UAE Prayer Times

  • Dubai
  • Abu Dhabi
  • Sharjah
  • Ajman
  • Fujairah
  • Umm Al Quwain
  • Ras Al Khaimah
  • Quran Translations

Surah Al-Anfal - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr


يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلۡأَنفَالِۖ قُلِ ٱلۡأَنفَالُ لِلَّهِ وَٱلرَّسُولِۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَصۡلِحُواْ ذَاتَ بَيۡنِكُمۡۖ وَأَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ

Sana ganimetlerden sorarlar: “Ganimetler, Allah´ın ve Resul´undur.” de. Artık Allah´a karsı takva sahibi olun ve aranızdaki durumu (sahip oldugunuz hali) ıslah edin (duzeltin)! Eger mu´minlerseniz, Allah´a ve O´nun Resul´une itaat edin
Surah Al-Anfal, Verse 1


إِنَّمَا ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ ٱللَّهُ وَجِلَتۡ قُلُوبُهُمۡ وَإِذَا تُلِيَتۡ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُهُۥ زَادَتۡهُمۡ إِيمَٰنٗا وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ

Gercek mu´minler onlardır ki; Allah zikredildigi zaman kalpleri titrer (cezbelenir). Ve onlara Allah´ın ayetleri okundugu zaman onların imanlarını arttırır ve Rab´lerine tevekkul ederler
Surah Al-Anfal, Verse 2


ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡ يُنفِقُونَ

Onlar namazlarını ikame ederler (kılarlar) ve rızık olarak verdigimiz seylerden infak ederler
Surah Al-Anfal, Verse 3


أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ حَقّٗاۚ لَّهُمۡ دَرَجَٰتٌ عِندَ رَبِّهِمۡ وَمَغۡفِرَةٞ وَرِزۡقٞ كَرِيمٞ

Iste onlar gercek mu´minlerdir. Onların Rab´lerinin yanında dereceleri vardır. Ve onlar icin magfiret (gunahların sevaba cevrilmesi) vardır ve kerim bir rızık vardır
Surah Al-Anfal, Verse 4


كَمَآ أَخۡرَجَكَ رَبُّكَ مِنۢ بَيۡتِكَ بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّ فَرِيقٗا مِّنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ لَكَٰرِهُونَ

(Bu durum) Rabbinin seni, hak ile evinden cıkardıgı zaman mu´minlerden bir kısmının kesinlikle kerih gormeleri gibi
Surah Al-Anfal, Verse 5


يُجَٰدِلُونَكَ فِي ٱلۡحَقِّ بَعۡدَ مَا تَبَيَّنَ كَأَنَّمَا يُسَاقُونَ إِلَى ٱلۡمَوۡتِ وَهُمۡ يَنظُرُونَ

Onlar sanki goz gore gore olume surukleniyorlarmıs gibi, (durum) acıga cıktıktan sonra (da) hak hususunda seninle tartısıyorlar
Surah Al-Anfal, Verse 6


وَإِذۡ يَعِدُكُمُ ٱللَّهُ إِحۡدَى ٱلطَّآئِفَتَيۡنِ أَنَّهَا لَكُمۡ وَتَوَدُّونَ أَنَّ غَيۡرَ ذَاتِ ٱلشَّوۡكَةِ تَكُونُ لَكُمۡ وَيُرِيدُ ٱللَّهُ أَن يُحِقَّ ٱلۡحَقَّ بِكَلِمَٰتِهِۦ وَيَقۡطَعَ دَابِرَ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Ve Allah, iki taifeden birinin sizin olmasını, size vaadediyordu. Ve siz, silahsız olanın (silah sahibi olmayanın) sizin olmasını temenni ediyorsunuz. Ve Allah (da) O´nun (Kendi) sozleri ile hakkın gerceklesmesini ve kafirlerin arkasının (neslin devamının) kesilmesini istiyor
Surah Al-Anfal, Verse 7


لِيُحِقَّ ٱلۡحَقَّ وَيُبۡطِلَ ٱلۡبَٰطِلَ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡمُجۡرِمُونَ

Mucrimler kerih gorse de hakkın gerceklesmesi ve batılın yok olması icin
Surah Al-Anfal, Verse 8


إِذۡ تَسۡتَغِيثُونَ رَبَّكُمۡ فَٱسۡتَجَابَ لَكُمۡ أَنِّي مُمِدُّكُم بِأَلۡفٖ مِّنَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ مُرۡدِفِينَ

Rabbinizden yardım istediginiz zaman boylece O, size icabet etti. Muhakkak ki Ben, birbirini izleyerek gelen bin melekle, size yardım edenim (yardım eden Benim)
Surah Al-Anfal, Verse 9


وَمَا جَعَلَهُ ٱللَّهُ إِلَّا بُشۡرَىٰ وَلِتَطۡمَئِنَّ بِهِۦ قُلُوبُكُمۡۚ وَمَا ٱلنَّصۡرُ إِلَّا مِنۡ عِندِ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

Ve Allah, (bu yardımı) sadece bir mujde ve onunla kalplerinizin tatmin (mutmain) olması icin yaptı (baska bir sey icin yapmadı). Allah´ın katından baska yardım (yeri) yoktur (yardım ancak Allah´ın katındandır). Muhakkak ki Allah, Aziz (ustun izzet sahibi) ve Hakim´dir (hikmet sahibi, hukum sahibi)
Surah Al-Anfal, Verse 10


إِذۡ يُغَشِّيكُمُ ٱلنُّعَاسَ أَمَنَةٗ مِّنۡهُ وَيُنَزِّلُ عَلَيۡكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ لِّيُطَهِّرَكُم بِهِۦ وَيُذۡهِبَ عَنكُمۡ رِجۡزَ ٱلشَّيۡطَٰنِ وَلِيَرۡبِطَ عَلَىٰ قُلُوبِكُمۡ وَيُثَبِّتَ بِهِ ٱلۡأَقۡدَامَ

