Surah Al-Hadid - Turkish Translation by Suleyman Ates
سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Goklerde ve yerde bulunan her sey Allah'ı tesbih etmistir. O, azizdir hakimdir
Surah Al-Hadid, Verse 1
لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ يُحۡيِۦ وَيُمِيتُۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ
Goklerin ve yerin mulku O'nundur. Yasatır, oldurur, O her seyi yapabilir
Surah Al-Hadid, Verse 2
هُوَ ٱلۡأَوَّلُ وَٱلۡأٓخِرُ وَٱلظَّـٰهِرُ وَٱلۡبَاطِنُۖ وَهُوَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٌ
O, ilktir (kendisinden once hicbir varlık yoktur,) sondur (kendisinden sonra hicbir varlık yoktur. Her sey yok olurken O kalacaktır,) zahirdir (delilleriyle varlıgı gun gibi acıktır,) batındır (zatının hakikati gizlidir, akıllar O'nun ozunu idrak edemez,) O, her seyi bilendir
Surah Al-Hadid, Verse 3
هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٖ ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰ عَلَى ٱلۡعَرۡشِۖ يَعۡلَمُ مَا يَلِجُ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا يَخۡرُجُ مِنۡهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ وَمَا يَعۡرُجُ فِيهَاۖ وَهُوَ مَعَكُمۡ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡۚ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ
O'dur ki gokleri ve yeri altı gunde yarattı, sonra Ars'a oturdu. Yere gireni, ondan cıkanı, gokten ineni, ona cıkanı bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir, Allah yaptıklarınızı gormektedir
Surah Al-Hadid, Verse 4
لَّهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَإِلَى ٱللَّهِ تُرۡجَعُ ٱلۡأُمُورُ
Goklerin ve yerin mulku O'nundur. Butun isler Allah'a dondurulecektir
Surah Al-Hadid, Verse 5
يُولِجُ ٱلَّيۡلَ فِي ٱلنَّهَارِ وَيُولِجُ ٱلنَّهَارَ فِي ٱلَّيۡلِۚ وَهُوَ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
Geceyi gunduzun icine sokar, gunduzu gecenin icine sokar. O, goguslerin ozunu bilir
Surah Al-Hadid, Verse 6
ءَامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَأَنفِقُواْ مِمَّا جَعَلَكُم مُّسۡتَخۡلَفِينَ فِيهِۖ فَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنكُمۡ وَأَنفَقُواْ لَهُمۡ أَجۡرٞ كَبِيرٞ
Allah'a ve Elcisine inanın ve (O'nun) sizi hakim kıldıgı, sizin yonetiminize verdigi seylerden (Allah icin) harcayın. Sizden, inanan ve (hak rızasına) harcayanlar icin buyuk mukafat vardır
Surah Al-Hadid, Verse 7
وَمَا لَكُمۡ لَا تُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلرَّسُولُ يَدۡعُوكُمۡ لِتُؤۡمِنُواْ بِرَبِّكُمۡ وَقَدۡ أَخَذَ مِيثَٰقَكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ
Elci sizi Rabbinize inanmaga (guvenmege) cagırdıgı ve (bu konuda) sizden saglam soz almıs oldugu halde inananlar iseniz neden Allah'a guvenmiyorsunuz
Surah Al-Hadid, Verse 8
