Surah As-Sajda - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
الٓمٓ
Elif, Lam, Mim
Surah As-Sajda, Verse 1
تَنزِيلُ ٱلۡكِتَٰبِ لَا رَيۡبَ فِيهِ مِن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Kendisinde subhe olmıyan bu Kitab’ın indirilisi, alemlerin Rabbindendir
Surah As-Sajda, Verse 2
أَمۡ يَقُولُونَ ٱفۡتَرَىٰهُۚ بَلۡ هُوَ ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ لِتُنذِرَ قَوۡمٗا مَّآ أَتَىٰهُم مِّن نَّذِيرٖ مِّن قَبۡلِكَ لَعَلَّهُمۡ يَهۡتَدُونَ
Yoksa (kafirler Hz. Peygamber s.a.s. icin) onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, O Kur’an hakdır, Rabbindendir (Cebrail onu sana indirmistir. Onu sana indirdik ki), Kendilerine senden once bir korkutucu peygamber gelmemis olan bir kavmi (azab ile) korkutasın. Olur ki, onlar hidayeti kabul ederler
Surah As-Sajda, Verse 3
ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ مَا لَكُم مِّن دُونِهِۦ مِن وَلِيّٖ وَلَا شَفِيعٍۚ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ
Allah, O’dur ki, gokleri ve yeri ve aralarında olanları altı gunde yarattı; sonra arsı istila etti, saltanatını kurdu. Sizin, O’ndan baska hic bir yardımcınız yok, hic bir sefaatcınız da yok. Artık Allah’ın ogudlerini kabul etmez misiniz
Surah As-Sajda, Verse 4
يُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ إِلَى ٱلۡأَرۡضِ ثُمَّ يَعۡرُجُ إِلَيۡهِ فِي يَوۡمٖ كَانَ مِقۡدَارُهُۥٓ أَلۡفَ سَنَةٖ مِّمَّا تَعُدُّونَ
Allah, gokten (meleklerle) butun dunya islerini idare eder. Sonra (melekler o islerde), bir gunde O’na yukselir ki, (o gunun) miktarı, sizin saydıklarınızdan (dunya yılından) bin yıldır
Surah As-Sajda, Verse 5
ذَٰلِكَ عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Iste budur, gaibi (insanların goremediklerini) ve hazırı (insanların gorduklerini) bilen Aziz, Rahim
Surah As-Sajda, Verse 6
ٱلَّذِيٓ أَحۡسَنَ كُلَّ شَيۡءٍ خَلَقَهُۥۖ وَبَدَأَ خَلۡقَ ٱلۡإِنسَٰنِ مِن طِينٖ
O’dur ki, yarattıgı her seyi guzel yarattı ve insanı yaratmaga bir camurdan basladı
Surah As-Sajda, Verse 7
ثُمَّ جَعَلَ نَسۡلَهُۥ مِن سُلَٰلَةٖ مِّن مَّآءٖ مَّهِينٖ
Sonra insanın neslini, bir nutfeden (erkek ve disi hucreden), hakir bir sudan yaptı
Surah As-Sajda, Verse 8
ثُمَّ سَوَّىٰهُ وَنَفَخَ فِيهِ مِن رُّوحِهِۦۖ وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَۚ قَلِيلٗا مَّا تَشۡكُرُونَ
Sonra Allah onu (seklini) duzeltip tamamladı ve bizzat kendi kudretinden ona ruh koydu. Sizin icin kulaklar, gozler, kalbler yarattı. (Allah’ın size verdigi nimetlere karsı), sukrunuz pek az
Surah As-Sajda, Verse 9
وَقَالُوٓاْ أَءِذَا ضَلَلۡنَا فِي ٱلۡأَرۡضِ أَءِنَّا لَفِي خَلۡقٖ جَدِيدِۭۚ بَلۡ هُم بِلِقَآءِ رَبِّهِمۡ كَٰفِرُونَ
Bir de (kıyameti inkar edenler): “- Arzda, topraga karısıb kayboldugumuzda mı; cidden biz mi, yeni bir yaratılısta olacagız?” dediler. Dogrusu onlar, Rablerinin huzuruna varacaklarını inkar eden kafirlerdir
Surah As-Sajda, Verse 10
۞قُلۡ يَتَوَفَّىٰكُم مَّلَكُ ٱلۡمَوۡتِ ٱلَّذِي وُكِّلَ بِكُمۡ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمۡ تُرۡجَعُونَ
(Ey Rasulum, onlara) de ki: “- Sizin canınızı almaga vekil kılınan Olum Melegi (Azrail) canınızı alacak; sonra dondurulub Rabbinize goturuleceksiniz.”
