Surah At-Talaq - Turkish Translation by Muhammed Esed
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِذَا طَلَّقۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحۡصُواْ ٱلۡعِدَّةَۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ رَبَّكُمۡۖ لَا تُخۡرِجُوهُنَّ مِنۢ بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخۡرُجۡنَ إِلَّآ أَن يَأۡتِينَ بِفَٰحِشَةٖ مُّبَيِّنَةٖۚ وَتِلۡكَ حُدُودُ ٱللَّهِۚ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَقَدۡ ظَلَمَ نَفۡسَهُۥۚ لَا تَدۡرِي لَعَلَّ ٱللَّهَ يُحۡدِثُ بَعۡدَ ذَٰلِكَ أَمۡرٗا
Ey Peygamber! Kadınları bosa(maya niyetlen)diginizde, onlar icin belirlenmis iddeti gozetecek sekilde bosayın ve sureyi (dikkatlice) hesaplayın ve Allah´a, Rabbinize karsı sorumlulugunuzun bilincinde olun. Onları evlerinizden kovmayın ve acıkca hayasız davranıslarda bulunmadıkca onlar ayrılma(k zorunda bırakılma)sın. Bunlar, Allah´ın koydugu sınırlardır; ve kim Allah tarafından konulan sınırları asarsa, aslında kendisine karsı haksızlık etmis olur, (cunku, ey insan!) Sen onu bilmezsin, (ama), o (ilk ihlal)den sonra Allah, yeniden bazı seylerin meydana gelmesini saglayabilir
Surah At-Talaq, Verse 1
فَإِذَا بَلَغۡنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمۡسِكُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٍ أَوۡ فَارِقُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٖ وَأَشۡهِدُواْ ذَوَيۡ عَدۡلٖ مِّنكُمۡ وَأَقِيمُواْ ٱلشَّهَٰدَةَ لِلَّهِۚ ذَٰلِكُمۡ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّهُۥ مَخۡرَجٗا
Boylece, iddetlerinin sonuna yaklasmak uzere olduklarında, ya onları uygun bir sekilde tutun, yahut uygun bir sekilde bırakın. Ve kendi toplumunuz icinden durust(lugu bilinen) iki kisi (verdiginiz karara) sahit olarak bulunsun; kendiniz de Allah huzurunda dogru sahitlik yapın! Iste bunlar Allah´a ve Ahiret Gunu´ne inananlara verilen ogutlerdir. Ve Allah, Kendisine karsı sorumluluk bilinci tasıyan herkese, (mutsuzluktan) bir cıkıs yolu (daima) saglar
Surah At-Talaq, Verse 2
وَيَرۡزُقۡهُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَحۡتَسِبُۚ وَمَن يَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِ فَهُوَ حَسۡبُهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ بَٰلِغُ أَمۡرِهِۦۚ قَدۡ جَعَلَ ٱللَّهُ لِكُلِّ شَيۡءٖ قَدۡرٗا
ve ona butun beklentilerin otesinde bir rızık verir. Allah´a guvenen herkese O (tek basına) yeter. Gercek su ki, Allah, irade ettigi isi sonucuna ulastırır (ve) Allah her sey icin bir (vade ve) olcu belirlemistir
Surah At-Talaq, Verse 3
وَٱلَّـٰٓـِٔي يَئِسۡنَ مِنَ ٱلۡمَحِيضِ مِن نِّسَآئِكُمۡ إِنِ ٱرۡتَبۡتُمۡ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَٰثَةُ أَشۡهُرٖ وَٱلَّـٰٓـِٔي لَمۡ يَحِضۡنَۚ وَأُوْلَٰتُ ٱلۡأَحۡمَالِ أَجَلُهُنَّ أَن يَضَعۡنَ حَمۡلَهُنَّۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّهُۥ مِنۡ أَمۡرِهِۦ يُسۡرٗا
Ay hali gormekten kesilen ve hic ay hali gormeyen kadınlarınıza gelince, onların iddeti, -eger (onun suresiyle ilgili) bir supheniz varsa- uc (takvim) ay(ı) olacaktır; hamile olanların iddetleri ise, dogum yaptıklarında sona erecektir. Allah, kendisine karsı sorumluluk bilinci tasıyan herkese, buyruklarına uymayı kolaylastırır
Surah At-Talaq, Verse 4
ذَٰلِكَ أَمۡرُ ٱللَّهِ أَنزَلَهُۥٓ إِلَيۡكُمۡۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يُكَفِّرۡ عَنۡهُ سَيِّـَٔاتِهِۦ وَيُعۡظِمۡ لَهُۥٓ أَجۡرًا
bu, Allah´ın size indirdigi buyrugudur. Ve O, Allah´a karsı sorumlulugunun bilincinde olan herkesin (bazı) kotu fiillerini orter ve onlara buyuk bir odul bagıslar
Surah At-Talaq, Verse 5
