Surah Al-Munafiqoon - Turkish Translation by Suat Yildirim
إِذَا جَآءَكَ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ قَالُواْ نَشۡهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ ٱللَّهِۗ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُۥ وَٱللَّهُ يَشۡهَدُ إِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ لَكَٰذِبُونَ
Munafıklar sana geldiklerinde: “Biz, senin Allah'ın Resulu olduguna sahitlik ederiz.” derler. Allah da senin Kendisinin elcisi oldugunu elbette bilir. Bununla beraber, Allah, onların bunu soylerken yalan soylediklerine, samimi olmadıklarına sahitlik eder
Surah Al-Munafiqoon, Verse 1
ٱتَّخَذُوٓاْ أَيۡمَٰنَهُمۡ جُنَّةٗ فَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ إِنَّهُمۡ سَآءَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Onlar yeminlerini kalkan olarak kullanıp insanları Allah'ın yolundan uzaklastırırlar. Yaptıkları bu is ne kotu bir istir
Surah Al-Munafiqoon, Verse 2
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ ءَامَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ فَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ فَهُمۡ لَا يَفۡقَهُونَ
Cunku onlar once inandıklarını iddia ettiler, sonra inkara gittiler. Bu sebeple kalpleri muhurlendi. Artık onlar hakkı anlamazlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 3
۞وَإِذَا رَأَيۡتَهُمۡ تُعۡجِبُكَ أَجۡسَامُهُمۡۖ وَإِن يَقُولُواْ تَسۡمَعۡ لِقَوۡلِهِمۡۖ كَأَنَّهُمۡ خُشُبٞ مُّسَنَّدَةٞۖ يَحۡسَبُونَ كُلَّ صَيۡحَةٍ عَلَيۡهِمۡۚ هُمُ ٱلۡعَدُوُّ فَٱحۡذَرۡهُمۡۚ قَٰتَلَهُمُ ٱللَّهُۖ أَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ
Onları gordugunde kalıpları kıyafetleri senin hosuna gider, onları begenirsin. Konustuklarında sozlerine kulak verirsin. Gercekte ise onlar, adeta duvara dayatılan, ruhsuz kutuklere benzerler. Icleri bos, odlek olduklarından cıkan her sesten pirelenir, her yeni haberi kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar dusmandır, onlardan sakın! Allah belalarını versin onların! Nasıl da hakikatten vazgeciriliyorlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 4
وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ تَعَالَوۡاْ يَسۡتَغۡفِرۡ لَكُمۡ رَسُولُ ٱللَّهِ لَوَّوۡاْ رُءُوسَهُمۡ وَرَأَيۡتَهُمۡ يَصُدُّونَ وَهُم مُّسۡتَكۡبِرُونَ
Onlara: “Gelin, Resulullahın huzuruna varın, sizin icin dua etsin, Allah'tan size af dilesin!” denildiginde, (acıktan bir sey soyleyemediklerinden), kibirlerinden oturu baslarını saga sola buker, icten ice homurdanırlar ve onların kibirli bir sekilde yan cizdiklerini gorursun
Surah Al-Munafiqoon, Verse 5
سَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ أَسۡتَغۡفَرۡتَ لَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تَسۡتَغۡفِرۡ لَهُمۡ لَن يَغۡفِرَ ٱللَّهُ لَهُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡفَٰسِقِينَ
Ha magfiret diledin, ha dilemedin, onlara gore birdir. Allah onları asla affetmeyecektir. Cunku Allah, fasıklıgı tabiat haline getirenleri hidayet etmez, emellerine ulastırmaz
Surah Al-Munafiqoon, Verse 6
هُمُ ٱلَّذِينَ يَقُولُونَ لَا تُنفِقُواْ عَلَىٰ مَنۡ عِندَ رَسُولِ ٱللَّهِ حَتَّىٰ يَنفَضُّواْۗ وَلِلَّهِ خَزَآئِنُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَٰكِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ لَا يَفۡقَهُونَ
Onlar: “Resulullahın etrafındaki fakirlere infak etmeyin, destek olmayın ki dagılsınlar!” diyen bedbahtlardır. Halbuki goklerin ve yerin butun hazineleri Allah'ındır, lakin munafıklar bunu bilmezler, anlamazlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 7
يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعۡنَآ إِلَى ٱلۡمَدِينَةِ لَيُخۡرِجَنَّ ٱلۡأَعَزُّ مِنۡهَا ٱلۡأَذَلَّۚ وَلِلَّهِ ٱلۡعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِۦ وَلِلۡمُؤۡمِنِينَ وَلَٰكِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
Hem derler ki: “Medineye bir donelim; goreceksiniz aziz olan, zelil olanı oradan dısarı atacaktır.” Heyhat! Izzet, Allah'ın, Resulunun ve muminlerindir. Ne var ki munafıklar bunu bilmezler
Surah Al-Munafiqoon, Verse 8
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تُلۡهِكُمۡ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَلَآ أَوۡلَٰدُكُمۡ عَن ذِكۡرِ ٱللَّهِۚ وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ
Ey iman edenler! Ne mallarınız, ne evlatlarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın! Bilin ki boyle yapanlar, en buyuk kayba ugrarlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 9
وَأَنفِقُواْ مِن مَّا رَزَقۡنَٰكُم مِّن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَ أَحَدَكُمُ ٱلۡمَوۡتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوۡلَآ أَخَّرۡتَنِيٓ إِلَىٰٓ أَجَلٖ قَرِيبٖ فَأَصَّدَّقَ وَأَكُن مِّنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
Sizden birinize olum gelip catmadan once, size nasib ettigimiz imkanlardan Allah yolunda harcayın! Olum gelip catınca: “Ya Rabbi, az muhlet ver bana, bak nasıl hayırlar yapacagım, tam takva ehlinden olacagım!” diyecek olsa da, Allah vadesi gelen hicbir kimsenin ecelini ertelemez. Allah yaptıgınız her seyden haberdardır
Surah Al-Munafiqoon, Verse 10
وَلَن يُؤَخِّرَ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِذَا جَآءَ أَجَلُهَاۚ وَٱللَّهُ خَبِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ
Sizden birinize olum gelip catmadan once, size nasib ettigimiz imkanlardan Allah yolunda harcayın! Olum gelip catınca: “Ya Rabbi, az muhlet ver bana, bak nasıl hayırlar yapacagım, tam takva ehlinden olacagım!” diyecek olsa da, Allah vadesi gelen hicbir kimsenin ecelini ertelemez. Allah yaptıgınız her seyden haberdardır
Surah Al-Munafiqoon, Verse 11