Surah At-Talaq - Turkish Translation by Y. N. Ozturk
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِذَا طَلَّقۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحۡصُواْ ٱلۡعِدَّةَۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ رَبَّكُمۡۖ لَا تُخۡرِجُوهُنَّ مِنۢ بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخۡرُجۡنَ إِلَّآ أَن يَأۡتِينَ بِفَٰحِشَةٖ مُّبَيِّنَةٖۚ وَتِلۡكَ حُدُودُ ٱللَّهِۚ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَقَدۡ ظَلَمَ نَفۡسَهُۥۚ لَا تَدۡرِي لَعَلَّ ٱللَّهَ يُحۡدِثُ بَعۡدَ ذَٰلِكَ أَمۡرٗا
Ey Peygamber! Kadınları bosadıgınız zaman iddetlerine dogru bosayın ve iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan Allah´tan sakının! Onları evlerinden cıkarmayın; onlar da cıkmasınlar. Apacık ve belgeli bir yuzsuzluk yapmaları durumu mustesna. Iste bunlar Allah´ın sınırlarıdır. Allah´ın sınırlarını cigneyen kendi benligine zulmetmis olur. Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir is/olus ortaya cıkarır
Surah At-Talaq, Verse 1
فَإِذَا بَلَغۡنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمۡسِكُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٍ أَوۡ فَارِقُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٖ وَأَشۡهِدُواْ ذَوَيۡ عَدۡلٖ مِّنكُمۡ وَأَقِيمُواْ ٱلشَّهَٰدَةَ لِلَّهِۚ ذَٰلِكُمۡ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّهُۥ مَخۡرَجٗا
Surelerini doldurma noktasına geldiklerinde o kadınları ya orfun gerektirdigi bicimde tutun yahut da yine orfun gerektirdigi sartlarla onlardan ayrılın. Icinizden adalet sahibi iki kisiyi de tanık tutun. Tanıklıgı Allah icin tam bir bicimde yapın. Allah´a ve ahiret gunune inanan kisiye iste bu sekilde ogut verilmektedir. Kim Allah´tan sakınırsa, Allah ona bir cıkıs yolu nasip eder
Surah At-Talaq, Verse 2
وَيَرۡزُقۡهُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَحۡتَسِبُۚ وَمَن يَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِ فَهُوَ حَسۡبُهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ بَٰلِغُ أَمۡرِهِۦۚ قَدۡ جَعَلَ ٱللَّهُ لِكُلِّ شَيۡءٖ قَدۡرٗا
Ve onu hic beklemedigi yonden rızıklandırır. Kim Allah´a dayanıp guvenirse O, ona yeter! Hic kuskusuz, Allah, emrini yerine getirecektir. Allah her sey icin bir olcu/bir kader belirlemistir
Surah At-Talaq, Verse 3
وَٱلَّـٰٓـِٔي يَئِسۡنَ مِنَ ٱلۡمَحِيضِ مِن نِّسَآئِكُمۡ إِنِ ٱرۡتَبۡتُمۡ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَٰثَةُ أَشۡهُرٖ وَٱلَّـٰٓـِٔي لَمۡ يَحِضۡنَۚ وَأُوْلَٰتُ ٱلۡأَحۡمَالِ أَجَلُهُنَّ أَن يَضَعۡنَ حَمۡلَهُنَّۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّهُۥ مِنۡ أَمۡرِهِۦ يُسۡرٗا
Adetten kesilen kadınlarınızın iddet bekleme surelerinde kuskuya duserseniz, onların iddetleri uc aydır. Hic adet gormemis kadınların sureleri de boyledir. Gebe olan kadınların sureleri ise yuklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah´tan sakınırsa, O ona isinde bir kolaylık nasip eder
Surah At-Talaq, Verse 4
ذَٰلِكَ أَمۡرُ ٱللَّهِ أَنزَلَهُۥٓ إِلَيۡكُمۡۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يُكَفِّرۡ عَنۡهُ سَيِّـَٔاتِهِۦ وَيُعۡظِمۡ لَهُۥٓ أَجۡرًا
Iste bu, Allah´ın size indirmis oldugu emridir. Kim Allah´tan sakınırsa O, onun cirkinliklerini orter ve onun odulunu buyutur
Surah At-Talaq, Verse 5