O´nun (Allahu Teala) tarafından, emin olmanız icin sizi bir uyuklama hali buruyordu. Ve sizin, onunla temizlenmeniz ve seytanın murdarlıgını (vesvesesini) sizden gidermek ve kalplerinizi baglamak ve onunla ayaklarınızı saglamlastırmak (sabit kılmak) icin semadan su indiriyordu
Surah Al-Anfal, Verse 11


إِذۡ يُوحِي رَبُّكَ إِلَى ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ أَنِّي مَعَكُمۡ فَثَبِّتُواْ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ سَأُلۡقِي فِي قُلُوبِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ ٱلرُّعۡبَ فَٱضۡرِبُواْ فَوۡقَ ٱلۡأَعۡنَاقِ وَٱضۡرِبُواْ مِنۡهُمۡ كُلَّ بَنَانٖ

Senin Rabbin meleklere vahyetmisti: “Muhakkak ki; Ben, sizinle beraberim. Artık amenu olanlara (Allah´a ulasmayı dileyenlere) sebat verin (destek olun). Kafirlerin kalplerine korku verecegim. Artık boyunlarının uzerine vurun. Ve onların butun parmaklarına vurun.”
Surah Al-Anfal, Verse 12


ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ شَآقُّواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥۚ وَمَن يُشَاقِقِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ فَإِنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Bu, onların Allah´a ve O´nun (Allah´ın) Resul´une karsı gelmeleri sebebi iledir. Ve kim Allah´a ve O´nun Resul´une karsı gelirse, (bu taktirde) bundan sonra muhakkak ki; Allah´ın ikabı (azabı) siddetlidir
Surah Al-Anfal, Verse 13


ذَٰلِكُمۡ فَذُوقُوهُ وَأَنَّ لِلۡكَٰفِرِينَ عَذَابَ ٱلنَّارِ

Iste boylece artık onu tadın! Ve muhakkak ki kafirlere, atesin azabı vardır
Surah Al-Anfal, Verse 14


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا لَقِيتُمُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ زَحۡفٗا فَلَا تُوَلُّوهُمُ ٱلۡأَدۡبَارَ

Ey amenu olanlar! Kafir olanlarla topluca karsılastıgınız zaman artık onlara arkanızı donmeyin
Surah Al-Anfal, Verse 15


وَمَن يُوَلِّهِمۡ يَوۡمَئِذٖ دُبُرَهُۥٓ إِلَّا مُتَحَرِّفٗا لِّقِتَالٍ أَوۡ مُتَحَيِّزًا إِلَىٰ فِئَةٖ فَقَدۡ بَآءَ بِغَضَبٖ مِّنَ ٱللَّهِ وَمَأۡوَىٰهُ جَهَنَّمُۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ

Ve savas icin tekrar donmek uzere veya bir gruba katılmak uzere donmesi haric, kim o gun onlara arkasını donerse, artık Allah´tan bir gazaba ugramıstır (haketmistir). Ve onun yeri cehennemdir. Ve ne kotu bir donus yeridir
Surah Al-Anfal, Verse 16


فَلَمۡ تَقۡتُلُوهُمۡ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ قَتَلَهُمۡۚ وَمَا رَمَيۡتَ إِذۡ رَمَيۡتَ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ رَمَىٰ وَلِيُبۡلِيَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ مِنۡهُ بَلَآءً حَسَنًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٞ

Onları siz oldurmediniz ama onları Allah oldurdu. Ve attıgın zaman da sen atmadın ama Allah attı. Ve Allah, mu´minleri Kendisinden ahsen bela ile imtihan eder. Muhakkak ki Allah, isitendir ve bilendir
Surah Al-Anfal, Verse 17


ذَٰلِكُمۡ وَأَنَّ ٱللَّهَ مُوهِنُ كَيۡدِ ٱلۡكَٰفِرِينَ

Iste boyle ve muhakkak ki Allah, kafirlerin tuzagını (hilesini) bozandır
Surah Al-Anfal, Verse 18


إِن تَسۡتَفۡتِحُواْ فَقَدۡ جَآءَكُمُ ٱلۡفَتۡحُۖ وَإِن تَنتَهُواْ فَهُوَ خَيۡرٞ لَّكُمۡۖ وَإِن تَعُودُواْ نَعُدۡ وَلَن تُغۡنِيَ عَنكُمۡ فِئَتُكُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَوۡ كَثُرَتۡ وَأَنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ

Sayet fetih istiyorsanız, iste size fetih (kerim olan orduya) gelmistir. Ve sayet vazgecerseniz (harbetmekten, karsı gelmekten), artık o (vazgecmeniz), sizin icin daha hayırlıdır. Ve sayet siz (harbe, inkara) donerseniz, Biz de doneriz. Ve grubunuz (cemaatiniz) (sayıca) cok olsa bile size bir sey, bir fayda vermez. Ve muhakkak ki Allah, mu´minlerle beraberdir
Surah Al-Anfal, Verse 19


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَلَا تَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ وَأَنتُمۡ تَسۡمَعُونَ

Ey amenu olanlar! Allah´a ve O´nun Resul´une itaat edin. Ve siz, (Kur´an´ı) isitiyorken O´ndan yuz cevirmeyin
Surah Al-Anfal, Verse 20


وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ قَالُواْ سَمِعۡنَا وَهُمۡ لَا يَسۡمَعُونَ

Isitmedikleri halde “isittik” diyenler gibi olmayın
Surah Al-Anfal, Verse 21


۞إِنَّ شَرَّ ٱلدَّوَآبِّ عِندَ ٱللَّهِ ٱلصُّمُّ ٱلۡبُكۡمُ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡقِلُونَ

Muhakkak ki; Allah katında, (yerde yuruyen) hayvanların en serrlisi (kotusu) akıl etmeyen sagır ve dilsizlerdir
Surah Al-Anfal, Verse 22


وَلَوۡ عَلِمَ ٱللَّهُ فِيهِمۡ خَيۡرٗا لَّأَسۡمَعَهُمۡۖ وَلَوۡ أَسۡمَعَهُمۡ لَتَوَلَّواْ وَّهُم مُّعۡرِضُونَ

