Surah Al-Hijr - Turkish Translation by Iskender Ali Mihr
الٓرۚ تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ وَقُرۡءَانٖ مُّبِينٖ
Elif, lam, ra. Iste bunlar, Kitab´ın ve Kur´an-ı Mubin´in (acıkca beyan edilmis Kur´an´ın) ayetleridir
Surah Al-Hijr, Verse 1
رُّبَمَا يَوَدُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَوۡ كَانُواْ مُسۡلِمِينَ
Ihtimal ki; kafirler “Keske musluman (teslim olanlar) olsaydık.” diye temenni edecekler
Surah Al-Hijr, Verse 2
ذَرۡهُمۡ يَأۡكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلۡهِهِمُ ٱلۡأَمَلُۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Onları terket (bırak). Yesinler ve metalansınlar (faydalansınlar) ve emel(ler) onları oyalasın (mesgul etsin). Fakat yakında bilecekler
Surah Al-Hijr, Verse 3
وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا وَلَهَا كِتَابٞ مَّعۡلُومٞ
Ve Biz hicbir ulkeyi, onun malum (bilinen) bir kitabı olmaksızın helak etmedik
Surah Al-Hijr, Verse 4
مَّا تَسۡبِقُ مِنۡ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ
Hicbir ummet, ecelini evvele alamaz ve tehir edemez (geciktiremez, sonraya alamaz)
Surah Al-Hijr, Verse 5
وَقَالُواْ يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِي نُزِّلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ إِنَّكَ لَمَجۡنُونٞ
Ve: “Ey kendisine zikir indirilen! Gercekten sen, mutlaka mecnunsun (delisin).” dediler
Surah Al-Hijr, Verse 6
لَّوۡمَا تَأۡتِينَا بِٱلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
Eger sen sadıklardansan, bize melekleri getirmen gerekmez miydi
Surah Al-Hijr, Verse 7
مَا نُنَزِّلُ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةَ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَمَا كَانُوٓاْ إِذٗا مُّنظَرِينَ
Biz hak ile olmaksızın melekleri indirmeyiz. O taktirde onlara muhlet de (zaman da) verilmez
Surah Al-Hijr, Verse 8
إِنَّا نَحۡنُ نَزَّلۡنَا ٱلذِّكۡرَ وَإِنَّا لَهُۥ لَحَٰفِظُونَ
Muhakkak ki; zikri (Kur´an-ı Kerim´i) Biz indirdik. O´nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz
Surah Al-Hijr, Verse 9
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ فِي شِيَعِ ٱلۡأَوَّلِينَ
Ve andolsun senden once, evvelki toplumlara da (resuller) gonderdik
Surah Al-Hijr, Verse 10
وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Onlara (hic) bir resul gelmedi ki; onunla alay etmis olmasınlar
Surah Al-Hijr, Verse 11
كَذَٰلِكَ نَسۡلُكُهُۥ فِي قُلُوبِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Iste boylece onu (alay etmeyi), mucrimlerin kalplerine sokarız
Surah Al-Hijr, Verse 12
لَا يُؤۡمِنُونَ بِهِۦ وَقَدۡ خَلَتۡ سُنَّةُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Evvelkilerin sunneti (adeti) gelip gectigi halde onlar, ona (resule) iman etmezler
Surah Al-Hijr, Verse 13
وَلَوۡ فَتَحۡنَا عَلَيۡهِم بَابٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ فَظَلُّواْ فِيهِ يَعۡرُجُونَ
Ve onlara semadan bir kapı acsak, boylece oradan yukselseler (cıksalar) bile
Surah Al-Hijr, Verse 14
لَقَالُوٓاْ إِنَّمَا سُكِّرَتۡ أَبۡصَٰرُنَا بَلۡ نَحۡنُ قَوۡمٞ مَّسۡحُورُونَ
Mutlaka: “Sadece gozlerimiz baglandı (engellendi, gercegi goremiyoruz). Hayır, biz buyulenmis bir kavimiz.” demis olacaklar
