Surah Al-Insan - Turkish Translation by Ali Fikri Yavuz
هَلۡ أَتَىٰ عَلَى ٱلۡإِنسَٰنِ حِينٞ مِّنَ ٱلدَّهۡرِ لَمۡ يَكُن شَيۡـٔٗا مَّذۡكُورًا
Gercekten insan uzerine dehirden oyle bir zaman gecti ki, o vakit insan alınır, (insanlıkla tanınır) bir sey degildi
Surah Al-Insan, Verse 1
إِنَّا خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن نُّطۡفَةٍ أَمۡشَاجٖ نَّبۡتَلِيهِ فَجَعَلۡنَٰهُ سَمِيعَۢا بَصِيرًا
Cunku biz, insanı, (erkek ve disi suları ile) karısık bir nutfeden yarattık; (uzerine mukellefiyyet yukliyerek) onu deneyecegiz. Bunun icin onu duygu ve gorgu sahibi kıldık
Surah Al-Insan, Verse 2
إِنَّا هَدَيۡنَٰهُ ٱلسَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرٗا وَإِمَّا كَفُورًا
Dogrusu biz ona, gercek yolu gosterdik; ister sukreden (mumin) olsun, ister nankorluk eden (kafir)
Surah Al-Insan, Verse 3
إِنَّآ أَعۡتَدۡنَا لِلۡكَٰفِرِينَ سَلَٰسِلَاْ وَأَغۡلَٰلٗا وَسَعِيرًا
Cunku biz, kafirler icin zincirler, bukagılar ve alevli bir ates hazırladık
Surah Al-Insan, Verse 4
إِنَّ ٱلۡأَبۡرَارَ يَشۡرَبُونَ مِن كَأۡسٖ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا
Muhakkak ki iyi insanlar, (cennetde) katıgı kafur olan (sarab) dolu bir kadehten icecekler
Surah Al-Insan, Verse 5
عَيۡنٗا يَشۡرَبُ بِهَا عِبَادُ ٱللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفۡجِيرٗا
(O sarabın katıgı olan Kafur) bir kaynaktır ki, ondan Allah’ın kulları icerler. Istedikleri yere onu kolayca akıtırlar
Surah Al-Insan, Verse 6
يُوفُونَ بِٱلنَّذۡرِ وَيَخَافُونَ يَوۡمٗا كَانَ شَرُّهُۥ مُسۡتَطِيرٗا
(Cennetlik olan iyi insanlar, o kimselerdir ki, dunyada) adaklarını yerine getirirler; ve azabı salgın olan bir gunden korkarlar
Surah Al-Insan, Verse 7
وَيُطۡعِمُونَ ٱلطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ مِسۡكِينٗا وَيَتِيمٗا وَأَسِيرًا
Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler
Surah Al-Insan, Verse 8
إِنَّمَا نُطۡعِمُكُمۡ لِوَجۡهِ ٱللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمۡ جَزَآءٗ وَلَا شُكُورًا
(Sonra onlara soyle derler): “Size ancak Allah rızası icin yediriyoruz. Sizden ne bir hediye isteriz ne de bir tesekkur
Surah Al-Insan, Verse 9
إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوۡمًا عَبُوسٗا قَمۡطَرِيرٗا
Cunku biz Rabbimizden korkarız; bed cehreli, catık suratlı bir gunun azabından
Surah Al-Insan, Verse 10
فَوَقَىٰهُمُ ٱللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمِ وَلَقَّىٰهُمۡ نَضۡرَةٗ وَسُرُورٗا
Allah da onları, o gunun azabından korur ve kendilerine guzel bir yuz ve sevinc verir
Surah Al-Insan, Verse 11
وَجَزَىٰهُم بِمَا صَبَرُواْ جَنَّةٗ وَحَرِيرٗا
Sabırlarına karsılık da (icine girecekleri) bir cennet ve (giyecekleri) bir ipek ihsan eder
Surah Al-Insan, Verse 12
مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِۖ لَا يَرَوۡنَ فِيهَا شَمۡسٗا وَلَا زَمۡهَرِيرٗا
Orada koltuklar uzerine dayanmıs bir haldedirler. Orada ne bir gunes (rahatsızlıgı) gorurler, ne de soguk
Surah Al-Insan, Verse 13
وَدَانِيَةً عَلَيۡهِمۡ ظِلَٰلُهَا وَذُلِّلَتۡ قُطُوفُهَا تَذۡلِيلٗا
(O cennetteki agacların) golgeleri uzerlerine sarkmıs, meyvaları da bol bol onlerine konmustur
Surah Al-Insan, Verse 14
وَيُطَافُ عَلَيۡهِم بِـَٔانِيَةٖ مِّن فِضَّةٖ وَأَكۡوَابٖ كَانَتۡ قَوَارِيرَا۠
Onlara (hizmet icin) gumusten billur kaplar ve surahilerle (etraflarında) dolasılır
Surah Al-Insan, Verse 15
قَوَارِيرَاْ مِن فِضَّةٖ قَدَّرُوهَا تَقۡدِيرٗا
Gumusten billurlar ki, (ehli cennet) onları turlu turlu bicime koymuslardır
Surah Al-Insan, Verse 16
وَيُسۡقَوۡنَ فِيهَا كَأۡسٗا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا
Orada kendilerine, katıgı zencefil olan (cennet sarabından dolu) bir kadeh de icirilir
Surah Al-Insan, Verse 17
عَيۡنٗا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلۡسَبِيلٗا
(Zencefil) cennetde bir kaynakdır ki, ona Selsebil adı verilir
Surah Al-Insan, Verse 18
۞وَيَطُوفُ عَلَيۡهِمۡ وِلۡدَٰنٞ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيۡتَهُمۡ حَسِبۡتَهُمۡ لُؤۡلُؤٗا مَّنثُورٗا
(Cennet ehlinin) etraflarında (hizmet icin) devamlı olarak taze cocuklar dolasır ki, sen onları gordugun zaman sacılmıs inciler sanırsın
Surah Al-Insan, Verse 19
وَإِذَا رَأَيۡتَ ثَمَّ رَأَيۡتَ نَعِيمٗا وَمُلۡكٗا كَبِيرًا
Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek buyuk bir mulk (saltanat) gorursun
Surah Al-Insan, Verse 20
عَٰلِيَهُمۡ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضۡرٞ وَإِسۡتَبۡرَقٞۖ وَحُلُّوٓاْ أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٖ وَسَقَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡ شَرَابٗا طَهُورًا
Ustlerinde, ince ve kalın ipekten yesil elbiseler vardır; ve gumusten bileziklerle suslenmislerdir. Rableri de onlara tertemiz bir sarab icirmistir
Surah Al-Insan, Verse 21
إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمۡ جَزَآءٗ وَكَانَ سَعۡيُكُم مَّشۡكُورًا
(Cennetliklere soyle denir): Iste bu, sizin mukafatınızdır. Ameliniz makbul olmustur
Surah Al-Insan, Verse 22
إِنَّا نَحۡنُ نَزَّلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡقُرۡءَانَ تَنزِيلٗا
Gercekten biz, Kur’an’ı sana ayet ayet indirdik
Surah Al-Insan, Verse 23
فَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعۡ مِنۡهُمۡ ءَاثِمًا أَوۡ كَفُورٗا
O halde Rabbinin hukmune sabret, (zafer sana erisecektir). O kafirlerden hic bir gunahkara, yahud bir nankore boyun egme
Surah Al-Insan, Verse 24
وَٱذۡكُرِ ٱسۡمَ رَبِّكَ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلٗا
Sabah aksam Rabbinin adını an, (sabah, ogle, ikindi namazlarını kıl)
Surah Al-Insan, Verse 25
وَمِنَ ٱلَّيۡلِ فَٱسۡجُدۡ لَهُۥ وَسَبِّحۡهُ لَيۡلٗا طَوِيلًا
Gecenin bir kısmında da O’na secde et, (aksam ile yatsı namazını kıl). Bir de geceleyin uzun bir muddet O’nu tesbih et, (teheccud namazı kıl). denilir: Bunlar, hangi (dehsetli) gune ertelendiler
Surah Al-Insan, Verse 26
إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ يُحِبُّونَ ٱلۡعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَآءَهُمۡ يَوۡمٗا ثَقِيلٗا
Cunku bunlar (Mekke kafirleri), pesin dunyayı severler ve onlerindeki (siddeti) agır bir gunu bırakırlar. (Ahiretin azabından korkub da imana gelmezler)
Surah Al-Insan, Verse 27
نَّحۡنُ خَلَقۡنَٰهُمۡ وَشَدَدۡنَآ أَسۡرَهُمۡۖ وَإِذَا شِئۡنَا بَدَّلۡنَآ أَمۡثَٰلَهُمۡ تَبۡدِيلًا
Onları biz yarattık ve mafsallarını (birbirine) biz bagladık. Diledigimiz zaman da (onları helak eder) yerlerine kendileri gibi olanları getiririz
Surah Al-Insan, Verse 28
إِنَّ هَٰذِهِۦ تَذۡكِرَةٞۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلٗا
Muhakkak ki bu Sure, bir oguddur. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar; (O’na ibadet ederek rahmetine yaklasır)
Surah Al-Insan, Verse 29
وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمٗا
(Sunu da bilin ki,) Allah dilemeyince siz (hayır ve serri) dileyemezsiniz. Cunku Allah Alim’dir= her seyi bilir, Hakim’dir= hikmet sahibidir
Surah Al-Insan, Verse 30
يُدۡخِلُ مَن يَشَآءُ فِي رَحۡمَتِهِۦۚ وَٱلظَّـٰلِمِينَ أَعَدَّ لَهُمۡ عَذَابًا أَلِيمَۢا
Diledigi kimseyi rahmeti icine kor. Zalimlere ise acıklı bir azab hazırlamıstır
Surah Al-Insan, Verse 31