Ve Allah, onların (akıl etmeyen sagır ve dilsizlerin) icinde hayır oldugunu bilse (gorse) elbette onlara isittirirdi. Ve onlara isittirse bile (onlar), mutlaka donerlerdi ve onlar yuz cevirenlerdir
Surah Al-Anfal, Verse 23


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱسۡتَجِيبُواْ لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمۡ لِمَا يُحۡيِيكُمۡۖ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ يَحُولُ بَيۡنَ ٱلۡمَرۡءِ وَقَلۡبِهِۦ وَأَنَّهُۥٓ إِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ

Ey amenu olanlar (Allah´a ulasmayı dileyenler), Allah ve Resul´u sizi, size hayat verecek seylere davet ettigi zaman (davete) icabet edin! Ve Allah´ın kisi ile kalbi arasına girdigini ve muhakkak sizin O´na hasrolunacagınızı bilin! (Hepinizin ruhu Allah´ta toplanacak ve Allah, ruhlarınıza meab olacak)
Surah Al-Anfal, Verse 24


وَٱتَّقُواْ فِتۡنَةٗ لَّا تُصِيبَنَّ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنكُمۡ خَآصَّةٗۖ وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Ve sizden (icinizden), sadece zalim kimselere isabet etmeyen, onlara has (ozel) olmayan (digerlerine de isabet eden) fitneden sakının (takva sahibi olun). Allah´ın azabının cok siddetli oldugunu biliniz. (Biliniz ki, muhakkak Allah´ın azabı cok siddetlidir)
Surah Al-Anfal, Verse 25


وَٱذۡكُرُوٓاْ إِذۡ أَنتُمۡ قَلِيلٞ مُّسۡتَضۡعَفُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ تَخَافُونَ أَن يَتَخَطَّفَكُمُ ٱلنَّاسُ فَـَٔاوَىٰكُمۡ وَأَيَّدَكُم بِنَصۡرِهِۦ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ

Ve siz; yeryuzunde az (sayıda) oldugunuzu, aciz, gucsuz oldugunuzu hatırlayın. Insanların sizi yakalamasından korkuyordunuz. O zaman sizi barındırdı (yer sahibi yaptı) ve sizi yardımı ile destekledi ve sizi tayyib rızıkla (helal, temiz rızıklardan) rızıklandırdı. Boylece (umulur ki) siz sukredersiniz
Surah Al-Anfal, Verse 26


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تَخُونُواْ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَ وَتَخُونُوٓاْ أَمَٰنَٰتِكُمۡ وَأَنتُمۡ تَعۡلَمُونَ

Ey amenu olanlar (Allah´a ulasmayı dileyenler), Allah´a ve Resul´une ihanet etmeyin! Ve siz, kendi emanetlerinize de bile bile ihanet etmis olursunuz
Surah Al-Anfal, Verse 27


وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّمَآ أَمۡوَٰلُكُمۡ وَأَوۡلَٰدُكُمۡ فِتۡنَةٞ وَأَنَّ ٱللَّهَ عِندَهُۥٓ أَجۡرٌ عَظِيمٞ

Ve biliniz ki; cocuklarınız ve mallarınız, sizin icin sadece bir fitne (imtihan)dır. Ve Allah ki; O´nun katında, (muhakkak) azim bir ecir (bedel, ucret) vardır
Surah Al-Anfal, Verse 28


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِن تَتَّقُواْ ٱللَّهَ يَجۡعَل لَّكُمۡ فُرۡقَانٗا وَيُكَفِّرۡ عَنكُمۡ سَيِّـَٔاتِكُمۡ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡۗ وَٱللَّهُ ذُو ٱلۡفَضۡلِ ٱلۡعَظِيمِ

Ey amenu olanlar, Allah´a karsı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve batılı ayırma ozelligi) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) gunahlarınızı orter ve size magfiret eder (gunahlarınızı sevaba cevirir). Ve Allah, buyuk fazl sahibidir
Surah Al-Anfal, Verse 29


وَإِذۡ يَمۡكُرُ بِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لِيُثۡبِتُوكَ أَوۡ يَقۡتُلُوكَ أَوۡ يُخۡرِجُوكَۚ وَيَمۡكُرُونَ وَيَمۡكُرُ ٱللَّهُۖ وَٱللَّهُ خَيۡرُ ٱلۡمَٰكِرِينَ

Ve o inkar edenler, seni tutuklamak ya da oldurmek veya surgun etmek (cıkarmak) icin tuzak kuruyorlardı. Ve onlar, bu tuzagı kuruyorlarken; Allah da tuzak kuruyordu. Ve Allah, tuzak kuranların (karsılık verenlerin) en hayırlısıdır
Surah Al-Anfal, Verse 30


وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا قَالُواْ قَدۡ سَمِعۡنَا لَوۡ نَشَآءُ لَقُلۡنَا مِثۡلَ هَٰذَآ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Ve ayetlerimiz onlara okundugu zaman, “Biz isittik. Sayet biz dileseydik, bunun gibisini elbette biz de soylerdik. Bu ise ancak evvelkilerin masalıdır.” dediler
Surah Al-Anfal, Verse 31


وَإِذۡ قَالُواْ ٱللَّهُمَّ إِن كَانَ هَٰذَا هُوَ ٱلۡحَقَّ مِنۡ عِندِكَ فَأَمۡطِرۡ عَلَيۡنَا حِجَارَةٗ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ أَوِ ٱئۡتِنَا بِعَذَابٍ أَلِيمٖ

Ve onlar: “Allah´ım sayet bu (Kur´an-ı Kerim), o hak olan (Kitap), Senin indinden ise o zaman uzerimize semadan tas yagdır veya bize acı azabı getir.” demislerdi
Surah Al-Anfal, Verse 32


وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُعَذِّبَهُمۡ وَأَنتَ فِيهِمۡۚ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ مُعَذِّبَهُمۡ وَهُمۡ يَسۡتَغۡفِرُونَ

Ve sen onların arasında iken; Allah, onları azaplandıracak degildir. Ve onlar magfiret diliyorken (de) Allah, onları azaplandıran degildir
Surah Al-Anfal, Verse 33


