Surah Al-Hijr - Turkish Translation by Hasan Basri Cantay
الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ وَقُرۡءَانٖ مُّبِينٖ
Elif, lam, raa. Bunlar kitabın, (hakıykatları) apacık anlatan Kur´anın ayetleridir
Surah Al-Hijr, Verse 1
رُّبَمَا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡ كَانُواْ مُسۡلِمِينَ
O kufredenler zaman zaman (nedametle) temenni edecek (ler): «(Ah vaktiyle) musluman olaymıslar»
Surah Al-Hijr, Verse 2
ذَرۡهُمۡ يَأۡكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلۡهِهِمُ ٱلۡأَمَلُۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Bırak onları (kendi hallerine): Yesinler, faydalansınlar (eglensinler), onlar emel oyalaya dursun. Sonra bilecekler onlar
Surah Al-Hijr, Verse 3
وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا وَلَهَا كِتَابٞ مَّعۡلُومٞ
Biz hicbir memleketi, onun (levh-i mahfuzda) ma´lum (ve mukadder) bir yazısı olmaksızın, helak etmedik
Surah Al-Hijr, Verse 4
مَّا تَسۡبِقُ مِنۡ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ
Hicbir ummet ne ecelinin onune gecebilir, ne de onlar (bunu) gecikdirebilirler
Surah Al-Hijr, Verse 5
وَقَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِي نُزِّلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ إِنَّكَ لَمَجۡنُونٞ
Dediler ki: «Ey kendisine kitab indirilen (zat), mutlak ve mutlak sen bir mecnunsun»
Surah Al-Hijr, Verse 6
لَّوۡمَا تَأۡتِينَا بِٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
«(Da´vanda) dogru soyleyenlerdendin de bize melekleri getirmeli degil miydin»
Surah Al-Hijr, Verse 7
مَا نُنَزِّلُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَمَا كَانُوٓاْ إِذٗا مُّنظَرِينَ
Biz o melekleri hak (kın, hikmet ve kaderin bir iktizası) olmadan indirmeyiz. O zaman da kendilerine (ne) muhlet, (ne aman) verilmez
Surah Al-Hijr, Verse 8
إِنَّا نَحۡنُ نَزَّلۡنَا ٱلذِّكۡرَ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ
Kur´anı biz indirdik, biz. Onun koruyucuları da, subhesiz ki, biziz
Surah Al-Hijr, Verse 9
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ فِي شِيَعِ ٱلۡأَوَّلِينَ
Andolsun, senden mukaddem (gelen) onceki ummetler icinde de (peygamberler) gondermisizdir
Surah Al-Hijr, Verse 10
وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Onlara her hangi bir peygamber gelmeye dursun ille onunla istihza (alay) ederlerdi
Surah Al-Hijr, Verse 11
كَذَٰلِكَ نَسۡلُكُهُۥ فِي قُلُوبِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Biz boylece o (istihzayi) gunahkarların kalblerine sokarız
Surah Al-Hijr, Verse 12
لَا يُؤۡمِنُونَ بِهِۦ وَقَدۡ خَلَتۡ سُنَّةُ ٱلۡأَوَّلِينَ
(Kendilerinden) evvelkilerin (Imansızlıkları ve istihzaları yuzunden ma´ruz kaldıkları felaketler ma´lum iken ve o gibiler hakkında ilahi bir) sunnet (ve kanun) da gecmisken yine onlar buna (bu Kur´ana, bu peygambere) inanmazlar
Surah Al-Hijr, Verse 13
وَلَوۡ فَتَحۡنَا عَلَيۡهِم بَابٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَظَلُّواْ فِيهِ يَعۡرُجُونَ
Onlara gokden bir kapı acsak da oradan yukarı cıksalar (o zaman da) muhakkak ki: «Gozlerimiz (bir serhos gozu gibi) dondurulmusdur. Belki de biz buyulenmisler zumresiyiz» diyeceklerdir
Surah Al-Hijr, Verse 14
لَقَالُوٓاْ إِنَّمَا سُكِّرَتۡ أَبۡصَٰرُنَا بَلۡ نَحۡنُ قَوۡمٞ مَّسۡحُورُونَ