Surah Al-Hijr, Verse 15
وَلَقَدۡ جَعَلۡنَا فِي ٱلسَّمَآءِ بُرُوجٗا وَزَيَّنَّـٰهَا لِلنَّـٰظِرِينَ
Andolsun ki; Biz semada burclar kıldık. Ve bakanlar icin onu susledik
Surah Al-Hijr, Verse 16
وَحَفِظۡنَٰهَا مِن كُلِّ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٍ
Ve Biz, onu taslanmıs (kovulmus) seytan(lar)ın hepsinden muhafaza ettik
Surah Al-Hijr, Verse 17
إِلَّا مَنِ ٱسۡتَرَقَ ٱلسَّمۡعَ فَأَتۡبَعَهُۥ شِهَابٞ مُّبِينٞ
Ancak kim duyma hırsızlıgı yaptıysa (gaybi bilgileri calmak istediyse), o zaman onu acıkca yakıcı bir ates parcası takip etti
Surah Al-Hijr, Verse 18
وَٱلۡأَرۡضَ مَدَدۡنَٰهَا وَأَلۡقَيۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ وَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيۡءٖ مَّوۡزُونٖ
Ve yeryuzu; onu uzattık (yaydık) ve oraya buyuk daglar koyduk. Ve orada her seyden (butun bitkilerden) mevzun (birbiriyle orantılı) olarak bitkiler yetistirdik
Surah Al-Hijr, Verse 19
وَجَعَلۡنَا لَكُمۡ فِيهَا مَعَٰيِشَ وَمَن لَّسۡتُمۡ لَهُۥ بِرَٰزِقِينَ
Sizin icin de, sizin rızıklandırılanlar olmadıgınız kimseler icin de, maisetler (gecim kaynakları) kıldık
Surah Al-Hijr, Verse 20
وَإِن مِّن شَيۡءٍ إِلَّا عِندَنَا خَزَآئِنُهُۥ وَمَا نُنَزِّلُهُۥٓ إِلَّا بِقَدَرٖ مَّعۡلُومٖ
Hazinesi bizim yanımızda olmayan hicbir sey yoktur. Malum (bilinen) bir kaderi (takdir edilmis miktarı) olmaksızın onu indirmeyiz
Surah Al-Hijr, Verse 21
وَأَرۡسَلۡنَا ٱلرِّيَٰحَ لَوَٰقِحَ فَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ فَأَسۡقَيۡنَٰكُمُوهُ وَمَآ أَنتُمۡ لَهُۥ بِخَٰزِنِينَ
Ve Biz, ruzgarları (yagmur) yuklu olarak gonderdik. Boylece semadan su indirdik de, sizi onunla suladık. Ve onun (suyun) hazinelerini (denizleri, nehirleri, toprak altı ve toprak ustu su kaynaklarını, golleri) olusturan siz degilsiniz
Surah Al-Hijr, Verse 22
وَإِنَّا لَنَحۡنُ نُحۡيِۦ وَنُمِيتُ وَنَحۡنُ ٱلۡوَٰرِثُونَ
Ve muhakkak ki; Biz, sadece Biz hayat veririz. Ve Biz oldururuz. Ve varis olanlar da Biziz
Surah Al-Hijr, Verse 23
وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَقۡدِمِينَ مِنكُمۡ وَلَقَدۡ عَلِمۡنَا ٱلۡمُسۡتَـٔۡخِرِينَ
Andolsun ki; sizden evvelkileri biliyoruz. Ve andolsun ki; sonrakileri de biliyoruz
Surah Al-Hijr, Verse 24
وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحۡشُرُهُمۡۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٞ
Ve muhakkak ki; senin Rabbin, O, onları hasreder (huzurunda toplar). Muhakkak ki; O, Hakim´dir, Alim´dir
Surah Al-Hijr, Verse 25
وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnun olan salsalinden” (standart insan sekli verilmis ve organik donusume ugramıs salsalinden) yarattık
Surah Al-Hijr, Verse 26
وَٱلۡجَآنَّ خَلَقۡنَٰهُ مِن قَبۡلُ مِن نَّارِ ٱلسَّمُومِ
Ve cann; onu, daha once semum´un atesinden yarattık
Surah Al-Hijr, Verse 27
وَإِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَـٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
Rabbin meleklere soyle demisti: "Ben mutlaka, “hamein mesnun olan salsalin”den (standart insan sekli verilmis ve organik donusume ugramıs salsalinden) bir beser (insan) halkedecegim.”