هُوَ ٱلَّذِي يُنَزِّلُ عَلَىٰ عَبۡدِهِۦٓ ءَايَٰتِۭ بَيِّنَٰتٖ لِّيُخۡرِجَكُم مِّنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِۚ وَإِنَّ ٱللَّهَ بِكُمۡ لَرَءُوفٞ رَّحِيمٞ
Sizi karanlıklardan aydınlıga cıkarmak icin kuluna acık acık ayetler indiren O'dur. Suphesiz Allah, size karsı cok sefkatli, cok merhametlidir
Surah Al-Hadid, Verse 9
وَمَا لَكُمۡ أَلَّا تُنفِقُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَلِلَّهِ مِيرَٰثُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ لَا يَسۡتَوِي مِنكُم مَّنۡ أَنفَقَ مِن قَبۡلِ ٱلۡفَتۡحِ وَقَٰتَلَۚ أُوْلَـٰٓئِكَ أَعۡظَمُ دَرَجَةٗ مِّنَ ٱلَّذِينَ أَنفَقُواْ مِنۢ بَعۡدُ وَقَٰتَلُواْۚ وَكُلّٗا وَعَدَ ٱللَّهُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ
Neden siz Allah yolunda harcamayasınız ki? Goklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır. Elbette icinizden (Mekke'nin) feth(in)den once (Hak yolunda) harcayan ve savasan(lar, otekilerle) bir olmaz. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savasanlardan daha buyuktur. Bununla beraber Allah hepsine de (gerek fetihten once, gerek fetihten sonra infak eden ve savasan muslumanlara) en guzel sonucu va'detmistir. Allah, yaptıklarınızı haber almaktadır
Surah Al-Hadid, Verse 10
مَّن ذَا ٱلَّذِي يُقۡرِضُ ٱللَّهَ قَرۡضًا حَسَنٗا فَيُضَٰعِفَهُۥ لَهُۥ وَلَهُۥٓ أَجۡرٞ كَرِيمٞ
Kimdir o, Allah'a guzel bir borc verecek olan ki, Allah da onun verdigini kat kat artırsın ve onun icin degerli bir mukafat da versin
Surah Al-Hadid, Verse 11
يَوۡمَ تَرَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ يَسۡعَىٰ نُورُهُم بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَبِأَيۡمَٰنِهِمۖ بُشۡرَىٰكُمُ ٱلۡيَوۡمَ جَنَّـٰتٞ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
O gun inanan erkekleri ve inanan kadınları; ısıkları, onlerinde ve saglarında kosar durumda gorursun. (Kendilerine): "Bugun mujdeniz, altlarından ırmaklar akan, icinde ebedi kalacagınız cennetlerdir." (denilir). Iste buyuk basarı budur
Surah Al-Hadid, Verse 12
يَوۡمَ يَقُولُ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ وَٱلۡمُنَٰفِقَٰتُ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱنظُرُونَا نَقۡتَبِسۡ مِن نُّورِكُمۡ قِيلَ ٱرۡجِعُواْ وَرَآءَكُمۡ فَٱلۡتَمِسُواْ نُورٗاۖ فَضُرِبَ بَيۡنَهُم بِسُورٖ لَّهُۥ بَابُۢ بَاطِنُهُۥ فِيهِ ٱلرَّحۡمَةُ وَظَٰهِرُهُۥ مِن قِبَلِهِ ٱلۡعَذَابُ
O gun munafık erkekler ve munafık kadınlar (cennete gitmekte olan) mu'minlere derler ki: "Bize bakın da sizin nurunuzdan yararlanalım." Onlara: "Arkanıza donun de nur arayın!" denilir. Aralarına kapılı bir sur cekilir ki, onun icinde rahmet vardır, dıs yonunde de azab
Surah Al-Hadid, Verse 13
يُنَادُونَهُمۡ أَلَمۡ نَكُن مَّعَكُمۡۖ قَالُواْ بَلَىٰ وَلَٰكِنَّكُمۡ فَتَنتُمۡ أَنفُسَكُمۡ وَتَرَبَّصۡتُمۡ وَٱرۡتَبۡتُمۡ وَغَرَّتۡكُمُ ٱلۡأَمَانِيُّ حَتَّىٰ جَآءَ أَمۡرُ ٱللَّهِ وَغَرَّكُم بِٱللَّهِ ٱلۡغَرُورُ
