Surah At-Taghabun - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۖ لَهُ ٱلۡمُلۡكُ وَلَهُ ٱلۡحَمۡدُۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ
Goklerde ve yerde olan her sey Allah’ı tesbih eder, (zerresinden kuresine, ne varsa hep O’nun kudret ve azametine sahidlik eder). Mulk O’nun, hamd da O’nun: O her seye kadirdir
Surah At-Taghabun, Verse 1
هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَكُمۡ فَمِنكُمۡ كَافِرٞ وَمِنكُم مُّؤۡمِنٞۚ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٌ
Sizi yaratan O’dur; oyle iken icinizden kimi kafir oluyor, kimi mumin...Allah butun yaptıklarınızı gorendir
Surah At-Taghabun, Verse 2
خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّ وَصَوَّرَكُمۡ فَأَحۡسَنَ صُوَرَكُمۡۖ وَإِلَيۡهِ ٱلۡمَصِيرُ
Gokleri ve yeri ustun bir hikmetle yarattı. Size sekil verdi de, sekillerinizi guzel yaptı. Nihayet donus de O’nadır
Surah At-Taghabun, Verse 3
يَعۡلَمُ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَيَعۡلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعۡلِنُونَۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
Goklerde ve yerde olan her seyi bilir. Sizin butun gizlediklerinizi ve asikare yaptıklarınızı da bilir. Allah, butun kalplerde olanı bilendir
Surah At-Taghabun, Verse 4
أَلَمۡ يَأۡتِكُمۡ نَبَؤُاْ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن قَبۡلُ فَذَاقُواْ وَبَالَ أَمۡرِهِمۡ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
(Ey Kafirler)! Bundan once, kafir olanların (helak) haberi gelmedi mi size? Oyle ki, yaptıklarının cezasını (dunyada azab cekmekle) taddılar. Daha da onlara (ahirette) acıklı bir azab var
Surah At-Taghabun, Verse 5
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُۥ كَانَت تَّأۡتِيهِمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَقَالُوٓاْ أَبَشَرٞ يَهۡدُونَنَا فَكَفَرُواْ وَتَوَلَّواْۖ وَّٱسۡتَغۡنَى ٱللَّهُۚ وَٱللَّهُ غَنِيٌّ حَمِيدٞ
Cunku, onlara peygamberleri mucizelerle geliyordu da onlar: “-Bizi bir insan mı yola getirecek? deyib inkar etmisler ve yuz cevirmislerdi. Allah da (degil onların imanına), hic bir seye muhtac olmadıgını gosterdi. Allah hic bir seye muhtac degildir, hamd edilmege layıktır
Surah At-Taghabun, Verse 6
زَعَمَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَن لَّن يُبۡعَثُواْۚ قُلۡ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتُبۡعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلۡتُمۡۚ وَذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٞ
Kafir olanlar, asla oldukten sonra diriltilmiyeceklerini zannedib iddia ettiler. (Ey Rasulum, onlara) de ki: “- Hayır, (zannettiginiz gibi degil) Rabbim hakkı icin muhakkak diriltileceksiniz. Sonra da (hesaba cekilerek) muhakkak yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu ise, Allah’a gore kolaydır
Surah At-Taghabun, Verse 7
فَـَٔامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَٱلنُّورِ ٱلَّذِيٓ أَنزَلۡنَاۚ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ
Onun icin, siz, Allah’a, Peygamberine ve indirdigimiz Kur’an’a iman ediniz. Allah butun yaptıklarınızdan haberdardır
Surah At-Taghabun, Verse 8
يَوۡمَ يَجۡمَعُكُمۡ لِيَوۡمِ ٱلۡجَمۡعِۖ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلتَّغَابُنِۗ وَمَن يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ وَيَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا يُكَفِّرۡ عَنۡهُ سَيِّـَٔاتِهِۦ وَيُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
Sizi, o toplanma gunu (hesab) icin bir araya getirecegi gunu (kıyameti) hatırla. Iste bu, (kafirler icin) aldanma gunudur. Kim Allah’a iman eder ve salih amel islerse, Allah onun gunahlarını orter ve onu, (agacları) altından ırmaklar akar cennetlere koyar; ebedi olarak oralarda kalıcılar oldukları halde... Iste bu, cok buyuk kurtulustur
