Surah Al-Insan - Turkish Translation by Muhammed Esed
هَلۡ أَتَىٰ عَلَى ٱلۡإِنسَٰنِ حِينٞ مِّنَ ٱلدَّهۡرِ لَمۡ يَكُن شَيۡـٔٗا مَّذۡكُورًا
Insan(ın tarih sahnesinde gorunmesin)den onceki donem, sonsuz bir zaman kesitinden ibaret (degil) midir; insanın henuz dikkate deger bir varlık olmadıgı (bir zaman kesiti)
Surah Al-Insan, Verse 1
إِنَّا خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن نُّطۡفَةٍ أَمۡشَاجٖ نَّبۡتَلِيهِ فَجَعَلۡنَٰهُ سَمِيعَۢا بَصِيرًا
Suphesiz, (sonraki hayatında) denemek icin insanı katısık bir sperm damlasından yaratan Biziz. Biz, onu isitme ve gorme (duyuları) ile donatılmıs bir varlık kıldık
Surah Al-Insan, Verse 2
إِنَّا هَدَيۡنَٰهُ ٱلسَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرٗا وَإِمَّا كَفُورًا
Gercek su ki, Biz ona yolu/yontemi gosterdik; sukredici, ya da nankor (olması artık kendisine kalmıstır)
Surah Al-Insan, Verse 3
إِنَّآ أَعۡتَدۡنَا لِلۡكَٰفِرِينَ سَلَٰسِلَاْ وَأَغۡلَٰلٗا وَسَعِيرًا
(Simdi) bakın, Biz hakikati inkar edenler icin zincirler, halkalar ve yakıcı bir ates hazırladık
Surah Al-Insan, Verse 4
إِنَّ ٱلۡأَبۡرَارَ يَشۡرَبُونَ مِن كَأۡسٖ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا
(halbuki) gercek erdem sahipleri, hos kokulu cicekler ile tatlandırılmıs bir fincandan icerler
Surah Al-Insan, Verse 5
عَيۡنٗا يَشۡرَبُ بِهَا عِبَادُ ٱللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفۡجِيرٗا
bir (kutlu) kaynak ki Allah´ın kulları ondan icerler, suyu bol bol akan (o kaynaktan)
Surah Al-Insan, Verse 6
يُوفُونَ بِٱلنَّذۡرِ وَيَخَافُونَ يَوۡمٗا كَانَ شَرُّهُۥ مُسۡتَطِيرٗا
(Gercek erdem sahipleri) onlar(dır ki,) sozlerini yerine getirirler ve siddeti yayılıp genisleyen bir Gun´un korkusunu duyarlar
Surah Al-Insan, Verse 7
وَيُطۡعِمُونَ ٱلطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ مِسۡكِينٗا وَيَتِيمٗا وَأَسِيرًا
Ve kendi istekleri ne kadar cok olursa olsun, muhtaclara, yetimlere ve esirlere yedirirler
Surah Al-Insan, Verse 8
إِنَّمَا نُطۡعِمُكُمۡ لِوَجۡهِ ٱللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمۡ جَزَآءٗ وَلَا شُكُورًا
(ve kendi kendilerine konusurlar:) "Biz sizi yalnız Allah rızası icin doyuruyoruz. Sizden ne bir karsılık, ne de bir tesekkur bekliyoruz
Surah Al-Insan, Verse 9
إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوۡمًا عَبُوسٗا قَمۡطَرِيرٗا
dogrusu, sıkıntı ve dehset dolu bir Gun´de Rabbimize (verecegimiz) hesabın korkusunu duyuyoruz
Surah Al-Insan, Verse 10
فَوَقَىٰهُمُ ٱللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمِ وَلَقَّىٰهُمۡ نَضۡرَةٗ وَسُرُورٗا
Ve bu yuzden Allah onları o Gun´un dehsetinden koruyacak, aydınlık ve sevinc verecektir
Surah Al-Insan, Verse 11
وَجَزَىٰهُم بِمَا صَبَرُواْ جَنَّةٗ وَحَرِيرٗا
ve onları sıkıntılara karsı sabrettikleri icin (kutlu bir) bahce ve ipek(ten giysiler) ile odullendirecektir
Surah Al-Insan, Verse 12
مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِۖ لَا يَرَوۡنَ فِيهَا شَمۡسٗا وَلَا زَمۡهَرِيرٗا
Orada sedirlere uzanacaklar ve ne (yakıcı bir) gunes, ne de siddetli bir soguk gormeyecekler
Surah Al-Insan, Verse 13
وَدَانِيَةً عَلَيۡهِمۡ ظِلَٰلُهَا وَذُلِّلَتۡ قُطُوفُهَا تَذۡلِيلٗا
cunku o (bahce)nin (kutlu) golgeleri baslarını ortecek ve meyve salkımları kolayca alınacak sekilde (yere dogru) sarkıtılacaktır
Surah Al-Insan, Verse 14
وَيُطَافُ عَلَيۡهِم بِـَٔانِيَةٖ مِّن فِضَّةٖ وَأَكۡوَابٖ كَانَتۡ قَوَارِيرَا۠
Onlar gumusten kaplar ve kristal(e benzeyen) kadehlerle karsılanacaklar
Surah Al-Insan, Verse 15