Surah As-Sajda, Verse 11
وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلۡمُجۡرِمُونَ نَاكِسُواْ رُءُوسِهِمۡ عِندَ رَبِّهِمۡ رَبَّنَآ أَبۡصَرۡنَا وَسَمِعۡنَا فَٱرۡجِعۡنَا نَعۡمَلۡ صَٰلِحًا إِنَّا مُوقِنُونَ
(Ey Rasulum, kıyamette) musrikleri, Rableri huzurunda baslarını egerek: “-Ey Rabbimiz! Bize vaad ettigini gorduk, peygamberlerin dogrulugunu isittik ve kabul ettik. Simdi bizi (dunyaya) geri cevir, salih bir amel isliyelim. Cunku (inkar ettiklerimize tamamen ve) yakinen inandık.” derlerken bir gorsen
Surah As-Sajda, Verse 12
وَلَوۡ شِئۡنَا لَأٓتَيۡنَا كُلَّ نَفۡسٍ هُدَىٰهَا وَلَٰكِنۡ حَقَّ ٱلۡقَوۡلُ مِنِّي لَأَمۡلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ ٱلۡجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ أَجۡمَعِينَ
Eger dileseydik, herkese (dunyada) hidayetini verirdik, fakat benden su soz gerceklesti: “- Muhakkak ki cehennemi butun (kafir olan) cinlerle, insanlardan dolduracagım.”
Surah As-Sajda, Verse 13
فَذُوقُواْ بِمَا نَسِيتُمۡ لِقَآءَ يَوۡمِكُمۡ هَٰذَآ إِنَّا نَسِينَٰكُمۡۖ وَذُوقُواْ عَذَابَ ٱلۡخُلۡدِ بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
(Kafirler cehenneme girdikleri vakit, melekler onlara soyle der): “- O halde, bu gunumuze kavusmayı unutmanız, (O’na imanı terk etmeniz) yuzunden tadın azabı!...Biz de sizi unuttuk, (sizi cehennemde bıraktık). Islemis oldugunuz kufur ve isyan sebebiyle bitmez tukenmez azabı tadın bakalım...”
Surah As-Sajda, Verse 14
إِنَّمَا يُؤۡمِنُ بِـَٔايَٰتِنَا ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُواْ بِهَا خَرُّواْۤ سُجَّدٗاۤ وَسَبَّحُواْ بِحَمۡدِ رَبِّهِمۡ وَهُمۡ لَا يَسۡتَكۡبِرُونَ۩
Bizim ayetlerimize oyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine ogut verildigi zaman secdelere (*) kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler
Surah As-Sajda, Verse 15
تَتَجَافَىٰ جُنُوبُهُمۡ عَنِ ٱلۡمَضَاجِعِ يَدۡعُونَ رَبَّهُمۡ خَوۡفٗا وَطَمَعٗا وَمِمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡ يُنفِقُونَ
(Onlar, o kimselerdir ki, geceleyin namaz kılmak icin) yataklarından kalkarlar; Rablerine, azabından korkarak ve rahmetinden umidvar olarak dua ederler. Kendilerine verdigimiz rızıklardan da (hayır yollarına) harcalar
Surah As-Sajda, Verse 16
فَلَا تَعۡلَمُ نَفۡسٞ مَّآ أُخۡفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعۡيُنٖ جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Artık (dunyada) isledikleri salih amellere mukafat olarak kendileri icin, goz aydınlıgından ne hazırlanıb saklandıgını kimse bilmez
Surah As-Sajda, Verse 17
أَفَمَن كَانَ مُؤۡمِنٗا كَمَن كَانَ فَاسِقٗاۚ لَّا يَسۡتَوُۥنَ
Oyle ya! Mumin olan, hic fasık (kafir) olan gibi olur mu? Onlar, musavi olmazlar
Surah As-Sajda, Verse 18
أَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ فَلَهُمۡ جَنَّـٰتُ ٱلۡمَأۡوَىٰ نُزُلَۢا بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Iman edib de salih amelleri isliyenlere, amellerine karsılık, konukluk olarak Me’va Cennetleri vardır
Surah As-Sajda, Verse 19
وَأَمَّا ٱلَّذِينَ فَسَقُواْ فَمَأۡوَىٰهُمُ ٱلنَّارُۖ كُلَّمَآ أَرَادُوٓاْ أَن يَخۡرُجُواْ مِنۡهَآ أُعِيدُواْ فِيهَا وَقِيلَ لَهُمۡ ذُوقُواْ عَذَابَ ٱلنَّارِ ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
Amma fasık (munafık) olanların barınacagı yer atestir. Oradan her cıkmak istedikce, onlar yine ates icine dondurulurler; ve onlara: “- Haydi tadın bakalım, yalanlayıp durdugunuz o atesin azabını!...” denilir. (*) Dikkat!... Secde ayetidir
