biz orada kimlerin bulundugunu cok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracagiz. Yalniz karisi mustesna; o geride (azabda) kalacaklar arasindadir
Surah Al-Ankaboot, Verse 32
وَلَمَّآ أَن جَآءَتۡ رُسُلُنَا لُوطٗا سِيٓءَ بِهِمۡ وَضَاقَ بِهِمۡ ذَرۡعٗاۖ وَقَالُواْ لَا تَخَفۡ وَلَا تَحۡزَنۡ إِنَّا مُنَجُّوكَ وَأَهۡلَكَ إِلَّا ٱمۡرَأَتَكَ كَانَتۡ مِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ
Elcilerimiz Lut'a gelince, onlar hakkinda tasalandi. Ve onlar(i dusunmesi) sebebiyle takatten dustu. O'na: "Korkma, tasalanma! Cunku biz seni de, aileni de kurtaracagiz. Yalniz (azabda) kalacaklar arasinda bulunan karin mustesna" dediler
Surah Al-Ankaboot, Verse 33
إِنَّا مُنزِلُونَ عَلَىٰٓ أَهۡلِ هَٰذِهِ ٱلۡقَرۡيَةِ رِجۡزٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ بِمَا كَانُواْ يَفۡسُقُونَ
Biz suphesiz bu memleket halkinin uzerine, yoldan cikmalarina karsilik (feci) bir azab indirecegiz."(dediler)
Surah Al-Ankaboot, Verse 34
وَلَقَد تَّرَكۡنَا مِنۡهَآ ءَايَةَۢ بَيِّنَةٗ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Andolsun ki biz, aklini kullanacak bir kavim icin oradan apacik bir ibret nisanesi birakmisizdir
Surah Al-Ankaboot, Verse 35
وَإِلَىٰ مَدۡيَنَ أَخَاهُمۡ شُعَيۡبٗا فَقَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَٱرۡجُواْ ٱلۡيَوۡمَ ٱلۡأٓخِرَ وَلَا تَعۡثَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُفۡسِدِينَ
Medyen'e de kardesleri Suayb'i gonderdik ve Suayb, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gunune umit baglayin, yeryuzunde bozgunculuk yaparak karisiklik cikarmayin!" dedi
Surah Al-Ankaboot, Verse 36
فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلرَّجۡفَةُ فَأَصۡبَحُواْ فِي دَارِهِمۡ جَٰثِمِينَ
Fakat onu yalancilikla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsinti yakalayiverdi ve yurtlarinda diz ustu cokekaldilar
Surah Al-Ankaboot, Verse 37
وَعَادٗا وَثَمُودَاْ وَقَد تَّبَيَّنَ لَكُم مِّن مَّسَٰكِنِهِمۡۖ وَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ فَصَدَّهُمۡ عَنِ ٱلسَّبِيلِ وَكَانُواْ مُسۡتَبۡصِرِينَ
Ad ve Semud'u da (helak ediverdik). Sizin icin, (onlarin basina nelerin geldigi) oturduklari yerlerden apacik anlasilmaktadir. Seytan onlara yaptiklari isleri guzel gosterip onlari dogru yoldan cikardi. Oysa bakip gorebilecek durumdaydilar
Surah Al-Ankaboot, Verse 38
وَقَٰرُونَ وَفِرۡعَوۡنَ وَهَٰمَٰنَۖ وَلَقَدۡ جَآءَهُم مُّوسَىٰ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَٱسۡتَكۡبَرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا كَانُواْ سَٰبِقِينَ
Karun'u, Firavun'u ve Haman'i da (helak ettik). Andolsun ki, Musa onlara apacik deliller getirmisti de onlar yeryuzunde buyukluk taslamislardi. Halbuki (azabimizi asip ) gecebilecek degillerdi
Surah Al-Ankaboot, Verse 39
فَكُلًّا أَخَذۡنَا بِذَنۢبِهِۦۖ فَمِنۡهُم مَّنۡ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِ حَاصِبٗا وَمِنۡهُم مَّنۡ أَخَذَتۡهُ ٱلصَّيۡحَةُ وَمِنۡهُم مَّنۡ خَسَفۡنَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ وَمِنۡهُم مَّنۡ أَغۡرَقۡنَاۚ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظۡلِمَهُمۡ وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Nitekim onlardan herbirini gunahlari sebebiyle suc ustu yakaladik: Kiminin uzerine taslar savuran ruzgarlar gonderdik, kimini korkunc bir ses yakaladi, kimini yerin dibine gecirdik, kimini de suda bogduk. Allah onlara zulmetmiyor, asil onlar kendilerine yazik ediyorlardi