Onlara gokden bir kapı acsak da oradan yukarı cıksalar (o zaman da) muhakkak ki: «Gozlerimiz (bir serhos gozu gibi) dondurulmusdur. Belki de biz buyulenmisler zumresiyiz» diyeceklerdir
Surah Al-Hijr, Verse 15
وَلَقَدۡ جَعَلۡنَا فِي ٱلسَّمَآءِ بُرُوجٗا وَزَيَّنَّـٰهَا لِلنَّـٰظِرِينَ
Andolsun, biz gokde burclar yapmıs, onları (ibretle) temasa edenler icin suslenmisizdir
Surah Al-Hijr, Verse 16
وَحَفِظۡنَٰهَا مِن كُلِّ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٍ
Biz onları taslanan (surulen, kogulan) her seytandan koruduk
Surah Al-Hijr, Verse 17
إِلَّا مَنِ ٱسۡتَرَقَ ٱلسَّمۡعَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ مُّبِينٞ
Ancak kulak hırsızlıgı eden (seytan) vardır ki onun ardına da (bakanların) apacık (gordugu) bir ates parcası dusmekdedir
Surah Al-Hijr, Verse 18
وَٱلۡأَرۡضَ مَدَدۡنَٰهَا وَأَلۡقَيۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ وَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيۡءٖ مَّوۡزُونٖ
Yeri de (doseyib) yaydık. Onda sabit daglar (yaratıb) koyduk, oralarda (hikmet ve maslahatla) olculmus her seyden (munasib) nebatlar bitirdik
Surah Al-Hijr, Verse 19
وَجَعَلۡنَا لَكُمۡ فِيهَا مَعَٰيِشَ وَمَن لَّسۡتُمۡ لَهُۥ بِرَٰزِقِينَ
Orada hem sizin icin, hem rızıklarını te´min edemeyeceginiz kimseler icin bir cok gecim (sebeb) ler (i) yaratdık
Surah Al-Hijr, Verse 20
وَإِن مِّن شَيۡءٍ إِلَّا عِندَنَا خَزَآئِنُهُۥ وَمَا نُنَزِّلُهُۥٓ إِلَّا بِقَدَرٖ مَّعۡلُومٖ
Hicbir sey (haaric) olmamak uzere (hepsinin) hazineleri bizim nezdimizdedir.. Biz on (lar) ı ma´lum bir mıkdar dısında indirmeyiz
Surah Al-Hijr, Verse 21
وَأَرۡسَلۡنَا ٱلرِّيَٰحَ لَوَٰقِحَ فَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَسۡقَيۡنَٰكُمُوهُ وَمَآ أَنتُمۡ لَهُۥ بِخَٰزِنِينَ
Biz asılayıcı ruzgarlar gonderdik. Gokden de su indirib onunla sizleri sıvardık. Bunların hazinedarları da siz degilsiniz
Surah Al-Hijr, Verse 22
وَإِنَّا لَنَحۡنُ نُحۡيِۦ وَنُمِيتُ وَنَحۡنُ ٱلۡوَٰرِثُونَ
Gercek biz, mutlak biz hem diriltiriz, hem oldururuz. Biz (Hepsinin) varisleriyizdir
Surah Al-Hijr, Verse 23
وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَقۡدِمِينَ مِنكُمۡ وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَـٔۡخِرِينَ
Andolsun, sizden one gecenleri de bilmisizdir, geri kalanları da biz bilmisizdir
Surah Al-Hijr, Verse 24
وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحۡشُرُهُمۡۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٞ
Subhe yok ki Rabb´in, (evet) O, onları (kabirlerinden kaldırıb) toplayacakdır. Hakıykat O, tam bir hukum ve hikmet saahibidir, (her sey´i de) hakkıyle bilendir
Surah Al-Hijr, Verse 25
وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
Andolsun, biz insanı kuru bir camurdan, suuretlenmis bir balcıkdan yaratdık
Surah Al-Hijr, Verse 26
وَٱلۡجَآنَّ خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ
Cann´ı da daha once cok zehirleyici atesden yaratdık
Surah Al-Hijr, Verse 27
وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
Hatırla o vakti ki Rabbin meleklere: «Ben, demisdi, kuru bir camurdan, suuretlenmis bir balcıkdan bir beser yaratacagım»
Surah Al-Hijr, Verse 28
فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ
«O halde ben onun yaratılısını bitirdigim, ona ruhumdan ufledigim zaman siz derhal onun icin secdeye kapanın»
Surah Al-Hijr, Verse 29
فَسَجَدَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ
Bunun uzerine meleklerin hepsi topdan secde etdi
