Surah At-Talaq - Turkish Translation by Abdulbaki Golpinarli
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ إِذَا طَلَّقۡتُمُ ٱلنِّسَآءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحۡصُواْ ٱلۡعِدَّةَۖ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ رَبَّكُمۡۖ لَا تُخۡرِجُوهُنَّ مِنۢ بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخۡرُجۡنَ إِلَّآ أَن يَأۡتِينَ بِفَٰحِشَةٖ مُّبَيِّنَةٖۚ وَتِلۡكَ حُدُودُ ٱللَّهِۚ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ ٱللَّهِ فَقَدۡ ظَلَمَ نَفۡسَهُۥۚ لَا تَدۡرِي لَعَلَّ ٱللَّهَ يُحۡدِثُ بَعۡدَ ذَٰلِكَ أَمۡرٗا
Ey Peygamber, kadınları bosayacagınız zaman temiz oldukları vakit bosayın ve muddetlerini sayın ve cekinin Rabbiniz Allah'tan; cıkarmayın onları evlerinden ve onlar da cıkmasınlar, ancak apacık bir cirkin harekette bulunurlarsa o baska ve iste bunlardır Allah'ın sınırları ve kim Allah'ın sınırlarını asarsa gercekten de kendisine zulmeder; bilmezsin, belki de Allah, bundan sonra bir is cıkarıverir
Surah At-Talaq, Verse 1
فَإِذَا بَلَغۡنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمۡسِكُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٍ أَوۡ فَارِقُوهُنَّ بِمَعۡرُوفٖ وَأَشۡهِدُواْ ذَوَيۡ عَدۡلٖ مِّنكُمۡ وَأَقِيمُواْ ٱلشَّهَٰدَةَ لِلَّهِۚ ذَٰلِكُمۡ يُوعَظُ بِهِۦ مَن كَانَ يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّهُۥ مَخۡرَجٗا
Muddetlerini tamamlayınca da onları guzellikle alın, yahut da guzellikle ayrılın onlardan ve sizden iki tane adalet sahibi tanıgı bulundurun da tanıklık etsinler ve tanıklıgı da Allah icin dogru yapın; iste Allah'a ve ahiret gunune inanana boylece ogut verilmededir; ve kim, cekinirse Allah'tan, ona sıkıntıdan bir kurtulus vesilesi yaratır
Surah At-Talaq, Verse 2
وَيَرۡزُقۡهُ مِنۡ حَيۡثُ لَا يَحۡتَسِبُۚ وَمَن يَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِ فَهُوَ حَسۡبُهُۥٓۚ إِنَّ ٱللَّهَ بَٰلِغُ أَمۡرِهِۦۚ قَدۡ جَعَلَ ٱللَّهُ لِكُلِّ شَيۡءٖ قَدۡرٗا
Ve onu, hesaplamadıgı yerden rızıklandırır ve kim Allah'a dayanırsa o, yeter ona; suphe yok ki Allah, yapacagı isi yerine getirir, gercekten de Allah, her seye bir olcu, bir miktar tayin etmistir
Surah At-Talaq, Verse 3
وَٱلَّـٰٓـِٔي يَئِسۡنَ مِنَ ٱلۡمَحِيضِ مِن نِّسَآئِكُمۡ إِنِ ٱرۡتَبۡتُمۡ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَٰثَةُ أَشۡهُرٖ وَٱلَّـٰٓـِٔي لَمۡ يَحِضۡنَۚ وَأُوْلَٰتُ ٱلۡأَحۡمَالِ أَجَلُهُنَّ أَن يَضَعۡنَ حَمۡلَهُنَّۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّهُۥ مِنۡ أَمۡرِهِۦ يُسۡرٗا
Kadınlarınızdan adetten kesilmislerin, kesilip kesilmedikleri hakkında supheye duserseniz muddetleri, uc aydır ve adet gormeyenlerin de boyle ve gebe olanların muddeti, cocuklarını doguruncaya dek ve kim cekinirse Allah'tan, onun isine bir kolaylık verir o
Surah At-Talaq, Verse 4
ذَٰلِكَ أَمۡرُ ٱللَّهِ أَنزَلَهُۥٓ إِلَيۡكُمۡۚ وَمَن يَتَّقِ ٱللَّهَ يُكَفِّرۡ عَنۡهُ سَيِّـَٔاتِهِۦ وَيُعۡظِمۡ لَهُۥٓ أَجۡرًا
Budur Allah'ın emri ki size indirmistir onu ve kim, cekinirse Allah'tan, onun kotuluklerini orter ve mukafatını buyultur
Surah At-Talaq, Verse 5
أَسۡكِنُوهُنَّ مِنۡ حَيۡثُ سَكَنتُم مِّن وُجۡدِكُمۡ وَلَا تُضَآرُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُواْ عَلَيۡهِنَّۚ وَإِن كُنَّ أُوْلَٰتِ حَمۡلٖ فَأَنفِقُواْ عَلَيۡهِنَّ حَتَّىٰ يَضَعۡنَ حَمۡلَهُنَّۚ فَإِنۡ أَرۡضَعۡنَ لَكُمۡ فَـَٔاتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَأۡتَمِرُواْ بَيۡنَكُم بِمَعۡرُوفٖۖ وَإِن تَعَاسَرۡتُمۡ فَسَتُرۡضِعُ لَهُۥٓ أُخۡرَىٰ
