Surah At-Taghabun - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۖ لَهُ ٱلۡمُلۡكُ وَلَهُ ٱلۡحَمۡدُۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ
Goklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allahı tesbih (ve tenzih) etmekdedir. Mulk Onun, hamd Onun, O, hersey´e hakkıyle kaadirdir
Surah At-Taghabun, Verse 1
هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَكُمۡ فَمِنكُمۡ كَافِرٞ وَمِنكُم مُّؤۡمِنٞۚ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٌ
O, sizi yaratandır. Boyle iken kiminiz kafir (oluyor), kiminiz mu´min. Allah ne yaparsanız, hakkıyle gorendir
Surah At-Taghabun, Verse 2
خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّ وَصَوَّرَكُمۡ فَأَحۡسَنَ صُوَرَكُمۡۖ وَإِلَيۡهِ ٱلۡمَصِيرُ
Gokleri ve yeri, hakk (-u adl) in ikaamesine sebeb olarak, O yaratdı, size suuret verdi, hem suuretlerinizi de guzel yapdı. Donus ancak Onadır
Surah At-Taghabun, Verse 3
يَعۡلَمُ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَيَعۡلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعۡلِنُونَۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
Goklerde ve yerde ne varsa bilir. Ne gizler, ne acıklarsanız onları da bilir. Allah goguslerin icinde olan her gizliyi bile hakkıyle bilicidir
Surah At-Taghabun, Verse 4
أَلَمۡ يَأۡتِكُمۡ نَبَؤُاْ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن قَبۡلُ فَذَاقُواْ وَبَالَ أَمۡرِهِمۡ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Bundan evvel kufredib de islerinin agırlıgını (dunyada, cekib) tadanların haber (ler) i gelmedi mi size? Onlara (ahiretde de) elem verici azab vardır
Surah At-Taghabun, Verse 5
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُۥ كَانَت تَّأۡتِيهِمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَقَالُوٓاْ أَبَشَرٞ يَهۡدُونَنَا فَكَفَرُواْ وَتَوَلَّواْۖ وَّٱسۡتَغۡنَى ٱللَّهُۚ وَٱللَّهُ غَنِيٌّ حَمِيدٞ
Bu, su hakıykat yuzundendir : Peygamberleri onlara apacık mu´cizeler getiriyorlardı da onlar «Bizi insan mı dogru yola goturecekmis?» demislerdi. Bu suretle kufretmisler, arka donmuslerdi. Allah ise hicbir sey´e muhtac olmadıgını gostermisdi. Allah her seyden mustagnidir, her hamde (ancak O) layıkdır
Surah At-Taghabun, Verse 6
زَعَمَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَن لَّن يُبۡعَثُواْۚ قُلۡ بَلَىٰ وَرَبِّي لَتُبۡعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلۡتُمۡۚ وَذَٰلِكَ عَلَى ٱللَّهِ يَسِيرٞ
O kufredenler de oldukden sonra kat´iyyen diriltilmeyeceklerini (bir hakıykat gibi cahilane) iddia etdi (ler). De ki: «Hayır (oyle degil), Rabbime andolsun ki siz mutlakaa diriltileceksiniz. Sonra da yapdıgınız seyler behemehal size haber verilecekdir. Bu da Allaha gore kolaydır»
Surah At-Taghabun, Verse 7
فَـَٔامِنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَٱلنُّورِ ٱلَّذِيٓ أَنزَلۡنَاۚ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ خَبِيرٞ
O halde Allaha, Onun peygamberlerine ve indirdigimiz O nuura iman edin. Allah, ne yaparsanız, hakkıyle haberdardır
Surah At-Taghabun, Verse 8
يَوۡمَ يَجۡمَعُكُمۡ لِيَوۡمِ ٱلۡجَمۡعِۖ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلتَّغَابُنِۗ وَمَن يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ وَيَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا يُكَفِّرۡ عَنۡهُ سَيِّـَٔاتِهِۦ وَيُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