وَمَا لَهُمۡ أَلَّا يُعَذِّبَهُمُ ٱللَّهُ وَهُمۡ يَصُدُّونَ عَنِ ٱلۡمَسۡجِدِ ٱلۡحَرَامِ وَمَا كَانُوٓاْ أَوۡلِيَآءَهُۥٓۚ إِنۡ أَوۡلِيَآؤُهُۥٓ إِلَّا ٱلۡمُتَّقُونَ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ

Ve onlar, Mecsid-i Haram´dan men ediyorlarken (engel oluyorlarken) ve onlar, O´nun (Allah´ın) dostları degilken; Allah, nicin onlara azap etmesin? O´nun dostları ancak takva sahibi olanlardır. Ve fakat, onların cogu bilmezler
Surah Al-Anfal, Verse 34


وَمَا كَانَ صَلَاتُهُمۡ عِندَ ٱلۡبَيۡتِ إِلَّا مُكَآءٗ وَتَصۡدِيَةٗۚ فَذُوقُواْ ٱلۡعَذَابَ بِمَا كُنتُمۡ تَكۡفُرُونَ

Ve onların salatları (duaları, ibadetleri) beytin (Allah´ın evinin) yanında ıslık calmak ve el cırpmadan baska birsey olmadı. Artık inkar etmis oldugunuz seyler sebebiyle azabı tadın
Surah Al-Anfal, Verse 35


إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُنفِقُونَ أَمۡوَٰلَهُمۡ لِيَصُدُّواْ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيۡهِمۡ حَسۡرَةٗ ثُمَّ يُغۡلَبُونَۗ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِلَىٰ جَهَنَّمَ يُحۡشَرُونَ

Muhakkak ki kafirler, Allah´ın yolundan alıkoymak (men etmek) icin mallarını infak ederler (verirler). Bu sekilde (devam ederek) onu (mallarını), infak edecekler sonra (bu) onlara hasret (pismanlık, uzuntu) olacak. Sonra da onlara galip olunacak (maglup olacaklar). Ve kafir olanlar, cehenneme hasrolunacaklar (toplanacaklar)
Surah Al-Anfal, Verse 36


لِيَمِيزَ ٱللَّهُ ٱلۡخَبِيثَ مِنَ ٱلطَّيِّبِ وَيَجۡعَلَ ٱلۡخَبِيثَ بَعۡضَهُۥ عَلَىٰ بَعۡضٖ فَيَرۡكُمَهُۥ جَمِيعٗا فَيَجۡعَلَهُۥ فِي جَهَنَّمَۚ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡخَٰسِرُونَ

(Bu), Allah´ın habis (pis) ile tayyibi (temiz) birbirinden ayırması ve habis olanları birbirinin uzerine koyup boylece hepsini yıgarak, bu sekilde onların (murdar olanların) cehennemde olması (cehenneme atılması) icindir. Iste onlar, onlar husrana ugrayanlardır
Surah Al-Anfal, Verse 37


قُل لِّلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِن يَنتَهُواْ يُغۡفَرۡ لَهُم مَّا قَدۡ سَلَفَ وَإِن يَعُودُواْ فَقَدۡ مَضَتۡ سُنَّتُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Kafir olan kimselere de ki: “Eger vazgecerseniz, gecmis olanlar magfiret edilir. Ve eger geri donerlerse (kufur ve dusmanlıga avdet ederlerse), o zaman evvelkilerin sunneti vuku bulmus olur (onceki inkar eden, isyan eden ummetlere uygulanan Ilahi kanun uygulanır).”
Surah Al-Anfal, Verse 38


وَقَٰتِلُوهُمۡ حَتَّىٰ لَا تَكُونَ فِتۡنَةٞ وَيَكُونَ ٱلدِّينُ كُلُّهُۥ لِلَّهِۚ فَإِنِ ٱنتَهَوۡاْ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِمَا يَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ

Ve hicbir fitne kalmayıncaya ve butun din Allah icin oluncaya kadar, onlarla kıtalde bulunun (savasın). Eger onlar (kufurden) vazgecerlerse o taktirde muhakkak ki Allah, yaptıgınız seyleri en iyi gorendir
Surah Al-Anfal, Verse 39


وَإِن تَوَلَّوۡاْ فَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ مَوۡلَىٰكُمۡۚ نِعۡمَ ٱلۡمَوۡلَىٰ وَنِعۡمَ ٱلنَّصِيرُ

Ve sayet donerlerse, Allah´ın sizin mevlanız oldugunu bilin. Ne guzel mevla ve ne guzel yardımcıdır
Surah Al-Anfal, Verse 40


۞وَٱعۡلَمُوٓاْ أَنَّمَا غَنِمۡتُم مِّن شَيۡءٖ فَأَنَّ لِلَّهِ خُمُسَهُۥ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي ٱلۡقُرۡبَىٰ وَٱلۡيَتَٰمَىٰ وَٱلۡمَسَٰكِينِ وَٱبۡنِ ٱلسَّبِيلِ إِن كُنتُمۡ ءَامَنتُم بِٱللَّهِ وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَىٰ عَبۡدِنَا يَوۡمَ ٱلۡفُرۡقَانِ يَوۡمَ ٱلۡتَقَى ٱلۡجَمۡعَانِۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ

Eger Allah´a ve iki ordunun karsılastıgı gun, furkan gunu (hak ve batılın ayrıldıgı gun) kulumuza indirdigimiz seye inandıysanız, ganimet olarak bir sey aldıgınız zaman artık onun beste birinin muhakkak ki Allah´ın ve Resul´un ve yakınlarının ve yetimlerin ve miskinlerin ve yolculukta olanların oldugunu biliniz. Ve Allah, herseye kaadirdir (gucu yetendir)
Surah Al-Anfal, Verse 41