قَوَارِيرَاْ مِن فِضَّةٖ قَدَّرُوهَا تَقۡدِيرٗا
kristal benzeri, (ama) gumusten- ve hacimlerini yalnız kendileri tesbit edecek
Surah Al-Insan, Verse 16
وَيُسۡقَوۡنَ فِيهَا كَأۡسٗا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا
Ve (cennette) kendilerine zencefille tatlandırılmıs bir fincan icecek verilecek
Surah Al-Insan, Verse 17
عَيۡنٗا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلۡسَبِيلٗا
oradaki "Selsebil" isimli bir kaynak(tan)
Surah Al-Insan, Verse 18
۞وَيَطُوفُ عَلَيۡهِمۡ وِلۡدَٰنٞ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيۡتَهُمۡ حَسِبۡتَهُمۡ لُؤۡلُؤٗا مَّنثُورٗا
Ve onları olumsuz genclikler bekleyecek, gordugun zaman sacılmıs inciler sanacagın (genclikler)
Surah Al-Insan, Verse 19
وَإِذَا رَأَيۡتَ ثَمَّ رَأَيۡتَ نَعِيمٗا وَمُلۡكٗا كَبِيرًا
ve (nereye) baksan, (yalnız) kutsanmıslık ve askın bir duzen goreceksin
Surah Al-Insan, Verse 20
عَٰلِيَهُمۡ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضۡرٞ وَإِسۡتَبۡرَقٞۖ وَحُلُّوٓاْ أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٖ وَسَقَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡ شَرَابٗا طَهُورًا
O (kutsanmıs kimse)lerin uzerinde yesil ipekten ve atlastan giysiler olacak. Onlar gumus bilezikler ile suslenecekler. Ve Rableri onlara en temiz iceceklerden ikram edecek
Surah Al-Insan, Verse 21
إِنَّ هَٰذَا كَانَ لَكُمۡ جَزَآءٗ وَكَانَ سَعۡيُكُم مَّشۡكُورًا
(Ve onlara:) "Bunlar sizin odullerinizdir, cunku (hayatta iken) yaptıgınız isler (Allah´ın) rızasını kazanmıstır!" (denilecek)
Surah Al-Insan, Verse 22
إِنَّا نَحۡنُ نَزَّلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡقُرۡءَانَ تَنزِيلٗا
Gercek su ki, (ey iman eden,) bu Kur´an´ı sana safha safha indiren Biziz, gercek bir armagan (olarak)
Surah Al-Insan, Verse 23
فَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعۡ مِنۡهُمۡ ءَاثِمًا أَوۡ كَفُورٗا
Oyleyse Rabbinin hukmunu sabırla bekle ve onlardan hicbir gunahkara veya nankore uyma
Surah Al-Insan, Verse 24
وَٱذۡكُرِ ٱسۡمَ رَبِّكَ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلٗا
Rabbinin ismini sabah aksam an
Surah Al-Insan, Verse 25
وَمِنَ ٱلَّيۡلِ فَٱسۡجُدۡ لَهُۥ وَسَبِّحۡهُ لَيۡلٗا طَوِيلًا
ve gecenin bir kısmında, O´nun onunde secde et ve uzun geceler boyu O´nun sınırsız sanını yucelt
Surah Al-Insan, Verse 26
إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ يُحِبُّونَ ٱلۡعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَآءَهُمۡ يَوۡمٗا ثَقِيلٗا
Bakın, (Allah´ı umursamayan) su adamlar bu gelip gecici dunyayı severler, ama ızdırap dolu bir Gunu (dusunmeyi) ihmal ederler
Surah Al-Insan, Verse 27
نَّحۡنُ خَلَقۡنَٰهُمۡ وَشَدَدۡنَآ أَسۡرَهُمۡۖ وَإِذَا شِئۡنَا بَدَّلۡنَآ أَمۡثَٰلَهُمۡ تَبۡدِيلًا
(Kendi kendilerine itiraf etmezler ki) onları yaratan ve kisiliklerini saglamlastıran Biziz ve dilersek onları baska hemcinsleriyle degistirebiliriz
Surah Al-Insan, Verse 28
إِنَّ هَٰذِهِۦ تَذۡكِرَةٞۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلٗا
Butun bunlar bir uyarıdır; oyleyse, dileyen Rabbine giden yolu bulabilir
Surah Al-Insan, Verse 29
وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمٗا
Ama Allah (size o yolu gostermeyi) dilemedikce siz onu dileyemezsiniz cunku, bilin ki Allah her seyi gorendir, hikmet Sahibidir
Surah Al-Insan, Verse 30
يُدۡخِلُ مَن يَشَآءُ فِي رَحۡمَتِهِۦۚ وَٱلظَّـٰلِمِينَ أَعَدَّ لَهُمۡ عَذَابًا أَلِيمَۢا
Dileyeni rahmetine kabul eder; ama zalimler icin (oteki dunyada) siddetli bir azap hazırlamıstır
Surah Al-Insan, Verse 31