Surah Al-Ankaboot, Verse 40
مَثَلُ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَوۡلِيَآءَ كَمَثَلِ ٱلۡعَنكَبُوتِ ٱتَّخَذَتۡ بَيۡتٗاۖ وَإِنَّ أَوۡهَنَ ٱلۡبُيُوتِ لَبَيۡتُ ٱلۡعَنكَبُوتِۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
Allah'tan baska dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan orumcegin durumu gibidir. Halbuki, evlerin en curugu suphesiz orumcek yuvasidir. Keske bilselerdi
Surah Al-Ankaboot, Verse 41
إِنَّ ٱللَّهَ يَعۡلَمُ مَا يَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦ مِن شَيۡءٖۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Allah, onlarin kendisini birakipta hangi seye yalvardiklarini suphesiz ki bilir. O mutlak guc ve hikmet sahibidir
Surah Al-Ankaboot, Verse 42
وَتِلۡكَ ٱلۡأَمۡثَٰلُ نَضۡرِبُهَا لِلنَّاسِۖ وَمَا يَعۡقِلُهَآ إِلَّا ٱلۡعَٰلِمُونَ
Iste biz bu temsilleri insanlar icin getiriyoruz; fakat onlari ancak bilenler dusunup anlayabilir
Surah Al-Ankaboot, Verse 43
خَلَقَ ٱللَّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Allah gokleri ve yeri hak olarak yaratti. Suphesiz bunda, iman edenler icin bir nisane bulunmaktadir
Surah Al-Ankaboot, Verse 44
ٱتۡلُ مَآ أُوحِيَ إِلَيۡكَ مِنَ ٱلۡكِتَٰبِ وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَۖ إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ تَنۡهَىٰ عَنِ ٱلۡفَحۡشَآءِ وَٱلۡمُنكَرِۗ وَلَذِكۡرُ ٱللَّهِ أَكۡبَرُۗ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ مَا تَصۡنَعُونَ
Sana vahyedilen Kitabi oku ve namazi kil. Muhakkak ki namaz hayasizliktan ve kotulukten alikoyar. Allah'i anmak elbette en buyuk ibadettir. Allah yaptiklarinizi bilir
Surah Al-Ankaboot, Verse 45
۞وَلَا تُجَٰدِلُوٓاْ أَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ إِلَّا بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ إِلَّا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنۡهُمۡۖ وَقُولُوٓاْ ءَامَنَّا بِٱلَّذِيٓ أُنزِلَ إِلَيۡنَا وَأُنزِلَ إِلَيۡكُمۡ وَإِلَٰهُنَا وَإِلَٰهُكُمۡ وَٰحِدٞ وَنَحۡنُ لَهُۥ مُسۡلِمُونَ
Iclerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak, en guzel yoldan mucadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahimiz da, sizin ilahiniz da birdir ve biz O'na teslim olmusuzdur
Surah Al-Ankaboot, Verse 46
وَكَذَٰلِكَ أَنزَلۡنَآ إِلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَۚ فَٱلَّذِينَ ءَاتَيۡنَٰهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ يُؤۡمِنُونَ بِهِۦۖ وَمِنۡ هَـٰٓؤُلَآءِ مَن يُؤۡمِنُ بِهِۦۚ وَمَا يَجۡحَدُ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَّا ٱلۡكَٰفِرُونَ
(Resulum!) Iste sana (onceki kitaplari tasdik eden) bu kitabi indirdik. Onun icin, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar. Sunlardan da ona iman eden nice kimseler vardir. Ayetlerimizi ancak kafirler bile bile inkar eder
Surah Al-Ankaboot, Verse 47
وَمَا كُنتَ تَتۡلُواْ مِن قَبۡلِهِۦ مِن كِتَٰبٖ وَلَا تَخُطُّهُۥ بِيَمِينِكَۖ إِذٗا لَّٱرۡتَابَ ٱلۡمُبۡطِلُونَ
Sen bundan once, ne bir yazi okur, ne de elinle onu yazardin. Oyle olsaydi, batila uyanlar kusku duyarlardi
Surah Al-Ankaboot, Verse 48
بَلۡ هُوَ ءَايَٰتُۢ بَيِّنَٰتٞ فِي صُدُورِ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَۚ وَمَا يَجۡحَدُ بِـَٔايَٰتِنَآ إِلَّا ٱلظَّـٰلِمُونَ
Hayir, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apacik ayetlerdir. Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkar eder
Surah Al-Ankaboot, Verse 49