Surah Al-Hijr, Verse 28
فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ
Artık onu dizayn edip, icine ruhumdan ufledigim zaman, hemen ona secde ederek yere kapanın
Surah Al-Hijr, Verse 29
فَسَجَدَ ٱلۡمَلَـٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ
Boylece meleklerin hepsi birden, toplu olarak secde etti
Surah Al-Hijr, Verse 30
إِلَّآ إِبۡلِيسَ أَبَىٰٓ أَن يَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
Iblis haric. Secde edenlerle beraber olmaktan (direnerek) kacındı
Surah Al-Hijr, Verse 31
قَالَ يَـٰٓإِبۡلِيسُ مَا لَكَ أَلَّا تَكُونَ مَعَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
Allahu Teala soyle buyurdu: “Ey iblis! Sen nicin secde edenlerle beraber olmadın?”
Surah Al-Hijr, Verse 32
قَالَ لَمۡ أَكُن لِّأَسۡجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقۡتَهُۥ مِن صَلۡصَٰلٖ مِّنۡ حَمَإٖ مَّسۡنُونٖ
(Iblis:) “Ben, hamein mesnun (standart bir sekil verilmis, organik donusume ugramıs) olan salsalinden halkettigin bir besere secde etmem (eden olmam).” dedi
Surah Al-Hijr, Verse 33
قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ
(Allahu Teala soyle) buyurdu: “Hemen oradan cık! Muhakkak ki; sen bu sebeple kovuldun
Surah Al-Hijr, Verse 34
وَإِنَّ عَلَيۡكَ ٱللَّعۡنَةَ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ
Ve muhakkak ki; lanet, din gunune (karsılıkların, ceza veya mukafatın verildigi gune) kadar senin uzerinedir
Surah Al-Hijr, Verse 35
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
(Iblis): “Rabbim, oyleyse bana beas gunune (diriltilecekleri gune) kadar zaman ver.” dedi
Surah Al-Hijr, Verse 36
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ
(Allahu Teala) soyle buyurdu: “Oyleyse sen, gercekten muhlet (sure) verilenlerdensin.”
Surah Al-Hijr, Verse 37
إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ
Malum olan (bilinen) vaktin gunune kadar
Surah Al-Hijr, Verse 38
قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغۡوَيۡتَنِي لَأُزَيِّنَنَّ لَهُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
(Iblis soyle) dedi: “Rabbim, beni azdırmandan dolayı, onlara mutlaka yeryuzunde (azgınlıgı) susleyecegim ve mutlaka onların hepsini azdıracagım
Surah Al-Hijr, Verse 39
إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Ancak onlardan muhlis olan kulların mustesna
Surah Al-Hijr, Verse 40
قَالَ هَٰذَا صِرَٰطٌ عَلَيَّ مُسۡتَقِيمٌ
Allahu Teala soyle buyurdu: “Iste bu, Bana yonlendirilmis (Bana ulastıran) yoldur.”
Surah Al-Hijr, Verse 41
إِنَّ عِبَادِي لَيۡسَ لَكَ عَلَيۡهِمۡ سُلۡطَٰنٌ إِلَّا مَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡغَاوِينَ
Azgın olanlardan (igvaya dusurduklerinden) sana tabi olan kimseler haric, muhakkak ki; benim kullarım uzerinde senin bir sultanlıgın (gucun) yoktur
Surah Al-Hijr, Verse 42
وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوۡعِدُهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Ve onların hepsine vaadedilen yer, elbette, mutlaka cehennemdir
Surah Al-Hijr, Verse 43
لَهَا سَبۡعَةُ أَبۡوَٰبٖ لِّكُلِّ بَابٖ مِّنۡهُمۡ جُزۡءٞ مَّقۡسُومٌ
Onun (cehennemin) 7 kapısı vardır. Her kapı icin onlardan taksim edilmis (bolunmus) bir grup vardır
Surah Al-Hijr, Verse 44
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّـٰتٖ وَعُيُونٍ