Surah Al-Hijr, Verse 30
إِلَّآ إِبۡلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
Ancak Iblis bu secde edenlerle beraber olmakdan (cekinerek) dayatdı
Surah Al-Hijr, Verse 31
قَالَ يَـٰٓإِبۡلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
(Cenab-ı Hak): «Ey Iblis, sen neye secde edenlerle beraber olmadın?» dedi
Surah Al-Hijr, Verse 32
قَالَ لَمۡ أَكُن لِّأَسۡجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقۡتَهُۥ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
«Ben, dedi, kuru bir camurdan, suuretlenmis bir balcıkdan yaratdıgın beser icin secde edeyim diye (var) olmadım»
Surah Al-Hijr, Verse 33
قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ
(Cenab-ı Hak) soyle buyurdu: «O halde cık buradan. Cunku sen artık kogulmussundur»
Surah Al-Hijr, Verse 34
وَإِنَّ عَلَيۡكَ ٱللَّعۡنَةَ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ
«Hic subhesiz ceza gunune kadar la´net senin tependedir»
Surah Al-Hijr, Verse 35
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
«Ey Rabbim, dedi, oyleyse bana (insanların) kabirlerinden kaldırılacakları gune kadar muhlet ver»
Surah Al-Hijr, Verse 36
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ
Buyurdu: «O halde sen (ındallah) ma´lum olan (bir) zamanın gunune kadar gecikdirilenlerdensin»
Surah Al-Hijr, Verse 37
إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ
Buyurdu: «O halde sen (ındallah) ma´lum olan (bir) zamanın gunune kadar gecikdirilenlerdensin»
Surah Al-Hijr, Verse 38
قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغۡوَيۡتَنِي لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
«Ey Rabbim, dedi, beni azdırdıgın sey´e (rahmetinden tard etmene) mukaabil ben de andolsun yer (yuzun) de onlar (ın ma´sıyetlerini) her halde susleyecegim (onları kendilerine hos gosterecegim). Onların hepsini, topdan, muhakkak ki, azdıracagım»
Surah Al-Hijr, Verse 39
إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
«Ancak onlardan ihlasa erdirilmis kulların mustesna»
Surah Al-Hijr, Verse 40
قَالَ هَٰذَا صِرَٰطٌ عَلَيَّ مُسۡتَقِيمٌ
Buyurdu ki: «Iste bu, bana gore (hak ve layık) olan dogru bir yoldur»
Surah Al-Hijr, Verse 41
إِنَّ عِبَادِي لَيۡسَ لَكَ عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡغَاوِينَ
«Benim kullarımın uzerinde senin hic bir tahakkum (un) yokdur. Meger ki azıb sapanlardan sana tabi´ olanlar olsun»
Surah Al-Hijr, Verse 42
وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوۡعِدُهُمۡ أَجۡمَعِينَ
«Seksiz subhesiz onların topuna va´d olunan yer cehennemdir»
Surah Al-Hijr, Verse 43
لَهَا سَبۡعَةُ أَبۡوَٰبٖ لِّكُلِّ بَابٖ مِّنۡهُمۡ جُزۡءٞ مَّقۡسُومٌ
«Onun yedi kapısı, onlardan her kapının (onlara) ayrılmıs birer nasıybi vardır»
Surah Al-Hijr, Verse 44
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّـٰتٖ وَعُيُونٍ
Takvaa sahibleri muhakkak cennetlerde, pınar (bas) larındadır
Surah Al-Hijr, Verse 45
ٱدۡخُلُوهَا بِسَلَٰمٍ ءَامِنِينَ
Selametle; korkusuz korkusuz girin oraya
Surah Al-Hijr, Verse 46
وَنَزَعۡنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنۡ غِلٍّ إِخۡوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ
Biz onların goguslerindeki kini sokub atdık (atacagız. Onlar) kardesler haalinde, karsı karsıya tahtları uzerindedirler (tahtlarına dayanarak oturacaklardır)
Surah Al-Hijr, Verse 47