أَسۡكِنُوهُنَّ مِنۡ حَيۡثُ سَكَنتُم مِّن وُجۡدِكُمۡ وَلَا تُضَآرُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُواْ عَلَيۡهِنَّۚ وَإِن كُنَّ أُوْلَٰتِ حَمۡلٖ فَأَنفِقُواْ عَلَيۡهِنَّ حَتَّىٰ يَضَعۡنَ حَمۡلَهُنَّۚ فَإِنۡ أَرۡضَعۡنَ لَكُمۡ فَـَٔاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَأۡتَمِرُواْ بَيۡنَكُم بِمَعۡرُوفٖۖ وَإِن تَعَاسَرۡتُمۡ فَسَتُرۡضِعُ لَهُۥٓ أُخۡرَىٰ
(O halde, iddetlerinin icinde bulunan) kadınların, sizinle aynı yerde, aynı imkanları kullanarak gecinmelerini saglayın ve onları rahatsız edip hayatlarını cekilmez hale getirmeyin. Eger hamile kalırlarsa, dogumlarını yapıncaya kadar onlar icin her turlu harcamayı yapın; (bosanma kesinlestikten sonra) cocugunuzu emzirirlerse onlara (hak ettikleri) karsılıgı verin ve kendi aranızda (cocugun gelecegini) uygun bir sekilde konusun. Eger ikiniz de (annenin cocugu emzirmesi ihtimalini) zor gorurseniz onu (babasının) adına baska bir kadın emzirsin
Surah At-Talaq, Verse 6
لِيُنفِقۡ ذُو سَعَةٖ مِّن سَعَتِهِۦۖ وَمَن قُدِرَ عَلَيۡهِ رِزۡقُهُۥ فَلۡيُنفِقۡ مِمَّآ ءَاتَىٰهُ ٱللَّهُۚ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا مَآ ءَاتَىٰهَاۚ سَيَجۡعَلُ ٱللَّهُ بَعۡدَ عُسۡرٖ يُسۡرٗا
(Butun bu durumlarda,) genis imkanlara sahip olan kisi, genisligi ile uyumlu olarak harcasın; rızık imkanları dar olan kimse ise Allah´ın kendisine verdigine uygun sekilde harcasın! Allah hic kimseye kendi verdiginden daha fazlasını yuklemez; (ve mumkundur ki) Allah sıkıntıdan sonra rahatlık verecektir
Surah At-Talaq, Verse 7
وَكَأَيِّن مِّن قَرۡيَةٍ عَتَتۡ عَنۡ أَمۡرِ رَبِّهَا وَرُسُلِهِۦ فَحَاسَبۡنَٰهَا حِسَابٗا شَدِيدٗا وَعَذَّبۡنَٰهَا عَذَابٗا نُّكۡرٗا
Nice topluluk var ki Rablerinin ve Elcilerinin emirlerine kustahca karsı cıkmıslardır! Bunun uzerine Biz tumunu cetin bir hesaba cektik ve gorulmemis bir azaba carptırdık
Surah At-Talaq, Verse 8
فَذَاقَتۡ وَبَالَ أَمۡرِهَا وَكَانَ عَٰقِبَةُ أَمۡرِهَا خُسۡرًا
Ve boylece onlar kendi yaptıklarının kotu meyvelerini tattılar; (bu dunyada,) yaptıklarının sonu yıkım oldu
Surah At-Talaq, Verse 9
أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗاۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ يَـٰٓأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ قَدۡ أَنزَلَ ٱللَّهُ إِلَيۡكُمۡ ذِكۡرٗا
(Oteki dunyada ise) Allah onlar icin (daha da) siddetli bir azap hazırlamıstır. O halde siz ey basiret sahipleri, (siz) iman edenler, Allah´a karsı sorumlulugunuzun bilincinde olun! Allah size gercekten bir uyarıcı indirmistir
Surah At-Talaq, Verse 10
رَّسُولٗا يَتۡلُواْ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ مُبَيِّنَٰتٖ لِّيُخۡرِجَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِۚ وَمَن يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ وَيَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا يُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ قَدۡ أَحۡسَنَ ٱللَّهُ لَهُۥ رِزۡقًا
Allah´ın apacık mesajlarını size aktaran bir elci (gondermistir) ki iman edip dogru ve yararlı isler yapanları zifiri karanlıktan aydınlıga cıkarabilsin. Kim Allah´a inanıp dogru ve yararlı isler yaparsa, Allah onu icinden ırmaklar akan sonsuza kadar kalacakları bahcelere koyacaktır. Allah, (boylece) ona en guzel rızkı vermis olacaktır
Surah At-Talaq, Verse 11
ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ وَمِنَ ٱلۡأَرۡضِ مِثۡلَهُنَّۖ يَتَنَزَّلُ ٱلۡأَمۡرُ بَيۡنَهُنَّ لِتَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ وَأَنَّ ٱللَّهَ قَدۡ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عِلۡمَۢا
Allah, yedi gogu ve aynı sekilde yeri(n sayısız parcasını) yaratandır. O´nun (yaratıcı) iradesi, butun bu (yarattık)ları aracılıgıyla kesintisiz tecelli eder ki Allah´ın her seye kadir oldugunu ve her seyi bilgisiyle kusattıgını goresiniz
Surah At-Talaq, Verse 12