Muhakkak ki; takva sahipleri, cennetlerin icinde ve pınarlar basındadırlar
Surah Al-Hijr, Verse 45
ٱدۡخُلُوهَا بِسَلَٰمٍ ءَامِنِينَ
Emin olarak, selam ile oraya (cennete) girin
Surah Al-Hijr, Verse 46
وَنَزَعۡنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنۡ غِلٍّ إِخۡوَٰنًا عَلَىٰ سُرُرٖ مُّتَقَٰبِلِينَ
Ve onların goguslerinde kinden ne varsa cekip cıkardık. Onlar, kardes olarak karsılıklı tahtlar uzerindedirler
Surah Al-Hijr, Verse 47
لَا يَمَسُّهُمۡ فِيهَا نَصَبٞ وَمَا هُم مِّنۡهَا بِمُخۡرَجِينَ
Onlara, orada bir yorgunluk dokunmaz. Ve onlar, oradan cıkarılacak degildirler
Surah Al-Hijr, Verse 48
۞نَبِّئۡ عِبَادِيٓ أَنِّيٓ أَنَا ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
Kullarıma haber ver. Muhakkak ki; Ben Gafur´um (magfiret edenim) ve Rahim´im (rahmet edenim, rahmet nuru gonderenim)
Surah Al-Hijr, Verse 49
وَأَنَّ عَذَابِي هُوَ ٱلۡعَذَابُ ٱلۡأَلِيمُ
Ve muhakkak ki; Benim azabım; o, elim (cok acı) bir azaptır
Surah Al-Hijr, Verse 50
وَنَبِّئۡهُمۡ عَن ضَيۡفِ إِبۡرَٰهِيمَ
Ve onlara, Ibrahim (A.S)´ın misafirlerinden haber ver
Surah Al-Hijr, Verse 51
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَقَالُواْ سَلَٰمٗا قَالَ إِنَّا مِنكُمۡ وَجِلُونَ
Onun yanına girdikleri zaman: “Selam (olsun)” dediler. (Ibrahim A.S) soyle dedi: “Gercekten biz sizden korkuyoruz.”
Surah Al-Hijr, Verse 52
قَالُواْ لَا تَوۡجَلۡ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَٰمٍ عَلِيمٖ
Ibrahim (A.S)´ın misafirleri) soyle dediler: “(Siz) korkmayın! Muhakkak ki; biz seni, bir alim (erkek) cocuk ile mujdeliyoruz.”
Surah Al-Hijr, Verse 53
قَالَ أَبَشَّرۡتُمُونِي عَلَىٰٓ أَن مَّسَّنِيَ ٱلۡكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ
“Bana ihtiyarlık gelmisken mi beni mujdeliyorsunuz? Boyleyken ne ile mujdeliyorsunuz?” dedi
Surah Al-Hijr, Verse 54
قَالُواْ بَشَّرۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلۡقَٰنِطِينَ
“Biz seni hak ile mujdeledik. Artık ´umit kesenler´den olma.” dediler
Surah Al-Hijr, Verse 55
قَالَ وَمَن يَقۡنَطُ مِن رَّحۡمَةِ رَبِّهِۦٓ إِلَّا ٱلضَّآلُّونَ
Dalalette olanlardan baska, kim Rabbinin rahmetinden umidini keser?" dedi
Surah Al-Hijr, Verse 56
قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Soyle dedi: “Ey elciler! Bundan sonra sizin konusacagınız konu nedir?”
Surah Al-Hijr, Verse 57
قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ
Muhakkak ki; biz, mucrim (gunahkar) bir kavme gonderildik." dediler
Surah Al-Hijr, Verse 58
إِلَّآ ءَالَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Lut´un ailesi haric, muhakkak ki; Biz onların hepsini mutlaka kurtaracagız
Surah Al-Hijr, Verse 59
إِلَّا ٱمۡرَأَتَهُۥ قَدَّرۡنَآ إِنَّهَا لَمِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ
Onun hanımı (kadını) haric. Cunku onun mutlaka geride kalanlardan (helak olacaklardan) olmasını takdir ettik
Surah Al-Hijr, Verse 60
فَلَمَّا جَآءَ ءَالَ لُوطٍ ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Boylece, gonderilmis olan resuller (elciler), Lut´un ailesine geldigi zaman
Surah Al-Hijr, Verse 61
قَالَ إِنَّكُمۡ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ
Lut (A.S) soyle) dedi: “Muhakkak ki; siz tanınmayan bir kavimsiniz (yabancı bir topluluksunuz).”