لَا يَمَسُّهُمۡ فِيهَا نَصَبٞ وَمَا هُم مِّنۡهَا بِمُخۡرَجِينَ
Orada bunlara hicbir yorgunluk ve zahmet degmeyecek. Oradan bunlar cıkarılacak da degildirler
Surah Al-Hijr, Verse 48
۞نَبِّئۡ عِبَادِيٓ أَنِّيٓ أَنَا ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
(Habibim) kullarıma haber (i) ver ki: «Hakikaten ben (evet) ben cok yarlıgayıcı, kemaliyle esirgeyiciyim»
Surah Al-Hijr, Verse 49
وَأَنَّ عَذَابِي هُوَ ٱلۡعَذَابُ ٱلۡأَلِيمُ
«(Bununla beraber) benim azabım da elbette en acıklı azabın ta kendisidir o»
Surah Al-Hijr, Verse 50
وَنَبِّئۡهُمۡ عَن ضَيۡفِ إِبۡرَٰهِيمَ
Onlara Ibrahimin musafirleri (olan meleklerimi) de haber ver
Surah Al-Hijr, Verse 51
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَقَالُواْ سَلَٰمٗا قَالَ إِنَّا مِنكُمۡ وَجِلُونَ
Hani bunlar onun karsısına girib «Selam» demislerdi. O da: «Biz, demisdi, sizden endise edicileriz»
Surah Al-Hijr, Verse 52
قَالُواْ لَا تَوۡجَلۡ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ عَلِيمٖ
Dediler ki: «Korkma, hakıykat biz sana cok bilgin bir ogul mujde ediyoruz»
Surah Al-Hijr, Verse 53
قَالَ أَبَشَّرۡتُمُونِي عَلَىٰٓ أَن مَّسَّنِيَ ٱلۡكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ
«Bana, dedi, ihtiyarlık cokmusken (nasıl olub da) mujde verdiniz? Bu tebsiri neye istinaden yapıyorsunuz»
Surah Al-Hijr, Verse 54
قَالُواْ بَشَّرۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلۡقَٰنِطِينَ
Dediler: «Seni hak olarak mustuluyoruz. O halde umidini kesenlerden olma»
Surah Al-Hijr, Verse 55
قَالَ وَمَن يَقۡنَطُ مِن رَّحۡمَةِ رَبِّهِۦٓ إِلَّا ٱلضَّآلُّونَ
(Ibrahim): «Rabbinin rahmetinden sapıklardan baska kim umidini keser»? dedi
Surah Al-Hijr, Verse 56
قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
«Ey gonderilenler (elciler), dedi, daha isiniz (me´muriyetiniz) ne»
Surah Al-Hijr, Verse 57
قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ
Dediler: «Gercek biz gunahkarlar guruhuna gonderildik»
Surah Al-Hijr, Verse 58
إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمۡ أَجۡمَعِينَ
«Su kadar ki Lut ailesi bunların dısındadır. Biz onları, hepsini behemehal kurtarıcılarız»
Surah Al-Hijr, Verse 59
إِلَّا ٱمۡرَأَتَهُۥ قَدَّرۡنَآ إِنَّهَا لَمِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ
«Karısı baska. Biz onun mutlakaa geride kalan kimselerden olması (luzum) unu takdir etdik»
Surah Al-Hijr, Verse 60
فَلَمَّا جَآءَ ءَالَ لُوطٍ ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Vaktaki elci (melek) ler Lut ailesine geldi
Surah Al-Hijr, Verse 61
قَالَ إِنَّكُمۡ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ
(Lut) dedi ki: «Herhalde siz tanınmamıs bir zumresiniz»
Surah Al-Hijr, Verse 62
قَالُواْ بَلۡ جِئۡنَٰكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمۡتَرُونَ
Onlar da: «Hayır, dediler, biz sana onların, hakkında sek etmekde oldukları sey´i (azabı) getirdik»
Surah Al-Hijr, Verse 63
وَأَتَيۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ
«Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz subhesiz dogru soyleyenleriz»
Surah Al-Hijr, Verse 64
فَأَسۡرِ بِأَهۡلِكَ بِقِطۡعٖ مِّنَ ٱلَّيۡلِ وَٱتَّبِعۡ أَدۡبَٰرَهُمۡ وَلَا يَلۡتَفِتۡ مِنكُمۡ أَحَدٞ وَٱمۡضُواْ حَيۡثُ تُؤۡمَرُونَ
«O halde gecenin bir kısmında aileni yurut, sen de arkalarından git. Sizden kimse ardına (donub) bakmasın. Emr olunacagınız yere gecib gidin»
Surah Al-Hijr, Verse 65
