Surah Al-Mulk - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
تَبَٰرَكَ ٱلَّذِي بِيَدِهِ ٱلۡمُلۡكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ
(Butun) mulk (-u tasarruf, ilahi kudretinin) elinde bulunan (Allah) ın sanı ne yucedir! O, her sey´e hakkıyle kaadirdir
Surah Al-Mulk, Verse 1
ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلۡمَوۡتَ وَٱلۡحَيَوٰةَ لِيَبۡلُوَكُمۡ أَيُّكُمۡ أَحۡسَنُ عَمَلٗاۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡغَفُورُ
O, hanginizin daha guzel amel (ve hareket) edecegini (hakkınızda) imtihan etmek icin olumu de, dirimi de takdir eden ve yaratandır. O, gaalib-i mutlakdır, cok yarlıgayıcıdır
Surah Al-Mulk, Verse 2
ٱلَّذِي خَلَقَ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ طِبَاقٗاۖ مَّا تَرَىٰ فِي خَلۡقِ ٱلرَّحۡمَٰنِ مِن تَفَٰوُتٖۖ فَٱرۡجِعِ ٱلۡبَصَرَ هَلۡ تَرَىٰ مِن فُطُورٖ
O, birbiriyle ahenkdar yedi gok yaratmıs olandır. O cok esirgeyici (Allah) ın yaratısında hicbir nizamsızlık gormezsin. Iste gozu (nu bir defa daha goge) cevir, (bak, orada) hicbir catlak gorecek misin
Surah Al-Mulk, Verse 3
ثُمَّ ٱرۡجِعِ ٱلۡبَصَرَ كَرَّتَيۡنِ يَنقَلِبۡ إِلَيۡكَ ٱلۡبَصَرُ خَاسِئٗا وَهُوَ حَسِيرٞ
Sonra gozu (nu) iki kerre daha cevir. (Nihayet) o goz, hor ve hakir yine sana donecekdir ve o, (artık bir kusur bulabilmekden) yorulmusdur
Surah Al-Mulk, Verse 4
وَلَقَدۡ زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنۡيَا بِمَصَٰبِيحَ وَجَعَلۡنَٰهَا رُجُومٗا لِّلشَّيَٰطِينِۖ وَأَعۡتَدۡنَا لَهُمۡ عَذَابَ ٱلسَّعِيرِ
Andolsun ki biz yere en yakın olan gogu kandillerle donatdık. Bunları seytanlara da atıs taneleri yapdık ve onlara cılgın ates (cehennem) azabı hazırladık
Surah Al-Mulk, Verse 5
وَلِلَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمۡ عَذَابُ جَهَنَّمَۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ
Rablerine kufredenler icin de (boyle) cehennem azabı vardır. O, ne kotu donusdur
Surah Al-Mulk, Verse 6
إِذَآ أُلۡقُواْ فِيهَا سَمِعُواْ لَهَا شَهِيقٗا وَهِيَ تَفُورُ
Onun icine atıldıkları zaman onun kaynar haldeki bed sesini isitdiler (isidirler)
Surah Al-Mulk, Verse 7
تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ ٱلۡغَيۡظِۖ كُلَّمَآ أُلۡقِيَ فِيهَا فَوۡجٞ سَأَلَهُمۡ خَزَنَتُهَآ أَلَمۡ يَأۡتِكُمۡ نَذِيرٞ
Ofkesinden hemen hemen catlayacak gibi olur o. (Onlardan) her guruh, icine atıldıkca kendilerine bekcileri sordular (sorarlar): «Size, (bu) azab ile korkutan (bir peygamber) gelmedi mi?»
Surah Al-Mulk, Verse 8
قَالُواْ بَلَىٰ قَدۡ جَآءَنَا نَذِيرٞ فَكَذَّبۡنَا وَقُلۡنَا مَا نَزَّلَ ٱللَّهُ مِن شَيۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ كَبِيرٖ
Onlar «Evet, dediler (derler), gercek bize, (bu) azab ile korkutan peygamber gelmisdir. Fakat biz (onları) yalan saydık ve Allah hic birsey indirmemisdir. Siz ancak buyuk bir sapıklık icindesiniz dedik»
Surah Al-Mulk, Verse 9
وَقَالُواْ لَوۡ كُنَّا نَسۡمَعُ أَوۡ نَعۡقِلُ مَا كُنَّا فِيٓ أَصۡحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ
Ve (sunu) soylediler (soylerler): «Eger bizi dinler, yahud aklımızı kullanır (insanlar) olsaydık su cılgın cehennem yaranı icinde bulunmazdık.»
