Surah Fussilat Verse 44 - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
Surah Fussilatوَلَوۡ جَعَلۡنَٰهُ قُرۡءَانًا أَعۡجَمِيّٗا لَّقَالُواْ لَوۡلَا فُصِّلَتۡ ءَايَٰتُهُۥٓۖ ءَا۬عۡجَمِيّٞ وَعَرَبِيّٞۗ قُلۡ هُوَ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْ هُدٗى وَشِفَآءٞۚ وَٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ فِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَقۡرٞ وَهُوَ عَلَيۡهِمۡ عَمًىۚ أُوْلَـٰٓئِكَ يُنَادَوۡنَ مِن مَّكَانِۭ بَعِيدٖ
Ve eger O´nu (Kitab´ı), yabancı dil bir Kur´an kılsaydık, mutlaka: “O´nun ayetleri acıklanmalı degil miydi?” derlerdi. Araba yabancı dil mi? De ki: “O, amenu olanlar icin hidayet ve sifadır. Ve mu´min olmayanların kulaklarında vakra vardır. O (Kur´an), onlara karsı korluktur (sifa ve hidayet degildir). Iste onlara uzak bir yerden seslenilir