إِذۡ أَنتُم بِٱلۡعُدۡوَةِ ٱلدُّنۡيَا وَهُم بِٱلۡعُدۡوَةِ ٱلۡقُصۡوَىٰ وَٱلرَّكۡبُ أَسۡفَلَ مِنكُمۡۚ وَلَوۡ تَوَاعَدتُّمۡ لَٱخۡتَلَفۡتُمۡ فِي ٱلۡمِيعَٰدِ وَلَٰكِن لِّيَقۡضِيَ ٱللَّهُ أَمۡرٗا كَانَ مَفۡعُولٗا لِّيَهۡلِكَ مَنۡ هَلَكَ عَنۢ بَيِّنَةٖ وَيَحۡيَىٰ مَنۡ حَيَّ عَنۢ بَيِّنَةٖۗ وَإِنَّ ٱللَّهَ لَسَمِيعٌ عَلِيمٌ

Siz vadinin yakın kenarında (Medine tarafı) idiniz ve onlar (da) vadinin uzak tarafında (Mekke tarafı) idiler ve kervan, sizden daha asagıda idi. Ve sayet sozlesseydiniz, zaman konusunda mutlaka anlasmazlıga duserdiniz. Ve fakat yapılması gerekli olan bir isin (emrin) yapılması, Allah´ın vukua getirmesi; helak olanın bir beyyineden helak olması icin yasayanın bir beyyine uzerine yasaması icindir. Ve muhakkak ki Allah, mutlaka isitendir, bilendir
Surah Al-Anfal, Verse 42


إِذۡ يُرِيكَهُمُ ٱللَّهُ فِي مَنَامِكَ قَلِيلٗاۖ وَلَوۡ أَرَىٰكَهُمۡ كَثِيرٗا لَّفَشِلۡتُمۡ وَلَتَنَٰزَعۡتُمۡ فِي ٱلۡأَمۡرِ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ سَلَّمَۚ إِنَّهُۥ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ

Allah, sana uykuda onları az olarak gosteriyordu. Ve sayet sana onları cok gosterseydi mutlaka tedirgin olurdunuz ve elbette emir hakkında nizaya (anlasmazlıga) duserdiniz. Ve fakat Allah, sizi (salim kıldı, selamete cıkardı). Muhakkak ki Allah, goguslerde olanı bilendir
Surah Al-Anfal, Verse 43


وَإِذۡ يُرِيكُمُوهُمۡ إِذِ ٱلۡتَقَيۡتُمۡ فِيٓ أَعۡيُنِكُمۡ قَلِيلٗا وَيُقَلِّلُكُمۡ فِيٓ أَعۡيُنِهِمۡ لِيَقۡضِيَ ٱللَّهُ أَمۡرٗا كَانَ مَفۡعُولٗاۗ وَإِلَى ٱللَّهِ تُرۡجَعُ ٱلۡأُمُورُ

Ve yapılması gerekli olan emrin yapılmasını, Allah´ın vukua getirmesi icin karsılastıgınız zaman sizin gozlerinizde onları size az gosteriyordu. Ve onların gozlerinde de sizi azaltıyordu. Ve isler (emirler), Allah´a dondurulur
Surah Al-Anfal, Verse 44


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِذَا لَقِيتُمۡ فِئَةٗ فَٱثۡبُتُواْ وَٱذۡكُرُواْ ٱللَّهَ كَثِيرٗا لَّعَلَّكُمۡ تُفۡلِحُونَ

Ey amenu olanlar! Bir toplulukla karsılastıgınız zaman artık sebat edin ve Allah´ı cok zikredin ki; boylece felaha eresiniz
Surah Al-Anfal, Verse 45


وَأَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَلَا تَنَٰزَعُواْ فَتَفۡشَلُواْ وَتَذۡهَبَ رِيحُكُمۡۖ وَٱصۡبِرُوٓاْۚ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلصَّـٰبِرِينَ

Allah´a ve O´nun Resul´une itaat edin, niza etmeyin (anlasmazlıga dusmeyin), yoksa zayıf dusersiniz ve kuvvetiniz (elinizden) gider. Sabredin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir
Surah Al-Anfal, Verse 46


وَلَا تَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ خَرَجُواْ مِن دِيَٰرِهِم بَطَرٗا وَرِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ وَٱللَّهُ بِمَا يَعۡمَلُونَ مُحِيطٞ

Ve siz, diyarlarından (yurtlarından) kibirle (gururla, calımla) ve insanlara gosteris yaparak cıkan kimseler ve Allah´ın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Ve Allah, yaptıgımız seyleri (ilmiyle, hakimiyetiyle, hukmuyle) kusatandır
Surah Al-Anfal, Verse 47


وَإِذۡ زَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ وَقَالَ لَا غَالِبَ لَكُمُ ٱلۡيَوۡمَ مِنَ ٱلنَّاسِ وَإِنِّي جَارٞ لَّكُمۡۖ فَلَمَّا تَرَآءَتِ ٱلۡفِئَتَانِ نَكَصَ عَلَىٰ عَقِبَيۡهِ وَقَالَ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّنكُمۡ إِنِّيٓ أَرَىٰ مَا لَا تَرَوۡنَ إِنِّيٓ أَخَافُ ٱللَّهَۚ وَٱللَّهُ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Ve seytan, onlara amellerini suslemisti. Ve soyle dedi: “Bugun insanlardan size galip olacak yoktur. Ve muhakkak ki ben, size muttefikim (yardımcıyım).” Fakat iki toplum, (birbirini) gorunce iki topugu uzerinde arkasına donup kactı ve “Ben, sizden uzagım. Gercekten ben, sizin gormediginiz seyleri goruyorum. Muhakkak ki ben, Allah´tan korkarım.” dedi. Ve Allah, ikabı (azabı) siddetli olandır
Surah Al-Anfal, Verse 48


إِذۡ يَقُولُ ٱلۡمُنَٰفِقُونَ وَٱلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ غَرَّ هَـٰٓؤُلَآءِ دِينُهُمۡۗ وَمَن يَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِ فَإِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٞ

Munafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler soyle diyorlardı: “Bunları, kendilerinin dini aldattı.” Ve kim Allah´a tevekkul ederse o taktirde Allah, muhakkak ki Aziz (en ustun) ve Hakim´dir (hukum sahibi) dir
Surah Al-Anfal, Verse 49


