Surah Al-Mursalat - Turkish Translation by Celal Y Ld R M
وَٱلۡمُرۡسَلَٰتِ عُرۡفٗا
Ardarda gonderilen ruzgarlara, (ruzgarlar misali Allah yolunda pespese akıp giden akıncılara, ardarda inen Allah sozlerine)
Surah Al-Mursalat, Verse 1
فَٱلۡعَٰصِفَٰتِ عَصۡفٗا
(Allah´ın dinini) yaydıkca yayanlara
Surah Al-Mursalat, Verse 2
وَٱلنَّـٰشِرَٰتِ نَشۡرٗا
(Hakkı batıldan, dogruyu egriden) ayırdettikce edenlere
Surah Al-Mursalat, Verse 3
فَٱلۡفَٰرِقَٰتِ فَرۡقٗا
Kotulugu temizlemek, yanlıs yoldakileri uyarmak uzere vahiy (veya ogut) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir
Surah Al-Mursalat, Verse 4
فَٱلۡمُلۡقِيَٰتِ ذِكۡرًا
Kotulugu temizlemek, yanlıs yoldakileri uyarmak uzere vahiy (veya ogut) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir
Surah Al-Mursalat, Verse 5
عُذۡرًا أَوۡ نُذۡرًا
Kotulugu temizlemek, yanlıs yoldakileri uyarmak uzere vahiy (veya ogut) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir
Surah Al-Mursalat, Verse 6
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٞ
Kotulugu temizlemek, yanlıs yoldakileri uyarmak uzere vahiy (veya ogut) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir
Surah Al-Mursalat, Verse 7
فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتۡ
Yıldızların ısıgı giderilip silindigi zaman
Surah Al-Mursalat, Verse 8
وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ
Gok acılıp varıldıgı zaman
Surah Al-Mursalat, Verse 9
وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ
Daglar yerinden kopup savruldugu zaman
Surah Al-Mursalat, Verse 10
وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ
Peygamberler (belli bir gunun) belirlenmis vaktinde (sahidlik icin) biraraya getirildigi zaman
Surah Al-Mursalat, Verse 11
لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ
Bunlar hangi gun icin geciktirildiler
Surah Al-Mursalat, Verse 12
لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ
(Dogru ile egrinin, hakk ile batılın) birbirinden ayrılıp hukme baglanacagı gun icin (geciktirildiler). O ayrım gunu nedir bilir misin
Surah Al-Mursalat, Verse 13
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ
(Dogru ile egrinin, hakk ile batılın) birbirinden ayrılıp hukme baglanacagı gun icin (geciktirildiler). O ayrım gunu nedir bilir misin
Surah Al-Mursalat, Verse 14
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gun (Hakk´ı) yalanlayanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 15
أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ
Once gelip gecenleri yok etmedik mi
Surah Al-Mursalat, Verse 16
ثُمَّ نُتۡبِعُهُمُ ٱلۡأٓخِرِينَ
Sonra arkalarından gelenleri onların pesine takıp katacagız
Surah Al-Mursalat, Verse 17
كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ
Iste suclu gunahkarlara boyle yaparız
Surah Al-Mursalat, Verse 18
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 19
أَلَمۡ نَخۡلُقكُّم مِّن مَّآءٖ مَّهِينٖ
Sizi bayagı bir sudan yaratmadık mı
Surah Al-Mursalat, Verse 20
فَجَعَلۡنَٰهُ فِي قَرَارٖ مَّكِينٍ
Sonra onu belirlenmis bir vakte kadar saglam bir karargahta bulundurmadık mı
Surah Al-Mursalat, Verse 21
إِلَىٰ قَدَرٖ مَّعۡلُومٖ
Sonra onu belirlenmis bir vakte kadar saglam bir karargahta bulundurmadık mı
Surah Al-Mursalat, Verse 22
فَقَدَرۡنَا فَنِعۡمَ ٱلۡقَٰدِرُونَ
Biz, onu kudretimizle belli olcude tuttuk. Kudret yettirenler olarak biz ne guzel kudretlileriz
Surah Al-Mursalat, Verse 23
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 24
أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ كِفَاتًا
Yeryuzunu dirilere de, olulere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı
Surah Al-Mursalat, Verse 25
أَحۡيَآءٗ وَأَمۡوَٰتٗا
Yeryuzunu dirilere de, olulere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı
Surah Al-Mursalat, Verse 26
وَجَعَلۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ شَٰمِخَٰتٖ وَأَسۡقَيۡنَٰكُم مَّآءٗ فُرَاتٗا
Orada sabit yuce daglar meydana getirdik ve size tatlı icimi kolay bir su icirmedik mi
Surah Al-Mursalat, Verse 27
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 28
ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
Yalanlayıp durdugunuz sey´e (azaba) dogru yollanın
Surah Al-Mursalat, Verse 29
ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ
(Cehennem´in kara dumanının olusturdugu) uc kollu golgeye gidin
Surah Al-Mursalat, Verse 30
لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ
O, ne golgelendiricidlr, ne de yukselen alevden korur
Surah Al-Mursalat, Verse 31
إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ
Suphesiz ki, o, saray gibi (buyukluk ve yukseklikte) kıvılcım atar
Surah Al-Mursalat, Verse 32
كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ
Sanki o kıvılcımın herbiri sarı renkte birer devedir
Surah Al-Mursalat, Verse 33
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 34
هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ
Bu, onların nutkunun tutulacagı gundur
Surah Al-Mursalat, Verse 35
وَلَا يُؤۡذَنُ لَهُمۡ فَيَعۡتَذِرُونَ
Kendilerine izin verilmez ki ozur beyan etsinler
Surah Al-Mursalat, Verse 36
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 37
هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِۖ جَمَعۡنَٰكُمۡ وَٱلۡأَوَّلِينَ
Bu, sizleri ve oncekileri toplayıp biraraya getirdigimiz (Hakkı batıldan, dogruyu egriden, gercegi yalandan) ayırd eden hukum gunudur
Surah Al-Mursalat, Verse 38
فَإِن كَانَ لَكُمۡ كَيۡدٞ فَكِيدُونِ
O halde eger bir hile ve duzeniniz varsa, o hileyi hemen bana karsı uygulayın
Surah Al-Mursalat, Verse 39
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 40
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي ظِلَٰلٖ وَعُيُونٖ
Suphesiz ki muttakiler (Allah´tan saygı ile korkup hile, yalan ve duzenbazlıktan sakınanlar) golgelikte pınarlar basında, canlarının cektigi meyveler arasındadırlar
Surah Al-Mursalat, Verse 41
وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشۡتَهُونَ
Yapageldiginiz (guzel, yararlı) amellere karsılık afiyetle, gonul huzuruyla yeyiniz, iciniz
Surah Al-Mursalat, Verse 42
كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Hakikat biz, iyiligi, yararlı islerde bulunmayı huy edinenleri boyle mukafatlandırırız
Surah Al-Mursalat, Verse 43
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Hakikat biz, iyiligi, yararlı islerde bulunmayı huy edinenleri boyle mukafatlandırırız
Surah Al-Mursalat, Verse 44
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 45
كُلُواْ وَتَمَتَّعُواْ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجۡرِمُونَ
(Ey Peygamberi ve Kitab´ı inkar edip yalanlayanlar!) Yeyiniz, az bir sure yararlanıp gecininiz. Cunku gorcekten sizler suclu gunahkarlarsınız
Surah Al-Mursalat, Verse 46
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 47
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرۡكَعُواْ لَا يَرۡكَعُونَ
Onlara «ruku´ edin» denildigi zaman ruku´ etmezler
Surah Al-Mursalat, Verse 48
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
(Hakk´ı) yalanlıyanların o gun vay haline
Surah Al-Mursalat, Verse 49
فَبِأَيِّ حَدِيثِۭ بَعۡدَهُۥ يُؤۡمِنُونَ
Bundan (Kur´an´dan) sonra artık hangi soze inanırlar
Surah Al-Mursalat, Verse 50