Surah At-Taghabun, Verse 9
وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَآ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ
(Allah’ın vahdaniyyetini) inkar edenler, bir de ayetlerimizi (Peygamberi ve Kur’an’ı) yalanlıyanlar ise, cehennemliktirler; orada devamlı kalacaklardır. O, ne fena varılacak yerdir
Surah At-Taghabun, Verse 10
مَآ أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۗ وَمَن يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ يَهۡدِ قَلۡبَهُۥۚ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ
Allah’ın izni olmayınca, hic bir musibet basa gelmez. Kim de Allah’a iman ederse, Allah onun kalbine hidayet verir. Allah her seyi (noksansız) bilendir
Surah At-Taghabun, Verse 11
وَأَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُواْ ٱلرَّسُولَۚ فَإِن تَوَلَّيۡتُمۡ فَإِنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
(Imandan sonra) Allah’a itaat edin; Peygambere itaat edin. Eger (itaat etmekten) yuz cevirirseniz, Peygamberimize dusen sadece acık bir tebligdir. (Gorevi bundan ibarettir, onu da yapmıstır)
Surah At-Taghabun, Verse 12
ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۚ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلۡيَتَوَكَّلِ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ
Allah var, O’ndan baska hic bir ilah yok; onun icin Allah’a tevekkul etsin muminler
Surah At-Taghabun, Verse 13
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّ مِنۡ أَزۡوَٰجِكُمۡ وَأَوۡلَٰدِكُمۡ عَدُوّٗا لَّكُمۡ فَٱحۡذَرُوهُمۡۚ وَإِن تَعۡفُواْ وَتَصۡفَحُواْ وَتَغۡفِرُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٌ
Ey iman edenler! Haberiniz olsun ki, zevcelerinizle evladlarınızdan bir kısmı, (sizi ibadetten alıkoymak, emirlerinize uymamak suretiyle) size bir nevi dusmandır. O halde onlardan sakının; (kotuluklerinden emin olmayınız). Bununla beraber afv eder, kusurlarına bakmaz, gunahlarını orterseniz, subhe yok ki Allah Gafur’dur= cok bagıslayandır, Rahim’dir= cok merhametlidir
Surah At-Taghabun, Verse 14
إِنَّمَآ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَأَوۡلَٰدُكُمۡ فِتۡنَةٞۚ وَٱللَّهُ عِندَهُۥٓ أَجۡرٌ عَظِيمٞ
Her halde mallarınız ve cocuklarınız (sizin icin) bir bela ve imtihandır; (cunku sizi birtakım gunahlara sokabilirler). Allah ise, buyuk sevab O’nun katındadır
Surah At-Taghabun, Verse 15
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ مَا ٱسۡتَطَعۡتُمۡ وَٱسۡمَعُواْ وَأَطِيعُواْ وَأَنفِقُواْ خَيۡرٗا لِّأَنفُسِكُمۡۗ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفۡسِهِۦ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ
Onun icin, gucunuz yettigi kadar Allah’dan korkun, (takva sahibi olun. Emirlerine uyun, yasaklarından kacının). Ogudlerini dinleyin, emirlerine itaat edin. (Hayır yollarına) harcayın; nefisleriniz icin hayır yapın, Kim nefsinin cimriliginden kurtarılırsa, iste bunlar (azabdan) kurtulanlardır
Surah At-Taghabun, Verse 16
إِن تُقۡرِضُواْ ٱللَّهَ قَرۡضًا حَسَنٗا يُضَٰعِفۡهُ لَكُمۡ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡۚ وَٱللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ
Eger Allah’ın emrine uygun olarak ihlas ile harcarsanız, Allah onu size, kat kat (mukafatı ile) artırıb verir. Hem de gunahlarınızı bagıslar. Allah Sekur’dur= azıcık bir iyilige cok sevab verir, Halim’dir= azabı vermekte acele etmez
Surah At-Taghabun, Verse 17
عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Gizliyi de, asikarı da bilen Aziz Hakim’dir; (her seye galibdir, hikmet sahibidir)
Surah At-Taghabun, Verse 18