وَلَوۡ تَرَىٰٓ إِذۡ يَتَوَفَّى ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ يَضۡرِبُونَ وُجُوهَهُمۡ وَأَدۡبَٰرَهُمۡ وَذُوقُواْ عَذَابَ ٱلۡحَرِيقِ

Ve kafir olanları, vefat ettirilirken melekleri, onların yuzlerine ve arkalarına vururken ve “Yakıcı azabı tadın!” (derken) gorseydin
Surah Al-Anfal, Verse 50


ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيكُمۡ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَيۡسَ بِظَلَّـٰمٖ لِّلۡعَبِيدِ

Iste bu, ellerinizle takdim ettikleriniz (kendi yaptıklarınız) sebebiyledir. Ve muhakkak ki Allah, kullara zulmedici degildir
Surah Al-Anfal, Verse 51


كَدَأۡبِ ءَالِ فِرۡعَوۡنَ وَٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُ بِذُنُوبِهِمۡۚ إِنَّ ٱللَّهَ قَوِيّٞ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ

Firavun ailesinin ve onlardan oncekilerin adet haline getirdigi gibi Allah´ın ayetlerini inkar ettiler. Boylece Allah, gunahlarından dolayı onları aldı. Muhakkak ki Allah, kuvvetlidir ve azabı siddetlidir
Surah Al-Anfal, Verse 52


ذَٰلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ لَمۡ يَكُ مُغَيِّرٗا نِّعۡمَةً أَنۡعَمَهَا عَلَىٰ قَوۡمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِهِمۡ وَأَنَّ ٱللَّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٞ

Bu, Allah´ın bir kavme ni´met olarak verdigini (onunla ni´metlendirdigi seyi), onlar kendilerinde olan seyi degistirinceye kadar (degistirmedikce) degistirici olmadıgından dolayıdır. Ve muhakkak ki Allah; en iyi isitendir, en iyi bilendir
Surah Al-Anfal, Verse 53


كَدَأۡبِ ءَالِ فِرۡعَوۡنَ وَٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ فَأَهۡلَكۡنَٰهُم بِذُنُوبِهِمۡ وَأَغۡرَقۡنَآ ءَالَ فِرۡعَوۡنَۚ وَكُلّٞ كَانُواْ ظَٰلِمِينَ

(Onların, Bedir´de savasan Kureyslilerin) hali, ali firavunun (firavun ordusunun) ve onlardan onceki kimselerin hali gibidir. Rab´lerinin ayetlerini yalanladılar. Boylece gunahları dolayısıyla onları helak ettik. Firavun toplulugunu (ordusunu) bogduk. Ve (onların) hepsi zalimler (zulmeden kimseler) oldular
Surah Al-Anfal, Verse 54


إِنَّ شَرَّ ٱلدَّوَآبِّ عِندَ ٱللَّهِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ

Allah katında (yuruyen) hayvanların en serrlisi, muhakkak inkar eden kimselerdir (kafirlerdir). Artık onlar inanmazlar (mu´min olmazlar)
Surah Al-Anfal, Verse 55


ٱلَّذِينَ عَٰهَدتَّ مِنۡهُمۡ ثُمَّ يَنقُضُونَ عَهۡدَهُمۡ فِي كُلِّ مَرَّةٖ وَهُمۡ لَا يَتَّقُونَ

Onlardan ahd aldıgın kimseler, sonra ahdlerini her defasında bozarlar. Ve onlar, takva sahibi degildirler (olmazlar)
Surah Al-Anfal, Verse 56


فَإِمَّا تَثۡقَفَنَّهُمۡ فِي ٱلۡحَرۡبِ فَشَرِّدۡ بِهِم مَّنۡ خَلۡفَهُمۡ لَعَلَّهُمۡ يَذَّكَّرُونَ

Fakat onları, harpte yakaladıgın zaman onları oyle yıldır (korkut ki); onların arkasındakiler, boylece tezekkur etsinler
Surah Al-Anfal, Verse 57


وَإِمَّا تَخَافَنَّ مِن قَوۡمٍ خِيَانَةٗ فَٱنۢبِذۡ إِلَيۡهِمۡ عَلَىٰ سَوَآءٍۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ ٱلۡخَآئِنِينَ

Ve fakat bir kavmin, (ahde) ihanetinden kesinlikle korkarsan artık esitlik uzerine ahdlerini iptal et (onlara at). Muhakkak ki Allah, hainleri (ihanet edenleri) sevmez
Surah Al-Anfal, Verse 58


وَلَا يَحۡسَبَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ سَبَقُوٓاْۚ إِنَّهُمۡ لَا يُعۡجِزُونَ

Inkar edenler, sakın kurtulduklarını sanmasınlar. Muhakkak ki onlar, (Allah´ı) aciz bırakamazlar
Surah Al-Anfal, Verse 59


وَأَعِدُّواْ لَهُم مَّا ٱسۡتَطَعۡتُم مِّن قُوَّةٖ وَمِن رِّبَاطِ ٱلۡخَيۡلِ تُرۡهِبُونَ بِهِۦ عَدُوَّ ٱللَّهِ وَعَدُوَّكُمۡ وَءَاخَرِينَ مِن دُونِهِمۡ لَا تَعۡلَمُونَهُمُ ٱللَّهُ يَعۡلَمُهُمۡۚ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَيۡءٖ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ يُوَفَّ إِلَيۡكُمۡ وَأَنتُمۡ لَا تُظۡلَمُونَ

Onlara karsı kuvvetiniz (gucunuz) ne kadar yeterse ve baglanan (savas icin beslenen) atlardan (hazırlayın)! Onunla Allah´ın dusmanlarını ve sizin dusmanlarınızı ve onlardan baska digerlerini korkutun. Siz onları bilmezsiniz, Allah onları bilir. Allah´ın yolunda her ne infak ederseniz, size vefa edilir (odenir) ve siz zulmedilmezsiniz (haksızlıga ugratılmazsınız)
Surah Al-Anfal, Verse 60