وَقَضَيۡنَآ إِلَيۡهِ ذَٰلِكَ ٱلۡأَمۡرَ أَنَّ دَابِرَ هَـٰٓؤُلَآءِ مَقۡطُوعٞ مُّصۡبِحِينَ
Ona su (kat´i) emri vahyetdik: «Sabaha cıkarlarken onların arkası behemehal kesilmis olacakdır»
Surah Al-Hijr, Verse 66
وَجَآءَ أَهۡلُ ٱلۡمَدِينَةِ يَسۡتَبۡشِرُونَ
Sehir halkı sevine sevine (musafirlerin yanına) geldi
Surah Al-Hijr, Verse 67
قَالَ إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ ضَيۡفِي فَلَا تَفۡضَحُونِ
(Lut) dedi ki: «Hakıykat bunlar benim musafirlerimdir. Binaenaleyh beni rusvay etmeyin»
Surah Al-Hijr, Verse 68
وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخۡزُونِ
«Allahdan korkun. Beni tasalandırmayın»
Surah Al-Hijr, Verse 69
قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ نَنۡهَكَ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ
«Biz seni, dediler, elaleme karısmakdan, (bizim bu gibi islerimize mudahale etmekden) men etmedik mi»
Surah Al-Hijr, Verse 70
قَالَ هَـٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِيٓ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ
(Lut) dedi: «Eger (dediginizi) yapıcılarsanız iste bunlar, (iste) kızlarım»
Surah Al-Hijr, Verse 71
لَعَمۡرُكَ إِنَّهُمۡ لَفِي سَكۡرَتِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
(Habibim) seni ebedi yad-ı cemiline yemin ederim ki onlar serhoslukları (azgınlıkları) icinde muhakkak serseri bir halde idiler
Surah Al-Hijr, Verse 72
فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُشۡرِقِينَ
Derken onları, israk vakfına girdikleri sırada, o (korkunc) ses yakalayıverdi
Surah Al-Hijr, Verse 73
فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ
Hemen (sehirlerinin) ustunu altına getirdik. Tepelerine de balcıkdan pisirilmis bir tas (yagmuru) yagdırdık
Surah Al-Hijr, Verse 74
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ
Elbette bunda fikr-u firaseti olanlar icin ibretler vardır
Surah Al-Hijr, Verse 75
وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ
O (sehrin haraabeleri) hakıykat (herkesin gorecegi, Kureysin isledigi) bir yol ustunde (haala) durucudur
Surah Al-Hijr, Verse 76
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Bunda iman edenler icin muhakkak bir ibret vardır
Surah Al-Hijr, Verse 77
وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ
Ashaab-ı Eyke de cidden zaalim (kimse) lerdi
Surah Al-Hijr, Verse 78
فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ
Onun icin bunlardan da intikam aldık. (Bu yerlerin) ikisi de apacık bir yol (uzerinde) dir
Surah Al-Hijr, Verse 79
وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Andolsun ki ashaab-ı Hicr de peygamberleri tekzib etmislerdir
Surah Al-Hijr, Verse 80
وَءَاتَيۡنَٰهُمۡ ءَايَٰتِنَا فَكَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ
Biz onlara ayetlerimizi vermisdik de bunlardan yuz cevirici idiler
Surah Al-Hijr, Verse 81
وَكَانُواْ يَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتًا ءَامِنِينَ
Onlar daglardan emin, emin evler yontub oyarlardı
Surah Al-Hijr, Verse 82
فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُصۡبِحِينَ
Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunc) ses yakalayıverdi
Surah Al-Hijr, Verse 83
فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Binaen´aleyh kazanageldikleri (irtikab etdikleri) o seyler kendilerinden (hic bir azabı) defi edemedi
Surah Al-Hijr, Verse 84
وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۗ وَإِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَأٓتِيَةٞۖ فَٱصۡفَحِ ٱلصَّفۡحَ ٱلۡجَمِيلَ
Gokleri, yeri ve aralarındaki seyleri biz hak (ve hikmete uygun) olmayarak (ser ve fesadın devam etmesi icin) yaratmadık. Elbette o saat gelecekdir. Simdilik sen aldırıs etme, (onlara karsı) guzel (ve tatlı muaamelede) bulun
Surah Al-Hijr, Verse 85
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلۡخَلَّـٰقُ ٱلۡعَلِيمُ
Subhesiz ki senin Rabbin (seni de, onları da) hakkıyle yaratanın, (senin de, onların da haalini ve her sey´i) kemaliyle bilenin kendisidir
Surah Al-Hijr, Verse 86
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَٰكَ سَبۡعٗا مِّنَ ٱلۡمَثَانِي وَٱلۡقُرۡءَانَ ٱلۡعَظِيمَ
Andolsun ki biz sana (namazın her rek´atında) tekrarlanan yedi (ayet-i kerime) yi ve su buyuk Kur´anı verdik
Surah Al-Hijr, Verse 87
لَا تَمُدَّنَّ عَيۡنَيۡكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعۡنَا بِهِۦٓ أَزۡوَٰجٗا مِّنۡهُمۡ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِلۡمُؤۡمِنِينَ
Sakın (o kafirlerden) bir takımlarını faidelendirdigimiz seylere (servete ve saireye) iki gozunu dikib uzatma. Onların karsısında tasalanma. Mu´minler icin de (sefekat kanadını indir)
Surah Al-Hijr, Verse 88
وَقُلۡ إِنِّيٓ أَنَا ٱلنَّذِيرُ ٱلۡمُبِينُ
Ve de ki: «Subhesiz ben, (evet) ben (ustunuze inecek azab-ı ilahiyi) acıkca haber verenim»
Surah Al-Hijr, Verse 89
كَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَى ٱلۡمُقۡتَسِمِينَ
Nitekim is bolumu yapanlara, Kur´anı parcalayanlara da (oyle azab) indirmisdik
Surah Al-Hijr, Verse 90
ٱلَّذِينَ جَعَلُواْ ٱلۡقُرۡءَانَ عِضِينَ
Nitekim is bolumu yapanlara, Kur´anı parcalayanlara da (oyle azab) indirmisdik
Surah Al-Hijr, Verse 91
فَوَرَبِّكَ لَنَسۡـَٔلَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Iste Rabbine andolsun ki onlara, topuna yapmakda oldukları seyleri elbette soracagız
Surah Al-Hijr, Verse 92
عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Iste Rabbine andolsun ki onlara, topuna yapmakda oldukları seyleri elbette soracagız
Surah Al-Hijr, Verse 93
فَٱصۡدَعۡ بِمَا تُؤۡمَرُ وَأَعۡرِضۡ عَنِ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Simdi sen ne ile emrolunuyorsan (kafalarını catlatırcasına) apacık bildir. Musriklere aldırıs etme
Surah Al-Hijr, Verse 94
إِنَّا كَفَيۡنَٰكَ ٱلۡمُسۡتَهۡزِءِينَ
Allahla beraber diger bir Tanrı daha tanıyan o istihzacılara muhakkak ki biz yeteriz. Onlar yakında (ugrayacakları akıbetleri) bileceklerdir
Surah Al-Hijr, Verse 95
ٱلَّذِينَ يَجۡعَلُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۚ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Allahla beraber diger bir Tanrı daha tanıyan o istihzacılara muhakkak ki biz yeteriz. Onlar yakında (ugrayacakları akıbetleri) bileceklerdir
Surah Al-Hijr, Verse 96
وَلَقَدۡ نَعۡلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدۡرُكَ بِمَا يَقُولُونَ
Andolsun, biliyoruz ki onların soyleyip durduklarından gogsun cidden daralıyor (habibim)
Surah Al-Hijr, Verse 97
فَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
Sen hemen Rabbini, hamd ile, tesbih et ve secde edenlerden ol
Surah Al-Hijr, Verse 98
وَٱعۡبُدۡ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأۡتِيَكَ ٱلۡيَقِينُ
Sana olum gelinceye kadar da Rabbine ibadet et
Surah Al-Hijr, Verse 99