Surah Al-Mulk, Verse 10
فَٱعۡتَرَفُواْ بِذَنۢبِهِمۡ فَسُحۡقٗا لِّأَصۡحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ
Bu suretle gunahlarını i´tiraaf etdiler (ederler). (Ko Allah) Cehennem yaranını (rahmetinden) kogsun
Surah Al-Mulk, Verse 11
إِنَّ ٱلَّذِينَ يَخۡشَوۡنَ رَبَّهُم بِٱلۡغَيۡبِ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَأَجۡرٞ كَبِيرٞ
Filhakıyka, Rableri (nin azab) ından gıyaben korkanlar (yok mu?) onlar icin hem magfiret var, hem buyuk mukafat
Surah Al-Mulk, Verse 12
وَأَسِرُّواْ قَوۡلَكُمۡ أَوِ ٱجۡهَرُواْ بِهِۦٓۖ إِنَّهُۥ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
(Ey kafirler) sozunuzu (ister) gizleyin, ister onu acıklayın. Cunku O, sinelerin ozunu bile hakkıyle bilendir
Surah Al-Mulk, Verse 13
أَلَا يَعۡلَمُ مَنۡ خَلَقَ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلۡخَبِيرُ
Yaratıb duran (Allah) mı bilmeyecekmis? O, latıyfdir, her seyden haberdardır
Surah Al-Mulk, Verse 14
هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ ذَلُولٗا فَٱمۡشُواْ فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُواْ مِن رِّزۡقِهِۦۖ وَإِلَيۡهِ ٱلنُّشُورُ
O, yeri, sizin faidenize, hor (ve musahhar) kılandır. O halde onun omuzlarında yuruyun. (Allahın) rızkından yeyin. (Fakat sunu daima hatırlayın ki) son gidis ancak Onadır (Allahadır)
Surah Al-Mulk, Verse 15
ءَأَمِنتُم مَّن فِي ٱلسَّمَآءِ أَن يَخۡسِفَ بِكُمُ ٱلۡأَرۡضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ
(Bu alemin tedbirine muvekkel olan) gokdeki (melek) lerden, (Allahdan), sizi yere batırıvermesinden emin mi olduunz? O vakit bakarsınız ki o (arz durmayıb) calkanmakdadır
Surah Al-Mulk, Verse 16
أَمۡ أَمِنتُم مَّن فِي ٱلسَّمَآءِ أَن يُرۡسِلَ عَلَيۡكُمۡ حَاصِبٗاۖ فَسَتَعۡلَمُونَ كَيۡفَ نَذِيرِ
Yoksa gokdeki (melek) lerin, (Allahın izniyle), ustunuze tas yagdırıcı (ruzgar) gondermesinden emin mi oldunuz? Siz (o zaman) tehdidimin nice oldugunu bileceksiniz
Surah Al-Mulk, Verse 17
وَلَقَدۡ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَكَيۡفَ كَانَ نَكِيرِ
Andolsun ki onlardan evvelkiler de tekzib etmis (ler) di. (Bak) benim inkarım (da) nice oldu
Surah Al-Mulk, Verse 18
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَى ٱلطَّيۡرِ فَوۡقَهُمۡ صَـٰٓفَّـٰتٖ وَيَقۡبِضۡنَۚ مَا يُمۡسِكُهُنَّ إِلَّا ٱلرَّحۡمَٰنُۚ إِنَّهُۥ بِكُلِّ شَيۡءِۭ بَصِيرٌ
Onlar, ustlerinde kanadlarını acarak, kapayarak ucan kusları da gormediler mi? Bunları (cevv-i hevada) — O rahmeti her sey´i kaplayan — (Allah) dan baskası tutmuyor. Subhesiz ki O, hersey´i hakkıyle gorendir
Surah Al-Mulk, Verse 19
أَمَّنۡ هَٰذَا ٱلَّذِي هُوَ جُندٞ لَّكُمۡ يَنصُرُكُم مِّن دُونِ ٱلرَّحۡمَٰنِۚ إِنِ ٱلۡكَٰفِرُونَ إِلَّا فِي غُرُورٍ
Rahmetiam ve samil olan (Allah) a karsı size (kurtarıcı bir) yardımda bulunabilecek olan kimdir? Su sizin ordunuz mu? Kafirler gurur dan baskası icinde degildirler
Surah Al-Mulk, Verse 20
أَمَّنۡ هَٰذَا ٱلَّذِي يَرۡزُقُكُمۡ إِنۡ أَمۡسَكَ رِزۡقَهُۥۚ بَل لَّجُّواْ فِي عُتُوّٖ وَنُفُورٍ