Surah Al-Hijr, Verse 62
قَالُواْ بَلۡ جِئۡنَٰكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمۡتَرُونَ
“Hayır, biz, onların hakkında suphe ettikleri sey ile sana geldik.” dediler
Surah Al-Hijr, Verse 63
وَأَتَيۡنَٰكَ بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ
Ve biz sana hakkı getirdik. Ve muhakkak ki; biz sadıklarız (dogru soyleyenleriz)
Surah Al-Hijr, Verse 64
فَأَسۡرِ بِأَهۡلِكَ بِقِطۡعٖ مِّنَ ٱلَّيۡلِ وَٱتَّبِعۡ أَدۡبَٰرَهُمۡ وَلَا يَلۡتَفِتۡ مِنكُمۡ أَحَدٞ وَٱمۡضُواْ حَيۡثُ تُؤۡمَرُونَ
Hemen ailenle, gecenin bir kısmında yuruyerek yola cıkın! Onların arkasından, onları takip et. Sizden hicbiriniz arkasına donup bakmasın. Ve emrolunacagınız yere gidin
Surah Al-Hijr, Verse 65
وَقَضَيۡنَآ إِلَيۡهِ ذَٰلِكَ ٱلۡأَمۡرَ أَنَّ دَابِرَ هَـٰٓؤُلَآءِ مَقۡطُوعٞ مُّصۡبِحِينَ
Ve onların “arkası kesilmis (nesli tukenmis)” olarak sabahlayacakları (helak olup yok olacakları) emrini, ona bildirdik
Surah Al-Hijr, Verse 66
وَجَآءَ أَهۡلُ ٱلۡمَدِينَةِ يَسۡتَبۡشِرُونَ
Ve sehir halkı, birbirini mujdeleyerek geldi
Surah Al-Hijr, Verse 67
قَالَ إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ ضَيۡفِي فَلَا تَفۡضَحُونِ
(Lut A.S) soyle dedi: "Muhakkak ki; bunlar benim misafirlerimdir. Artık beni mahcup etmeyin(utandırmayın)
Surah Al-Hijr, Verse 68
وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخۡزُونِ
Allah´a karsı takva sahibi olun, sakının. Beni alcaltmayın (rezil etmeyin)
Surah Al-Hijr, Verse 69
قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ نَنۡهَكَ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Biz seni elalemin (baskalarının) isine karısmaktan nehyetmedik (men etmedik) mi
Surah Al-Hijr, Verse 70
قَالَ هَـٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِيٓ إِن كُنتُمۡ فَٰعِلِينَ
Soyle dedi: “Eger dusundugunuzu yapacaksanız iste bunlar, benim kızlarım.”
Surah Al-Hijr, Verse 71
لَعَمۡرُكَ إِنَّهُمۡ لَفِي سَكۡرَتِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
Omrune andolsun ki; muhakkak ki, onlar sarhoslukları icinde bocalıyorlardı
Surah Al-Hijr, Verse 72
فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُشۡرِقِينَ
Boylece, musrikleri (gunes dogdugu vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunc bir ses dalgası) aldı, yakaladı
Surah Al-Hijr, Verse 73
فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ
Boylece onun (o beldenin) ustunu altına getirdik. Onların uzerine siccil´den (oldurucu) taslar yagdırdık
Surah Al-Hijr, Verse 74
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ
Iste bunda, ibretle izleyenler icin, elbette deliller vardır
Surah Al-Hijr, Verse 75
وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ
Ve muhakkak ki o gercekten, yol uzerinde mukimdir (hala durmaktadır)
Surah Al-Hijr, Verse 76
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Muhakkak ki; bunda mu´minler (nefslerinin kalbine iman yazılmıs olanlar) icin elbette deliller (ibretler) vardır
Surah Al-Hijr, Verse 77
وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ
Eyke halkı da gercekten zalim idiler
Surah Al-Hijr, Verse 78
فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ
Bu sebeple onlardan da intikam aldık ve muhakkak ki; ikisi de (iki sehir de) gercekten, acıkca bir rehberdir(gelecek nesillere ibrettir)
Surah Al-Hijr, Verse 79
وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Andolsun ki; Hicr halkı, gonderilen resulleri yalanladı
Surah Al-Hijr, Verse 80
وَءَاتَيۡنَٰهُمۡ ءَايَٰتِنَا فَكَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ
Onlara ayetlerimizi (mucizelerimizi, delillerimizi) verdik. Fakat onlar, ondan yuz cevirdiler