۞وَإِن جَنَحُواْ لِلسَّلۡمِ فَٱجۡنَحۡ لَهَا وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ

Ve eger teslime (barısa) meylederlerse (yanasırlarsa), o zaman (sen de) ona meylet (onların teklifini kabul et) ve Allah´a tevekkul et. Muhakkak ki O; en iyi isiten, en iyi bilendir
Surah Al-Anfal, Verse 61


وَإِن يُرِيدُوٓاْ أَن يَخۡدَعُوكَ فَإِنَّ حَسۡبَكَ ٱللَّهُۚ هُوَ ٱلَّذِيٓ أَيَّدَكَ بِنَصۡرِهِۦ وَبِٱلۡمُؤۡمِنِينَ

Ve eger sana hile yapmak isterlerse, o taktirde muhakkak ki Allah, sana kafidir. Yardımı ile seni ve mu´minleri destekleyen, O´dur
Surah Al-Anfal, Verse 62


وَأَلَّفَ بَيۡنَ قُلُوبِهِمۡۚ لَوۡ أَنفَقۡتَ مَا فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا مَّآ أَلَّفۡتَ بَيۡنَ قُلُوبِهِمۡ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ أَلَّفَ بَيۡنَهُمۡۚ إِنَّهُۥ عَزِيزٌ حَكِيمٞ

Ve onların kalplerinin arasını (sevgiyle) birlestirdi. Eger yeryuzundeki seylerin hepsini infak etseydin (verseydin), onların kalplerinin arasını birlestiremezdin. Ve lakin Allah, onların arasını birlestirdi. Muhakkak ki O; Aziz´dir, Hakim´dir
Surah Al-Anfal, Verse 63


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ حَسۡبُكَ ٱللَّهُ وَمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ

Ey Peygamber! Allah, sana ve mu´minlerden sana tabi olanlara kafidir
Surah Al-Anfal, Verse 64


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ حَرِّضِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ عَلَى ٱلۡقِتَالِۚ إِن يَكُن مِّنكُمۡ عِشۡرُونَ صَٰبِرُونَ يَغۡلِبُواْ مِاْئَتَيۡنِۚ وَإِن يَكُن مِّنكُم مِّاْئَةٞ يَغۡلِبُوٓاْ أَلۡفٗا مِّنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٞ لَّا يَفۡقَهُونَ

Ey Peygamber! Mu´minleri savasa tesvik et (isteklerini arttır). Eger sizden sabırlı olan 20 kisi olursa, 200 kisiye galip gelir. Ve sayet sizden 100 kisi olursa, onların fıkıh (idrak) edemeyen bir kavim olmalarından dolayı, kafir kimselerden 1000 kisiye galip gelir
Surah Al-Anfal, Verse 65


ٱلۡـَٰٔنَ خَفَّفَ ٱللَّهُ عَنكُمۡ وَعَلِمَ أَنَّ فِيكُمۡ ضَعۡفٗاۚ فَإِن يَكُن مِّنكُم مِّاْئَةٞ صَابِرَةٞ يَغۡلِبُواْ مِاْئَتَيۡنِۚ وَإِن يَكُن مِّنكُمۡ أَلۡفٞ يَغۡلِبُوٓاْ أَلۡفَيۡنِ بِإِذۡنِ ٱللَّهِۗ وَٱللَّهُ مَعَ ٱلصَّـٰبِرِينَ

Simdi Allah, icinizde zayıflık oldugunu bildi ve sizden hafifletti. Bundan sonra eger sabreden 100 kisi olursa, 200 kisiye galip gelir ve sayet sizden 1000 kisi olursa, Allah´ın izniyle 2000 kisiye galip gelir. Ve Allah, sabredenlerle beraberdir
Surah Al-Anfal, Verse 66


مَا كَانَ لِنَبِيٍّ أَن يَكُونَ لَهُۥٓ أَسۡرَىٰ حَتَّىٰ يُثۡخِنَ فِي ٱلۡأَرۡضِۚ تُرِيدُونَ عَرَضَ ٱلدُّنۡيَا وَٱللَّهُ يُرِيدُ ٱلۡأٓخِرَةَۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٞ

Bir nebi (peygamber) icin yeryuzunde kesin zafer kazanıncaya kadar onun esirlerinin olması, olmaz (uygun degildir). Siz, dunya malını istiyorsunuz ve Allah, ahireti istiyor. Ve Allah; Aziz´dir, Hakim´dir
Surah Al-Anfal, Verse 67


لَّوۡلَا كِتَٰبٞ مِّنَ ٱللَّهِ سَبَقَ لَمَسَّكُمۡ فِيمَآ أَخَذۡتُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٞ

Daha once (gecmiste), Allah tarafından eger yazılmıs olmasaydı (Levh-i Mahfuz´da) sizin almıs oldugunuz seyler (fidye) konusunda mutlaka size buyuk bir azap dokunurdu
Surah Al-Anfal, Verse 68


فَكُلُواْ مِمَّا غَنِمۡتُمۡ حَلَٰلٗا طَيِّبٗاۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Artık ganimet olarak aldıgınız seylerden helal ve temiz olarak yeyiniz! Ve Allah´a karsı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah; Gafur´dur (magfiret edendir), Rahim´dir (rahmet nuru gonderendir)
Surah Al-Anfal, Verse 69


يَـٰٓأَيُّهَا ٱلنَّبِيُّ قُل لِّمَن فِيٓ أَيۡدِيكُم مِّنَ ٱلۡأَسۡرَىٰٓ إِن يَعۡلَمِ ٱللَّهُ فِي قُلُوبِكُمۡ خَيۡرٗا يُؤۡتِكُمۡ خَيۡرٗا مِّمَّآ أُخِذَ مِنكُمۡ وَيَغۡفِرۡ لَكُمۡۚ وَٱللَّهُ غَفُورٞ رَّحِيمٞ

Ey Nebi (Peygamber)! Esirlerden elinizin altında bulunanlara de ki: “Eger Allah, kalbinizde hayır oldugunu bilirse; size, sizden alınanlardan daha hayırlısı verilir ve size magfiret eder. Ve Allah; Gafur´dur, Rahim´dir.”
Surah Al-Anfal, Verse 70