(Munafıklar) onlara seslenirler: "Biz de sizinle beraber degil miydik?" (Mu'minler) derler ki: "Evet ama, siz kendi canlarınıza kotuluk ettiniz, beklediniz (hemen tevbe etmediniz) kuskulandınız, kuruntular sizi aldattı. Allah'ın emri (olum) gelinceye kadar (boyle hareket ettiniz,) o cok aldatıcı (seytan,) sizi Allah(ın affı) ile aldattı
Surah Al-Hadid, Verse 14
فَٱلۡيَوۡمَ لَا يُؤۡخَذُ مِنكُمۡ فِدۡيَةٞ وَلَا مِنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْۚ مَأۡوَىٰكُمُ ٱلنَّارُۖ هِيَ مَوۡلَىٰكُمۡۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ
Bugun artık ne sizden, ne de inkar edenlerden fidye alınmaz, varacagınız yer atestir. Sizin layıgınız odur. Ne kotu gidilecek yerdir orası
Surah Al-Hadid, Verse 15
۞أَلَمۡ يَأۡنِ لِلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَن تَخۡشَعَ قُلُوبُهُمۡ لِذِكۡرِ ٱللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ ٱلۡحَقِّ وَلَا يَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ مِن قَبۡلُ فَطَالَ عَلَيۡهِمُ ٱلۡأَمَدُ فَقَسَتۡ قُلُوبُهُمۡۖ وَكَثِيرٞ مِّنۡهُمۡ فَٰسِقُونَ
Inananlar icin hala vakit gelmedi mi ki kalbleri Allah'ın Zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan once kendilerine Kitap verilmis, sonra uzerlerinden uzun zaman gecmekle kalbleri katılasmıs, cogu da yoldan cıkmıs kimseler gibi olmasınlar
Surah Al-Hadid, Verse 16
ٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ يُحۡيِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَاۚ قَدۡ بَيَّنَّا لَكُمُ ٱلۡأٓيَٰتِ لَعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ
Biliniz ki Allah yeri, olumunden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size ayetleri acıkladık
Surah Al-Hadid, Verse 17
إِنَّ ٱلۡمُصَّدِّقِينَ وَٱلۡمُصَّدِّقَٰتِ وَأَقۡرَضُواْ ٱللَّهَ قَرۡضًا حَسَنٗا يُضَٰعَفُ لَهُمۡ وَلَهُمۡ أَجۡرٞ كَرِيمٞ
Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar ve Allah'a guzel borc verenler, iste onlara, (verdikleri), kat kat yapılır ve onlar icin degerli bir mukafat da vardır
Surah Al-Hadid, Verse 18
وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦٓ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلصِّدِّيقُونَۖ وَٱلشُّهَدَآءُ عِندَ رَبِّهِمۡ لَهُمۡ أَجۡرُهُمۡ وَنُورُهُمۡۖ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَآ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَحِيمِ
Allah'a ve elcilerine inananlar (yok mu) iste Rableri yanında, sıddikler (cok dogru olanlar) ve sehidler onlardır. Onların mukafatları ve nurları vardır. Inkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar(a gelince), onlar da cehennem halkıdır
Surah Al-Hadid, Verse 19
ٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا لَعِبٞ وَلَهۡوٞ وَزِينَةٞ وَتَفَاخُرُۢ بَيۡنَكُمۡ وَتَكَاثُرٞ فِي ٱلۡأَمۡوَٰلِ وَٱلۡأَوۡلَٰدِۖ كَمَثَلِ غَيۡثٍ أَعۡجَبَ ٱلۡكُفَّارَ نَبَاتُهُۥ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَىٰهُ مُصۡفَرّٗا ثُمَّ يَكُونُ حُطَٰمٗاۖ وَفِي ٱلۡأٓخِرَةِ عَذَابٞ شَدِيدٞ وَمَغۡفِرَةٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَرِضۡوَٰنٞۚ وَمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَآ إِلَّا مَتَٰعُ ٱلۡغُرُورِ
Bilin ki dunya hayatı bir oyun, eglence, sus, kendi aranızda ovunme mal ve evlad cogaltma yarısıdır. Tıpkı bir yagmura benzer ki; bitirdigi ot, ekincilerin hosuna gider, sonra kurur, onu sapsarı gorursun, sonra cercop olur. Ahirette ise cetin bir azab; Allah'tan magfiret ve rıza vardır. Dunya hayatı aldatıcı bir zevkten baska bir sey degildir
Surah Al-Hadid, Verse 20
سَابِقُوٓاْ إِلَىٰ مَغۡفِرَةٖ مِّن رَّبِّكُمۡ وَجَنَّةٍ عَرۡضُهَا كَعَرۡضِ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ أُعِدَّتۡ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَرُسُلِهِۦۚ ذَٰلِكَ فَضۡلُ ٱللَّهِ يُؤۡتِيهِ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ ذُو ٱلۡفَضۡلِ ٱلۡعَظِيمِ
(O halde siz), Rabbinizden bir magfirete ve genisligi, gokle yerin genisligi gibi olup Allah'a ve elcilerine inananlar icin hazırlanmıs bulunan bir cennete kosun. Iste bu, Allah'ın diledigine verecegi lutfudur. Allah, buyuk lutuf sahibidir
Surah Al-Hadid, Verse 21
مَآ أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٖ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا فِيٓ أَنفُسِكُمۡ إِلَّا فِي كِتَٰبٖ مِّن قَبۡلِ أَن نَّبۡرَأَهَآۚ إِنَّ ذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٞ
Ne yerde ne de kendi canlarınızda meydana gelen hicbir musibet (afet, hastalık) yoktur ki biz onu yaratmadan once, bir Kitapta (yazılmıs ezeli bilgimizde tesbit edilmis) olmasın. Dogrusu bu, Allah'a kolaydır
Surah Al-Hadid, Verse 22
لِّكَيۡلَا تَأۡسَوۡاْ عَلَىٰ مَا فَاتَكُمۡ وَلَا تَفۡرَحُواْ بِمَآ ءَاتَىٰكُمۡۗ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخۡتَالٖ فَخُورٍ
(Basınıza gelecek olayları, onceden bir Kitaba yazdık) Ki elinizden cıkana uzulmeyesiniz ve (Allah'ın) size verdigiyle sevinip sımarmayasınız. Cunku Allah, kendini begenip ovunen kimseleri sevmez
Surah Al-Hadid, Verse 23
ٱلَّذِينَ يَبۡخَلُونَ وَيَأۡمُرُونَ ٱلنَّاسَ بِٱلۡبُخۡلِۗ وَمَن يَتَوَلَّ فَإِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلۡغَنِيُّ ٱلۡحَمِيدُ
Onlar cimrilik edip insanlara da cimriligi emrederler. Kim (Allah yolunda harcamaktan) yuz cevirirse (bilsin ki) Allah, zengindir, ovguye layıktır
Surah Al-Hadid, Verse 24
لَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا رُسُلَنَا بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَأَنزَلۡنَا مَعَهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡمِيزَانَ لِيَقُومَ ٱلنَّاسُ بِٱلۡقِسۡطِۖ وَأَنزَلۡنَا ٱلۡحَدِيدَ فِيهِ بَأۡسٞ شَدِيدٞ وَمَنَٰفِعُ لِلنَّاسِ وَلِيَعۡلَمَ ٱللَّهُ مَن يَنصُرُهُۥ وَرُسُلَهُۥ بِٱلۡغَيۡبِۚ إِنَّ ٱللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٞ
Andolsun biz elcilerimizi acık kanıtlarla gonderdik ve onlarla beraber Kitabı ve (adalet) olcu(sun)u indirdik ki insanlar adaleti yerine getirsinler. Ve kendisinde buyuk bir kuvvet ve insanlara bircok yararlar bulunan demiri indirdik ki Allah, kimin (ondan yararlanarak) gaybda (gormedigi halde) kendisine ve elcilerine yardım edecegini bilsin, (ortaya cıkarsın). Suphesiz Allah kuvvetlidir, daima ustundur
Surah Al-Hadid, Verse 25
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا نُوحٗا وَإِبۡرَٰهِيمَ وَجَعَلۡنَا فِي ذُرِّيَّتِهِمَا ٱلنُّبُوَّةَ وَٱلۡكِتَٰبَۖ فَمِنۡهُم مُّهۡتَدٖۖ وَكَثِيرٞ مِّنۡهُمۡ فَٰسِقُونَ
Andolsun, Nuh'u ve Ibrahim'i elci gonderdik, peygamberligi ve Kitabı bunların zurriyetleri arasına koyduk. Onlardan dogru yolda olanlar da vardır, ama onlardan cogu yoldan cıkmıstır
Surah Al-Hadid, Verse 26
ثُمَّ قَفَّيۡنَا عَلَىٰٓ ءَاثَٰرِهِم بِرُسُلِنَا وَقَفَّيۡنَا بِعِيسَى ٱبۡنِ مَرۡيَمَ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡإِنجِيلَۖ وَجَعَلۡنَا فِي قُلُوبِ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُ رَأۡفَةٗ وَرَحۡمَةٗۚ وَرَهۡبَانِيَّةً ٱبۡتَدَعُوهَا مَا كَتَبۡنَٰهَا عَلَيۡهِمۡ إِلَّا ٱبۡتِغَآءَ رِضۡوَٰنِ ٱللَّهِ فَمَا رَعَوۡهَا حَقَّ رِعَايَتِهَاۖ فَـَٔاتَيۡنَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنۡهُمۡ أَجۡرَهُمۡۖ وَكَثِيرٞ مِّنۡهُمۡ فَٰسِقُونَ
Sonra bunların pesinden ardarda elcilerimizi gonderdik. Meryem oglu Isa'yı da onların ardına kattık; ona Incil'i verdik ve ona uyanların kalblerine sefkat ve merhamet koyduk. Icadettikleri ruhbanlıgı, biz onlara yazmamıstık, yalnız Allah'ın rızasını kazanmak icin kendiliklerinden uyguladılar ama ona geregi gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mukafatlarını verdik. Fakat onlardan bircogu da yoldan cıkmıstır
Surah Al-Hadid, Verse 27
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَءَامِنُواْ بِرَسُولِهِۦ يُؤۡتِكُمۡ كِفۡلَيۡنِ مِن رَّحۡمَتِهِۦ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ نُورٗا تَمۡشُونَ بِهِۦ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡۚ وَٱللَّهُ غَفُورٞ رَّحِيمٞ
Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'nun Elcisine inanın ki size rahmetinden iki pay versin, sizin icin ısıgında yuruyeceginiz bir nur yaratsın ve sizi bagıslasın. Allah cok bagıslayan, cok esirgeyendir
Surah Al-Hadid, Verse 28
لِّئَلَّا يَعۡلَمَ أَهۡلُ ٱلۡكِتَٰبِ أَلَّا يَقۡدِرُونَ عَلَىٰ شَيۡءٖ مِّن فَضۡلِ ٱللَّهِ وَأَنَّ ٱلۡفَضۡلَ بِيَدِ ٱللَّهِ يُؤۡتِيهِ مَن يَشَآءُۚ وَٱللَّهُ ذُو ٱلۡفَضۡلِ ٱلۡعَظِيمِ
Boylece Kitap ehli, kendilerinin, Allah'ın lutfundan hicbir seye malik olmadıklarını, butun lutfun, Allah'ın elinde oldugunu, onu diledigine verecegini bilmezlik etmesinler. Allah, buyuk lutuf sahibidir
Surah Al-Hadid, Verse 29