Surah As-Sajda, Verse 20
وَلَنُذِيقَنَّهُم مِّنَ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡأَدۡنَىٰ دُونَ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡأَكۡبَرِ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ
Su da muhakkak ki, o kafirlere, o en buyuk azabdan (cehennem azabından) once, yakın azabdan (dunyadaki esaret, olum, aclık gibi felaketlerden) taddıracagız. Olur ki, (kufurlerinden) donerler, tevbe ederler
Surah As-Sajda, Verse 21
وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن ذُكِّرَ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِۦ ثُمَّ أَعۡرَضَ عَنۡهَآۚ إِنَّا مِنَ ٱلۡمُجۡرِمِينَ مُنتَقِمُونَ
Rabbinin ayetleri ile nasihat edilib de, sonra onlardan yuz ceviren kimseden daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki, musriklerden biz intikam alırız
Surah As-Sajda, Verse 22
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ فَلَا تَكُن فِي مِرۡيَةٖ مِّن لِّقَآئِهِۦۖ وَجَعَلۡنَٰهُ هُدٗى لِّبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ
Gercekten biz Musa’ya Tevrat’ı verdik. Simdi sen, ona kavusmakdan dolayı subhede olma, (Mi’rac gecesinde ona kavusacaksın). Biz O’nu (Musa’yı), Israilogullarına bir hidayet rehberi yapmıstık
Surah As-Sajda, Verse 23
وَجَعَلۡنَا مِنۡهُمۡ أَئِمَّةٗ يَهۡدُونَ بِأَمۡرِنَا لَمَّا صَبَرُواْۖ وَكَانُواْ بِـَٔايَٰتِنَا يُوقِنُونَ
Israilogullarından da, (dinlerinde) sabrettikleri icin, emrimizle (insanları) dogru yola goturecek imamlar (onderler) yetistirmistik. Onlar, (Tevrat’daki) ayetlerimizi yakinen biliyorlardı
Surah As-Sajda, Verse 24
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَفۡصِلُ بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Suphe yok ki Rabbin, (muminlerle kafirlerin) aralarında, kıyamet gunu, ihtilaf edip durdukları (dine ait) seylerde hukmunu verecektir
Surah As-Sajda, Verse 25
أَوَلَمۡ يَهۡدِ لَهُمۡ كَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِن قَبۡلِهِم مِّنَ ٱلۡقُرُونِ يَمۡشُونَ فِي مَسَٰكِنِهِمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٍۚ أَفَلَا يَسۡمَعُونَ
Biz, o Mekke kafirlerinden once nice nesiller helak ettik. Kendileri de yurdlarında gezip duruyorlar. Bu, onları hidayete iletmedi mi? Iste bunlarda (onceki nesillere yaptıgımız helak islerinde) elbette ibret alametleri vardır. Hala dinlemiyecekler, nasihat kabul etmiyecekler mi
Surah As-Sajda, Verse 26
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّا نَسُوقُ ٱلۡمَآءَ إِلَى ٱلۡأَرۡضِ ٱلۡجُرُزِ فَنُخۡرِجُ بِهِۦ زَرۡعٗا تَأۡكُلُ مِنۡهُ أَنۡعَٰمُهُمۡ وَأَنفُسُهُمۡۚ أَفَلَا يُبۡصِرُونَ
Gormediler mi ki, biz suyu corak araziye sevk ediyoruz da onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyecekleri ekini bitiriyoruz. Hala (bunların Allah’dan oldugunu) gormiyecekler mi
Surah As-Sajda, Verse 27
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡفَتۡحُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Bir de: “- Bu (Mekke) fethi ne zaman, eger dogru soyliyenlerseniz?” diyorlar
Surah As-Sajda, Verse 28
قُلۡ يَوۡمَ ٱلۡفَتۡحِ لَا يَنفَعُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِيمَٰنُهُمۡ وَلَا هُمۡ يُنظَرُونَ
(Ey Rasulum), de ki: “- Fetih gunu, o kafirlere imanları fayda vermiyecek, onlara gozde actırılmıyacaktır
Surah As-Sajda, Verse 29
فَأَعۡرِضۡ عَنۡهُمۡ وَٱنتَظِرۡ إِنَّهُم مُّنتَظِرُونَ
Simdi o kafirlerden yuz cevir de (kendilerine inecek azabı) gozet; cunku onlar (senin helakini) bekleyip duruyorlar
Surah As-Sajda, Verse 30