Surah Al-Munafiqoon - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
إِذَا جَآءَكَ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ قَالُواْ نَشۡهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ ٱللَّهِۗ وَٱللَّهُ يَعۡلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُۥ وَٱللَّهُ يَشۡهَدُ إِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ لَكَٰذِبُونَ
(Ey Rasulum), munafıklar sana geldigi zaman soyle dediler: “- Sehadet ederiz (kalbimizdeki inancı beyan ederiz) ki, dogrusu sen, muhakkak Allah’ın peygamberisin.” Allah’da biliyor ki, gercekten sen, O’nun subhe goturmez peygamberisin. Bununla beraber Allah, sehadet ediyor ki, munafıklar tamamen yalancıdırlar, (sozleri inanclarına uymamaktadır, yalan yere yemin ediyorlar)
Surah Al-Munafiqoon, Verse 1
ٱتَّخَذُوٓاْ أَيۡمَٰنَهُمۡ جُنَّةٗ فَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ إِنَّهُمۡ سَآءَ مَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Yeminlerini bir kalkan edinib de Allah yolundan yuz cevirmektedirler. Dogrusu bunlar ne fena yapıyorlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 2
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ ءَامَنُواْ ثُمَّ كَفَرُواْ فَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمۡ فَهُمۡ لَا يَفۡقَهُونَ
Bu kotu halleri sundan: Cunku onlar gorunuste iman ettiler, sonra (kalbleri ile) inkar ettiler. Bu yuzden kalbleri muhurlenmis de artık anlamaz olmuslardır onlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 3
۞وَإِذَا رَأَيۡتَهُمۡ تُعۡجِبُكَ أَجۡسَامُهُمۡۖ وَإِن يَقُولُواْ تَسۡمَعۡ لِقَوۡلِهِمۡۖ كَأَنَّهُمۡ خُشُبٞ مُّسَنَّدَةٞۖ يَحۡسَبُونَ كُلَّ صَيۡحَةٍ عَلَيۡهِمۡۚ هُمُ ٱلۡعَدُوُّ فَٱحۡذَرۡهُمۡۚ قَٰتَلَهُمُ ٱللَّهُۖ أَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ
Sen o munafıkları gordugun zaman, kalıpları hosuna gider ve soylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar, direk olmus keresteler gibidirler. (Asker arasında cıkan) her gurultuyu, (korkularından) kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar dusmandırlar; onun icin (kendilerine emniyet etme), onlardan sakın. Allah kahretsin onları!... Hakdan nasıl cevriliyorlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 4
وَإِذَا قِيلَ لَهُمۡ تَعَالَوۡاْ يَسۡتَغۡفِرۡ لَكُمۡ رَسُولُ ٱللَّهِ لَوَّوۡاْ رُءُوسَهُمۡ وَرَأَيۡتَهُمۡ يَصُدُّونَ وَهُم مُّسۡتَكۡبِرُونَ
O munafıklara: “-Gelin, Allah’ın Rasulu sizin icin magfiret dileyiversin.” denildigi zaman, baslarını bukerler ve gorursun ki, kibir taslayarak, (tevbeye ve ozur dilemeye yanasmıyarak) yuz cevirirler
Surah Al-Munafiqoon, Verse 5
سَوَآءٌ عَلَيۡهِمۡ أَسۡتَغۡفَرۡتَ لَهُمۡ أَمۡ لَمۡ تَسۡتَغۡفِرۡ لَهُمۡ لَن يَغۡفِرَ ٱللَّهُ لَهُمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡفَٰسِقِينَ
Onlar icin magfiret dilesen de, magfiret dilemesen de haklarında musavidir; Allah o munafıkları asla bagıslamaz ve Allah (boyle) fasıklar toplulugunu hidayete erdirmez
Surah Al-Munafiqoon, Verse 6
هُمُ ٱلَّذِينَ يَقُولُونَ لَا تُنفِقُواْ عَلَىٰ مَنۡ عِندَ رَسُولِ ٱللَّهِ حَتَّىٰ يَنفَضُّواْۗ وَلِلَّهِ خَزَآئِنُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَلَٰكِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ لَا يَفۡقَهُونَ
Onlar oyle kimselerdir ki: “- Rasulullah’ın yanındakilere harcayıb yedirmeyin; ta ki dagılsınlar.” diyorlar. Halbuki goklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır; fakat munafıklar anlamazlar
Surah Al-Munafiqoon, Verse 7
يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعۡنَآ إِلَى ٱلۡمَدِينَةِ لَيُخۡرِجَنَّ ٱلۡأَعَزُّ مِنۡهَا ٱلۡأَذَلَّۚ وَلِلَّهِ ٱلۡعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِۦ وَلِلۡمُؤۡمِنِينَ وَلَٰكِنَّ ٱلۡمُنَٰفِقِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
Diyorlar ki, “(eger bu savastan) Medine’ye bir donersek kuvvet ve serefi cok olan (bizler), zayıf ve dusuk olanı (muminler toplulugunu) oradan cıkaracaktır. Halbuki kuvvet ve ustunluk Allah’ın, Rasulunun ve muminlerindir; fakat munafıklar bilmezler
Surah Al-Munafiqoon, Verse 8
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تُلۡهِكُمۡ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَلَآ أَوۡلَٰدُكُمۡ عَن ذِكۡرِ ٱللَّهِۚ وَمَن يَفۡعَلۡ ذَٰلِكَ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ
Ey iman edenler! Sizi ne mallarınız, ne cocuklarınız, Allah’ı anmaktan, (bes vakit namaz kılmaktan, ibadet etmekten) alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, (mal ve cocuklarının mesguliyeti altında kalırsa) iste onlar husrana dusenlerdir
Surah Al-Munafiqoon, Verse 9
وَأَنفِقُواْ مِن مَّا رَزَقۡنَٰكُم مِّن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَ أَحَدَكُمُ ٱلۡمَوۡتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوۡلَآ أَخَّرۡتَنِيٓ إِلَىٰٓ أَجَلٖ قَرِيبٖ فَأَصَّدَّقَ وَأَكُن مِّنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ
Sizden birinize olum (alametleri) gelib de: “- Ey Rabbim, beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de, sadaka versem ve salihlerden olsam” demezden once, size rızık olarak verdigimiz seylerden (Allah yolunda) harcayın
Surah Al-Munafiqoon, Verse 10
وَلَن يُؤَخِّرَ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِذَا جَآءَ أَجَلُهَاۚ وَٱللَّهُ خَبِيرُۢ بِمَا تَعۡمَلُونَ
Halbuki Allah bir kimseyi, eceli geldigi zaman asla geciktirmez; ve Allah butun yaptıklarınızdan haberdardır
Surah Al-Munafiqoon, Verse 11