وَقَالُواْ لَوۡلَآ أُنزِلَ عَلَيۡهِ ءَايَٰتٞ مِّن رَّبِّهِۦۚ قُلۡ إِنَّمَا ٱلۡأٓيَٰتُ عِندَ ٱللَّهِ وَإِنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٌ
Ona Rabbinden (baskaca) mucize indirilmeli degil miydi?" derler. Cevaben de ki: "Mucizeler ancak Allah'in katindadir. Ben ise sadece apacik bir uyariciyim
Surah Al-Ankaboot, Verse 50
أَوَلَمۡ يَكۡفِهِمۡ أَنَّآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ يُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَرَحۡمَةٗ وَذِكۡرَىٰ لِقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Sana indirdigimiz ve onlara okunmakta olan kitap, kendilerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim icin elbette bir rahmet ve ogut vardir
Surah Al-Ankaboot, Verse 51
قُلۡ كَفَىٰ بِٱللَّهِ بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡ شَهِيدٗاۖ يَعۡلَمُ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۗ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱلۡبَٰطِلِ وَكَفَرُواْ بِٱللَّهِ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ
De ki: Benimle sizin aranizda sahit olarak Allah yeter. O, goklerde ve yerde ne varsa bilir. Batila inanip inkar edenler var ya, iste ziyana ugrayacaklar onlardir
Surah Al-Ankaboot, Verse 52
وَيَسۡتَعۡجِلُونَكَ بِٱلۡعَذَابِ وَلَوۡلَآ أَجَلٞ مُّسَمّٗى لَّجَآءَهُمُ ٱلۡعَذَابُۚ وَلَيَأۡتِيَنَّهُم بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ
Senden azabi carcabuk (getirmeni) istiyorlar. Eger onceden tayin edilmis bir vade olmasaydi, azab elbette onlara gelip catmisti. Fakat yine de, hic farkina varmadiklari bir sirada o kendilerine mutlaka gelecektir
Surah Al-Ankaboot, Verse 53
يَسۡتَعۡجِلُونَكَ بِٱلۡعَذَابِ وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمُحِيطَةُۢ بِٱلۡكَٰفِرِينَ
(Evet) senden azabi carcabuk (getirmeni) istiyorlar. Halbuki cehennem, hic supheleri olmasin, kafirleri kusatacaktir
Surah Al-Ankaboot, Verse 54
يَوۡمَ يَغۡشَىٰهُمُ ٱلۡعَذَابُ مِن فَوۡقِهِمۡ وَمِن تَحۡتِ أَرۡجُلِهِمۡ وَيَقُولُ ذُوقُواْ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
O gunde azap, onlari hem ustlerinden, hem ayaklarinin altindan saracak ve Allah (onlara), "Yaptiklarinizin cezasini tadin!" diyecektir
Surah Al-Ankaboot, Verse 55
يَٰعِبَادِيَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّ أَرۡضِي وَٰسِعَةٞ فَإِيَّـٰيَ فَٱعۡبُدُونِ
Ey iman eden kullarim! Suphesiz benim yarattigim yeryuzu genistir. O halde yalniz bana kulluk edin
Surah Al-Ankaboot, Verse 56
كُلُّ نَفۡسٖ ذَآئِقَةُ ٱلۡمَوۡتِۖ ثُمَّ إِلَيۡنَا تُرۡجَعُونَ
Her can olumu tadacaktir. Sonunda bize donduruleceksiniz
Surah Al-Ankaboot, Verse 57
وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ لَنُبَوِّئَنَّهُم مِّنَ ٱلۡجَنَّةِ غُرَفٗا تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ نِعۡمَ أَجۡرُ ٱلۡعَٰمِلِينَ
Iman edip guzel isler yapanlari, (evet) muhakkak ki onlari, altlarindan irmaklar akan ve icinde ebedi kalacaklari cennet kosklerine yerlestirecegiz. (Boyle iyi) isler yapanlarin mukafati ne guzeldir
Surah Al-Ankaboot, Verse 58
ٱلَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ
Ki onlar, sabretmis olup yalniz Rablerine guvenip dayanmaktadirlar
Surah Al-Ankaboot, Verse 59
وَكَأَيِّن مِّن دَآبَّةٖ لَّا تَحۡمِلُ رِزۡقَهَا ٱللَّهُ يَرۡزُقُهَا وَإِيَّاكُمۡۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Nice hayvanlar var ki, rizkini (biriktirip yaninda) tasimiyor. Cunku onlarin da, sizin de rizkinizi Allah veriyor. O, her seyi isitir ve bilir