O, eger rızkını tutub kesiverirse su size rızık verebilecek kim? Hayır, onlar bir azgınlık, (Hakdan) bir nefret icinde mutemadiyen inad etmislerdir
Surah Al-Mulk, Verse 21
أَفَمَن يَمۡشِي مُكِبًّا عَلَىٰ وَجۡهِهِۦٓ أَهۡدَىٰٓ أَمَّن يَمۡشِي سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Simdi yuz ustu, duse kalka yurumekde olan kimse mi daha cok hidayete erendir, yoksa dogru bir yol uzerinde dupeduz, (dimdik) yuruyen mi? (Dusunun)
Surah Al-Mulk, Verse 22
قُلۡ هُوَ ٱلَّذِيٓ أَنشَأَكُمۡ وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَۚ قَلِيلٗا مَّا تَشۡكُرُونَ
(Habibim) de ki: «O, sizi yaratan, size kulak (lar), gozler gonuller verendir. Siz ne az sukredersiniz»
Surah Al-Mulk, Verse 23
قُلۡ هُوَ ٱلَّذِي ذَرَأَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَإِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ
De ki: «O, sizi yer (yuzun) de zurriyet haalinde yaratıb yayandır ve nihayet (hepiniz) ancak Ona toplanıb goturuleceksiniz»
Surah Al-Mulk, Verse 24
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
(Kafirler, mu´minlere istihza ile) «Eger siz dogru soyleyenlerseniz su va´din (tehdidin tehakkuku) ne zaman?» derler
Surah Al-Mulk, Verse 25
قُلۡ إِنَّمَا ٱلۡعِلۡمُ عِندَ ٱللَّهِ وَإِنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
De ki: O (nun vaktına aid) bilgi ancak Allahın nezdindedir. Ben sadece Allahın azabını apacık haber veren (bir peygamber) im»
Surah Al-Mulk, Verse 26
فَلَمَّا رَأَوۡهُ زُلۡفَةٗ سِيٓـَٔتۡ وُجُوهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَقِيلَ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تَدَّعُونَ
Artık onu yakında gordukleri zaman o kufredenlerin yuzleri kotu bir haale getirilmis ve (onlara) «Iste bu, sizin (carcabuk istediginiz ve aksini) iddia etdiginiz seydir» denilmisdir (denilecek)
Surah Al-Mulk, Verse 27
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِنۡ أَهۡلَكَنِيَ ٱللَّهُ وَمَن مَّعِيَ أَوۡ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ ٱلۡكَٰفِرِينَ مِنۡ عَذَابٍ أَلِيمٖ
De ki: «Eger Allah beni ve benimle beraber olan (mu´min) leri (arzunuz vech ile) helak eder, yahud (bizi) esirgerse ya kafirleri acıklı azabdan kurtaracak kimdir?»
Surah Al-Mulk, Verse 28
قُلۡ هُوَ ٱلرَّحۡمَٰنُ ءَامَنَّا بِهِۦ وَعَلَيۡهِ تَوَكَّلۡنَاۖ فَسَتَعۡلَمُونَ مَنۡ هُوَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
De ki: «(Sizi kendisine davet etdigimiz) O (Zat-i ecelle ve a´la), rahmeti butun yaratdıklarına samil olan (Allah) dır ki biz Ona iman etdik ve ancak Ona guvenib dayandık. Artık apacık bir sapıklık icinde bulunan kimmis? Ileride siz de bileceksiniz»
Surah Al-Mulk, Verse 29
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِنۡ أَصۡبَحَ مَآؤُكُمۡ غَوۡرٗا فَمَن يَأۡتِيكُم بِمَآءٖ مَّعِينِۭ
De ki: «Eger suyunuz yerin dibine savulub giderse kim akar bir su getirir, (bana) soyleyin»
Surah Al-Mulk, Verse 30