(Evet, «yapdıgınız seyler mutlakaa size haber verilecekdir») O gunde ki (Allah) o toplama gunu icin hepinizi bir araya getirecek. Iste bu, aldanma gunudur. Kim Allaha iman eder, iyi amel (ve hareket) de de bulunursa, O, bunun kotuluklerini orter, onu altlarından ırmaklar akan cennetlere — kendileri iclerinde ebedi, sermedi kalıcı olmak uzere — sokar. Iste buyuk kurtulus (ve seadet) budur
Surah At-Taghabun, Verse 9
وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَآ أُوْلَـٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ
O kufredenler (e), ayetlerimizi yalan sayanlar (a gelince:) Onlar da atesin — icinde ebedi kalıcı olarak — yaranıdırlar. O ne kotu gidis yeridir
Surah At-Taghabun, Verse 10
مَآ أَصَابَ مِن مُّصِيبَةٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۗ وَمَن يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ يَهۡدِ قَلۡبَهُۥۚ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٞ
Allahın izni olmayınca hicbir musiybet (gelib) catmaz. Kim Allaha iman ederse (Allah) onun kalbini dogruya goturur. Allah hersey´i hakkıyle bilendir
Surah At-Taghabun, Verse 11
وَأَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُواْ ٱلرَّسُولَۚ فَإِن تَوَلَّيۡتُمۡ فَإِنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
Allaha itaat edin. Peygambere itaat edin. Eger yuz cevirirseniz peygamberimizin ustune dusen (vazife) ancak apacık bir tebligdir
Surah At-Taghabun, Verse 12
ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۚ وَعَلَى ٱللَّهِ فَلۡيَتَوَكَّلِ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ
Allah odur ki kendisinden baska hicbir tanrı yokdur. Onun icin, iman edenler ancak Allaha guvenib dayansın (lar)
Surah At-Taghabun, Verse 13
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّ مِنۡ أَزۡوَٰجِكُمۡ وَأَوۡلَٰدِكُمۡ عَدُوّٗا لَّكُمۡ فَٱحۡذَرُوهُمۡۚ وَإِن تَعۡفُواْ وَتَصۡفَحُواْ وَتَغۡفِرُواْ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٌ
Ey iman edenler, eslerinizin, evladlarınızın icinde hakıykaten size dusman (olanlar) da vardır. O halde onlardan sakının. (Bununla beraber) afveder, kusurlarını baslarına kakmaz, orterseniz subhesiz Allah cok yarlıgayıcı, cok esirgeyicidir
Surah At-Taghabun, Verse 14
إِنَّمَآ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَأَوۡلَٰدُكُمۡ فِتۡنَةٞۚ وَٱللَّهُ عِندَهُۥٓ أَجۡرٌ عَظِيمٞ
Mallarınız da, evladlarınız da sizin icin ancak bir imtihan (mevzuu) dur. Allah ise, buyuk mukafat Onun nezdindedir
Surah At-Taghabun, Verse 15
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ مَا ٱسۡتَطَعۡتُمۡ وَٱسۡمَعُواْ وَأَطِيعُواْ وَأَنفِقُواْ خَيۡرٗا لِّأَنفُسِكُمۡۗ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفۡسِهِۦ فَأُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ
O halde gucunuzun yetdigi kadar Allahdan korkun, (ogutlerini) dinleyin. itaat edin. (Mallarınızdan Allah yolunda), kendinizin hayrı olarak, harcayın. Kim nefsinin (koyu) cimriliginden korunursa iste onlar muradlarına erenlerin ta kendileridir
Surah At-Taghabun, Verse 16
إِن تُقۡرِضُواْ ٱللَّهَ قَرۡضًا حَسَنٗا يُضَٰعِفۡهُ لَكُمۡ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡۚ وَٱللَّهُ شَكُورٌ حَلِيمٌ
Eger Allaha gonul hosluguyle odune verirseniz onu sizin icin kat kat artırır. Hem sizi yarlıgar da. Allah az (hayır) a cok mukafat verendir. Ceza hususunda acele etmeyendir O
Surah At-Taghabun, Verse 17
عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Gizliyi de, asikarı da bilendir. Gaalib-i mutlakdır. Tam hukum ve hikmet saahibidir
Surah At-Taghabun, Verse 18