Surah Al-Ankaboot, Verse 60
وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَسَخَّرَ ٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَ لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُۖ فَأَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ
Andolsun ki onlara, "Gokleri ve yeri yaratan, gunesi ve ayi buyrugu altinda tutan kimdir?" diye sorsan "Allah" derler. O halde nasil (haktan) cevrilip donduruluyorlar
Surah Al-Ankaboot, Verse 61
ٱللَّهُ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦ وَيَقۡدِرُ لَهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ
Allah, kullarindan diledigine rizki bol bol verir, diledigine de kisar. Suphesiz Allah, her seyi hakkiyla bilendir
Surah Al-Ankaboot, Verse 62
وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّن نَّزَّلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ مِنۢ بَعۡدِ مَوۡتِهَا لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُۚ قُلِ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِۚ بَلۡ أَكۡثَرُهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ
Andolsun ki onlara, "Gokten su indirip, onunla olumunun ardindan yeryuzunu canlandiran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah " derler. De ki: (Oyleyse) hamd de Allah'a mahsustur. Fakat coklari akillarini kullanmazlar
Surah Al-Ankaboot, Verse 63
وَمَا هَٰذِهِ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَآ إِلَّا لَهۡوٞ وَلَعِبٞۚ وَإِنَّ ٱلدَّارَ ٱلۡأٓخِرَةَ لَهِيَ ٱلۡحَيَوَانُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
Bu dunya hayati sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, iste asil hayat odur. Keske bilmis olsalardi
Surah Al-Ankaboot, Verse 64
فَإِذَا رَكِبُواْ فِي ٱلۡفُلۡكِ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ فَلَمَّا نَجَّىٰهُمۡ إِلَى ٱلۡبَرِّ إِذَا هُمۡ يُشۡرِكُونَ
Baksana, gemiye bindikleri zaman, dini yalniz O'na has kilarak (ihlasla) Allah'a yalvarirlar. Fakat onlari salimen karaya cikarinca, bir bakarsin ki, (Allah'a) ortak kosmaktadirlar
Surah Al-Ankaboot, Verse 65
لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡ وَلِيَتَمَتَّعُواْۚ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Kendilerine verdiklerimize nankorluk etsinler ve safa sursunler bakalim! Ama yakinda bilecekler
Surah Al-Ankaboot, Verse 66
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّا جَعَلۡنَا حَرَمًا ءَامِنٗا وَيُتَخَطَّفُ ٱلنَّاسُ مِنۡ حَوۡلِهِمۡۚ أَفَبِٱلۡبَٰطِلِ يُؤۡمِنُونَ وَبِنِعۡمَةِ ٱللَّهِ يَكۡفُرُونَ
Cevrelerinde insanlar kapilip goturulurken (oldurulurken, ya da esir edilirken), bizim (Mekke'yi) guven icinde kudsi bir yer yaptigimizi gormediler mi? Hala batila inanip Allah'in nimetine nankorluk mu ediyorlar
Surah Al-Ankaboot, Verse 67
وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوۡ كَذَّبَ بِٱلۡحَقِّ لَمَّا جَآءَهُۥٓۚ أَلَيۡسَ فِي جَهَنَّمَ مَثۡوٗى لِّلۡكَٰفِرِينَ
Allah'a karsi yalan uyduran, yahut kendisine hak gelmisken onu yalan sayandan daha zalim kimdir? Cehennemde kafirlere yer mi yok
Surah Al-Ankaboot, Verse 68
وَٱلَّذِينَ جَٰهَدُواْ فِينَا لَنَهۡدِيَنَّهُمۡ سُبُلَنَاۚ وَإِنَّ ٱللَّهَ لَمَعَ ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Ama bizim yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarimiza eristirecegiz. Hic suphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir
Surah Al-Ankaboot, Verse 69