أَسۡكِنُوهُنَّ مِنۡ حَيۡثُ سَكَنتُم مِّن وُجۡدِكُمۡ وَلَا تُضَآرُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُواْ عَلَيۡهِنَّۚ وَإِن كُنَّ أُوْلَٰتِ حَمۡلٖ فَأَنفِقُواْ عَلَيۡهِنَّ حَتَّىٰ يَضَعۡنَ حَمۡلَهُنَّۚ فَإِنۡ أَرۡضَعۡنَ لَكُمۡ فَـَٔاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَأۡتَمِرُواْ بَيۡنَكُم بِمَعۡرُوفٖۖ وَإِن تَعَاسَرۡتُمۡ فَسَتُرۡضِعُ لَهُۥٓ أُخۡرَىٰ
O kadınları, imkanlarınız olcusunde, barındıgınız yerin bir kısmında barındırın. Onları baskı altında tutmak icin onlara zarar verme yonune gitmeyin. Egen hamile iseler yuklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eger sizin icin cocuk emziriyorlarsa, ucretlerini de verin. Aranızda orfe uygun bicimde konusup tartısın. Eger anlasmakta zorluk cekerseniz o zaman, dogmus olan cocugu baba hesabına baska bir kadın emzirecektir
Surah At-Talaq, Verse 6
لِيُنفِقۡ ذُو سَعَةٖ مِّن سَعَتِهِۦۖ وَمَن قُدِرَ عَلَيۡهِ رِزۡقُهُۥ فَلۡيُنفِقۡ مِمَّآ ءَاتَىٰهُ ٱللَّهُۚ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا مَآ ءَاتَىٰهَاۚ سَيَجۡعَلُ ٱللَّهُ بَعۡدَ عُسۡرٖ يُسۡرٗا
Genis imkana sahip olan bu genis imkanından harcasın. Rızkı kendisine olcu ile verilmis olan da Allah´ın kendisine verdiginden infak etsin. Allah hicbir benligi, kendisine verdigi sey dısında yukumlu tutmaz. Allah, bir guclukten sonra bir kolaylık yaratacaktır
Surah At-Talaq, Verse 7
وَكَأَيِّن مِّن قَرۡيَةٍ عَتَتۡ عَنۡ أَمۡرِ رَبِّهَا وَرُسُلِهِۦ فَحَاسَبۡنَٰهَا حِسَابٗا شَدِيدٗا وَعَذَّبۡنَٰهَا عَذَابٗا نُّكۡرٗا
Nice kentler vardı ki, azgınlık edip Rabbinin ve onun resullerinin emrinden cıktılar da biz onları cok zorlu bir hesaba cektik ve onlara, gorulmemis bir azapla azap ettik
Surah At-Talaq, Verse 8
فَذَاقَتۡ وَبَالَ أَمۡرِهَا وَكَانَ عَٰقِبَةُ أَمۡرِهَا خُسۡرًا
Boylece onlar, yaptıklarının vebalini tattılar ve islerinin sonu husran oldu
Surah At-Talaq, Verse 9
أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗاۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ يَـٰٓأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ قَدۡ أَنزَلَ ٱللَّهُ إِلَيۡكُمۡ ذِكۡرٗا
Allah onlar icin siddetli bir azap hazırladı. Artık Allah´tan korkun, ey iman etmis akıl ve gonul sahipleri! Allah size bir Zikir/bir uyarıcı/bir dusundurucu indirmistir
Surah At-Talaq, Verse 10
رَّسُولٗا يَتۡلُواْ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ مُبَيِّنَٰتٖ لِّيُخۡرِجَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِۚ وَمَن يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ وَيَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا يُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ قَدۡ أَحۡسَنَ ٱللَّهُ لَهُۥ رِزۡقًا
Bir elci indirmistir ki, iman edip barısa/hayra yonelik isler sergileyenleri, karanlıklardan nura cıkarmak icin Allah´ın ayetlerini acık-secik okur. Allah´a inanıp barısa/hayra yonelik bir is yapanı Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Boyleleri, orada surekli kalacaklardır. Allah boylesi icin rızkı gercekten guzellestirmistir
Surah At-Talaq, Verse 11
ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ وَمِنَ ٱلۡأَرۡضِ مِثۡلَهُنَّۖ يَتَنَزَّلُ ٱلۡأَمۡرُ بَيۡنَهُنَّ لِتَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ وَأَنَّ ٱللَّهَ قَدۡ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عِلۡمَۢا
Allah O´dur ki, yedi gogu ve yerden de onların benzerini yaratmıstır. Emir/is ve olus onlar arasında surekli iner ki, Allah´ın her seye kadir oldugunu ve Allah´ın bilgi bakımından her seyi kusattıgını bilesiniz
Surah At-Talaq, Verse 12