Onları, gucunuz yeterse oturdugunuz yerin bir kısmında oturtun ve onları sıkıstırarak zararlandırmayın ve gebeyseler doguruncaya dek doyurun onları ve cocuklarınızı emziriyorlarsa da artık ucretlerini verin ve karıkoca; guzelce danısıp goruserek yapın bu isleri ve bir gucluk cıkarsa cocugu baska bir kadın emzirir artık
Surah At-Talaq, Verse 6
لِيُنفِقۡ ذُو سَعَةٖ مِّن سَعَتِهِۦۖ وَمَن قُدِرَ عَلَيۡهِ رِزۡقُهُۥ فَلۡيُنفِقۡ مِمَّآ ءَاتَىٰهُ ٱللَّهُۚ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا مَآ ءَاتَىٰهَاۚ سَيَجۡعَلُ ٱللَّهُ بَعۡدَ عُسۡرٖ يُسۡرٗا
Vaktihali yerinde ve eli genis olan, vaktinehaline gore nafaka versin ve rızkı dar olana gelince, Allah, kendisine ne verirse onun bir kısmını nafaka olarak versin; Allah, hic kimseye, kendi verdigi miktardan daha fazla bir sey teklif etmez; Allah, guclukten sonra bir kolaylık verecektir
Surah At-Talaq, Verse 7
وَكَأَيِّن مِّن قَرۡيَةٍ عَتَتۡ عَنۡ أَمۡرِ رَبِّهَا وَرُسُلِهِۦ فَحَاسَبۡنَٰهَا حِسَابٗا شَدِيدٗا وَعَذَّبۡنَٰهَا عَذَابٗا نُّكۡرٗا
Nice sehirler var ki halkı, Rablerinin ve onun peygamberlerinin emirlerine karsı gelmistir de onları, cetin bir surette hesaba cekmisizdir ve onları helak ederek azaplandırmısızdır
Surah At-Talaq, Verse 8
فَذَاقَتۡ وَبَالَ أَمۡرِهَا وَكَانَ عَٰقِبَةُ أَمۡرِهَا خُسۡرًا
Derken yaptıklarının vebalini tatmıslardır da islerinin sonu, ziyan olup gitmistir
Surah At-Talaq, Verse 9
أَعَدَّ ٱللَّهُ لَهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗاۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ يَـٰٓأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ قَدۡ أَنزَلَ ٱللَّهُ إِلَيۡكُمۡ ذِكۡرٗا
Allah onlara cetin bir azap da hazırlamıstır, artık cekinin Allah'tan ey aklı basında olanlar; ey iman edenler, andolsun ki Allah, size bir ogut olan Kur'an'ı indirmistir
Surah At-Talaq, Verse 10
رَّسُولٗا يَتۡلُواْ عَلَيۡكُمۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ مُبَيِّنَٰتٖ لِّيُخۡرِجَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّـٰلِحَٰتِ مِنَ ٱلظُّلُمَٰتِ إِلَى ٱلنُّورِۚ وَمَن يُؤۡمِنۢ بِٱللَّهِ وَيَعۡمَلۡ صَٰلِحٗا يُدۡخِلۡهُ جَنَّـٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدٗاۖ قَدۡ أَحۡسَنَ ٱللَّهُ لَهُۥ رِزۡقًا
Peygamberi de gondermistir ki size Allah'ın apacık ayetlerini okumadadır inananları ve iyi islerde bulunanları karanlıklardan aydınlıga cıkarmak icin ve kim, Allah'a inanır ve iyi islerde bulunursa onu, ebedi kalmak uzere, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere koyar, gercekten de Allah, ona en guzel bir rızık verir
Surah At-Talaq, Verse 11
ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ وَمِنَ ٱلۡأَرۡضِ مِثۡلَهُنَّۖ يَتَنَزَّلُ ٱلۡأَمۡرُ بَيۡنَهُنَّ لِتَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٞ وَأَنَّ ٱللَّهَ قَدۡ أَحَاطَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عِلۡمَۢا
Bir Allah'tır ki yaratmıstır yedi gogu ve yeryuzunu de onun misli olarak yedi kat halketmistir; bunların arasında, emri, inip durmadadır Allah'ın, suphesiz, her seye gucu yettigini bilmeniz ve suphe yok ki Allah'ın bilgisinin, gercekten de her seyi kavradıgını, kusattıgını anlamanız icin
Surah At-Talaq, Verse 12