وَإِن يُرِيدُواْ خِيَانَتَكَ فَقَدۡ خَانُواْ ٱللَّهَ مِن قَبۡلُ فَأَمۡكَنَ مِنۡهُمۡۗ وَٱللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

Ve sayet onlar, sana ihanet etmek isterlerse, bu sekilde daha once de Allah´a ihanet etmislerdi, o zaman onlardan (onlara karsı) sana imkanlar verdi. Ve Allah; Alim (en iyi bilen) ve Hakim´dir (hikmet sahibidir)
Surah Al-Anfal, Verse 71


إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَٰهَدُواْ بِأَمۡوَٰلِهِمۡ وَأَنفُسِهِمۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَواْ وَّنَصَرُوٓاْ أُوْلَـٰٓئِكَ بَعۡضُهُمۡ أَوۡلِيَآءُ بَعۡضٖۚ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَلَمۡ يُهَاجِرُواْ مَا لَكُم مِّن وَلَٰيَتِهِم مِّن شَيۡءٍ حَتَّىٰ يُهَاجِرُواْۚ وَإِنِ ٱسۡتَنصَرُوكُمۡ فِي ٱلدِّينِ فَعَلَيۡكُمُ ٱلنَّصۡرُ إِلَّا عَلَىٰ قَوۡمِۭ بَيۡنَكُمۡ وَبَيۡنَهُم مِّيثَٰقٞۗ وَٱللَّهُ بِمَا تَعۡمَلُونَ بَصِيرٞ

Muhakkak ki; amenu olan ve hicret eden (goc eden kimseler) ve mallarıyla ve nefsleriyle (canlarıyla) Allah yolunda cihad edenler (savasanlar), (onları) barındıran (himaye eden) ve yardım edenler, iste onlar birbirlerinin dostlarıdır. Onlar hicret edinceye kadar, onların velayeti icin, sizin uzerinizde bir sey (sorumluluk) yoktur. Ve eger onlar din konusunda sizden yardım isterlerse, sizin ve onların arasında bir misak (durumu) olması haric, o zaman yardım (etmek) uzerinizedir (uzerinize farzdır). Ve Allah, yapmakta oldugunuz seyleri gorendir
Surah Al-Anfal, Verse 72


وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بَعۡضُهُمۡ أَوۡلِيَآءُ بَعۡضٍۚ إِلَّا تَفۡعَلُوهُ تَكُن فِتۡنَةٞ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَفَسَادٞ كَبِيرٞ

Kafir olan kimseler birbirinin dostlarıdır. Onu yapmazsanız (birbirinizle dost olmazsanız) yeryuzunde fitne ve buyuk fesat olur
Surah Al-Anfal, Verse 73


وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَٰهَدُواْ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ وَٱلَّذِينَ ءَاوَواْ وَّنَصَرُوٓاْ أُوْلَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ حَقّٗاۚ لَّهُم مَّغۡفِرَةٞ وَرِزۡقٞ كَرِيمٞ

Ve amenu olanlar ve hicret (goc) eden kimseler ve Allah´ın yolunda cihad (savas) eden kimseler ve barındıran (himaye eden) ve yardım eden kimseler, iste onlar, onlar gercek mu´minlerdir. Onlar icin magfiret ve kerim rızık vardır
Surah Al-Anfal, Verse 74


وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنۢ بَعۡدُ وَهَاجَرُواْ وَجَٰهَدُواْ مَعَكُمۡ فَأُوْلَـٰٓئِكَ مِنكُمۡۚ وَأُوْلُواْ ٱلۡأَرۡحَامِ بَعۡضُهُمۡ أَوۡلَىٰ بِبَعۡضٖ فِي كِتَٰبِ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمُۢ

Ve bundan sonra amenu olup hicret eden (goc) eden kimseler ve sizinle beraber cihad eden kimseler, iste onlar sizdendir. Allah´ın Kitab´ında rahim sahipleri (akrabalar), birbirlerine daha yakındır. Muhakkak ki Allah, herseyi en iyi bilendir
Surah Al-Anfal, Verse 75


Author: Iskender Ali Mihr


<< Surah 7
>> Surah 9

Turkish Translations by other Authors


Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Abdulbaki Golpinarli
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Adem Ugur
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Bulac
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Ali Fikri Yavuz
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Celal Y Ld R M
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Isleri
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Diyanet Vakfi
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Edip Yuksel
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmalili Hamdi Yazir
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Elmal L Sadelestirilmis
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Fizilal Il Kuran
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Gultekin Onan
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Hasan Basri Cantay
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Ibni Kesir
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Iskender Ali Mihr
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Latin Alphabet
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammed Esed
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muhammet Abay
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Muslim Shahin
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Saban Piris
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Shaban Britch
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suat Yildirim
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Suleyman Ates
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Tefhim Ul Kuran
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Www.islamhouse.com
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Yasar Nuri Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Turkish Translation By Y. N. Ozturk
Popular Areas
Apartments for rent in Dubai Apartments for rent Abu Dhabi Villas for rent in Dubai House for rent Abu Dhabi Apartments for sale in Dubai Apartments for sale in Abu Dhabi Flat for rent Sharjah
Popular Searches
Studios for rent in UAE Apartments for rent in UAE Villas for rent in UAE Apartments for sale in UAE Villas for sale in UAE Land for sale in UAE Dubai Real Estate
Trending Areas
Apartments for rent in Dubai Marina Apartments for sale in Dubai Marina Villa for rent in Sharjah Villa for sale in Dubai Flat for rent in Ajman Studio for rent in Abu Dhabi Villa for rent in Ajman
Trending Searches
Villa for rent in Abu Dhabi Shop for rent in Dubai Villas for sale in Ajman Studio for rent in Sharjah 1 Bedroom Apartment for rent in Dubai Property for rent in Abu Dhabi Commercial properties for sale
© Copyright Dubai Prayer Time. All Rights Reserved
Designed by Prayer Time In Dubai