Surah Al-Hijr, Verse 81
وَكَانُواْ يَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتًا ءَامِنِينَ
Ve onlar, daglardan (saglamlıgına) guvenilir evler (yontarak) oyuyorlardı
Surah Al-Hijr, Verse 82
فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّيۡحَةُ مُصۡبِحِينَ
Boylece sabah vaktine erenleri (sabaha cıkanları), bir sayha (korkunc bir ses) yakaladı
Surah Al-Hijr, Verse 83
فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Boylece, iktisab ettikleri (kazanmıs oldukları) seyler, onlara bir fayda vermedi
Surah Al-Hijr, Verse 84
وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّۗ وَإِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَأٓتِيَةٞۖ فَٱصۡفَحِ ٱلصَّفۡحَ ٱلۡجَمِيلَ
Biz semaları ve yeryuzunu ve o ikisinin arasındaki seyleri, baska bir sey icin yaratmadık. Ancak hak ile yarattık. Ve muhakkak ki; o saat (kıyamet) mutlaka gelecektir. Artık onlardan guzellikle yuz cevir
Surah Al-Hijr, Verse 85
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ ٱلۡخَلَّـٰقُ ٱلۡعَلِيمُ
Muhakkak ki; senin Rabbin, O; yaratan ve bilendir
Surah Al-Hijr, Verse 86
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَٰكَ سَبۡعٗا مِّنَ ٱلۡمَثَانِي وَٱلۡقُرۡءَانَ ٱلۡعَظِيمَ
Ve andolsun ki; sana mesani(ikinci)den 7´yi (7´liyi, 7´li olarak) ve Kur´an-ul Azim´i verdik
Surah Al-Hijr, Verse 87
لَا تَمُدَّنَّ عَيۡنَيۡكَ إِلَىٰ مَا مَتَّعۡنَا بِهِۦٓ أَزۡوَٰجٗا مِّنۡهُمۡ وَلَا تَحۡزَنۡ عَلَيۡهِمۡ وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِلۡمُؤۡمِنِينَ
Onlardan bir kısmına cifter cifter (bol bol) met´a olarak verdigimiz seylere gozlerini dikme. Onlar icin mahzun olma. Mu´minlere (kalplerine iman yazılmıs olan kimselere) kanatlarını indir (mutevazi ol, himaye et)
Surah Al-Hijr, Verse 88
وَقُلۡ إِنِّيٓ أَنَا ٱلنَّذِيرُ ٱلۡمُبِينُ
“Ve muhakkak ki; ben apacık (uyaran, acıklayan, beyan eden) bir nezirim.” de
Surah Al-Hijr, Verse 89
كَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَى ٱلۡمُقۡتَسِمِينَ
Muktesimlere (kısım kısım ayıranlara) indirdigimiz gibi
Surah Al-Hijr, Verse 90
ٱلَّذِينَ جَعَلُواْ ٱلۡقُرۡءَانَ عِضِينَ
Onlar, Kur´an-ı Kerim´i parca parca kıldılar
Surah Al-Hijr, Verse 91
فَوَرَبِّكَ لَنَسۡـَٔلَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Artık Rabbine andolsun ki; onların hepsine mutlaka soracagız
Surah Al-Hijr, Verse 92
عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Yapmıs oldukları seylerden
Surah Al-Hijr, Verse 93
فَٱصۡدَعۡ بِمَا تُؤۡمَرُ وَأَعۡرِضۡ عَنِ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
Artık emrolundugun seyi acıkca bildir. Ve musriklerden yuz cevir
Surah Al-Hijr, Verse 94
إِنَّا كَفَيۡنَٰكَ ٱلۡمُسۡتَهۡزِءِينَ
Muhakkak ki; Biz, alay edenlere karsı sana kafiyiz (yeteriz)
Surah Al-Hijr, Verse 95
ٱلَّذِينَ يَجۡعَلُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۚ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Allah ile beraber baska ilah kılanlar (kabul edenler), artık yakında bilecekler (ogrenecekler)
Surah Al-Hijr, Verse 96
وَلَقَدۡ نَعۡلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدۡرُكَ بِمَا يَقُولُونَ
Andolsun ki; Biz, onların soylediklerinden dolayı senin gogsunun daraldıgını biliyoruz
Surah Al-Hijr, Verse 97
فَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ ٱلسَّـٰجِدِينَ
Oyleyse Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol
Surah Al-Hijr, Verse 98
وَٱعۡبُدۡ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأۡتِيَكَ ٱلۡيَقِينُ
Ve sana “yakin” gelinceye (son yakine, Hakk´ul yakine, Allah´a kole olmaya ulasıncaya) kadar Rabbine kul ol
Surah Al-Hijr, Verse 99